Üçüncü Hüccet-i İmâniye
(Yirmi Üçüncü Lem’a)
Tabiat Risalesi
Tabiattan gelen fikr-i küfrîyi dirilmeyecek bir surette öldürüyor, küfrün temel taşını zîrüzeber ediyor.(Yirmi Üçüncü Lem’a)
Tabiat Risalesi
İHTAR: Şu Notada, tabiiyyunun münkir kısmının gittikleri yolun içyüzü ne kadar akıldan uzak ve ne kadar çirkin ve ne derece hurafe olduğu, lâakal doksan muhali tazammun eden Dokuz Muhal ile beyan edilmiş. Sair risalelerde o muhaller kısmen izah edildiğinden; burada gayet muhtasar olmak haysiyetiyle, bâzı basamaklar tayyedilmiştir. Onun için, birden bire, “Bu kadar zâhir ve âşikâre bir hurafeyi nasıl bu meşhur âkıl feylesoflar kabul etmişler, o yolda gidiyorlar?” hatıra geliyor.
Evet, onlar mesleklerinin iç yüzünü görememişler. Hem, hakikat-i meslekleri ve mesleklerinin lâzımı ve muktezası odur ki, yazılmış herbir muhalin ucunda beyan edilen o çirkin ve müstekreh ve gayr-ı mâkul HAŞİYE-1 hülâsa-i mezhepleri ve mesleklerinin lâzımı ve zarurî muktezası olduğunu gayet bedihîve kat’î burhanlarla, şüphesi olanlara tafsilen beyan ve ispat etmeye hazırım.
[NOT]Haşiye-1 Bu risalenin sebeb-i telifi, gayet mütecavizâne ve gayet çirkin bir tarzla, hakaik-i imaniyeyi tezyif edip, bozulmuş aklı yetişmediği şeye hurafe deyip, dinsizliği tabiata bağlayarak, Kur’ân’a hücum edilmesidir. O hücum ise şiddetli bir hiddeti kalbe (kaleme) verdi ki, şiddetli ve galiz tokatları o mülhidlere ve haktan yüz çeviren bâtıl mezheplilere yedirdi. Yoksa, Risale-i Nur’un mesleği, nezihâne ve nazikâne ve kavl-i leyyindir. [/NOT]
bedihî: açık, aşikâr | beyan etmek: açıklamak |
binaen: dayanarak | burhan: kuvvetli delil |
bâtıl: gerçek dışı, yalan | feylesof: filozof, felsefeci |
fikr-i küfrî: Allah’ın varlığını inkâr etme düşüncesi | galiz: çirkin, kaba |
gayr-ı mâkul: akla uymayan | hak: doğru, gerçek |
hakaik-i imaniye: iman hakikatleri, gerçekleri | hakikat-i meslek: takip edilen bir yöntemin gerçek yönü |
haysiyetiyle: özelliğiyle | haşiye: dipnot, açıklayıcı not |
hiddet: öfke | hurafe: delile dayanmayan saçma inanış |
hülâsa-i mezhep: takip edilen metodun özeti | ihtar: hatırlatma, uyarı |
izah etmek: açıklamak | kat’î: kesin |
kavl-i leyyin: yumuşak söz | küfür: Allah’ın varlığını inkâr etme |
lem’a: parıltı | lâakal: en az |
mezhep: tutulan yol, ekol | muhal: imkansızlık |
muhtasar: özet | mukteza: bir şeyin gereği |
mülhid: dinsiz | münkir: Allah’ın varlığını inkâr eden, kabul etmeyen |
müstekreh: çirkin | mütecavizâne: haddi aşarak, saldırgan bir şekilde |
nazikâne: nazikçe | nezihâne: temiz ve kibar bir şekilde |
nota: bildiri | risale: Risale-i Nur’u oluşturan bölümlerden her birisi |
sair: başka | sebeb-i telif: bir eserin yazılma sebebi |
suret: biçim, şekil | tabiat: doğa, maddî âlem; materyalist düşünce |
tabiiyyun: tabiatçılar, herşeyin tabiatın tesiriyle meydana geldiğini iddia edenler | tafsilen: ayrıntılı olarak |
tayyedilmek: atlanmak | tazammun etmek: içine almak |
tezyif etmek: hakaret; küçük düşürme; çürütme | zahir: açık, görünen |
zarurî: zorunlu | zîrüzeber etmek: yerle bir etmek, yıkmak |
âkıl: akıllı | âşikâre: açık, belli |