Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Medine Devri(Salih Suruç) Hicretin 1. Yılı
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="müdavim" data-source="post: 181984" data-attributes="member: 5987"><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkGreen"><strong>Aynı Rüyayı Görmesi</strong></span></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Medine ufuklarının bu sadâ ile çınladığını duyan Hz. Ömer, heyecan içinde evinden çıkarak, Resûli Ekrem'in huzuruna vardı. Durumu öğrenince, "Yâ Resûlallah!.. Seni hak dinle gönderen Allah'a yemin ederim ki, Abdullah'ın gördüğünün aynısını ben de görmüştüm!" dedi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: Red">Peygamberimiz, iki kişinin aynı şeyi görmesinden dolayı Allah'a hamd etti.</span>479</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">İslâm'ın ne derece fıtrî ve nezih bir din olduğunu, bu davet şeklinin tesbitinden de anlıyoruz! Ruhsuz, mânâsız, heyecansız ve tatsız çan çalmak, boru öttürmek veya ateş yakmak nerede; yeryüzünde "tevhid" ulvî hakikatini ilân eden, Resûli Ekrem'in peygamberliğini haykıran ve dolayısıyla îman esaslarının tamamını halka duyuran mânâ ve kutsîyet dolu "ezan" şekli nerede?</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"Hukuku Şahsîyye [Şahsî Hukuk]" ve "Hukuku Umumîyye [Umumî Hukuk]" adıyla iki nevi hukuk olduğu gibi, şer'î meseleler de iki kısımdır. Bir kısmı, şahıslarla ilgilidir, ferdîdir; diğer kısmı umuma, umumiyet itibarıyla taallûk eder. Onlar "Şeairi İslâmiyye" diye tâbir edilir.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Şeairi İslâmiyye'nin en büyüklerinden biri de, işte bu, Hicret'in 1. senesinde meşru kılınan ve "şehâdetleri dinin temeli" olan ezandır. Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin "Şeairi İslâmiyye" ile ilgili çok mühim izah ve değerlendirmeleri vardır. "Mektûbat" isimli eserinin 29. Mektubunda, "Mesaili Şeriattan bir kısmına 'taabbüdî' denilir. Aklın muhakemesine bağlı değildir; emrolduğu için yapılır. İlleti emirdir. Bir kısmına 'Mâkulû'1Mânâ' tâbir edilir. Yâni, bir hikmet ve bir maslahat var ki, o hükmün teşriine müreccih olmuş; fakat sebep ve illet değil. Çünkü, hakikî illet, emir ve nehyi İlâhî'dir. Şeairin taabbüdî kısmı, hikmet ve maslahat onu tağyir edemez; taabbüdîlik ciheti tereccüh ediyor, ona ilişilmez. Yüz bin maslahat gelse, onu tağyir edemez. Öyle de, 'Şeairin faidesi, yalnız malûm mesalihtir.' denilmez ve öyle bilmek hatadır. Belki, o maslahatlar ise, çok hikmetlerinden bir faidesi olabilir." dedikten sonra İslâm'ın mühim bir şeairi olan ezanla ilgili olarak da şunları söyler:</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkRed">"Meselâ, biri dese: 'Ezanın hikmeti, Müslümanları namaza çağırmaktır; şu hâlde, bir tüfek atmak kâfidir!' Hâlbuki, o divâne bilmez ki, binler maslahati ezaniyye içinde o bir maslahattır. Tüfek sesi, o maslahatı verse, acaba nevi beşer nâmına yahut o şehir ahalisi nâmına, hilkatı kâinatın neticei uzaması ve nevi beşerin neticei hilkati olan ilânı tevhid ve Rububiyyeti İlâhîye'ye karşı izharı ubudiyyete vasıta olan ezanın verini nasıl tutacak?"</span>480</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">--------------------------------------------------------------------------------</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">475 Ibni Hişam, Sîre, c. 2, s. 154; Buharî, Sahih, c. 1, s. 114.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">476 Buharî, A.g.e., c. 2, s. 3; Ebû Davud, Sünen, c. 1, s. 134.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">477 Buharî, A.g.e., c. t,:s, 11.4.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">478 Ibni Hişam, A.g.e.;.c. 2,. s. 155; Ahmed Ibni Hanbel, Müsned, c. 4, s. 43.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">479 İbni Hişam, A.g.e., c. 2, s. 155; Ebû Dâvud, Sünen, c. 1, s. 117.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">480 Bediüzzaman Said Nursî, Mektûbat, s. 371.</span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="müdavim, post: 181984, member: 5987"] [COLOR="DarkSlateGray"][SIZE="4"][COLOR="DarkGreen"][B]Aynı Rüyayı Görmesi[/B][/COLOR] Medine ufuklarının bu sadâ ile çınladığını duyan Hz. Ömer, heyecan içinde evinden çıkarak, Resûli Ekrem'in huzuruna vardı. Durumu öğrenince, "Yâ Resûlallah!.. Seni hak dinle gönderen Allah'a yemin ederim ki, Abdullah'ın gördüğünün aynısını ben de görmüştüm!" dedi. [COLOR="Red"]Peygamberimiz, iki kişinin aynı şeyi görmesinden dolayı Allah'a hamd etti.[/COLOR]479 İslâm'ın ne derece fıtrî ve nezih bir din olduğunu, bu davet şeklinin tesbitinden de anlıyoruz! Ruhsuz, mânâsız, heyecansız ve tatsız çan çalmak, boru öttürmek veya ateş yakmak nerede; yeryüzünde "tevhid" ulvî hakikatini ilân eden, Resûli Ekrem'in peygamberliğini haykıran ve dolayısıyla îman esaslarının tamamını halka duyuran mânâ ve kutsîyet dolu "ezan" şekli nerede? "Hukuku Şahsîyye [Şahsî Hukuk]" ve "Hukuku Umumîyye [Umumî Hukuk]" adıyla iki nevi hukuk olduğu gibi, şer'î meseleler de iki kısımdır. Bir kısmı, şahıslarla ilgilidir, ferdîdir; diğer kısmı umuma, umumiyet itibarıyla taallûk eder. Onlar "Şeairi İslâmiyye" diye tâbir edilir. Şeairi İslâmiyye'nin en büyüklerinden biri de, işte bu, Hicret'in 1. senesinde meşru kılınan ve "şehâdetleri dinin temeli" olan ezandır. Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin "Şeairi İslâmiyye" ile ilgili çok mühim izah ve değerlendirmeleri vardır. "Mektûbat" isimli eserinin 29. Mektubunda, "Mesaili Şeriattan bir kısmına 'taabbüdî' denilir. Aklın muhakemesine bağlı değildir; emrolduğu için yapılır. İlleti emirdir. Bir kısmına 'Mâkulû'1Mânâ' tâbir edilir. Yâni, bir hikmet ve bir maslahat var ki, o hükmün teşriine müreccih olmuş; fakat sebep ve illet değil. Çünkü, hakikî illet, emir ve nehyi İlâhî'dir. Şeairin taabbüdî kısmı, hikmet ve maslahat onu tağyir edemez; taabbüdîlik ciheti tereccüh ediyor, ona ilişilmez. Yüz bin maslahat gelse, onu tağyir edemez. Öyle de, 'Şeairin faidesi, yalnız malûm mesalihtir.' denilmez ve öyle bilmek hatadır. Belki, o maslahatlar ise, çok hikmetlerinden bir faidesi olabilir." dedikten sonra İslâm'ın mühim bir şeairi olan ezanla ilgili olarak da şunları söyler: [COLOR="DarkRed"]"Meselâ, biri dese: 'Ezanın hikmeti, Müslümanları namaza çağırmaktır; şu hâlde, bir tüfek atmak kâfidir!' Hâlbuki, o divâne bilmez ki, binler maslahati ezaniyye içinde o bir maslahattır. Tüfek sesi, o maslahatı verse, acaba nevi beşer nâmına yahut o şehir ahalisi nâmına, hilkatı kâinatın neticei uzaması ve nevi beşerin neticei hilkati olan ilânı tevhid ve Rububiyyeti İlâhîye'ye karşı izharı ubudiyyete vasıta olan ezanın verini nasıl tutacak?"[/COLOR]480 -------------------------------------------------------------------------------- 475 Ibni Hişam, Sîre, c. 2, s. 154; Buharî, Sahih, c. 1, s. 114. 476 Buharî, A.g.e., c. 2, s. 3; Ebû Davud, Sünen, c. 1, s. 134. 477 Buharî, A.g.e., c. t,:s, 11.4. 478 Ibni Hişam, A.g.e.;.c. 2,. s. 155; Ahmed Ibni Hanbel, Müsned, c. 4, s. 43. 479 İbni Hişam, A.g.e., c. 2, s. 155; Ebû Dâvud, Sünen, c. 1, s. 117. 480 Bediüzzaman Said Nursî, Mektûbat, s. 371.[/SIZE][/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Medine Devri(Salih Suruç) Hicretin 1. Yılı
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst