Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Sünneti
Peygamber efendimizin sünnetleri
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="genc_kalem" data-source="post: 168273" data-attributes="member: 15919"><p><strong>Hz. Ebu Bekir'in (ö. 13) Dilinde "Sünnet" Tabiri:</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red"><strong><u>Hz. Ebu Bekir'in (ö. 13) Dilinde "Sünnet" Tabiri:</u></strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><strong>Kays b. Ebî Hâzim'in (ö. 77) </strong></span><a href="http://mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftn169" target="_blank"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: #0000ff"><strong>[169]</strong></span></span></span></a><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><strong> rivayet ettiğine göre, Hz. Peygamber'in vefatından sonra halife olan Hz. Ebû Bekir, müslümanlan mescidde toplamış ve onlara şöyle hitap etmiştir:</strong></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><strong>"Ey insanlar! gerçekten bu işe benim yerime bir başkasının gelmiş olmasını isterdim. Eğer siz, beni Peygamberinizin sünneti ile mes'ul tutacaksanız, ben ona güç yetiremem. Çünkü o, şeytandan korunmuş olduğu gibi, kendisine semadan da vahy gelmekteydi." </strong></span><a href="http://mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftn170" target="_blank"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: #0000ff"><strong>[170]</strong></span></span></span></a></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><strong>Abdurrazzak'ın (ö. 211) rivayetinden ise, onun şöyle konuştuğunu öğrenmekteyiz: "Vallahi sizin en hayırlınız ben değilim. Bu makamımda istemeyerek bulunuyorum ve benim yerime içinizden birisinin geçmesini gerçekten isterdim. Şimdi siz benim aranızda Rasûlullah (s.a.v)'ın sünneti ile amel edeceğimi zannediyorsunuz. Halbuki ben bunu gerçekleştiremem. Çünkü Rasûlullah, vahy ile korunmakta ve yanında bir melek bulunmaktaydı. Oysa benim başımda ise bir şeytan var. </strong></span><a href="http://mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftn171" target="_blank"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: #0000ff"><strong>[171]</strong></span></span></span></a></p><p> </p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><strong>Ancak, İbn Sa'd'ın (ö. 230) yine el-Hasan el-Basri'den (ö. 110), başka bir sened ile naklettiği aynı haberde Hz. Ebû Bekir'in "Eğer siz beni aranızda Rasûlullah (s.a.v)'ın muamelesi gibi muamele etmekle sorumlu tutarsanız, ben onu gerçekleştiremem." dediği nakledilmekte,</strong></span><a href="http://mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftn172" target="_blank"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: #0000ff"><strong>[172]</strong></span></span></span></a><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><strong> Rasûlullah'ın sünneti yerine Rasûlullah'ın ameli ifadesi kullanılmaktadır.</strong></span></p><p> </p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><strong>Burada şayet ilk iki haberin lafızlarına itibar edecek olursak, Hz. Ebû Bekir'in daha ilk hutbesinde, yani H. 11. yılda sünnetu nebiyyikum veya sünnetu Rasûlillah tabirlerini kullandığı sonucuna varırız. Dikkat edilecek olursa Halife, bu tabiri halifelik sıfatıyla ve siyaset-yönetim bağlamında kullanmaktadır. Yani, Hz. Peygamberin halifesi olmakla kendisinden, masum olduğu kadar, vahyin de muhatabı olan Rasûlullah'ın ortaya koyduğu idare, icraat ve siyasetin aynısı beklenmemelidir. Çünkü bu, Hz. Peygamber gibi masumiyeti bulunmayan, vahyin denetiminde olmayan birisi için takatin üzerinde bir durumdur.</strong></span></p><p> </p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><strong>Şüphesiz sahabe, hem risalet, hem de imamet sıfatıyla Hz. Peygamberin yönetimi altında en mesut günlerini yaşamışlardır. O, Medine site devletinde ideal bir İslam toplumu oluşturmuş, örnek bir yönetime önderlik etmiştir. Şurası gerçektir ki, onun on yıllık Medine idaresinde, ümmetin kendisinden alacağı pekçok ölçüler, dersler, örnek uygulamalar vardı ve gelen bütün halifeler bu nebevi tatbikattan azami derecede yararlanmaktaydı. Ancak Allah Rasulünün idaresiyle, bir halifenin idaresi ve siyaseti arasında elbette önemli farklılıklar olacaktı. Kabul etmeliyiz ki, Hz. Ebû Bekir bu tabiri, siyasî bir kontekstte ve çok genel bir anlam yükleyerek kullanmıştır. </strong></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><strong>Ümmet için örnek davranış tarzı veya uyulması istenen nebevi yol anlamında sünnet mefhumu, aslında bu ifade içerisinde mündemiçtir. Zira, Hz. Peygamber, idare ve siyaset de dahil, hayatın her alanında rehber ve örnektir. Dolayısıyla bir halifenin idare ve icraatında, uyması uygulaması gereken pekçok sünnetler mevcuttur ve o, bunlara gücü nisbetinde tâbi olacaktır. Bununla birlikte tâbi ile metbu, peygamber ile halifesi arasında elbette Önemli ölçüde farkların ortaya çıkması da kaçınılmazdır.</strong></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><strong>Fakat son rivayeti kabul edecek olursak, Hz. Ebû Bekir'in, Hz. Peygamberin icraat ve uygulamasından söz ederken Rasûlullah'ın ameli ifadesini kullandığı; dolayısı ile önceki rivayetlerde geçen sünnet tabirlerinin, bunun adeta bir tercemesi olduğu anlaşılacaktır. Bu ise, sünnet tabirinin kavramlaşmasından sonra, bilerek ya da bilmeyerek ravilerin tasarruflarının bir neticesidir.</strong></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><strong>Hz. Ebû Bekir'in Sünnet tabirini kullandığına ikinci bir misal de meşhur nine hadisidir: Malik, Ebû Davud, Tirmizi ve İbn Mace'nin Kabîsa b. Zueyb'den rivayet ettikleri bu habere göre Hz. Ebû Bekir'e bir nine gelip mirasını isteyince o, nineye şu cevabı verir:</strong></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><strong>"Senin hakkında Allah'ın Kitabı'nda bişey yoktur. Ben, Rasûlullah'ın (s.a.v) sünnetinde de senin için birşey (verildiğini) bilmiyorum. Sen şimdi dön, ben insanlara bunu bir sorayım." Sonra Hz. Ebû Bekir meseleyi sahabeye sorar ve Muğire b. Şu'be Rasûlullah (s.a.v)'ın nineye mirastan 1/6 hisse verdiğini söyler. Hz. Ebû Bekir, bunu ondan başkasının işitip-işitmediğini sorunca, Muhammed b. Mesleme el Ensarî kalkar ve Muğire'nin söylediğini tekrarlar ve Hz. Ebû Bekir de bunu uygular. Sonra Hz. Ömer'e de başka bir nine, (babaanne) gelir ve o da mirasını ister. </strong></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><strong>Hz. Ömer ona, "Sana Allah'ın Kitabı'nda birşey yoktur. Daha önce verilmiş hüküm ise senden başkası içindir. Ben, feraiz konusuna birşey ilave edecek değilim ama bu yine 1/6 dır..." der. </strong></span><a href="http://mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftn173" target="_blank"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: #0000ff"><strong>[173]</strong></span></span></span></a><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><strong> Görüldüğü gibi Hz. Ebû Bekir, ninenin mirası ile ilgili olarak, önce Kur'an'a başvurmuş, onda birşey bulamayınca, Rasûlullah'ın (s.a.v) sünnetine müracat etmiş ve Muğire'nin haberi karşısında önce ihtiyatlı davranmış, tesebbüt etmiş, </strong></span><a href="http://mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftn174" target="_blank"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: #0000ff"><strong>[174]</strong></span></span></span></a><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><strong> ancak Muhammed b. Mesleme de o doğrultuda şehadet edince haberi kabul edip uygulamaya koymuştur.</strong></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><strong>Burada Hz. Ebû Bekir'in sünnetu Rasûlillah veya sünnetu nebiyyillah tabirleri, Kur'an'dan sonra başvurulacak bir kaynak olarak, Hz. Peygamberin hukukî hükümlerini ve uygulamalarını ifade eder. Buna göre onun nezdinde Hz. Peygamberin hükümleri, Kur'an'dan sonra ikinci bir asıl niteliğindedir ve o bunu Rasûlullah'ın sünneti şeklinde tabir etmiştir. Birinci misalde daha çok siyasî bir kontekstte kullanılan bu tabir, burada tamamen hukukî bir muhtevada kullanılmıştır.</strong></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><strong>Aslında Meymun b. Mihran'a (ö. 118) göre, meselelerin çözümünde bu yaklaşım tarzı, Hz. Ebû Bekir'in genel bir metodu idi. O, önce Kur'an'a bakar, onda bir çözüm bulursa onu uygular, bulamazsa sünnetten bildiği ile amel eder, bilmiyorsa sahabeye sorar ve onların verdiği haberlerle amel eder, eğer sahabe de Rasûlullah'tan herhangi bir sünnet bilmiyorsa, bu defa sahabenin ileri gelenleriyle istişare eder, onların ortak kanaatlarıyla hüküm verirdi.</strong></span><a href="http://mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftn175" target="_blank"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: #0000ff"><strong>[175]</strong></span></span></span></a></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><strong>Ancak bu haberde dikkatimizi çeken başka bir husus da, Hz. Ömer'in, Allah'ın Kitabı'ndan açıkça bahsettiği halde, Rasûlullah'ın sünneti ifadesini kullanmayıp, onun yerine, daha önce verilmiş hüküm şeklinde üstü kapalı bir ifade kullanmasıdır. Onun bu sözünde, söz konusu hükmü, Hz. Peygambere mi, yoksa Hz. Ebû Bekir'e mi izafe ettiği açık değildir. Netice itibanyla, Hz. Ömer'in aynı hükmü verdiği halde, Peygamberin sünneti ifadesini kullanmamasını, bu tabirin henüz yaygınlaşmamış olmasına bağlayabiliriz.</strong></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><strong>Öte taraftan aynı haberi, aynı isnad ile nakleden diğer kaynakların lafızları da farklıdır. Hz. Ebû Bekir'in bu ifadesi, Abdurrazzak ve Said b. Mansur'da:</strong></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><strong>"Ben Rasülullah / Peygamber (s.a.v)'in senin için herhangi bir hüküm verdiğini işitmedim" </strong></span><a href="http://mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftn176" target="_blank"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: #0000ff"><strong>[176]</strong></span></span></span></a><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><strong>; İbn Ebi Şeybe'de ise:</strong></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><strong>"Ben senin hakkında Rasûlullah'tan birşey işitmedim" şeklindedir. </strong></span><a href="http://mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftn177" target="_blank"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: #0000ff"><strong>[177]</strong></span></span></span></a></p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><strong>Görüldüğü gibi bu üç kaynağın naklettikleri varyantlarda, İmam Malik ve ondan nakleden Tinnizi, Ebû Davud ve İbn Mace'nin rivayetlerinde olduğu gibi Hz. Ebû Bekir açıkça Rasûlullah'ın sünneti ifadesini kullanmamıştır. Aksine bu rivayetlerde o, Rasûlullah'tan bu hususta birşey işitmediğini, onun herhangi bir hüküm verdiğini duymadığını ifade etmektedir. Bu ise, hadisin mana ile rivayet edildiğini, metin ve lafızlarda ravilerin bazı tasarruflarının bulunduğunu göstermektedir.</strong></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><strong>Hadisin ilk ravisi olan Kabîsa (ö. 86), hicretin ilk yılında veya Mekke'nin fethedildiği yılda doğmuş, ancak bazı sahâbîlerden rivayette bulunabilmiştir. </strong></span><a href="http://mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftn178" target="_blank"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: #0000ff"><strong>[178]</strong></span></span></span></a><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><strong> Malik'in (ö. 179) rivayetindeki Osman b. İshak b. Harşe, Zuhri'nin (ö. 124) hocası olup, Kabîsa'dan hadis işitmiştir ama fazla tanınmaz, ancak sika görülmüştür. </strong></span><a href="http://mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftn179" target="_blank"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: #0000ff"><strong>[179]</strong></span></span></span></a><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><strong> Rivayetin senedini şu şekilde gösterebiliriz:</strong></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><strong>Çizelgeden de anlaşıldığı gibi, Malik'in rivayetinde Zuhrî, haberi hocası Osman vasıtasıyla alırken, diğerlerinde ise direkt olarak Kabîsa'dan almıştır. Bu durumda her bir kaynağın, Kabîsa ile aralarında ikişer ravisi bulunmaktadır. Daha erken bir kaynak olmasına rağmen Malik, bu lafzıyla tek kalmaktadır. Kanaatimiz o ki, şayet Hz. Ebû Bekir böylesine temel bir kavramı kullanmış olsaydı, diğer kaynaklar da bunu aynen kullanırlar ve bu şekilde farklı ve herhangi bir özelliği olmayan <em>lafızlarla rivayet etmezlerdi. Dolayısıyla Malik'in rivayetindede Hz. Peygamberden işitilen şeyin, onun verdiği hükmün, sünnet şeklinde terceme veya tabir edilme ihtimali sözkonusudur.</em></strong></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"><strong><em>***Sahabelerin Sünnet anlayışı- Dr.Bünyamin Erol</em></strong></span></span></span></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><em><u>Dipnotlar:</u></em></span></strong></p><p> </p><p> </p><p><a href="http://mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftnref169" target="_blank"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: blue"><em><strong>[169]</strong></em></span></span></span></a><em><span style="font-size: 9px"><span style="color: blue"><strong> Sahabiliği tartışmalıdır, muhadram olduğu söylenmektedir. Bkz: İbnu'l-Esir, Usdu’l-Ğâbe, IV. 417, no:</strong></span></span></em></p><p> </p><p><a href="http://mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftnref170" target="_blank"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: blue"><em><strong>[170]</strong></em></span></span></span></a><em><span style="font-size: 9px"><span style="color: blue"><strong> Ahmed, I. 14.</strong></span></span></em></p><p> </p><p><a href="http://mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftnref171" target="_blank"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: blue"><em><strong>[171]</strong></em></span></span></span></a><em><span style="font-size: 9px"><span style="color: blue"><strong> Abdurrazzâk, XI. 336. no: 20701. el-Hasan el-Basri, meçhul bir adamdan rivayet ettiği için rivayet zayıftır.</strong></span></span></em></p><p> </p><p><a href="http://mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftnref172" target="_blank"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: blue"><em><strong>[172]</strong></em></span></span></span></a><em><span style="font-size: 9px"><span style="color: blue"><strong> İbn Sa'd, III. 212.</strong></span></span></em></p><p> </p><p><a href="http://mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftnref173" target="_blank"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: blue"><em><strong>[173]</strong></em></span></span></span></a><em><span style="font-size: 9px"><span style="color: blue"><strong> Mâlik, Feraiz 4, II. 513; Tirmizi. Feraiz 10, no: 2101, IV. 420; İbn Mâce, Feraiz 4, no: 2724, 11-910; Ebû Dâvûd. Feraiz 5. no: 2894. III. 317.</strong></span></span></em></p><p> </p><p><a href="http://mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftnref174" target="_blank"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: blue"><em><strong>[174]</strong></em></span></span></span></a><em><span style="font-size: 9px"><span style="color: blue"><strong> Zehebi onun hakkında “haberleri kabulde ilk defa ihtiyatlı davranan o idi” der. Bkz: Tezkiratu'l-Huffâz, Haydarabad-1955 baskısından ofset, Beyrut, Daru'I-Kütüb el-Ilmiyye, I. 2.</strong></span></span></em></p><p> </p><p><a href="http://mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftnref175" target="_blank"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: blue"><em><strong>[175]</strong></em></span></span></span></a><em><span style="font-size: 9px"><span style="color: blue"><strong> Darimî, Mukaddime 20. s. 58.</strong></span></span></em></p><p> </p><p><a href="http://mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftnref176" target="_blank"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: blue"><em><strong>[176]</strong></em></span></span></span></a><em><span style="font-size: 9px"><strong><span style="color: blue"> Abdurrazzak. X. 274, no: 19083 ; Said b. Mansur. 1. 73. no; 80.</span></strong></span></em></p><p> </p><p><a href="http://mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftnref177" target="_blank"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: blue"><em><strong>[177]</strong></em></span></span></span></a><em><span style="font-size: 9px"><strong><span style="color: blue"> İbn Ebi Şeybe. VI. 268. no: 31272.</span></strong></span></em></p><p> </p><p><a href="http://mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftnref178" target="_blank"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: blue"><em><strong>[178]</strong></em></span></span></span></a><em><span style="font-size: 9px"><span style="color: blue"><strong> İbnu'l-Esir, Usdu'l-Gâbe, IV. 382-3. no: 4257.</strong></span></span></em></p><p> </p><p><a href="http://mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftnref179" target="_blank"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: blue"><em><strong>[179]</strong></em></span></span></span></a><em><span style="font-size: 9px"><span style="color: blue"><strong> Zehebî, Mizanu'l-İ’tidâl fi Nakdi'r-Ricâl, tah. Ali Muhammed el-Becâvi, Fethiye Ali el-Becâvî, y.y.. t.y, Dâru'l-Fikri'l-Arabî, III. 428. no: 5487.</strong></span></span></em></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="genc_kalem, post: 168273, member: 15919"] [b]Hz. Ebu Bekir'in (ö. 13) Dilinde "Sünnet" Tabiri:[/b] [FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=red][B][U]Hz. Ebu Bekir'in (ö. 13) Dilinde "Sünnet" Tabiri:[/U][/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Book Antiqua][B]Kays b. Ebî Hâzim'in (ö. 77) [/B][/FONT][URL="mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftn169"][FONT=Times New Roman][FONT=Book Antiqua][COLOR=#0000ff][B][169][/B][/COLOR][/FONT][/FONT][/URL][FONT=Book Antiqua][B] rivayet ettiğine göre, Hz. Peygamber'in vefatından sonra halife olan Hz. Ebû Bekir, müslümanlan mescidde toplamış ve onlara şöyle hitap etmiştir:[/B][/FONT] [FONT=Book Antiqua][B]"Ey insanlar! gerçekten bu işe benim yerime bir başkasının gelmiş olmasını isterdim. Eğer siz, beni Peygamberinizin sünneti ile mes'ul tutacaksanız, ben ona güç yetiremem. Çünkü o, şeytandan korunmuş olduğu gibi, kendisine semadan da vahy gelmekteydi." [/B][/FONT][URL="mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftn170"][FONT=Times New Roman][FONT=Book Antiqua][COLOR=#0000ff][B][170][/B][/COLOR][/FONT][/FONT][/URL] [FONT=Book Antiqua][B]Abdurrazzak'ın (ö. 211) rivayetinden ise, onun şöyle konuştuğunu öğrenmekteyiz: "Vallahi sizin en hayırlınız ben değilim. Bu makamımda istemeyerek bulunuyorum ve benim yerime içinizden birisinin geçmesini gerçekten isterdim. Şimdi siz benim aranızda Rasûlullah (s.a.v)'ın sünneti ile amel edeceğimi zannediyorsunuz. Halbuki ben bunu gerçekleştiremem. Çünkü Rasûlullah, vahy ile korunmakta ve yanında bir melek bulunmaktaydı. Oysa benim başımda ise bir şeytan var. [/B][/FONT][URL="mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftn171"][FONT=Times New Roman][FONT=Book Antiqua][COLOR=#0000ff][B][171][/B][/COLOR][/FONT][/FONT][/URL] [FONT=Book Antiqua][B]Ancak, İbn Sa'd'ın (ö. 230) yine el-Hasan el-Basri'den (ö. 110), başka bir sened ile naklettiği aynı haberde Hz. Ebû Bekir'in "Eğer siz beni aranızda Rasûlullah (s.a.v)'ın muamelesi gibi muamele etmekle sorumlu tutarsanız, ben onu gerçekleştiremem." dediği nakledilmekte,[/B][/FONT][URL="mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftn172"][FONT=Times New Roman][FONT=Book Antiqua][COLOR=#0000ff][B][172][/B][/COLOR][/FONT][/FONT][/URL][FONT=Book Antiqua][B] Rasûlullah'ın sünneti yerine Rasûlullah'ın ameli ifadesi kullanılmaktadır.[/B][/FONT] [FONT=Book Antiqua][B]Burada şayet ilk iki haberin lafızlarına itibar edecek olursak, Hz. Ebû Bekir'in daha ilk hutbesinde, yani H. 11. yılda sünnetu nebiyyikum veya sünnetu Rasûlillah tabirlerini kullandığı sonucuna varırız. Dikkat edilecek olursa Halife, bu tabiri halifelik sıfatıyla ve siyaset-yönetim bağlamında kullanmaktadır. Yani, Hz. Peygamberin halifesi olmakla kendisinden, masum olduğu kadar, vahyin de muhatabı olan Rasûlullah'ın ortaya koyduğu idare, icraat ve siyasetin aynısı beklenmemelidir. Çünkü bu, Hz. Peygamber gibi masumiyeti bulunmayan, vahyin denetiminde olmayan birisi için takatin üzerinde bir durumdur.[/B][/FONT] [FONT=Book Antiqua][B]Şüphesiz sahabe, hem risalet, hem de imamet sıfatıyla Hz. Peygamberin yönetimi altında en mesut günlerini yaşamışlardır. O, Medine site devletinde ideal bir İslam toplumu oluşturmuş, örnek bir yönetime önderlik etmiştir. Şurası gerçektir ki, onun on yıllık Medine idaresinde, ümmetin kendisinden alacağı pekçok ölçüler, dersler, örnek uygulamalar vardı ve gelen bütün halifeler bu nebevi tatbikattan azami derecede yararlanmaktaydı. Ancak Allah Rasulünün idaresiyle, bir halifenin idaresi ve siyaseti arasında elbette önemli farklılıklar olacaktı. Kabul etmeliyiz ki, Hz. Ebû Bekir bu tabiri, siyasî bir kontekstte ve çok genel bir anlam yükleyerek kullanmıştır. [/B][/FONT] [FONT=Book Antiqua][B]Ümmet için örnek davranış tarzı veya uyulması istenen nebevi yol anlamında sünnet mefhumu, aslında bu ifade içerisinde mündemiçtir. Zira, Hz. Peygamber, idare ve siyaset de dahil, hayatın her alanında rehber ve örnektir. Dolayısıyla bir halifenin idare ve icraatında, uyması uygulaması gereken pekçok sünnetler mevcuttur ve o, bunlara gücü nisbetinde tâbi olacaktır. Bununla birlikte tâbi ile metbu, peygamber ile halifesi arasında elbette Önemli ölçüde farkların ortaya çıkması da kaçınılmazdır.[/B][/FONT] [FONT=Book Antiqua][B]Fakat son rivayeti kabul edecek olursak, Hz. Ebû Bekir'in, Hz. Peygamberin icraat ve uygulamasından söz ederken Rasûlullah'ın ameli ifadesini kullandığı; dolayısı ile önceki rivayetlerde geçen sünnet tabirlerinin, bunun adeta bir tercemesi olduğu anlaşılacaktır. Bu ise, sünnet tabirinin kavramlaşmasından sonra, bilerek ya da bilmeyerek ravilerin tasarruflarının bir neticesidir.[/B][/FONT] [FONT=Book Antiqua][B]Hz. Ebû Bekir'in Sünnet tabirini kullandığına ikinci bir misal de meşhur nine hadisidir: Malik, Ebû Davud, Tirmizi ve İbn Mace'nin Kabîsa b. Zueyb'den rivayet ettikleri bu habere göre Hz. Ebû Bekir'e bir nine gelip mirasını isteyince o, nineye şu cevabı verir:[/B][/FONT] [FONT=Book Antiqua][B]"Senin hakkında Allah'ın Kitabı'nda bişey yoktur. Ben, Rasûlullah'ın (s.a.v) sünnetinde de senin için birşey (verildiğini) bilmiyorum. Sen şimdi dön, ben insanlara bunu bir sorayım." Sonra Hz. Ebû Bekir meseleyi sahabeye sorar ve Muğire b. Şu'be Rasûlullah (s.a.v)'ın nineye mirastan 1/6 hisse verdiğini söyler. Hz. Ebû Bekir, bunu ondan başkasının işitip-işitmediğini sorunca, Muhammed b. Mesleme el Ensarî kalkar ve Muğire'nin söylediğini tekrarlar ve Hz. Ebû Bekir de bunu uygular. Sonra Hz. Ömer'e de başka bir nine, (babaanne) gelir ve o da mirasını ister. [/B][/FONT] [FONT=Book Antiqua][B]Hz. Ömer ona, "Sana Allah'ın Kitabı'nda birşey yoktur. Daha önce verilmiş hüküm ise senden başkası içindir. Ben, feraiz konusuna birşey ilave edecek değilim ama bu yine 1/6 dır..." der. [/B][/FONT][URL="mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftn173"][FONT=Times New Roman][FONT=Book Antiqua][COLOR=#0000ff][B][173][/B][/COLOR][/FONT][/FONT][/URL][FONT=Book Antiqua][B] Görüldüğü gibi Hz. Ebû Bekir, ninenin mirası ile ilgili olarak, önce Kur'an'a başvurmuş, onda birşey bulamayınca, Rasûlullah'ın (s.a.v) sünnetine müracat etmiş ve Muğire'nin haberi karşısında önce ihtiyatlı davranmış, tesebbüt etmiş, [/B][/FONT][URL="mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftn174"][FONT=Times New Roman][FONT=Book Antiqua][COLOR=#0000ff][B][174][/B][/COLOR][/FONT][/FONT][/URL][FONT=Book Antiqua][B] ancak Muhammed b. Mesleme de o doğrultuda şehadet edince haberi kabul edip uygulamaya koymuştur.[/B][/FONT] [FONT=Book Antiqua][B]Burada Hz. Ebû Bekir'in sünnetu Rasûlillah veya sünnetu nebiyyillah tabirleri, Kur'an'dan sonra başvurulacak bir kaynak olarak, Hz. Peygamberin hukukî hükümlerini ve uygulamalarını ifade eder. Buna göre onun nezdinde Hz. Peygamberin hükümleri, Kur'an'dan sonra ikinci bir asıl niteliğindedir ve o bunu Rasûlullah'ın sünneti şeklinde tabir etmiştir. Birinci misalde daha çok siyasî bir kontekstte kullanılan bu tabir, burada tamamen hukukî bir muhtevada kullanılmıştır.[/B][/FONT] [FONT=Book Antiqua][B]Aslında Meymun b. Mihran'a (ö. 118) göre, meselelerin çözümünde bu yaklaşım tarzı, Hz. Ebû Bekir'in genel bir metodu idi. O, önce Kur'an'a bakar, onda bir çözüm bulursa onu uygular, bulamazsa sünnetten bildiği ile amel eder, bilmiyorsa sahabeye sorar ve onların verdiği haberlerle amel eder, eğer sahabe de Rasûlullah'tan herhangi bir sünnet bilmiyorsa, bu defa sahabenin ileri gelenleriyle istişare eder, onların ortak kanaatlarıyla hüküm verirdi.[/B][/FONT][URL="mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftn175"][FONT=Times New Roman][FONT=Book Antiqua][COLOR=#0000ff][B][175][/B][/COLOR][/FONT][/FONT][/URL] [FONT=Book Antiqua][B]Ancak bu haberde dikkatimizi çeken başka bir husus da, Hz. Ömer'in, Allah'ın Kitabı'ndan açıkça bahsettiği halde, Rasûlullah'ın sünneti ifadesini kullanmayıp, onun yerine, daha önce verilmiş hüküm şeklinde üstü kapalı bir ifade kullanmasıdır. Onun bu sözünde, söz konusu hükmü, Hz. Peygambere mi, yoksa Hz. Ebû Bekir'e mi izafe ettiği açık değildir. Netice itibanyla, Hz. Ömer'in aynı hükmü verdiği halde, Peygamberin sünneti ifadesini kullanmamasını, bu tabirin henüz yaygınlaşmamış olmasına bağlayabiliriz.[/B][/FONT] [FONT=Book Antiqua][B]Öte taraftan aynı haberi, aynı isnad ile nakleden diğer kaynakların lafızları da farklıdır. Hz. Ebû Bekir'in bu ifadesi, Abdurrazzak ve Said b. Mansur'da:[/B][/FONT] [FONT=Book Antiqua][B]"Ben Rasülullah / Peygamber (s.a.v)'in senin için herhangi bir hüküm verdiğini işitmedim" [/B][/FONT][URL="mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftn176"][FONT=Times New Roman][FONT=Book Antiqua][COLOR=#0000ff][B][176][/B][/COLOR][/FONT][/FONT][/URL][FONT=Book Antiqua][B]; İbn Ebi Şeybe'de ise:[/B][/FONT] [FONT=Book Antiqua][B]"Ben senin hakkında Rasûlullah'tan birşey işitmedim" şeklindedir. [/B][/FONT][URL="mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftn177"][FONT=Times New Roman][FONT=Book Antiqua][COLOR=#0000ff][B][177][/B][/COLOR][/FONT][/FONT][/URL] [FONT=Book Antiqua][B]Görüldüğü gibi bu üç kaynağın naklettikleri varyantlarda, İmam Malik ve ondan nakleden Tinnizi, Ebû Davud ve İbn Mace'nin rivayetlerinde olduğu gibi Hz. Ebû Bekir açıkça Rasûlullah'ın sünneti ifadesini kullanmamıştır. Aksine bu rivayetlerde o, Rasûlullah'tan bu hususta birşey işitmediğini, onun herhangi bir hüküm verdiğini duymadığını ifade etmektedir. Bu ise, hadisin mana ile rivayet edildiğini, metin ve lafızlarda ravilerin bazı tasarruflarının bulunduğunu göstermektedir.[/B][/FONT] [FONT=Book Antiqua][B]Hadisin ilk ravisi olan Kabîsa (ö. 86), hicretin ilk yılında veya Mekke'nin fethedildiği yılda doğmuş, ancak bazı sahâbîlerden rivayette bulunabilmiştir. [/B][/FONT][URL="mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftn178"][FONT=Times New Roman][FONT=Book Antiqua][COLOR=#0000ff][B][178][/B][/COLOR][/FONT][/FONT][/URL][FONT=Book Antiqua][B] Malik'in (ö. 179) rivayetindeki Osman b. İshak b. Harşe, Zuhri'nin (ö. 124) hocası olup, Kabîsa'dan hadis işitmiştir ama fazla tanınmaz, ancak sika görülmüştür. [/B][/FONT][URL="mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftn179"][FONT=Times New Roman][FONT=Book Antiqua][COLOR=#0000ff][B][179][/B][/COLOR][/FONT][/FONT][/URL][FONT=Book Antiqua][B] Rivayetin senedini şu şekilde gösterebiliriz:[/B][/FONT] [FONT=Book Antiqua][B]Çizelgeden de anlaşıldığı gibi, Malik'in rivayetinde Zuhrî, haberi hocası Osman vasıtasıyla alırken, diğerlerinde ise direkt olarak Kabîsa'dan almıştır. Bu durumda her bir kaynağın, Kabîsa ile aralarında ikişer ravisi bulunmaktadır. Daha erken bir kaynak olmasına rağmen Malik, bu lafzıyla tek kalmaktadır. Kanaatimiz o ki, şayet Hz. Ebû Bekir böylesine temel bir kavramı kullanmış olsaydı, diğer kaynaklar da bunu aynen kullanırlar ve bu şekilde farklı ve herhangi bir özelliği olmayan [I]lafızlarla rivayet etmezlerdi. Dolayısıyla Malik'in rivayetindede Hz. Peygamberden işitilen şeyin, onun verdiği hükmün, sünnet şeklinde terceme veya tabir edilme ihtimali sözkonusudur.[/I][/B][/FONT] [FONT=Book Antiqua][SIZE=3][COLOR=blue][B][I]***Sahabelerin Sünnet anlayışı- Dr.Bünyamin Erol[/I][/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [B][FONT=Book Antiqua][I][U]Dipnotlar:[/U][/I][/FONT][/B] [I][SIZE=1][COLOR=blue][/COLOR][/SIZE][/I] [URL="mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftnref169"][FONT=Times New Roman][SIZE=1][COLOR=blue][I][B][169][/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT][/URL][I][SIZE=1][COLOR=blue][B] Sahabiliği tartışmalıdır, muhadram olduğu söylenmektedir. Bkz: İbnu'l-Esir, Usdu’l-Ğâbe, IV. 417, no:[/B][/COLOR][/SIZE][/I] [URL="mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftnref170"][FONT=Times New Roman][SIZE=1][COLOR=blue][I][B][170][/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT][/URL][I][SIZE=1][COLOR=blue][B] Ahmed, I. 14.[/B][/COLOR][/SIZE][/I] [URL="mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftnref171"][FONT=Times New Roman][SIZE=1][COLOR=blue][I][B][171][/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT][/URL][I][SIZE=1][COLOR=blue][B] Abdurrazzâk, XI. 336. no: 20701. el-Hasan el-Basri, meçhul bir adamdan rivayet ettiği için rivayet zayıftır.[/B][/COLOR][/SIZE][/I] [URL="mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftnref172"][FONT=Times New Roman][SIZE=1][COLOR=blue][I][B][172][/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT][/URL][I][SIZE=1][COLOR=blue][B] İbn Sa'd, III. 212.[/B][/COLOR][/SIZE][/I] [URL="mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftnref173"][FONT=Times New Roman][SIZE=1][COLOR=blue][I][B][173][/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT][/URL][I][SIZE=1][COLOR=blue][B] Mâlik, Feraiz 4, II. 513; Tirmizi. Feraiz 10, no: 2101, IV. 420; İbn Mâce, Feraiz 4, no: 2724, 11-910; Ebû Dâvûd. Feraiz 5. no: 2894. III. 317.[/B][/COLOR][/SIZE][/I] [URL="mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftnref174"][FONT=Times New Roman][SIZE=1][COLOR=blue][I][B][174][/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT][/URL][I][SIZE=1][COLOR=blue][B] Zehebi onun hakkında “haberleri kabulde ilk defa ihtiyatlı davranan o idi” der. Bkz: Tezkiratu'l-Huffâz, Haydarabad-1955 baskısından ofset, Beyrut, Daru'I-Kütüb el-Ilmiyye, I. 2.[/B][/COLOR][/SIZE][/I] [URL="mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftnref175"][FONT=Times New Roman][SIZE=1][COLOR=blue][I][B][175][/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT][/URL][I][SIZE=1][COLOR=blue][B] Darimî, Mukaddime 20. s. 58.[/B][/COLOR][/SIZE][/I] [URL="mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftnref176"][FONT=Times New Roman][SIZE=1][COLOR=blue][I][B][176][/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT][/URL][I][SIZE=1][B][COLOR=blue] Abdurrazzak. X. 274, no: 19083 ; Said b. Mansur. 1. 73. no; 80.[/COLOR][/B][/SIZE][/I] [URL="mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftnref177"][FONT=Times New Roman][SIZE=1][COLOR=blue][I][B][177][/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT][/URL][I][SIZE=1][B][COLOR=blue] İbn Ebi Şeybe. VI. 268. no: 31272.[/COLOR][/B][/SIZE][/I] [URL="mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftnref178"][FONT=Times New Roman][SIZE=1][COLOR=blue][I][B][178][/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT][/URL][I][SIZE=1][COLOR=blue][B] İbnu'l-Esir, Usdu'l-Gâbe, IV. 382-3. no: 4257.[/B][/COLOR][/SIZE][/I] [URL="mk:@MSITStore:C:\Documents%20and%20Settings\SEZER\Belgelerim\Kütüphane\DarulKitap\darulkitap-v2.chm::/hadis/muhtelif-kitaplar/sahabeninsunnetanlayisi/1.htm#_ftnref179"][FONT=Times New Roman][SIZE=1][COLOR=blue][I][B][179][/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT][/URL][I][SIZE=1][COLOR=blue][B] Zehebî, Mizanu'l-İ’tidâl fi Nakdi'r-Ricâl, tah. Ali Muhammed el-Becâvi, Fethiye Ali el-Becâvî, y.y.. t.y, Dâru'l-Fikri'l-Arabî, III. 428. no: 5487.[/B][/COLOR][/SIZE][/I] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Sünneti
Peygamber efendimizin sünnetleri
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst