Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Hicretin 6. yılı
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="müdavim" data-source="post: 186966" data-attributes="member: 5987"><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkGreen"><strong>İkinci Elçi: Hz. Osman</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Elçiler vasıtasıyla görüşmeler devam ediyordu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Resûli Ekrem Efendimiz ise, bir an evvel kat'î netice elde etmek istiyordu. Geliş maksadını tekrar Kureyşlilere güzelce anlatmak için bu sefer Hz. Ömer'i göndermek istedi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Hz. Ömer, "Yâ Resûlallah!.. Kureyş reisleri, benim onlara ne derece şiddetli düşman olduğumu bilirler. Korkarım, bana suikastte bulunurlar! Mekke'de de kabîlemden hiç kimsem yoktur ki, beni himayesine alsın! Buna rağmen, muhakkak benim gitmemi istiyorsanız, giderim." diye konuştu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Peygamber Efendimiz, hiçbir şey söylemeden sustu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Bunun üzerine Hz. Ömer, "Bu iş için Osman b. Affan gitse daha münasip olur. Zîra, onun Mekke'de aşiret ve akrabası çoktur!" diye teklifte bulundu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Gerçekten de, Mekke'nin eşrafından olan Benî Ümeyye, hep Hz. Osman'ın amcazadeleri idiler.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Resûli Ekrem Efendimiz, Hz. Ömer'in bu teklifini kabul etti. Hz. Osman'ı yanına çağırdı.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Kureyşlilere git! 'Biz buraya hiç kimseyle çarpışmak için gelmedik; sâdece şu Beytullah'ı ziyaret için gelmiş bulunuyoruz. Yanımızdaki kurbanlık develeri kesip döneceğiz.' diye söyle. Sonra da onları İslâmiyete davet et." diye talimat verdi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Peygamber Efendimiz ayrıca, Mekke'de Müslümanlıklarını gizleyen Müslümanlarla da görüşüp onlara teselli vermesini ve Mekke'nin yakında fetholunup îmanlarını gizlemeye ihtiyaç kalmayacağını da onlara haber vermesini, Hz. Osman'a emretti.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Hz. Osman, Kureyş müşriklerinin yanına vardı. Peygamberimizin geliş maksadını tek tek anlattı. Onları İslâm'a davet etti.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Fakat bu görüşmeden de bir netice alınamadı. Müşriklerin, Hz. Osman'a da cevapları menfî oldu. "Git, seni gönderene söyle: O, hiçbir zaman Mekke'ye girip, Kabe'yi tavaf edemeyecektir."</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Hz. Osman'la birlikte ayrıca 10 kadar Muhacir, Resûli Ekrem'in müsaadesiyle, akrabalarını ziyaret maksadıyla gitmişlerdi. Hz. Osman'la birlikte onlar da görüştükleri Müslüman akrabalarına Mekke'nin yakında fethedileceği müjdesini vererek, onları sevindirdiler.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Hz. Osman 'in, Müsaade Edilmesine Rağmen Kabe 'yi Tavaf Etmeyişi</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Bu arada Kureyş ileri gelenleri, Hz. Osman'a, "Kabe'yi tavaf etmek istersen, et." dediler.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Hz. Osman, "Hayır!.." dedi, "Resûlullah (s.a.v.) onu tavaf etmedikçe, ben de etmem!"</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Kureyşliler bundan rahatsız oldular; hattâ, hiddete gelerek, Hz. Osman'ı bir müddet yanlarında tutup göz hapsine aldılar.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Fakat bu durum, Peygamber Efendimize, Hz. Osman ve beraberindeki Muhacir Müslümanların müşrikler tarafından öldürüldükleri tarzında ulaştı.442</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkGreen"><strong>RIDVAN BÎATI</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Resûli Kibriya Efendimiz, Hz. Osman'ın müşrikler tarafından şehid edildiği haberini duyunca son derece müteessir oldu. Kureyş'in bu hareketi karşısında üzerlerine yürümekten başka bir çâre kalmıyordu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Madem böyle, bu kavimle çarpışmadıkça, buradan kat'îyyen ayrılmayacağız!" diye buyurdu.443</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Zâten yapılabilecek başka bir şey de kalmış değildi. Sulh tekliflerine yanaşmadıkları gibi, üstelik elçisini şehid etme cür'etini bile gösterebiliyorlardı.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Ashabına, "Allah Teâlâ, bana bîat yapılmasını emretti!" diye seslendi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Hâtemû'lEnbiya Efendimiz, Semüre (bîattan sonra "Rıdvan Ağacı" olarak adlandırılmıştır) Ağacı altında durdu. Müslümanlar da teker teker, çarpışmaktan yüz çevirmeyeceklerine, Allah ve Resulü yolunda canlarına feda edinceye kadar savaşacaklarına dair bîat ettiler.444 Bîattan tek bir kişi kaçındı: Münafıklardan Cedd b. Kays.4"5</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Bu bîat, sahabîlere yeni bir cesaret, taze bir heyecan verdi. Yerlerinde âdeta duramaz hâle gelmişlerdi. Bir an evvel ya Kabe'yi tavaf etmek veya müşriklerle çarpışmak istiyorlardı.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Cenâbı Hakk, bu bîatta bulunan Müslümanlardan razı ve memnun olduğunu Kur'ânı Kerîm'de şöyle beyan eder:</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Andolsun ki Allah, mü'minlerden—seninle o ağacın altında bîat ederlerken—razı olmuştur da kalblerindeki sıdk ve ihlâsı bilerek üzerlerine kuvvei mânevîyeyi indirmiş ve onları yakın bir fetih (Hayber fethi) ve alacakları birçok ganimetle mükafatlandırmıştır. Allah, mutlak galibtir, yegâne hüküm ve hikmet sahibidir."446</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Bu sebeple bîata "Rıdvan Bîatı" adı verildi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Resûli Ekrem Efendimiz de bir hadîslerinde, "Ağaç altında gerçekten bîat edenlerden hiçbiri Cehennem'e girmeyecektir."447 buyurarak, bu bîatta bulunan Müslümanların faziletini beyan etmişlerdir.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkGreen"><strong>Hz. Osman 'ın Geri Dönüsü</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Bîat haberi Kureyş müşrikleri tarafından duyulunca, üç gün yanlarında alıkoydukları Hz. Osman'ı serbest bıraktılar.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Hz. Osman derhâl Hz. Resûlullah'ın huzuruna çıkıp geldi; böylece, şehâdetiyle ilgili haberin asılsız olduğu anlaşıldı.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Fakat, bey'at yapılmış ve tamamlanmıştı.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Sahabîler, Hz. Osman'a, "Herhalde Kabe'yi tavaf etmişsindir!" dediler.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Hz. Osman, "Vallahi, Mekke'de bir yıl kalsaydım ve Resûlullah da (s.a.v.) Hudeybiye'de otursaydı, o, Kabe'yi tavaf etmedikçe, ben yine tek başıma onu tavaf etmezdim!" diye karşılık verdi.448</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">--------------------------------------------------------------------------------</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">420 Buharı, Sahih, c. 1, s. 179; Müslim, Sahih, c. 2, s. 613.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">421 Buharı, A.g.e., c. 1,s. 179.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">422 Buharî, A.g.e., c. 1, s. 179; Ahmed İbni Hanbel, Müsned, c. 3, s. 261.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">423Ahmed İbni Hanbel, A.g.e., c. 3, s. 261.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">424 Ahmed İbni Hanbel, A.g.e., c. 3, s. 104; Müslim, A.g.e., c. 2, s. 613.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">425 Müslim, A.g.e., c. 2, s. 614.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">426 İbni Hişam, Sîre, c. 3, s. 336.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">427 Fetih, 27.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">428 İbni Hişam, A.g.e., c. 3, s. 322; ibni Sa'd, Tabakat, c. 2, s. 95; Halebî,İnsanû'lUyûn, c. 2, s. 690.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">429Taberî, Tarih, c. 3, s. 72; Halebî, İnsanû'lUyûn, c. 2, s. 689.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">430 İbni Hişam, A.g.e., c. 3, s. 321.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">431 İbni Hişam, A.g.e., c. 3, s. 324; Ibni Sa'd, A.g.e., c. 2, s. 96.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">432 Ibni Hişam, A.g.e., c. 3, s. 324.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">433 İbni Sa'd, A.g.e., c. 2, s. 98.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">434 Taberî, Tarih, c. 3, s. 74. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">435 Taberî, A.g.e., c. 3, s. 74.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">436 Ahmed Ibni Hanbel, Müsned, c. 4, s. 324; Ebû Davud, Sünen, c. 3, s. 85.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">437 Ibni Hişam, A.g.e., c. 3, s. 328; Ahmed ibni Hanbel, Müsned, c. 4, s. 324.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">438 İbni Hişam, A.g.e., c. 3, s. 328; İbni Sa'd, A.g.e., c. 2, s. 96.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">439 İbni Hişam, A.g.e., c. 3, s. 324; Ahmed İbni Hanbel, A.g.e., c. 4, s. 324.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">440 Ahmed ibni Hanbel, A.g.e., c. 4, s. 324; Taberî, Tarih, c. 3, s. 75.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">441 Ibni Hişam, A.g.e., c. 3, s. 326; Taberî, Tarih, c. 3, s. 7576.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">442 ibni Hişam, A.g.e., c. 3, s. 329.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">443 ibni Hişam, A.g.e., c. 3, s. 330; Taberî, Tarih, c. 3, s. 77.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">444 ibni Hişam, A.g.e., c. 3, s. 330.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">445 ibni Hişam, A.g.e., c. 3, s. 330</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">446 Fetih, 1819.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">447Ahmed İbni Hanbel, Müsned, c. 3, s. 350. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">448 İbni Kayyim, Zâdû'lMaad, c. 2, s. 137.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="müdavim, post: 186966, member: 5987"] [SIZE="4"][COLOR="DarkSlateGray"][COLOR="DarkGreen"][B]İkinci Elçi: Hz. Osman[/B][/COLOR] Elçiler vasıtasıyla görüşmeler devam ediyordu. Resûli Ekrem Efendimiz ise, bir an evvel kat'î netice elde etmek istiyordu. Geliş maksadını tekrar Kureyşlilere güzelce anlatmak için bu sefer Hz. Ömer'i göndermek istedi. Hz. Ömer, "Yâ Resûlallah!.. Kureyş reisleri, benim onlara ne derece şiddetli düşman olduğumu bilirler. Korkarım, bana suikastte bulunurlar! Mekke'de de kabîlemden hiç kimsem yoktur ki, beni himayesine alsın! Buna rağmen, muhakkak benim gitmemi istiyorsanız, giderim." diye konuştu. Peygamber Efendimiz, hiçbir şey söylemeden sustu. Bunun üzerine Hz. Ömer, "Bu iş için Osman b. Affan gitse daha münasip olur. Zîra, onun Mekke'de aşiret ve akrabası çoktur!" diye teklifte bulundu. Gerçekten de, Mekke'nin eşrafından olan Benî Ümeyye, hep Hz. Osman'ın amcazadeleri idiler. Resûli Ekrem Efendimiz, Hz. Ömer'in bu teklifini kabul etti. Hz. Osman'ı yanına çağırdı. "Kureyşlilere git! 'Biz buraya hiç kimseyle çarpışmak için gelmedik; sâdece şu Beytullah'ı ziyaret için gelmiş bulunuyoruz. Yanımızdaki kurbanlık develeri kesip döneceğiz.' diye söyle. Sonra da onları İslâmiyete davet et." diye talimat verdi. Peygamber Efendimiz ayrıca, Mekke'de Müslümanlıklarını gizleyen Müslümanlarla da görüşüp onlara teselli vermesini ve Mekke'nin yakında fetholunup îmanlarını gizlemeye ihtiyaç kalmayacağını da onlara haber vermesini, Hz. Osman'a emretti. Hz. Osman, Kureyş müşriklerinin yanına vardı. Peygamberimizin geliş maksadını tek tek anlattı. Onları İslâm'a davet etti. Fakat bu görüşmeden de bir netice alınamadı. Müşriklerin, Hz. Osman'a da cevapları menfî oldu. "Git, seni gönderene söyle: O, hiçbir zaman Mekke'ye girip, Kabe'yi tavaf edemeyecektir." Hz. Osman'la birlikte ayrıca 10 kadar Muhacir, Resûli Ekrem'in müsaadesiyle, akrabalarını ziyaret maksadıyla gitmişlerdi. Hz. Osman'la birlikte onlar da görüştükleri Müslüman akrabalarına Mekke'nin yakında fethedileceği müjdesini vererek, onları sevindirdiler. Hz. Osman 'in, Müsaade Edilmesine Rağmen Kabe 'yi Tavaf Etmeyişi Bu arada Kureyş ileri gelenleri, Hz. Osman'a, "Kabe'yi tavaf etmek istersen, et." dediler. Hz. Osman, "Hayır!.." dedi, "Resûlullah (s.a.v.) onu tavaf etmedikçe, ben de etmem!" Kureyşliler bundan rahatsız oldular; hattâ, hiddete gelerek, Hz. Osman'ı bir müddet yanlarında tutup göz hapsine aldılar. Fakat bu durum, Peygamber Efendimize, Hz. Osman ve beraberindeki Muhacir Müslümanların müşrikler tarafından öldürüldükleri tarzında ulaştı.442 [COLOR="DarkGreen"][B]RIDVAN BÎATI[/B][/COLOR] Resûli Kibriya Efendimiz, Hz. Osman'ın müşrikler tarafından şehid edildiği haberini duyunca son derece müteessir oldu. Kureyş'in bu hareketi karşısında üzerlerine yürümekten başka bir çâre kalmıyordu. "Madem böyle, bu kavimle çarpışmadıkça, buradan kat'îyyen ayrılmayacağız!" diye buyurdu.443 Zâten yapılabilecek başka bir şey de kalmış değildi. Sulh tekliflerine yanaşmadıkları gibi, üstelik elçisini şehid etme cür'etini bile gösterebiliyorlardı. Ashabına, "Allah Teâlâ, bana bîat yapılmasını emretti!" diye seslendi. Hâtemû'lEnbiya Efendimiz, Semüre (bîattan sonra "Rıdvan Ağacı" olarak adlandırılmıştır) Ağacı altında durdu. Müslümanlar da teker teker, çarpışmaktan yüz çevirmeyeceklerine, Allah ve Resulü yolunda canlarına feda edinceye kadar savaşacaklarına dair bîat ettiler.444 Bîattan tek bir kişi kaçındı: Münafıklardan Cedd b. Kays.4"5 Bu bîat, sahabîlere yeni bir cesaret, taze bir heyecan verdi. Yerlerinde âdeta duramaz hâle gelmişlerdi. Bir an evvel ya Kabe'yi tavaf etmek veya müşriklerle çarpışmak istiyorlardı. Cenâbı Hakk, bu bîatta bulunan Müslümanlardan razı ve memnun olduğunu Kur'ânı Kerîm'de şöyle beyan eder: "Andolsun ki Allah, mü'minlerden—seninle o ağacın altında bîat ederlerken—razı olmuştur da kalblerindeki sıdk ve ihlâsı bilerek üzerlerine kuvvei mânevîyeyi indirmiş ve onları yakın bir fetih (Hayber fethi) ve alacakları birçok ganimetle mükafatlandırmıştır. Allah, mutlak galibtir, yegâne hüküm ve hikmet sahibidir."446 Bu sebeple bîata "Rıdvan Bîatı" adı verildi. Resûli Ekrem Efendimiz de bir hadîslerinde, "Ağaç altında gerçekten bîat edenlerden hiçbiri Cehennem'e girmeyecektir."447 buyurarak, bu bîatta bulunan Müslümanların faziletini beyan etmişlerdir. [COLOR="DarkGreen"][B]Hz. Osman 'ın Geri Dönüsü[/B][/COLOR] Bîat haberi Kureyş müşrikleri tarafından duyulunca, üç gün yanlarında alıkoydukları Hz. Osman'ı serbest bıraktılar. Hz. Osman derhâl Hz. Resûlullah'ın huzuruna çıkıp geldi; böylece, şehâdetiyle ilgili haberin asılsız olduğu anlaşıldı. Fakat, bey'at yapılmış ve tamamlanmıştı. Sahabîler, Hz. Osman'a, "Herhalde Kabe'yi tavaf etmişsindir!" dediler. Hz. Osman, "Vallahi, Mekke'de bir yıl kalsaydım ve Resûlullah da (s.a.v.) Hudeybiye'de otursaydı, o, Kabe'yi tavaf etmedikçe, ben yine tek başıma onu tavaf etmezdim!" diye karşılık verdi.448 -------------------------------------------------------------------------------- 420 Buharı, Sahih, c. 1, s. 179; Müslim, Sahih, c. 2, s. 613. 421 Buharı, A.g.e., c. 1,s. 179. 422 Buharî, A.g.e., c. 1, s. 179; Ahmed İbni Hanbel, Müsned, c. 3, s. 261. 423Ahmed İbni Hanbel, A.g.e., c. 3, s. 261. 424 Ahmed İbni Hanbel, A.g.e., c. 3, s. 104; Müslim, A.g.e., c. 2, s. 613. 425 Müslim, A.g.e., c. 2, s. 614. 426 İbni Hişam, Sîre, c. 3, s. 336. 427 Fetih, 27. 428 İbni Hişam, A.g.e., c. 3, s. 322; ibni Sa'd, Tabakat, c. 2, s. 95; Halebî,İnsanû'lUyûn, c. 2, s. 690. 429Taberî, Tarih, c. 3, s. 72; Halebî, İnsanû'lUyûn, c. 2, s. 689. 430 İbni Hişam, A.g.e., c. 3, s. 321. 431 İbni Hişam, A.g.e., c. 3, s. 324; Ibni Sa'd, A.g.e., c. 2, s. 96. 432 Ibni Hişam, A.g.e., c. 3, s. 324. 433 İbni Sa'd, A.g.e., c. 2, s. 98. 434 Taberî, Tarih, c. 3, s. 74. 435 Taberî, A.g.e., c. 3, s. 74. 436 Ahmed Ibni Hanbel, Müsned, c. 4, s. 324; Ebû Davud, Sünen, c. 3, s. 85. 437 Ibni Hişam, A.g.e., c. 3, s. 328; Ahmed ibni Hanbel, Müsned, c. 4, s. 324. 438 İbni Hişam, A.g.e., c. 3, s. 328; İbni Sa'd, A.g.e., c. 2, s. 96. 439 İbni Hişam, A.g.e., c. 3, s. 324; Ahmed İbni Hanbel, A.g.e., c. 4, s. 324. 440 Ahmed ibni Hanbel, A.g.e., c. 4, s. 324; Taberî, Tarih, c. 3, s. 75. 441 Ibni Hişam, A.g.e., c. 3, s. 326; Taberî, Tarih, c. 3, s. 7576. 442 ibni Hişam, A.g.e., c. 3, s. 329. 443 ibni Hişam, A.g.e., c. 3, s. 330; Taberî, Tarih, c. 3, s. 77. 444 ibni Hişam, A.g.e., c. 3, s. 330. 445 ibni Hişam, A.g.e., c. 3, s. 330 446 Fetih, 1819. 447Ahmed İbni Hanbel, Müsned, c. 3, s. 350. 448 İbni Kayyim, Zâdû'lMaad, c. 2, s. 137. [/COLOR][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Hicretin 6. yılı
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst