Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
İslam Akaidi ve Fıkıh
İmanın Şartları
Risale-i Nur'da İmanın Altı Esası !!!
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="akna" data-source="post: 195730" data-attributes="member: 1004668"><p style="text-align: center"><span style="font-size: 15px"><strong>Îmânın Altı Esası </strong></span></p><p></p><p></p><p><em><span style="color: red">Allah'a (cc) İman</span></em></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"><strong>1. </strong>Bir köy muhtarsız olmaz. Bir iğne ustasız olmaz, sahibsiz olamaz. Bir harf kâtibsiz olamaz, biliyorsun. Nasıl oluyor ki, </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">nihâyet derecede muntazam şu memleket hâkimsiz olur ?</span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"><strong>2. </strong>Muntazam bir fiil, failsiz olmaz. Manidar bir kitap, katipsiz olmaz. San’atlı bir nakış, nakkaşsız olmaz.</span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"><strong>3. </strong>Acaba o kadar yollar ve ihtimaller arasında o zerrenin macerası, lisân-ı hâliyle, Sâni'in kasd ve hikmetine delâlet etmez mi ?</span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"><strong>4. </strong>En a'lâ bir sebeb, en âdî bir müsebbebe kuvveti yetmiyor. Demek esbab bir perdedir. Müsebbebleri yapan başkadır. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"><strong>5. </strong>Semâvat ve arzın hilkatı, bilbedâhe gâyet kemâlde bir Kudret-i mutlakayı ister. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"><strong>6. </strong>Madem sinek kanadından tâ semavat kandiline kadar mükemmel bir intizam var. Öyle ise O Hâkim birdir. </span></span></p><p></p><p><span style="color: red"><em>Ahirete İman</em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"><strong>1. </strong>Kıyâmetle, saâdet-i ebediyenin geleceğine en büyük delil, Rahmettir. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"><strong>2. </strong>Şu dâr-ı dünya, beşerin rûhunda mündemiç olan hadsiz istidadların sünbüllenmesine müsaid değildir. Demek başka </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">âleme gönderilecektir. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"><strong>3. </strong>Adem-i israf gösteriyor ki; insanda olan hadsiz istidâdât-ı mâneviye ve nihâyetsiz âmâl ve efkâr ve müyulât dahi israf </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">edilmeyecektir. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"><strong>4.</strong> Yer altına girmiş bir çekirdeğin hava âleminde bir ağaç olması gibi, yer altına giren bir insan da, Âlem-i Berzah'ta, </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">elbette bir hayât-ı bâkiye sünbülü verecektir.</span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"><strong>5. </strong>Nasıl bu nebâtâtı, Kudretimle bu ölmüş memleketten çıkarıyorum; sizin haşirdeki hurûcunuz da böyledir.</span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"><strong>6. </strong>Madem Allah var, elbette âhiret vardır. </span></span></p><p></p><p><span style="color: red"><em>Peygamberlere İman</em></span> </p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"><strong>1. </strong>Ekser Esmâ-i Hüsnânın her biri, Risalet-i Ahmediyeye birer parlak bürhandır.</span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"><strong>2. </strong>Bu güzel âlemin bir Mâliki bulunmaması muhâl olduğu gibi, kendisini insanlara bildirip tarif etmemesi de muhâldir.</span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"><strong>3. </strong>Gâyet mânidar bir kitab, onu ders verecek bir muallim ister. </span></span></p><p></p><p><span style="color: red"><em>Kitaplara İman</em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"><strong>1. </strong>Mâdem bu sarayı, bu şehri bize güzel bir misafirhane ve ticaretgâh yapmış; elbette bize karşı münasebatını ve bizden </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">arzularını gösterecek bir defteri, bir Kitabı bulunacaktır. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"><strong>2. </strong>Kendini tanıttırmak için kâinatı, bu kadar hadsiz masraflarla, baştan başa hârikalar içinde yaratan ve binler dillerle </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">kemâlâtını söylettiren, elbette kendi sözleriyle dahi kendini tanıttıracak.</span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"><strong>3. </strong>Nasıl gündüzün ziyâsı " Güneş'ten geldim " der. Kur'an dahi, " Ben, Hâlık-ı Âlemin beyânıyım ve kelâmıyım " der.</span></span></p><p></p><p><span style="color: red"><em>Meleklere İman</em></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"><strong>1. </strong>Mâdem bu nihâyetsiz tezyinât, nihâyetsiz bir vazife-i tefekkür ve ubûdiyet ister. Hâlbuki ins ve cin, şu nihâyetsiz </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">vazifeye, şu hikmetli nezârete, şu vüs'atli ubûdiyete karşı, milyondan ancak birisini yapabilir. Demek bu nihâyetsiz</span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">ve çok mütenevvi olan şu vezâif ve ibâdete, nihâyetsiz melâike enva'ları, rûhâniyat ecnasları lâzımdır</span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"><strong>2. </strong>Nasılki hüsün elbette bir âşık ister, taam ise aç olana verilir. Öyle ise, şu nihayetsiz hüsn-ü san'at içinde gıda-yı ervah </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">ve kût-u kulûb; elbette melâike ve rûhânîlere bakar, gösterir.</span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"><strong>3. </strong>Cereyan eden namuslar, şu hükmeden kânunlar; itibârî emirlerdir, vehmî düsturlardır, ademî sayılır. Onları temsil </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">edecek, onları gösterecek, onların dizginlerini ellerinde tutacak melâike denilen ibâdullah olmazsa; o namuslara, o</span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">kânunlara bir vücud taayyün edemez. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"><strong>4. </strong>Şu mevcûdât-ı hâriciyenin, her birisinin üstünde, birer melek-i müekkel var olmak lâzım gelir. Tâ ki o cismin gösterdiği </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">vezâif-i ubûdiyet ve hidemât-ı tesbihiyesini âlem-i melekûtta temsil etsin, dergâh-ı Ulûhiyete bilerek takdim etsin. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"><strong>5. </strong>Mâdem O var, melâikeleri de var. </span></span></p><p></p><p><span style="color: red"><em>Kadere İman</em></span> </p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"><strong>1. </strong>Kader mes'elesi, teklif ve mes'uliyetten kurtarmak için değil, belki fahr ve gururdan kurtarmak içindir ki, îmâna girmiş. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">Cüz'-i ihtiyârî, seyyiâta merci' olmak içindir ki, akîdeye dâhil olmuş. (cüz'-i ihtiyârî, adem-i mes'uliyetten kurtarmak içindir)</span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"><strong>2. </strong>Kendinden sudûr eden kemâlât ve hasenât ile gururlanmamak için kadere bakar, fahr yerine şükreder. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">Başına gelen musibetlerde kaderi görür, sabreder. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"><strong>3. </strong>cüz'-i ihtiyârîye istinad ederek mes'uliyeti deruhde eder. Seyyiâta merciiyeti kabûl edip, Rabbini takdis eder. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"><strong>4. </strong>Mâziye, mesâibe kader nazarıyla ve müstakbele, maâsiye teklif noktasında bakmak lâzımdır. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"><strong>5.</strong> İnsanın ihtiyarî eserindeki adem-i kemâl; cebri nefy , ihtiyarı isbat eder. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"><strong>6. </strong>İrâde-i Külliye-i İlâhîye abdin irâde-i cüz'iyesine bakar. Yani bunun bir fiile taallukundan sonra, o taalluk eder. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black">Öyle ise cebir yoktur.</span></span></p><p></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"><em><strong>NETİCE :</strong> </em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="color: black"><strong>1. </strong></span><span style="color: red">îmânı kurtarmak ve kuvvetlendirmek ve tahkikî yapmanın en kısa ve en kolay yolu Risale-i Nur'dadır.</span></em></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 12px"><em><span style="color: black"><strong>2. </strong></span><span style="color: red">Taklidî bir îman, hususan bu zamandaki dalâlet, sapkınlık fırtınaları karşısında çabuk söner. </span></em></span><span style="font-size: 12px"><span style="color: black"><span style="color: red"><em>Tahkikî îman ise sarsılmaz, sönmez bir kuvvettir.</em></span> </span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="akna, post: 195730, member: 1004668"] [CENTER][SIZE=4][B]Îmânın Altı Esası [/B][/SIZE][/CENTER] [I][COLOR=red]Allah'a (cc) İman[/COLOR][/I] [SIZE=3][COLOR=black][B]1. [/B]Bir köy muhtarsız olmaz. Bir iğne ustasız olmaz, sahibsiz olamaz. Bir harf kâtibsiz olamaz, biliyorsun. Nasıl oluyor ki, [/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=black]nihâyet derecede muntazam şu memleket hâkimsiz olur ?[/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=black][B]2. [/B]Muntazam bir fiil, failsiz olmaz. Manidar bir kitap, katipsiz olmaz. San’atlı bir nakış, nakkaşsız olmaz.[/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=black][B]3. [/B]Acaba o kadar yollar ve ihtimaller arasında o zerrenin macerası, lisân-ı hâliyle, Sâni'in kasd ve hikmetine delâlet etmez mi ?[/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=black][B]4. [/B]En a'lâ bir sebeb, en âdî bir müsebbebe kuvveti yetmiyor. Demek esbab bir perdedir. Müsebbebleri yapan başkadır. [/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=black][B]5. [/B]Semâvat ve arzın hilkatı, bilbedâhe gâyet kemâlde bir Kudret-i mutlakayı ister. [/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=black][B]6. [/B]Madem sinek kanadından tâ semavat kandiline kadar mükemmel bir intizam var. Öyle ise O Hâkim birdir. [/COLOR][/SIZE] [COLOR=red][I]Ahirete İman[/I][/COLOR] [SIZE=3][COLOR=black][B]1. [/B]Kıyâmetle, saâdet-i ebediyenin geleceğine en büyük delil, Rahmettir. [/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=black][B]2. [/B]Şu dâr-ı dünya, beşerin rûhunda mündemiç olan hadsiz istidadların sünbüllenmesine müsaid değildir. Demek başka [/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=black]âleme gönderilecektir. [/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=black][B]3. [/B]Adem-i israf gösteriyor ki; insanda olan hadsiz istidâdât-ı mâneviye ve nihâyetsiz âmâl ve efkâr ve müyulât dahi israf [/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=black]edilmeyecektir. [/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=black][B]4.[/B] Yer altına girmiş bir çekirdeğin hava âleminde bir ağaç olması gibi, yer altına giren bir insan da, Âlem-i Berzah'ta, [/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=black]elbette bir hayât-ı bâkiye sünbülü verecektir.[/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=black][B]5. [/B]Nasıl bu nebâtâtı, Kudretimle bu ölmüş memleketten çıkarıyorum; sizin haşirdeki hurûcunuz da böyledir.[/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=black][B]6. [/B]Madem Allah var, elbette âhiret vardır. [/COLOR][/SIZE] [COLOR=red][I]Peygamberlere İman[/I][/COLOR] [SIZE=3][COLOR=black][B]1. [/B]Ekser Esmâ-i Hüsnânın her biri, Risalet-i Ahmediyeye birer parlak bürhandır.[/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=black][B]2. [/B]Bu güzel âlemin bir Mâliki bulunmaması muhâl olduğu gibi, kendisini insanlara bildirip tarif etmemesi de muhâldir.[/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=black][B]3. [/B]Gâyet mânidar bir kitab, onu ders verecek bir muallim ister. [/COLOR][/SIZE] [COLOR=red][I]Kitaplara İman[/I][/COLOR] [SIZE=3][COLOR=black][B]1. [/B]Mâdem bu sarayı, bu şehri bize güzel bir misafirhane ve ticaretgâh yapmış; elbette bize karşı münasebatını ve bizden [/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=black]arzularını gösterecek bir defteri, bir Kitabı bulunacaktır. [/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=black][B]2. [/B]Kendini tanıttırmak için kâinatı, bu kadar hadsiz masraflarla, baştan başa hârikalar içinde yaratan ve binler dillerle [/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=black]kemâlâtını söylettiren, elbette kendi sözleriyle dahi kendini tanıttıracak.[/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=black][B]3. [/B]Nasıl gündüzün ziyâsı " Güneş'ten geldim " der. Kur'an dahi, " Ben, Hâlık-ı Âlemin beyânıyım ve kelâmıyım " der.[/COLOR][/SIZE] [COLOR=red][I]Meleklere İman[/I][/COLOR] [SIZE=3][COLOR=black][B]1. [/B]Mâdem bu nihâyetsiz tezyinât, nihâyetsiz bir vazife-i tefekkür ve ubûdiyet ister. Hâlbuki ins ve cin, şu nihâyetsiz [/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=black]vazifeye, şu hikmetli nezârete, şu vüs'atli ubûdiyete karşı, milyondan ancak birisini yapabilir. Demek bu nihâyetsiz[/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=black]ve çok mütenevvi olan şu vezâif ve ibâdete, nihâyetsiz melâike enva'ları, rûhâniyat ecnasları lâzımdır[/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=black][B]2. [/B]Nasılki hüsün elbette bir âşık ister, taam ise aç olana verilir. Öyle ise, şu nihayetsiz hüsn-ü san'at içinde gıda-yı ervah [/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=black]ve kût-u kulûb; elbette melâike ve rûhânîlere bakar, gösterir.[/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=black][B]3. [/B]Cereyan eden namuslar, şu hükmeden kânunlar; itibârî emirlerdir, vehmî düsturlardır, ademî sayılır. Onları temsil [/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=black]edecek, onları gösterecek, onların dizginlerini ellerinde tutacak melâike denilen ibâdullah olmazsa; o namuslara, o[/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=black]kânunlara bir vücud taayyün edemez. [/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=black][B]4. [/B]Şu mevcûdât-ı hâriciyenin, her birisinin üstünde, birer melek-i müekkel var olmak lâzım gelir. Tâ ki o cismin gösterdiği [/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=black]vezâif-i ubûdiyet ve hidemât-ı tesbihiyesini âlem-i melekûtta temsil etsin, dergâh-ı Ulûhiyete bilerek takdim etsin. [/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=black][B]5. [/B]Mâdem O var, melâikeleri de var. [/COLOR][/SIZE] [COLOR=red][I]Kadere İman[/I][/COLOR] [SIZE=3][COLOR=black][B]1. [/B]Kader mes'elesi, teklif ve mes'uliyetten kurtarmak için değil, belki fahr ve gururdan kurtarmak içindir ki, îmâna girmiş. [/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=black]Cüz'-i ihtiyârî, seyyiâta merci' olmak içindir ki, akîdeye dâhil olmuş. (cüz'-i ihtiyârî, adem-i mes'uliyetten kurtarmak içindir)[/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=black][B]2. [/B]Kendinden sudûr eden kemâlât ve hasenât ile gururlanmamak için kadere bakar, fahr yerine şükreder. [/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=black]Başına gelen musibetlerde kaderi görür, sabreder. [/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=black][B]3. [/B]cüz'-i ihtiyârîye istinad ederek mes'uliyeti deruhde eder. Seyyiâta merciiyeti kabûl edip, Rabbini takdis eder. [/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=black][B]4. [/B]Mâziye, mesâibe kader nazarıyla ve müstakbele, maâsiye teklif noktasında bakmak lâzımdır. [/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=black][B]5.[/B] İnsanın ihtiyarî eserindeki adem-i kemâl; cebri nefy , ihtiyarı isbat eder. [/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=black][B]6. [/B]İrâde-i Külliye-i İlâhîye abdin irâde-i cüz'iyesine bakar. Yani bunun bir fiile taallukundan sonra, o taalluk eder. [/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=black]Öyle ise cebir yoktur.[/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=black][I][B]NETİCE :[/B] [/I][/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][I][COLOR=black][B]1. [/B][/COLOR][COLOR=red]îmânı kurtarmak ve kuvvetlendirmek ve tahkikî yapmanın en kısa ve en kolay yolu Risale-i Nur'dadır.[/COLOR][/I][/SIZE] [SIZE=3][I][COLOR=black][B]2. [/B][/COLOR][COLOR=red]Taklidî bir îman, hususan bu zamandaki dalâlet, sapkınlık fırtınaları karşısında çabuk söner. [/COLOR][/I][/SIZE][SIZE=3][COLOR=black][COLOR=red][I]Tahkikî îman ise sarsılmaz, sönmez bir kuvvettir.[/I][/COLOR] [/COLOR][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
İslam Akaidi ve Fıkıh
İmanın Şartları
Risale-i Nur'da İmanın Altı Esası !!!
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst