“Resûlullah (s.a.v.) iki şey arasında muhayyer kılındığı zaman, o iki işin en kolayını alırdı -günâh olmadıkça- günah olduğu zaman, ondan herkesten çok uzaklaşırdı. Hiç bir zaman Allah’ın Resûlü (s.a.v.) kendi nefsi için intikam almaya kalkışmamıştır. Yalnız Allah’ın emri çiğnendiği zaman müstesna.”
“Resûlullahın (s.a.v.) yatağı, içi hurma lifi dolu deri idi”
“Peygamberin (s.a.v.) karnı (hiçbir zaman) yemek ile doymamıştır. Bu hususta hiç kimseye yakınmamıştır. İhtiyaç, onun için zenginlikten daha iyi idi. Bütün gece açlıktan kıvransa bile, O’nun bu durumu, gündüz orucundan alıkoymazdı. İsteseydi Rabbinden yeryüzünün bütün hazinelerini, meyvelerini ve refah hayatını isterdi. And olsun ki, O’nun o halini gördüğüm zaman acırdım ve ağlardım. Elimle karnını sıvazlardım ve derdim ki:
“Canım sana fedâ olsun! Sana güç verecek şu dünyâdan bazı menfâatler (yiyecek ve içecekler) temin etsen olmaz mı?”
“- Ey Âişe, dünyâ benim neyime! Ulû’l azm’den olan peygamber kardeşlerim, bundan daha çetin olanına karşı tahammül gösterdiler. Fakat o halleri ile yaşayışlarına devam ettiler, Rablerine kavuştular, bu sebeple Rableri onların kendisine dönüşlerini çok güzel bir şekilde yaptı, sevablarını arttırdı. Ben refah bir hayat yaşamaktan haya ediyorum. Çünkü böyle bir hayat beni onlardan geri bırakır. Benim için en güzel ve sevimli şey, kardeşlerime, dostlarıma kavuşmak ve onlara katılmaktır”buyurdu.
Âişe (r.anha) dedi ki: Bu sözlerinden bir ay sonra (fazla) kalmadı vefât etti (s.a.v.).
“Resûlullah (s.a.v.) bütün gece tek bir âyetle namaz kıldı.”
Allahü teâlânın, insanların en üstünü olan Hz. Muhammed (s.a.v.)’e Peygamberlikle birlikte şehîdlik derecesini de vermiş olduğu, Hz. Âişe-i Sıddîka’nın haber vermiş olduğu şu hadîs-i şerîften anlaşılmaktadır.“Hayberde yidiğim zehirli etin acısını duymaktayım. O zehrin te’siri ile ebher (aort) damarım şimdi çalışmıyacak hâle geldi.”
Ebû Dâvud, Hz. Âişe’den (r.anha) bildiriyor ki; kız kardeşim Esma, Resûlullahın yanına geldi. Arkasında ince elbise vardı.
Derisinin rengi belli oluyordu. Resûlullah (s.a.v.) baldızına bakmadı. Mübârek yüzünü çevirdi ve “Yâ Esma! Bir kadın; namaz kılacak yaşa geldiği zaman; onun yüzünden ve iki ellerinden başka, yerlerini erkeklere göstermemesi lâzımdır” buyurdu.
Hz. Ömer’in haber verdiği hadîs-i şerîfde Resûlullah (s.a.v.) Hz. Âişe’ye “Dinde fırkalara ayrıldılar âyet-i kerîmesi bu ümmette meydana gelecek olan bid’at sahiplerini ve nefslerine uyanları haber veriyor”. buyurdu.Resûlullah (s.a.v.) tenbellikden Allahü teâlâya sığınmış, “Yâ Rabbi! Beni, keselden koru!” diye duâ ettiğini, Âişe (r.anha ve Enes bin Mâlik (Buhârî) ve (Müslim) de bildirmişlerdir. (Eşî’ât-ül-leme’ât) da, (Beyân ve Şi’r) babında diyor ki, Âişe (r.anha)nın bildirdiği hadîs-i şerîfde, “Şi’r, iyisi iyi olan, çirkini çirkin olan sözdür”buyuruldu. Ya’ni, vezn ve kâfiye, bir sözü çirkinleştirmez. Şi’ri çirkin yapan, ma’nâsıdır.
Resûlullah (s.a.v.)’e biri geldi. Onu uzakdan görünce, “Kabilesinin en kötüsüdür” buyurdu. Odaya girince; gülerek karşılayıp iltifat eyledi. Gidince; Hz. Âişe (r.anha) sebebini sordu, “İnsanların en kötüsü, zararından kurtulmak için yanına yaklaşılmayan kimsedir” buyurdu. O, müslümanların başın’da bulunan bir münafık idi. Müslümanları onun şerrinden korumak için müdârâ buyurdu.
Medine’de kaht (kuraklık) oldu. Hz. Âişe’ye gelip, yalvardılar. Resûlullahın türbesinin tavanını deliniz buyurdu. Öyle yaptılar. Çok yağmur yağdı. Kabr-i şerîf ıslandı.
KAYNAKLAR
1) Hilyet-ül-evliyâ cild-2, sh-43
2) Tabakât-ı İbn-i Sa’d cild-8, sh-58
3) El-A’lâm cild-3, sh-240
4) Eshâb-ı Kirâm sh-310, 9, 10, 22, 27, 47, 72, 76 78
5) El-İsâbe cild-4, sh-359
6) El-İstiâb cild-4, sh-366
7) Medâric-ün-Nübüvve cild-2, sh-97
8) Tezkiret-ül-Huffaz cild-1, sh-27
9) Şezerât-üz-zeheb cild-1, sh-61
10) Tabakât-ül-Huffâz cild-1, sh-8
11) Üsüd-ül-gâbe, cild-5, sh-501
12) Fâideli Bilgiler sh-68, 70, 76, 153, 184, 202
13) Müsned-i Ahmed bin Hanbel cild-6, sh-29
14) Sahîh-i Buharî Kitab-un-nikah Bab-38, 39, 59
15) Miftah u kunûz-üs-sünne, Hz. Âişe maddesi
16) Sahîh-i Müslim: Nikâh, 69, 72
17) Ebû Dâvud: Nikâh, Bab-32
18) Tirmüzî: Nikâh, Bab-19
19) Nesâî: Nikâh Bab-29
20) İbn-i Mâce: Nikâh Bab-13
21) Tam İlmihâl Se’âdet-i Ebediyye sh-983