Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Hicretin 6. yılı
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="müdavim" data-source="post: 187083" data-attributes="member: 5987"><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkGreen"><strong>EBÛ CENDEL HÂDİSESİ</strong></span></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Anlaşma maddelerinin yazılması bitmişti. Fakat taraflarca henüz imzalanmamıştı.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Tam o sırada, zincire vurulmuş birinin, kendini Müslümanların arasına attığı görüldü. Garibtir ki, bu, Kureyş murahhas heyeti başkanı Süheyl b. Amr'ın oğlu Ebû Cendel idi! İslâm şerefiyle şereflenmesine, müşrikler, ayaklarını zincire vurmakla karşılık vermiş ve onu hapsetmişlerdi. Ebû Cendel, hapsedildiği yerden bir fırsatını bularak kaçmış ve Mekke'nin alt tarafından, kimsenin göremeyeceği yollardan bin bir zorlukla Hz. Resûlullah'ın huzuruna çıkagelmişti. O sırada babası Süheyl, henüz Müslümanların karargâhında bulunuyordu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Ebû Cendel, bizzat babasının kendisine reva gördüğü dayanılmaz işkence ve eziyetlerden kurtulmak için kendisini Hz. Fahri Âlem'in ayaklan dibine atmış, ona iltica etmişti. "Beni kurtar!" diyordu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Ne var ki, az evvel yapılan anlaşma buna imkân vermiyordu! Nitekim, oğlunun geldiğini gören Süheyl, onu Peygamberimizden hemen istedi:</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"İşte!.. Sulh şartları gereğince bana geri vereceğin kişilerin ilki budur!" dedi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Peygamber Efendimiz, "Biz, sulh sözleşmesini henüz imzalamış değiliz!" buyurdu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Süheyl diretti. "Vallahi," dedi, "ben de seninle hiçbir madde üzerinde sulh olmam!"</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Resûli Kibriya Efendimiz bu sefer, "Haydi, bu seferlik buna bana bağışla ve yazıyı imza et." buyurdu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Süheyl'in bunu kabule asla niyeti yoktu. "Ben, bunu asla anlaşma dışında tutamam ve sana bırakamam!" dedi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Peygamber Efendimiz tekrar, "Hayır!.. Bunu benim hatırım için yapacaksın!" buyurdu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Buna rağmen Süheyl, inadından vazgeçmedi: "Ben, bunu asla yapamam!"458</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Resûli Ekrem Efendimiz, iki müşkîl durumla karşı karşıya kalmıştı: Ebû Cendel'i geri vermek demek, onu bile bile eziyet ve işkence çemberi içine atmak demekti; vermediği takdirde, Kureyş heyeti anlaşmayı feshedecekti. Hâlbuki, birçok sebepten dolayı bunu istemiyordu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Elinde başka çâresi kalmayan Peygamber Efendimiz, teessür içinde Ebû Cendel'i babasına teslim etmek zorunda kaldı.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Ebû Cendel'in feryadı Müslümanların gönlünü dağlıyordu: "Yâ Resûlallah!.. Ey Müslümanlar!.. Siz, beni, bana eziyet etsinler, işkencelere uğratsınlar diye mi bunlara teslim ediyorsunuz? Siz, benim eziyet çekmeme rıza mı gösteriyorsunuz?"459</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Fakat, ne çâre, Ebû Cendel artık babasının merhametsiz pençesinde bulunuyordu. Acıklı feryadı, imdat dilemesi, Müslümanların gözlerini yaşlarla doldurdu. Ama, Hz. Resûlullah teslim etti diye seslerini çıkaramıyorlar, yapılan zulmü sinelerine çekiyorlardı. Hz. Resûlullah teslim etmemiş olsaydı, Ebû Cendel'in bu feryad ve figanını imkânı yok cevapsız bırakmazlardı; canları pahasına da olsa onu insafsız ellerden kurtarırlardı!</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Peygamber Efendimiz, babası tarafından alınan Ebû Cendel'e,<span style="color: Red"> "Biraz daha sabret, biraz daha mâruz kaldıklarına göğüs ger! Bunların ecrini, mükâfatını Allah'tan dile! Muhakkak Allah, senin ve yanında bulunan kimsesiz Müslümanlar için bir ferahlık, bir çıkar yol halkedecektir." diyerek teselli verdi. Arkasından da, "Onlara vermiş olduğumuz söze vefasızlık edemeyiz."4</span>60 buyurdu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkGreen"><strong>Hz. Ömer 'in Peygamberimize Sorusu</strong></span></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Ebû Cendel, Kureyş müşrikleri tarafından geri alınırken, Hz. Ömer, Peygamber Efendimizin huzuruna vardı ve, "Yâ Resûlallah!.. Onu Kureyşlilere niçin geri veriyoruz? Dinimiz uğrunda bu hakareti ne diye kabul ediyoruz?" diye konuştu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Resûli Kibriya Efendimiz cevaben, "Biz bu iş hakkında onlarla anlaşma yapmış bulunuyoruz! Dinimizde ahde vefasızlık yoktur!"461 buyurdu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Efendimizden bu cevabı alan Hz. Ömer, bu sefer Ebû Cendel'in yanına sokuldu ve kılıcını ona doğru yaklaştırarak, "Ey Ebû Cendel!.. Şüphesiz, müşriklerin kanı, köpeklerin kanı gibi değersizdir! İnsan, Allah yolunda babasını da öldürebilir! Öldür gitsin şu babanı!.." diye teklif etti.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Ebû Cendel, "Sen, neden öldürmüyorsun?" diye teklif etti.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Hz. Ömer, "Resûlullah (s.a.v.), onu ve başkalarını öldürmeyi bana yasakladı!" cevabını verince, Ebû Cendel, "Ben Resûlullah'a itaatte senden geride kalmak istemem!"462 diye konuştu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">--------------------------------------------------------------------------------</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">449 ibni Hişam, A.g.e., c. 3, s. 331; Ahmed İbni Hanbel, A.g.e., c. 4, s. 325.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">450 ibni Hişam, A.g.e., c. 3, s. 331.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">451 İbni Hişam, A.g.e., c. 3, s. 332; Ahmed ibni Hanbel, A.g.e., c. 4, s. 325.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">452 Müslim, Sahih, c. 3, s. 1410; Ahmed ibni Hanbel, A.g.e., c. 1, s. 342.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">453 Müslim, A.g.e., c. 3, s. 1410; Ahmed İbni Hanbel, A.g.e., c. 4, s. 291.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">454 Müslim, A.g.e., c. 3, s. 1411.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">455 Ibni Hişam, A.g.e., c. 3,s. ?; Ibni Sa'd, A.g.e., c. 2, s. 97; Ahmed İbni Hanbel, A.g.e., c. 4, s. 325; Taberî, Tarih, c. 3, s. 79.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">456 ezZebidî, Tecridi Sarih, Tere: Kâmil Mîras, c. 8, s. 164.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">457 Müslim, A.g.e., c. 3, s. 1411; Ahmed ibni Hanbel, A.g.e., c. 3, s. 268.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">458 Ibni Hişam, Sîre, c. 3, s. 332; Ahmed Ibni Hanbel, Müsned, c. 4, s. 325.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">459 Ibni Hişam, A.g.e., c. 3, s. 333; Taberî, Tarih, c. 3, s. 79.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">460 Ibni Hişam, A.g.e., c. 3, s. 333. </span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="müdavim, post: 187083, member: 5987"] [COLOR="DarkSlateGray"][SIZE="4"][COLOR="DarkGreen"][B]EBÛ CENDEL HÂDİSESİ[/B][/COLOR] Anlaşma maddelerinin yazılması bitmişti. Fakat taraflarca henüz imzalanmamıştı. Tam o sırada, zincire vurulmuş birinin, kendini Müslümanların arasına attığı görüldü. Garibtir ki, bu, Kureyş murahhas heyeti başkanı Süheyl b. Amr'ın oğlu Ebû Cendel idi! İslâm şerefiyle şereflenmesine, müşrikler, ayaklarını zincire vurmakla karşılık vermiş ve onu hapsetmişlerdi. Ebû Cendel, hapsedildiği yerden bir fırsatını bularak kaçmış ve Mekke'nin alt tarafından, kimsenin göremeyeceği yollardan bin bir zorlukla Hz. Resûlullah'ın huzuruna çıkagelmişti. O sırada babası Süheyl, henüz Müslümanların karargâhında bulunuyordu. Ebû Cendel, bizzat babasının kendisine reva gördüğü dayanılmaz işkence ve eziyetlerden kurtulmak için kendisini Hz. Fahri Âlem'in ayaklan dibine atmış, ona iltica etmişti. "Beni kurtar!" diyordu. Ne var ki, az evvel yapılan anlaşma buna imkân vermiyordu! Nitekim, oğlunun geldiğini gören Süheyl, onu Peygamberimizden hemen istedi: "İşte!.. Sulh şartları gereğince bana geri vereceğin kişilerin ilki budur!" dedi. Peygamber Efendimiz, "Biz, sulh sözleşmesini henüz imzalamış değiliz!" buyurdu. Süheyl diretti. "Vallahi," dedi, "ben de seninle hiçbir madde üzerinde sulh olmam!" Resûli Kibriya Efendimiz bu sefer, "Haydi, bu seferlik buna bana bağışla ve yazıyı imza et." buyurdu. Süheyl'in bunu kabule asla niyeti yoktu. "Ben, bunu asla anlaşma dışında tutamam ve sana bırakamam!" dedi. Peygamber Efendimiz tekrar, "Hayır!.. Bunu benim hatırım için yapacaksın!" buyurdu. Buna rağmen Süheyl, inadından vazgeçmedi: "Ben, bunu asla yapamam!"458 Resûli Ekrem Efendimiz, iki müşkîl durumla karşı karşıya kalmıştı: Ebû Cendel'i geri vermek demek, onu bile bile eziyet ve işkence çemberi içine atmak demekti; vermediği takdirde, Kureyş heyeti anlaşmayı feshedecekti. Hâlbuki, birçok sebepten dolayı bunu istemiyordu. Elinde başka çâresi kalmayan Peygamber Efendimiz, teessür içinde Ebû Cendel'i babasına teslim etmek zorunda kaldı. Ebû Cendel'in feryadı Müslümanların gönlünü dağlıyordu: "Yâ Resûlallah!.. Ey Müslümanlar!.. Siz, beni, bana eziyet etsinler, işkencelere uğratsınlar diye mi bunlara teslim ediyorsunuz? Siz, benim eziyet çekmeme rıza mı gösteriyorsunuz?"459 Fakat, ne çâre, Ebû Cendel artık babasının merhametsiz pençesinde bulunuyordu. Acıklı feryadı, imdat dilemesi, Müslümanların gözlerini yaşlarla doldurdu. Ama, Hz. Resûlullah teslim etti diye seslerini çıkaramıyorlar, yapılan zulmü sinelerine çekiyorlardı. Hz. Resûlullah teslim etmemiş olsaydı, Ebû Cendel'in bu feryad ve figanını imkânı yok cevapsız bırakmazlardı; canları pahasına da olsa onu insafsız ellerden kurtarırlardı! Peygamber Efendimiz, babası tarafından alınan Ebû Cendel'e,[COLOR="Red"] "Biraz daha sabret, biraz daha mâruz kaldıklarına göğüs ger! Bunların ecrini, mükâfatını Allah'tan dile! Muhakkak Allah, senin ve yanında bulunan kimsesiz Müslümanlar için bir ferahlık, bir çıkar yol halkedecektir." diyerek teselli verdi. Arkasından da, "Onlara vermiş olduğumuz söze vefasızlık edemeyiz."4[/COLOR]60 buyurdu. [COLOR="DarkGreen"][B]Hz. Ömer 'in Peygamberimize Sorusu[/B][/COLOR] Ebû Cendel, Kureyş müşrikleri tarafından geri alınırken, Hz. Ömer, Peygamber Efendimizin huzuruna vardı ve, "Yâ Resûlallah!.. Onu Kureyşlilere niçin geri veriyoruz? Dinimiz uğrunda bu hakareti ne diye kabul ediyoruz?" diye konuştu. Resûli Kibriya Efendimiz cevaben, "Biz bu iş hakkında onlarla anlaşma yapmış bulunuyoruz! Dinimizde ahde vefasızlık yoktur!"461 buyurdu. Efendimizden bu cevabı alan Hz. Ömer, bu sefer Ebû Cendel'in yanına sokuldu ve kılıcını ona doğru yaklaştırarak, "Ey Ebû Cendel!.. Şüphesiz, müşriklerin kanı, köpeklerin kanı gibi değersizdir! İnsan, Allah yolunda babasını da öldürebilir! Öldür gitsin şu babanı!.." diye teklif etti. Ebû Cendel, "Sen, neden öldürmüyorsun?" diye teklif etti. Hz. Ömer, "Resûlullah (s.a.v.), onu ve başkalarını öldürmeyi bana yasakladı!" cevabını verince, Ebû Cendel, "Ben Resûlullah'a itaatte senden geride kalmak istemem!"462 diye konuştu. -------------------------------------------------------------------------------- 449 ibni Hişam, A.g.e., c. 3, s. 331; Ahmed İbni Hanbel, A.g.e., c. 4, s. 325. 450 ibni Hişam, A.g.e., c. 3, s. 331. 451 İbni Hişam, A.g.e., c. 3, s. 332; Ahmed ibni Hanbel, A.g.e., c. 4, s. 325. 452 Müslim, Sahih, c. 3, s. 1410; Ahmed ibni Hanbel, A.g.e., c. 1, s. 342. 453 Müslim, A.g.e., c. 3, s. 1410; Ahmed İbni Hanbel, A.g.e., c. 4, s. 291. 454 Müslim, A.g.e., c. 3, s. 1411. 455 Ibni Hişam, A.g.e., c. 3,s. ?; Ibni Sa'd, A.g.e., c. 2, s. 97; Ahmed İbni Hanbel, A.g.e., c. 4, s. 325; Taberî, Tarih, c. 3, s. 79. 456 ezZebidî, Tecridi Sarih, Tere: Kâmil Mîras, c. 8, s. 164. 457 Müslim, A.g.e., c. 3, s. 1411; Ahmed ibni Hanbel, A.g.e., c. 3, s. 268. 458 Ibni Hişam, Sîre, c. 3, s. 332; Ahmed Ibni Hanbel, Müsned, c. 4, s. 325. 459 Ibni Hişam, A.g.e., c. 3, s. 333; Taberî, Tarih, c. 3, s. 79. 460 Ibni Hişam, A.g.e., c. 3, s. 333. [/SIZE][/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Hicretin 6. yılı
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst