Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Hicretin 8. yılı
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="müdavim" data-source="post: 190786" data-attributes="member: 5987"><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkGreen"><strong>Esir ve Ganimetlerin Cirane 'ye Gönderilişi</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Peygamber Efendimiz, çarpışmadan kesin netice almak istiyordu. Huneyn'deki çarpışmayla bu kat'î netice henüz elde edilmiş değildi. Düşman, Taife sığınmıştı. Bu sebeple Taif üzerine yürümek gerekiyordu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Buna binâen, Huneyn Savaşında elde edilen ganimetler ve alınan esirleri Cirane mevkiine gönderdi ve orada muhafaza edilmesini, vazifelendirdiği sahabîlere emretti.869</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkGreen"><strong>BİR KAN DÂVASININ HÜKME BAĞLANIŞI</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Resûli Ekrem, henüz Huneyn mevkiinden ayrılmış değildi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Öğle namazını kılmış ve istirahat etmek üzere bir ağacın gölgesinde oturuyordu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Bu sırada iki kişinin huzuruna gittiği fark edildi. Bunlar, Gatafanların Reisi Uyeyne b. Hısn ile Akra b. Habis idi. Uyeyne, Peygamberimizden, haksız yere öldürülen Âmir b. Azbat'ın kanını dâva ediyor ve katil Muhallim b. Cessame'nin kendilerine teslimini istiyordu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Uyeyne b. Hısn, "Vallahi, yâ Resûlallah!.. O benim kabilemin kadınlarına ölüm acısını tattırıp canlarını yaktığı gibi, ben de onun kadınlarına ölürn acısını tattırıp canlarını yakmadıkça yakasını bırakmam!" diyerek Muhallim b. Cessame'nin kısas için kendisine teslimini isterken, Aka b. Habis ise Muhallim'i müdafaa ediyordu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Resûli Ekrem'in "Onun diyetini [kan bedelini] alsan olmaz mı?" diye yaptığı teklife, Uyeyne b. Hısn yanaşmadı. Bu sırada sesler yükseldi, gürültüler çoğaldı.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Bunun üzerine Resûli Ekrem, "Hayır, bu seferimiz sırasında 50 deve, dönüşümüzde de 50 deve diyet alacaksın." diye teklifte bulundu. Ancak, Uyeyne aynı şekilde bu teklifi de kabule yanaşmadı.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Uzun uzun konuşulduktan sonra, Uyeyne b. Hısn, teklif edildiği şekilde diyet almayı kabul etti.871</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Böylece, Resûli Ekrem, halk arasında az da olsa gerginliğe sebep olan bir kan dâvasını halletti.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Fakat işin, ibret alınması gereken tarafı bundan sonra cereyan etti: Müslümanlar, Muhallim b. Cessame'ye, "Resûlullah'ın huzuruna çık, yaptığın bu hareketinden dolayı senin için Allah'tan mağrifet dilesin!" deyince, uzun boylu, üzerine yeni bir elbise giymiş ve kısasa kendisini hazırlamış bulunan Muhallim, Huzuru Risâlete vardı. Efendimizin önüne diz çöktü. Mahzundu, üzgündü, gözlerinden yaşlar akıyordu. Yaptığı şeyden pişmanlık duyduğunu ve Allah'a tevbe ettiğini söyleyerek, Resûlullah'tan, Allah'tan mağrifet dilemesini istiyordu: "Yâ Resûlallah!.. Pişmanım, Allah'a tevbe ediyorum! Benim için Allah'tan mağrifet dile!"</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">ı izam tarafına göndermişti. Mücâhidler, yolda Âmir b. Azbat'a rastlamışlardı. Âmir, mücâhidleri İslâm selâmıyla selâmladığı hâlde, şahsî bir düşmanlık ve kinden dolayı, Muhallim b. Cessame tarafından öldürülmüştü. İşte, Uyeyne b. Hısn'ın istediği, bu kan dâvası idi. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Resûli Ekrem, "Kimsin sen?.." diye sordu. "Muhallim b. Cessame!.." diye cevap verdi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Resûli Ekrem, "Demek, sen, ona (Amir'e) Allah'ın emanıyla eman verdin (selâmına karşılık selâm verdin), sonra da onu vurup öldürdün, öyle mi?" diye buyurunca, Muhallim b. Cessame başını önüne eğdi ve sustu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Efendimiz, sonra ellerini kaldırarak, yüksek sesle, "Allah'ım, Muhallim b. Cessame'yi affetme!" diye beddua etti.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Bedduayı duyan Muhallim'in tüyleri diken diken oldu; uğrayacağı akıbetin dehşetini düşünerek tir tir titremeye başladı. Tekrar yalvardı: "Yâ Resûlallah!.. Pişmanım! Allah'a tevbe ediyorum! Ne olur, benim için Allah'tan af dile!"</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Ne var ki, Muhallim'in bu yakarışı da pek fayda etmiyor ve aynı şekilde Hz. Resûlullah'ın bedduasına uğruyordu. Sonra da huzurdan kovuluyordu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Yapılan bedduanın üzüntüsü ve uğrayacağı akıbetin dehşeti Muallim'i ancak bir hafta kadar ayakta tutabildi. Ölünce, onu gömdüler. Ne var ki, yer, ölüsünü kabul etmiyordu; defalarca gömdükleri hâlde, yer, yine cesedini dışarı attı.872 Sonunda kavmi, üzerine taş yığarak onu iki dağ arasında bıraktı.873</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Durumu Efendimize ilettiklerinde, şöyle buyurdular:</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Vallahi, yer, ondan çok daha kötülerin üzerini örtmüştür. Fakat, Allah, aranızdaki (haksız yere adam öldürme) yasağı hakkında, size, gösterdiği bu hâdiseyle öğüt ve ibret vermek istemiştir."</span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="müdavim, post: 190786, member: 5987"] [SIZE="4"][COLOR="DarkSlateGray"][COLOR="DarkGreen"][B]Esir ve Ganimetlerin Cirane 'ye Gönderilişi[/B][/COLOR] Peygamber Efendimiz, çarpışmadan kesin netice almak istiyordu. Huneyn'deki çarpışmayla bu kat'î netice henüz elde edilmiş değildi. Düşman, Taife sığınmıştı. Bu sebeple Taif üzerine yürümek gerekiyordu. Buna binâen, Huneyn Savaşında elde edilen ganimetler ve alınan esirleri Cirane mevkiine gönderdi ve orada muhafaza edilmesini, vazifelendirdiği sahabîlere emretti.869 [COLOR="DarkGreen"][B]BİR KAN DÂVASININ HÜKME BAĞLANIŞI[/B][/COLOR] Resûli Ekrem, henüz Huneyn mevkiinden ayrılmış değildi. Öğle namazını kılmış ve istirahat etmek üzere bir ağacın gölgesinde oturuyordu. Bu sırada iki kişinin huzuruna gittiği fark edildi. Bunlar, Gatafanların Reisi Uyeyne b. Hısn ile Akra b. Habis idi. Uyeyne, Peygamberimizden, haksız yere öldürülen Âmir b. Azbat'ın kanını dâva ediyor ve katil Muhallim b. Cessame'nin kendilerine teslimini istiyordu. Uyeyne b. Hısn, "Vallahi, yâ Resûlallah!.. O benim kabilemin kadınlarına ölüm acısını tattırıp canlarını yaktığı gibi, ben de onun kadınlarına ölürn acısını tattırıp canlarını yakmadıkça yakasını bırakmam!" diyerek Muhallim b. Cessame'nin kısas için kendisine teslimini isterken, Aka b. Habis ise Muhallim'i müdafaa ediyordu. Resûli Ekrem'in "Onun diyetini [kan bedelini] alsan olmaz mı?" diye yaptığı teklife, Uyeyne b. Hısn yanaşmadı. Bu sırada sesler yükseldi, gürültüler çoğaldı. Bunun üzerine Resûli Ekrem, "Hayır, bu seferimiz sırasında 50 deve, dönüşümüzde de 50 deve diyet alacaksın." diye teklifte bulundu. Ancak, Uyeyne aynı şekilde bu teklifi de kabule yanaşmadı. Uzun uzun konuşulduktan sonra, Uyeyne b. Hısn, teklif edildiği şekilde diyet almayı kabul etti.871 Böylece, Resûli Ekrem, halk arasında az da olsa gerginliğe sebep olan bir kan dâvasını halletti. Fakat işin, ibret alınması gereken tarafı bundan sonra cereyan etti: Müslümanlar, Muhallim b. Cessame'ye, "Resûlullah'ın huzuruna çık, yaptığın bu hareketinden dolayı senin için Allah'tan mağrifet dilesin!" deyince, uzun boylu, üzerine yeni bir elbise giymiş ve kısasa kendisini hazırlamış bulunan Muhallim, Huzuru Risâlete vardı. Efendimizin önüne diz çöktü. Mahzundu, üzgündü, gözlerinden yaşlar akıyordu. Yaptığı şeyden pişmanlık duyduğunu ve Allah'a tevbe ettiğini söyleyerek, Resûlullah'tan, Allah'tan mağrifet dilemesini istiyordu: "Yâ Resûlallah!.. Pişmanım, Allah'a tevbe ediyorum! Benim için Allah'tan mağrifet dile!" ı izam tarafına göndermişti. Mücâhidler, yolda Âmir b. Azbat'a rastlamışlardı. Âmir, mücâhidleri İslâm selâmıyla selâmladığı hâlde, şahsî bir düşmanlık ve kinden dolayı, Muhallim b. Cessame tarafından öldürülmüştü. İşte, Uyeyne b. Hısn'ın istediği, bu kan dâvası idi. Resûli Ekrem, "Kimsin sen?.." diye sordu. "Muhallim b. Cessame!.." diye cevap verdi. Resûli Ekrem, "Demek, sen, ona (Amir'e) Allah'ın emanıyla eman verdin (selâmına karşılık selâm verdin), sonra da onu vurup öldürdün, öyle mi?" diye buyurunca, Muhallim b. Cessame başını önüne eğdi ve sustu. Efendimiz, sonra ellerini kaldırarak, yüksek sesle, "Allah'ım, Muhallim b. Cessame'yi affetme!" diye beddua etti. Bedduayı duyan Muhallim'in tüyleri diken diken oldu; uğrayacağı akıbetin dehşetini düşünerek tir tir titremeye başladı. Tekrar yalvardı: "Yâ Resûlallah!.. Pişmanım! Allah'a tevbe ediyorum! Ne olur, benim için Allah'tan af dile!" Ne var ki, Muhallim'in bu yakarışı da pek fayda etmiyor ve aynı şekilde Hz. Resûlullah'ın bedduasına uğruyordu. Sonra da huzurdan kovuluyordu. Yapılan bedduanın üzüntüsü ve uğrayacağı akıbetin dehşeti Muallim'i ancak bir hafta kadar ayakta tutabildi. Ölünce, onu gömdüler. Ne var ki, yer, ölüsünü kabul etmiyordu; defalarca gömdükleri hâlde, yer, yine cesedini dışarı attı.872 Sonunda kavmi, üzerine taş yığarak onu iki dağ arasında bıraktı.873 Durumu Efendimize ilettiklerinde, şöyle buyurdular: "Vallahi, yer, ondan çok daha kötülerin üzerini örtmüştür. Fakat, Allah, aranızdaki (haksız yere adam öldürme) yasağı hakkında, size, gösterdiği bu hâdiseyle öğüt ve ibret vermek istemiştir."[/COLOR][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Hicretin 8. yılı
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst