Kadere Dair...

Yaakarii

Member
Benim aklımda kalan Allah c.c ezeli ilmi ile(ezel kavramı da anahtar kavram galiba) kullarının ve diger mahlukatının kaderlerini bilmesi.Bildigi için yazması,ancak insanların yaptıklarının bu bilmeye tabi olmaması.

İşte bu kurgunun içinde kader sebeb ile müsebbebe birden bakıyor zannımca.
 

ebrar172

Well-known member
her zaman kadere imanımız elhamdülillah tamdır..fakat bazı mesele ve durumlara takılıyorum ister istemez..şimdi bir insanın ne zaman nasıl nerede öleceği yazılmış vede belli değilmi ..?
ölüm ne şekilde olursa olsun vakit geldiği nefes bittiği için ölüyor insan yani bir sebeb..peki dinimizce asla kabul edilmeyen bir olgu olan intihar bir ecel sebebimidir yani intihar eden kişi günahkar peki ama vakti gelmiş nefes bitmiş sebeb hazırsa intihar edip günaha giren kişi nasıl nerede öleceği belli ise o NASILI gerçekleştirmiş olmazmı..soruda bir hata varsa affola..ama hakikaten takıldığım bir konu..
 

Sungurlu

Member
soruyu anlamak için epey zorlandık.
Konuyu takip ettiğinizde bu tarz şüpheler inş.sizin oralara uğramayacaktır. Kısa cevap almak yerine bunu tavsiye ederiz.
İlmi Ezeli
Ezeliyet
cüz-i irade
bu kelimelerin manalarına bir bakarsanız.
Konu ileride dallanıp budaklanacak. Şimdilik gövdeyi iyi takip edelim inş.
Baştaki tanımların iyice bilinmesinden sonra Külli iradenin cüzi iradeye taalluku meselesinde sorunuza tam cevap alacaksınız.
 

Sergerdan

Well-known member
MÜSEBBEB : Netice; sebeplerden sonra meydana gelen şey. Sebepleri ve vesileleri mevcut olan.

• Beşincisi: Kader, sebeple müsebbebe bir taallûku var. Yani, şu müsebbeb, şu sebeple vukua gelecek. Öyle ise, denilmesin ki, "Mâdem filân adamın ölmesi, filân vakitte mukadderdir; cüz-i ihtiyârıyla tüfek atan adamın ne kabahati var? Atmasaydı, yine ölecekti?"

Suâl: Niçin denilmesin?

Elcevap: Çünkü, kader onun ölmesini onun tüfeğiyle tâyin etmiştir. Eğer onun tüfek atmamasını farz etsen, o vakit kaderin adem-i taallûkunu farz ediyorsun. O vakit ölmesini ne ile hükmedeceksin?


Şimdi ben buradan şunu anlıyorum; insanlarca hayır veya şer olarak bilinen şeylerin herhangi birinde onun olmasına HÜKMETMEK için sebeb gerekli.Mesela benim isyanıma hükmetmek için oruç tutmamam veya ölmem için hastalanmam,intihar etmemin gerekmesi gibi.Eger bu sebebler olmasa isyanıma hükmedemeyiz veya ölmeme.Onun için kader sebeble müsebbebe bir bakar denilmiştir.
 

Sungurlu

Member
Kader, sebepl e müsebbebe bir taallûku var. Yani, şu müsebbeb, şu sebepl e vukua gelece k
işte burası.
Sebeple Müsebbeb bir arada olacak.
Bunu biraz izah edelim.
Mesela:
Evet misal verecek varmı?
 

Yaakarii

Member
Sungurlu ' Alıntı:
Kader, sebepl e müsebbebe bir taallûku var. Yani, şu müsebbeb, şu sebepl e vukua gelece k
işte burası.
Sebeple Müsebbeb bir arada olacak.
Bunu biraz izah edelim.
Mesela:
Evet misal verecek varmı?
Cüz'i ihtiyariyle adamın tüfek atması Sebeb,
Maktülün ölmesi Müsebbeb. :)
 

Sergerdan

Well-known member
Sungurlu ' Alıntı:
evet bu oldu.
peki şimdi tüfek atılmasaydı?
Öyle ise, biz ehl-i hak deriz ki, "Tüfek atmasaydı, ölmesi bizce meçhûl." Biz burada sebebe hissesini veriyoruz.Bunu anlamayanlar ise şöyle diyorlar:

Cebrî der: "Atmasaydı yine ölecekti." Mûtezile der: "Atmasaydı ölmeyecekti."
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Sadece bir dipnot sölemek isterim : Bazı yerlerde kim kime cevap vermiş biraz karısmıs yazılarda alıntı kullanılırsa neye cevap verildiği daha guzel anlasılacak...
 

*reþha*

New member
ebrar172 ' Alıntı:
her zaman kadere imanımız elhamdülillah tamdır..fakat bazı mesele ve durumlara takılıyorum ister istemez..şimdi bir insanın ne zaman nasıl nerede öleceği yazılmış vede belli değilmi ..?
ölüm ne şekilde olursa olsun vakit geldiği nefes bittiği için ölüyor insan yani bir sebeb..peki dinimizce asla kabul edilmeyen bir olgu olan intihar bir ecel sebebimidir yani intihar eden kişi günahkar peki ama vakti gelmiş nefes bitmiş sebeb hazırsa intihar edip günaha giren kişi nasıl nerede öleceği belli ise o NASILI gerçekleştirmiş olmazmı..soruda bir hata varsa affola..ama hakikaten takıldığım bir konu..

1-İnsanın katl gibi zahiri ve ihtiyari olan fiilleri, nefsin meyelanına intiha eder. Cüz-ü ihtiyari denilen şu nefis meyelanı üzerine münazaalar deveran eder.

2-adetullah üzerine, irade-i külliye-i İlahiye, abdin irade-i cüz'iyesine bakar. Yani, bunun bir fiile taallukundan sonra, o taalluk eder. Öyleyse cebir yoktur.

3-İlim, maluma tabidir. Bu kaziyeye göre, malum, ilme tabi değildir; çünkü devir lazım gelir. Öyleyse, bir insan, amelen yaptığı bir fiilin esbabını kadere havale etmekle taallül ve bahaneler gösteremez.

4-Ölüm gibi hasıl-ı bilmasdar denilen şey, kesb gibi bir masdara mütevakkıftır. Yani, adetullah üzerine, o hasıl-ı bilmasdarın vücuduna şart kılınmıştır. Kesb denilen masdarda, çekirdek ve ukdei hayatiye meyelandır. Bu düğümün açılmasıyla, meseledeki düğüm de açılır.
 

Sungurlu

Member
Sergerdan ' Alıntı:
Öyle ise, biz ehl-i hak deriz ki, "Tüfek atmasaydı, ölmesi bizce meçhûl." Biz burada sebebe hissesini veriyoruz.Bunu anlamayanlar ise şöyle diyorlar:

Cebrî der: "Atmasaydı yine ölecekti." Mûtezile der: "Atmasaydı ölmeyecekti."
copy/paste den ziyade fikirlerimizi yazsaydık bu aşamada daha iyi olurdu ama :)
Öyle güzel ifadeler ki.
Evet peki konu ile ilgili bazı sorular geliyor.
Hz.Adem (as) cennette yasak meyveden yemeseydi ne olurdu?
 

Sergerdan

Well-known member
Sungurlu ' Alıntı:
Hz.Adem (as) cennette yasak meyveden yemeseydi ne olurdu?
Benceli konuşmak hele ki vakıf degilsem yanlış olur diye kopy yapıyorum.Hz Adem meyveyi yemese nolurdu demekten ziyade,meyveyi yemesi neden vuku buldu demek gerekir.Meyveyi yemesi (sebeb) günahına (müsebbeb) nesen oldu.Ve burda kader yani ilm-i ilahinin bir çeşidi bu ikisine bir bakar.Tüfekle insanın ölmesi örneginde oldugu gibi.
 

*reþha*

New member
bu mesele için şu ifadeyi dikatle okuyun

Zannedildiği gibi, irade-i külliyenin bir defa müsebbebe, bir defa da sebebe ayrı ayrı taalluku yoktur. Ancak, müsebbeple sebebe bir taalluku vardır.

Bu mezheplerin nokta-i nazarlarını bir misal ile izah edelim:

Bir adam, bir aletle bir şahsı öldürse, sebebin madum olduğunu farz edersek, müsebbebin keyfiyeti nasıl olur?

Ehl-i Cebrin nokta-i nazarları: "Ölecekti." Çünkü, onlarca taalluk ikidir. Ve sebeple müsebbeb arasında inkıta caizdir.

Ehl-i İ'tizalce: "Ölmeyecekti." Çünkü onlarca muradın iradeden tahallüfü caizdir.

Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaatçe, bu misalde sükut ve tevakkuf lazımdır. Çünkü, irade-i külliyenin sebeple müsebbebe bir taalluku vardır. Bu itibarla, sebebin ademi farz edilirse, müsebbebin de farz-ı ademi lazım gelir. Çünkü taalluk birdir. Cebir ve İ'tizal, ifrat ve tefrittir.
 

Sergerdan

Well-known member
*reşha* ' Alıntı:
Ehl-i Cebrin nokta-i nazarları: "Ölecekti." Çünkü, onlarca taalluk ikidir. Ve sebeple müsebbeb arasında inkıta caizdir.
Abi kısaca söz edebilir misiniz?Cebrice iki olan taalluk ve sebeble müsebbeb arasındaki inkıta nedir onların düşüncesinde?
 

*reþha*

New member
Sergerdan ' Alıntı:
Abi kısaca söz edebilir misiniz?Cebrice iki olan taalluk ve sebeble müsebbeb arasındaki inkıta nedir onların düşüncesinde?

irade-i külliye-i İlahiye, abdin irade-i cüz'iyesin e bakar. Yani, bunun bir fiile taallukundan sonra, o taalluk eder

Bir adam, bir tüfekle bir şahsı öldürse, sebebin madum olduğunu farz edersek, müsebbebin keyfiyeti nasıl olur?

Ehl-i Cebrin nokta-i nazarları: "Ölecekti." Çünkü, onlarca taalluk ikidir . Ve sebeple müsebbeb arasında inkıta caizdir diyor

bu halde cebriyenin nazarında şahıs ölecekti demek katilin iradesi ile öldürmemesi demek olur ki bu noktada katilin suçsuz olduğuna hükmetmek tehlikesine düşülür
bu sebeble 2 taalluk olur
 

hasret

Well-known member
Ben risaleyi okurken bile bu kadar zorlanmadım,mübarekler biraz daha acık anlatın,güya risalede ki ifadeleri acıp örnek veriyorsunuz,bence daha da zor anlatıyorsunuz.Birde biz kısa boyluları düşünün,hem kısa boylularda anlasın diyorsunuz,hemde uzun boylu yazıyorsunuz.
 

huzurum

Member
Şualar ' Alıntı:
Ben risaleyi okurken bile bu kadar zorlanmadım,mübarekler biraz daha acık anlatın,güya risalede ki ifadeleri acıp örnek veriyorsunuz,bence daha da zor anlatıyorsunuz.Birde biz kısa boyluları düşünün,hem kısa boylularda anlasın diyorsunuz,hemde uzun boylu yazıyorsunuz.
katılmamak mümkün değil şualar kardeş
 
Üst