Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Sünneti
Peygamber Efendimiz(S.A.V)'in Örnek Ahlakı
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="genc_kalem" data-source="post: 174242" data-attributes="member: 15919"><p><strong>Şefkat Ve Merhameti</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red"><strong>Şefkat Ve Merhameti</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Century Gothic'">Cenâb-ı Hak, Kur’ân-ı Kerim’inde: <span style="color: red">“Biz seni âlemlere rahmet için gönderdik.” (Enbiyâ, 21/107)</span> buyurmaktadır. Rahmet olarak gönderilen, Hz. Muhammed (s.a.s.)’dir. İbn Abbas Hazretleri bu âyetin tefsirinde şöyle der: <span style="color: red">“Onun rahmeti iman edenleri de etmeyenleri de içine almaktadır, iman edenlerin dünyada da âhirette de o rahmetten nasipleri vardır, îman etmeyenlere gelince; onlar da inkârları yüzünden hak ettikleri ‘kökünden helak olma’ azabının sonraya kalması ile bu rahmetten faydalanmaktadırlar.”</span></span></strong></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Century Gothic'">Hz. Ebu Bekir (r.a) dedi ki: “Ey Allah’ın Rasûlü, ihtiyarladın!” Peygamberimiz (s.a.s.) cevap verdi: <span style="color: red">“Hud, Vakıa, Mürselât, Amme Yetesâelun, İzeşşemsü Küvvirat (sureleri) beni ihtiyarlattı.”</span> Şârih şöyle açıklıyor: <span style="color: red">“Bu surelerde âhiret ahvali ile ilgili bilgiler... yer alıyordu. Peygamberin canına bir şey olacak değil, fakat o, bize bizden daha şefkatli olduğundan bizim başımıza gelecekleri ve ümmetinin o surelerde tasvir olunan ahval içindeki yerini düşünüyordu, ağarma bundandır.”(1)</span></span></strong></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><strong>Hak Teâlâ şöyle buyurmaktadır: <span style="color: red">“Andolsun, size kendinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya, uğramanız ona çok ağır ve güç gelir, üstünüze çok düşkündür. Mü’minleri cidden esirgeyicidir, bağışlayıcıdır O.” (Tevbe, 9/128).</span> Bu âyetten açıkça anlaşıldığına göre Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) ümmetinin azap görmesi şöyle dursun, zahmet çekmesinden dahi üzüntü duyar. Ümmetinin sıkıntısı O’nun da sıkıntısı, sevinci O’nun da sevincidir. </strong></span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Century Gothic'">Yukarıda mealini yazdığımız âyette Cenâb-ı Allah, Esmâü’l-Hüsnâ’sından olan<span style="color: red"> “Rauf-Rahim (çok şefkatli-çok merhametli)”</span> ifadelerini sadece bizim peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) hakkında lütfen ve keremen bir araya getirmiştir. Bundan da, Cenâb-ı Allah’ın, kullarına merhametli olduğu gibi Peygamber (s.a.s.)’in de ümmetine şefkatli, merhametli olduğu anlatılmak istenmektedir.<span style="color: #0000ff">(2)</span></span></strong></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><strong>Adamın biri bir kez Peygamberimizden düşmanları tel’in etmesini istemişti. Peygamberimiz (s.a.s.) o kişiye: <span style="color: red">“Ben lânet okumak için değil, âlemlere rahmet olmak için gönderildim”(3)</span> cevabını vermiştir. Gerçekten de Mekke döneminin çok sıkıntılı günlerinde bile düşmanlarına beddua etmemiştir. Taifliler kendisini taşlamışlar, bütün bedeni bilhassa ayakları bacakları kan içinde kalmıştı. Şayet isteseydi, Cenâb-ı Allah, Tâif ve Mekke şehirlerini yerle bir ederdi. Fakat Peygamber (s.a.s.), Cenâb-ı Hak’dan böyle bir istekte bulunmadı. Aksine:<span style="color: red"> “Allah’ım! Bunlar hakikati göremiyorlar, ama ümit ediyorum ki, bunların çocukları birgün gerçeği göreceklerdir.”(4)</span> diyordu. </strong></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><strong>Mekke’nin fethinden sonra Tâif kuşatması uzayınca Peygamberimiz (s.a.s.) orayı terk ederken de lânet okumamış, rahmet dilemiş ve <span style="color: red">“Allah’ım! Tâiflilerin ıslahını ve hidayete erişmiş olarak huzuruma gelmelerini diliyorum”</span> demişti. Mekke fethini müteakip Kâbe avlusunda, karşısında esir olarak duran ve 22 yıldan beri ellerinden gelen bütün kötülüğü yapan Mekkelileri bağışlaması onun merhamet ve bağışlama duygusunun nerelere ulaştığını göstermektedir.</strong></span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Century Gothic'">Allah’ın rahmet ve mağfiretini yalnız kendisine ve Peygamberimiz (s.a.s.)’e ait kılmak üzere dua eden bir cahil bedevîye Allah’ın Rasûlu (s.a.s.): <span style="color: red">“Allah’ın lütuf ve rahmet dairesini çok darlaştırdın”</span> buyurmuştur. <span style="color: #0000ff">(5)</span></span></strong></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Century Gothic'">O’nun şefkati aynı zamanda hayvanlara idi, tabiata idi. Hayvanlara fazla yük yüklenmemesini, iyi bakılmasını, eziyet edilmemesini ısrarla belirtiyor; kıyamet kopacak olsa, elinde de bir fidan olsa onu dikmeye vakti varsa dikip öyle öleceğini söylüyordu. Vücuda zarar verdiği için sarhoşluk veren içkileri yasaklıyor, aileleri yıkılmaktan kurtarmak için kumarı, nesli korumak için zinayı yasaklıyordu. Müslümanları bir ateş çukuruna düşmekten ısrarla koruyordu. O rahmet ve şefkat peygamberi idi. </span></strong></span></p><p> </p><p> </p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: teal"><strong>(1) İbn Sa’d, Tabakat, I, 435.</strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: teal"><strong>(2) Bk. Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’ân Dili, IV, 2654 vd; O. Nasuhi Bilmen, Kur’ân-ı Kerim’in Türkçe Meâl-i Alisi ve Tefsiri, III, 135 (Tevbe Suresi’ninin 128. âyetinin tefsiri).</strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: teal"><strong>(3) Şibli, Asr-ı Saadet, II, 13.</strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: teal"><strong>(4) Tecrid, II, 760; tbn Hişam, es-Siretü’n-Nebeviyye, II, 62.</strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: teal"><strong>(5) Tecrid, XII, 128/1975.</strong></span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="genc_kalem, post: 174242, member: 15919"] [b]Şefkat Ve Merhameti[/b] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][COLOR=red][B]Şefkat Ve Merhameti[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=4][B][FONT=Century Gothic]Cenâb-ı Hak, Kur’ân-ı Kerim’inde: [COLOR=red]“Biz seni âlemlere rahmet için gönderdik.” (Enbiyâ, 21/107)[/COLOR] buyurmaktadır. Rahmet olarak gönderilen, Hz. Muhammed (s.a.s.)’dir. İbn Abbas Hazretleri bu âyetin tefsirinde şöyle der: [COLOR=red]“Onun rahmeti iman edenleri de etmeyenleri de içine almaktadır, iman edenlerin dünyada da âhirette de o rahmetten nasipleri vardır, îman etmeyenlere gelince; onlar da inkârları yüzünden hak ettikleri ‘kökünden helak olma’ azabının sonraya kalması ile bu rahmetten faydalanmaktadırlar.”[/COLOR][/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Century Gothic]Hz. Ebu Bekir (r.a) dedi ki: “Ey Allah’ın Rasûlü, ihtiyarladın!” Peygamberimiz (s.a.s.) cevap verdi: [COLOR=red]“Hud, Vakıa, Mürselât, Amme Yetesâelun, İzeşşemsü Küvvirat (sureleri) beni ihtiyarlattı.”[/COLOR] Şârih şöyle açıklıyor: [COLOR=red]“Bu surelerde âhiret ahvali ile ilgili bilgiler... yer alıyordu. Peygamberin canına bir şey olacak değil, fakat o, bize bizden daha şefkatli olduğundan bizim başımıza gelecekleri ve ümmetinin o surelerde tasvir olunan ahval içindeki yerini düşünüyordu, ağarma bundandır.”(1)[/COLOR][/FONT][/B][/SIZE] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][B]Hak Teâlâ şöyle buyurmaktadır: [COLOR=red]“Andolsun, size kendinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya, uğramanız ona çok ağır ve güç gelir, üstünüze çok düşkündür. Mü’minleri cidden esirgeyicidir, bağışlayıcıdır O.” (Tevbe, 9/128).[/COLOR] Bu âyetten açıkça anlaşıldığına göre Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) ümmetinin azap görmesi şöyle dursun, zahmet çekmesinden dahi üzüntü duyar. Ümmetinin sıkıntısı O’nun da sıkıntısı, sevinci O’nun da sevincidir. [/B][/SIZE][/FONT] [SIZE=4][B][FONT=Century Gothic]Yukarıda mealini yazdığımız âyette Cenâb-ı Allah, Esmâü’l-Hüsnâ’sından olan[COLOR=red] “Rauf-Rahim (çok şefkatli-çok merhametli)”[/COLOR] ifadelerini sadece bizim peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) hakkında lütfen ve keremen bir araya getirmiştir. Bundan da, Cenâb-ı Allah’ın, kullarına merhametli olduğu gibi Peygamber (s.a.s.)’in de ümmetine şefkatli, merhametli olduğu anlatılmak istenmektedir.[COLOR=#0000ff](2)[/COLOR][/FONT][/B][/SIZE] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][B]Adamın biri bir kez Peygamberimizden düşmanları tel’in etmesini istemişti. Peygamberimiz (s.a.s.) o kişiye: [COLOR=red]“Ben lânet okumak için değil, âlemlere rahmet olmak için gönderildim”(3)[/COLOR] cevabını vermiştir. Gerçekten de Mekke döneminin çok sıkıntılı günlerinde bile düşmanlarına beddua etmemiştir. Taifliler kendisini taşlamışlar, bütün bedeni bilhassa ayakları bacakları kan içinde kalmıştı. Şayet isteseydi, Cenâb-ı Allah, Tâif ve Mekke şehirlerini yerle bir ederdi. Fakat Peygamber (s.a.s.), Cenâb-ı Hak’dan böyle bir istekte bulunmadı. Aksine:[COLOR=red] “Allah’ım! Bunlar hakikati göremiyorlar, ama ümit ediyorum ki, bunların çocukları birgün gerçeği göreceklerdir.”(4)[/COLOR] diyordu. [/B][/SIZE][/FONT] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][B]Mekke’nin fethinden sonra Tâif kuşatması uzayınca Peygamberimiz (s.a.s.) orayı terk ederken de lânet okumamış, rahmet dilemiş ve [COLOR=red]“Allah’ım! Tâiflilerin ıslahını ve hidayete erişmiş olarak huzuruma gelmelerini diliyorum”[/COLOR] demişti. Mekke fethini müteakip Kâbe avlusunda, karşısında esir olarak duran ve 22 yıldan beri ellerinden gelen bütün kötülüğü yapan Mekkelileri bağışlaması onun merhamet ve bağışlama duygusunun nerelere ulaştığını göstermektedir.[/B][/SIZE][/FONT] [SIZE=4][B][FONT=Century Gothic]Allah’ın rahmet ve mağfiretini yalnız kendisine ve Peygamberimiz (s.a.s.)’e ait kılmak üzere dua eden bir cahil bedevîye Allah’ın Rasûlu (s.a.s.): [COLOR=red]“Allah’ın lütuf ve rahmet dairesini çok darlaştırdın”[/COLOR] buyurmuştur. [COLOR=#0000ff](5)[/COLOR][/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=4][B][FONT=Century Gothic]O’nun şefkati aynı zamanda hayvanlara idi, tabiata idi. Hayvanlara fazla yük yüklenmemesini, iyi bakılmasını, eziyet edilmemesini ısrarla belirtiyor; kıyamet kopacak olsa, elinde de bir fidan olsa onu dikmeye vakti varsa dikip öyle öleceğini söylüyordu. Vücuda zarar verdiği için sarhoşluk veren içkileri yasaklıyor, aileleri yıkılmaktan kurtarmak için kumarı, nesli korumak için zinayı yasaklıyordu. Müslümanları bir ateş çukuruna düşmekten ısrarla koruyordu. O rahmet ve şefkat peygamberi idi. [/FONT][/B][/SIZE] [FONT=Century Gothic][SIZE=3][COLOR=teal][B](1) İbn Sa’d, Tabakat, I, 435.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Century Gothic][SIZE=3][COLOR=teal][B](2) Bk. Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’ân Dili, IV, 2654 vd; O. Nasuhi Bilmen, Kur’ân-ı Kerim’in Türkçe Meâl-i Alisi ve Tefsiri, III, 135 (Tevbe Suresi’ninin 128. âyetinin tefsiri).[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Century Gothic][SIZE=3][COLOR=teal][B](3) Şibli, Asr-ı Saadet, II, 13.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Century Gothic][SIZE=3][COLOR=teal][B](4) Tecrid, II, 760; tbn Hişam, es-Siretü’n-Nebeviyye, II, 62.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Century Gothic][SIZE=3][COLOR=teal][B](5) Tecrid, XII, 128/1975.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Sünneti
Peygamber Efendimiz(S.A.V)'in Örnek Ahlakı
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst