Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
peygamberimizin hastalığı..
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 35740" data-attributes="member: 1"><p><strong>PEYGAMBERİMİZİN MÜSLÜMANLARLA HELALLEŞMESİ</strong></p><p></p><p><em><strong> PEYGAMBERİMİZİN MÜSLÜMANLARLA HELALLEŞMESİ</strong></em></p><p><em><strong></strong></em></p><p><em><strong>Resûl-i Ekrem Efendimiz hastalığının en şiddetli olduğu bir günde Ashabıyla helâlleşmeyi arzu etti.</strong></em></p><p><em><strong>Yine bir taraftan Hz. Ali'ye diğer taraftan da Fazl bin Abbas Hazretlerine dayanarak güçlükle ayağa kalktı ve mescide gitti. Minber'e çıkıp oturdu.</strong></em></p><p><em><strong></strong></em></p><p><em><strong>Hz. Bilal'e de (r.a.) şu emri verdi:</strong></em></p><p><em><strong>"Halka ilân et. Mescid'de toplansınlar. Onlara vasiyet etmek isterim. Bu benim son vasiyetim olacaktır."</strong></em></p><p><em><strong></strong></em></p><p><em><strong>Hz. Bilâl, emri yerine getirdi. Bir anda toplanan halkı mescid almaz oldu.</strong></em></p><p><em><strong>Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, Allah'a hamd ve senâdan sonra Ashabı Kirâma şöyle hitap etti:</strong></em></p><p><em><strong></strong></em></p><p><em><strong>"Ey insanlar! Sizden ayrılma vaktim oldukça yaklaşmıştır. Sizden birine vurmuşsam, işte sırtım gelsin vursun.</strong></em></p><p><em><strong>"Birinizin malını almışsam, gelsin hakkını alsın.</strong></em></p><p><em><strong>"Sakın hak sahibi, 'Şayet kısas talebinde bulunursam, Resûlullah bana darılır' diye düşünmesin! Bilmelisiniz ki, benden hakkını isteyene darılmak benim fıtratımda yoktur.</strong></em></p><p><em><strong>"Benim yanımda en sevimliniz, hakkı varsa, gelip benden onu isteyen kimsedir. Yâhut helâl edendir. Ben Rabbimin huzuruna üzerinde kul hakkı olmadan varmak istiyorum."885</strong></em></p><p><em><strong>Bir anda ortalığa hazin bir sükût çöktü. Resûl-i Ekrem Efendimiz sözlerini tekrarladı:</strong></em></p><p><em><strong></strong></em></p><p><em><strong>"Ey insanlar! Kime vurmuşsam, işte sırtım, gelsin vursun. Her kimin benden alacağı varsa işte malım gelsin alsın."886</strong></em></p><p><em><strong></strong></em></p><p><em><strong>Cemaat içinden biri ayağa kalktı. "Yâ Resûlallah! Sizden üç dirhem alacağım var" dedi.</strong></em></p><p><em><strong></strong></em></p><p><em><strong>Peygamber Efendimiz, "Ben bu hususta hiç kimseyi yalanlamam ve hiç kimseye 'yemin et' diye teklif de etmem. Ancak bu üç dirhemin zimmetime nasıl geçtiğini öğrenmek isterim!" buyurdu.</strong></em></p><p><em><strong>Ayağa kalkan zât, "Yâ Resûlallah! Bir defasında huzurunuza bir fakir gelmişti. Bana fakire üç dirhem vermemi emretmiştiniz. Ben de verdim. İşte istediğim bu üç dirhemdir" dedi.</strong></em></p><p><em><strong>Peygamber Efendimiz, "Doğru söylüyorsun" dedikten sonra, "Ey Fadl! Buna üç dirhem ver"887 buyurdu.</strong></em></p><p><em><strong></strong></em></p><p><em><strong>Bundan sonra Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, "Mescide açılan kapıları kapatınız! Sadece, Ebû Bekir'in kapısı açık kalsın"888 buyurdu.</strong></em></p><p><em><strong>Emir gereği Mescid-i Şerifin çevresindeki evlerin kapısı, Hz.Ebû Bekir'inki hariç hepsi kapatıldı.889</strong></em></p><p><em><strong></strong></em></p><p><em><strong><span style="color: red">Hz. Ebû Bekir Namaz Kıldırmaya Memur Ediliyor</span></strong></em></p><p><em><strong></strong></em></p><p><em><strong>Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, hastalığı sebebiyle ezan okununca daima Mescid-i Şerife çıkar ve cemaata namaz kıldırırdı.</strong></em></p><p><em><strong></strong></em></p><p><em><strong>Vef'atına üç gün kala hastalığı birden ağırlaştı. Bu sebeple artık Mescidi Şerife de çıkamaz oldu. O zaman, "Ebû Bekir'e söyleyiniz, mü'minlere namaz kıldırsın"890 diye emir vererek imamlığı Hz. Ebû Bekir'e bıraktı.*</strong></em></p><p><em><strong></strong></em></p><p><em><strong><span style="color: red">Peygamberimizin Son Namaz Kıldırışı</span></strong></em></p><p><em><strong></strong></em></p><p><em><strong>Hz. Ebû Bekir, Müslümanlara öğle namazını kıldırıyordu.Bu sırada Resûl-i Kibriyâ Efendimiz bedeninde bir hafiflik hissetti. Hz. Abbas ile Hz. Ali'nin yardımıyla yavaş yavaş Mescid-i Şerife çıktı.</strong></em></p><p><em><strong>Hz. Ebû Bekir, Resûl-i Kibriyâ Efendimiz gelmekte olduğunu anlayınca, geri çekilmek istedi. Efendimiz, yerinde durması için işaret etti. Sonra Hz. Ebû Bekir'in yanına oturtulmasını emir buyurdu. Hz. Ebû Bekir'in sol tarafına götürüp oturttular. Hz. Ebû Bekir ayakta, oturmuş olan Efendimize tabi oldu.891</strong></em></p><p><em><strong>Resûl-i Kibriyâ Efendimizin Mescid-i Şerifte Müslümanlara kıldırdığı son namaz budur.</strong></em></p><p><em><strong></strong></em></p><p><em><strong><span style="color: red">Hz. Cebrâil'in, Hatırını Sormak İçin Gelişi</span></strong></em></p><p><em><strong></strong></em></p><p><em><strong>Rebiülevvel ayının onu, Cumartesi günü idi.</strong></em></p><p><em><strong>Cenab-ı Hak tarafından Cebrail (a.s.) geldi. Resûl-i Kibriyâ Efendimizin hal ve hatırını sordu:</strong></em></p><p><em><strong>"Ey Ahmed," dedi. "Yüce Allah, sana ikram olarak beni gönderdi. Sana soracağı şeyi senden çok daha iyi bildiği halde sana; 'Kendini nasıl buluyorsun?' diye soruyor"</strong></em></p><p><em><strong>Rabb-i Rahimine kavuşmanın hasretini yüreğinde duyan Resûl-i Kibriyâ Efendimiz şu cevabı verdi:</strong></em></p><p><em><strong>"Ey Cebrâil! Kendimi baygın ve sıkıntılı bir halde görüyorum!"892</strong></em></p><p><em><strong></strong></em></p><p><em><strong><span style="color: red">Vefâtından Bir Gün Evvel</span></strong></em></p><p><em><strong></strong></em></p><p><em><strong>Rebiülevvel ayının on biri, Pazar günü.</strong></em></p><p><em><strong>Cin ve insin peygamberi Hz. Muhammed (a.s.m.) yatağında, şiddetli ateşler içinde idi. Etrafında Ezvac-ı Tahirat vardı. Başucunda Hz. Aişe Vâlidemiz oturuyordu.</strong></em></p><p><em><strong>Bu sırada, Hz. Üsâme ordugâhtan gelip huzur-ı saadetlerine girdi. Efendimiz dalgın yatıyordu. Yerinden kımıldayacak hali yoktu. Hz. Üsâme, mübârek ellerini ve başlarını öptü. İçi hüzün ve keder doluydu. Azami hürmet içinde Kâinatın Efendisinin karşısında ayakta durdu. Efendimiz ona bir şey söylemedi. Sadece ellerini göğe kaldırdı ve onun üzerine sürdü. Ona duâ ettiği anlaşıldı.893</strong></em></p><p><em><strong>Resûl-i Kibriyâ Efendimizin duâsını alan Hz. Üsâme doğruca ordunun başına döndü.</strong></em></p><p><em><strong></strong></em></p><p><em><strong><span style="color: red">Hz. Cebrâil'in İkinci Gelişi</span></strong></em></p><p><em><strong></strong></em></p><p><em><strong>Rebiülevvel ayının on biri, Pazar günü.</strong></em></p><p><em><strong>Hz. Cebrâil yine hatırlarını sormak üzere geldi. Bu esnada Yemen'de peygamberlik dava eden yalancı Esved-i Ansî'nin idam edildiğini haber verdi. Resûl-i Ekrem Efendimiz de bu haberi Ashab-ı Kirama bildirdi.894</strong></em></p><p><em><strong></strong></em></p><p><em><strong><span style="color: red">Pazartesi günü...</span></strong></em></p><p><em><strong></strong></em></p><p><em><strong>Hayatında mühim hadiselerin meydana geldiği Pazartesi günü. Rebiülevvel ayının on ikisi. Böyle bir Pazartesi gününde mübârek gözlerini dünyaya açmıştı.</strong></em></p><p><em><strong>Bu gün de, Resûl-i Kibriyâ Efendimizin (a.s.m.) bir ara hastalığı hafifleyip kendine geldi.</strong></em></p><p><em><strong>Bu hafifliği hisseder etmez, yatağından kalktı. Hazırlıklarını yaparak Mescid-i Şerife teşrif etti.</strong></em></p><p><em><strong>O sırada Ashab-ı Kiram saf bağlayıp Hz. Ebû Bekir'in arkasında sabah namazını kılıyorlardı. Kâinatın Efendisi bu nurânî manzarayı görmekle son derece sevindi, hatta tebessüm buyurdu.</strong></em></p><p><em><strong></strong></em></p><p><em><strong>Kendileri de Hz. Ebû Bekir'e uyarak namazını edâ etti.</strong></em></p><p><em><strong>Resûl-i Kibriyâ Efendimizi, aralarında mütebessim bir sîma ile gören Sahabîler bütün bütün sıhhat buldu düşüncesiyle son derece sevindiler.895</strong></em></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 35740, member: 1"] [b]PEYGAMBERİMİZİN MÜSLÜMANLARLA HELALLEŞMESİ[/b] [i][b] PEYGAMBERİMİZİN MÜSLÜMANLARLA HELALLEŞMESİ Resûl-i Ekrem Efendimiz hastalığının en şiddetli olduğu bir günde Ashabıyla helâlleşmeyi arzu etti. Yine bir taraftan Hz. Ali'ye diğer taraftan da Fazl bin Abbas Hazretlerine dayanarak güçlükle ayağa kalktı ve mescide gitti. Minber'e çıkıp oturdu. Hz. Bilal'e de (r.a.) şu emri verdi: "Halka ilân et. Mescid'de toplansınlar. Onlara vasiyet etmek isterim. Bu benim son vasiyetim olacaktır." Hz. Bilâl, emri yerine getirdi. Bir anda toplanan halkı mescid almaz oldu. Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, Allah'a hamd ve senâdan sonra Ashabı Kirâma şöyle hitap etti: "Ey insanlar! Sizden ayrılma vaktim oldukça yaklaşmıştır. Sizden birine vurmuşsam, işte sırtım gelsin vursun. "Birinizin malını almışsam, gelsin hakkını alsın. "Sakın hak sahibi, 'Şayet kısas talebinde bulunursam, Resûlullah bana darılır' diye düşünmesin! Bilmelisiniz ki, benden hakkını isteyene darılmak benim fıtratımda yoktur. "Benim yanımda en sevimliniz, hakkı varsa, gelip benden onu isteyen kimsedir. Yâhut helâl edendir. Ben Rabbimin huzuruna üzerinde kul hakkı olmadan varmak istiyorum."885 Bir anda ortalığa hazin bir sükût çöktü. Resûl-i Ekrem Efendimiz sözlerini tekrarladı: "Ey insanlar! Kime vurmuşsam, işte sırtım, gelsin vursun. Her kimin benden alacağı varsa işte malım gelsin alsın."886 Cemaat içinden biri ayağa kalktı. "Yâ Resûlallah! Sizden üç dirhem alacağım var" dedi. Peygamber Efendimiz, "Ben bu hususta hiç kimseyi yalanlamam ve hiç kimseye 'yemin et' diye teklif de etmem. Ancak bu üç dirhemin zimmetime nasıl geçtiğini öğrenmek isterim!" buyurdu. Ayağa kalkan zât, "Yâ Resûlallah! Bir defasında huzurunuza bir fakir gelmişti. Bana fakire üç dirhem vermemi emretmiştiniz. Ben de verdim. İşte istediğim bu üç dirhemdir" dedi. Peygamber Efendimiz, "Doğru söylüyorsun" dedikten sonra, "Ey Fadl! Buna üç dirhem ver"887 buyurdu. Bundan sonra Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, "Mescide açılan kapıları kapatınız! Sadece, Ebû Bekir'in kapısı açık kalsın"888 buyurdu. Emir gereği Mescid-i Şerifin çevresindeki evlerin kapısı, Hz.Ebû Bekir'inki hariç hepsi kapatıldı.889 [color=red]Hz. Ebû Bekir Namaz Kıldırmaya Memur Ediliyor[/color] Resûl-i Kibriyâ Efendimiz, hastalığı sebebiyle ezan okununca daima Mescid-i Şerife çıkar ve cemaata namaz kıldırırdı. Vef'atına üç gün kala hastalığı birden ağırlaştı. Bu sebeple artık Mescidi Şerife de çıkamaz oldu. O zaman, "Ebû Bekir'e söyleyiniz, mü'minlere namaz kıldırsın"890 diye emir vererek imamlığı Hz. Ebû Bekir'e bıraktı.* [color=red]Peygamberimizin Son Namaz Kıldırışı[/color] Hz. Ebû Bekir, Müslümanlara öğle namazını kıldırıyordu.Bu sırada Resûl-i Kibriyâ Efendimiz bedeninde bir hafiflik hissetti. Hz. Abbas ile Hz. Ali'nin yardımıyla yavaş yavaş Mescid-i Şerife çıktı. Hz. Ebû Bekir, Resûl-i Kibriyâ Efendimiz gelmekte olduğunu anlayınca, geri çekilmek istedi. Efendimiz, yerinde durması için işaret etti. Sonra Hz. Ebû Bekir'in yanına oturtulmasını emir buyurdu. Hz. Ebû Bekir'in sol tarafına götürüp oturttular. Hz. Ebû Bekir ayakta, oturmuş olan Efendimize tabi oldu.891 Resûl-i Kibriyâ Efendimizin Mescid-i Şerifte Müslümanlara kıldırdığı son namaz budur. [color=red]Hz. Cebrâil'in, Hatırını Sormak İçin Gelişi[/color] Rebiülevvel ayının onu, Cumartesi günü idi. Cenab-ı Hak tarafından Cebrail (a.s.) geldi. Resûl-i Kibriyâ Efendimizin hal ve hatırını sordu: "Ey Ahmed," dedi. "Yüce Allah, sana ikram olarak beni gönderdi. Sana soracağı şeyi senden çok daha iyi bildiği halde sana; 'Kendini nasıl buluyorsun?' diye soruyor" Rabb-i Rahimine kavuşmanın hasretini yüreğinde duyan Resûl-i Kibriyâ Efendimiz şu cevabı verdi: "Ey Cebrâil! Kendimi baygın ve sıkıntılı bir halde görüyorum!"892 [color=red]Vefâtından Bir Gün Evvel[/color] Rebiülevvel ayının on biri, Pazar günü. Cin ve insin peygamberi Hz. Muhammed (a.s.m.) yatağında, şiddetli ateşler içinde idi. Etrafında Ezvac-ı Tahirat vardı. Başucunda Hz. Aişe Vâlidemiz oturuyordu. Bu sırada, Hz. Üsâme ordugâhtan gelip huzur-ı saadetlerine girdi. Efendimiz dalgın yatıyordu. Yerinden kımıldayacak hali yoktu. Hz. Üsâme, mübârek ellerini ve başlarını öptü. İçi hüzün ve keder doluydu. Azami hürmet içinde Kâinatın Efendisinin karşısında ayakta durdu. Efendimiz ona bir şey söylemedi. Sadece ellerini göğe kaldırdı ve onun üzerine sürdü. Ona duâ ettiği anlaşıldı.893 Resûl-i Kibriyâ Efendimizin duâsını alan Hz. Üsâme doğruca ordunun başına döndü. [color=red]Hz. Cebrâil'in İkinci Gelişi[/color] Rebiülevvel ayının on biri, Pazar günü. Hz. Cebrâil yine hatırlarını sormak üzere geldi. Bu esnada Yemen'de peygamberlik dava eden yalancı Esved-i Ansî'nin idam edildiğini haber verdi. Resûl-i Ekrem Efendimiz de bu haberi Ashab-ı Kirama bildirdi.894 [color=red]Pazartesi günü...[/color] Hayatında mühim hadiselerin meydana geldiği Pazartesi günü. Rebiülevvel ayının on ikisi. Böyle bir Pazartesi gününde mübârek gözlerini dünyaya açmıştı. Bu gün de, Resûl-i Kibriyâ Efendimizin (a.s.m.) bir ara hastalığı hafifleyip kendine geldi. Bu hafifliği hisseder etmez, yatağından kalktı. Hazırlıklarını yaparak Mescid-i Şerife teşrif etti. O sırada Ashab-ı Kiram saf bağlayıp Hz. Ebû Bekir'in arkasında sabah namazını kılıyorlardı. Kâinatın Efendisi bu nurânî manzarayı görmekle son derece sevindi, hatta tebessüm buyurdu. Kendileri de Hz. Ebû Bekir'e uyarak namazını edâ etti. Resûl-i Kibriyâ Efendimizi, aralarında mütebessim bir sîma ile gören Sahabîler bütün bütün sıhhat buldu düşüncesiyle son derece sevindiler.895[/b][/I] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
peygamberimizin hastalığı..
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst