Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Medine Devri(Salih Suruç) Hicretin 1. Yılı
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="müdavim" data-source="post: 182445" data-attributes="member: 5987"><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Peygamber Efendimiz, Medine tesis ettiği devleti düşmanlardan korumak için, buranın yerlileri olan gayrimüslim Ehli Kitap'la siyasî ittifak ve andlaşmalar yaptığı gibi, inanç yönünden de bir ittifakın sağlanmasını temine çalışmıştır. Onları aralarında ortak bir kelime olan "tevhid" inancı üzere birleştirmek ve şirk ehline karşı "inananlar paktı"nı kurmak istemiştir. Nitekim, bu gayeyi Medine içindeki Ehli Kitap için güttüğü gibi, Ehli Kitap olan dış devletler için de takib etmeye çalışmıştır. Bizans İmparatoru Heraklius ve diğer Hıristiyan prenslerine gönderdikleri davet mektubunda şu âyeti kerîmeyle onlara hitab etmiştir:</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: Red">"De ki: 'Ey Ehli Kitap (Hıristiyan ve Yahudiler)!.. Bizimle sizin arasında müsavi bir kelimeye gelin: Allah'tan başkasına ibâdet etmeyelim. O'na hiçbir şeyi ortak koşmayalım. Allah'ı bırakıp da birbirimizi Rabler edinmeyelim.' Eğer yüz çevirirlerse, o hâlde deyin ki: 'Şâhid olun; biz, gerçek Müslümanlarız.!'"</span>495</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Bizzat Resûli Ekrem tarafından yazılı anayasayla himaye ve yardıma mazhar olan Kitap Ehli, ne yazık ki, andlaşmanın şartlarını bizzat kendileri bozmuş ve lehlerindeki şartların ortadan kalkmasına böylece yol açmışlardır. Andlaşmada "site devleti içinde bulunanların birbirlerinin aleyhinde bulunmayacakları" şartı, "birbirlerinin düşmanlarıyla anlaşmaya varmayacakları" maddesi yazılı iken, onlar (Yahudiler) Medine'nin müşriklerin taarruzlarına hedef olduğu çok nâzik bir sırada, baş kaldırdılar, daha yeni yeni teşekkül eden ve yeni yeni yerine oturan bir devletin aleyhinde tertipler düzenlemeye başladılar. Tabiiî ki, bu, doğrudan doğruya onları Müslümanların himayesinden mahrum bırakıyordu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Görüldüğü gibi, bu anayasa, kurulan yeni bir devletin birçok müessesesi hususunda hükümler taşımakta, her meselede istikametli çizgiler çizmekteydi: "Bu anayasayla İslâm, hayatının yeni bir safhasına başladı. Maddî ve cismanî ile maneviyatın karışması, ona kendine has bir çizgi getirdi. Mânevîyatı, hattâ ahlâkı tanımayan bir siyaset, bizi maddeciliğe ve vahşî hayvanların hayatlarından daha aşağı bir hayata götürür. Yaşadığımız dünyanın hâdiselerinden ayrı bir mânevîyat ise. bizi melek mertebesinin üzerine çıkarabilir. Fakat, bu, ancak son derece mahdut bir zümre için mümkündür. İnsanların büyük ekseriyeti, böyle bir ideolojiyi tatbik edenlerin çemberinin dışında kalır. Hz. Muhammed (s.a.v.), bilhassa vasat adamı düşündü ve ona insan hayatının iki tarafını nasıl dengeye getireceğini, madde ve mânâyı aynı zamanda içine alan bir terkip yapmayı öğretti. Bu dinî doktrin, herkese en az derecede lâzım olan bazı esas noktalan seçer, fakat kendilerini manevî hayata daha fazla verebilme tercihini fertlere bırakır. Bu durumda Hz. Peygamber'in sahabeleri müstakil bir devletin idare edici cemaati, Hz. Peygamber ise her sahada onun reisi oldu."496</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">--------------------------------------------------------------------------------</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">493 Ibni Hişam, Sîre, c. 2, s. 147. Diğer maddeler için bkz.: ibni Hişam, A.g.e.,c. 2, s. 147150. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">494 Prof. Harun Han Şirvanî, islâm'da Siyasî Düşünce ve İdare, Tere; s. 18.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">495 Ali Imrân, 64.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">496 Prof. Muhammed Hamidullah, islâm Peygamberi, c. 1, s. 148.</span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="müdavim, post: 182445, member: 5987"] [SIZE="4"][COLOR="DarkSlateGray"]Peygamber Efendimiz, Medine tesis ettiği devleti düşmanlardan korumak için, buranın yerlileri olan gayrimüslim Ehli Kitap'la siyasî ittifak ve andlaşmalar yaptığı gibi, inanç yönünden de bir ittifakın sağlanmasını temine çalışmıştır. Onları aralarında ortak bir kelime olan "tevhid" inancı üzere birleştirmek ve şirk ehline karşı "inananlar paktı"nı kurmak istemiştir. Nitekim, bu gayeyi Medine içindeki Ehli Kitap için güttüğü gibi, Ehli Kitap olan dış devletler için de takib etmeye çalışmıştır. Bizans İmparatoru Heraklius ve diğer Hıristiyan prenslerine gönderdikleri davet mektubunda şu âyeti kerîmeyle onlara hitab etmiştir: [COLOR="Red"]"De ki: 'Ey Ehli Kitap (Hıristiyan ve Yahudiler)!.. Bizimle sizin arasında müsavi bir kelimeye gelin: Allah'tan başkasına ibâdet etmeyelim. O'na hiçbir şeyi ortak koşmayalım. Allah'ı bırakıp da birbirimizi Rabler edinmeyelim.' Eğer yüz çevirirlerse, o hâlde deyin ki: 'Şâhid olun; biz, gerçek Müslümanlarız.!'"[/COLOR]495 Bizzat Resûli Ekrem tarafından yazılı anayasayla himaye ve yardıma mazhar olan Kitap Ehli, ne yazık ki, andlaşmanın şartlarını bizzat kendileri bozmuş ve lehlerindeki şartların ortadan kalkmasına böylece yol açmışlardır. Andlaşmada "site devleti içinde bulunanların birbirlerinin aleyhinde bulunmayacakları" şartı, "birbirlerinin düşmanlarıyla anlaşmaya varmayacakları" maddesi yazılı iken, onlar (Yahudiler) Medine'nin müşriklerin taarruzlarına hedef olduğu çok nâzik bir sırada, baş kaldırdılar, daha yeni yeni teşekkül eden ve yeni yeni yerine oturan bir devletin aleyhinde tertipler düzenlemeye başladılar. Tabiiî ki, bu, doğrudan doğruya onları Müslümanların himayesinden mahrum bırakıyordu. Görüldüğü gibi, bu anayasa, kurulan yeni bir devletin birçok müessesesi hususunda hükümler taşımakta, her meselede istikametli çizgiler çizmekteydi: "Bu anayasayla İslâm, hayatının yeni bir safhasına başladı. Maddî ve cismanî ile maneviyatın karışması, ona kendine has bir çizgi getirdi. Mânevîyatı, hattâ ahlâkı tanımayan bir siyaset, bizi maddeciliğe ve vahşî hayvanların hayatlarından daha aşağı bir hayata götürür. Yaşadığımız dünyanın hâdiselerinden ayrı bir mânevîyat ise. bizi melek mertebesinin üzerine çıkarabilir. Fakat, bu, ancak son derece mahdut bir zümre için mümkündür. İnsanların büyük ekseriyeti, böyle bir ideolojiyi tatbik edenlerin çemberinin dışında kalır. Hz. Muhammed (s.a.v.), bilhassa vasat adamı düşündü ve ona insan hayatının iki tarafını nasıl dengeye getireceğini, madde ve mânâyı aynı zamanda içine alan bir terkip yapmayı öğretti. Bu dinî doktrin, herkese en az derecede lâzım olan bazı esas noktalan seçer, fakat kendilerini manevî hayata daha fazla verebilme tercihini fertlere bırakır. Bu durumda Hz. Peygamber'in sahabeleri müstakil bir devletin idare edici cemaati, Hz. Peygamber ise her sahada onun reisi oldu."496 -------------------------------------------------------------------------------- 493 Ibni Hişam, Sîre, c. 2, s. 147. Diğer maddeler için bkz.: ibni Hişam, A.g.e.,c. 2, s. 147150. 494 Prof. Harun Han Şirvanî, islâm'da Siyasî Düşünce ve İdare, Tere; s. 18. 495 Ali Imrân, 64. 496 Prof. Muhammed Hamidullah, islâm Peygamberi, c. 1, s. 148.[/COLOR][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Medine Devri(Salih Suruç) Hicretin 1. Yılı
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst