Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Hicretin 7. yılı
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="müdavim" data-source="post: 187515" data-attributes="member: 5987"><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkGreen"><strong>EBÛ SÜFYAN İLE HERAKLİUS KARŞI KARŞIYA</strong></span></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkGreen"><strong></strong></span></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Araştırıp soruşturma kararı veren Heraklius, etrafına, "Peygamber olduğunu söyleyen şu kişinin kavminden buralarda kimse yok mudur?" diye sordu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">O sırada ticaret münâsebetiyle, Ebû Süfyan, Kureyş'ten bazı adamlarla Şam'da bulunuyordu. Onu arkadaşlarıyla alıp, yine o sırada Şam'da bulunan Kayser'in huzuruna getirdiler. Hâdisenin geri kalan kısmını Ebû Süfyan şöyle anlatmıştır:</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"HirakFin huzuruna girdik. Bizleri önüne oturttu ve tercüman vasıtasıyla, 'Peygamber olduğunu söyleyen bu zâta neseben en yakın hanginizdir?' diye sordu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">'"Neseben en yakınları benim!' dedim.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"Beni önüne oturttular; arkadaşlarımı da arkama...</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">'"Bunlara söyle: Ben, peygamber olduğunu söyleyen o zât hakkında bu adamdan bazı şeyler soracağım. Bu bana yalan söylerse siz onu tekzib ediniz!'</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"Vallahi, arkadaşlarım tarafından yalanımın öteye beriye yayılmasından korkmasaydim, Peygamber hakkında o zaman muhakkak yalan uydururdum!"</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Sonra da hükümdar ile Ebû Süfyan arasında sorulu cevaplı şu konuşma geçti:</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"Sizin içinizde, onun nesebi nasıldır?"</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"İçimizde onun nesebi pek büyüktür!"</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"Ecdadı içinde bir melik var mıdır?"</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"Hayır!.."</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"Peygamberlikten evvel, onu hiç yalanla ittiham ettiniz mi?"</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"Hayır!.."</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"Ona kimler tâbi oluyor? Halkın ileri gelenleri mi. yoksa fakir kimseler mi?.."</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"Daha çok halkın zaîf ve fakirleri tâbi oluyor!" "Ona uyanlar artıyor mu, eksiliyor mu?" "Eksilmiyor; bilâkis allıyorlar!"</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"Onlardan, onun dinine girdikten sonra, beğenmeyip dininden dönen var mı?"</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"Hayır, yoktur!"</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"Kendisinin hiç sözünde durmadığı, ahdini bozduğu vâkî midir?"</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"Hayır, vâkî değildir. Ancak biz şimdi onunla çarpışmayı bir müddet için bırakarak muahede yapmış bulunuyoruz. Bu müddet içinde ne yapacağını bilmiyoruz. Bu yoldaki ahdini bozmasından korkuyoruz!"</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">(Ebû Süfyan der ki:</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"Vallahi, verdiğim cevaplara bu sözden başka bir şey ilâve etmek imkânını bulamadım!")</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"Onunla hiç harb ettiniz mi?"</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"Evet, ettik."</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"Yaptığınız savaşlar nasıl neticelendi?"</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"Harb talii aramızda nevbet nevbet olur. Bâzan o bize zarar verir, bâzan biz ona..."</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"Sizden, ondan önce peygamberlik iddiasında bulunmuş bir kimse var mıdır?"</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"Hayır, yoktur!"</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"O, size neler emrediyor?"</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"Yalnız bir Allah'a ibâdet etmeyi ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmamayı emrediyor. Atalarımızın tapmış bulundukları şeylerden de bizi nehyediyor. Namaz kılmayı, doğru olmayı, kimsesiz fakirlere sadaka vermeyi, haram olan şeylerden sakınmayı, ahdinde durmayı, emaneti sahibine vermeyi, akrabalarla ilgilenmeyi ve onları görüp gözetmeyi emrediyor."</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Bütün bunlardan sonra, Heraklius, tercümanı vasıtasıyla Ebû Süfyan'a şöyle dedi:</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"Nesebini sordum; içinizden yüksek neseb sahibi olduğunu beyan ettin. Peygamberler de, zâten böyle, kavimlerinin en soyluları içinden seçilip gönderilirler.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"Ben, babalan ve dedeleri içinde bir melik gelip gelmediğini sordum. Sen, 'Hayır, yok.' dedin. Eğer, babalarından, dedelerinden bir melik olsaydı, 'Bu da babalarının mülkünü geri isteyen bir kimsedir!' diye hükmederdim.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"Ben, peygamberlik iddiasında, ondan önce içinizde bulunanın olup olmadığını sordum. 'Hayır, yoktur.' diye cevap verdin. Eğer, ondan önce bu sözü söyleyen biri olsaydı, 'Bu da, belki kendisinden önce söylenmiş bulunan bir söze ittiba etmek istemiş bir kimsedir!' diye düşünürdüm.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"Ben, ona kimlerin tâbi olduklarını sordum. Sen, 'Ona tâbi olanlar halkın zatîleridir.' dedin. Peygamberlere tâbi olanlar da onlardır.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"Ben, peygamberlik dâvasında bulunmadan evvel onun bir yalan söylemiş olup olmadığını sordum. Sen, 'Hayır.' dedin. Ben ise, kat'î olarak bilmekteyim ki, insanlara karşı yalan söylemeyi irtikâb etmemiş bir kimse Allah'a karşı da yalan söylemez.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"Ben, 'Onun dinine girdikten sonra, beğenmeyip dininden geri dönenler var mıdır?' diye sordum. Buna da, 'Hayır.' cevabını verdin. îman da böyledir. îmanın icabı olan iç ferahlık ve neşe kalbe karışıp kökleşince böyle olur.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"Benim, 'Onlar artıyor mu, yoksa eksiliyor mu?' soruma, sen, 'Artıyorlar.' cevabını verdin. îman keyfiyeti tamamlanıncaya kadar hep bu minval üzere gider.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"Ben, 'Onunla hiç savaştınız mı?' diye sordum. Sen, savaştığınızı, savaş neticesinin nöbet nöbet değiştiğini, bâzan onun size, bâzan da sizin ona zarar verdiğinizi söyledin. Zâten peygamberler de hep böyledir: Onlar belâlara uğratılırlar; ama, sonra da güzel ve makbul akıbet onların olur.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"Ben, 'O zât ahdini bozar mı?' diye sordum. Sen, 'Sözünde durmamazlık etmez.' dedin. Peygamberlerin hâli budur: Hiçbir zaman verdikleri sözde durmamazlık etmezler.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"Ben, 'O size neler emrediyor?' diye sordum. Sen, 'Onun Allah Teâlâ'ya ibâdet etmeyi, O'na hiçbir şeyi eş ve ortak koşmamayı size emrettiğini v.s. dedin.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"Bütün bu anlattıkların, peygamberlerin vasıflarıdır! Eğer o zât hakkında bu söylediklerinin hepsi doğru ise, şüphesiz, o bir peygamberdir! Zâten ben, bir peygamberin çıkacağını biliyordum; fakat sizden çıkacağını tahmin etmezdim!"515</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Bu karşılıklı konuşmadan sonra da, Heraklius açıkça, "Eğer, onun yanına varabileceğimi bilebilsem, kendisiyle buluşmak için her türlü zahmete katlanırdım; yanında olsaydım, hizmet ederek, ayaklarını yıkardım! Yemin ederek söylüyorum ki, onun mülkü, iktidarı şu ayaklarımın altında bulunan yerlere muhakkak gelip ulaşacaktır!"516 diye konuştu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Bu sözlere muhatab olan Ebû Süfyan'ı, bir korku ve telâş sardı; dışarı fırlayıp, arkadaşlarına, "İbni Ebî Kebşe'nin işi gerçekten gittikçe büyüyor! Şu muhakkak ki, Benî Asfar Hükümdarı bile ondan korkmaktadır!"517 dedi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Ebû Kebşe, putlara tapmaktan yüz çevirip Şi'ra'lUbur adındaki yıldıza tapan Huzaa Kabilesinden bir adamdı. Peygamberimizi de putlardan yüz çevirdiği için bu adama benzeterek ve ona nisbet ederek "ibni Ebî Kebşe" demekle, güya Peygamberimizin bu dedesine çektiğini ifade etmek istiyorlardı. </span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="müdavim, post: 187515, member: 5987"] [COLOR="DarkSlateGray"][SIZE="4"][COLOR="DarkGreen"][B]EBÛ SÜFYAN İLE HERAKLİUS KARŞI KARŞIYA [/B][/COLOR] Araştırıp soruşturma kararı veren Heraklius, etrafına, "Peygamber olduğunu söyleyen şu kişinin kavminden buralarda kimse yok mudur?" diye sordu. O sırada ticaret münâsebetiyle, Ebû Süfyan, Kureyş'ten bazı adamlarla Şam'da bulunuyordu. Onu arkadaşlarıyla alıp, yine o sırada Şam'da bulunan Kayser'in huzuruna getirdiler. Hâdisenin geri kalan kısmını Ebû Süfyan şöyle anlatmıştır: "HirakFin huzuruna girdik. Bizleri önüne oturttu ve tercüman vasıtasıyla, 'Peygamber olduğunu söyleyen bu zâta neseben en yakın hanginizdir?' diye sordu. '"Neseben en yakınları benim!' dedim. "Beni önüne oturttular; arkadaşlarımı da arkama... '"Bunlara söyle: Ben, peygamber olduğunu söyleyen o zât hakkında bu adamdan bazı şeyler soracağım. Bu bana yalan söylerse siz onu tekzib ediniz!' "Vallahi, arkadaşlarım tarafından yalanımın öteye beriye yayılmasından korkmasaydim, Peygamber hakkında o zaman muhakkak yalan uydururdum!" Sonra da hükümdar ile Ebû Süfyan arasında sorulu cevaplı şu konuşma geçti: "Sizin içinizde, onun nesebi nasıldır?" "İçimizde onun nesebi pek büyüktür!" "Ecdadı içinde bir melik var mıdır?" "Hayır!.." "Peygamberlikten evvel, onu hiç yalanla ittiham ettiniz mi?" "Hayır!.." "Ona kimler tâbi oluyor? Halkın ileri gelenleri mi. yoksa fakir kimseler mi?.." "Daha çok halkın zaîf ve fakirleri tâbi oluyor!" "Ona uyanlar artıyor mu, eksiliyor mu?" "Eksilmiyor; bilâkis allıyorlar!" "Onlardan, onun dinine girdikten sonra, beğenmeyip dininden dönen var mı?" "Hayır, yoktur!" "Kendisinin hiç sözünde durmadığı, ahdini bozduğu vâkî midir?" "Hayır, vâkî değildir. Ancak biz şimdi onunla çarpışmayı bir müddet için bırakarak muahede yapmış bulunuyoruz. Bu müddet içinde ne yapacağını bilmiyoruz. Bu yoldaki ahdini bozmasından korkuyoruz!" (Ebû Süfyan der ki: "Vallahi, verdiğim cevaplara bu sözden başka bir şey ilâve etmek imkânını bulamadım!") "Onunla hiç harb ettiniz mi?" "Evet, ettik." "Yaptığınız savaşlar nasıl neticelendi?" "Harb talii aramızda nevbet nevbet olur. Bâzan o bize zarar verir, bâzan biz ona..." "Sizden, ondan önce peygamberlik iddiasında bulunmuş bir kimse var mıdır?" "Hayır, yoktur!" "O, size neler emrediyor?" "Yalnız bir Allah'a ibâdet etmeyi ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmamayı emrediyor. Atalarımızın tapmış bulundukları şeylerden de bizi nehyediyor. Namaz kılmayı, doğru olmayı, kimsesiz fakirlere sadaka vermeyi, haram olan şeylerden sakınmayı, ahdinde durmayı, emaneti sahibine vermeyi, akrabalarla ilgilenmeyi ve onları görüp gözetmeyi emrediyor." Bütün bunlardan sonra, Heraklius, tercümanı vasıtasıyla Ebû Süfyan'a şöyle dedi: "Nesebini sordum; içinizden yüksek neseb sahibi olduğunu beyan ettin. Peygamberler de, zâten böyle, kavimlerinin en soyluları içinden seçilip gönderilirler. "Ben, babalan ve dedeleri içinde bir melik gelip gelmediğini sordum. Sen, 'Hayır, yok.' dedin. Eğer, babalarından, dedelerinden bir melik olsaydı, 'Bu da babalarının mülkünü geri isteyen bir kimsedir!' diye hükmederdim. "Ben, peygamberlik iddiasında, ondan önce içinizde bulunanın olup olmadığını sordum. 'Hayır, yoktur.' diye cevap verdin. Eğer, ondan önce bu sözü söyleyen biri olsaydı, 'Bu da, belki kendisinden önce söylenmiş bulunan bir söze ittiba etmek istemiş bir kimsedir!' diye düşünürdüm. "Ben, ona kimlerin tâbi olduklarını sordum. Sen, 'Ona tâbi olanlar halkın zatîleridir.' dedin. Peygamberlere tâbi olanlar da onlardır. "Ben, peygamberlik dâvasında bulunmadan evvel onun bir yalan söylemiş olup olmadığını sordum. Sen, 'Hayır.' dedin. Ben ise, kat'î olarak bilmekteyim ki, insanlara karşı yalan söylemeyi irtikâb etmemiş bir kimse Allah'a karşı da yalan söylemez. "Ben, 'Onun dinine girdikten sonra, beğenmeyip dininden geri dönenler var mıdır?' diye sordum. Buna da, 'Hayır.' cevabını verdin. îman da böyledir. îmanın icabı olan iç ferahlık ve neşe kalbe karışıp kökleşince böyle olur. "Benim, 'Onlar artıyor mu, yoksa eksiliyor mu?' soruma, sen, 'Artıyorlar.' cevabını verdin. îman keyfiyeti tamamlanıncaya kadar hep bu minval üzere gider. "Ben, 'Onunla hiç savaştınız mı?' diye sordum. Sen, savaştığınızı, savaş neticesinin nöbet nöbet değiştiğini, bâzan onun size, bâzan da sizin ona zarar verdiğinizi söyledin. Zâten peygamberler de hep böyledir: Onlar belâlara uğratılırlar; ama, sonra da güzel ve makbul akıbet onların olur. "Ben, 'O zât ahdini bozar mı?' diye sordum. Sen, 'Sözünde durmamazlık etmez.' dedin. Peygamberlerin hâli budur: Hiçbir zaman verdikleri sözde durmamazlık etmezler. "Ben, 'O size neler emrediyor?' diye sordum. Sen, 'Onun Allah Teâlâ'ya ibâdet etmeyi, O'na hiçbir şeyi eş ve ortak koşmamayı size emrettiğini v.s. dedin. "Bütün bu anlattıkların, peygamberlerin vasıflarıdır! Eğer o zât hakkında bu söylediklerinin hepsi doğru ise, şüphesiz, o bir peygamberdir! Zâten ben, bir peygamberin çıkacağını biliyordum; fakat sizden çıkacağını tahmin etmezdim!"515 Bu karşılıklı konuşmadan sonra da, Heraklius açıkça, "Eğer, onun yanına varabileceğimi bilebilsem, kendisiyle buluşmak için her türlü zahmete katlanırdım; yanında olsaydım, hizmet ederek, ayaklarını yıkardım! Yemin ederek söylüyorum ki, onun mülkü, iktidarı şu ayaklarımın altında bulunan yerlere muhakkak gelip ulaşacaktır!"516 diye konuştu. Bu sözlere muhatab olan Ebû Süfyan'ı, bir korku ve telâş sardı; dışarı fırlayıp, arkadaşlarına, "İbni Ebî Kebşe'nin işi gerçekten gittikçe büyüyor! Şu muhakkak ki, Benî Asfar Hükümdarı bile ondan korkmaktadır!"517 dedi. Ebû Kebşe, putlara tapmaktan yüz çevirip Şi'ra'lUbur adındaki yıldıza tapan Huzaa Kabilesinden bir adamdı. Peygamberimizi de putlardan yüz çevirdiği için bu adama benzeterek ve ona nisbet ederek "ibni Ebî Kebşe" demekle, güya Peygamberimizin bu dedesine çektiğini ifade etmek istiyorlardı. [/SIZE][/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Hicretin 7. yılı
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst