2012 - Salavat Programımız Başlıyooor !

memluk

Hatim Sorumlusu
Fetanet Grubu
Pamuk
mesut--54
memluk
Meryem

sayın grub arkadaşlarım sizlere güveniyorum coşturalım salavatlarımızla
:)
 

Muvahhid1

Well-known member
İSMET

Ma'sum olma, kötülük ve günahlardan korunmuş olma, peygamberlerde bulunması vacip olan sıfatlardan biri. Peygamberler, insan olmaları itibariyle günah işleme gücüne sahip oldukları halde, Allah tarafından korunmuşlardır. İşte, onların bu özellik ve sıfatlarına ismet denir. Zira Peygamberler, gerek sözlerinde ve gerek fiillerinde kendilerini lekeleyecek, değerlerini düşürecek hatalardan korunmuşlardır. Meselâ; peygamberler, peygamberliklerinden önce ve sonra en büyük günah olan Allah'a şirk (ortak) koşmaktan korunmuşlardır. Yine İlâhî vazifelerini yerine getirip, Allah'tan aldıkları vahyi insanlara bildirirken unutmaları ve hata etmeleri, onlar hakkında câiz değildir. Peygamberlikten önce çok nâdir olarak küçük hatalar yapmaları mümkün ise de peygamber olmalarıyla birlikte halleri Allah tarafından düzeltilir. Peygamber olduktan sonra ise kesin olarak büyük günah işlemezler. Ancak, birtakım hikmetlere uygun olarak kendilerinden sehven zelle* denilen küçük hatalar meydana gelebilir, fakat onlar kendi hallerine bırakılmazlar. Peygamberler de bunda ısrar etmezler. Peygamberlerin amel defterleri tertemizdir. Onlara günah adına bir şey yazılmaz (Nureddin es-Sabûnî, Mâturidiyye Akaidi, Terc. Bekir Topaloğlu, Ali Arslan Aydın, İslâm'da İman ve Esasları, )
 

risaleþakirdi

Active member
اَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَٓى اٰلِ سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ بِعَدَدِ كُلِّ دَٓاءٍ وَدَوَٓاءٍ وَبَارِكْ وَسَلِّمْ عَلَيْهِ وَعَلَيْهِمْ كَث۪يرًا كَث۪يرًا


Okunuşu : Allâhümme sâlli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ ali seyyidinâ muhammedin biadedi külli dâin ve devâin ve bârik ve sellim aleyhi ve aleyhim kesîran kesîrâ.

Meali : Allah’ım Efendimiz Muhammed’e ve Efendimiz Muhammed’in aline, bütün hastalıklar ve devalar adedince pek çok salat, bereket ve selam ihsan eyle.

 

Ukbaa

Well-known member
İSMET

Ma'sum olma, kötülük ve günahlardan korunmuş olma, peygamberlerde bulunması vacip olan sıfatlardan biri. Peygamberler, insan olmaları itibariyle günah işleme gücüne sahip oldukları halde, Allah tarafından korunmuşlardır. İşte, onların bu özellik ve sıfatlarına ismet denir. Zira Peygamberler, gerek sözlerinde ve gerek fiillerinde kendilerini lekeleyecek, değerlerini düşürecek hatalardan korunmuşlardır. Meselâ; peygamberler, peygamberliklerinden önce ve sonra en büyük günah olan Allah'a şirk (ortak) koşmaktan korunmuşlardır. Yine İlâhî vazifelerini yerine getirip, Allah'tan aldıkları vahyi insanlara bildirirken unutmaları ve hata etmeleri, onlar hakkında câiz değildir. Peygamberlikten önce çok nâdir olarak küçük hatalar yapmaları mümkün ise de peygamber olmalarıyla birlikte halleri Allah tarafından düzeltilir. Peygamber olduktan sonra ise kesin olarak büyük günah işlemezler. Ancak, birtakım hikmetlere uygun olarak kendilerinden sehven zelle* denilen küçük hatalar meydana gelebilir, fakat onlar kendi hallerine bırakılmazlar. Peygamberler de bunda ısrar etmezler. Peygamberlerin amel defterleri tertemizdir. Onlara günah adına bir şey yazılmaz (Nureddin es-Sabûnî, Mâturidiyye Akaidi, Terc. Bekir Topaloğlu, Ali Arslan Aydın, İslâm'da İman ve Esasları, )

Allah razı olsun Hüda kardeş.. İsmet sıfatını idrak etmiş olduk. Daha kalıcı olması için bize peygamberlerin günah işlemeden korunduklarına dair örnekler vererek bilgiyi pekiştirmemize yardımcı olur musunuz ?

Grub arkadaşlarıma ve diğer grublara başarılar, he bide fazla ümitlenmeyin İSMET grubu kazanacak :)

teşekkür ederiz de siz yinede bu kadar emin olmayııınn..
Nerdesiniz SIDK grubuuuuu.... tabi burda değiller çünküüüüüü salavat çekiyorlar. :)
Herkes ben gibi tembel miiii ?
 

Muvahhid1

Well-known member
Allah razı olsun Hüda kardeş.. İsmet sıfatını idrak etmiş olduk. Daha kalıcı olması için bize peygamberlerin günah işlemeden korunduklarına dair örnekler vererek bilgiyi pekiştirmemize yardımcı olur musunuz ?

Amin ecmain olsun ..
Peygamberlerin günah işlemekten kaçınması; onların gizli açık her türlü günahtan ve peygamberlik onuruyla bağdaşmayan hareketlerden uzak bulunmaları anlamına gelir.Çünkü peygamberler, Allah'ın korunmasında, günahsız ve tertemiz insanlardır.
Allah onları doğuştan peygamber olmalarını dilemiş ve onları bu görev için özel terbiye ederek yetiştirmiştir.yani
Allah tarafından özel bir şekilde korunarak, günaha ve günaha giden yollardan alıkonularak himaye edilirler.Böylelikle onların her türlü suç ve günah işlemelerinin önüne geçilmiştir..
Grub arkadaşlarıma ve diğer grublara başarılar, he bide fazla ümitlenmeyin İSMET grubu kazanacak :)

SAnada başarılar abi .. bende öyle düşünüyorum :)
 

Kýrýk Testi

Well-known member
Emâ­net: Bü­tün pey­gam­ber­ler son de­re­ce emîn, gü­ve­ni­lir, dü­rüst ve müm­taz şah­si­yet­ler­dir. Ehl-i îmân ol­ma­yan­lar bi­le on­la­ra son­suz bir gü­ven du­yar­lar. Pey­gam­ber­le­rin emâ­net sı­fa­tı, on­la­rın her hu­sus­ta emîn ve gü­ve­ni­lir ol­ma­la­rıy­la bir­lik­te, da­ha zi­yâ­de va­hiy üze­rin­de emîn ol­ma­la­rı­nı, Al­lâh’ın emir ve ya­sak­la­rı­nı in­san­la­ra de­ğiş­tir­me­den, ar­tı­rıp ek­silt­me­den teb­lîğ et­me­le­ri­ni ifâ­de eder.
Al­lâh Te­âlâ pey­gam­ber­lik şe­ref ve va­zî­fe­si­ni hâ­in­le­re de­ğil, an­cak her ba­kım­dan emîn olan sâ­dık kul­la­rı­na ve­rir. Âyet-i ke­rî­me­ler­de pey­gam­ber­le­rin üm­met­le­ri­ne:

“Si­ze Rab­bi­min vah­yet­tik­le­ri­ni teb­lîğ edi­yo­rum ve ben si­zin için emîn bir na­si­hat­çi­yim.” (el-A’râf, 68)

“Şüp­he­siz ben, si­ze gön­de­ri­len emîn bir pey­gam­be­rim.” (eş-Şu­arâ, 107) bu­yur­duk­la­rı bil­di­ril­mek­te­dir.[SUP]126[/SUP]
Ni­te­kim Haz­ret-i Pey­gam­ber -sal­lâl­lâ­hu aley­hi ve sel­lem- hak­kın­da söy­le­nen “Mu­ham­me­dü’l-Emîn” tâ­bi­ri, müş­rik­le­rin de dil­le­rin­den düş­mez­di. Ni­te­kim on­lar ken­di yan­daş­la­rı­na de­ğil, Ra­sûl-i Ek­rem Efen­di­miz’e gü­ve­nip emâ­net­le­ri­ni tes­lîm eder­ler­di. Hat­tâ hic­ret ede­ce­ği za­man da­hî, Haz­ret-i Pey­gam­ber’in ya­nın­da müş­rik­le­rin bir­ta­kım emâ­net­le­ri var­dı. Pey­gam­ber Efen­di­miz, ölüm teh­li­ke­si­ne rağ­men Haz­ret-i Ali’yi Mek­ke’de bı­ra­kıp on­la­rı sâ­hip­le­ri­ne tes­lîm et­tir­miş­ti.
El-Emînvas­fı, Haz­ret-i Pey­gam­ber -sal­lâl­lâ­hu aley­hi ve sel­lem- Efen­di­miz’in âde­ta ikin­ci bir is­mi ol­muş­tur. Ni­te­kim Fahr-i Kâ­inât Efen­di­miz 25 ya­şı­na gel­di­ğin­de Mek­ke’de sâ­de­ce el-Emîn (en em­ni­yet­li ki­şi) is­miy­le çağ­rı­lı­yor­du.[SUP]127[/SUP]
Kâ­be ha­kem­li­ği es­nâ­sın­da O’nun gel­di­ği­ni gö­ren­ler “el-Emîn ge­li­yor!” di­ye­rek se­vin­miş ve her hu­sus­ta ken­di­si­ne îti­mâd ede­rek O’nun­la is­ti­şâ­re et­miş­ler­dir. Uğ­run­da ca­nı­nı, ma­lı­nı ve her şe­yi­ni fe­dâ eden as­hâb-ı ki­râm ka­dar, O’nun ca­nı­na kas­te­den ha­sım­la­rı da Pey­gam­ber Efen­di­miz’in emîn­li­ği hi­lâ­fı­na bir şey söy­le­ye­me­miş­ler­dir.
Pey­gam­ber­ler emîn ol­duk­la­rı gi­bi, on­la­ra va­hiy ge­ti­ren Ceb­râ­îl -aley­his­se­lâm- da emîn­dir. Ni­te­kim Ce­nâb-ı Hak:


“O (Kur’ân-ı Ke­rîm), şüp­he­siz de­ğer­li, güç­lü ve Arş’ın sâ­hi­bi (Al­lâh’ın) ka­tın­da îti­bar­lı bir el­çi­nin (Ceb­râ­îl’in) ge­tir­di­ği bir söz­dür. O, ken­di­si­ne ita­at edi­len, emîn bir el­çi­dir.” (et-Tek­vîr, 19-21) bu­yur­mak­ta­dır. Do­la­yı­sıy­la va­hiy, se­mâ­da­ki Emîn vâ­sı­ta­sıy­la yer­yü­zün­de­ki Emîn’e in­zâl buy­rul­mak­ta­dır.
 
Üst