Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Sünneti
Peygamber Efendimiz(S.A.V)'in Örnek Ahlakı
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="genc_kalem" data-source="post: 174369" data-attributes="member: 15919"><p><strong>Hz Peygamber (s.a.s.) de Adâb-ı Muaşeret-3</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: #ff0000"><strong>Hz Peygamber (s.a.s.) de Adâb-ı Muaşeret-3</strong></span></span></span></p><p> </p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Hz. Peygamber (s.a.s.) çok cömertti, insanlara da cömertliği tavsiye ediyordu. Ashab’dan Câbir b. Abdullah (r.a) diyor ki: <span style="color: red">“Rasûl-i Ekrem Hazretlerinden dünya ile alâkalı bir şey istenilince asla reddetmez, istenilen şey varsa verir, yoksa vâdederdi.”(11)</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Hz. Aişe (r.a) ise şöyle diyor. </span></span></strong></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red"><strong>“Peygamberimiz (s.a.s.), kendisine bir hediye geldiği zaman onu getiren kişiye daha fazla ve değerlisiyle karşılık verirdi.”(12)</strong></span></span></span></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Peygamberimiz (s.a.s.) daima “<span style="color: red">büyüklere saygı, küçüklere şefkat”</span> gösterilmesini isterdi. Kendi çocuklarına, öteki Müslüman çocuklarına ve hatta müşrik çocuklarına karşı çok şefkatli idi. Yolda rastladığı çocukları devesine bindirir, gezdirir, onlarla ilgilenirdi.</span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Adaletli idi; iltiması, maksatlı olarak taraf tutmayı, adam kayırmayı yasaklıyordu. Ne kimsenin hakkını yerdi, ne de kimseye hakkını yedirirdi. Çirkin sözler söylemezdi; haya, terbiye ve nezakete aykırı hiçbir davranışta bulunmazdı. </span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Umumî yerlerde gürültü yapmaz, bağırıp çağırmaz, kimseyi rahatsız etmezdi; hoşlanmadığı bir şey, yüzünden anlaşılırdı. Bir kişide gördüğü kötü davranışı giderirken, o kişinin şahsiyetini incitmemeye özen gösterirdi; dolayısıyla sırf o kişiyi kastetmeksizin, öyle bir davranışın kötü olduğunu umuma duyururdu. O, bütün mü’minlere karşı çok </span></span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">merhametliydi. Tevbe Suresi’nde şöyle buyrulmaktadır: </span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">“Andolsun size kendinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız O’na çok ağır ve güç gelir, üstünüze çok düşkündür. Mü’minleri cidden esirgeyicidir, bağışlayıcıdır O.” (Tevbe-9/128).</span> Bu âyette Yüce Allah: <span style="color: red">“Rauf-rahim: Çok şefkatli çok merhametli”</span> mânâsına gelen iki ismini peygamberleri arasında sadece Hz. Muhammed (s.a.s.) hakkında anmıştır. İşte bunun içindir ki, düşmanları tel’in etmesini isteyen birine: <span style="color: red">“Ben lânet okumak için değil, âlemlere rahmet olmak için gönderildim!”</span> cevabını vermiştir.</span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Her müşkili olan, Hz. Peygamber (s.a.s.)’in huzuruna endişe duymaksızın gider, dileğini rahatça iletirdi. Hastalarla ilgilenir, onlara geçmiş olsun der, ağır ise telkinde bulunur, cenazeye gider, yakınlarına başsağlığı diler, teselli eder, cenaze sahiplerine teselli verilmesini, yardımcı ve destek olunmasını isterdi.</span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Hz. Peygamber (s.a.s.) ilme çok önem verirdi, onun en mühim bir özelliği öğretmenlikti; Müslümanlar bir hurma ağacının gölgesinde, bir evin kenarında ya da camide toplanarak O’nun öğrettiklerini öğreniyorlardı. Bir de daha ziyade bekâr ve kimsesizlerin barındığı yatılı bir okul vardı ki, buna <span style="color: red">Suffe Okulu</span> deniliyordu. Bu okulun talebeleri sayı olarak 70-400 arasında değişiyordu. Peygamberimiz (s.a.s.), kendisine getirilen hediyelerin hemen çoğunu bu okulun talebelerine gönderirdi, zekât ve sadaka yardımlarını ise onlara aktarırdı. Çünkü Hz. Peygamber (s.a.s.) ve Ehl-i Beyt’i bu tür yardımlardan yararlanamazlardı. Şu hâdise; Hz. Peygamber (s.a.s.)’in, talebelerine verdiği önemi göstermesi bakımından enteresandır:</span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Peygamber (s.a.s.)’in kızı Fâtıma, yoksul bir hayat sürüyordu. Eliyle çektiği değirmenden yorgun düşer, su taşımaktan elleri yaralanırdı, birgün babasından bir hizmetçi istedi. O sırada bir savaş sonunda Medine’ye ganimet malları gelmişti. Hz. Peygamber (s.a.s.), Fâtıma’nın isteğini: “Suffe talebeleri böyle yoksul yaşarken size nasıl hizmetçi verebilirim?” diyerek geri çevirdi.<span style="color: #0000ff">(13)</span> </span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Hz. Peygamber (s.a.s.) çok mütevazı idi. Nakledeceğim şu sözü bu açıdan mühimdir: <span style="color: red">“Hrıstiyanların İsa hakkında ‘Allah’ın oğlu’ dedikleri gibi beni övgüde aşırı gitmeyin. Ben ancak Allah’ın kuluyum, siz de benim hakkımda Allah’ın kulu ve elçisi deyin.”(14)</span> </span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Birgün Peygamberimiz (s.a.s.)’in huzuruna bir kadın geldi<span style="color: red">:“Yâ Rasûlullâh! Benim size arz edecek bir ihtiyacım var!”</span> dedi. Bu, yaşlı bir kadındı, belki de bunamıştı. Buna rağmen Peygamberimiz (s.a.s.) her insana verdiği değeri ona da verdi:<span style="color: red"> “Ey kadın! Medine’nin herhangi bir yerinde, nerede istersen geleyim, ihtiyacını söyle, halletmeye çalışayım!”</span> dedi. Kadın, istediği bir yere gitti. </span></span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Peygamberimiz (s.a.s.) de onu takip etti ve ihtiyacını gidererek hoşnut etti.<span style="color: #0000ff">(15)</span> </span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Yine birgün adamın biri Peygamberimiz (s.a.s.)’i ziyarete gelmiş, huzuruna girince titremeye başlamıştı. Bunu gören Peygamberimiz (s.a.s.) o kişiye şöyle dedi: <span style="color: red">“Arkadaş, titreme! Ben bir kral değilim, Kureyş’ten kuru ekmek yiyen bir kadının oğluyum.”(16)</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Ev içindeki davranışları da O’nun ne kadar mütevazi olduğunu gösteriyor. Hz. Aişe (r.a)’den, ev içinde Peygamberimiz (s.a.s.)’in davranışlarından sorulduğunda şu bilgiyi verdi:<span style="color: red"> “Peygamberimiz (s.a.s.), evinin içine girdiği zaman herhangi bir fevkalâdelik ve inziva göstermeden insanlardan herhangi biri gibi tevazu ile davranırdı. Kendi elbisesinin söküğü ile meşgul olur, koyunlarını eli ile sağar, ailelerine ev işlerinde gerekli olan kısımlarda yardımcı olurdu. Çarşıya pazara gider, bizzat alışveriş yapar ve yükünü kendisi taşırdı.</span> Ashâb-ı Kiram: <span style="color: red">“Müsaade buyurunuz da biz taşıyalım.” </span>derlerse de: <span style="color: red">“Herkes kendi yükünü kendi taşısın!” </span>buyururdu.<span style="color: #0000ff">(17)</span> </span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Peygamberimiz (s.a.s.) vefakâr bir insandı; ahdinde dururdu, vadinde sadıktı. Sözünden caymazdı. Kendisine ve çevresindeki ashabına yardımı dokunanları unutmaz, dostlarını sık sık arar, hâl hatırlarını sorardı. Müslümanlara da böyle yapmalarını tavsiye ederdi. Buna dair çeşitli misâllerden birkaçını nakledelim:</span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Abdullah b. Ebi’l-Hamsa, (r.a) anlatır: <span style="color: red">Muhammed (s.a.s.) ile bir alış veriş yapmıştım. Kendisine: “Biraz bekle gelirim.” dedim. Ancak O’na verdiğim sözü unutmuştum. Aradan üç gün geçmişti, hatırlayıp gittiğimde O, aynı yerde hâlâ beni bekliyordu... (18)</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Bir kere Habeşistan Necaşi’sinin elçileri, Peygamberimiz (s.a.s.)’in huzuruna gelmişlerdi. Peygamberimiz (s.a.s.) bunlarla yakından ilgilendi. Ashab-ı Kiram’dan bazıları: <span style="color: red">“Ey Allah’ın Rasûlu! Biz hizmete yetişiriz, siz istirahat buyurunuz”</span> dediler. Fakat bunlara Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle dedi: <span style="color: red">“Bunlar Habeşistan’a göç etmiş olan ashabıma yer göstermiş, ikram etmişlerdi. Şimdi bunlara karşılık ben de hizmet etmek isterim.”</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Kendisini tanımak üzere taşradan gelen kabile temsilcilerini misafirhanelerde ağırlar, onlara yakınlık gösterir, onlara öğretmenler tayin eder, maddî ihtiyaçlarını karşılamak için memurlar vazifelendirir, kabilelerine döneceklerinde de azık hazırlatır, kendisine ve İslâm dinine alâka duyarak ziyarete gelen bu insanları unutamayacakları bir vefa duygusuyla uğurlardı. </span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Mut’im b, Adiy Kureyşli inkârcıların ileri gelenlerindendi. Vaktiyle Peygamberimiz (s.a.s.), Taif yolculuğundan şehre dönerken düşmanları O’nu şehre almak istememişlerdi; </span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Peygamberimiz (s.a.s.) sıra ile birçok ileri gelen Mekkelinin himayesini istedi, fakat hepsi reddettiler; ancak Mut’im kabul etti. Oğullarını silâhlandırarak Peygamberimiz (s.a.s.)’i şehre aldı. Aradan yıllar geçti, Bedir Savaşı’nda Mut’im, diğer Kureyşlilerle birlikte Müslümanlara karşı savaştı ve öldürüldü. Hz. Peygamber (s.a.s.)’in şâiri Hassan, bu zâtın ölümünün ardından manâlı bir mersiye yazmış, şiirinde onun vaktiyle Peygamberimiz (s.a.s.)’i himaye ettiğinden söz ederek iyilikle anmıştı. </span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Peygamber (s.a.s.), kendisi adına gösterilen bu vefakârlıktan son derece hoşnut oluyordu. Düşman esirlerine ne yapılacağı tartışılırken Peygamberimiz (s.a.s.)’in söylemiş olduğu şu söz de onun vefakârlığının hangi derecelere vardığını göstermesi bakımından çok manâlıdır: <span style="color: red">“Şayet Mut’im b. Adiy sağ olup da benden esirleri isteseydi fidye (kurtulmalık akçesi) istemeden hepsini serbest bırakırdım.”(19)</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Hz. Peygamber (s.a.s.) ittifaklarına bağlılıkta da vefalı idi. Hudeybiye’de Müslümanların yanında antlaşmaya katılan Huzâe kabilesi, Kureyş’in yanında antlaşmaya giren Benu Bekir’in saldırısına uğramıştı. Kureyşliler de bunları destekliyorlardı. Huzâeliler durumu Hz. Muhammed (s.a.s.)’e ilettiklerinde o, derhâl ordusunu hazırladı ve yola koyuldu. Bu hâdise Mekke fethinin sebebi olarak tarihe geçti.<span style="color: #0000ff">(20)</span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">Hz. Peygamber (s.a.s.)’in âdâb-ı muaşereti ile alâkalı özet incelememizi şöyle sonuçlandıralım:</span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="color: red">“O; insanların iyi niyetli, gayretli, çalışkan, şefkatli, yardımsever, temiz, tertipli, dürüst, mütevazı, vefalı olmalarını istiyor; onları dağınık, pis, kötü niyetli, tembel, acımasız, yalancı ve gururlu olmaktan sakındırıyordu. İnsanların birbirlerini sevip saymalarını, birbirlerine destek olmalarını, sorumluluk duygusuna ve üstün vazife şuuruna sahip bulunmalarını arzu ediyordu.”</span></span> </span></span></strong></p><p> </p><p> </p><p> </p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>(1) Bk. M. Yaşar Kandemir, örneklerle İslâm Ahlâkı, 94 vd. d.</strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>(2) Tirmizi, Menâkıb, 73; Ebıı Davucl, Edeb,111.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>(3) Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 411.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>(4) Müslim, Birr, 34.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>(5) Sahih-i Buhâri Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tere. 1,43.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>(6) Buhâri, İman, 22;Itk. 15.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>(7) M.Yaşar Kandemir, Örneklerle İslâm Ahlâkı 130 – 132.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>(8) Tecrid, I, 29 (iman, 11).</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>(9) Bk. Müslim, İman, 107.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>(10) Buhâri, iman, 39.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>(11) Müslim, Fedâil, 56.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>(12) Tirmizi, Şemail, 60; Hoca M. Raif Efendi, a.g.e., 245.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>(13) A. Azzam, Rasûl-i Ekrem’in örnek Ahlâkı, mtc. H Karaman, 46.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>(14) Ebu’l—Fidalbn Kesir, Şemâilü’r-Resul, mtc. N. Erdoğan, 87; Tirmizi, Şemail, 55.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>(15) İbn Kesir, a.g.e., 88; Tirmizi, Şemâil, 55.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>(16) A. Azzam, a.g.e., 61.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>(17) Tirmizi, Şemail, 57.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: teal"><strong>(18) A. Azzam, a.g.e., 38.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="color: teal"><strong><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">(19) <span style="font-family: 'Garamond'">A. Azzam, a.g.e., 36-37.</span></span></span></strong></span></p><p> </p><p><span style="color: teal"><strong><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px">(20) <span style="font-family: 'Garamond'">A. Azzam, a.g.e., 37.</span></span></span></strong></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="genc_kalem, post: 174369, member: 15919"] [b]Hz Peygamber (s.a.s.) de Adâb-ı Muaşeret-3[/b] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][COLOR=#ff0000][B]Hz Peygamber (s.a.s.) de Adâb-ı Muaşeret-3[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=4] [/SIZE] [SIZE=4] [/SIZE] [B][FONT=Century Gothic][SIZE=4]Hz. Peygamber (s.a.s.) çok cömertti, insanlara da cömertliği tavsiye ediyordu. Ashab’dan Câbir b. Abdullah (r.a) diyor ki: [COLOR=red]“Rasûl-i Ekrem Hazretlerinden dünya ile alâkalı bir şey istenilince asla reddetmez, istenilen şey varsa verir, yoksa vâdederdi.”(11)[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [SIZE=4] [/SIZE] [B][FONT=Century Gothic][SIZE=4]Hz. Aişe (r.a) ise şöyle diyor. [/SIZE][/FONT][/B] [SIZE=4] [/SIZE] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][COLOR=red][B]“Peygamberimiz (s.a.s.), kendisine bir hediye geldiği zaman onu getiren kişiye daha fazla ve değerlisiyle karşılık verirdi.”(12)[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=4] [/SIZE] [B][FONT=Century Gothic][SIZE=4]Peygamberimiz (s.a.s.) daima “[COLOR=red]büyüklere saygı, küçüklere şefkat”[/COLOR] gösterilmesini isterdi. Kendi çocuklarına, öteki Müslüman çocuklarına ve hatta müşrik çocuklarına karşı çok şefkatli idi. Yolda rastladığı çocukları devesine bindirir, gezdirir, onlarla ilgilenirdi.[/SIZE][/FONT][/B] [SIZE=4] [/SIZE] [B][FONT=Century Gothic][SIZE=4]Adaletli idi; iltiması, maksatlı olarak taraf tutmayı, adam kayırmayı yasaklıyordu. Ne kimsenin hakkını yerdi, ne de kimseye hakkını yedirirdi. Çirkin sözler söylemezdi; haya, terbiye ve nezakete aykırı hiçbir davranışta bulunmazdı. [/SIZE][/FONT][/B] [SIZE=4] [/SIZE] [B][FONT=Century Gothic][SIZE=4]Umumî yerlerde gürültü yapmaz, bağırıp çağırmaz, kimseyi rahatsız etmezdi; hoşlanmadığı bir şey, yüzünden anlaşılırdı. Bir kişide gördüğü kötü davranışı giderirken, o kişinin şahsiyetini incitmemeye özen gösterirdi; dolayısıyla sırf o kişiyi kastetmeksizin, öyle bir davranışın kötü olduğunu umuma duyururdu. O, bütün mü’minlere karşı çok [/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Century Gothic][SIZE=4]merhametliydi. Tevbe Suresi’nde şöyle buyrulmaktadır: [/SIZE][/FONT][/B] [SIZE=4] [/SIZE] [B][FONT=Century Gothic][SIZE=4][COLOR=red]“Andolsun size kendinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız O’na çok ağır ve güç gelir, üstünüze çok düşkündür. Mü’minleri cidden esirgeyicidir, bağışlayıcıdır O.” (Tevbe-9/128).[/COLOR] Bu âyette Yüce Allah: [COLOR=red]“Rauf-rahim: Çok şefkatli çok merhametli”[/COLOR] mânâsına gelen iki ismini peygamberleri arasında sadece Hz. Muhammed (s.a.s.) hakkında anmıştır. İşte bunun içindir ki, düşmanları tel’in etmesini isteyen birine: [COLOR=red]“Ben lânet okumak için değil, âlemlere rahmet olmak için gönderildim!”[/COLOR] cevabını vermiştir.[/SIZE][/FONT][/B] [SIZE=4] [/SIZE] [B][FONT=Century Gothic][SIZE=4]Her müşkili olan, Hz. Peygamber (s.a.s.)’in huzuruna endişe duymaksızın gider, dileğini rahatça iletirdi. Hastalarla ilgilenir, onlara geçmiş olsun der, ağır ise telkinde bulunur, cenazeye gider, yakınlarına başsağlığı diler, teselli eder, cenaze sahiplerine teselli verilmesini, yardımcı ve destek olunmasını isterdi.[/SIZE][/FONT][/B] [SIZE=4] [/SIZE] [B][FONT=Century Gothic][SIZE=4]Hz. Peygamber (s.a.s.) ilme çok önem verirdi, onun en mühim bir özelliği öğretmenlikti; Müslümanlar bir hurma ağacının gölgesinde, bir evin kenarında ya da camide toplanarak O’nun öğrettiklerini öğreniyorlardı. Bir de daha ziyade bekâr ve kimsesizlerin barındığı yatılı bir okul vardı ki, buna [COLOR=red]Suffe Okulu[/COLOR] deniliyordu. Bu okulun talebeleri sayı olarak 70-400 arasında değişiyordu. Peygamberimiz (s.a.s.), kendisine getirilen hediyelerin hemen çoğunu bu okulun talebelerine gönderirdi, zekât ve sadaka yardımlarını ise onlara aktarırdı. Çünkü Hz. Peygamber (s.a.s.) ve Ehl-i Beyt’i bu tür yardımlardan yararlanamazlardı. Şu hâdise; Hz. Peygamber (s.a.s.)’in, talebelerine verdiği önemi göstermesi bakımından enteresandır:[/SIZE][/FONT][/B] [SIZE=4] [/SIZE] [B][FONT=Century Gothic][SIZE=4]Peygamber (s.a.s.)’in kızı Fâtıma, yoksul bir hayat sürüyordu. Eliyle çektiği değirmenden yorgun düşer, su taşımaktan elleri yaralanırdı, birgün babasından bir hizmetçi istedi. O sırada bir savaş sonunda Medine’ye ganimet malları gelmişti. Hz. Peygamber (s.a.s.), Fâtıma’nın isteğini: “Suffe talebeleri böyle yoksul yaşarken size nasıl hizmetçi verebilirim?” diyerek geri çevirdi.[COLOR=#0000ff](13)[/COLOR] [/SIZE][/FONT][/B] [SIZE=4] [/SIZE] [B][FONT=Century Gothic][SIZE=4]Hz. Peygamber (s.a.s.) çok mütevazı idi. Nakledeceğim şu sözü bu açıdan mühimdir: [COLOR=red]“Hrıstiyanların İsa hakkında ‘Allah’ın oğlu’ dedikleri gibi beni övgüde aşırı gitmeyin. Ben ancak Allah’ın kuluyum, siz de benim hakkımda Allah’ın kulu ve elçisi deyin.”(14)[/COLOR] [/SIZE][/FONT][/B] [SIZE=4] [/SIZE] [B][FONT=Century Gothic][SIZE=4]Birgün Peygamberimiz (s.a.s.)’in huzuruna bir kadın geldi[COLOR=red]:“Yâ Rasûlullâh! Benim size arz edecek bir ihtiyacım var!”[/COLOR] dedi. Bu, yaşlı bir kadındı, belki de bunamıştı. Buna rağmen Peygamberimiz (s.a.s.) her insana verdiği değeri ona da verdi:[COLOR=red] “Ey kadın! Medine’nin herhangi bir yerinde, nerede istersen geleyim, ihtiyacını söyle, halletmeye çalışayım!”[/COLOR] dedi. Kadın, istediği bir yere gitti. [/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Century Gothic][SIZE=4]Peygamberimiz (s.a.s.) de onu takip etti ve ihtiyacını gidererek hoşnut etti.[COLOR=#0000ff](15)[/COLOR] [/SIZE][/FONT][/B] [SIZE=4] [/SIZE] [B][FONT=Century Gothic][SIZE=4]Yine birgün adamın biri Peygamberimiz (s.a.s.)’i ziyarete gelmiş, huzuruna girince titremeye başlamıştı. Bunu gören Peygamberimiz (s.a.s.) o kişiye şöyle dedi: [COLOR=red]“Arkadaş, titreme! Ben bir kral değilim, Kureyş’ten kuru ekmek yiyen bir kadının oğluyum.”(16)[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [SIZE=4] [/SIZE] [B][FONT=Century Gothic][SIZE=4]Ev içindeki davranışları da O’nun ne kadar mütevazi olduğunu gösteriyor. Hz. Aişe (r.a)’den, ev içinde Peygamberimiz (s.a.s.)’in davranışlarından sorulduğunda şu bilgiyi verdi:[COLOR=red] “Peygamberimiz (s.a.s.), evinin içine girdiği zaman herhangi bir fevkalâdelik ve inziva göstermeden insanlardan herhangi biri gibi tevazu ile davranırdı. Kendi elbisesinin söküğü ile meşgul olur, koyunlarını eli ile sağar, ailelerine ev işlerinde gerekli olan kısımlarda yardımcı olurdu. Çarşıya pazara gider, bizzat alışveriş yapar ve yükünü kendisi taşırdı.[/COLOR] Ashâb-ı Kiram: [COLOR=red]“Müsaade buyurunuz da biz taşıyalım.” [/COLOR]derlerse de: [COLOR=red]“Herkes kendi yükünü kendi taşısın!” [/COLOR]buyururdu.[COLOR=#0000ff](17)[/COLOR] [/SIZE][/FONT][/B] [SIZE=4] [/SIZE] [B][FONT=Century Gothic][SIZE=4]Peygamberimiz (s.a.s.) vefakâr bir insandı; ahdinde dururdu, vadinde sadıktı. Sözünden caymazdı. Kendisine ve çevresindeki ashabına yardımı dokunanları unutmaz, dostlarını sık sık arar, hâl hatırlarını sorardı. Müslümanlara da böyle yapmalarını tavsiye ederdi. Buna dair çeşitli misâllerden birkaçını nakledelim:[/SIZE][/FONT][/B] [SIZE=4] [/SIZE] [B][FONT=Century Gothic][SIZE=4]Abdullah b. Ebi’l-Hamsa, (r.a) anlatır: [COLOR=red]Muhammed (s.a.s.) ile bir alış veriş yapmıştım. Kendisine: “Biraz bekle gelirim.” dedim. Ancak O’na verdiğim sözü unutmuştum. Aradan üç gün geçmişti, hatırlayıp gittiğimde O, aynı yerde hâlâ beni bekliyordu... (18)[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [SIZE=4] [/SIZE] [B][FONT=Century Gothic][SIZE=4]Bir kere Habeşistan Necaşi’sinin elçileri, Peygamberimiz (s.a.s.)’in huzuruna gelmişlerdi. Peygamberimiz (s.a.s.) bunlarla yakından ilgilendi. Ashab-ı Kiram’dan bazıları: [COLOR=red]“Ey Allah’ın Rasûlu! Biz hizmete yetişiriz, siz istirahat buyurunuz”[/COLOR] dediler. Fakat bunlara Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle dedi: [COLOR=red]“Bunlar Habeşistan’a göç etmiş olan ashabıma yer göstermiş, ikram etmişlerdi. Şimdi bunlara karşılık ben de hizmet etmek isterim.”[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [SIZE=4] [/SIZE] [B][FONT=Century Gothic][SIZE=4]Kendisini tanımak üzere taşradan gelen kabile temsilcilerini misafirhanelerde ağırlar, onlara yakınlık gösterir, onlara öğretmenler tayin eder, maddî ihtiyaçlarını karşılamak için memurlar vazifelendirir, kabilelerine döneceklerinde de azık hazırlatır, kendisine ve İslâm dinine alâka duyarak ziyarete gelen bu insanları unutamayacakları bir vefa duygusuyla uğurlardı. [/SIZE][/FONT][/B] [SIZE=4] [/SIZE] [B][FONT=Century Gothic][SIZE=4]Mut’im b, Adiy Kureyşli inkârcıların ileri gelenlerindendi. Vaktiyle Peygamberimiz (s.a.s.), Taif yolculuğundan şehre dönerken düşmanları O’nu şehre almak istememişlerdi; [/SIZE][/FONT][/B] [SIZE=4] [/SIZE] [B][FONT=Century Gothic][SIZE=4]Peygamberimiz (s.a.s.) sıra ile birçok ileri gelen Mekkelinin himayesini istedi, fakat hepsi reddettiler; ancak Mut’im kabul etti. Oğullarını silâhlandırarak Peygamberimiz (s.a.s.)’i şehre aldı. Aradan yıllar geçti, Bedir Savaşı’nda Mut’im, diğer Kureyşlilerle birlikte Müslümanlara karşı savaştı ve öldürüldü. Hz. Peygamber (s.a.s.)’in şâiri Hassan, bu zâtın ölümünün ardından manâlı bir mersiye yazmış, şiirinde onun vaktiyle Peygamberimiz (s.a.s.)’i himaye ettiğinden söz ederek iyilikle anmıştı. [/SIZE][/FONT][/B] [SIZE=4] [/SIZE] [B][FONT=Century Gothic][SIZE=4]Peygamber (s.a.s.), kendisi adına gösterilen bu vefakârlıktan son derece hoşnut oluyordu. Düşman esirlerine ne yapılacağı tartışılırken Peygamberimiz (s.a.s.)’in söylemiş olduğu şu söz de onun vefakârlığının hangi derecelere vardığını göstermesi bakımından çok manâlıdır: [COLOR=red]“Şayet Mut’im b. Adiy sağ olup da benden esirleri isteseydi fidye (kurtulmalık akçesi) istemeden hepsini serbest bırakırdım.”(19)[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [SIZE=4] [/SIZE] [B][FONT=Century Gothic][SIZE=4]Hz. Peygamber (s.a.s.) ittifaklarına bağlılıkta da vefalı idi. Hudeybiye’de Müslümanların yanında antlaşmaya katılan Huzâe kabilesi, Kureyş’in yanında antlaşmaya giren Benu Bekir’in saldırısına uğramıştı. Kureyşliler de bunları destekliyorlardı. Huzâeliler durumu Hz. Muhammed (s.a.s.)’e ilettiklerinde o, derhâl ordusunu hazırladı ve yola koyuldu. Bu hâdise Mekke fethinin sebebi olarak tarihe geçti.[COLOR=#0000ff](20)[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B] [SIZE=4] [/SIZE] [B][FONT=Century Gothic][SIZE=4]Hz. Peygamber (s.a.s.)’in âdâb-ı muaşereti ile alâkalı özet incelememizi şöyle sonuçlandıralım:[/SIZE][/FONT][/B] [SIZE=4] [/SIZE] [B][FONT=Century Gothic][SIZE=4][FONT=Times New Roman][COLOR=red]“O; insanların iyi niyetli, gayretli, çalışkan, şefkatli, yardımsever, temiz, tertipli, dürüst, mütevazı, vefalı olmalarını istiyor; onları dağınık, pis, kötü niyetli, tembel, acımasız, yalancı ve gururlu olmaktan sakındırıyordu. İnsanların birbirlerini sevip saymalarını, birbirlerine destek olmalarını, sorumluluk duygusuna ve üstün vazife şuuruna sahip bulunmalarını arzu ediyordu.”[/COLOR][/FONT] [/SIZE][/FONT][/B] [SIZE=4] [/SIZE] [SIZE=4] [/SIZE] [SIZE=4] [/SIZE] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][COLOR=teal][B](1) Bk. M. Yaşar Kandemir, örneklerle İslâm Ahlâkı, 94 vd. d.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][COLOR=teal][B](2) Tirmizi, Menâkıb, 73; Ebıı Davucl, Edeb,111.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=4] [/SIZE] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][COLOR=teal][B](3) Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 411.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=4] [/SIZE] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][COLOR=teal][B](4) Müslim, Birr, 34.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=4] [/SIZE] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][COLOR=teal][B](5) Sahih-i Buhâri Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tere. 1,43.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=4] [/SIZE] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][COLOR=teal][B](6) Buhâri, İman, 22;Itk. 15.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=4] [/SIZE] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][COLOR=teal][B](7) M.Yaşar Kandemir, Örneklerle İslâm Ahlâkı 130 – 132.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=4] [/SIZE] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][COLOR=teal][B](8) Tecrid, I, 29 (iman, 11).[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=4] [/SIZE] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][COLOR=teal][B](9) Bk. Müslim, İman, 107.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=4] [/SIZE] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][COLOR=teal][B](10) Buhâri, iman, 39.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=4] [/SIZE] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][COLOR=teal][B](11) Müslim, Fedâil, 56.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=4] [/SIZE] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][COLOR=teal][B](12) Tirmizi, Şemail, 60; Hoca M. Raif Efendi, a.g.e., 245.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=4] [/SIZE] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][COLOR=teal][B](13) A. Azzam, Rasûl-i Ekrem’in örnek Ahlâkı, mtc. H Karaman, 46.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=4] [/SIZE] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][COLOR=teal][B](14) Ebu’l—Fidalbn Kesir, Şemâilü’r-Resul, mtc. N. Erdoğan, 87; Tirmizi, Şemail, 55.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=4] [/SIZE] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][COLOR=teal][B](15) İbn Kesir, a.g.e., 88; Tirmizi, Şemâil, 55.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=4] [/SIZE] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][COLOR=teal][B](16) A. Azzam, a.g.e., 61.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=4] [/SIZE] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][COLOR=teal][B](17) Tirmizi, Şemail, 57.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=4] [/SIZE] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][COLOR=teal][B](18) A. Azzam, a.g.e., 38.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=4] [/SIZE] [COLOR=teal][B][FONT=Century Gothic][SIZE=4](19) [FONT=Garamond]A. Azzam, a.g.e., 36-37.[/FONT][/SIZE][/FONT][/B][/COLOR] [SIZE=4] [/SIZE] [COLOR=teal][B][FONT=Century Gothic][SIZE=4](20) [FONT=Garamond]A. Azzam, a.g.e., 37.[/FONT][/SIZE][/FONT][/B][/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Sünneti
Peygamber Efendimiz(S.A.V)'in Örnek Ahlakı
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst