Risale-i Nur Külliyatının Fihristi

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
SÖZLER
Birinci söz . . .
Güzel bir temsil ile Besmelenin ehemmiyetini izah eder.
On Dördüncü Lem'anın İkinci Makamı . . .
“Bismillâhirrahmanirrahîm” cümlesinin binlerce sırlarından altı sırrını anlatır.

İkinci Söz . . .
Gayet hoş bir temsil ile imanın bitmez bir hazine olduğunu ispat eder.

Üçüncü Söz . . . .
Mantıkî bir temsil ile ibadetin insan için büyük bir manevî ticaret olduğunu ispat eder.

Dördüncü Söz . . . .
Namazın ehemmiyetini ve namazsız insanın ne kadar zararda olduğunu güzel bir temsil ile açıklar.

Beşinci Söz . . .
Namaz kılmakla beraber, büyük günahlardan sakınmanın insanın hakikî vazifesi olduğunu hakikattar bir hikâye ile izah eder.

Altıncı Söz . . . .
Cenab-ı Hakkın bize emanet olarak verdiği nefis ve malı yine Ona satmak demek olan, Onun namına kullanmanın insan için ne derece kârlı olduğunu güzel bir temsille izah eder.

Yedinci Söz . . .
İman esaslarından ikisi olan Allah'a ve ahirete imanın insan için lüzumunu, dünya hayatındaki tesirlerini göstererek izah ve ispat eder.

Sekizinci Söz . . .
Hazret-i İbrahim'e gönderilen suhufta yer alan bir temsille, insanın ve dünyanın mahiyetini gayet güzel izah eder.

Dokuzuncu Söz . . .
Namazın beş vakte tahsisini ve beş vakit namaz hakkındaki ayetlerin tefsirini yapar.

Onuncu Söz . . .
Öldükten sonra dirilmenin lüzumunu ve gerçekleşeceğini, ahiretin varlığını gayet açık bir şekilde, güzel bir temsille izah ve ispat eder.

On Birinci Söz . . .
Cenab-ı Hakkın kâinattaki tecelliyatını, insanın mahiyeti ve o mahiyetteki kulluk vazifesiyle karşılaştırarak izah eder.

On İkinci Söz . . . .
Kur'ân'ın hikmet ve faziletini, felsefenin hikmeti ile mukayese ederek izah ve ispat eder.

On Üçüncü Söz . . .
Bi r inc i Makam . . .
Kur'ân’ın kudsî ve geniş hikmetini, şiir olmadığını anlatan ayetleri tefsir eder.
İ kinc i Makam . . .
Gençliği dalâlet ve sefahat uçurumuna düşmekten kurtaran imanî meselelerimisallerle izah ve ispat eder.

On Dördüncü Söz . . . .
Kur'ân ve hadisin yüksek ve ulvî bir kısım hakikatlerinin anlaşılmasını kolaylaştıracak hususları izah eder.

On Beşinci Söz . . .
Şeytan ve melâikenin çarpışmaları ile ilgili ayetlerin güzel bir tefsiri olup;Kur'ân'ın Allah kelâmı, Hazret-i Muhammed'in (a.s.m.) Allah'ın resulü olduğunu ikna edici delillerle ispat eder.

On Altıncı Söz . . . .
Allah'ın tek ve bir olmasıyla beraber yardımcısız olduğunu; mekândan münezzeh olmakla beraber her yerde hazır bulunduğunu ve sonsuz yüceliğiyle beraber her şeye yakın olduğunu anlatan ayetlerin bir tefsiridir.

On Yedinci Söz . . .
Dünya hayatının lezzeti içindeki ölüm elemini, neşe ve kavşlmak içindeki ayrılık elemini anlatan ayetlerin güzel bir tefsiridir. İman sayesinde dünyanın elemini güzel bir lezzete çevirmenin mümkün olacağını izah eder.

On Sekizinci Söz….
İnsanın nefsini şöhret hırsı ve gururdan men eden ayetlerin, Allah'ın yarattığı her şeyin güzel olduğunu ifade eden ayetlerin ve Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâmın peygamberliğini ilân eden ayetlerin güzel bir tefsiridir.

On Dokuzuncu Söz . . .
Peygamber Efendimizin risaletini izah ve ispat eden gayet kuvvetli bir risaledir.

Yirminci Söz . . .
Bi r inc i Makam . . . .
İnsanın kalbine şeytanın attığı üç mühim şüpheyi izale eden ve Kur'ân'ın mu'cizeliğini ispat eden izahlardır.

İ kinc i Ma kam . .
Peygamberlerin mu'cizelerini zikreden Kur'ân ayetlerinin medeniyet ve teknoloji harikalarının birer ipucu ve onların en mükemmel neticelerini gösterdiğini izah ve ispat eden tefsiridir.

Yirmi Birinci Söz . . . .
Bi r inc i Makam . . . .
Namazın kıymetini ve faydasını anlatır.
İ kinc i Ma kam . . . .
Şeytanın kalbe verdiği vesvesenin ilâcını gösteren reçete hükmünde bir risaledir.

Yirmi İkinci Söz . . . .
Bi r inc i Makam . . . .
Güzel ve parlak temsilî bir hikâye ile Cenab-ı Hakkın vahdetini ve ehadiyetinibütün isim ve sıfatlarıyla ispat eder.
İkinc i Ma kam . . . .
Tevhidin hakikatini ve hakikî Tevhidin ne olduğunu izah ve ispat eder.

Yirmi Üçüncü Söz . . . . .
En güzel bir surette yaratılan insanın ancak iman ile hakikî insan olduğunu,eğer iman olmazsa hiç kıymeti olmayan adî bir varlık hâline düştüğünü izah ve ispat eder.

Yirmi Dördüncü Söz . . .
Cenab-ı Hakkın Esma-i Hüsnasının cilveleri hakkındaki ayetlerin bir hakikatini tefsir eder.

Yirmi Beşinci Söz . . . . .
Kur'ân'ın kırk cihetle mu'cizeliğini izah ve ispat eden bir tefsirdir.

Yirmi Altıncı Söz . . . .
İmanın altı esasından kadere, hayır ve şerrin Allah'tan geldiğine iman etmenin sırrını izah ve ispat eder.

Yirmi Yedinci Söz . . .
İçtihada dair ayetlerin bir tefsiri olup, muhtelif mezhepler bulunmasının sebeplerini izah ve ispat eder. Bu risalenin sonunda ise Sahabe-i Güzin hakkında gayet parlak ve güzel izahlarda bulunulur.

Yirmi Sekizinci Söz . .
Cennet ve Cehennemin varlığı ile lüzumunu izah ve ispat eden bir tefsirdir.

Yirmi Dokuzuncu Söz . . .
Melâike ve ruhanîlere imanın sırları ile ruhun bekasını ispat eder; haşir ve kıyametin vücut ve tahakkuklarını ispat eder.

Otuzuncu Söz . . . .
İnsandaki "ene"nin mahiyetini anlatır. Tahavvülât-ı zerrat olarak tabir edilen atomların ve moleküllerin muhtelif maddelerin teşekkülünde vazife görmelerinin mahiyetini izah eder.

Otuz Birinci Söz . .
Peygamber Efendimizin Miraç mu'cizesinin hakikatini, lüzumunu ve tahakkukunu izah ve ispat eder harika bir risaledir.

Otuz İkinci Söz . . . .
Cenab-ı Hakkın vahdaniyetini öyle ispat eder ki, şirk ve küfür yolunu bütün kâinattan tart eder; vahdet ve ehadiyet-i ilâhiyeye dair gelen şüphe ve itirazları kat'î bir şekilde reddeder; ehl-i dalâlet ve ehl-i hidayetin dünya hayatına bakış
açılarını izah eder.

Otuz Üçüncü Söz . . .
Her şeyde Cenab-ı Hakka açılan bir pencere bulunduğunu izah eden, bunun otuz üç numunesini gayet mükemmel bir surette gösteren Otuz Üç Pencereli bir saray hükmünde harika bir risaledir.

Lemaat . . . .
Nazma benzer şekilde kaleme alınmış, Risale-i Nur Külliyatının çekirdeği hükmünde olan bir risaledir.
Konferans . . . . . .
 

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
LEM'ALAR
Birinci Lem’a . . .
Hazret-i Yunus Aleyhisselâmın kıssası anlatılarak, her insanın dünya ve ahiret hayatı için nefsiyle karşı karşıya kaldığı mücadeleyi izah eder.

İkinci Lem’a . . .
Hazret-i Eyyub Aleyhisselâmın duasını anlatan âyet-i kerîmenin bir tefsiri olup,musibet ve hastalıklara karşı sabrın ehemmiyetini izah eder, asıl musibetin küfür ve sapıklık olduğunu ispat eder.

Üçüncü Lem’a . . .
Beka için yaratılan ve bekaya âşık olan insan ruhunun, Cenab-ı Hakka karfşı hakikî vazifesini bilmekle, hem dünyada, hem de ebedî hayatında huzur ve saadeti kazanacağını izah eden bir tefsirdir.

Dördüncü Lem’a . . .
Ehl-i Sünnet ve Cemaat ile ehl-i fiia olan Alevîler arasındaki meselelerin hakikatini izah eder.

Beşinci Lem’a . . .
On Birinci Lem’aya dahil edilip boş kalmış ayrıca telif edilmemiş.

Altıncı Lem’a . . . .
Yirmi Dokuzuncu Lem’ada Arapça olarak telif edilmiş olup, bu Lem’a boş kalmıştır.

Yedinci Lem’a . . .
Fetih Suresinin son üç ayetinin bir tefsiri olup, Kur’ân’ın mu’cizeliğini gösterir şekilde, geleceğe dair verdiği haberleri anlatır.
Sekizinci Lem’a . . .
Hûd Suresi 105 ve 112. ayetlerinin tefsiri mahiyetinde olan bu risale, Gavs-ı Azam Abdülkadir Geylânî’nin keramet-i gaybiyesiyle Kur’ân’ın esrarına ait olan Risale-i Nurların makbuliyetini gösterdiğini ve bu zamanın Kur’ân hizmetkârlarına işaretle beraber, onların kuvve-i maneviyelerini takviye, şevklerini tezyit ve sıkıntılarını izaleeden hakikattar bir lem’adır.

Dokuzuncu Lem’a . . .
Üç mühim sualin cevabında ruha ait bir meseleyi, ilm-i cifirle ilgili açıklamaların yalnız bir iflaretle bırakılmasının hikmetini ve vahdetülvücut meselesini gayet güzel izah ve ispat eder.

On Birinci Lem’a . . .
Sünnet-i seniyenin ve ona uymanın ehemmiyetini izah eden bir tefsirdir.

On İkinci Lem’a . . .
İlim ve fen sahiplerince tenkit sebebi olan, astronomi ile ilgili bazı ayetlerin tefsiri.

On Üçüncü Lem’a . . .
Şeytanların ve çirkinliklerin kâinatta yaratılmasının hikmetini ve şeytana karşı Allah'a sığınmanın ehemmiyetini tefsir eden bir risaledir.

On Dördüncü Lem’a . . .
Birinci Makamında inkârına kalkışılan hadislerin mahiyet ve hakikî manalarını İkinci Makamında ise “Bismillâhirrahmanirrahîm”in altı mühim sırrını izah eder.

On Beşinci Lem’a . . .
Risale-i Nur Külliyatından Sözler, Mektubat ve Lem’alar’ın On Dördüncü Lem’asına kadar olan kısmın fihristesi olup, her eserin sonunda derç edilmiştir.

On Altıncı Lem’a . . .
Mühim ve meraklı bazı meselelere dair suallerin cevaplarıdır.

On Yedinci Lem’a . . .
Notalar suretinde yazılmış muhtelif konuları ihtiva eden mükemmel bir eserdir. Ele alınan konulardan bazıları şunlardır: İnsanın mahiyeti ve dünyaya ait şeylerin kaybolmasına üzülmenin yersizliği, Allah’tan başkasını büyük görmeme, dünyanın geçiciliği ve ömrün fânîliği, haşirde insanın cismiyle tekrar dirileceği, Avrupa medeniyeti
ve fenleri, insanın kıymeti ve buna bağlı olarak kâfirlerin çokluğunun ehemmiyetsizliği, v.s...

On Sekizinci Lem’a . . .
Gizli kalmış mühim bir Peygamber (a.s.m.) mu’cizesini açıklayan ve evliyanın kerametlerinin hak olduğuna kesin bir delil teşkil eden Hazret-i Ali’nin (r.a.) gaybî bir kerametini izah eden Birinci Keramet-i Aleviye Risalesi namında mühim bir lem’adır.

On Dokuzuncu Lem’a . . .
İsraftan menedip, iktisat ve kanaati emreden ayetleri tefsir eden İktisat Risalesidir.

Yirminci Lem’a . . .
İslâmiyette ihlâsın en mühim bir esas olduğunun sırlarını anlatır.

Yirmi Birinci Lem’a . . .
Hayırlı amellerde ve bilhassa uhrevî hizmetlerde sorulan bir kısım suallerin cevabdır.

Yirmi İkinci Lem’a . . .
Risale-i Nur'lar ve hizmeti üzerine sorulan bir kısım suallerin cevabıdır.

Yirmi Üçüncü Lem’a . . . .
Her şeyin Allah tarafından yaratıldığını ikna edici delillerle anlatan Tabiat Risalesidir.

Yirmi Dördüncü Lem’a . . .
Tesettür Risalesi olup, Kur'ân'ın tesettürü emreden hükümlerini izah ve ispat eden önemli bir tefsirdir. Tesettürün insan yaratılışına da son derece uygun olduğunu, kadın fıtratının tesettürü gerektirdiğini, hem aile, hem cemiyet saadetinin bozulmasında tesettürsüzlüğün ne kadar büyük rol oynadığını izah eder.

Yirmi Beşinci Lem’a . . .
Ehl-i imana gelen musibetlerin aslında bir musibet olmadığını belki Cenab-ı Hakkın bir hatırlatması ve şefkatli bir iltifatı olduğunu gösteren şifa hakkındaki ayetlerin bir tefsiri olan Hastalar Risalesidir.

Yirmi Altıncı Lem’a . . .
Cemiyetin ve insan hayatının önemli bir kısmını teşkil eden ihtiyarlar ve ihtiyarlık hakkında çok lüzumlu ve güzel tesellileri ifade eden ayetlerin bir tefsiri olan İhtiyarlar Risalesidir.
Yirmi Yedinci Lem’a . . .
Eskişehir Mahkemesi müdafaası olup, Tarihçe-i Hayat'ta neşredildiğinden buraya yazılmamıştır.

Yirmi Sekizinci Lem’a . . .
Yirmi Sekiz Nükteden ibaret olup, Birinci Nüktesi İkinci Keramet-i Aleviye Risalesi adını alan bu lem'a, mühim bir kısım suallere cevap mahiyetinde, bazı ayetlerin tefsiridir.

Yirmi Dokuzuncu Lem’a . . .
İmana Medar Âlî Bir Tefekkürname, Tevhide Dair Yüksek Bir Marifetname adıyla Arapça telif edilen bu risale, fevkalâde mühim kalbî ve aklî izahlarla Tevhidin delillerini gösterir, akla ve kalbe iman nurunu yerleştirir harika bir lem'adır.

Otuzuncu Lem’a . . .
Altı Nükte ile İsm-i Azamın altı nurunu izah eden harika bir tefsirdir. Birinci Nükte Kuddüs isminin, İkinci Nükte Adl isminin, Üçüncü Nükte Hakem isminin, Dördüncü Nükte Ferd isminin, Beşinci Nükte Hayy isminin, Altıncı Nükte Kayyum isminin kâinattaki cilvelerini izah eder.

Otuz Birinci Lem’a . . .
Şualar'da neşredilen On Dördüncü Şu’a olup, Afyon Mahkemesi müdafaasıdır.

Otuz İkinci Lem’a . . .
Risale-i Nur'un çekirdeği mahiyetinde olan Lemaat adlı risale olup, Sözler mecmuasnın sonunda neşredilmiştir. Eski Said döneminin en son telifidir.

Otuz Üçüncü Lem’a . . . .
Mesnevî-i Nuriye mecmuasında neşredilen Katre, Habbe, Şemme, Zerre, Hubab,Zühre, Şule ve onların zeyillerinden ibaret olup, muhtelif konuları ihtiva eden tefsirlerdir.

Münacat . . .
Kur'ân ve Peygamberimizin eşsiz duası Cevşen'den ilhamen kaleme alınan ve Cenab-ı Hakkın varlığına, birliğine bütün varlık âlemini kuşatan bin bir Esma-i Hüsnasına, ahiret âlemlerine işaret eden sayısız delil ve şahitleri gösteren harika bir eserdir.
 

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
MEKTUBAT
Birinci Mektup . .
Dört sualin cevabıyla birlikte, birçok meseleye ışık tutan gayet güzel bir risaledir.
Birinci sual: Hazret-i Hızır hayatta mıdır? Bu sualin cevabında hayat mertebelerinin
neler oldu¤una da cevap verilmektedir.
İkinci sual: Ölüm görünüşte bir çürümek ve sönmek olduğu hâlde, Kur’ân’da ifade edildiği gibi, nasıl hayat gibi bir mahlûk ve nimet olabilir?
Üçüncü sual: Cehennemin nerededir?
Dördüncü sual: Aşk-ı mecazî ile aşk-ı hakikînin nedir? Hemen hemen herkeste bulunan mecazî aşk, aşk-ı hakikîye dönüşebilir mi?

İkinci Mektup . .
Bu zamanda dine hizmet edenlerin ve halka nasihatte bulunanların, mecburiyet olmadan sadaka ve hediyeleri, dört sebepten dolayı kabul etmemesi gerektiğini izah eder.

Üçüncü Mektup . .
Dünyanın, feza denizinde yüzen İlâhî bir gemi olduğunu; bütün mevcudatın yaratılışını bir tek Allah’a vermekte son derece kolaylık ve rahatlık olacağını; eşyanın icadını değişik sebeplere ve tabiata dayandırmakla son derece zorluk ve müşkülât olacağını izah eden güzel bir tefsirdir.

Dördüncü Mektup . . .
Risale-i Nur hakkında bir sırrı tecelli eden Bakara Suresinin 269. ayetinin bir tefsiri olup Risale-i Nur’un hikmete mazhariyet yönünü izah eder.

Beşinci Mektup . . .
Velâyetin üç kısım olduğunu açıklayıp, bu zamanda velâyet-i kübra olan sünnet-i seniyeye ittiba ederek, imanın hakikatlerinin neşrinde son derece dikkat ve gayret gösterilmesi gerektiğini ispat eder.

Altıncı Mektup . . .
“Hasbünallâhi ve ni’melvekîl” ayetinin güzel bir tefsiridir.

Yedinci Mektup . . .
Peygamber Efendimizin birden fazla evlenmesinin, bilhassa Hazret-i Zeynep ile evlenmesinin hikmetlerini izah ve ispat eder.

Sekizinci Mektup . . .
Besmelenin güzel bir sırrını tefsir eden Rahman ve Rahîm isimlerinin bir vesilesi olan şefkatin, aşktan çok daha yüksek ve keskin olduğunu gösteren güzel bir tefsirdir.

Dokuzuncu Mektup . . .
Keramet, ikram, inayet ve istidracın mühim bir kaidesini izah eder. Ayrıca iman ve İslâm arasındaki mühim bir farkı açıklar. İmansız İslâmiyetin, ya da İslâmiyetsiz imanın kurtuluş sebebi olup olmayacağını izah eder.

Onuncu Mektup . .
İki sualin cevabı olup, İmam-ı Mübin’in ne olduğunu, haşir meydanının nerede bulunduğunu izah eden parlak bir tefsirdir.

On Birinci Mektup . .
Şeytanın verdiği vesveseye karşı gayet kuvvetli manevî bir ilâç hükmünde, Nisâ Suresinin 76. ayetinin tefsiridir. Ayrıca medenî hukukun İslâm hukuku kaşlısındaki haksızlıklarını, mirastan kızın alması gerekli hakkı misal vererek anlatan güzel bir tefsirdir.

On İkinci Mektup . .
Hazret-i Âdem’in Cennetten kovulmasının ve bazı insanların Cehenneme atılmasının,şeytanın ve kötülüklerin yaratılmasının, masum insanlara ve hayvanlara belâlarla musibetlerin musallat edilmesinin hikmetlerini üç mühim sualin cevabında izah ve ispat eden ehemmiyetli bir risaledir.

On Üçüncü Mektup . . .
Rahmet-i İlâhiyenin insana yakın olması hâlinde her yer ve her şeyin güzel ve sevimli olduğunu gösteren güzel bir risaledir.

On Dördüncü Mektup . . .
Telif edilmemiştir.

On Beşinci Mektup . . .
Altı mühim sualin cevabı olup, Sahabe devrinde ve daha sonra İslâm âlemi içinde cereyan eden bazı hâdiseleri izah eder.

On Altıncı Mektup . . .
Âl-i İmran Suresi 173. ayetinin bir sırrını müellifin başına gelen bir hâdise münasebetiyle Beş Noktada tefsir eder.

On Yedinci Mektup . . .
Çocuk Taziyenamesi adıyla, bulûğ çağına ermeden vefat eden çocukların durumlarını izah eden harika bir tefsirdir.

On Sekizinci Mektup . . .
Vahdetülvücut meselesi ve kâinatın gizli sırlarından birkaçını izah eden güzel bir risaledir.

On Dokuzuncu Mektup . . .
Peygamber Efendimizin (a.s.m.) risaletinin delili olan üç yüzden fazla mu’cizesini anlatan son derece zevkli ve mükemmel bir tefsirdir.

Yirminci Mektup . . .
Tevhit mertebelerini izah ve ispat eden, Kelime-i şahadetin birinci sözü olan “Eşhedü en lâ ilâhe illallah”ın hükmünü kuvvetle ispat eden; ayrıca, “Allah, şirk ile tevhit arasındaki farkı anlamanız için, birçok geçimsiz kimsenin ortaklığı altındaki köle misalini verdi...” (Zümer Suresi: 29.) ilâahir ayetinin mühim ve büyük hakikatin gösteren harika bir tefsirdir.

Yirmi Birinci Mektup . . .
İhtiyar anne ve babaya veya akrabaya karşı şefkat ve güzel muamelenin ehemmiyetini izah eden güzel bir tefsirdir.

Yirmi İkinci Mektup . . .
Uhuvvet Risalesi adıyla, Müslümanlar arasındaki kardeşliğin ehemmiyetini; kin, düşmanlık, hırs ve gıybetin ise verdiği zararı izah ve ispat eden bir tefsirdir.

Yirmi Üçüncü Mektup . . .
Kur’ân’daki kıssa-i Yusufiyenin hikmet ve ehemmiyetini göstererek, dünyanın saadetinden daha ferahlı, saadetli ve parlak bir ebedî saadetin bulunduğunu; bu hakikatten gaflet edilmemesi gerekti¤ini izah eden güzel bir tefsirdir.

Yirmi Dördüncü Mektup . . .
Kâinatın yaratılış hikmet ve gayelerini, onun gizli sırlarını gösteren harika bir risaledir. Bu Mektubun Birinci Zeylinde duanın ehemmiyeti izah ve ispat edilir, İkinci Zeylinde ise Mevlit’teki Miraciyeye dair kısa bir açıklama getirilir.

Yirmi Beşinci Mektup . . .
Telif edilmemiştir.

Yirmi Altıncı Mektup . . .
Şeytantan bir vesvese geldiğinde Allah’a sığınmak gerektiğini ifade eden Fussılet Suresinin 36. ayetinin bir tefsiri olup, ayrıca ehemmiyetli birçok meseleyi izah eden mühim bir Mektuptur.

Yirmi Yedinci Mektup . . .
Müellifin talebelerine yazdığı ve pek çok hakikatleri ihtiva eden mektupları olup, ayrı bir eser olarak neşredildiğinden buraya alınmamıştır.

Yirmi Sekizinci Mektup . . .
Rüyanın hakikati, sadık rüyanın faydası, Hazret-i Mûsa’nın Hazret-i Azrail’in gözüne tokat vurması, Vehhabîlik, Kur’ân’daki tevafuklar gibi birçok meseleyi izah ve ispat eden sekiz ayrı risaleden müteşekkil bir mektuptur.

Yirmi Dokuzuncu Mektup . . .
Kur’ân’ın bazı sırlarını ve hikmetlerini, Kur’ân’ın hakikî tercümesinin neden kabil olmadığını, Ramazan orucunun hikmet ve ehemmiyetini, Kur’ân’ın gözle görülebilecek mu’cizelerinden birkaçını, Müslümanlar içine girmiş, dinsizlerin ve şeytanın desiselerini, Mehdî ve Süfyan meselesi gibi birçok hususa açıklama getiren güzel bir tefsirdir.

Otuzuncu Mektup . . . .
İşaratü’l-İ’caz namıyla müstakil bir risale olarak neşredilmiştir.

Otuz Birinci Mektup . . .
Müstakilen neşredilen Lem’alar adlı eserdir.

Otuz ‹kinci Mektup . . .
Lemaat risalesi olup, Sözler mecmuasının sonunda neşredilmiştir.

Otuz Üçüncü Mektup . . .
Otuz üç pencereli “Otuz Üçüncü Söz” olarak, Sözler mecmuasında neşredilmiştir.

İşarat-ı Gaybiye Hakkında Bir Takriz . .

Hakikat Çekirdekleri . . .

Sikke-i Tasdik-i Gaybîden Bir Mektuptan Bir Parça . . .
Gönüller Fatihi Büyük Üstada . . .

Hakikat Işıkları . . .
 

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
ŞUALAR
İkinci Şu’a. . .
Allah’ın Ehad İsm-i Azam›nı izah eden ve Allah’ın birliği hakikatini gayet ikna edici bir tarzda beyan eden harika bir risaledir. Üç Makamdır.

Üçüncü Şu’a. . .
Cenab-ı Hakkın varlığının gerekliliğini, birliğini ve kudretinin azametini gayet tatlı bir şekilde izah ve ispat eden parlak bir risaledir.

Dördüncü Şu’a. . .
Hasbünallahü ve ni'me’l-vekil” ayetinin mana, hikmet ve insan hayatındaki önemini gayet güzel izah eder.

Altıncı Şu’a. . .
Namazda teşehhütte okunan Ettahiyyatü duasının bir tefsiri olup, namazın mü'minin bir nevi miracı olduğu hakikatini harika olarak izah eder.

Yedinci Şu’a. . .
Yaratıcısını soran bir şahsın müşahedelerini anlatan temsilî bir ifade ile birçok tabiat olayları ve varlıklarının diliyle Allah’ı tanıtan harika bir risaledir. Bir Mukaddime ve İki Baptan müteşekkildir.

Dokuzuncu Şu’a. .
Öldükten sonra dirilmeye ve ahirete iman, insanın hem şahsî, hem de cemiyet hayatının huzuru için ne kadar gereklidir? Bu hususu, öldükten sonra dirilmenin delilleriyle beraber izah ve ispat eden önemli bir tefsirdir.

Onuncu Şu’a. . . .
On Beşinci Lem’adan buraya kadar olan risalelerin fihristesi olup, her eserin kendilerine ait fihristi, kendi sonlarına ilave edilmiştir. Buraya derç edilmemiştir.

On Birinci Şu’a. . .
Denizli hapsinin bir nevi müdafaası hükmündeki meyvesi olup, aynı zamanda iman, ibadet ve tevhide dair gayet ehemmiyetli meseleleri izah ve ispat eden On Bir Meseleden ibaret harika bir tefsirdir.

On İkinci Şu’a. . .
Denizli Mahkemesi müdafaalarından alınmış, Risale-i Nur meslek ve meşrebiyle Nur Cemaatinin mahiyetini izah eden parçalardır.

On Üçüncü Şu’a. . . .
Üstat Bediüzzaman Hazretlerinin talebelerine gönderdiği gayet kıymetli ve nurlu mektuplar olup, Risale-i Nur’un parlak mücahedesini parlak bir şekilde gösterirler.

On Dördüncü Şu’a. . . .
Üstat Hazretlerinin ve talebelerinin Ayfon Mahkemesinde yaptıkları müdafaalar ile, o dönemde Üstat Bediüzzaman’ın talebelerine yazdığı gayet parlak mektuplardır.

Beşinci Şu’a. . . .
Peygamber Efendimizin kıyamet alametleri ve şartları hususunda buyurdukları hadislerin gayet güzel bir tefsiridir.

On Beşinci Şu’a. . .
Elhüccetüzzehra namında, tevhit hakikatine dair tefekkürî gayet hakikattar ve nurlu bir risaledir.

Birinci Şu’a. . .
Kur’an’ın bu zamanda manevî bir mu’cizesi ve harika bir tefsiri olan Risale-i Nur hakkında Kur’an’ın hükmünün ne olduğunu yirmi dokuz ayetin işarî manalarını vererek gösteren gayet nurlu bir risaledir.

Sekizinci Şu’a. . . .
Hazret-i Ali’nin (r.a.) Risale-i Nur’a dair kerametkârâne müjdelerinden üçüncüsünü izah eden bir risaledir. Bu arada, Üstat Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur’un kıymet ve ehemmiyetini gösteren hakikatleri beyan etmesinin sebep ve hikmetlerini de burada açıklamaktadır.

Yirmi Dokuzuncu Lem’adan İkinci Bab . . .
“Elhamdülillah” cümlesinin mana ve ehemmiyetiyle beraber, bu cümleyi insanlara dedirten imanın sonsuz fayda ve nurlarından sekiz-dokuz tanesini izah ve ispat eden harika bir tefekkür risalesidir.

Eddai . . .
 

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
ASA-YI MÛSA
BİRİNCİ KISIM
Birinci Mesele . . .
Namazın ehemmiyeti ve insana pek ağır bir yük olmadığı anlatılır.

İkinci Meselenin Hülâsası . .
Ölümün kaçınılmaz bir gerçek olduğu, iman ve istikametle yaşamanın ölümü terhis tezkeresine, itikatsızlık ve sefahata dalmanın ise idam sehpası hâline getirdiği izah edilir.

Üçüncü Mesele .
Hakikî ve gerçek lezzetin imanda olduğu gayet güzel bir üslûp ile açıklanır.

Dördüncü Mesele . . .
Bu dünyada insanın omuzuna yüklenmiş olan en önemli meselenin ne olduğu izah edilir.

Beşinci Mesele . . .
Gençliğin geçici olduğu gerçeği ile, onu istikametle geçirmenin ebedî bir gençliği kazandırdığı anlatılır.

Altıncı Mesele . . .
Her bir ilmin Allah’ın varlığını ispat edişi tatlı bir üslûpla izah edilir.

Yedinci Mesele . . .
Cenab-ı Hakkın isimlerine (Esma-i Hüsna) dayanarak ahiretin varlığını ispatlayan mükemmel bir risaledir.

Sekizinci Meselenin Hülâsası . . .
Ahirete iman hakikatinin hem ebedî hayatta, hem de dünya hayatında saadete sebep olduğu gayet açıkşlekilde anlatılır.

Dokuzuncu Mesele . . .
“Neden iman›n bir meselesini inkâr eden kâfir olur, kabul etmeyen de İslâmdan çıkar, Müslüman olmaz?” sualine verilen bir cevap. İmanın altı şartının birbirine bağlı ve birbirinin delili olduğu izah ve ispat edilir.

Onuncu Mesele ( Emirdağ Çiçeği ) . . . .
Kur'ân’da bulunan tekrarların sebebini ve hikmetini anlatan harika bir risaledir.

Onuncu Meseleye Bir Hatime Olarak İki Haşiye . . .
Kur'ân’ın hakikî tercümesinin olamayacağ› ve kimin için Allah varsa, onun için her şeyin var olduğu, kimin için de yoksa, her şeyin ona yok olduğu izah ve ispat edilir.

On Birinci Mesele . . . .
İmanın sonsuz netice ve faydalarından birkaç tanesini izah ve ispat eden harika bir risaledir.

Hatime . .
Felâk Suresinin günümüze ait işaret ettiği manaları izah eder.

On Birinci Meselenin Haşiyesinin Bir Lâhikası . . .

İKİNCİ KISIM (Hüccetüllahi’l-Bâliğa Risalesi) . . .
Birinci Hüccet-i İmaniye . . .
Yaratıcısını kâinattan soran bir şahsın müşahedelerini anlatan temsili bir ifadeyle birçok tabiat olayları ve varlıklarının diliyle Allah’ı tanıtan harika bir risaledir.

İkinci Hüccet-i İmaniye . . .
Atomdan, alyuvar, akyuvar, hücre ve yıldızlara kadar her şeyin Allah’ın ortağı,eşi ve benzerinin olmadığını olmaması gerektiğini, yaratıcının ancak bir olması gerektiğini mükemmel bir üslûpla izah ve ispat eden gayet hoş ve tatlı bir risaledir.

Üçüncü Hüccet-i İmaniye . . .
Tabiatçılık fikrinden gelen dinsizlik ve Allah’ı inkârcılığı asla dirilmeyecek bir surette öldürüp, küfrün temel taşını zir ü zeber eden harika bir risaledir.

Hatime . . .
"Allah’ın bizim ibadetimize ne ihtiyac› var?" "Kâinatın bir tek kudret tarafından icat ve idare edilmesi neden daha kolaydır?" "Yoktan var, var da yok edilebilir mi?" gibi suallere de cevap vererek tevhid yolunun akla uygunluğu, şirk yolunun ise son derece müşkülâtlı olduğu aşikâr bir şekilde izah edilir.

Dördüncü Hüccet-i İmaniye . . .
Cenab-ı Hakkın Adl isminin kâinattaki tecellilerini gösteren oldukça tatı› bir risaledir.

Beşinci Hüccet-i İmaniye . . .
Cenab-ı Hakkın Hakem isminin kâinat yüzündeki tecellilerini güzel bir üslûpla izah eder.

Altıncı Hüccet-i İmaniye . . .
Cenab-ı Hakkın Hayy, Kayyum, Muhyî ve Mümit isimlerinin tecellileri ile dünyanı n bir tarla, ahiretin ise bir harman olduğunu ispat eden güzel bir risaledir.

Yedinci Hüccet-i İmaniye . . .
Yeryüzünün mükemmel süslenişini nazara vererek, Allah’ın varlık ve birliğini, en güzel isimlerin Ona ait olduğunu izah eder.

Sekizinci Hüccet-i İmaniye . . .
Cenab-ı Hakkın varlığının gerekliliğini, birliğini ve kudretinin azametini gayet tatlı bir şekilde izah ve ispat eden harika bir risaledir.

Dokuzuncu Hüccet-i İmaniye . . .
Öldükten sonra dirilmeye ve ahirete iman, insanın hem şahsî, hem de cemiyet hayatının huzuru için ne kadar gereklidir? Bu hususu, öldükten sonra dirilmenin delilleriyle beraber izah ve ispat eden önemli bir tefsirdir.

Onuncu Hüccet-i İmaniye . . .
Hepimizin her zaman tekrar ile imanımızı ilân ettiğimiz şahadet kelimesindeki "Allah’tan başka ilâh yoktur" hükmünü "Tevhid Cümlesi"nin on bir kelimesinde gayet açık bir şekilde izah ederken, aynı zamanda bizlere neleri müjdelediğini de açıklar.

On Birinci Hüccet-i İmaniye . . .
Şu kâinatı halk eden bir yaratıcının varlığını ve olması gerektiğini güzel bir üslûpla temsili olarak izah eder.

İmanî ve Hakikî Güzel Mektuplar . . .

Medine-i Münevvere’de bulunan mühim bir âlimin
Bediüzzaman Said Nursî hakkında bir yazısı . . .
 

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
İŞARATÜ’L-İ’CAZ
TEMBİH . . .
Eserin müellifi Üstad Bediüzzaman Said Nursî tarafından İşaratü’l-Î’caz tefsiri hakkında yapılan bazı mühim izahlardır.

İŞARATÜ’L-İ’CAZ TEFSİRİ HAKKINDA . . .
Üstad Bediüzzaman Said Nursî’nin talebeleri tarafından kaleme alınmış, İşaratü’l-İ’caz hakkında açıklamalardır.

İFADETÜ’L-MERAM . . .
Üstad Hazretlerinin bir Kur’ân tefsirinin nasıl yapılması lâzım geldiği hususundaki açıklamaları ve İşaratü’l-İ’caz’ı telifindeki maksadını izah eden ifadeleridir.

KUR’ÂN NEDİR? TARİFİ NASILDIR? . . .
Kur’ân’ın tarifi ve mahiyeti hakkındaki suale verilen harika ve güzel bir cevaptır.

FATİHA SURESİNİN TEFSİRİ . . .
“Bismillâhirrahmanirrahîm”in kelime kelime mana ve ehemmiyetini bazı sual ve cevaplarla birlikte izah eder. Aynı şekilde Fatiha’yı ayet ayet gayet veciz bir şekilde tefsir eder.

KUR’ÂN’IN DÖRT TEMEL UNSURU . . .
Kur’ân’ın dört temel esasının neler olduğunu ortaya koyan bazı mühim sual ve cevapları ihtiva eder.

SURE-İ BAKARA . . .

KUR’ÂN’DAKİ TEKRARLAR . . . . .
Bakara Suresinin Birinci Ayetinin Tefsiri . . .

HURUF-U MUKATTAA . . . .
Birinci Mebhas . . .
İkinci Mebhas . . .
Üçüncü Mebhas . . .
Dördüncü Mebhas . . .

Bakara Suresinin İkinci Ayetinin Tefsiri . . .
KUR’ÂN’IN YÜCELİĞİ . . .

Bakara Suresinin Üçüncü Ayetinin Tefsiri . . .
İMAN . . .
NAMAZ . . .
ZEKÂT VE SADAKA . . .

Bakara Suresinin Dördüncü Ayetinin Tefsiri . . . .
İMAN VE MÜ’MİNLER . . .
HAŞİR VE AHİRETİN İSPATI . . .

Bakara Suresinin Beşinci Ayetinin Tefsiri . . .
HİDAYET NİMETİ . . .
KURTULUŞA ERENLER . . .

Bakara Suresinin Altını› Ayetinin Tefsiri . . .
KÜFRÜN MAHİYETİ . . .

Bakara Suresinin Yedinci Ayetinin Tefsiri . .
KALPLERİN MÜHÜRLENMESİ . .
MÜNAFIKLAR BAHSİ . . .

Bakara Suresinin Sekizinci Ayetinin Tefsiri . . .

Bakara Suresinin Dokuzuncu ve Onuncu Ayetlerinin Tefsiri .

Bakara Suresinin On Birinci ve On İkinci Ayetlerinin Tefsiri

Bakara Suresinin On Üçüncü Ayetinin Tefsiri . .

Bakara Suresinin On Dördüncü ve On Beşinci Ayetlerinin Tefsiri

Bakara Suresinin On Altıncı Ayetinin Tefsiri . .

Bakara Suresinin On Yedi, On Sekiz, On Dokuz ve Yirminci Ayetlerinin Tefsiri . ..

Bakara Suresinin Yirmi Bir ve Yirmi İkinci Ayetlerinin Tefsiri . . .

İBADET VE TEVHİD BAHSİ . . .
Birinci Mukaddeme ibadetin manasını, mahiyetini, hem şahsî ve içtimaî, hem de dünya ve ahiret hayatı bakımından ehemmiyetini izah eden harika bir tefsirdir. İkinci Mukaddemede ise Cenab-ı Hakkın varlığı ve birliği ilmî deliller ile izah ve ispat edildikten sonra, ayetlerin cümleleri açıklanarak ibadetin mana ve ehemmiyeti tefsir edilir.

Bakara Suresinin Yirmi Üç ve Yirmi Dördüncü Ayetlerinin Tefsiri . . .

NÜBÜVVET HAKKINDA . . .
Cenab-ı Hakkın Kur’ân-ı Kerîm’i indirdiği Peygamberimiz Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmın nübüvvetini, yani peygamberliğini ispat eden gayet güzel izahlarla beraber Kur’ân’ın tarif ve maksadı anlatılır; çeşitli sual ve cevaplarla bu iki ayetin tefsiri mahiyetinde dikkat çekici açıklamalarda bulunulur.

Bakara Suresinin Yirmi Beşinci Ayetinin Tefsiri . . .
AHİRETE İMAN . . . .

Bakara Suresinin Yirmi Altı ve Yirmi Yedinci Ayetlerinin Tefsiri . . .

KUR’ÂN’IN İFADESİNDEKİ İ’CAZA DAİR . . .

Bakara Suresinin Yirmi Sekizinci Ayetinin Tefsiri . . .
HAYAT VE ÖLÜM . . . .

Bakara Suresinin Yirmi Dokuzuncu Ayetinin Tefsiri . . .
İNSAN VE KÂİNAT . . . .

Bakara Suresinin Otuzuncu Ayetinin Tefsiri . . .
MELÂİKEYE İMAN . . .

Bakara Suresinin Otuz Birinci Ayetinin Tefsiri . . .
İNSANIN YARATILIŞI . . .

Bakara Suresinin Otuz İkinci Ayetinin Tefsiri . . .

ECNEBÎ FEYLESOFLARIN KUR’ÂN-I KERÎM HAKKINDA ŞAHADETLERİ . . .

NURUN BİR TALEBESİNİN MÜDAFAASINDAN BİR PARÇA . . .
 

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
MESNEVÎ-İ NURİYE
İtizar . . .
Mesnevî-i Nuriye’nin mütercimi olan ve Risale-i Nur’un müellifi Üstat Bediüzzaman
Said Nursî’den on beş sene ders alan küçük kardeşi Abdülmecid Nursî’nin yaptığı tercüme hakkında verdiği bilgileri ihtiva eder.

Mesnevî-i Nuriye’nin Mukaddemesi . . . .
Müellifin Mesnevî-i Nuriye hakkında belirttiği beş noktadan ibaret açıklamalardır.

LEM’ALAR . . .
Her şeyin Allah’ın birlğine nasıl işaret ettiğini izah ve ispat eden son derece güzel bir tevhid dersidir.

REŞHALAR . . .
İmanı altı şartının en önemlilerinden biri olan peygamberlere iman hakikatini ve Peygamberimiz Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmın nübüvvetini son derece kesin ve parlak delillerle ispat eder.

LÂSİYYEMALAR . . . .
Altı iman şartının en önemlilerinden biri olan ahirete ve öldükten sonra dirilmeye(haşir) iman hakikatini izah eder. İbni Sina gibi bir dâhînin bile “Akıl bu yolda gidemez” dediği “haşrin” yeryüzündeki binler örneğini, görmek istemeyenlerin dahi gözlerine sokacak derecede açık bir şekilde gösterir. Öldükten sonra dirilmeyi gerektiren Allah’ın pek çok isimlerinden tâ insanın mahiyetine kadar birçok meseleyle haşri ispat eder.

KATRE . . .
Muhtelif bölümlerle birçok meseleye ışık tutan, âdeta denizden bir damla mahiyetindeki son derece önemli bir risaledir.

Mukaddeme . . .
Mana-i ismî, mana-i harfi, niyet ve nazar konularını izah eder.

Birinci Bab . . . . .
“Lâ ilâhe illâllah” kelimesinin ifade ettiği manaları oldukça mükemmel ve tatlı bir şekilde izah eder.

Takriz . . .
Değerli İslâm âlimi Şeyh Safvet Efendinin Katre risalesi hakkındaki medihkâr sözlerinin yer aldığı kısa bir nottur.

Hatime . . . .
Başta ümitsizlik, iyilik ve ibadetlere güvenmek demek olan ucub, gurur ve suizan gibi nefsin hastalıkları olmak üzere, kısa kısa çok mühim farklı meselelerden bahseder.

İtizar . . .
Müellifin Katre risalesi hakkında yaptığı kısa bir açıklamadır.

Katre’nin Zeyli . . .
Namazı vakit girer girmez veya vaktin ilk bölümünde ve hayalen Kâbe’ye yönelmiş olarak kılmanın fazileti gibi her biri bir eserin konusu olabilecek meselelere kısa kısa temas eden kıymetli bir eserdir.

HUBAB . . .
İmanî meselelerin inkârında dinsizlerin birleşmeleri, Peygambere iman, ahirete iman, dua, insanın mahiyeti, içtihat vb. pek çok farklı konunun işlendiği fevkalâde parlak hakikatleri ihtiva eden bir risaledir.

Farisî Münacat . . .

Meclis-i Mebusana Hitaben Yazılan Bir Hutbe . . .

İ'lemler . . . .

Zeylü’l-Hubab . . .
Allah’ teslimiyet, Onun rızasına uygun hareket, öldükten sonra dirilme, bir tek surenin bütün Kur’ân’ı ihtiva etmesi, insan ve kulluk, vb. değişik konuları izah eder.

HABBE . . .

Tazarru ve Niyaz . . .

Zeylü’l-Habbe . . .
“Hasbünallahü ve ni’me’l-vekîl” ve “Ni’me’l-Mevlâ ve ni’me’n-nasîr” ayetlerinin gayet parlak bir tefsiridir.

Zeylü’z-Zeyil . . .
Allah inancının karşısında iddia olunan sebepler, kendiliğinden oluş ve tabiatçılık fikirlerini yerle bir eden harika bir eserdir.

ZÜHRE . . .
Notalar suretinde yazılmış muhtelif konuları ihtiva eden mükemmel bir eserdir.
Ele alınan konulardan bazıları şunlardır: İnsanın mahiyeti ve dünyaya ait şeylerin kaybolmasına üzülmenin yersizliği, Allah’tan başkasını büyük görmeme, dünyan›n geçiciliği ve ömrün fânîliği, haşirde insanın cismiyle tekrar dirileceği, Avrupa medeniyeti ve fenleri, insanın kıymeti ve buna bağlı olarak kâfirlerin çokluğunun ehemmiyetsizliği, vs.

ZERRE . . .
Şeytan ve dinsizlerin verdiği şüpheleri bertaraf eden imanî ve ahlâkî muhtelif konuların ele alındığı mükemmel bir eserdir.

ŞEMME . . .
Yaratılan her şeyin Allah’ın isimlerini gösterdikleri ve ispat ettikleri, hiçbir kimsenin
Allah’tan şikâyete hakkı olmadığı, Kur’ân’ın bütün insanların zihinlerini okşar derecede insanları muhatap aldığı. Enenin mahiyeti, v.b. muhtelif konuları izah eder.

ONUNCU RİSALE . . .
İnsanı hayvandan ayıran hususlar; kaza, kader ve atânın mahiyetleri; kulluk vazifelerinin mahiyeti; insanın mahiyeti; dünyadaki nizam ve intizamın Yaratıcının bir olduğuna delil olması, v.b. birçok hususu izah eden geniş bireserdir.

On Dördüncü Reşha . . . .
Peygamberimizin risaletinin hakkaniyeti, Kur’ân’ın tarifi, insan›n manevî, ihtiyaçlarının sonsuzluğu gibi muhtelif konuları izah eder.

ŞULE . . .
Kelime-i Tevhid, dua ve Allah’ın isimlerinin hakikatleri gibi muhtelif konuları izah eder.

Şulenin Zeyli . .

NOKTA . .
Tabiat, maddenin ezeliyeti, Allah’ın varlığını herkesin aklen neden görmediği gibi birçok husustaki sualleri gayet ikna edici cevapları ihtiva eden ehemmiyetli bir risaledir.
 

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
İman ve Küfür Muvazeneleri

Hidayet ve Dalâlet Mukayeseleri

Mühim Bir Suale Cevap . . .
Birinci Söz . . .
İkinci Söz . . .
Üçüncü Söz . .
Dördüncü Söz . . .
Beşinci Söz . . .
Altıncı Söz . . .
Yedinci Söz . . .
Sekizinci Söz . . .
On İkinci Söz . . .
On Üçüncü Sözün İkinci Makamı . . .
Birkaç Biçare Gençlere Verilen Bir Tenbih, Bir Ders, Bir İhtardır . .
On Üçüncü Sözün İkinci Makamının Haşiyesidir . . . .
Leyle-i Kadirde İhtar Edilen Bir Mesele-i Mühimme . . .
Gafil Kafaya Bir Tokmak ve Bir Ders-i İbrettir . . . .
On Yedinci Söz . . .
Kalbe Farisi Olarak Tahattur Eden Bir Münacat . . .
Birinci Levha . . .
İkinci Levha . . .
Yirmi Üçüncü Söz . . .
Yirmi Dördüncü Sözün Beşinci Dalı . . .
Yirmi Beşinci Sözden İkinci Cilve . . .
Meyve Risalesinden Onuncu Meselenin Hatimesi Olarak İki Haşiye . . .
Yirmi Altıncı Sözden Üçüncü Mebhasın Sonu ve Dördüncü Mebhas . . .
Otuzuncu Sözün Birinci Maksadı . . .
Otuz İkinci Sözden İkinci Noktanın İkinci Mebhası . . .
Birinci Lem'a . . .
On Yedinci Lem'adan Beşnci Nota . . .
Yirmi Dördüncü Lem'a (Tesettür Hakk›nda) . . .
Birinci Mektubun Dördüncü Suali . . .
Dokuzuncu Mektubun Üçüncü Kısmı . . .
Yirmi Dokuzuncu Mektuptan Beşinci Risale Olan Beşinci Kısım . . .
Gençlik Rehberinden İbretli Bir Hikaye . . .
Birden İhtar Edilen Bir Mesele-i Mühimme . . .
Meyve Risalesinden İkinci Meslenin Hülasası . . .
Üçüncü Mesele . . .
Dördüncü Mesele . . .
Sekizinci Meselenin Bir Hülasası . . .
El-Hüccetü'z-Zehranın İkinci Makamı . . .
Yirmi Dokuzuncu Lem'adan İkinci Bap . . .
Lemattan Bir Meclis-i Misalide Şeriatla Medeniyet-i Hazıra, Deha-i Fenni ile Hüda-i Şer'i Muvazeneleri . . .
Hakiki Bütün Elem Dalelette, Bütün Lezzet İmandadır.
Hayal Libasını Giymiş Muazzam Bir Hakikat . . .
 

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
Sikke-i Tasdik-i Gaybî

Risale-i Nur’dan parlak fıkralar ve bir kısım güzel mektuplar . .

Yirmi Yedinci Mektubun Lâhikasından alınmış mühim parçalar . . .

Karadağ’ın Bir Meyvesi . . .

Birinci Şua . . .

Sekizinci Şua . . .

Otuz Birinci Mektubun Otuz Birinci Lem'asının otuz bir meselesinden bir meseledir . . .

Sekizinci Lem'a . . .

Risale-i Nur’dan parlak fıkralar ve bir kısım güzel mektuplar . . .

Namaz tesbihatının faziletine ait bir mektup . . .

Üstadımızın ehemmiyetli bir mektubu . . .

Yedinci Mesele (Yirmi Yedinci Mektup'tan) . . .

Hüve Nüktesi . . .

Yirmi Dokuzuncu Mektubun Beşinci Risale olan Beşinci Kısmı . . .

Na'büdü Nüktesi (Yirmi Dokuzuncu Mektubun Birinci Kısmı) . . .

Risale-i Nur hakkında bir takrizname . . .

Medine-i Munevvere'de bulunan bir âlimin mektubu . . .
 

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
TARİHÇE-İ HAYAT
BEDİÜZZAMAN SAİD NURSÎ

Hayatı-Mesleği-Tercüme-i Hâli

Ön söz . . .

Medine-i Münevvereli bir âlimin Üstad Bediüzzaman Said Nursî’yi muhtelif yönleriyle
anlatan bir yazısı.

Giriş . . .
Bu Tarihçe’yi hazırlayan Üstadın hizmetkârlarının kaleme aldığı bir takdim yazı
sı olup, Tarihçe-i Hayat’ın hazırlanmasında nasıl bir üslûp ve tarz ihtiyar edildiği, böyle bir eserin hazırlanmasının maksadının ne olduğu izah edilir.

BİRİNCİ KISIM: İLK HAYATI. . . .
Bediüzzaman Hazretlerinin doğumundan ilk sürgün edildiği 1925 yılına kadar geçen hayatına dair kısmı anlatılır. Bu dönemde Üstadın tahsil hayatı, Doğu vilâyetlerinde halkı aydınlatmak için yaptığı çalışmaları ve bu maksatla tesisini düşündüğü üniversitenin gerçekleştirilmesi için İstanbul ve Ankara hükümetleri nezdindeki çalışmalarından bahsedilir. Birinci Dünya Harbi ve Millî Mücadele
yıllarındaki hizmetleri, Büyük Millet Meclisi ile olan çalışmaları anlatılır. Cumhuriyetin
ilânından sonra Doğuda cereyan eden hâdiselerde yatıştırıcı rol oynamasına rağmen,1925’in başından itibaren sürgüne çıkarılır.

İKİNCİ KISIM: BARLA HAYATI. . .
Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin şark vilâyetlerinden sürgüne gönderildiği Isparta’nın Barla nahiyesindeki 8,5 yıllık hayatı anlatılmaktadır. Barla’nın Bediüzzaman Hazretlerinin hayatında fevkalâde büyük ehemmiyeti vardır. Zira “Kur’ân’ın manevî bir mu’cizesi” dediği bu asrın Kur’ân tefsiri Risale-i Nur’ların telifine başladığı yer burasıdır.

ÜÇÜNCÜ KISIM: ESKİŞEHİR HAYATI . . .
1935 senesinin 11 aylık bölümünde bulunduğu Eskişehir hapishanesindeki hayatıdır. Üstad Hazretleri, “Gizli cemiyet kuruyor, rejim aleyhindedir; rejimin temel nizamlarını yıkıyor” gibi bahanelerle Barla’dan talebeleriyle birlikte alınarak
Eskişehir’e sevk edilir. Burada, asıl sebep olan “cemiyetçilik” gibi suçlardan değil, bir eserinde Kur’ân’ın tesettürle ilgili ayetini izah ederken kullandığı iki cümle sebebiyle talebeleriyle birlikte 11 ay hapse mahkûm edilir.

DÖRDÜNCÜ KISIM: KASTAMONU HAYATI. . .
1936 yılının baharında Eskişehir hapsinden tahliye olan Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, bu sefer de Kastamonu’da gözetim altında ikamete mecbur edilir. Burada uzunca bir müddet polis karakolunda, daha sonra da tam karakolun karşısındaki bir evde kontrol ve gözetim altında tutulur.

BEŞİNCİ KISIM: DENİZLİ HAYATI . . .
Sekiz senelik Kastamonu ikametinden sonra yine “cemiyetçilik, halkı hükümet aleyhine çevirmek, inkılâplar aleyhinde bulunmak” gibi ithamlarla Denizli Ağır Ceza Mahkemesine yüz yirmi altı talebesiyle beraber sevk edilir.1943 baharında geldiği Denizli’de mahkeme safahatı boyunca hapiste tutulan Üstad Bediüzzaman ve talebeleri ,1944 baharında mahkemenin beraat kararı vermesiyle birlikte,hapisten alınıp Afyon’un Emirdağ kazasına götürülür.

ALTINCI KISIM: EMİRDAĞ HAYATI . . .
Üstad Bediüzzaman Hazretleri,1944’ün baharında geldiği Emirdağ’da 1947 senesinin sonuna kadar sıkı bir tarassut altında ikamet ettirilir. Ne var ki, buradan da, yine aynı gerekçelerle, 15 kadar talebesiyle birlikte alınarak Afyon Ağır Ceza Mahkemesine sevk edilir.

YEDİNCİ KISIM: AFYON HAYATI . . .
1948’in Ocak ayında, getirildiği Afyon hapsinde kanunsuz yere tutulan Bediüzzaman Hazretleri,burada son derece sıkıntılı bir hayat geçirir. Mahkeme, Üstada evvelâ 20 ay hüküm vermişse de, karar Temyizde esastan bozulmuştur. Bilâhare Afyon Mahkemesi de bu karara uymuş, ancak karara uymayı 20 ay geciktirerek,Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, işkence ve sıkıntılar altında kanunsuz yere hapiste kalmak zorunda bırakılmıştır.

SEKİZİNCİ KISIM: ISPARTA HAYATI . . .
1949’unEylül’ünde Afyon hapsinden tahliye olduktan sonra tekrar Emirdağ’a dönen Bediüzzaman Hazretleri,1951’in Eylül’ünde Eskişehir’e, oradan da 1,5 ay sonra Isparta’ya geçmiştir. 1950’nin başından itibaren Isparta’ya yerleşen Üstad Bediüzzaman Said Nursî, vefatına kadar hep burada kalmış, ancak muhtelif sebeplerle ve arzusuyla İstanbul, Emirdağ, Eskişehir, Barla gibi yerlere giderek,oralarda değişik sürelerde bulunmuştur.

RİSALE-İ NUR VE HARİÇ MEMLEKETLER. . . . . . .
 

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
MUHAKEMAT

TAHİYYATVE SALÂVAT . . .
Cenab-ı Hakka hamd ve Resulullaha (a.s.m.) salâvat ile birlikte eserin yazılış sebep ve faydaları izah edilir. Ayrıca, müstebitlere ve cehalete karşı İslâmın mutlak galibiyetini engelleyen sebep ve maniler sayılır.

MUKADDEME. . .
Muhakemat’ın muhtevası ve tertip şekli izah edilir.

Unsuru’l-Hakikat
BİRİNCİ MAKALE . . .
Kısa ve sathî nazar ile bakanların fark edemediği Kur’ân ve imana dair bazı hakikatlerin parlaklığını aklî, mantıkî ve ilmî delillerle gözler önüne seren harika bir bölümdür.

BİRİNCİ MUKADDEME . . .
Kur’ân’ın dört aslî maksadı sayılarak, bunlardan ayrı maksatlar olan kâinatla ilgili bahislerin zikrediliş sebep ve hikmetleri açıklanır.

İKİNCİ MUKADDEME . . .
Kâinata konulan tekemmül kanunu gereğince, insanda da gelişme ve inkişaf meylinin bulunduğu, bu terakkî meylinin fikir alış verişi ve fikirlerin birbiri üzerine ilâvesiyle geliştiği, bunun da maddî ilimlerin gelişimiyle olduğu izah edilir. Ayrıca maddî ve manevî ilimler arasındaki farklar ortaya konularak, Kur’ân’ın her meselesine maddî ilimlerin gözlüğü ile bakmanın yanlış olduğu güzel bir şekilde ispat edilir.

ÜÇÜNCÜ MUKADDEME. . .
Zamanla İsrailiyat ve Yunan felsefesinin bazı İslâmî ilimlerin içine nasıl girdiği,bunların din süsüyle görünerek ve dinin malı gibi gösterilerek fikirleri nasıl karıştırdığı gayet güzel tahlil ve izah edilir.

DÖRDÜNCÜ MUKADDEME . . .
Şöhretin,insanın malı olmayan şeyi insana nasıl mal ettiği; bu yüzden de ne gibi hurafe kapıları açıldığı etraflıca izah edilir.

BEŞİNCİ MUKADDEME . . .
Mecaz ve teşbihlerin, zamanla ilmin elinden cehlin eline geçtikçe nasıl hakikate dönüştüğü ;bunun da hurafelere nasıl kapı açtığı; böylece kısa nazarla Kur’ân ve İslâmın hakikatlerine bakanların ondaki parlaklığı göremediklerinden,yanlış bir biçimde hücum ettikleri beyan edilir.

ALTINCI MUKADDEME . . .
Tefsirde geçen her bir meselenin ve bilginin tefsirden olması lâzım gelmediği;bir tefsir kitabında, tefsir veya ayetin asıl manasından başka, sair ilimlere ait bazı meselelerin de olabileceği; tefsirdeki sair ilimlere ait bilgilerin yanlış olmasının,ayetin veya tefsirin yanlışlığına delil sayılamayacağı, “Bir sanatta mahir olan zat, başka sanatta âmî olabilir,” “Bir şahıs çok fenlerde meleke sahibi ve mütehassıs olamaz,” “Umuma el atmak, umumu terk etmek demektir” gibi kaidelerin ışığında gayet güzel izah edilir.

YEDİNCİ MUKADDEME . . .
İnsanların kötü huylarından olan tezeyyüt, mücazefe ve mübalâğa’nın ne gibi zararlara sebep olduğu açıklanır.

SEKİZİNCİ MUKADDEME . . .
Bu Mukaddeme, her kemali mahveden ye’si öldürür ve her bir saadetin mayesi olan ümidi hayatlandırır. Ayrıca geçmiş zaman insanları ile zaman-ı hal ve istikbal insanlarının mukayesesi yapılır. Geçmişte bizi geri bırakan kötü hasletlerin, hakikati araştırma meyli sayesinde tedavi edilmesi sebebiyle, istikbalde hakikat-i İslâmiyenin hükümferma olacağı müjdesi verilir.

DOKUZUNCU MUKADDEME . . .
Yaratılışta güzellik, hak ve hayrın asıl, çirkinlik ve şerrin ise tebeî ve şerrin hakka galibiyetinin geçici olduğu; bu yüzden, netice itibarıyla gelecekte hakkın galip olacağı ve âlemi hakikat-i İslâmiyenin aydınlatacağı izah ve ispat edilir.

ONUNCUMU KADDEME. . .
Söz sahibinin, söylediği sözünde muaheze edilip edilemeyeceği noktaların neler olduğu; hadis-i şerifte de belirtildiği gibi, her ayetin bir zahirî, bir de Bâtınî manasının olduğu izah edilir.

ONBİRİNCİ MUKADDEME. . .
Bir söz veya cümlede muhtelif manaların olabileceği, bu manaların her birinin doğru olabileceği, ancak yalnız o manayı doğru kabul etmenin yanlış olduğu izah edilir.

ONİKİNCİ MUKADDEME. . .
Sadece dış görünüşe göre hareket eden zahirperestleri aldatan noktaların neler olduğu, ülfet ve mübalâğanın ne gibi zararlı neticeler doğurduğu gayet güzel beyan edilir.

BİRİNCİ MESELE. . .
Dünyanın yuvarlak olduğunu ispat ile Kur’ân ve hadiste buna dair hükümlerin bulunduğu izah edilir.

İKİNCİ MESELE. . .
“Arz öküz ve balık üzerindedir” şeklinde rivayet edilen hadisin tahkiki yapılarak,ihtiva ettiği manalar gayet manidar bir şekilde izah edilir.

ÜÇÜNCÜ MESELE. . .
Kaf Dağı hakkında olup, bu hususta ileri sürülen görüş ve tenkitlerin tahkiki yapılır.

DÖRDÜNCÜ MESELE. . .
Ye’cüc ve Me’cüc ile Sedd-i Zülkarneyn hakkında güzel izahlar yapılır.

BEŞİNCİ MESELE. . .
“Cehennem nerededir?” sualinin güzel bir cevabıdır.

ALTINCI MESELE. . .
Kur’ân’ın irşat mesleğinin taşıdığı özellikler ve müfessirlere bu noktada düşen vazifeler gayet güzel izah edilir.

YEDİNCİ MESELE . . .
Bazıların zahir manalarına bakarak tenkit ettikleri birtakım ayetlerin hakikî manalarının ne olduğu harika bir şekilde izah edilir.

SEKİZİNCİ MESELE . . .
İmkânat ve vukuatın karıştırılmasının nelere yol açtığı ve ehl-i zahiri ulûm-u âdiyedeb ile tereddüte sevk eden hususlar izah edilir.

Unsuru’l-Belâgat
İKİNCİ MAKALE . . .
Kur’ân’ın ifadelerindeki mu’cizeliğin tezahürü olan belâgat ile alâkalı birkaç meseleyi beyan eder.

Birinci Mesele . . .
Acemlerin ve sair Arap olmayanların Arapçanın belâgatıyla meşgul olmaya başlamalarından sonra, mananın nazmı yerine lâfzın nazmını tercih ederek, Kur’ân’ınbelâgatının kaynağını nasıl karmaşık hale getirdikleri izah edilir. Ayrıca, lâfız, üslûp, teşbih, hayal ve kafiye gibi unsurların bir sözde ne kadar yer
alması lâzım geldiği anlatılır.

İkinci Mesele . . .
Bir sözün canlılık ve hareket kazanmasının nasıl mümkün olacağı izah edilir.
İfadede kullanılan hayalin az da olsa bir hakikat payının olması gerektiği anlatılır.

Üçüncü Mesele . . .
Bir manayı herkesin kendi sanat ve mesleğine uygun üslûplar ile ifade etmesinin sırrı izah edilir. Üslûbun ne olduğu ve mertebeleri anlatılır.

Dördüncü Mesele . . .
Bir kelâmı meydana getiren harf ve kelimelerin, o sözün umumî maksadına yönelmiş olup yardım etmesi için nasıl tanzim edilmesi gerektiği anlatılır.

Beşinci Mesele . . .
Bir kelâmın telvih, telmih ve manaları ile üslûbundaki işaretlerin insanın kalbini, hayalini ve diğer duygularını nasıl heyecana getirip coşturduğu anlatılır.

Altıncı Mesele . . .
Bir kelâmın meyvelerinin, muhtelif tabakalarda ve farklı suretlerde teşekkül eden manalar olduğu ifade edilir. Ve bir kelâmın meyvedar olması için, bir memurun hükümetişinde kendi kabiliyetine göre vazife alması gibi, kelâm içinde manalarının nasıl tanzim edilmesi lâzım geldiği izah edilir.

Yedinci Mesele . . .
Beyanın felsefesi, diğer bir tabirle “hayat kaynağı”nın ne olduğu ve bunun belâgata nasıl tesir ettiği izah edilir. Eğer bu husus nazara alınmaz ise, beyanın dinleyene hayretten başka bir fayda vermeyeceği ifade edilir.

Sekizinci Mesele . . .
Beyan ilmindeki manaların tesiriyle bir tek kelimenin nasıl pek çok farklı manalar ifade ettiği anlatılır.
Dokuzuncu Mesele . . .
Bir kelâmı en yüksek belâgat derecesine çıkaran dört husus gayet ilmî ve yüksek bir ifade ile izah edilir.

Onuncu Mesele . . .
Bir kelâmın selîs ve akıcı olması için hangi hususiyetlere sahip olması lâzım geldiği anlatılır.

On Birinci Mesele . . .
Kelâmın dört başı mamur ve hiçbir itiraza mahal kalmayacak şekilde selâmetli ve sıhhatli olması için dikkat edilmesi icap eden hususlar anlatılır.

On İkinci Mesele . . .
Kelâmın tam kıvamında ve mutedil olması için, kelâmın kayıtlarına nasıl bir nizam vermek icap ettiği izah edilir. Ayrıca, üslûbun çeşitleri, hususiyetleri ve nerelerde kullanılacağı anlatılır. Belâgatın mühim iki noktasına işaret edildikten sonra,bir şeyin âlimi olmak ile sanatkârı olmak arasındaki ince farkın izahıyla mevzu bitirilir.

Unsuru’l-Akîde

ÜÇÜNCÜ MAKALE . . .
İslâmın akidelerinin diğer İslâm âlimlerinin eserlerde teferruatıyla izah ve ifade edilmesi münasebetiyle, burada bu akîdelerin bazı hususlarını vuzuha kavuşturan
üçdört unsuru hakkında açıklamalar yapılır.

MUKADDEME. . . .
Kur’ân’ın dört asıl maksadının tevhit, nübüvvet, haşir ve adalet akîdeleri olduğunu beyan eder.

Birinci Maksat . . .
Cenab-ı Hakkın varlığını ve birliğini ispat eden delillerin kâinattaki zerrelerden kat kat fazla olduğu halde neden herkesin aklıyla göremediği hususu izah edilir.

İnsan aklının birçok noktadan Yaratıcıyı unutması mümkün olduğu halde, fıtrat ve vicdanın “nokta-i istinat” ve “nokta-i istimdat” sebebiyle Sâniini unutmadığına işaret edilir.

Kemalâtın mükemmel noktası olan Yaratıcının bilinmesi ve tanınması makamına çıkaracak dört merdivenin olduğu tenbih edilip, bunlardan dördüncüsü olan Kur’ânî miracın iki çeşit delili izah edilir.

Kur’ânî delillerden birincisi olan “inayet delili”nin, kâinattaki mükemmel nizam ve hikmeti nazara vererek Yaratıcının kast ve hikmetini ispat edip, tesadüf vehmini ortadan kaldırdığı anlatılır.

Kur’ânî delillerin ikincisi olan “ihtira delili”nin ise, mahlûkatın her nev’ine ve her ferdine, o nevi ve o fert ile alâkalı hususî eserleri netice veren mükemmel kabiliyetler ile o kabiliyetlere münasip bir vücut verilmesinin her şeyde Yaratıcının birlik mührünü vurduğu izah edilir.

Ayrıca tabiat, tabiat kanunları, maddenin ezeliyeti gibi birtakım hususlar gayet güzel izah edilerek, mutasavvışarın ve maddiyyunların mesleklerinin mukayesesi ile kelime-i şahadetin birinci unsuru hakkındaki açıklamalar bitirilir.

İkinci Maksat . . .

MUKADDEME. . .
Nübüvvet akîdesinin ispat ve izahı ile beraber, Peygamber Efendimizin (a.s.m.)Cenab-ı Hakkın vücud ve vahdetine delil oluşu anlatılır. Nübüvvet akîdesinin çekirdeği “nübüvvet-i mutlaka,” yani peygamberlik müessesesi, esası ise“nübüvvet-i Muhammediye,” yani Hazret-i Muhammed’in (a.s.m.) peygamberliği olduğu ifade edilerek, evvelâ nübüvvet-i mutlakanın ispatı ve insanlık için neden zarurî olduğu, sonra da Peygamberimizin (a.s.m.) doğruluğu izah ve ispat edilir.

MUKADDEME. . .
Nübüvvet akîdesinin kübrası olan nübüvvet-i Muhammed’in (a.s.m.) sıdkına ve peygamber oluşuna delil olan bazı hususların “Beş Meslek” halinde ispat olunacağı beyan edilir.

BİRİNCİ MESLEK . . .
Resul-i Ekrem’in (a.s.m.) güzel ahlâk ve seciyelerinin onun nübüvvetine nasıl delil olduğu izah edilir.

İKİNCİ MESLEK . . .
Peygamberimizin(a.s.m.) ümmîliği ile beraber, geçmiş peygamberlerin bütün hallerini ve sırlarını izah etmesiyle, bütün zekâ sahiplerinin nazar-ı dikkatlerini çekecek şekilde çekinmeden ve sonsuz bir cesaretle söylemesi, önceki semavî kitapların birleştikleri noktaların doğrulayıcısı, ihtilâf noktalarının ise musahhihi olarak bütün peygamber kıssalarını zikretmesinin, onun sıdk ve nübüvvetini nasıl ispat ettiğini izah eder.

ÜÇÜNCÜ MESLEK . . .
Resulullah’ın(a.s.m.) zaman-ı haldeki, yani Asr-ı Saadetteki icraatının, onun nübüvvetinin hakkaniyetine nasıl delil olduğu izah edilir.

DÖRDÜNCÜ MESLEK . . .
İstikbalin, yani Asr-ı Saadetten günümüze kadar geçen ve bundan sonra gelecek olan zamanın Resulullah’ın (a.s.m.) doğruluk ve haklılığına nasıl delil olduğu Dört Nükte halinde beyan edilen küllî kaidelerle izah ve ispat edilir.

BEŞİNCİ MESLEK . . .
Resulullah’ın(a.s.m.) mu’cizeleri hakkında mühim bir ölçü zikredilerek, bu ölçü dahilinde altı nevi mu’cize sıralanır. fiakk-ı Kamer mu’cizesine yöneltilen bir itiraza gayet güzel ve ikna edici cevap verilir.

Üçüncü Maksat . . .
Kur’ân’ın dört maksadından biri olan haşr-i cismanî, yani öldükten sonra dirilme akîdesinin izah ve ispatı yapılır.

BİRİNCİ MAKSAT . . .
Haşr-i cismanî hakkındaki deliller on bir madde halinde özetlenir.

İKİNCİ MAKSAT . . .
Muhakemat’ın telifinden otuz sene sonra telif edilen Dokuzuncu Şua ve Onuncu Sözün iki zeyli olup, oradan alınarak buraya da derç edilmiştir.

Dokuzuncu Şua . . .
 

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
BARLA LÂHİKASI

LÂHİKA MEKTUPLARININ TAKDİMİYEDİNCİ RİSALE OLAN YEDİNCİ MESELE
Tahdis-i nimet suretinde birkaç sırr-ı inayeti izhar eden “yedi sebep”i beyan eder.MAHREM BİR SUALE CEVAPTIR
Risale-inur’daki sözlerin kuvvetine dair suale cevap verir.
MUKADDEME
Hulûsi bey ve sabri efendinin mektuplarının risale-i nur içine dahil edilmesinin sebepleri

MEKTUPLAR(SIRA NO)

YİRMİ YEDİNCİ MEKTUB VE ZEYİLLERİ(hulûsi bey ve sabri efendinin risaletü’n-nur’da yazılan mektupları hakkında).
1.Kur’ân hakikatlerini risale-i nur göstermiştir, üstadımız buna vesile olmuştur.
2.Risale-i nur kur’ân eczanesinden verilen ilâçtır
3.Risale-i nur hizmetinde bulunmak kur’ân hesabına bir hizmetkârlıktır
4.Zaman iman ıkurtarmak zamanıdır
5.Risale-i nur’un, nur ism-i aziminin tecellisi olduğu
6.Risale-i nur’un kıymetini anlamak için insan olmak yeterlidir
7.Bizler kur’ân hizmetinde âciz hizmetkârınız bulunuyoruz
8.Her geçen gün dünyanın fena ve fâni yüzü bütün açıklığı ile gözükmektedir
9.Sözler yanında yazılan yazılar sözler’e nazaran çok sönük kalır
10.Sözler’le zulmetten nura, girdaptan selâmete, felâketten saadete çıkmak
11.Hulûsi bey ve fethi beyin on dokuzuncu mektubu birlikte okuduktan sonra hissedilenler
12.Bu sözler altın ile yazılsa lâyık iken nakıs hattımla istinsah ettim
13.Sözler’le nur yolunu irşat etmek
14.Lafzî bir üstadı kaybettimse de, manevî müteaddit mürşitleri buldum diye kendimi tebşir ettim
15.Sözler vasıtasıyla daima sohbet-i maneviyede bulunuyoruz
16.Risale-i nur manevî bir güneş gibidir
17.Her işimde allah’a dayandığım için ümitsizliğe düşmüyorum
18.Nurlar ayak altında kalamazlar acımak
20.Mübarek nurlu pencerelere koşuyorum
21.Nurların komşuluğundan, âyinedarlığından hissemend olarak nisbî bir parlaklık arz edebilecektir
22.Bu eserler bütün sınışara ve cemaatlere daima mazhar-ı takdir oluyor
23.Abdurrahman’ın vefatından iki ay önce yazdığı mektup
24.Onuncu söz onun hakkında bir mürşid-i hakikî hükmüne geçmiştirYİRMİ YEDİNCİ MEKTUBUN ZEYLİ VE İKİNCİ KISIM
25.Risale-i nur’un insanlar üzerinde bıraktığı etki
26.Bu gibi kıymettar eserleri işittikten sonra görmek iştiyakı gittikçe artıyor
27.Yirmi dokuzuncu sözden nasihat almak
28.Müşrik ve münkirleri mağlûp eden otuzuncu sözden nasihat almaya muvaffak oldum
29.Sözlerle beraber olmaktan duyulan memnuniyet
30.Sözler hazık bir doktordur
31.Nur fabrikasından her nevi teçhizatı almanın farz olduğunu bilmek
32.Her bir kelimesi elmas mahzeni olan nurlar hakkında
33. Sözlerdeki güzel üslûp ve gayelere duyulan hayranlık
34.Yirminci mektup hakkında hissedilenler
35.Birinci sözün ne kadar manidar olduğunu insan olan hisseder
36.Sözleri okurken mücevher definesinde olduğunu hissetmek
37.On dokuzuncu mektubu yazarken olanlar
38.Bütün zararlı şahıslara karşı ilân edilen manevî cihattaki başarı
39.Altın yaldızla yazılması gereken bu eserdeki başarı
40.Yirmi İkinci bahr-i hakaiki inayet-i İlâhiye ile istinsaha muvaffak oldum
41.Risale-i nur’u okumak ve ondan faydalanmak çok büyük bir nimettir
42.Bu eser tahsil olunmuş ilmin üzerindedir
43.Yirmi beşinci söz kur’ân’ı çok güzel tarif eder
44.Risale-i nur’dan nasihat almak
45.Otuz üçüncü sözün kalpleri tedavi etmesi
46.Otuz üçüncü mektubun üç penceresinden ayrı ayrı lemean eden nurânî ziyalar
47.Umarım cenab-ı kibriyadan ki, karin bulunduğu nevvar sözlerin nur veziyalarından müstefit ve ziyadar ola
48.Ümit ve iman gibi pek âli sermayemiz var
49.Risalâtü’l-envar her biri ayrı ayrı mevzularda, hadd ü hesaba gelmeyen müşkülleri halleder
50.Risalelerinizin her biri birer deryayı azîmdir
51.Sözleriniz mürşidâne ve çok yüksek olduğundan, gayet dikkatli ve tahlil ederek okumak icap ediyor
52.Bu eserler bize cennetten gönderilen meyvelerdir
53.Acz ve fakrdaki lezzet, şefkat ve tefekkürdeki ulviyet, hakikaten hiçbir şeyle kabil-i kıyas değilmiş
İKİNCİ ZEYL
54.Bu eserler başlı başına ayrı ayrı birer fatihtir
55.Nurların hazinedarı olan sözler dahi, hakaik-ı eşyada en ufacık zerreleri bile görmekve göstermek hassasına haizdir
56.Bu güzel ve yüksek sözler’i birden bire kavramak herkese müyesser olamayacağı için affımı rica ediyorum
57.Risalelerin güzelliğine, yüksekliğine ve lâtişiğine hayrette kaldım.
58.Nur bahçesinin nurlu meyvelerinden iki tanesini daha koparmaya muvaffak oldum
59.Bu gün o yüksek kitabın ikmaline muvaffak oldum
60.Bu eser tarik-ı hakikati arayanlara bir refik-i hayat olsun
61.O muhteşem temsillerinizi defalarca okumak istiyorum
62.Mezarıma kadar dinî akidelerinizin esiri ve kurbanıyım
63.Bu fakir-i pür taksir kardeşinizde üstadın bazı hasletlerinden denizde katre nispetinde vardır.
64.Risale-i nur deryasındaki lezzet ve saadetin dünyada hiç emsalini görmedim
65.İ’caz-ı kur’ân’ın yüksekliği hakkında ne yazsam azdır
66.Kalp ve gönlüme âciz kalemim ve kalbim tercüman olamıyor
67.Yirmi yedinci mektup bir meclis-i nuranîdir
YİRMİ YEDİNCİ MEKTUBUN ÜÇÜNCÜ ZEYLİ
68.Nur risalelerine çok müştak ve onların mütalâasından intibaha düşen bir doktora yazılan mektuptur
69.Nurların şu mu’ciznüma kerametlerini, ancak ve ancak
Mir’at-ı muhammediye (a.s.m) ile müşahedeedebiliriz
70.Bazen nurları düşünüp, hakikaten pek çok hakaik ve hikmetleri ihtiva ettiklerini görüyordum
71.Yirmi yedinci söz, müslümanları say u gayretin ve bu ulvî dinin hizmetine teşvik ediyor
72.On yedinci söz ki, mefhumu, namütenahi yükselen hakikatlerdir
73.Risale-i ahmediye berahinini yazarken, çok defalar kalemimi elimden bırakıp, o asr-ı saadetin anlarının tahassürüyle, hicranıyla yandım
74.Küçük sözler kısa oldukları halde mefhumları büyük. Büyük hisler ve ulvî fikir bahşediyor.
75.Hiç mümkün mü ki, karşımda billûrî sular akıtan ulu pınarın suyundan kanakanaiçmek için acele etmeyeyim
76.Bizi maddî ve manevî tenvir eden, yükselten ve erişilmez feyizlere müstağrak kılan risaleler.
77.Hüsrev’in sözler’i yazmaya başladığı zaman yazdığı mektuptur
78.Okuduğum her söz, neşr ettiğiniz o ulvî hakikatler için âciz lisanım tavsif ve takdirden âciz kalıyor
79.Çiçekleri görmek için baharı beklemek zarureti vardır; biz de onu şiddetle ve sabırsızlıkla intizar etmekteyiz
80.Ruhum sizinle yaşadığı hâlde, cismen uzak bulunduğumuzdan ağlıyorum
81.Her risaleden ruhum ayrı ayrı gıdasını alıyor
82.Üstadımın fikirlerine haddim olmayarak yine üstadımdan aldığım kuvvet ve cesaretle iştirak ediyorum
83.Kur’ân’ın bir ma’kesi olan yazdığın bu risaleler, senin ne kadar büyük bir üstat olduğunu kabul ve teslime kâfidir
84.Muhterem üstadım! Vaziyetimden çok memnunum. Artık emr-i âlîleri mucibince hiçbir şey düşünmüyorum
85.Envar-ı imaniyeye muhtaç ümmet-i muhammed’i medyun-ı şükran eylemiştir
86.Nur deryasının askerleri beyninde, bir nevi müsabaka vazifesini gördü
87.Ne zaman nurlardan bir risale görsem, bu gibi veyahut daha ziyade bir zevk-i hakikî ve sürur-i namütenahi görüyorum
88.Biz ölmüştük, lehülhamd bize hayat bahşedildi. Gücenmeye, hiçbir vakit hakkımız yok. Vazifemiz olan duaya devam ve teşekkür borçluyuz
89.Hatem-i i’caz, hizmet-i kur’ân’daki kıymettar kardeşlerimi tanıttırdı
90.Binbaşı asım beyin risaletü’n-nur sözleri hakkında temsil ettiği bir fıkradır
91.Mübarek sözlerinizde öyle kudsî feyizler var ki, talebenizin elinden tutuyor
92.Bu dünya mü’mine zindandır derler. İşte neşrine, izharına, beyanına vasıta olduğunuz nurlar, bize bu karanlık dünyamızı aydınlattı
93.Nur deryasının nuranî talebeleri de, nerede olursa olsun hepsi birgayede
94.Son neşrettiğiniz söz, fakirde çok derin ve tesir ve intibalar bıraktı
95.Üstadımın hadim olduğu çığırı takip ile hizmet etmek emelinde isem de, yalnız ettiğim hizmet kâfi değildir
96.Kardeşlerimin,risaletü’n-nur ve mektubatü’n-nura gösterdikleri âteşin muhabbetle, kalbi iştiyaklarını gösteren kalemleri beni de heyecana düşürmüştü
97.Şimdiye kadar böyle hakikatler hiç bir eserde görünmemiş ve işitilmemiştir
98.Yirmi dokuzuncu mektubun sekizinci remzini din kardeşlerimle birlikte okuduk
99.Neşirbuyurulan işbu risaledeki tevafukat, şimdiye kadar emsali namesbuk bir sırrına koymuş
100.Bu nur risalelerinin her birisi, birbirinden nurlu; hele i’caz-ı kur’ân, nurun âlâ nur.
101.Ahmed galib’in sözler hakkında bir fıkrasıdır
102.Ahmed galib’in sözler hakkında arabî fıkrasıdır
103.Coşan deryanın ka’rından, sahil-i beyana baha takdir edilemeyen cevahir geliyordu
104.Kur’ân-ı mu’cizül beyan’ın müfessir ve mümessili olan nur deryası.
105.Ondan daha güzel ve ondan daha parlak ve onlardan daha nurlu, hiçbir şey olamaz
106.Risalenin dinsizleri iskâta kâfi geleceğine hepimiz kanaat ve iman getirdik
107.Ümmet-i muhammedin kulüb-i mecruhalarını kur’ân-ı mu’cizü’l-beyân’ın âb-ı hayatıyla ihya buyuruyorsunuz
108.O sözlerin kıymetini tariften âcizim. Ne kadar yazsam, o eserlerin kıymetinden binde bir nebzesini gösteremez
109.Nisan yağmuruna şiddetli bir alâka ile ihtiyaç gösteren balıklar gibi, benim de bu risaleye ihtiyacım şiddetli
 

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
YİRMİ YEDİNCİ MEKTUBUN ÜÇÜNCÜ KISMI VE ÜÇÜNCÜ ZEYLİN NİHAYETİ
110.Bütün dünya kur’ân’ın beyan ve esrarından manen sizi dinliyor, inşaallah her vakit dinleyecek
111.Yirmi dokuzuncu mektubun yedinci kısmıdır. Bunu yedi işaretle beyan eder.
112.Nazirsiz şuleleriyle asr-ı hâzırı ihya ve tenvir eden ve istikbalin krokisini bihakkın tanzim eden tahkim eden nurlar, ilelebet payidar olsun
113.Üstadımız bize söylemekte, hiç bir şeyden çekinmediğini biliyoruz. İşte bu hâl bize kâfidir
114.Korku denilen mevhum kuvvet, talebelerinizin hak uğrunda gösterdikleri cesaretten korkmaktadır
115.Nasuhizade mehmed, söyledi heman bu sırları. Hazine-i kur’ân’ın bir miftahıdır,hazret-i üstad
116.Ben öldüğümde sizi arkamda vâris bırakarak ferah ile kedersiz kabrime girmek rahmet-i İlâhiyeden ümit ederim
117.Hafız ali’nin bir fıkrasıdır ki, küçük bir meselede, “gücendin mi?” diye istifsar münasebetiyle yazılmıştır
118.Bu nurlu eserler hem okşamak, hem korkutmak gibi iki zıt tesiri haizdir
119.Sizler benim için çok ehemmiyetlisiniz. “sıddık-ı vefiy bu zamanda yoktur,”diyenlere karşı sizleri gösteriyorum
120.Hayat,vahdet ve ittihadın neticesidir. İmtizaçkârâne ittihat gittiği vakit, manevî hayat da gider
121.Üstadımın duası gibi çok büyük kuvvetlerle hâsıl olduğuna, ben değil, bu hale şahit,karyemizin ekserîsi iman edip tasdik ediyorlar
122.İki haftadır bu kıymettar risaleyi okuyor ve elimizden bırakamıyoruz
123.Bu kudsî hizmete iştirak eden zevatı bilmek bana en büyük müjde oluyor
124.Asım beyin fıkrasıdır. Telvihat-ı tis’a münasebetiyle yazmış
125.Kur’ân-ı hakîmin envarını ne kadar okursam okuyayım, def-i cu’ edemiyorum
126.Aldığımız manevî feyzi, benim gibi yoksul bir talebenizin kalp ve kaleminin haddi değildir ki, tarif etsin
127.Aziz üstadım! Fiu hicrana ve firaka, muvakkat olduğu için tahammül ediyorum.
Ayrılığımız her ne kadar muvakkat olsa, yine beni müteessir ediyor
128.Bu mektubun mühim bir hususiyeti var. O da, tarik-ı velâyet ser levhasını taşıyan ve çok ehemmiyetli bir mevzuu ihtiva etmesidir
129.Üstadı,yıldırım gibi seri hatvelerle ilerlerken, hiç olmazsa karınca yürüyüşü takip edeyim,irtibat kesilmesin
130.Bu risale, kat’î bir varlıkla ümmete necat kapılarını açıyor
131.Kardeşlerim,bu zamanda dalâlet ve gaşete karşı pek çok manevî kuvvete mhtacız
132.Kuleönlü sarı bıçak mustafa hulûsi’nin, on fıkra yerine geçecek tek birinci fıkrasıdır
133.Nadire-i cihan, hadim-i kur’ân said nursî (r.A.) hakkında hissiyatımdan binden birini beyan ediyorum
134.Her işaretin nihayetinde o işaretteki hakaik, birkaç ensep ve âlâ kelime ile ifade edilmiştir ki, bundan daha kuvvetli beyan olamaz
135.Bu kıymettar risale, kendi kendini lâyık olduğu bir tarzda beyan ediyor
136.Dereli hafız ahmet efendinin çok manidar rüyalı bir fıkrasıdır
137.Fihristelerin telifi çok musîb ve hayırlı, hem hadsiz hakikatlere anahtar olmuştur
138.Bulunduğumuz asrın yaralarından, manevî doktora muhtaç bir gencin fıkrasıdır
139.Ey kardeşlerim,istifade edelim, bu risalelerden istifade etmeyenler ne kadar akılsızdırlar
140.Üstadımızın hakkımızda ne kadar şefkatli olduğunu anladık. O teessüratımız sürura kalboldu
141.Bütün söz ve mektubatın birer mürşid-i kâmil vazifesini gördüklerine dair hatıra gelen mektuptur
142.Şamlı Hafız Tevfik’in risale-i nur’un hakkaniyetine dair yazdığı istihracî bir fıkrasıdır
143.Risale-inur’un Isparta’ya ne derece rahmet olduğuna delâlet eden bir tevafuk-u acibe
144.Isparta’dakikardeşlerimizin fıkrasındaki davayı ispat eden kuvvetli iki delili gösteriyor
145.Feyyaz-ı mutlak’ın kelâmı olan kur’ân-ı mu’cizü’l-beyâna hadim ol ki, o elmas kılıcı elinde tutasın
MEKTUBAT’INÜÇÜNCÜ KISMI
146.Her kapının içerisinde bulunan kapılar ve pencerelerden bakarak, gördüğü hakikatler karşısında hayran oluyor
147.“Zararın neresinden dönersen kârdır” ders-i ikazını vererek, hamden sümmehamden, zulümat vadisinden çıkararak şahika-i nura yetiştirmişti
148.Osman Nuri’nin bir fıkrasıdır
149.Bu ser-i âlî, bütün ehl-i iman ve zîşuura, menba-ı hakikîsi olan kur’ân-ı hakîm gibi, nurları ile âb-ı hayat serpiyor
150.Kalplerimiz serâpa sürur ile doluyor. Rabb-i kerîm’imize karşı taşımakta olduğumuz muhabbetimiz tezayüt ediyor
151.Bu risaleleri okudukça ruhum güller gibi açılıyor, hayat-ı fâniyeden gelen âlâm ve meşakkati, kaldırıp atıyor
152.Ehl-i iman için mucib-i teessür şeyler, kendisini ıslah-ı hâle irca etmek üzere
153.Kur’ânî elmas müdaafalar, o kabîl emraz-ı nefsaniyeyi çabuk çürütüyor
154.Bu işareti yazarken, vücut âlemine seyahate çıktım. İşarattaki noktalar bir müfettiş hükmüne geçti
155.Bu defa rüyada fahr-i âlem (a.S.M.) efendimiz hazretlerini gördüm
156.Bazı cümleler oluyor ki, namazdan evvel ve sonra fakirhaneye gelen ihvana müteaddit defalar okuyup feyizleniyoruz
157.İstifadem pek çok, siz üstadımın manevî feyizlerini her vakit risalelerden alıyorum
158.Hafız Ali’nin dersini ne tarzda anladığını gösteren bir fıkrasıdır
159.O zat şahsımı görmemiş. Risaleleri gördüğünden haddimden pek çok fazla olan sena ve medhi, risalelere ve esrar-ı kur’ân’a ait olduğu için kabul ettim
160.Ahmed Hüsrev’in otuz birinci mektubun, on dördüncü lem’asının, ikinci makamı münasebetiyle yazdığı fıkradır
161.Sözlerinizin her satırı, bir kitap teşkil edecek kadar şümullü ve manidardır. İstenildiği kadar izah olunabilecektir
162.Risale-i nur eczaları gibi feyiz ve marifet güneşlerinin haberlerini işittik çeruhum güller gibi açılıyor, huzur ve ibtihace müstağrak oluyor
163.Osman Nuri’nin bir fıkrasıdır
164.Bu rüya bana çok zevk vermekle beraber, dua ve himmetlerinin hizbü’l-kur’ân üzerinde,her zaman mevcut bulunduğuna daha ziyade yakîn hâsıl ettirdi
165.Risalelerin derece-i kıymetlerini ve bahşettiği feyzi ve fevzi arz etmek, lisan ve kalemin fersah fersah iktidarının fevkindedir
166.Umum risalelerin her parçasına ihtiyacımız olduğu gibi, her parçayı da birden görmeye şiddetle ihtiyaç varmış
167.Kardeşim abdülmecid’in fıkrasıdır. Hulûsi beye yazdığı mektuptandır
168.Sözlerin ve mektubatın ve pencerelerin fihristesi hakkında re’fet beyin bir fıkrasıdır
169.Hulûsi beyin Eğridir’de bir kardeşimize gönderdiği mektuptandır
170.Eğridir müftüsüne son ihtar. Hakkı efendinin hatırı için lâyık olduğu şiddeti bırakıp gayet mülâyim bir surette ihtar edildi
171.Ehl-i bid’anın şiddetli hücumuna maruz kalan süleyman hakkındadır
172.Bu nuranî mektup hakkındaki, muhtasar tahassüsatımı âcizâne arzettim
173.Nurlar hey’etini umum ehl-i hak ve hakikat manevî elektrik âyinelerine hedef etmişlerdir
174.Bu hakikatler gösterilen dokuz-on delil ile ispat edildikten sonra, bu risale-i şerife ile ilân ediliyordu.
175.Zat-ı âlileri gibi bir üstadı bulduğumuzdan, zaman ne olursa olsun bizi me’yus etmiyor
176.Eserler birbirini takiben neşrolundukça, kıymetleri de mebsuten tezayüt etmektedir.Bize cennet hayatı yaşatmaktadır
177.Bu zamanın kör ve sağırları, dünyanın en azgın firavun ve nemrutları da olsa, yine korkacakları ve ağız açamayacakları bedihîdir.
178.İstidadımın fevkinde şöyle bir kaç beyit kalbime ve kalemime geldi. Müşfik üstadımın aşarına istinaden yazıyorum
179.Kalemi kerametli mesut’un ehemmiyetli bir rüyasıdır
180.Risale-i nur’a karşı hissiyatımı dilim ile ifade edeyim. Fakat inşaallah sadâkatte ve muhabbette ve irtibat-ı ruhîde kardeşlerime yetişmeye çalışacağım
181.Kur’ânî bahçede her zaman başka renkte, başka letafette, başka tesirdeki hakikî cennet çiçekleri açılıyor
182.Bir an evvel hâlık’ına ulaşmak isteyen ruhumda, azîm bir galeyan hissediyorum
183.Hakiki Said’den bir muhabbetnâme aldım ki, o da üstadım efendimin mektubudur
184.Ne zaman ki, tahribat ve istibdat haddini aştı. Uçurum kendini gösteriyor.
185.Kalbim derin bir ihtiyaç ve iştiyak içinde, şu mübarek günlerde, üstadımın ziyaretini arzu ediyor
186.Yine eskisi gibi ahiret kardeşlerimizin, sizi ziyaret etmekten mahrum olmadıklarından memnun oldum
187.Ehl-i gaşet gülerken, ehl-i ilhad nefsî müştehiyatları arkasından koşarken, biz ne acı hayatla karşılaşıyoruz.
188.Dün eğirdir’e gittim. Hûlusî beyin ihlâslı ve sadâkatli mektubunu getirdim
189.Sizin tatlı sözlerinizi yazmaya başladığım anda ruhumda bir ferahlık hissediyorum
190.Aydın’da doktor Şevket’in fıkrasıdır. Nuranî ve çok kıymettar eserlerinizi okuduk
191.Hulûsi beyin suallerine verilen cevaplara ait cihan değer kıymetli, nurlu,feyizli sözlerinizi iki gün evvel aldım
192.Ben başka memlekette dünyaya gelmişim. Fakat cenab-ı hak beni bu memleketin evlâdına hizmet kâr etmiş
193.Bizim yaralarımıza deva olacak semavî eczane-i kudsiyeden ilâçları bize gösteriyor ve istimal ediyorsunuz
194.Galip beyin keramat-ı gavsiye münasebetiyle yazdığı farisî fıkrasının tercümesi
195.Otuz birinci mektubun dördüncü lem’ası olan (minhacü’s-sünne) çok kıymettar ve emsali bulunmayan bir risale-i şerifedir.
196.Muhyiddin-i Arabî’nin meşrebini izah edip, noksaniyetini beyan eden nurlu beyanatınızdan çok istifade ettim
197.Onurları yazdıkça kalemim ve kalbim gayet şirin ve ruhanî bir sevinç hissediyorum
198.Risale-i şerifeler hakikat fışkıran, nurlar saçan bir feyizdir
199.Mesleğinize ve neşrettiğiniz risale-i nur’a karşı, hissiyatımı dilimle beyan edemiyorum
200.Risalelerde umumiyetle bir kitle-i i’caz ve şems-i sermedînin sönmez bir ziya-yı hakikati görünüyor
 

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
BARLA LÂHİKASI Devamı


201.Zaten şu zamanın pek şiddetli zülûmatını yırtacak, zındıkanın pek fevkinde bir nur-u lâyezalî, cenab-ı hakkın rahmetinden ümit edilirdi
202.Esasen emel ve gayelerimiz birdir
203.Sözler ve mektubat namındaki nur eserlerle ehl-i imanı irşada çalışıyor
204.Üstadım,beka-yı ruh ve haşir hakkında cenab-ı hak tarafından bize o hakaika giden yolu göstermiş
205.Sözlerin hakikatini firavunlar ve nemrutlar anlasalardı iman ederlerdi, dedim ve size çok dua ettim
206.Yirmi beşinci söz, İ’caz-ı kur’ân’ı çok parlak bir tarzda ispat eder
207.Haber almışım ki, arabî olarak eski huruf ile matbaa-i evkafta tab edilmek izni varmış.
208.Siz sabah ve akşam duamda dâhilsiniz. Siz dahi beni duanızda dâhil ediniz
209.Ümit ediyorum ki, cenab-ı hak kabul etse, tevfik verse, yazılanlar dalâlet bulutlarını dağıtmaya kâfîdirler
210.Kader-i İlâhî beni bu yerlere göndermesi, sizleri şu vazife-i kudsiye de uyandırmak içinmiş
211.Şu hastalığın sırrı, insanlardan istiğnaya dair sana yazdığım mektubun kerametidir
212.Kitapların parçaları ve hediyelerin nevileri birbirine tevafuk ediyor. Öyle ise her bir nevi, bir nevi kitaba işareti var,münasebeti var
213.Hulûsî beyin sorularına cevap olarak yazılmış bir fıkradır
214.Mesleğimizde firak yok. Sen nerede bulunsan, şu kardeşin ile ellerinizdeki sözler vasıtasıyla sohbet edebilirsin
215.Şimdi yüz tabakalık fıtrî bir sarayın, en yukarı menzilinde bulunuyorum. Sende manen burada hazır ol. Bir parça sohbet edip konuşacağız
216.Mektubat’tan sekizinci mektubu başı ve İkinci mesele-i mühimmedeki sualin cevabına bir zeyildir
217.Hulûsî’nin ikinci sualinin cevabına bir zeyildir
218.Yirmi İkinci mektubun hatimesindeki bahse bir zeyildir
219.Benimle görüşen veya görüşmek arzu eden dostlara bir düsturdur ki uzakta bulunan bir kısım kardeşlere yazılmıştır
220.Mesail-i müteferrika (altı mesele hâlinde bazı suallere cevap verirve bazıkonuları açıklar
221.Dişlerin kaplanması hakkındaki suale cevaptır
222.Şu sözler bittecrübe yazılmasıyla, umum kardeşlerimizi ikaz ediyor
223.Sözlere başlamadan evvel gördüğün mübarek rüya çok güzeldir, hem hakikatlidir
224.Maşaallah yirminci mektubun kıymetini güzel anlamışsınız ve güzel de yazmışsınız
225.Buramazan-ı fierif’te size âlem-i nurdan bahisler açmak arzuları var idi. Maalesef, bir hâdise zulmet âleminden bahsetmeye beni mecbur ediyor.
226.Nurun eskiden beri hiç sarsılmayan muhlis bir kahramanı elbette dünyanın geçici, kıymetsiz, fânî vaziyetleri karşısında telâş etmez, mağlup olmaz, inşaallah
227.İnayet-i rabbaniye devam ediyor. Maişet cihetinde kanaat ve iktisat beni ihtiyaçtan kurtarıyor
228.Maddî rütbenizden çok yüksek manevî rütbeniz iktizasıyla ayrı ayrı yerlere gönderiliyorsun
229.Size cemaziyel âhir ayında vuku bulan bir hâdise-i semaviye münasebetiyle bir mesele beyan edeceğim
230.Kenzü’l-arş’ın üç nüktesinde yazılan tevafukat, küsuratın değişmesiyle değişmezler
231.Yeni yeni meyveler ve fâkihelerle tegaddi suretiyle takviye-i ezhara, hem dedef’-icû sureti ile ıztıraplarımızı teskine vasıta oluyorsunuz
232.Yirmi altıncı ve onuncu cüzleri ve kur’ân-ı kerîm’in tamamen yazılmasından mütevellit sürurlarımı ifade eden, şu arizamı takdim ediyorum
233.Kalbimde galeyan eden manalar çoktur. Lâkin her nedense, lisan hissiyatımın tercümanı olamıyor
234.Sû-i ihtiyarımızla bozmazsak, bu himayet ve sahabet elbette devam edecektir, kat’î kanaat ve imanındayım
235.Mu’cizat-ı ahmediyeyi yaldızla yazan doktor abdülbaki beyin fıkrasıdır
236.Ehl-i dünyanın üstadımız hakkında asılsız üç vehimleri münasebetiyle bir kardeşimizin ettiği sualine karşı cevaptır
237.Bu esma-i mübarekenin vird edilmesine müsaade ve ne surette devam iktiza ettiğine emrinizi istirham ederim
238.Manevî yaralarınıza ilâç ararsanız risale-i nur’da vardır
239.Şu zaman çöken zulmet ve gaşet perdelerini sözleriniz yırtıyorlar, parçalayıp o zulmeti ve gaşeti dağıtıyorlar
240.Bugünlerde af var dediler, üstad İstanbul’a gidiyor. Bu nurlu ve kıymetli risalelerin sahibi bizden uzaklaşmasına gönül razı olmuyor
241.Onuncu sözün hurufatındaki sır hiç kimsenin sun’ ve ihtiyarıyla olmadığını herkes tasdik ettiği için daha ehemmiyetli göründü
242.Onuncu söze nazar-ı dikkat-i ammeyi celp etmek için ihtiyarsız olarak onunla meşgul edildim ve baktım
243.Saadet-i uhreviyemin, sizin duanızla olacağı teskin edilmiştir ve duanıza muhtacım
244.Cinnî şeytandan ders alan insan şeytanları, dünyevî meşgaleleri ile seni çember içine alıp, nurlara hizmetini tahdit etmek için, sezdirmeyerek perde altında çalışmışlar
245.Geçmiş ömrü israf ettik, zayi ettik. Çok mübarek zatlar, ahbaplar kaybettik, yalnız kaldım
246.Sözlerdeki o nevi tevafukat, o dereceye gelmiş ki, dikkat edenlere kat’î kanaat verir ki, beşerin düşünüşü değil ve ihtiyarı ile de olmamıştır
247.En muannit münkirden, tâ en halis bir mü’mine kadar herkes, her hakikatten hissesini alabilir
248.Her bir saat hastalıklı ömrü, bir gün ibadet hükmündedir. Şu zamanda hayatın en iyi sureti böyledir
249.Yirmi dokuzuncu mektubun dördüncü kısmı doğrudan doğruya i’caz-ı kur’ân’ın bir âyinesidir ve çok da mühimdir
250.Bu birbiri içinde üç nevi mahlûkatın ömürleri, saatin içindeki dakika, saniye, saatleri sayan çarkların nispeti gibidir
251.Madem sana verilen hayat ve hayatın levazımatı temlik değil, ibahadır.Elbette ibahanın düsturuyla hareket etmek lazımdır
252.Sözler namındaki, envar-ı kur’âniye ise, en mühim ibadet olan ibadeti tefekkürîye nev’indendir
253.Bu defaki mektubun çok güzeldir. Arkadaşlarının fıkraları içinde “yirmi yedinci mektup” içine derç edeceğim
254.Biliniz ki, iki sene evvel mabeynimizde hararetli bir uhuvvet başladı.
Sonra bazı arızalarla ileri gitmedi. Müjde, şimdi ileri gidiyor
255.Müşkilât çoğaldıkça, ehl-i himmet fütur değil, gayret ve sebatını ziyadeleştirir. İnşaallah siz de öyle metin ve sebatkârlardansınız
256.Siz beni bulduğunuzdan bir şükretseniz, ben sizi bulduğuma bin şükrediyorum
257.Bu defa istinsah ettiğiniz risaleler çok güzel olmuştur. Senin gayret ve samimiyet ve ciddîyetini bana gösterdiler ve re’fet tembel değildir, ispat ettiler
258.O hatta ihtiyacımı sizin gibi kalem kahramanlarının muavenetleri temin ediyor
259.Şimdi mevsim değişmiş; huruftan ziyade, hakaike ihtiyaç var
260.Mu’cizat-ı ahmediye risalesi olan on dokuzuncu mektup ile mu’cizat-ı kur’âniye risalesi olan yirmi beşinci sözün tevafuklu olarak çoğaltılması
261.Bu kur’ânî risaleler, sair risaleler gibi tefekküh nev’inden değil ki,usanç versin. Belki tegaddidir
262.Bu ahir zaman çok çalkalanıyor, bu fitne-i ahir zaman acip şeyler doğuracağını ihsas ediyor
263.Bir şeyi çok muhtelif eşyaya çevirmek ve birçok muhtelif eşyayı da bir tek şey yapmak, ancak hâlik-ı küll-i fiey’e mahsustur
264.Hulûsî, abdurrahman’ın yerine çendan geçmiş. Şu yazı müşabeheti bana müjde ediyorki, bir abdurrahman re’fet’ten çıkacak
265.Sizler çokların medar-ı intibahı oldunuz ve hüsn-i misal oldunuz
266.Senin çok antika iki mu’cize-i kudret, müzahanemi tezyin etti
267.Her risalede herkesin hissesi var, fakat herkes her şeyini bilmek lâzım değildir
268.Küçük bir âlem olan insanda kuvve-i hayaliye olduğu gibi, büyük bir insan olan âlemde dahi, bir âlem-i misal var ki, o vazifeyi görüyor
269.Senin bende bir üstadın, bir kardeşin, bir dostun var. Üstadını her risale içinde görüp görüşürsün
270.Kâinat, nazar-ı kur’ânî ile bütün mevcudatı huruftur; mana-i harfiyle başkasının manasını ifade ediyorlar
271.Senin faik zekân ve dikkatin, sorduğun suallerin çoğuna cevap verebildiği için, muhtasar cevap veriyorum,gücenme
272.Onlara cevap vermek lâzım geliyor; çünkü böyle meselelerde onlara dinsizler ilişiyor
273.İki ramazan içinde bir kefaret kâfidir. Müteaddit vakıalara bir kefaret kifayet eder. Çünkü tedahül var
274.Hüsrev, üstadının kendi hakkında hiddetini zannedip, bir meseleye dair, müteessiren yazdığı mektubundan bir fıkradır
275.Daha binler ihsan-ı İlâhî ve rahmet-i sübhanî olsa, yazılsa, ihtiyaç görünüyor
276.Benim ihtiyacım olmadığından ve kaideme muhalif olduğundan, kabul edemedim
277.Isparta’ya nakl-i mekân, hem tulûat-ı kalbiyeyi, hem sizinle muhabereye bir derece fütur verdi
278.Mesleğimizin bir medar-ı şevki ve zevki olan tevafuk letaifinden üç-dört numune
279.Isparta cumhuriyet müdde-i umumîliğine yazılan bir mektuptur Bundan sonraki kısım hazret-i üstadın kastamonu ve emirdağ hayatında iken yazılan ve el yazma nüshalarda bizzat kendileri tarafından barla lâhikası’nın sonuna derç edilen mektuplardır.
280.Risale-i nur’un faal bir şakirdi olan, ahmet nazif çelebi’nin bir istihracıdır ve bir fıkrasıdır
281.Bayram münasebetiyle kabul edilmeyen bir hediye için yazılmıştır
282.Sehil ve muvaffakiyetime hayırlı dualarınızı rica ederim
283.Maddî ve manevî borcumuz olan hizmetleri ifadan kendimizi çekmek, hissizlik ve bigânelik fıtratımızda ve yaratılışımızda yoktur ki, kalalım
284.Hakaik-ı âliye-i imaniyeyi tamamıyla risale-i nur ihata etmiş, başka yerlerde arama ya lüzum yok
285.Türlü türlü evhamın açtıkları menfezlerden, rahnedar kalan ruhumu tamam ve muvafık buldum
286.İrşadat-ı aliyenize muhtaç bulunduğumu arz ederim
287.Küçük hüsrev mehmet feyzi’nin bir fıkrasıdır
288.Sizin bayramınızı ve nurlarla ciddî iştigalinizi ve daima birinciliği nur dersinde ve sadâkatinde muhafaza etmenizi, bütün ruh-i canımla tebrik ederim
289.Siracünnur perde altında daha ziyade tenvir edecek diye bir işaret-i gaybiye telâkki ediyoruz
290.Lillâhilhamd, nurların her tarafta fütuhatları var. En ehemmiyetli yerlere sizin gibi kahramanlar gönderiliyor
291.Cenab-ı hakkın inayeti devam ediyor. Hem de dünya madem geçer, meraka değmiyor
292.Kasr-ı namazda ne esas alınmalı? Zahmet olmadığı hâlde tayyare ve tirende namaz kasredilir mi?
293.Bu hâdise dahi, Abdurrahman hâdisesi gibi bir hüccettir ki, bize şimdiki tarz-ı hayat yaramaz
294.ONUNCU LEM’A (ŞEFKATTOKATLARI RİSALESİ)
Kur’ân hizmetinde bulunan nur talebelerinin sehiv hatalarına mukabil yedikleri şefkat tokatlarını anlatır
 

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
KASTAMONU LÂHİKASI

SıraNo
1.Ehl-i hakikatin sohbetine zaman mekân mani olmaz
2.Zaman cemaat zamanıdır
3.Nur hizmetinde inayet-i İlâhiye, sabır ve ihtiyat etmek
4.Risale-i Nur’un kitapları birbirine tercih edilmez
5.Risale-i Nur Kur’ân’ın bir mu'cize-i manevîsidir
6.Birden hatıra gelen dört mesele ve zelzele hakkında bir sual
7.Musibetlere karşı sabır içinde metanetle mukabele etmek
8.Her derdin kudsî dermanı, kadere iman ve kazaya rıza
9.Hüsnü zan, makam ve teveccühü Risale-i Nur namına kabul
10.Risale-i Nur’a ait bir ikram ve inayet-i İlâhiye
11.Şirke düşen ve âlem-i İslâma zulmeden Avrupa’nın yediği tokat
12.Manevî hastalıklar Risale-i Nur’un Kur’ânî ilaçları ile tedavi edilir
13.İki mesele: Nur Talebeleri imanla kabre girmesi, Osmanlının Birinci Dünya Savaşında yenilmesinin hikmeti
14.Bu zamanda ihlâslı sadâkat, livechillâh uhuvvet ve fîsebilillâh muavenet lâzımdır
15.Talebeleri kaldıkça Üstadın ölüme dostâne bakması
16.Bu zamanda en lüzumlu, en ehemmiyetli, en birinci vazife iman kurtarmaktır
17.Risale-i Nur’un kerametlerinden bir-iki numune
18.Risale-i Nur Talebesi kime denir?
19.Manevî bir ihtarla yazılan iki ince mesele
20.Nur’un neşrine çalışan talebeleri Üstadın tebriki
21.Ahir zamandan haber veren mühim bir hadis
22.Risale-i Nur’la alâkalı İbrahim Suresi
23.Risale-i Nur’un iman ve tevhid için büyük tahşidatı
24.Risale-i Nur’un ehl-i dünya dinsizlerine verdiği dehşet
25.Üç husus: Hizmette sadâkat, gayret, sebat, metanet; Ayetü’l-Kübra’nın tebyizindeki tevafuk ve ehl-i dünyanın evhamı .
26.Risale-i Nur’da zeyiller ve yazılışındaki tevafuklar
27.Zaman iman kurtarmak zamanı olup, Beşinci Şua herkesin imanını tashih edip imanını kurtarıyor .
28.Risale-i Nur hizmetinde bazı talebelerin kabiliyetleri
29.Tahribat-ı maneviye karşısında Risale-i Nur’un mu’cizâne mukavemeti
30.Geniş siyasî daireleri merakla takip, küçük dairelerdeki önemli vazifelere zarar verir
31.Risale-i Nur’un maddî-manevî keramet ve bereketleri
32.Ahir zamana işaret eden hadisin ahirindeki tevafuk-i cifrîde olan küçük hata
33.Risale-i Nur’lardaki tevafukatta bir inayet-i hassa ve iltifat-ı Rahmanî vardır
34.Risale-i Nur’lardaki tevafukat, medar-ı teşvik olan hakikat yemişleridir
35.Vahdaniyet-i İlâhiyeyi cin ve inse ispat eden birincisi Kur’ân’dan sonra, bu zamanda ikinci üçüncü derecede Risale-i Nur’dur
36.Ahir zamanda bir adam binler adam kadar günah işleyebilir mi?
37.Nur ve Gül Fabrikalarının Risale-i Nur’a hizmetleri
38.Kur’ân hıfzıyla beraber Risale-i Nur’la hizmet de elzemdir
39.Ashab-ı Güzinin şahsiyet-i maneviyesinin küçük mikyastaki temsilcisi olan sıddıklar, mücahitler ve fedakâr kahramanlar cemaati .
40.Şefkat yüzünden esasat-ı İslâmiyenin haricindeki bid’at ve dalâlet yollarına sapanları çeviren bir hakikat
41.Eski Said dönemi eserlerinde hükmeden iki mühim esas
42.Eski Said’in eserleri görenlere faydalı, fakat bir parça mahremdir
43.Risale-i Nur hakaik-i İslâmiyeye dair ihtiyaçlara kâfidir
44.Risale-i Nur ve şakirtlerine işaret eden ayetler
45.Risale-i Nur iman kurtarır; tarikat ve şeyhlik ise velâyet kazandırır
46.Mu’cizat-ı Ahmediye ile Mu’cizat-ı Kur'âniye risaleleri
47.Risale-i Nur Kur’ân’ın bir mu’cize-i manevîsidir
48.Sırr-ı İnnâ A'taynâ’nın hem dar, hem geniş dairedeki işaretleri
49.Sırr-ı İnnâ A’taynâ fâş edilmemeli, kimlere verilmeli
50.Biz hizmetle mükellefiz, neticeler ve muvaffakıyet Cenab-ı Hakkaaittir
51.Nur Talebelerinin Üstatlarına muhabbetteki ölçüleri
52.Nurları yazanlara dua
53.Beklenen mühim zat ve üç önemli mesele: iman, hayat, şeriat
54.Ramazanda Kur’ân hatmetmek
55.Gavs-ı Azamın fıkrası ve başa gelen sıkıntılar
56.Risale-i Nur dairesine sıdk ve ihlâs ile girenlerin kazançları
57.Risale-i Nur mesleğindeki en mühim bir esas şefkattir
58.Bu zamanın günahlarına karşı korunmakta iştirak-i a’mal-i uhreviyeden istifade için takva, sadâkat ve hizmette çalışmak gerektir
59.Her bir müttaki şakirt, kardeşleri adedince dillerle ibadet edip istiğfar eder .
60.Üstadın halis talebelerin duası neticesinde şifa bulması
61.Üstadın hastalığı ve bir doktorla muhaveresi
62.Üstat hiç kimseden hediye kabul etmeme kaidesini şahs-ı manevînin bozulmaması için bozar
63.Nurların yazılarak çoğaltılmasındaki fedakârâne çalışmalar
64.İki ince mesele: Namaz tesbihatı ve hayat-ı dünyeviyeyi bilerek hayat-ı uhreviyeye tercih etmek
65.Madem Allah var; her şey var
66.Musibetzedeye yardımcı, hüzün ve keder sahiplerine halâskâr, hastalara şifa kaynağı olan sure: İnşirah Suresi
67.Tevafuklu Kur’ân’ın hazırlanış ve yazılışı
68.Hayat-ı dünyeviyeyi hayat-ı uhreviyeye tercih meselesine tetimme
69.Haşir Risalesi olan Onuncu Sözün tanzim ve tertibi
70.Musibet-i semaviye masumlar hakkında bir nevi şehadet hükmüne geçer
71.Gaybî esrarı açacak tevafukat, hakaik-ı İslâmiye mesleğine zarar verir
72.Risale-i Nur’a hizmet edenler Kur’ân’ın manevî terfisiyle karşılaşır
73.Rüya-i sadıka kader-i İlâhînin her şeyi ihata ettiğine birhüccet-i kàtıadır
74.Isparta’da Risale-i Nur tesvidinde çalışan mübarek heyetlerin hizmeti
75.Risale-i Nur hakaik-ı imaniyeyi bu zamanda en birinci maksat yapar
76.Risale-i Nur’un muhtelif hizmetinde gayret gösteren Nur Talebeleri
77.Masumlar, Mübarekler ve Ümmîler heyetlerinin yazdığı risalelerin fütuhatı
78.Risale-i Nur sadık ve sebatkâr talebelerine çok büyük kârlar sağlar
79.Ahir zamanda kadınların samimî dinlerine ve kuvvetli itikatlarına tabi olun
80.Ayet-i Nur’un işareti: Risale-i Nur bu asrın parlak bir güneşidir
81.Risale-i Nur’a ve talebelerine hücum zamanında demir gibi sebat gerek
82.Her türlü makam ve övgü ifadesi Risale-i Nur şakirtlerinin samimî tesanütlerindens üzülen bir şahs-ı manevîye aittir
83.Hizbü’l-Ekberü’l-Kur’ân ve Hizbü’l-Ekber-i Nuriye’nin tab edilmesi
84.Risale-i Nur’un ziyade tevessüü ehl-i dünyayı düşündürüyor;ihtiyat lâzım
85.Risale-i Nur afat-ı semaviyenin def ve ref’ine vesiledir
86.Harama nazar unutkanlık verir; bu dünya dârü’l-hizmettir, dârü’l-ücret değil
87.Risale-i Nur bir yerde tevakkuf etse de, başka yerlerdeki fütuhatı o tevakkufun yerini tutar. / Kur’ân hizmeti bize siyaseti yasak etmiş
88.Risale-i Nur’a hizmet sünnet-i seniyenin ihyasına medardır
89.Habbe, Katre, Şemme, Hubab, Şule,Zühre, İşaratü’l-İ'caz, Talikat, Kızıl İcaz Risale-i Nur’un birer parçasıdır
90.Açlık musibetinin en önemli sebebi kürfran-ı nimet ve şükürsüzlüktür
91.Risale-i Nur’un telifi ihtiyarımız dairesinde değildir
92.Hizbü’l-Ekber veVirdü’l-Azam’ın İstanbul’da neşre hazırlanması
93.Bu zaman ehl-i hakikat için şahsiyet ve enaniyet zamanı değil; zaman cemaat zamanıdır
94.Risale-i Nur dairesi sarsılmaz bir sadâkat ve kırılmaz bir metanet ister
95.Kahraman Tahir’in özellikleri
96.Risale-i Nur emniyet-i umumiyeyi temin ettiği gibi, dinin şan, şöhret, makam gibi şahsî menfaatlere alet edilmesini de engeller
97.Nur Talebelerinin beraati bütün ehl-i imanı sevindirir mahiyettedir.
98.Risale-i Nur’dan uzaklaştırmak için Nur Talebelerine memuriyet ve iş bulmak tekli şerde bulunmak
99.Takva ve amel-i salihin zamanımızda ehemmiyeti
100.Ne olursa olsun dünya boğuşmalarına bakmamak mesleğimizin esasıdır
101.Tesanüt, Nur Talebelerinin gerçek kuvvetidir
102.Lemaat risalesinin ehemmiyeti ve Mu’cizat-ı Kur’âniye sonuna ilâvesi
103.Risale-i Nur kendi kendine yayılıyor
104.Sünnet-i seniyeye ittiba gençler noktasında çok önemlidir
105.Gençlerin hayat ve gençlik hevesatından gelen tehlikelerden korunması
106.Risale-i Nur’a itiraza bir cevap: İttifaktaki fevkalâde kuvveti ehl-i hak zayi ederek mağlûp oluyor; ehl-i dalâlet ise ittifak ederek o fevkalâde kuvvetle galip geliyor
LEMAAT’TAN
Fatiha’nın ahirinde işaret olunan üç yolun beyanı
Hakikî bütün elem dalâlette, bütün lezzet imandadır
İcaz ile beyan, i'caz-ı Kurân
Ulaşmaz dest-i edeb-i garb-ı heves bâr-ı hevakâr-ı dehadar
De’b-i ebed-müddet Kur’ân-ı ziya bar-ı şifakâr-ı hüdâdar
Tevhidin iki bürhan-ı muazzamı ve Sure-i İhlâs’ın bir nükte-i i'cazı
107.Nur Talebeleri sırr-ı ihlâs, tesanüt ve iştirak-i a'mal-i uhreviye düsturu ile, Leyle-iKadir sırrıyla kazanılan ömr-i manevîyi elde eder
108.Virdü’l-Azam-ı Kur’ânî’nin basılması
109.Said yanında başka kitapları bulundurmuyor, demek onları beğenmiyor ithamına verilen cevap
110.Riyaya dair yazılan Üç Nokta
111.Risale-i Nur’a işaret eden Otuz Üçüncü Ayetin bir zeyli ve lâhikası
112.Cenab-ı Hak Risale-i Nur ve şakirtlerinin şahs-ı manevisine tecdit vazifesi yaptırmıştır
113.Risale-i Nur Talebeleri hakkındaki gıybete bakan ayet-i kerime
114.Risale-i Nur’un başına gelen hadiselerde bir dest-i inayet bir vech-i rahmet vardır
115.Risale-i Nur ferdiyet makamının mazharıdır
116.Risale-i Nur’un intişarına engel olanlara karşı inayet-i İlâhiye
117.Erkân-ı İslâmiye ve hakikat-i İslâmiye esasları birbirinden farklıdır
118.Risale-i Nur’a hizmet, derecesine göre kalp, beden, dimağ ve maişette inkişaf, inbisat, ferahlık ve bereket verir
119.Risale-i Nur Şakirtleri tam bir metanet, tesanüt ve dikkate muhtaçtırlar
120.Risale-i Nur tarikat değil, hakikattir; Kur’ân’ın bir i’caz-ı manevîsidir
121.Manevî hasaretlerden kurtulmanın çare-i yegânesi iman ve amel-i salihtir
122.Hasaret-i azîmeye karşı 200 sene kadar bir taife-i azîme iman ve amel-i salih ile mücahede edecek
123.Cenab-ı Hak Isparta’yı bir Medresetüzzehra yaptı
124.Dünya boğuşmalarına merakla bakmak ve takip zararlıdır
125.Risale-i Nur’un eski ve yeni huruf ile el ve makinede yazılması
126.Risale-i Nur’un meseleleri ilim, fikir, niyet ve kastî bir istekle olmuyor; ekseriyetle sünuhat, zuhurat ve ihtarat ile oluyor
127.Zahirî muvaffakıyetsizlik çok defa hakkımızda bir inayet perdesi olmuş
128.Sikke-i Tasdik-i Gaybî risalesi için tembih ve ihtar
129.Bizim mesleğimizde sohbet-i sûriye ehemmiyeti azdır
130.İnsan için gerçek teselli, yardım ve dayanak noktasını veren Kur’an’ın esasatını bu zamanda en parlak ve kuvvetli veren Risale-i Nur’dur
131.Risale-i Nur’a çalışanlara hüsn-i maişet ve bereket, engel olanlara ise tokatlar gelir
132.Gavs-ı Azam’ın da müjdesi ile Üstadımız inayet ve teshile mazhardır
133.Rahmet-i İlâhiyeden ileri şefkat olunmaz / Felek ve zamandan şikâyetten Sani-i Zülcelâl’e itiraz çıkmaz mı?
134.Tevafukat, Risale-i Nur’un ciddî hakikatleri arasındaki tatlı meyvelerdir
135.Yeni ve eski huruşa Risale-i Nur neşri hakkında
136.Tesanüt ve ittihadı muhafaza etmek; tenkit etmemek ve kusura bakmamak Nur Talebelerine elzemdir
137.Fil Suresi tevafukatının işaretleri
138.Risale-i Nur’un Zülfikarı olan Hizbü’l-Ekber-i Nurî’nin yazılması
139.Tefekkür mesleği Hizbü’l-Ekber-i Nuriye ile daimî bir surete girdi
140.Risale-i Nur’un hizmet ettiği hakaik-ı imaniye her şeyin fevkındedir
141.Dünya ile alâka sebat ve ihlâs-ı etemmi zedeler
142.Risale-i Nur baştan başa kâinatı nurlandırıyor; ehl-i gaşet ve ehl-i dalâletin altında saklanmak istedikleri perdeleri yırtıyor
143.Kendi kusurunu görmek, nefis ve enaniyeti bırakmak gerektir
144.Nur Talebeleri aralarındaki tesünüdü bozmamaya çok dikkat etmeli
145.Risale-i Nur her şartta fütuhatına devam ediyor
146.Isparta Medresetüzzehra-i Ekber ve Medrese-i Nuriye-i Kübradır
147.İhtilâf-ı meşrebinizden, zayıf damarlarınızdan ve derd-i maişet zaruretinden istifade ile ehl-i dalâlet size birbirinizi tenkit ettirmesin
148.Risale-i Nur’a hizmet eden tuğyanlardan kurtulur
149.Risale-i Nur dünya siyasetine, hatta dünyaya dahi alet edilemez
150.Risale-i Nur siyasî cereyanlarla müşterek görünmemek için ziyade ihtiyat ve tevakkufa muhtaç olmuştur
151.Risale-i Nur’un mesleği müspet hareket etmektir, mübareze değil
152.Bu acip zamanda, binler esbab-ı fesat ve ifsat içinde vahdet ve ittifakı muhafaza etmek gerekir
153.Mektubat risalesinin ekseriyeti Hulûsi Beyin suallerine cevaptır
154.Isparta ve Kastamonu’daki şakirtlerin varlığı ümmîliğe mukabil gelen bir inayetin göstergesidir
155.Mesleğimizde ihlâs-ı tammeden sonra en büyük esas sebat ve metanettir
156.Risale-i Nur’a kuvvetli pek çok mecmua çıkabilir
157.Risale-i Nur Talebelerinin bekâr kalmaklığının sebepleri
158.Nur Talebelerinin dünya meşgaleleri içinde fedakârâne gayretleri bir inayet-i hassedir
159.Hastalıkla ubudiyetin muzaaf sevabı vardır
160.Risale-i Nur’un mesleği, vazifeyi yapmak, Cenab-ı Hakkın vazifesine karışmamaktır
161.Üstadın hastalanmasının faydalı neticelerinden üçü
162.Medar-ı ibret ve hayret bir hâdise
163.Risale-i Nur dünya işlerine alet olmaz ve siper edilemez
164.Her şeyde ve musibetlerde iki sebep vardır
165.Nur Talebelerinin nazırını dünyaya çevirmek için taarruzlar olabilir
166.Mu’cizat-ı Ahmediye,Yirmi Dokuzuncu Söz ve İşaratü’l-İ’caz risalelerinin bir kerameti
 

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
EMİRDAĞ LÂHİKASI 1.BÖLÜM
TAKDİM
Bu lâhika mektupları-ki Yirmi Yedinci Mektuptur-Risâle-iNur’un ilk telifi ile başlayıp devam ede gelmiştir.
1.Eğer bu adamın dünya iştihâsı ve siyasete meyli olsaydı, hiç imkânı
2.
Benim derslerim, bilâistisnâ, bütün hükûmetin ve adliyenin eline geçmiş; bir gün cezayı mûcip bir madde bulunmamış
3.
Ehl-i îmânı dalâlet-i mutlakadan, lüzum olsa, dünyevî hayat gibi,uhrevî hayatımı da fedâ etmek bir saadet bilirim
4.
Ankara Ehl-i Vukûfunun ittifakla verdikleri raporun sûretidir
5.
Denizli Mahkemesi ittifakla verdiği karar sûretidir
6
.Kendi kendime bir hasbihaldir
7.
Adliye Vekiliyle ve Risâle-i Nur’la alâkadar mahkemelerin hâkimleriyle bir hasb-i haldir
8.
Beni merak etmeyiniz. Ben her zahmette bir eser-irahmet ve bir lem’a-i inâyet gördüğümden,sıkılmıyorum
9.
Bu vatanın belâlardan muhâfazası için Risâle-i Nur bir katî vesiledir
10.Şehit merhumun berzahta okumasıyla mesrurâne meşgul olduğu
11.[FONT=&quot]Sizin gayet mübarek ve Cennet meyveleri gibi şirin hediyelerinizi ve Denizli cihetindeki beşâretinizi aldım
[/FONT]
12.
Yirmi seneden beri sabredip sükût eden bir mazlumun şekvâsını dinlemenizi istiyorum
13.
Heyet-i Vekîleye ve Milletvekilleri Riyâsetine cüz’î fakat ehemmiyetli bir mâruzâtımdır
14.
Bana hizmet eden küçücük bir Risâle-i Nur Talebesinin çoklar namına sorduğu suâline cevaptır
15.
Beni bu sekizinci defada ki zehirlendirmeleri dahi yine akîm kaldığını size beşâret veriyorum
16.
Hazret-i Risaletin bir derece, bir cihette âlem-i şahadette teşrifinin umum kâinatça ve bütün asırlarda naar-ı ehemmiyette ve rahmeten lil alemin olduğunu ispat etti
17.
Onlar şahsımla meşgul olmaları Risâle-i Nur’un bir derece serbestiyetine ve intişârına fâidedir
18.
Hem mânevi, hem maddî birkaç cihette sorulan bir suâle mecburiyet tahtında bir cevaptır
19.
“Tevâfukla bu kerâmet nasıl katî sabit oluyor?” diye kardeşlerimizden birinin suâline küçük cevaptır
20.
Risâle-i Nur’un fıtraten ve zamanın vaziyetine göre talebesi olacak, başta masum çocuklardır
21.
Bir suale mecburî cevabın tetimmesidir
22
.Denizli tüccarı aslı Burdurlu Hâfız Mustafa’ya hitaptır
23.
Bu hizmetimizin neticesi olan Risâle-i Nur’un serbestiyetini değil yalnız biz ve bu Anadolu ve âlem-i İslâm alkışlıyor, taktir ediyor
24.
Ben Cenâb-ı Hakka şükrediyorum ki, nefsimi kendime beğendirmemiş ve kusurlarımı kendime bildirmiş
25.
Demek Meyve Risalesi, Asâ-yı Mûsaâ gibi, çok firavunları susturur,mağlûp eder
26.
Âyetü’l-Kübrâ’nın matbu nüshaları perde altında çok hizmetleri görmüşler
27.
Ankara ehl-i vukufu Risâle-i Nur’a ait kerâmetleri ve işaret-i gaybiyeleri inkâr edememişler
28.
Sizi eski talebelerim ve arkadaşlarım ve kardeşim ve biraderzâdem Abdülmecid ve Abdurrahman’lar bildiğimden, bu mahrem sırrı size açtım
29.
Ben kendim, bütün hayatımın harika kısmını, evvelce Gavs-ı Âzamın bir silsile-i kerameti telâkki ediyordum; şimdi Risâle-i Nur’un bir silsile-i kerameti olduğu tebeyyün etti
30.
İnsanın fıtratındaki merak, insaniyet damarıyla sizin, farz ve lâzım vazifeniz zararına o hâdise, o geniş boğuşmalara sevk ediyor
31
.Bir iki sene zarfında Denizli kahramanları, yirmi sene kadar Risâle-i Nur’a hizmet ettiklerinden, biz Risâle-i Nur şakirtleri ebede kadar onların bu İyiliklerini unutmayız
32.
İkramı izhar mektubun tetimmesi
33.
Şimdi bir halimi size beyan etmek lâzım geliyor tâ başka sebepler sizi müteessir etmesin
34.
Bu zamanda en büyük bir ihsan, bir vazife, imanını kurtarmaktır,başkaların imanına kuvvet verecek bir surette çalışmaktır.
35.
Risâle-i Nur, sair ilimler gibi okunmamalı. Çünkü ondaki imân-ı tahkikî başka ilimlere ve maarişere benzemez
36.
Yedi seneden beri ateş püsküren zâlim beşerin hali,bugün daha çok ızdıraplı bir hale girmiş bulunuyor
37.
Risâle-i Nur’un mesleği, tarîkat değil, hakikattir, Sahâbe mesleğinin bir cilvesidir
38.Âyetü’l-Kübra, güneş gibi iman nurlarını ruhlara telkin edebilir
39.
Risâle-i Nur’da müteferrikan parçaları bulunmalarına binaen gayet muhtasar konuşacağım
40.
Benim çok kusurlu şahsıma, hüsn-ü zan ile verdiğiniz makamlar cihetinde değil, belki vazife, hizmete bakıp o noktada bakmalısınız
41.
Bu zamanda ehl-i îman öyle bir hakîkate muhtaçtırlar ki, kâinata hiçbir şeye âlet ve tâbî ve basamak olamaz ve hiçbir garaz ve maksat onu kirletemez
42.
Ankara’da bulunan Emniyet-i Umumiye Müdürü Beye bir mektup
43
.Afyon Emniyet Müdürlüğüne bir mektup
44.
Risâle-i Nur Şakirtlerinden Ali Efendi, münâfıklar hakkında bir âyet-i kerîmeyi soruyor. Kısaca bir iki cümle beyân ediyorum.
45.
Geçen hâdise-i ihânetten merak etmeyiniz. O hâdise söndü, plânları akîm kaldı
46.
Risâle-i Nur, parlak ve kuvvetli hakîkatleriyle serbestiyetini kazanmış ve düşmanlarını bir cihette mağlûp etmiş
47.
Tam metânet ve tesânüd ve sarsılmamak ve telâş etmemek lazımdır
48.
Camide az görüştük; lüzumlu bâzı şeyler söyleyeceğim, hâtırında kalsın
49.
Sizin bu defa neşeli, güzel mektuplarınızı, Risâle-i Nur’un serbestiyeti ve matbaa kapısıyla intişârı hakkında beni çok mesrûr eyledi
50.
Yirmi Yedinci Mektubun Lâhikasının Zeyli
51.
Eğer dünyayı istese ve dileseydi, kendisine sunulan hediye ve behiyeleri, zekât ve sadakaları ve bu teberrû ve terekeleri alsaydı,bugün milyoner olurdu
52.
Risâle-i Nur’un, îmânî hakikatlerine gösterdiği hüccetler, hiçbir cihette vesveselere meydan vermiyor
53
.Mânen mâruz kaldığım iki şıklı bir suâlin cevabıdır
54.
Cenâb-ı Hakka şükrediyorum ki, böyle hâlis, muhlis ve başkalara hüsn-ü misâl olan sâdık şâkirtleri Risâle-i Nur’a vermiş
55.
Ektikleri tohumlar, onlar çalışmasalar da, onların bedeline mahsûlat yapıyor
56
.Siz hiç müteessir olmayınız. Benim bu vaziyetim,Risâle-i Nur Şâkirlerinin fütûhâtlarına bir vesîledir
57.
Bayram tebriklerine âit çok mektupları aldım.Her birine cevap vermeye vaktim,hâlim müsaade etmiyor
58.
Risâle-i Nur’un şahs-ı mânevîsi yerine bana haddimden çok ziyâde makam vermiş. Üstadını kendi parlak âyinesinde çok parlak görmüş.
59.
Risâle-i Nur, nurdan bir ibrişimdir ki, kâînat ve kâinattaki mevcudâtın tesbihâtları onda dizilmiş
60.
Halil İbrahim’in (r.h.) bir şiiridir
61.
Zekâi’nin bir şiiridir
62.
Risâle-i Nur’a, daha vatana, idareye zararı dokunmamak bahanesiyle tecavüz edilmez; daha kimseyi o bahane ile inandıramazlar.
63.
“İhlâs” ve mektupların sûretlerinin hafiyeler tarafından alınması, sizi müteessir etmesin
64.
Afyon Emniyet Müdürlüğüne yazılan bir mektuptur
65.
İstanbul’da hadiseyi gören Risale-i Nur talebelerinin mektubundan bir parçadır
66.
Yangın hakkında Üstadımızın yazdığı hakikate kat’î kanaatimiz geldi; gözümüzle gördük
67.
Risâle-i Nur yalvarmaz; onlar yalvarmalı ve aramalı.Ve kıymetini takdir edip müşteri olduktan sonra onların yardımını kabul eder
68.
Risâle-i Nur’un hıfz ve neşrine ve sahâbet ve himâyetine çalışmak için hayat isterdim. Fakat hadsiz şükür olsun ki, bir bîçare Said yerinde çok genç Said’ler o vazifeyi yapıyorlar
69.
Birkaç aydan beri aleyhime çevrilen desiseleri meydana çıktı. Hıfz-ı İlâhî ile o musibet, yirmiden bire indi
70.
Siz, hem bu zamandaki vehhamlıları, hem mesleğimizin muktezası olan mahviyet ve ihlâs ve terk-i enaniyet noktalarını nazara alınız.
71.
Hasan Feyzi’nin (Rahmetullahi Aleyh) bir şiiridir
72.
Gayet ehemmiyetli bir meseleyi-bundan evvel size icmâlen beyân ettiğim meseleyi-tekrar size söylememe kuvvetli, mânevî bir ihtar aldım.
73.
Risâle-i Nur’a, daha vatana, idareye zararı dokunmak bahanesiyle tecavüz edilmez
74.
Şimdi tam tahakkuk etti ki, resmen bana ihanet ve hakaret etmek, onunla, teveccüh-ü âmmeyi hakkımda kırmak için gizli bir tedbir kurulmuş
75.
Afyon Emniyet Müdürlüğüne yazılan bir mektuptur
76.
Risâle-i Nur medreseden çıkmış, ilim içinde hakikate yol açmış
77.
Siz sinek kanadı kadar zararı olmayanı bırakınız;kartallar, belki ejderhalar gibi zararlara bakınız
78.
Size kat’î haber veriyorum ki, hakkımızda veRisâle-i Nur hizmetinde, inayet-i Rabbaniye ve tevfikat-ı Samedaniye devam ediyor.
79.
Dünya fânidir; binler sene yaşamak olsa, bâki olan hayat-ı uhreviyenin yanında,hiç-ender-hiç mesabesindedir
80.
Üstadın vasiyetnamesidir
81.
Kat’iyen biliniz ki, duanız, onların ağır ve işkenceli zulümlerini, benim hakkımda inayetkâr, maslahattar merhametlere çevirmesine sebep olduğuna kat’iyyen şüphem kalmadı
82.
Bu defa, sizin beş altı mübarek mektuplarınıza yanlız bir tek müşevveş mektupla cevap vermemden gücenmeyiniz
83.
Eğer benim elimden gelseydi, hayatımdan ve sıhhatimden size memnuniyetle verirdim
84.
Çok mânidar ve kuvvetli bir tevafuk ve şâkirtlerin sadakatlerine delil, bir zahir kerâmet-i Nuriyeyi beyan etmeme bir ihtar aldım
85.
Siz müteessir olmayınız. Hem merak etmeyiniz. Yalnız dua ile bana yardımediniz.Isparta tam bir Medresetü’z-Zehra ve Câmiül’Ezher olacağını ve olmaya başladığını,kahraman talebelerinin bu ağır şerait altında sarsılmadan faaliyetleri ispat ediyor
87
.Dâhiliye Vekili ile hasb-i halden bir parçadır
88.
Benim vaziyetim ve verilen sıkıntılar altı vecihle kanunsuz olmasından, ileride mes’uliyetten kurtarmak için insafsız ve kanunsuz beni tâzip edenler, kendilerine bir bahane, bir vesile arıyorlar
89.
Siz, meşveretle ne lazımsa yaparsınız. Fakat ihtiyatla, telaşsız velveleye vermemek lazım
90.
Ben, Hülâsatü’l-Hülâsayı okuduğum zaman, koca kâinat, nazarımda bir halka-izikir oluyor
91.
Halimin müaadesizliği için müteaddit mektuplarınıza bir tek perişan mektubumla cevap vermediğimden gücenmeyiniz
92.
Onlar, bu mecmuayı yazmakla feylesofları susturan,imana getiren kuvvetli bir ders-i imanîyi en evvel kendi kendine tam okuyorlar,manevi bir hazine kazanıyorlar
93.
Bazan bir harfin ve bir noktanın yanlışı, kıymetli bir mânâyı zâyi eder.
94
.Ben, hayalen çok defa eski zamana ve Kastamonu’daki ve Barla’daki mâlûm yerlere ve seyrangâhlara şevkle gidiyorum.Oralarda oturup ağlıyorum.O enîslerimi hayalen görüyorum
95.
Demek Risâle-i Nur’a ve şâkirtlerine umûmî bir taarruz yoktur, belki yalnız bana ve elimdeki Nurlara
96.
Risâle-i Nur, binlerle benim bedelime konuşuyor, küfr-ü irtidadı kırıyor, anarşiliği bozuyor
97.
Dahiliye Vekili Hilmi Uran Beye merhum Salih Yeşil tarafından yazılan mektubun sureti
98.
Kırk gündür yatakta sizinle meşgulüm. Hayal ve mesuuma nazaran, huzurunuzun, muhtel olduğuna zâhibim
99.Ben her sıkıntıya karşı tahammüle karar vermişim.Hem ben iyiliği o reislerden beklemiyorum. Amerikalı ehemmiyetli âlim bütün Risâle-i Nur’u istese ve neşrine sözverse, sizin meşveretinizle bir mükemmel takım ona vereceğiz.
 

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
101Gariptir ki, en ziyade lehime çalışması lazım olan bazı vazifedarlar, istimal ve istihdam edildi. Nurcular, çok dikkatli ve temkinde bulunmaları lazımdır
102.
Risâle-i Nur, dünyada her cereyanın fevkinde bulunması ve umumun malı olması cihetiyle, bir tarafa tâbi ve dahil olmaz
103.
Barla’da bulunduğum zaman bütün yazanların tashihatını ve telif hizmetini yapmamda tahakkuk eden büyük inayet ve harika muvaffakiyet, aynen Hüsrev’de yardımcılarında nümunesi var
104
.Benden, sergüzeşte-i hayatıma ait sorduğum maddelere gayet kısa ve mücmel işaret edilecek
105.
Göklerdeki büyük melâikeler, o dua sahibini gördükçe kürsilerinden inip ona pek büyük bir tevazu ile hürmet ederler
106.
Neden herkesten ziyade medreseden çıkanlar Risâle-i Nur’a sarılmaları lâzımken,en ziyade çekinen, onlardan resmî vazifeyi alanlardır?
107.
Şan ü şeref ve hodfüruşluk ve kendine güvenmek ve şahsıma beğendirmekten ürküyorum kaçıyorum ve şahsıma karşı medihlerden hoşlanmıyorum.
108.
Bu şuhur-u mübarekede, Nurcuların şirket-imâneviyesine inşaallah pek çok kudsî servet girecek
109.
Nurun hizmeti, hem maişet, hem rahat-ı kalbe bereketleriyle yardım ettiği gibi, ibadet-i tefekkürî nev’inden olması cihetiyle, mübarek ayların sevaplarına büyük yardımı olur
110.
İnşaallah, yine Nurlar, Nurcuların, lâyık elleriyle kalemleri gibi tab’ ve neşredilecek; yabani ve lâyık olmayanlara muhtaç olmayacak
111.
Risâle-i Nur, bu millete her gün ekmek gibi lâzımdır
112.
Mâdem şimdi her tarafta Nurlara kuvvetli ve kesretli eller sahip çıkıyorlar ve tam muhafaza ve neşrine çalışıyorlar, elbette ben bir parça istirahat etsem tembellik olmaz.
113.
Bu sene, Berat Gecesi, Nurcular hakkında çok bereketli ve kerâmetli olduğuna bir emaresini hayretle gördük
114.
Feyzi ve Emin’in Üstadlarının Kastamonu’daki hayatımın tarihçesini, hüsn-ü zanla haddimden çok fazla senâlarını tebdil etmeyerek kabulümün sebebi
115.
Risâle-i Nur bir vesile-i def-i belâdır; tâtile uğradıkça, belâ fırsat bulup gelir.
116.
Emirdağ zabıtasıyla bir hasbihaldir
117
.Eğer Nurun buradaki küçücük medresesinin kapısını kırsaydılar,elbette tokat ciddî olacaktı, yalnız ihtar için olmayacaktı
118.
Bir aydan beri burada hiç yağmur gelmiyordu ve kalbimiz dahi mâlum taarruzdan Nurculara gelen füturdan ağlıyordu
119
.İnebolu kahramanlarının tebrik ve mektuplarında iki tevafuk ve iki kuşun garip ziyaretleri çok mânidardır
120.
Senin yazdığın kesretli risâleler, senin bedeline Nurların neşrine hizmet ederler
121.
Bugünlerde rahatsızlık için Evrad-ı Bahaiyeyi ezber değil, kitaba bakarak okudum
122
.Isparta’nın acip yangınında musibet zedelerin elemlerine ben cidden iştirak ediyorum
123.
Senin şimdi vazife-i resmiye çocuklara Kur’ân-ı Azîmüşşânı okutmanı bütün ruh u canımla tebrik ediyorum
124.
Benim yanıma çok defa gelen bu hemşilerimin mâsum evlâtları, Nur şâkirtlerinden mâsumlar dairesinde dahildirler ve çok defa hatırlıyorum
125.
Şimdiye kadar hiçbir zaman ve tarih göstermiyorki, Risâle-i Nur gibi, pek çok taifelere ve mesleklere hücum eden, bu derece, pek az ve hafif tenkitle kurtulmuş olsun
126.
Sekiz yüz sayfayı bin beş yüz nüshaya ve bir milyon sayfalara çıkaran o makine, elbette gayptan imdadımıza gelmiş Nurcu ve bin kalemli bir kâtiptir.
127.
Ben ehl-i siyasetin her nevi tâziplerine karşı Hasbünallâhi veni’melvekîl deyip sabır ve tahammüle karar vermişim
128.
Nurda şefkat esas olmasından, hanımlar o cihette ileridir ve Nurlara ciddî yapışıyorlar
129.
Hiç merak etmeyiniz.Yalnız duanızı almak için şimdilik şiddetli ve suikast eseri olarak evvelce size yazdığım gibi hastalığımı beyan ediyorum
130.
Nur şâkirtleri, hiç siyasete karışmadılar, hiçbir partiye girmediler. Çünkü iman,mâl-ı umumîdir
131.
Yirmi Beşinci Söz ve Yirmi Birinci Söz’deki ayetler hakkında
132.
Risâle-i Nur ekser eczalarında mizanlarla ve kuvvetli ve burhanlı muvazenelerle,felsefenin yoldan çıkmış bu kısmına ilişiyor, tokatlıyor; müstakim, menfaattar felsefeye ilişmiyor
133.
Dünya malları kaide-i şahsiyeme girmediği ve muavenetleri kendime kabul etmediğim için, bu işteki maslahatı bilemiyorum
134.
Rumuzat-ı Semaniye hakkında yazılmış mektuptur
135.
Salâhaddin’in Câmiül’-Ezherle Medresetü’z-Zehranın münasebetini temine çalışmasını ruh u canımızla tebrik ediyoruz
136.
Nur Risâlelerinin Medresetü’z-Zehrâsı, Câmiü’l-Ezherin şefkatine çok muhtaç bir mahdumudur, bir talebesidir, şiddetli düşmanların hücumuna hedef olmuş bir şâkirdidir.
137.
Kanaat-i kat’iyem geldi ki, Hasan Feyzi, aynen şehit Hafız Ali (rahmetullahialeyh) gibi, benim musîbetimin kısm-ı âzamını kendine alıp mânevî bir fedakârlık eylemiş
138.
Bu hayalî hakikate binâen, hakikaten Nurların ışığıyla nurânî gördüğümüz berzaha gitmek, bana değil ağır gelmek, belki bir iştiyak verdi.
139.
Denizli gibi kahramanlar ocağından çok Hasan Feyzi ruhunda Nurlara sahip ve nâşir çıkaracak
140.
O bir cihette, ölmemiş; belki vazifesini acele bitirmiş, âlem-i berzaha istirahat için gitmiş, terhis edilmiş.
141.
Risâle-i Nur’u yazmanın dünyevî ve uhrevî pek çok faydalarından, Risâle-i Nur’da beyan edilen ve şâkirtlerin tecrübeleriyle tasdik edilen yalnız birkaç tanesini beyan ediyoruz
142.
Makineyle çıkan mecmuaların başında yazılacak fıkra
143.
Zülfikar’ın makineyle hitama yaklaşması, Nurcular,belki bütün memleket için bir saadettir
144.
Biz, imanı kurtarmak ve Kur’ân’a hizmet için,Mekke’de olsam da buraya gelmek lâzımdı. Çünkü, en ziyade burada ihtiyaç var
145.
İnşaallah Zülfikâr’a verdiği herbir banknota mukabil, bir kâr görecek, binler hayırlara medar olacak
146
.Cenab-ı Erhamürrâhimînden tazarru ve niyaz eylerimki, Risâle-iNur’a ve Üstadımıza bu Hasan Feyzi’nin acısını unutturacak daha çok Hasan Feyzi’ler buyursun
147.
Bu sıkıntılı zamanda nefsim sabırsızlıkla beni tâciz ederken, bu fıkra onu tam susturdu,şükrettirdi
148.
Evvelen, garip bir münâzara-i nefsiyemi, bana mahsus iken, berâ-yı mâlûmât size yazmak hatırıma geldi
149.
Şimdi bu mektubunuzdan anlaşıldı ki, onun hâlisâne kudsî hizmetinin bir kerâmeti olarak vefâtını ihsâs ediyordu
150.
Kâinatta hiçbir zîşuur, kâinatın bütün eczâsı kadar şâhitleri bulunan Hâlık-ı Zülcelâli inkâr edemez
151.
Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat, Sahâbeler zamanındaki fitnelerden bahis açmayı menetmişler
152.
Şimalden gelen küfr-ü mutlak cerayanını durduracak, yalnız Risâle-i Nur’dur. Siyaset,diplomatlık, bu vazifeyi göremez
153.
Haricî ve büyük bir düşmanın hücumu zamanında, dahilî küçük düşmanlıkları bırakmak elzemdir
154.
Hazret-i Peygamberin (a.s.m.) yanında gördüğün adamda, Nur ve Risâle-i Nur şakirtlerinin şahs-ı mânevîsidir
155.
Vazifemizi yapıp, vazife-i İlâhiyeye karışmamak gerektir diye, hem bana, hem sizin bedelinize tesellî buldum
156.
Bana nisbeten genç, faal bir kardeşim, benden sonra, kardeşlerim gibi vazife-i Nuriyemi yapıyorlar diye kemâl-i istirahat-i kalple ecelimi beklerim.
157.
Marangoz Ahmed’in ve medresenin üstadı olan merhum Hacı Hâfız’ın kerâmetli ve fâtına dair
158.
Risâle-i Nur’a çok hizmet eden kahramanlar hakkında
159.
Ekseriyet değil, belki yalnız fevkâlade bir cesaret ve gayret taşıyan bir kısım hocalar Nurlar dairesine girip, girmeyenleri de bir derece affettirdiler.
160.
Has şâkirtlerin mabeynindeki tesanüd-ü hakikînin verdiği kuvvet,benim gibi bir biçarenin sizce fevkalâde zannedilen fedakârlığından geri kalmayacaktır inşaallah
161.
Ben Isparta’yı toprağıyla, taşıyla, bütün ahalisiyle mübarek gördüğümden, oradaki hükûmete, hususan zabıtasına ciddî dost nazarıyla bakıyorum.
162.
Refet Beyin mübarek mâsumunun dokuz yaşında iken Risâle-i Nur’dan Birinci Sözü yazması hakkında
163.
Eski dahiliye vekili, şimdi parti kâtib-i umumisi Hilmi Beye yazılan mektup
164.
Dahiliye vekili ile hasbihalden bir parçadır
165.
Üstadımızın yanına ehemmiyetli iki miralay, bir de ehemmiyetli meb’us Üstadın yanına geldiler
166.
Beşerin bu asırda Kur’ân’a şiddet-i ihtiyacını hissetmesi ve bil fiiil kabul etmesi büyük bir hâdise-i Kur’âniyedir
167.
Risâle-i Nur, müşterileri aramaz; müşteriler onu aramalı yalvarmalı.
168.
Nur hakikatlerini ve hakâik-i imâniyeyi mâsumâne, müştakâne dinlemeleri için onları ve üstadlarını ve peder ve vâlidelerini tebrikediyoruz
169.
Onun uzun mektubunu, hastalığımdan, tashih ve ıslah ve tâdil edemedim. Hakkımda pek ziyade senâlarını ya kaldırmak, ya tâdil etmek lâzımdır
170.
Maddi ve mânevi bir sual münasebetiyle hatıra gelen bir cevaptır
171
.Risâle-i Nur’un serbest intişarıyla belâların ref’i ve ona ilişmek ve susturulmakla belâların gelmesi sabit olmuş, hatta mahkemede ispat edilmiş
172.
Bu tokatlardan pürşer beşer, şirkten şükre girmezse ve Kur’ân’a tarziye vermezse,melâike elleriyle de ahcar-ı semâviye başlarına yağacığını bu sûre bir mânâ-i işârî ile tehdit ediyor
173.
Hem şuhûr-u selâse, hem üç ay mühim mecmuaların çıkmasına kadar bütün dünya saltanatı verilse de bakmamaya mecbur oldum
174.
Merak etmeyiniz, inâyet-i Rabbâniye devamdadır. Bu yeni taarruzları, inşaallah akîm kalacak, hem Nurun fütuhâtına yardım edecek.
175.
İmânı kuvvetli bir zâbıta veya adliye memurunun, on adam kadar millete fâidesi olabilir
176.
Risâle-i Nur’un yüksek hakîkati, dünyanın hiçbir menfaatine tenezzül edip âlet olmadığı
177
.Zülfikâr ve Asâ-yı Mûsâ’nın fütuhhatları
178.
Bilumum Diyanet müntesipleri, eserleri takdirle karşıladılar
179.
Bu şâşaalı baharın çiçeklerini temâşâ etmek için araba ile bir iki saat geziyorum
180.
Aziz, mâsum evlâtlarım, Kur’ân’ı öğrenmek için ders almaya çalışıyorsunuz. Sizin bildiğiniz yeni harfte noksanlar olduğu için,mümkün oldukça yeni harften okunmamak lâzım gelir
181.İki cihette mânevî hizmetlerinize ve duâlarınıza ve benim yerimde yapamadığım mânevî kazançlarınızın imdadıma gelmesine şiddetle ihtiyacım var
182.
Ravza-i Mutahharra civarındaki mübarek heyet-i ulemâya takdim edilen Asâ-yı Mûsâ ve Zülfikar risâlesidir
183
.Medresetü’z-Zehranın maddî tesisine çok mâniler bulunduğundan, şimdilik Nur şâkirtlerinin heyet-i mecmuasının dairesinden ibarettir.
184.
Dünyanın mahiyeti anlaşıldıktan sonra, elbette hayat-ı ebediyeden başka beşeriyetin o inkisar-ı hayal yarasını tedavi edecektir
185.
Ehl-i imanın vahdetine çok zarar veren siyasî cereyanlar Alevîlerin fıtrî fedakârlıklarından istifade edip kendilerine alet etmemek için Nur dairesine çekmek büyük maslahattır
186.
Mübarek kalemleriyle yazdıkları tebriklerini, umum Safranbolu veEşâni medrese-i Nuriyesi namına bu Ramazan’ın bir firdevsî teberrükü hesabına kabul ettik
187.
Siracü’n-Nur’un sıhhatli, mükemmel, güzel çıkması,Medresetü’z-Zehranın gayet ehemmiyetli bir yeni dersidir ki, geniş daire-i Nuriyede merakla okunacaktir, inşaallah
188.
Hem gizli düşmanlarım, hem nefsim, şeytanın telkiniyle zayıf damarımı arıyorlar ki, beni onunla yakalayıp Nurlara tam ihlâs ile hizmetime zarar gelsin
189.
Eski Said’in sergüzeşte-i hayatından harika üç vakıa, şimdi tahakkuk etmiş ki, ileride çıkacak Risâle-i Nur’un kerâmeti imiş
190.
Bu memleket ve millet ve hükûmet, bu eserlere şiddetle muhtaçtır
191.
Eski medreselerde beş on seneye mukabil, inşaallah Nur medreseleri, beş on haftada aynı neticeyi temin edecek ve yirmi senedir ediyor
192.
Nurların galebesiyle ve mânevî fütuhâtıyla müsâdere edilen kitaplarınızı Ankara’nın emriyle size iade etmeleri büyük bir fâ’l-i hayırdır.
193.
Nurların muârızları, her cihetle mağlup olduktan sonra, zahiren bize hoş görünmeyen ve hakikaten Nurlara menfaatli bir plan takip ediyorlar.
194.“Bizler Nur dairesindeyiz; bizi bırakma, gitme” gibi bir mana var hissettim
 

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
HÜVE NÜKTESİ
195.
Gençliği dalâlet ve sefâhet uçurumuna düşmekten kurtaran imânî meseleleri misâllerle izah eder
196.
Şimdiye kadar hiçbir eserin böyle ağır şerâit altında bu derece tesirli intişârını tarih göstermiyor
197.
Risâle-i Nur’un mesleğindeki sırr-ı ihlâs; imân, Kur’ân hakikatlerinden başka hiçbir şeye âlet tabi olmadığı
198.
Risâle-i Nur gizlenmiyor ve başka kitaplara benzemiyor ve temellük edilmiyor.Nerede bulunursa bulunsun, ben Nurdan gelmişim der
199.
Nurların inkişâfı ve fütuhâtı gittikçe ziyadeleşiyor, resmî adamların çoklarını içine alıyor
200.
Mu’cizâtlı Kur’ân hakkında
201
.Sikke-i Gaybiye’nin fiatı olarak Rehber’in âşirlerinden parasını verdim, aldım,size gönderiyorum
202
.Leyâli-i aşerenizi tebrikle beraber, size Nurun iki kerâmetini beyân ediyoruz
203.
Hem dahilde, hem hariçte Nurun fütuhâtı devam ediyor
204.
Lüzumsuz, geçici, günahlı zevklerin âkıbeti elemler, teessüşer olmasından, istemiyorum
205.
Nurun mesleğinde hiçbir cihette benlik ve şahsiyet ve şahsî makamlar arzu etmek ve şan, şeref kazanmak olmaz
206
.Ecnebide çok Bismarck’lar ve Mirster Carlyle’lar çıkacaklar ve emareleri de var diye Nurculara bir bayram hediyesi olarak takdim ediyoruz ve Bismarck’ın fıkrasını leffen gönderiyoruz
207.
Üç mühim Nur merkezinde üç berber tam birbirine benzer bir tarzda Nura büyük hizmetleri, hem her birisi çocuklarıyla Nurlara çalışmaları, beni mesrur eyledi
208
.Aynen iade edilen bazı risâlelerin eski huruşateksirini bir suç sayıp ceza vermek, adliyeleri cidden alâkadar edip adâlet şerefini kırıyor
209.
Nurun hakikî şâkirtlerine Nur kâfidir. Onlar da kanaat etmeli, başka şere şereve maddî menfaatlere gözünü dikmesin
210.
Âhirde kat’iyen mukabelesiz hediyeler beni hastalandırdığı, çok tecrübelerle pekkat’îleşti
211
.Üstat erzak ve elbiselerini satıp parısını göndermesi ve Dârü’l-Hikmetten aldığı parayı Lem’alar mecmuasının fiyatı olarak göndermesi.
212.
Risâle-i Nur’un, Haremeyni Şerifeynce makbuliyetine bir alâmet.
213.
Bir habbeyi, evham yüzünde çok kubbeler yaptıklarını öğrendik
214
.Kanunca ifademi almak lâzımken ifademi almadılar.Ben de ifademi şimdi adliyenin şahs-ı mânevîsine ve Dahiliye Vekiline berâ-yı malûmat beyan ediyorum
215.
Cenab-ı Hakka hadsiz şükür olsun ki, bu yeni taarruzda ve çok geniş ve çok evhamlı taarruz, yüzde bire indi
216.
Sizin muvaffakiyetinizi ve sebatınızı ve Yirmi Dokuzuncu Sözün elişer kerâmetini muhafazasıyla mumlu kâğıtlara yazılmasını ve çalışmanızı fütur gelmemesini ruh u canımızla tebrik ediyoruz
217.
Reisicumhura gönderilen istinadın zeylidir ki,mecbur oldum yazmaya
218.
Ankara Valisi Nevzat Bey, cebren kıyafetime ilişmek istedi; hem muvaffak olamadı, hem kendi kendini intihar etmekle tokadını yedi.
219.
Adliyenen şahs-ı manevisine ve dahiliye vekiline bera-yı malumat takdim edilen ve Emirdağ’ındaki istintakta verdiğim ifadenin hâşiye ve lâhikasıdır
220.Eğirdir’de Asâ-yı Mûsâ’yı müsadere eden ve mahkemeye veren adam kendisi iki sene hapis cezasıyla tokat yedi
 

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
EMİRDAĞ LÂHİKASI 2.BÖLÜM
221.Herbinize derecesine nispeten eski zaman üstadlarının icazet almaya lâyık olan talebelerine icazet-i ilmiyeyi verdikleri misilli icazet veriyorum.
AFYONHAPSİNDEN SONRA EMİRDAĞINDAN YAZILAN MEKTUPLAR
222.Meselemizde hiçbir tarihte ilm-i hakikate ve hakaik-i imaniyeye karşı bu derece garazkârâne, gaddarane tecavüz olmamış
223.Sizlere, gönderdiğiniz Nur eczalarının hediyesine bin barekâllah, mâşallah deriz
224.Sungur Ankara’da ikenÜstadımıza yazdığı mektubun suretidir
225.Yirmi Dokuzuncu Mektubun İkinci Makamının en baş sayfasındaki, sual ve cevaptan sonra şu nükte yazılacak
226.Madem Nur risâleleri medrese malıdır. Siz de medreselerin hem esası, hem başları, hem şâkirtlerisiniz
227.Diyanet Reisi Nurdan bir takımı musırrâne istedi.Üstat da şiddetli hastalığı içinde tashih edip-şimdilik bitmek üzedir –Diyanet Reisinden onun mânevî fiyatı olarak üç madde istemiş
228.Hâfız Mustafa, aynen Hâfız Ali gibi vazifesini bitirdi, âlem-i nurave ve berzaha,Hâfız Ali ve Hasan Feyzî gibi kardeşlerimizin yanına gitti
229.Size şahsıma ait birkaç meseleyi beyan etmek kalbime ihtar edildi
230.Bu havalide Miraç gecesinden bir gün evvel ve bir gün sonra müstesna bir surette rahmetin yağması işarettir ki, bu vatanda bir umumî rahmet tecellî edecek, inşaallah
231.Celâl Bayar’a yazılan kısa bir yazı
232.Reisi Cumhur Celâl Bayar ve Heyet-i Vükelâsına yazılmış bir mektup
233.Komünistlerin zındıklar kısmı, habbeyi kubbe yapıp bahanelerle Nurların serbestiyetine mâni olmaya çalışıyorlar
234.Halk Fırkası iktidar partisi iken Üstadımıza yapılan eşedd-i zulüm ile yüzer kanunsuz işkencelerinden birinci nümûnesi
235.Benim son hayatımı Isparta havâlisinde geçirmek büyük bir arzumdur
236.Medresetü’z-Zehrâ erkânları, benim şahsımın da hakiki vekilimdirler. Bana,şahsıma gelen mektuplara, onlar benim bedelime cevap versinler
237.Hak ve hakikatin nâşiri olan Sebilürreşad’a halenHalk Partisi nâmına yapılan yüz cihetle kanunsuz bir muameleyi arz ediyoruz
238.Hakiki adâlet ve hürriyet için çalışan zâtlara birkaç nokta beyân ediyorum
239.Ehemmiyetli bir hakikat ve Demokratlarla Üniversite Nurcularının bir hasbihalidir
240.Risâle-i Nur bu zamanda kâfidir. On sene medresede okuyanlar, Risâle-i Nur’la bir senede aynı istifadeyi ettiklerine şahit, binler ehl-i ilim var
241.Bin mâşallah; Sözler mecmuasındaki yanlışlar yok gibidir
242.Biz müşahedatımızla kat’î bir kanaatteyiz ki,Risâle-i Nur’a ilhadve zındıka nâmına ilişildiği zaman, umumî bir musîbet geliyor.
243.Büyük mecmualarımızın imhasına sakın, sakın meydan verilmeyecektir. Ne pahasına olursa olsun kurtarılacaktır
244.Çok ehemmiyetli ve mahrem bir işi haber veriyoruz
245.Devlet Bakanlığına yazılan bir mektup
246.Büyük Doğu’nun yirmi dokuzuncu sayısında; “Lozan’ın İçyüzü” diye yazılan makaleden
247.Baştan başa zulmetli, kararmış olan Ankara şimdi pek çok değişmiş ve gittikçe değişmekte
248.Benim nâmıma gelen mektuplara Medresetü’z- Zehra erkânları münasip tarzda benim bedelime cevap vermelerini onlara havale ediyorum
249.Nurculara ehemmiyetli bir müjde
250.Nur Risâlelerinin ve Nurcuların siyasetle alâkaları yok
251.Benim bütün elemlerime ve hastalıklarıma ilâç,Medresetü’z- Zehranın faaliyetinden ve muvaffakiyetinden ileri geliyor
252.Medresetü’z-Zehra erkânlarına ehemmiyetli bir meseleyi havale ediyorum
253.En büyük müjde ve Risâle-i Nur’un tam serbestiyetine bir mukaddeme olarak,çok ziyade beşaretine sevindik
254.Cenâb-ı Hakka hadsiz şükrolsun, mahkemede üç sene hapsedilen Asâ-yı Mûsâ risâlesinden ve Sikke-i Gaybiye risâlesinden beş nüshayı kemâl-i sürur ile aldık
255.İnşaallah, kırk senedir takip ettiğimiz mühim bir maksadımız,vatan ve milletin menfaati için yapmaya mecbur olduk
256.Bu Muallim Osman, Ceylân’ın hapis arkadaşıdır.Ondan tam ders almış. İkinci bir Ceylân olmak kabiliyeti var
257.Mahkeme-i Kübrâ’ya şekvâ ve müdafatın bir hâşiyesidir
258.Bazı zatların mektuplarını berâ-yı malûmat size gönderdim
259.Cenâb-ı Hak, senin kudsî niyet ve ihlâsınla en mühim genç Said’leri senin etrafında toplatmış
260.Hüsrev’in kalemiyle yazılan Kur’ân’ı fotoğrafa tabetmek ihtimali hatırımıza
261.Başta Hüsrev olarak o erkânların hiçbir hareketini tenkit etmemek ve kemâl-i ihlâs ve samimiyetle onlara tensanüt ve tam kardeş olmak lazımdır
262.Gösteriyor ki, bu Lemeat, Risâle-i Nur’un bir müjdecisi vefihristesi ve bir fidanlık nümunesidir
263.Risâle-i Nur’un hakikat-i Kur’âniyeye dair verdikleri haberlerini zamanın tasdik etmeleri
264.Nurcuları yirmi seneden beri tâzip eden ve hapislere sokan bedbahtlardan bazılar,her günde biraya bize verdikleri sıkıntılar kadar mânevî azap çekiyorlar
265.İhtiyar kadınlara ehemmiyetli bir müjde ve bekâr mücerret kalmak isteyen genç kızlara bir ihtar
266.Hapsin latif bir hâtırası
267.“Risâle-i Nur imhâ edilmez” diye yazılan ayn-ı hakikat parçayı Başbakan, Adliye Bakanına ev adresleriyle yine diğer bakanlarında resmî adreslerine gönderdik
268.Mahkeme-i kübrâya şekvâ ve müdâfaâtın bir hâşiyesi olan parçanın hulâsasıdır
269.Sizin Nurun neşrindeki muvaffakıyetinizi âlem-i İslâm tebrik edip alkışlayacak
270.Risâle-i Nur’un mühim bir hakikatinden siz fıtraten bir ders aldınız. Yine o hakikatı nazar-ı dikkatle alınız
271.Onlar birer Said olarak benim bedelime sizi ziyaret ve tebrik edip sâir şeylerimide size beyân etsinler
272.Üstadımızın tebrik telgrafına Reisicumhur Celâl Bayar’ın telgrafa verdiği cevaptır
273.Sözler mecmuasının on beş tanesini Ankara’ya gönderdim. Çok fayda vermiş
274.Yeni hükûmet yavaş yavaş anlıyor ki, hakiki kuvvet Ku’ân’dadır
275.Nur mecmualarıma benim bedelime sahip ve vâris olsunlar ve Arabîye tercümeye çalışsınlar
276.Ankara içinde küçük bir medrese-i Nuriye manasında,küçük Said’ler ve Nurun fedakârları her gece birisi bir mecmuayı okur,ötekiler ders alır gibi dinliyorlar
277.Hakikaten Eşâni ve Safranbolu, aynen Isparta’nın kahramanları gibi Nurlara mütemadiyen çalışıyorlar
278.Müdafaatın bir hâşiyesidir
279.Papalık Makam-ı Âlîsinden gelen bir mektup
280.Hizmet-i imaniye içinde en büyük kuvveti nurcular buldular
281.Seyyid Salih’in mektubundan bir parçadır
282.Bura için merak edecek hiçbir şey kalmadı. 5Mart’taki merak 18Nisan’da ferah buldu. Polis dairesi, Nur dairesi oldu
283.Bu sene Mısır radyosu Perşembe gecesi Miraçtan çok bahsetmesinden,hem Perşembe ve hem de Cuma gecesi Miraç yaptım
284.Hüve Nüktesinin bir gün evvel Medresetü’z-Zehranın erkânlarına bir ders nevinden söylediğim çok noktalarından yalnız üç noktasını sizlere beyan ediyorum
285.Dindar ve hamiyetkâr ve vatanperver milletvekillerine şunu arz ediyorum.
286.Çekirdek gibi, medrese ilimlerine bir ağaç ihsan edilecek ve o ağacın hizmetinde bulunana karşı pek çok rakipleri ve muarızları bulunacak
287.Nur Risâleleri ve talebeleri, hıfz ve inâyet-i İlâhiyeye mazhardırlar.
288.Bu zamanda hocalardan, hattâ sofîlerden ziyade zabıta efradı ehl-i takvâ olup kebâirden kendilerini muhafaza ve ferâizi yapmasını vazifeleri iktiza ediyor
289.Üstadımızın çok evvel yazmış olduğu zîrdeki mektubu, şahsî nüfuz temin ve dini siyasete âlet etmek ithamlarına tam bir cevap olduğundan, kararnameye ilhak edilmiştir
290.Sizce münâsip ise, Başvekile ve dindar mebuslara verilmek üzere,ihtara binâen yazdırılmış gayet ehemmiyetli bir hakikattir
291.Hazret-i Üstadın Emirdağ’ında Santral Sabrî, Sıddık Süleyman’a Arabî İşârâtü’l-İ’câz’dan verdiği derstir
292.İfadetü’l-Meram ve kısa bir tercümesi
293.İfadetü’l-Meram ve tercümesinin bir hulâsası
294.Çok defa mânevî, hem çok cihetlerden ehemmiyetli iki suallerine mahrem cevap vermeye mecbur oldum
295.Demokratların bir kısm-ı mühimmi Nurların serbestiyetine taraftar çıkmalarını bütün ruh-u canımızla tebrik ediyoruz
296.Emirdağ’ının mânidar bir hâtırası
297.Herbir adam eğer hanesinde dört beş çoluk çocuğu bulunsa kendi hanesini bir küçük medrese-i Nuriyeye çevirsin
298.Bu mektupta bir ince meseleyi meşveret sûretiyle reyinizi almak için gönderdik
299.Mahkemelerin tehirinde hayır var. Şimdiye kadar Nura ve Nurculara verilen zahmetler, rahmetlere dönmesi gösteriyor ki, bu tehirde de hayırlar var
300.Üstadımız notalar hükmünde söyledi bizde kaleme aldık
 

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
301.Elli beş sene bir gaye-i hayalim ve hayatımın bir neticesi olan Medresetü’z-Zehranın mânevi hakikatini siz, Medresetü’z-Zehra erkânları tamamıyla gösteriyorsunuz
302.Eski Said’in matbu eserlerinden birisi elime geçti.Merak ve dikkatle baktım. Bu fıkra hatıra geldi

303.Medresetü’z-Zehra erkânlarının arzularıyla verilen bir dersin bir hulâsasını sizlere de söylemeyi münâsip gördük
304.Sirâcü’n-Nur başındaki münâcâtı okudum. Ülfet ve âdet ve yeknesaklık perdeleri altında çok harika hakikatler gizleniyor gördüm
305.Nur âleminin bir anahtarının bir hâşiyesi
306.Zülfikar Mu’cizât-ı Ahmediye’yi tashih için açtım.Birden şu satırlar nazarıma ilişti
307.Nurların parlak fütuhatına bir derece mümanaat fikriyle, gizli dinsizler bir kısım resmî memurları alet ederek keyfî kanunlarla ilişiyorlar
308.“Dinî hissiyatı siyasete âlet ediyorum” diye ithamlarına karşı deriz.
309.1952’de İstanbul’da görülen Gençlik Rehberi mahkemesine, ehl-i vukufa cevaben verilen itiraznamedir
310.On beş sene evvel Rehberin başında yazıldığı gibi,bazı gençler kendilerinin hayat-ı dünyeviye ve uhreviyesini muhafaza için yanıma geldiler. Ben de onlara lillâh için o Rehber dersini verdim
311.Bu arîzamı Nurla alâkadar ve hac refiklerimden Karakoçanlı Hacı Sabri kardeşimle takdim ediyorum
312.Terbiye-i mâneviyenizin âsârını her vakit bize ihsâs eden Rahîmimene kadar şükretsem azdır
313.Gördüğünüz meziyetler benim değil, Risâle-i Nur’undur. O da Kur’ân-ı Hakîmin bir hakikatininin bir tefsiridir
314.Risâle-i Nur her şeyin hakikatini beyan etmiş, başka izahata ihtiyaç bırakmamış
315.Mahkeme reisine yazılan bir mektuptur
316.Kur’ân’ın Arabî bir tefsiri ve Risâle-i Nur’un Arabî Mesnevî-Şerifi olan ve Zülfikâr büyüklüğünde ve altınla yazılmaya layık bir mecmua dahi inşaallah teksir edilecek
317.Bu mektup Samsun’da Büyük Cihad gazetesinde intişar etmiştir.Müfterilerin tahrikâtıyla Samsun’da muhakeme açılmasına sebep olmuştur. Muhakeme beraatle neticelenmiştir
318.Bu vatanda şimdilik dört parti var. Biri Halk Partisi, biri Demoktart Parti, biri Millet, diğeri İttihadı İslâmdır
319.Üstadımız Bediüzzaman Said Nursî, Samsun’da münteşir Büyük Cihad gazetesinde neşrolup orada muhakemesi görülen müdafayı İstanbul mahkemesinde okumuş ve mahkeme beraatle nihayet bulmuş
320.Bağdat’ta çıkan ed-Difa gazetesinin muharriri İsa Abdülkadir’in Arabî makalesinin tercümesi
321.Bağdat’ta çıkan, ehemmiyetli, siyasî bir ceride olan ed-Difa gazetesinin muharriri İsa Abdülkadir diyor ki
322.Risâle-i Nur’un vatana, millete ve İslâmiyete büyük hizmetini kabul ve takdir eden Başvekil Adnan Menderes’e Üstadın yazdığı mektup.
323.Adnan Menderes’e gönderilmek niyetiyle evvelce yazılan içtimaî hayatımıza ait bir hakikatin hâşiyesini takdimediyoruz
324.Büyük Cihad gibi hâlisâne dine hizmet eden o cerideye ve onun sahip ve muharrirlerine din namına minnettâr oldum ve “Allah razı olsun” dedim.
325.Samsun’dan gelen tebliğnâmeye karşı kısaca cevabımı Samsun Heyet-i Hâkimesine takdim ediyorum
326.Gayet ehemmiyetli bir hâdise, bir istida ve bir şekvâdır
327.Birinin hatasıyla başkası, hatta kardeşi de olsa mes’ul olamaz
328.Ankara’da bir kadeşimizden Asâ-yı Mûsâ ve Gençlik Rehberini bahane ederek umum Nur Risâlelerini almak için gelmişler
329.Heyet-i Vekileye ve Tevfik İleri’ye arz ediyoruz
330.Doğu Üniversitesi hakkında tahrifçi bir gazeteye cevaptır
331.Mahkememizin tehiriyle işlerin Ankara Mahkemesine havale edilmesinde çok fayda var
332.Üstadın ziyaretçilere dair bir mektubu
333.Hem madem Risâle-i Nur’un mesleği hıllettir. Ve Urfa ise, İbrahim Halilullah’ın bir menzilidir. İnşaallah hıllet-i İbrahimiye parlayacaktır.
334.Urfa taşıyla, toprağıyla mübarektir
335.Bu maddî ve mânevî iki dehşetli hastalık içerisinde şefkat hissiyle bütün zîhatların elemleri hatıra geldi
336.Benimle görüşmek isteyen azîz kardeşlerime beyan ediyorum
337.Üstadımız Şarkî Anadolu’da Câmiü’l-Ezhere muvafık Medresetü’z-Zehra namıyla bir İslâm Üniversitesi kurulması için çalışmış ve bunun kat’î lüzumunu daima ileri sürmüştür
338.Yazıları beş vecihle iftira ve yalan olduğunu gördüğüm bir gazeteyi bana okudular.Böyle iftiraların hem Isparta’ya hem neşredenlere büyük zararı var
339.Üstadımızın köylerde dolaştığına dair çıkarılan uydurma habere karşı bir cevaptır
340.Nur talebeleri âsâyişçidirler. Âsâyişi muhafaza ettiklerinin delil-i kat’îsi şudur
341.Denizin o dehşeti içinde kemâl-i şevkle o mübarek denizi kabul ediyordum
342.İmân hizmetinde ihlâs-ı etemle, anarşîliği durdurmakla, âsâyişi muhafaza etmekle sabır ve tahammül gerektir. Ben de bunun için rahatımı, haysiyetimi feda ediyorum
343.Üstadımızın vasiyetnâmesi
344.Menderes’in Konya nutkuna dair açıklaması
345.Madem Isparta benim hakikî bir memleketimdir. Ben ruh u canımla bu hakikî memleketime ve insanlarına hayır kazandırmak istiyorum.
346.Üstadımız izzet-i ilmiyeyi muhafaza için eski zamandan beri en büyük reislere tenezzül etmedi
347.Üstadımızın Afyon mahkeme heyetine görderdiği yazının suretdir
348.Nur talebelerinin Adnan Menderes’e yazdıkları mektup
349.Demokratlara büyük bir hakikatıihtar
350.Yirmiüç mahkeme demişler ki: “Suç bulamıyoruz
351.Ankara’da dindar Ahrarların kongresinde beni Diyanet Riyaseti dairesinde bir vazife ile tavzif etmeyi hararetle istemelerine
352.İmânın dünyada bir nevî Cennet lezzetini benim hayatımda temin ettiğine dâir
353.Üstadımızı ziyarete gelip de görüşemeyenlerin ve biz görüştürmeden gidenlerin hatırları kırılmamak için, Üstadımızın gizli harika bir ahvâl-i ruhiyesini beyan etmeye mecbur olduk
354.Üstat Bediüzzaman Said Nursi üçüncü Eğitim Tümeni Camiine harç koydu
355.Üstadımız Said Nursi’de billahsa son zamanlarda bir hal vâki olmuş ki, kimse ile konuşmuyor
356.Hüseyin Avni ve Tahsin Tola ile bir hasbihaldir
357.Vasiyetnâmenin bir zeylidir
358.Bazı gazetelerde çıkan yalanlar hakkındaki bir tekzibi berâ-i mâlûmât gönderiyoruz
359.“Mahkeme-i Kübrâya Şekvâ”ya bir haşiyecik olarak beyan ediyorum
360.Reis-i Cumhura ve Başvekile yazılan bir mektuptur
361.Hem benim ruhuma geldi ki: Senin binler, belki yüz binler bedeline ders verecek konuşacaklar var
362.Berâ-yı malûmat hem resmî zatlara, hem dostlara mühim bir hakikati beyan ediyoruz
363.Aleyhimizde olan Cumhuriyet gazetesi müdafaamı çok yanlış ve gayet fena bir tarzda tağyir etmiş
364.Bu mektup aynı zamanda telgrafa veya mektupla Üstadımızın leyle-i Beratlarını tebrik eden kardeşlerimize cevaptır
365.Umum dostlarıma ve Nur kardeşlerime bu vasiyeti ilân ediyorum
366.Ecel muayyen olmadığı için, benim, şiddetli hastalığım her vakit gelebilir diye,evvelce yazdığım vasiyetnâmelerimi te’yiden bu vasiyetnâme de şiddetli,dahilî bir hastalığımda ihtar edildi
367.Tevâfukatın bir nev’î de Lâfza-i Celâl’de görülen zâhir tevâfukattır. İşte, mu’cizatlı Kur’ân’ımız bu tevâfukatı gösteriyor
368.Ankara’ya bu defa geldiğimin mühim bir sebebi, İslâmiyete ciddî taraftar Dahiliye Vekili Namık Gedik’i görmek ve İslâmiyetin kahramanı olan Adnan Beye ve Tevfik İleri gibi mühim zâtlara bir hakikati söylemektir.
369.Gayet şiddetli hasta Üstadımıza mühim, resmî bir zâttan bir mektup geldi. Diyorki
370.Müdde-i umumîler hakkında Üstadımızın garip bir hâlet-i ruhiyesini beyân etmek zamanı geldi
371.Bediüzzaman Said Nursi’nin gazeteler bir mektubu
372.Umum Nur talebelerine Üstat Bediüzzaman’ın vefatından önce vermiş olduğu en son derstir
 
Üst