Resimli Risale-i Nurdan Vecizeler

Muvahhid1

Well-known member
574.jpg
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
attachment.php

Sizdeki gençlik kat'iyyen gidecek. Eğer siz daire-i meşruada kalmazsanız, o gençlik zayi' olup başınıza hem dünyada, hem kabirde, hem âhirette kendi lezzetinden çok ziyade belalar ve elemler getirecek. Eğer terbiye-i İslâmiye ile o gençlik nimetine karşı bir şükür olarak iffet ve namusluluk ve taatte sarfetseniz, o gençlik manen bâki kalacak ve ebedî bir gençlik kazanmasına sebeb olacak.


Sözler ( 145 )
 

Ekli dosyalar

  • genclik.png
    genclik.png
    2.4 MB · Görüntüleme: 12

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Kudsi Vazife

[BILGI]Aziz kardeşlerim, siz kat'î biliniz ki: Risale-i Nur ve şakirdlerinin meşgul oldukları vazife, rûy-i zemindeki bütün muazzam mesailden daha büyüktür. Onun için dünyevî merak-aver mes'elelere bakıp, vazife-i bâkiyenizde fütur getirmeyiniz. Meyve'nin Dördüncü Mes'elesini çok defa okuyunuz, kuvve-i maneviyeniz kırılmasın.


Evet ehl-i dünyanın bütün muazzam mes'eleleri, fâni hayatta zalimane olan düstur-u cidal dairesinde gaddarane, merhametsiz ve mukaddesat-ı diniyeyi dünyaya feda etmek cihetiyle; kader-i İlahî onların o cinayetleri içinde, onlara bir manevî cehennem veriyor. Risale-i Nur ve şakirdlerinin çalıştıkları ve vazifedar oldukları; fâni hayata bedel, bâki hayata perde olan ölümü ve hayat-ı dünyeviyenin perestişkârlarına gayet dehşetli ecel celladının, hayat-ı ebediyeye birer perde ve ehl-i imanın saadet-i ebediyelerine birer vesile olduğunu, iki kerre iki dört eder derecesinde kat'î isbat etmektedir. Şimdiye kadar o hakikatı göstermişiz.


Emirdağ Lahikası-1 ( 43 )
[/BILGI]
attachment.php
 

Ekli dosyalar

  • vazife.png
    vazife.png
    1.5 MB · Görüntüleme: 12

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
[BILGI]Hem herbir şehir kendi ahalisine geniş bir hanedir. Eğer iman-ı âhiret o büyük aile efradında hükmetmezse; güzel ahlâkın esasları olan ihlas, samimiyet, fazilet, hamiyet, fedakârlık, rıza-yı İlahî, sevab-ı uhrevî yerine garaz, menfaat, sahtekârlık, hodgâmlık, tasannu, riya, rüşvet, aldatmak gibi haller meydan alır.

Zahirî asayiş ve insaniyet altında, anarşistlik ve vahşet manaları hükmeder; o hayat-ı şehriye zehirlenir. Çocuklar haylazlığa, gençler sarhoşluğa, kavîler zulme, ihtiyarlar ağlamağa başlarlar.

Buna kıyasen, memleket dahi bir hanedir ve vatan dahi bir millî ailenin hanesidir. Eğer iman-ı âhiret bu geniş hanelerde hükmetse, birden samimî hürmet ve ciddî merhamet ve rüşvetsiz muhabbet ve muavenet ve hilesiz hizmet ve muaşeret ve riyasız ihsan ve fazilet ve enaniyetsiz büyüklük ve meziyet o hayatta inkişafa başlarlar.

Çocuklara der: "Cennet var, haylazlığı bırak." Kur'an dersiyle temkin verir.

Gençlere der: "Cehennem var, sarhoşluğu bırak." Aklı başlarına getirir.

Zalime der: "Şiddetli azab var, tokat yiyeceksin." Adalete başını eğdirir.

İhtiyarlara der: "Senin elinden çıkmış bütün saadetlerinden çok yüksek ve daimî bir uhrevî saadet ve taze, bâki bir gençlik seni bekliyorlar. Onları kazanmağa çalış." Ağlamasını gülmeye çevirir.

Bunlara kıyasen cüz'î ve küllî herbir taifede hüsn-ü tesirini gösterir, ışıklandırır. Nev'-i beşerin hayat-ı içtimaiyesiyle alâkadar olan içtimaiyyun ve ahlâkiyyunların kulakları çınlasın! İşte iman-ı âhiretin binler faidelerinden işaret ettiğimiz beş-altı nümunelerine sairleri kıyas edilse kat'î anlaşılır ki; iki cihanın ve iki hayatın medar-ı saadeti yalnız imandır.



Asa-yı Musa ( 44 - 45 )[/BILGI]

attachment.php
 

Ekli dosyalar

  • asayis.png
    asayis.png
    2.6 MB · Görüntüleme: 14

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Fenalık ve Şeairi İslamiye

[BILGI]Şu inkılab-ı azîmin temel taşları sağlam gerek.

Şu meclis-i âlînin şahsiyet-i maneviyesi, sahib olduğu kuvvet cihetiyle mana-yı saltanatı deruhde etmiştir. Eğer şeair-i İslâmiyeyi bizzât imtisal etmek ve ettirmekle mana-yı hilafeti dahi vekaleten deruhde etmezse, hayat için dört şeye muhtaç, fakat an'ane-i müstemirre ile günde lâakal beş defa dine muhtaç olan, şu fıtratı bozulmayan ve lehviyat-ı medeniye ile ihtiyacat-ı ruhiyesini unutmayan bu milletin hacat-ı diniyesini Meclis tatmin etmezse; bilmecburiye mana-yı hilafeti, tamamen kabul ettiğiniz isme ve lafza verecek. O manayı idame etmek için kuvveti dahi verecek. Halbuki meclis elinde bulunmayan ve meclis tarîkıyla olmayan böyle bir kuvvet, inşikak-ı asâya sebebiyet verecektir. İnşikak-ı asâ ise, وَ اعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللّٰهِ جَمِيعًا âyetine zıddır.

Zaman cemaat zamanıdır. Cemaatın ruhu olan şahs-ı manevî daha metindir ve tenfiz-i ahkâm-ı şer'iyeye daha ziyade muktedirdir. Halife-i şahsî, ancak ona istinad ile vezaifi deruhde edebilir. Cemaatın ruhu olan şahs-ı manevî eğer müstakim olsa, ziyade parlak ve kâmil olur. Eğer fena olsa, pek çok fena olur. Ferdin, iyiliği de fenalığı da mahduddur. Cemaatin ise gayr-ı mahduddur. Harice karşı kazandığınız iyiliği, dâhildeki fenalıkla bozmayınız. Bilirsiniz ki ebedî düşmanlarınız ve zıdlarınız ve hasımlarınız, İslâmın şeairini tahrib ediyorlar. Öyle ise zarurî vazifeniz, şeairi ihya ve muhafaza etmektir. Yoksa şuursuz olarak şuurlu düşmana yardımdır. Şeairde tehavün, za'f-ı milliyeti gösterir. Za'f ise düşmanı tevkif etmez, teşci' eder...


حَسْبُنَا اللّٰهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ ٭ نِعْمَ الْمَوْلَى وَنِعْمَ النَّصِيرُ

Mesnevi-i Nuriye ( 101 - 102 )[/BILGI]
attachment.php
 

Ekli dosyalar

  • bozgun.png
    bozgun.png
    1.5 MB · Görüntüleme: 11

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Kuva-yı insaniye

[BILGI]
Kuva-yı insaniye tahdid edilmediğinden cinayeti büyük olur​


Hayvanın hilafına, insandaki kuvveler, fıtrî tahdid olmamış. Onda çıkan hayr u şerr, lâ-yetenahî gider.


Onda olan hodgâmlık, bundan çıkan hodbinlik, gurur, inad birleşse; öyle günah oluyor {(**): Bunda da bir işaret-i gaybiye var.} ki beşer şimdiye kadar


Ona isim bulmamış. Cehennem'in lüzumuna delil olduğu gibi, cezası da yalnız Cehennem olabilir.


Hem meselâ: Bir adam, tek yalancı sözünü doğru göstermek için, İslâm'ın felâketini kalben arzu eder.
Şu zaman da gösterdi: Cehennem lüzumsuz olmaz, Cennet ucuz değildir.


Sözler ( 707 - 708 )[/BILGI]

attachment.php
 

Ekli dosyalar

  • yalan.jpg
    yalan.jpg
    118.1 KB · Görüntüleme: 9

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Miri Malı

[BILGI]Güya herbir çiçekli kumaş, herbir san'atlı makine, herbir tatlı lokma, o mu'ciznüma zâtın birer sikkesi, birer hâtemi, birer nişanı, birer turrası hükmünde; lisan-ı hal ile herbirisi der:

"Ben kimin san'atıyım, bulunduğum sandıklar ve dükkânlar da onun mülküdür."

Ve herbir nakış der:

"Beni kim dokudu ise, bulunduğum top da onun dokumasıdır."

Herbir tatlı lokma der:

"Beni kim yapıyor, pişiriyorsa, bulunduğum kazan dahi onundur."

Herbir makine der:

"Beni kim yapmış ise, memlekette intişar eden bütün emsalimi de o yapıyor ve bütün memleketin her tarafında bizi yetiştiren, odur. Demek memleketin mâliki de odur. Öyle ise, bütün bu memlekete, bu saraya mâlik kimse, o bize mâlik olabilir."

Meselâ, nasıl mîrîye mahsus tek bir palaska veyahut birtek düğmeye mâlik olmak için, onları yapan bütün fabrikalara mâlik olmak lâzımdır ki, onlara hakikî mâlik olsun. Yoksa o boşboğaz başıbozuktan, "mîrî malıdır" diye elinden alınıp, tecziye edilir.

Sözler ( 285 - 286 )[/BILGI]

attachment.php

hazine-sandığı.jpg
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Hava, su, gıda ve Namaz

attachment.php



Evet herbir namazın vakti, mühim bir inkılab başı olduğu gibi, azîm bir tasarruf-u İlahînin âyinesi ve o tasarruf içinde ihsanat-ı külliye-i İlahiyenin birer ma'kesi olduğundan, Kadîr-i Zülcelal'e o vakitlerde daha ziyade tesbih ve ta'zim ve hadsiz nimetlerinin iki vakit ortasında toplanmış yekûnüne karşı şükür ve hamd demek olan namaza emredilmiştir.

Sözler ( 40 )
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
[BILGI]İnşâallah Risale-i Nur kendi kendine, hem kendini müdafaa ettiği, hem kıymetini tam gösterdiği gibi, bizi de manen müdafaa edip kusurlarımızı afvettirmeğe vesile olacaktır.

Şualar ( 681 )[/BILGI]

attachment.php
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
[BILGI]Üçüncü Nokta:

Kudret-i ezeliyenin tesirinde, tasniinde külfet yoktur.

Evet bir incir çekirdeğinden koca bir incir ağacını ve ince bir sap ile koca bir kavunu bağlayıp çıkaran kudrete hiç bir şey ağır gelmez.

Şöyle mu'cizatıyla malûm olan kudret sahibinin vücudu, zuhuru; kâinatın vücudundan, zuhurundan daha zahirdir. Çünki her bir masnu, kendi nefsine birkaç vecihle aynen delalet eder. Fakat Sâni'ine, hem aynen, hem aklen çok vecihler ile delaletleri vardır. Ve hangi bir masnuun vücudu esbabdan istenilirse, bütün esbab toplanıp birbirine yardımları olsa bile, o masnuun benzerini yapamazlar...


Mesnevi-i Nuriye ( 94 )[/BILGI]


attachment.php
 

Ekli dosyalar

  • incir-kavun.png
    incir-kavun.png
    1.9 MB · Görüntüleme: 7

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
attachment.php



[BILGI]İ'lem Eyyühe's-Said!

Nedir bu gurur ve nedir bu gaflet?

Nedir bu haşmet, nedir bu istiğna, nedir bu azamet?

Elindeki ihtiyar bir kıl kadardır ve iktidarın bir zerre kadardır. Ve hayatın söndü, ancak bir şu'le kaldı. Ömrün geçti, şuurun söndü, bir lem'a kaldı. Şöhretin gitti, ancak bir an kaldı...

Zamanın geçti, kabirden başka mekânın var mı?

Bîçare! Aczine ve fakrına bir had var mı?

Emellerin nihayetsizdir, ecelin yakındır.

Evet böyle acz ve fakrınla iktidar ve ihtiyardan hâlî bir insanın ne olacak hali?

Hazain-i rahmet sahibi Hâlık-ı Rahman-ür Rahîm'e, böyle bir acz ile itimad etmek lâzımdır. Odur herkese nokta-i istinad. Odur her zaîfe cihet-i istimdad...

Mesnevi-i Nuriye ( 96 )[/BILGI]
 
Üst