Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Sünneti
Peygamber Efendimiz(S.A.V)'in Örnek Ahlakı
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="genc_kalem" data-source="post: 174264" data-attributes="member: 15919"><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red"><strong>U</strong></span></span></span><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red"><strong>tanması</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><strong>Haya ve edep Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)’de taçlanmış, çiçek çiçek açmıştır. O, kimseyi azarlamaz, tane tane konuşur; tebessümü yüzünden eksik etmezdi. Şımarıklığı, gururu ve büyüklük taslamayı asla sevmezdi.</strong></span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><strong><span style="font-size: 15px">Peygamberimiz (s.a.s.)’in gençliğini ve orta yaşlılığını geçirdiği Arabistan’ın Hicaz bölgesinde, edep ve haya dışı âdetler ortalığı kaplamış olduğu hâlde, Yüce Rasûl bu gibi âdetlerin hiç birine uymamıştır. Cenâb-ı Hak, geleceğin müjdecisini bu çirkin âdetlere bulaşmaktan korumuştu. O sıralarda Arabistan’da Kâbe’yi çıplak tavaf etmek ve başkalarının yanında çıplak yıkanmak gibi haya ve edep dışı âdetler de vardı. Peygamberimiz (s.a.s.) bu kabil hareketlerden daima nefret ederdi. Henüz Mekke’de amcasının koyunlarını güderken, iki gün üst üste Kureyşli gençlerin katıldığı bir eğlenceye katılmak istemişse de, o esnada gözlerini uyku bürümüş ve uyandığında, eğlencenin bittiğini anlamıştı. Bir daha da böyle bir teşebbüste bulunmadı.<span style="color: #0000ff">(1)</span></span></strong></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><strong>Kâbe tamiri sırasında O da Abdülmuttalib oğulları adına taş taşımakta idi. Kureyşli gençler elbiselerinin eteklerini omuzlarına toplayarak taşıyorlardı. </strong></span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><strong>Böylece omuzları acımamış oluyordu. Ama etekleri kalkınca haya ve edep dışı bir görüntü ortaya çıkıyordu. Henüz yaşı genç olan Hz. Muhammed (s.a.s.) de bir defa bunu deneyecek oldu. Ama gizli bir el (bir melek) O’nun eteğini yere doğru öyle bir kuvvetle çekiyordu ki, Hz. Peygamber (s.a.s.), Kureyşli gençlerin düştüğü durumdan korunmuş oluyordu.<span style="color: #0000ff">(2)</span> Peygamberimiz (s.a.s.), putlardan nefret ederdi. </strong></span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><strong>Onlar şerefine verilen ziyafet ve şölenlere asla katılmazdı. Fakat bir yıl halaları O’nu zorladılar, ancak Kureyşli ileri gelen ailelerin katılabileceği, putlar onuruna verilen bir ziyafete yeğenlerini de götürmek istediler. Henüz küçük bir çocuk olan Hz. Muhammed (s.a.s.), ne kadar direndiyse de halaları “Böyle bir günde Abdullah’ın yetimini yapayalnız evde bırakamayız, bu, bizim mürüvvetimize sığmaz.” diye düşünüyorlardı. Fakat henüz yolda giderken Peygamberimiz (s.a.s.)’in yüzünde, görünmeyen bir sesin şakladığı duyuldu. </strong></span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><strong>Hz. Muhammed (s.a.s.), kendisini yerde bulmuştu. Rengi sararmış, mecalsiz kalmıştı. Halaları hemen onu kaldırdılar ve eve döndüler, O’nun istirahatını sağladılar ve bir daha putlarla ilgili hiçbir toplantıya O’nu götürmediler. Görüldüğü gibi edep ve haya dışı hareketlerden İslâm’dan önceki dönemde de Hz. Muhammed (s.a.s.) ilâhî bir kontrol ile korunmuştur.</strong></span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><strong>Ebu Said el Hudrî (r.a) diyor ki: <span style="color: red">“Nebi (s.a.s.) haya cihetiyle, kendi köşesinde oturan bakire kızdan daha utangaçtı.”</span> <span style="color: #0000ff">(3)</span> </strong></span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><strong>Rasûl-i Ekrem (s.a.s.)’in ne kadar haya sahibi olduğunu Ebu Said el Hudrî Hazretlerinin bu sözünden açıkça anlamaktayız. Peygamberimiz (s.a.s.) gıybet etmez, gıybeti yasaklar, dedikoduyu men eder, kendisine başkalarından dedikodu tarzında lâf iletilmesini doğru bulmazdı. İnsanların kusurlarını yüzüne vurmaz; hataları, kusur sahibinin adını anmaksızın genele dönük olarak zikreder, herkesin böyle fenalıklardan kaçınmasını belirtirdi.</strong></span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">“Haya imandandır”</span> buyuran Peygamberimiz (s.a.s.), pek fazla utangaç olması yüzünden arkadaşları tarafından kınanan biri hakkında:<span style="color: red"> “O’nu hâline bırakınız. Çünkü haya imandandır”</span> buyurmuştur. Bir başka zaman, Peygamberimiz (s.a.s.), ashabına: <span style="color: red">“Haya insan için zinettir”</span> diyerek öğüt vermişlerdir.</span></strong></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><strong>Şunu bilmek lâzımdır ki; haya, insanın karakterini taşır ve hiç bir millet hayadan müstağni kalamaz. Fazilete talip insan için edep ve haya, ilâhî nurla örülmüş bir taçdır. Onu giyen, her fenalıktan uzak kalır.</strong></span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: teal"><strong>(1) İbnü’l-Esir, el-Kâmil, II, 38.</strong></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: teal"><strong>(2) İbn Hişam, es—Sire, I, 194.</strong></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: teal"><strong>(3) Tecrid, IX, 276/1459; İbn Sa’d, Tabakat, I,368.</strong></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="genc_kalem, post: 174264, member: 15919"] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][COLOR=red][B]U[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT][FONT=Century Gothic][SIZE=4][COLOR=red][B]tanması[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][B]Haya ve edep Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)’de taçlanmış, çiçek çiçek açmıştır. O, kimseyi azarlamaz, tane tane konuşur; tebessümü yüzünden eksik etmezdi. Şımarıklığı, gururu ve büyüklük taslamayı asla sevmezdi.[/B][/SIZE][/FONT] [FONT=Century Gothic][B][SIZE=4]Peygamberimiz (s.a.s.)’in gençliğini ve orta yaşlılığını geçirdiği Arabistan’ın Hicaz bölgesinde, edep ve haya dışı âdetler ortalığı kaplamış olduğu hâlde, Yüce Rasûl bu gibi âdetlerin hiç birine uymamıştır. Cenâb-ı Hak, geleceğin müjdecisini bu çirkin âdetlere bulaşmaktan korumuştu. O sıralarda Arabistan’da Kâbe’yi çıplak tavaf etmek ve başkalarının yanında çıplak yıkanmak gibi haya ve edep dışı âdetler de vardı. Peygamberimiz (s.a.s.) bu kabil hareketlerden daima nefret ederdi. Henüz Mekke’de amcasının koyunlarını güderken, iki gün üst üste Kureyşli gençlerin katıldığı bir eğlenceye katılmak istemişse de, o esnada gözlerini uyku bürümüş ve uyandığında, eğlencenin bittiğini anlamıştı. Bir daha da böyle bir teşebbüste bulunmadı.[COLOR=#0000ff](1)[/COLOR][/SIZE][/B][/FONT] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][B]Kâbe tamiri sırasında O da Abdülmuttalib oğulları adına taş taşımakta idi. Kureyşli gençler elbiselerinin eteklerini omuzlarına toplayarak taşıyorlardı. [/B][/SIZE][/FONT] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][B]Böylece omuzları acımamış oluyordu. Ama etekleri kalkınca haya ve edep dışı bir görüntü ortaya çıkıyordu. Henüz yaşı genç olan Hz. Muhammed (s.a.s.) de bir defa bunu deneyecek oldu. Ama gizli bir el (bir melek) O’nun eteğini yere doğru öyle bir kuvvetle çekiyordu ki, Hz. Peygamber (s.a.s.), Kureyşli gençlerin düştüğü durumdan korunmuş oluyordu.[COLOR=#0000ff](2)[/COLOR] Peygamberimiz (s.a.s.), putlardan nefret ederdi. [/B][/SIZE][/FONT] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][B]Onlar şerefine verilen ziyafet ve şölenlere asla katılmazdı. Fakat bir yıl halaları O’nu zorladılar, ancak Kureyşli ileri gelen ailelerin katılabileceği, putlar onuruna verilen bir ziyafete yeğenlerini de götürmek istediler. Henüz küçük bir çocuk olan Hz. Muhammed (s.a.s.), ne kadar direndiyse de halaları “Böyle bir günde Abdullah’ın yetimini yapayalnız evde bırakamayız, bu, bizim mürüvvetimize sığmaz.” diye düşünüyorlardı. Fakat henüz yolda giderken Peygamberimiz (s.a.s.)’in yüzünde, görünmeyen bir sesin şakladığı duyuldu. [/B][/SIZE][/FONT] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][B]Hz. Muhammed (s.a.s.), kendisini yerde bulmuştu. Rengi sararmış, mecalsiz kalmıştı. Halaları hemen onu kaldırdılar ve eve döndüler, O’nun istirahatını sağladılar ve bir daha putlarla ilgili hiçbir toplantıya O’nu götürmediler. Görüldüğü gibi edep ve haya dışı hareketlerden İslâm’dan önceki dönemde de Hz. Muhammed (s.a.s.) ilâhî bir kontrol ile korunmuştur.[/B][/SIZE][/FONT] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][B]Ebu Said el Hudrî (r.a) diyor ki: [COLOR=red]“Nebi (s.a.s.) haya cihetiyle, kendi köşesinde oturan bakire kızdan daha utangaçtı.”[/COLOR] [COLOR=#0000ff](3)[/COLOR] [/B][/SIZE][/FONT] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][B]Rasûl-i Ekrem (s.a.s.)’in ne kadar haya sahibi olduğunu Ebu Said el Hudrî Hazretlerinin bu sözünden açıkça anlamaktayız. Peygamberimiz (s.a.s.) gıybet etmez, gıybeti yasaklar, dedikoduyu men eder, kendisine başkalarından dedikodu tarzında lâf iletilmesini doğru bulmazdı. İnsanların kusurlarını yüzüne vurmaz; hataları, kusur sahibinin adını anmaksızın genele dönük olarak zikreder, herkesin böyle fenalıklardan kaçınmasını belirtirdi.[/B][/SIZE][/FONT] [FONT=Century Gothic][B][SIZE=4][COLOR=red]“Haya imandandır”[/COLOR] buyuran Peygamberimiz (s.a.s.), pek fazla utangaç olması yüzünden arkadaşları tarafından kınanan biri hakkında:[COLOR=red] “O’nu hâline bırakınız. Çünkü haya imandandır”[/COLOR] buyurmuştur. Bir başka zaman, Peygamberimiz (s.a.s.), ashabına: [COLOR=red]“Haya insan için zinettir”[/COLOR] diyerek öğüt vermişlerdir.[/SIZE][/B][/FONT] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][B]Şunu bilmek lâzımdır ki; haya, insanın karakterini taşır ve hiç bir millet hayadan müstağni kalamaz. Fazilete talip insan için edep ve haya, ilâhî nurla örülmüş bir taçdır. Onu giyen, her fenalıktan uzak kalır.[/B][/SIZE][/FONT] [FONT=Century Gothic][COLOR=teal][B](1) İbnü’l-Esir, el-Kâmil, II, 38.[/B][/COLOR][/FONT] [FONT=Century Gothic][COLOR=teal][B](2) İbn Hişam, es—Sire, I, 194.[/B][/COLOR][/FONT] [FONT=Century Gothic][COLOR=teal][B](3) Tecrid, IX, 276/1459; İbn Sa’d, Tabakat, I,368.[/B][/COLOR][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Sünneti
Peygamber Efendimiz(S.A.V)'in Örnek Ahlakı
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst