Ukbaa
Well-known member
Yirmi Beşinci Lem’a
Yirmi Beş Devâdır
Hastalara bir merhem, bir teselli, mânevî bir reçete, bir iyâdetü’l-marîz ve geçmiş olsun makamında yazılmıştır.
İHTAR VE İTİZAR: Bu mânevî reçete, bütün yazdıklarımızın fevkinde bir sür’atle HAŞİYE-1 telif edildiği gibi, hem umuma muhalif olarak, tashihata ve dikkate vakit bulmayarak, telifi gibi gayet sür’atle, ancak bir defa nazardan geçirildi. Demek, müsvedde-i evvel hükmünde müşevveş kalmıştır. Kalbe fıtrî bir surette gelen hâtırâtı san’atla ve dikkatle bozmamak için, yeniden tetkikata lüzum görmedik. Okuyan zatlar, hususan hastalar, bazı nâhoş ibarelerden veyahut ağır kelimelerden ve ifadelerden sıkılıp gücenmesinler, bana da dua etsinler.
İHTAR VE İTİZAR: Bu mânevî reçete, bütün yazdıklarımızın fevkinde bir sür’atle HAŞİYE-1 telif edildiği gibi, hem umuma muhalif olarak, tashihata ve dikkate vakit bulmayarak, telifi gibi gayet sür’atle, ancak bir defa nazardan geçirildi. Demek, müsvedde-i evvel hükmünde müşevveş kalmıştır. Kalbe fıtrî bir surette gelen hâtırâtı san’atla ve dikkatle bozmamak için, yeniden tetkikata lüzum görmedik. Okuyan zatlar, hususan hastalar, bazı nâhoş ibarelerden veyahut ağır kelimelerden ve ifadelerden sıkılıp gücenmesinler, bana da dua etsinler.
اَلَّذِينَ اِذَآ اَصَابَتْهُمْ مُصِيبَةٌ قَالُوۤا اِنَّا ِللهِ وَاِنَّآ اِلَيْهِ رَاجِعُونَ 1
وَالَّذِى هُوَ يُطْعِمُنِى وَيَسْقِينِ وَاِذَا مَرِضْتُ فَهُوَ يَشْفِينِ 2
ŞU LEM’ADA, nev-i beşerin on kısmından bir kısmını teşkil eden musibetzede ve hastalara hakikî bir teselli ve nâfi bir merhem olabilecek Yirmi Beş Devâyı icmâlen beyan ediyoruz.
[NOT]Haşiye-1 Bu risale dört buçuk saat zarfında telif edilmiştir. Evet (Rüştü), Evet (Re’fet), Evet (Hüsrev); Evet (Said)
Dipnot-1 “O kimseler ki, başlarına bir musibet geldiğinde ‘Biz Allah’ın kullarıyız; dönüşümüz de ancak Onadır’ derler.” Bakara Sûresi, 2:156.
Dipnot-2 “Beni yediren ve içiren Odur. Hastalandığımda bana şifa veren de Odur.” Şuarâ Sûresi, 26:79-80.[/NOT]
Hüsrev: (bk. bilgiler – Hüsret Altınbaşak) | Re’fet: (bk. bilgiler – Refet Bey) |
Rüştü: (bk. bilgiler – Süleyman Rüştü) | Said: (bk. bilgiler – Bediüzzaman Said Nursî) |
beyan etmek: açıklamak | devâ: ilâç, çare |
fevkinde: üstünde | fıtrî: doğal |
hakikî: asıl, gerçek | haşiye: dipnot |
hususan: bilhassa, özellikle | hâtırât: hatıralar, düşünceler |
ibâre: cümle, ifade | icmâlen: kısaca |
ihtar: hatırlatma, uyarı | itizar: özür dileme |
iyâdetü’l-marîz: hastayı ziyâret etme | lem’a: parıltı |
makam: konum | merhem: ilaç |
muhalif: zıt, ters düşen | musibetzede: belâya, sıkıntıya düşmüş olan kimse |
müsvedde-i evvel: ilk müsvedde, ilk karalama | müşevveş kalmak: karışık, düzensiz kalmak |
nazardan geçirmek: gözden geçirmek | nev-i beşer: insanlar |
nâfi: faydalı | nâhoş: hoşa gitmeyen |
risale: Risale-i Nur’u oluşturan bölümlerden her birisi | suret: biçim, şekil |
sür’at: hız | tashihat: bir eser üzerinde, yanlışları gidermek amacıyla, yayın öncesi yapılan düzeltmeler |
telif etmek: eser yazmak | tetkikat: incelemeler |
teşkil eden: oluşturan | umum: genel |
zarfında: içinde |
<TBODY>
</TBODY>