Sabır Sebat ve Hareket

La-Tahzen

Well-known member
SABIR, SEBAT VE HAREKET
spacer.gif

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]
Dua, irade, sabır, sebat ve sadakatle herşeye mazhar olu­nur ve olunabilir. Dua ve niyazın, sabır, sadakat ve seba­tın ne büyük bir kudret ve muvaffakiyet, inayet ve himayet ihtiva ettiğini bilirsiniz ve biliniz. Elde edilmek istenen her iş ve gayenin başlangıcında zorlu bir çabalama, devamlı bir gay­ret ve hareket lâzımdır.
Herkes bilir ve sen de bil ki, enerjisiz, sabırsız ve sebatsız hiçbir şey husule gelmez ve kazanılmaz. Muvaffakiyet ve maz­hariyetlere erişen kimselere baktığınız zaman onların da çalışmalarının başında ve kaynağında hiç durmayan sebat ve güçlü bir gayret göreceksiniz.
Meşru alışkanlığın ne büyük bir kudret ihtiva ettiğini bi­lirsiniz ve biliyoruz. Her alışkanlığın başında şuurlu bir irade hareketi vardır.
İşte kendi öz saadetimizi semere veren ibadet, taat ve hizmet-i Kur’ân ve iman içinde kötü bir alışkanlığın yerine bir iyisini koymak gerektir. Mesela hüzün ve gam yerine neşe ve ferah, tembellik yerine çalışkanlık ve ha­re­ket­lilik yerleştirmek elzemdir ve mümkündür.
Gücünü ve Allah’ın ihsanı olan iradesini kaybetmemiş olan bedbin bir insan, ihtiyarî bir alışkanlıkla nikbinliğe va­rır ve bulunduğu halde ve ileride iyi bir alışkanlık halini ala­cak olan meşru ve faal bir yaşama tarzını vücuda getire­bilir.
Başlangıçta o kimsenin zorlu bir çabalamada bulunması lâzım gelecektir. Ancak herkes bilir ki enerjisiz, zahmetsiz, hiçbir şey husule gelmez.
Büyük eserler, harika muvaffakiyet ve zaferler elde et­miş, halis ubudiyet ve amel-i salihlere nail olmuş büyük in­san­ları soruşturunuz. Yapmış oldukları işlerin kaynağında hiç durmayan sebatlı, güçlü ve ihlaslı bir gayret göreceksi­niz.
Âdemoğlundan istenecek en büyük hizmet ve eser, rıza-i İlâhîyi hedef ve gaye-i yegâne edinmek, özüne mahiyetine id­dihar edilmiş olan istidat ve kabiliyetlerini inkişaf ve inbisat ettirmek ve bu kudretleri hilkat-i hikmetinin iktiza ettiği yerlerde kullanmaktır. Fâtır-ı Hakîmin mahiyetine derc ettiği maddî mânevî cihazatları Onun rızası dairesinde işletmektir.
Bunun için de içimizdeki tembellik, hüzün, keder, sıkıntı, haset, kıskançlık, kin, kuşku, hubb-u cah, hodbinlik, üzüntü, kor­ku gibi menfi temayülleri ve ahlâk-ı seyyieleri sustur­mamız ve izale etmemiz lâzımdır.
İyi tohum ekip, iyi mahsul almak için toprağı bu hayırsız, muzır, kötü ve zehirli otlardan temizlemek gerektir. Nikbin bir abdin fazileti işte bu müsbet ve meşru hakikatları ve hasletleri elde etmek için durmadan çalışmaktır.
Böyle mesut ve âl-i himmet bir adam, gittiği yere berabe­rin­de iman ve itikadı, inanç ve güveni, emniyet ve itimadı, ümit ve gayreti, şevk ve sevinci, gençlik ve zindeliği, faaliyet ve cevvaliyeti taşır.
Kalbinizin korku, tereddüt ve yeis arasında dalgalan­ma­masına daima dikkat ediniz. Bu muzırların mânevî mev­cudiyetinize zarar verdiğini görünce derhal çıkarıp atınız.
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Bunlar hem sizi küçültür ve semeresiz hale getirir, hem de muvaffakiyet ve muzafferiyetinizin, rahat ve huzurunu­zun düşmanıdırlar. Korku zaaf-ı imanın emaresi olduğu için bu sizin gücünüzü felce uğratır. Bunlar, boğulması ve kalbi­nizden ref ve def edilmesi lâzım olan tufeylî ve zararlı duy­gulardır. [/FONT]​
[/FONT]
(Zübeyir Gündüzalp)
 
Üst