Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Hicretin 8. yılı
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="müdavim" data-source="post: 191036" data-attributes="member: 5987"><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkGreen"><strong>Süraka b. Cu 'şum 'un Müslüman Olması</strong></span></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Resûli Ekrem Efendimiz, ashabıyla Taif ten Cirane'ye doğru yol alıyordu. Bu sırada Efendimize doğru birinin yaklaşmakta olduğu fark edildi. Müslümanlar onu tanımadıklarından buna mâni oldular. Hattâ, art niyetli biri olabilir zannıyla, "Sen nereye gidiyor, ne yapmak istiyorsun?" diyerek üzerine yürümek bile istediler.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Müslümanların kendisini Peygamber Efendimize yaklaştırmayacağını anlayınca, hicret esnasında Hz. Ebû Bekir'in kendisi için yazmış olduğu yazıyı iki parmağının arasına alarak kaldırdı. "Yâ Resûlallah!.. Bu, benim için yazdığın yazıdır. Ben, Süraka b. Cu'şum'um!" dedi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Peygamber Efendimiz, onu tanıdı. "Bugün, verilen sözü yerine getirme ve iyilik yapma günüdür!" buyurduktan sonra Müslümanlara, "Onu, bana yaklaştırınız." diye emretti.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Efendimizin huzuruna varan Süraka, şehâdet getirerek Müslüman oldu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Süraka derki:</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"Resûlullah'a, 'Yâ Resûlallah!.. Kendi develerim için doldurduğum havuzlarımın başını yitirilmiş develer sararlar. Havuzumdan onları sulasam, bana ecir ve sevab var mıdır?' diye sordum. Resûlullah (a.s.m.), 'Evet... Her ciğeri olanı sulamakta, insana ecir ve sevab vardır.' buyurdu. Bundan başka bir şey sormadım. Sonra kavmimin yanına vardım. Mallarımın zekâtını ayırıp Resûlullah'a (a.s.m.) gönderdim."889</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Ganimet ve Esirler Yoluna devam eden Efendimiz, Cirane mevkiine geldi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Mücâhidlerin bu çarpışmalarda elde ettikleri ganimet ve esir sayısı oldukça fazlaydı. Esir alınan kadın ve çocuk sayısı altı bini buluyordu.890</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Alınan ganîmet malları ise, 24 bin deve, 40 bin davar ve dört bin ukiyye* gümüş idi.891</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Resûli Ekrem, Havazinlilerin gelip Müslüman olabilecekleri ihtimalini göz önünde bulundurarak, esirlerin taksimine hemen başlamadı. Bu arada, sahabînin birini Mekke'ye göndererek, esirler için elbiseler getirtip hepsini giydirdi.892</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">On geceden fazla beklediği hâlde, Havazinlilerin gelmediğini görünce, esirleri Müslümanlar arasında bölüştürdü.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkGreen"><strong>Havazin Heyetinin Gelişi</strong></span></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkGreen"><strong></strong></span></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Esirlerin mücâhidler arasında taksim edilmesi işi henüz yeni bitmişti ki, Havazinlilerden bir heyet çıkageldi ve Peygamber Efendimize, Müslüman olduklarını, yurtlarındaki halkın da İslâmiyeti kabul ettiklerini haber verdi.893</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Havazinliler, Resûli Ekrem Efendimizin süt annesi Halime'nin mensup olduğu kabile idi. Yâni, Allah Resulüne dadılıkta bulunmuş bir kabile idi. Bunu ileri sürerek kendilerine lûtufkâr davranılmasını, mal ve esirlerinin geri verilmesini istediler.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Resûli Ekrem onlara, "Ben, tevbe edip gelirsiniz diye, ganîmet ve esirleri bölüştürmeyi uzun müddet tehir ettim! Fakat, siz artık çok geç kalmış sayılırsınız. Esirleri, mücâhidler arasında taksim etmiş bulunuyorum. Onları size tekrar iade etmem oldukça zor bir iştir!" dedi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Bu konuşmasından sonra da onları iki şey arasında serbest bıraktı: İsterlerse mallarını, isterlerse kadın ve çocuklarını tercih edeceklerdi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Havazinliler, kadın ve çocuklarını tercih edeceklerdi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Bunun üzerine Peygamber Efendimiz, "Hisseme ve Abdûlmuttâlib Oğullan hissesine düşenleri size geri veriyorum." buyurdu; sonra da, "Öğle namazını kıldırdığım zaman, ayağa kalkarak, 'Biz kadınlarımız ve çocuklarımız hususunda Allah Resulünün Müslümanlar nezdinde, Müslümanların da Allah Resulü nezdinde şefaatini diliyoruz.' diye konuşursunuz. Ben de hissemi bağışladığımı tekrarlar, Müslümanların da bağışlamasını isterim!" diye tavsiyede bulundu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Peygamber Efendimiz, öğle namazını kıldırınca, Havazinliler yapılan tavsiye üzerine ayağa kalkarak, Hz. Resûlullah ve Müslümanlardan esirlerinin bağışlamasını taleb ettiler.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Resûli Ekrem, halkın huzurunda yüksek sesle hissesine ve Abdûlmuttâlib Oğulları hissesine düşen esirleri bağışladığını tekrarladı. Bunu duyan Muhacir ve Ensâr'ın hepsi de kendilerine düşen esirleri bağışladılar.894</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Böylece, Resûli Kibriya'nın mübarek dillerinden dökülen bir iki cümleyle, bir anda altı bin civarındaki esir kadın ve çocuk serbest bırakıldı. </span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Bu hâdise, hem Nebîyyi Muhterem Efendimizin engin şefkat ve merhametini göstermek, hem de Müslümanların ona mutlak bağlılıklarını aksettirmek bakımından şâyanı dikkattir.</span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="müdavim, post: 191036, member: 5987"] [COLOR="DarkSlateGray"][SIZE="4"][COLOR="DarkGreen"][B]Süraka b. Cu 'şum 'un Müslüman Olması[/B][/COLOR] Resûli Ekrem Efendimiz, ashabıyla Taif ten Cirane'ye doğru yol alıyordu. Bu sırada Efendimize doğru birinin yaklaşmakta olduğu fark edildi. Müslümanlar onu tanımadıklarından buna mâni oldular. Hattâ, art niyetli biri olabilir zannıyla, "Sen nereye gidiyor, ne yapmak istiyorsun?" diyerek üzerine yürümek bile istediler. Müslümanların kendisini Peygamber Efendimize yaklaştırmayacağını anlayınca, hicret esnasında Hz. Ebû Bekir'in kendisi için yazmış olduğu yazıyı iki parmağının arasına alarak kaldırdı. "Yâ Resûlallah!.. Bu, benim için yazdığın yazıdır. Ben, Süraka b. Cu'şum'um!" dedi. Peygamber Efendimiz, onu tanıdı. "Bugün, verilen sözü yerine getirme ve iyilik yapma günüdür!" buyurduktan sonra Müslümanlara, "Onu, bana yaklaştırınız." diye emretti. Efendimizin huzuruna varan Süraka, şehâdet getirerek Müslüman oldu. Süraka derki: "Resûlullah'a, 'Yâ Resûlallah!.. Kendi develerim için doldurduğum havuzlarımın başını yitirilmiş develer sararlar. Havuzumdan onları sulasam, bana ecir ve sevab var mıdır?' diye sordum. Resûlullah (a.s.m.), 'Evet... Her ciğeri olanı sulamakta, insana ecir ve sevab vardır.' buyurdu. Bundan başka bir şey sormadım. Sonra kavmimin yanına vardım. Mallarımın zekâtını ayırıp Resûlullah'a (a.s.m.) gönderdim."889 Ganimet ve Esirler Yoluna devam eden Efendimiz, Cirane mevkiine geldi. Mücâhidlerin bu çarpışmalarda elde ettikleri ganimet ve esir sayısı oldukça fazlaydı. Esir alınan kadın ve çocuk sayısı altı bini buluyordu.890 Alınan ganîmet malları ise, 24 bin deve, 40 bin davar ve dört bin ukiyye* gümüş idi.891 Resûli Ekrem, Havazinlilerin gelip Müslüman olabilecekleri ihtimalini göz önünde bulundurarak, esirlerin taksimine hemen başlamadı. Bu arada, sahabînin birini Mekke'ye göndererek, esirler için elbiseler getirtip hepsini giydirdi.892 On geceden fazla beklediği hâlde, Havazinlilerin gelmediğini görünce, esirleri Müslümanlar arasında bölüştürdü. [COLOR="DarkGreen"][B]Havazin Heyetinin Gelişi [/B][/COLOR] Esirlerin mücâhidler arasında taksim edilmesi işi henüz yeni bitmişti ki, Havazinlilerden bir heyet çıkageldi ve Peygamber Efendimize, Müslüman olduklarını, yurtlarındaki halkın da İslâmiyeti kabul ettiklerini haber verdi.893 Havazinliler, Resûli Ekrem Efendimizin süt annesi Halime'nin mensup olduğu kabile idi. Yâni, Allah Resulüne dadılıkta bulunmuş bir kabile idi. Bunu ileri sürerek kendilerine lûtufkâr davranılmasını, mal ve esirlerinin geri verilmesini istediler. Resûli Ekrem onlara, "Ben, tevbe edip gelirsiniz diye, ganîmet ve esirleri bölüştürmeyi uzun müddet tehir ettim! Fakat, siz artık çok geç kalmış sayılırsınız. Esirleri, mücâhidler arasında taksim etmiş bulunuyorum. Onları size tekrar iade etmem oldukça zor bir iştir!" dedi. Bu konuşmasından sonra da onları iki şey arasında serbest bıraktı: İsterlerse mallarını, isterlerse kadın ve çocuklarını tercih edeceklerdi. Havazinliler, kadın ve çocuklarını tercih edeceklerdi. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz, "Hisseme ve Abdûlmuttâlib Oğullan hissesine düşenleri size geri veriyorum." buyurdu; sonra da, "Öğle namazını kıldırdığım zaman, ayağa kalkarak, 'Biz kadınlarımız ve çocuklarımız hususunda Allah Resulünün Müslümanlar nezdinde, Müslümanların da Allah Resulü nezdinde şefaatini diliyoruz.' diye konuşursunuz. Ben de hissemi bağışladığımı tekrarlar, Müslümanların da bağışlamasını isterim!" diye tavsiyede bulundu. Peygamber Efendimiz, öğle namazını kıldırınca, Havazinliler yapılan tavsiye üzerine ayağa kalkarak, Hz. Resûlullah ve Müslümanlardan esirlerinin bağışlamasını taleb ettiler. Resûli Ekrem, halkın huzurunda yüksek sesle hissesine ve Abdûlmuttâlib Oğulları hissesine düşen esirleri bağışladığını tekrarladı. Bunu duyan Muhacir ve Ensâr'ın hepsi de kendilerine düşen esirleri bağışladılar.894 Böylece, Resûli Kibriya'nın mübarek dillerinden dökülen bir iki cümleyle, bir anda altı bin civarındaki esir kadın ve çocuk serbest bırakıldı. Bu hâdise, hem Nebîyyi Muhterem Efendimizin engin şefkat ve merhametini göstermek, hem de Müslümanların ona mutlak bağlılıklarını aksettirmek bakımından şâyanı dikkattir.[/SIZE][/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Hicretin 8. yılı
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst