Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimiz İçin
Kalplerin ve kâinatın kandili
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="kasif1" data-source="post: 231358" data-attributes="member: 1008778"><p><span style="color: red"><span style="color: sandybrown"><span style="font-size: 15px"><em>Rabbü’l-Âlemînin huzuruna bütün yaratılmışlar adına çıkan, Rabbü’l-Âlemîn adına âlemlere Rahmet olarak inen kul ve elçisin sen (asm)… </em></span></span></span></p><p><span style="color: red"><span style="color: sandybrown"><span style="font-size: 15px"><em></em></span></span></span></p><p><span style="color: red"><span style="color: sandybrown"><span style="font-size: 15px"><em>Esen rüzgârlar, kıpırdayan yapraklar, yağan yağmurlar, ışık saçan güneş, parlayan şimşekler, dönen yıldızlar, raks eden kehkeşanlar, çekirdek etrafındaki elektronlar, çekirdekle elektron arasında dolu âlemler; senin elest bezmindeki hamd zikrinin coşkusuyla çağlıyorlar çağlardan beri… “An”ların olmadığı zamanlar nurun vardı, bütün “an”larda var, “an”sız sonsuzluklarda var olacak. </em></span></span></span></p><p><span style="color: red"><span style="color: sandybrown"><span style="font-size: 15px"><em></em></span></span></span></p><p><span style="color: red"><span style="color: sandybrown"><span style="font-size: 15px"><em>Mekânsızlık mekânı, mekânın bütün kesitleri, kesintisiz mekânlar sensiz değil seninle. “An”larda varlıkla yokluk arasında titreşip duran mekân, elest coşkusu ve yokluğa yuvarlanma arasında gidip geliyor. “Belâ” demeseydin kim var olurdu? Gülü görebilir, bülbülü dinleyebilir, rüzgârla nefeslenir, yıldızlarla yaldızlı gökyüzünü seyredebilir miydik? </em></span></span></span></p><p><span style="color: red"><span style="color: sandybrown"><span style="font-size: 15px"><em></em></span></span></span></p><p><span style="color: red"><span style="color: sandybrown"><span style="font-size: 15px"><em>Her “an” senle doğuyor, sensizlikte ölüyor… Kutlu doğum, mutlu ölümün öncüsü sensin… Sensizlik Yunus (as) ve Yusuf (as) kederlerden daha büyük bir keder, ayrılığın İbrahim (as) ateşlerden daha yakıcı, Âdem (as) yalnızlığından daha büyük bir yalnızlık seninle olmamak… </em></span></span></span></p><p><span style="color: red"><span style="color: sandybrown"><span style="font-size: 15px"><em></em></span></span></span></p><p><span style="color: red"><span style="color: sandybrown"><span style="font-size: 15px"><em>Nurun gelmezse ne kâinat ayakta durabilir, ne de kalpler… Semâvât ve arz tesbihatına dâhil oluyor, kalpler duâna âmin diyor… Yaratılış ağacının tuba-i cennetisin. Peygamberler köklerin, veliler meyvelerin… </em></span></span></span></p><p><span style="color: red"><span style="color: sandybrown"><span style="font-size: 15px"><em></em></span></span></span></p><p><span style="color: red"><span style="color: sandybrown"><span style="font-size: 15px"><em>Dermansız dert; seni (asm) kâinatla birlikte bilmemek, kâinatı sensiz bilmek… En büyük şifa, sünnetine sarılmak, gönlü kevserinle yıkamak… </em></span></span></span></p><p><span style="color: red"><span style="color: sandybrown"><span style="font-size: 15px"><em></em></span></span></span></p><p><span style="color: red"><span style="color: sandybrown"><span style="font-size: 15px"><em>Günah kirlerinden arınmak, hevadan soyunup takvaya kuşanmak, zihin zindeliği duygu duruluğuyla salât ve selâm getirmek; sana vuslatın muştulu habercileri… </em></span></span></span></p><p><span style="color: red"><span style="color: sandybrown"><span style="font-size: 15px"><em></em></span></span></span></p><p><span style="color: red"><span style="color: sandybrown"><span style="font-size: 15px"><em>Karanlık kâinatı kandilinle seyretmek; her bir nesnede, her bir hâdisede ayrı güzellikleri görmek, gönlü gül bahçesine çevirmek demek… Yılda bir hafta gül dağıtmak seni anmak ve anlamaktan uzak… Sense bize hep yakınsın… Yakınlığın olmasa yakînimiz olur muydu? Rahman ve Rahim olan ALLAH’ı, Kur’ân ve kâinatla birlikte anmaya ve anlamaya… </em></span></span></span></p><p><span style="color: red"><span style="color: sandybrown"><span style="font-size: 15px"><em></em></span></span></span></p><p><span style="color: red"><span style="color: sandybrown"><span style="font-size: 15px"><em>Kederlerden kurtulmak, dertlerden dermana erişmek, şifa bulmak, yalnızlıklarda yanmamak, zulümlerden necat bulmak; kalpleri kandilinle aydınlatmanın, mekânda ve “an”da elest hamdini duymanın sonsuz mutluluğu… Daralan dünyanın, kararan kalplerimizin geniş güneşi… </em></span></span></span></p><p><span style="color: red"><span style="color: sandybrown"><span style="font-size: 15px"><em></em></span></span></span></p><p><span style="color: red"><span style="color: sandybrown"><span style="font-size: 15px"><em>Yusuf (as) yürek, Yunus (as) nidâ ile İbrahimî (as) bereket duâsını kâinatın zerreleri, Kur’ân’ın harfleri ve kelimeleri adedince sana salât ve selâm getirerek ediyoruz Ya ResulALLAH (a.s.m.)… </em></span></span></span></p><p><span style="color: red"><span style="color: sandybrown"><span style="font-size: 15px"><em></em></span></span></span></p><p><span style="color: red"><span style="color: sandybrown"><span style="font-size: 15px"><em>Yokluğun boşluğunda bizi boş çevirme. Elestte yokluğa yuvarlanmaktan kurtardığın gibi dünya ve ahiret yokluklarında da şefaatçimiz ol. </em></span></span></span></p><p><span style="color: red"><span style="color: sandybrown"><span style="font-size: 15px"><em></em></span></span></span></p><p><span style="color: red"><span style="color: sandybrown"><span style="font-size: 15px"><em>Çünkü sen, “Ol” diye hükmeden Hâkim-i Zülkemal’in Rahmet Peygamberisin…</em></span></span></span></p><p><span style="color: red"><span style="color: sandybrown"><span style="font-size: 15px"><em></em></span></span></span></p><p> <span style="color: red"><span style="color: sandybrown"><span style="font-size: 15px"><em></em></span></span></span></p><p><span style="color: red"><span style="color: sandybrown"><span style="font-size: 15px"><em></em></span></span></span></p><p><span style="color: red"><span style="color: sandybrown"><span style="font-size: 15px"><em>Hüseyin Eren</em></span></span></span></p><p><span style="color: red"><span style="color: sandybrown"><span style="font-size: 15px"></span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="kasif1, post: 231358, member: 1008778"] [COLOR=red][COLOR=sandybrown][SIZE=4][I]Rabbü’l-Âlemînin huzuruna bütün yaratılmışlar adına çıkan, Rabbü’l-Âlemîn adına âlemlere Rahmet olarak inen kul ve elçisin sen (asm)… Esen rüzgârlar, kıpırdayan yapraklar, yağan yağmurlar, ışık saçan güneş, parlayan şimşekler, dönen yıldızlar, raks eden kehkeşanlar, çekirdek etrafındaki elektronlar, çekirdekle elektron arasında dolu âlemler; senin elest bezmindeki hamd zikrinin coşkusuyla çağlıyorlar çağlardan beri… “An”ların olmadığı zamanlar nurun vardı, bütün “an”larda var, “an”sız sonsuzluklarda var olacak. Mekânsızlık mekânı, mekânın bütün kesitleri, kesintisiz mekânlar sensiz değil seninle. “An”larda varlıkla yokluk arasında titreşip duran mekân, elest coşkusu ve yokluğa yuvarlanma arasında gidip geliyor. “Belâ” demeseydin kim var olurdu? Gülü görebilir, bülbülü dinleyebilir, rüzgârla nefeslenir, yıldızlarla yaldızlı gökyüzünü seyredebilir miydik? Her “an” senle doğuyor, sensizlikte ölüyor… Kutlu doğum, mutlu ölümün öncüsü sensin… Sensizlik Yunus (as) ve Yusuf (as) kederlerden daha büyük bir keder, ayrılığın İbrahim (as) ateşlerden daha yakıcı, Âdem (as) yalnızlığından daha büyük bir yalnızlık seninle olmamak… Nurun gelmezse ne kâinat ayakta durabilir, ne de kalpler… Semâvât ve arz tesbihatına dâhil oluyor, kalpler duâna âmin diyor… Yaratılış ağacının tuba-i cennetisin. Peygamberler köklerin, veliler meyvelerin… Dermansız dert; seni (asm) kâinatla birlikte bilmemek, kâinatı sensiz bilmek… En büyük şifa, sünnetine sarılmak, gönlü kevserinle yıkamak… Günah kirlerinden arınmak, hevadan soyunup takvaya kuşanmak, zihin zindeliği duygu duruluğuyla salât ve selâm getirmek; sana vuslatın muştulu habercileri… Karanlık kâinatı kandilinle seyretmek; her bir nesnede, her bir hâdisede ayrı güzellikleri görmek, gönlü gül bahçesine çevirmek demek… Yılda bir hafta gül dağıtmak seni anmak ve anlamaktan uzak… Sense bize hep yakınsın… Yakınlığın olmasa yakînimiz olur muydu? Rahman ve Rahim olan ALLAH’ı, Kur’ân ve kâinatla birlikte anmaya ve anlamaya… Kederlerden kurtulmak, dertlerden dermana erişmek, şifa bulmak, yalnızlıklarda yanmamak, zulümlerden necat bulmak; kalpleri kandilinle aydınlatmanın, mekânda ve “an”da elest hamdini duymanın sonsuz mutluluğu… Daralan dünyanın, kararan kalplerimizin geniş güneşi… Yusuf (as) yürek, Yunus (as) nidâ ile İbrahimî (as) bereket duâsını kâinatın zerreleri, Kur’ân’ın harfleri ve kelimeleri adedince sana salât ve selâm getirerek ediyoruz Ya ResulALLAH (a.s.m.)… Yokluğun boşluğunda bizi boş çevirme. Elestte yokluğa yuvarlanmaktan kurtardığın gibi dünya ve ahiret yokluklarında da şefaatçimiz ol. Çünkü sen, “Ol” diye hükmeden Hâkim-i Zülkemal’in Rahmet Peygamberisin… Hüseyin Eren[/I] [/SIZE][/COLOR][/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimiz İçin
Kalplerin ve kâinatın kandili
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst