Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
SENSİZ YILDIZLARA BAKAMADIĞIMI BİLMENİ İSTERDİM...
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="SaYa" data-source="post: 75346" data-attributes="member: 5"><p><strong><span style="color: #8900ff"> </span></strong></p><p> <strong><span style="color: #8900ff">Geceler, bir okyanus gibi açılırdı önünde. Senin, geceyi yorumlayarak, ince şarkılarla ve uzak düşlerle zamanı genişlettiğini, ben bilirdim. Ağlardın ve sen ağladıkça dağılırdı karanlık... </span></strong></p><p><strong><span style="color: #8900ff"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #8900ff">Sayısız yıldızların vardı senin. Yıldızlara bakar ağlardın. İnsanlar dağılır, sesler susar; ve sen, gecenin hükümdarı gibi girerdin yalnızlığın ışıklı bahçesine. Geceler, bir okyanus gibi açılırdı önünde. Senin, geceyi yorumlayarak, ince şarkılarla ve uzak düşlerle zamanı genişlettiğini, ben bilirdim. Ağlardın ve sen ağladıkça dağılırdı karanlık. </span></strong></p><p><strong><span style="color: #8900ff"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #8900ff">Senin orada olduğunu, aşkın uzun ve sınırsız balkonundan bana baktığını düşündükçe aşk, sesime uyumlu bir şarkı gibi kolay gelirdi bana. Yaşamak anlamını bulurdu; katlanmak güç olmazdı yaşamın cefalarına. Senin, aşkın ve dayanılmaz ıstırapların gölgesinde gezindiğini, çıldırtan yalnızlığından aşağılara ipler sarkıttığını bilir; o iplere tutunmaya, yanına gelmeye cesaret edemezdim. Ben, senin yalnızlık balkonunu düşlerdim. Şarkılarına eşlik ederdim uzaktan ve ağlardım; bunu kimse bilmezdi. Uzakta dururdum, yanına gelemez ve gözlerine bakamazdım. Gözlerim gözlerine değince öleceğimi sanırdım. Senin hayalinden bile kaçırırdım gözlerimi. Ben, aşkın kıldan ince bir köprü üzerinde yürümek olduğunu bilirdim. Bakışlarına tutunamamaktan, yarı yolda senden ayrı kalmaktan; kelimenin diğer anlamıyla, anlamsız bir ölümle ölmekten korkuyordum. Ve ihtimal ki sen biliyordun bunu, benim mahçup; fakat sadık bir aşık olduğumun farkındaydın. </span></strong></p><p><strong><span style="color: #8900ff"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #8900ff">Bir gün, yalnızlığın ve yıldızlarının yörüngesini bırakıp gittin... Sessizce ve kırgın gittin; kalbinde sınırsız aşkının okyanuslarına dar gelen yolları açmak için. Bahardı... Ve bana şarkı söylemek anlamsız geliyordu. Senin orada olmadığını bilmek, gece yürüyüşlerimi adamakıllı çekilmez kılıyordu. Geceler uzuyordu biteviye; yıldızlara bakamıyordum sensiz. Gittiğin yer meçhulümdü. Uzaklıkların bu kadar zalim olduğunu öğrenecektim. Seni yakınımda bilmenin lezzetini, güvenini düşünecektim yeni baştan. Yüzünü düşleyecektim uzun uzun, ışık bahçesi yüzünü; gözlerimi kaçırdığım gözlerini... Seni mekanından bağımsız düşünmenin imkansızlığını kavrayacaktım. Yitirişin anlamsız boşluğunu, aşkın kanıksanmış yüzünü düşünerek bu baharı yaşamaya çalışacaktım, yaşanabilirse.. </span></strong></p><p><strong><span style="color: #8900ff"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #8900ff">Ve bahar gelip geçti zalim rüzgarlar gibi. Bahçendeki yaseminler, leylaklar, erik ve kayısı ağaçları çiçek açtı sensiz. Her bahar senin bakışlarına alışmış kırmızı, pembe ve beyaz yediveren gülleri açtılar yine... Havuzun fıskiyesi, senin yıldızlara bakıp ağladığın gecelerin yokluğunda, yine dönüp durdu, ince ve kederli şırıltılar üreterek. </span></strong></p><p><strong><span style="color: #8900ff"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #8900ff">Sıra sıra bulutlar geçti yalnızlık balkonunun üstünden; serin şafak rüzgarları esti... Uzaklardan, sabaha karşı yapayalnız dinlediğin bülbül sesleri işitildi. Hepsi, hepsi senin yokluğunun farkındaydı sanki... Siyah beyaz bir film ve yavaşlatılmış bir şarkı gibi geçti bütün bahar. </span></strong></p><p><strong><span style="color: #8900ff"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #8900ff">Şimdi uzaklarda, ıstıraplı gece yürüyüşlerine ve ince aşk şarkılarına eşlik edecek yıldızların var mı, bilmiyorum. Geceyi yorumlayıp genişletirken sana eşlik edecek rüzgarların, kırmızı ve beyaz güllerin?. </span></strong></p><p><strong><span style="color: #8900ff"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #8900ff">Oradan, uzaklardan gelen mektupların beni teselli edecek yerde, bıraktığın derin boşluğu büsbütün çoğaltıyor içimde. Mektuplarına dokundukça küçülüyorum. Sen, her zamanki gibi metin ve mutmainsin. Bana yeniden, yeniden sevda dersleri veriyor; aşkın imkansız denizlerine atıyorsun. Şarkımızı bir başka tonda yorumluyorsun her mektubunda. </span></strong></p><p><strong><span style="color: #8900ff"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #8900ff">Bana aşkı, şarkı söylemeyi ve ağlamayı sen öğrettin. Senin sesinde buldum şarkıların en güzel anlamını. Derinliği senin gözlerinde fark ettim. Senin yüzünden devşirdiğim ışıklarla çıktım yollara. Yaşamayı seninle sevdim; senden önce ne varsa buruşturup attım ve dönüp bakmadım bir daha. Yaşamın sensiz sürebileceğini, senden başkasının gözlerine bakabileceğimi düşünmedim hiç. Şimdi uzaklarda olman küllendirmiyor hiçbir şeyi, beni ümitsiz kılmıyor. Mektuplarına, bana öğrettiğin şarkılara ve geçindiğin yollara tutunup yürüyorum. Dönüp geleceğin günü bekliyorum. Yine oradan yıldızlara bakacağın, ıstırap denizlerinde gezine gezine beni aydınlığına çağıracağın günleri... Yalnız ben değil, ellerinle büyüttüğün ve yüreğinin ışıklarıyla yeşerttiğin her şey seni bekliyor. Ve en son: Yalnızlık balkonunda kırmızı bir gül açtı, seni karşılamak için. </span></strong></p><p><strong><span style="color: #8900ff"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #8900ff">Beni sana, bir tek şiirin anlatacağını düşünüyorum. Dilimde hep onu gezdiriyor ve sınırsız bir özlemle bekliyorum: </span></strong></p><p><strong><span style="color: #8900ff"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #8900ff">Efendimsin cihanda i'tibarım varsa sendendir </span></strong></p><p><strong><span style="color: #8900ff">Miyan-ı aşıkanda iştiharım varsa sendendir. </span></strong></p><p><strong><span style="color: #8900ff">Benim feyz-i hayatım hasılı ruh-ı revanımsın </span></strong></p><p><strong><span style="color: #8900ff">alıntı </span> </strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="SaYa, post: 75346, member: 5"] [b][color=#8900ff] Geceler, bir okyanus gibi açılırdı önünde. Senin, geceyi yorumlayarak, ince şarkılarla ve uzak düşlerle zamanı genişlettiğini, ben bilirdim. Ağlardın ve sen ağladıkça dağılırdı karanlık... Sayısız yıldızların vardı senin. Yıldızlara bakar ağlardın. İnsanlar dağılır, sesler susar; ve sen, gecenin hükümdarı gibi girerdin yalnızlığın ışıklı bahçesine. Geceler, bir okyanus gibi açılırdı önünde. Senin, geceyi yorumlayarak, ince şarkılarla ve uzak düşlerle zamanı genişlettiğini, ben bilirdim. Ağlardın ve sen ağladıkça dağılırdı karanlık. Senin orada olduğunu, aşkın uzun ve sınırsız balkonundan bana baktığını düşündükçe aşk, sesime uyumlu bir şarkı gibi kolay gelirdi bana. Yaşamak anlamını bulurdu; katlanmak güç olmazdı yaşamın cefalarına. Senin, aşkın ve dayanılmaz ıstırapların gölgesinde gezindiğini, çıldırtan yalnızlığından aşağılara ipler sarkıttığını bilir; o iplere tutunmaya, yanına gelmeye cesaret edemezdim. Ben, senin yalnızlık balkonunu düşlerdim. Şarkılarına eşlik ederdim uzaktan ve ağlardım; bunu kimse bilmezdi. Uzakta dururdum, yanına gelemez ve gözlerine bakamazdım. Gözlerim gözlerine değince öleceğimi sanırdım. Senin hayalinden bile kaçırırdım gözlerimi. Ben, aşkın kıldan ince bir köprü üzerinde yürümek olduğunu bilirdim. Bakışlarına tutunamamaktan, yarı yolda senden ayrı kalmaktan; kelimenin diğer anlamıyla, anlamsız bir ölümle ölmekten korkuyordum. Ve ihtimal ki sen biliyordun bunu, benim mahçup; fakat sadık bir aşık olduğumun farkındaydın. Bir gün, yalnızlığın ve yıldızlarının yörüngesini bırakıp gittin... Sessizce ve kırgın gittin; kalbinde sınırsız aşkının okyanuslarına dar gelen yolları açmak için. Bahardı... Ve bana şarkı söylemek anlamsız geliyordu. Senin orada olmadığını bilmek, gece yürüyüşlerimi adamakıllı çekilmez kılıyordu. Geceler uzuyordu biteviye; yıldızlara bakamıyordum sensiz. Gittiğin yer meçhulümdü. Uzaklıkların bu kadar zalim olduğunu öğrenecektim. Seni yakınımda bilmenin lezzetini, güvenini düşünecektim yeni baştan. Yüzünü düşleyecektim uzun uzun, ışık bahçesi yüzünü; gözlerimi kaçırdığım gözlerini... Seni mekanından bağımsız düşünmenin imkansızlığını kavrayacaktım. Yitirişin anlamsız boşluğunu, aşkın kanıksanmış yüzünü düşünerek bu baharı yaşamaya çalışacaktım, yaşanabilirse.. Ve bahar gelip geçti zalim rüzgarlar gibi. Bahçendeki yaseminler, leylaklar, erik ve kayısı ağaçları çiçek açtı sensiz. Her bahar senin bakışlarına alışmış kırmızı, pembe ve beyaz yediveren gülleri açtılar yine... Havuzun fıskiyesi, senin yıldızlara bakıp ağladığın gecelerin yokluğunda, yine dönüp durdu, ince ve kederli şırıltılar üreterek. Sıra sıra bulutlar geçti yalnızlık balkonunun üstünden; serin şafak rüzgarları esti... Uzaklardan, sabaha karşı yapayalnız dinlediğin bülbül sesleri işitildi. Hepsi, hepsi senin yokluğunun farkındaydı sanki... Siyah beyaz bir film ve yavaşlatılmış bir şarkı gibi geçti bütün bahar. Şimdi uzaklarda, ıstıraplı gece yürüyüşlerine ve ince aşk şarkılarına eşlik edecek yıldızların var mı, bilmiyorum. Geceyi yorumlayıp genişletirken sana eşlik edecek rüzgarların, kırmızı ve beyaz güllerin?. Oradan, uzaklardan gelen mektupların beni teselli edecek yerde, bıraktığın derin boşluğu büsbütün çoğaltıyor içimde. Mektuplarına dokundukça küçülüyorum. Sen, her zamanki gibi metin ve mutmainsin. Bana yeniden, yeniden sevda dersleri veriyor; aşkın imkansız denizlerine atıyorsun. Şarkımızı bir başka tonda yorumluyorsun her mektubunda. Bana aşkı, şarkı söylemeyi ve ağlamayı sen öğrettin. Senin sesinde buldum şarkıların en güzel anlamını. Derinliği senin gözlerinde fark ettim. Senin yüzünden devşirdiğim ışıklarla çıktım yollara. Yaşamayı seninle sevdim; senden önce ne varsa buruşturup attım ve dönüp bakmadım bir daha. Yaşamın sensiz sürebileceğini, senden başkasının gözlerine bakabileceğimi düşünmedim hiç. Şimdi uzaklarda olman küllendirmiyor hiçbir şeyi, beni ümitsiz kılmıyor. Mektuplarına, bana öğrettiğin şarkılara ve geçindiğin yollara tutunup yürüyorum. Dönüp geleceğin günü bekliyorum. Yine oradan yıldızlara bakacağın, ıstırap denizlerinde gezine gezine beni aydınlığına çağıracağın günleri... Yalnız ben değil, ellerinle büyüttüğün ve yüreğinin ışıklarıyla yeşerttiğin her şey seni bekliyor. Ve en son: Yalnızlık balkonunda kırmızı bir gül açtı, seni karşılamak için. Beni sana, bir tek şiirin anlatacağını düşünüyorum. Dilimde hep onu gezdiriyor ve sınırsız bir özlemle bekliyorum: Efendimsin cihanda i'tibarım varsa sendendir Miyan-ı aşıkanda iştiharım varsa sendendir. Benim feyz-i hayatım hasılı ruh-ı revanımsın alıntı [/color] [/b] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
SENSİZ YILDIZLARA BAKAMADIĞIMI BİLMENİ İSTERDİM...
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst