Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Hicretin 3. yılı
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="müdavim" data-source="post: 185202" data-attributes="member: 5987"><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkGreen"><strong>Huzaalı Mabed'in Peygamberimizle Konuşması</strong></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Resûli Ekrem Efendimiz henüz Hamraû'1Esed mevkiinden ayrılmış değildi. Bu sırada Tihame bölgesinde oturan Huzaalılardan Mabed b. Ebî Mabed huzuruna geldi. Huzaalıların Müslümanları kadar müşrik olanları da Peygamber Efendimize son derece bağlı idiler; olup bitenlerden hiçbir şeyi ondan gizlemezlerdi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Mabed, henüz Müslümanlığı kabul etmemişti, ama Resûli Ekrem Efendimize sâdık biri idi</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Yâ Muhammed!.. Uhud musibeti bizim de gücümüze gitti. Allah'ın onlara karşı sana sıhhat ve afiyet vermesini dileriz!" diyerek Peygamber Efendimize bir nevi teselli vermeye çalıştı. Mabed, Peygamber Efendimizle bu konuşmasından sonra yoluna devam etti. Revha denilen mevkide müşriklerin toplantı hâlinde olduklarını gördü. Onlar, Müslümanların üzerine yürümek maksadıyla bu toplantıyı tertiplemişlerdi. Şöyle diyorlardı:</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Muhammed'in sahabîlerini, en şerefli ve en cesur adamlarını öldürdük, fakat onların köklerini tamamıyla kazımadık. Bu durumda Mekke'ye nasıl gideceğiz? Onlardan geri kalanlarının da üzerine yürüyüp işlerini bitirmeliyiz!"</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Görüldüğü gibi, gelişmeler, Peygamber Efendimizin kanaatini doğruluyordu. Müşrikler dönüp Medine üzerine yürümeyi düşünüyorlardı.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkGreen"><strong>Mabed"le Ebû Süfyan Arasında Geçen Konuşma</strong></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Kureyş'in reisi Ebû Süfyan, Mabed'le karşılaşınca, "Ey Mabed!.. Geldiğin yerden ne haber?" diye sordu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Mabed, "Muhammed ve sahabîleri, şimdiye kadar bir benzeri daha görülmemiş sayıda askerle takibinize çıktılar!" diye cevap verdi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Ebû Süfyan hayretle, "Eyvah!.. Neler söylüyorsun sen?.." dedi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Mabed gayet sakin bir eda ile, "Vallahi, sen buradan ayrılmadan, atların alınlarını görürsün." diye konuştu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Ebû Süfyan, hiddetli hiddetli, "Vallahi, biz de onlara saldırmak için bir araya gelmişiz. Geri kalanlarının da köklerini kazıyacağız!" dedi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Mabed, Ebû Süfyan'ın hiddetine aldırmadan, "Ben," dedi, "sana, böyle tehlikeli bir işe girişmemeni tavsiye ederim! Vallahi, ben o kalabalığı görünce, haklarında bazı beyitler söylemekten kendimi alamadım."</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Ebû Süfyan'ın hiddeti meraka döndü. "Neler söyledin bakayım!" dedi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Mabed şiirine başladı:</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Çokluklarından ve dehşetli gürültülerinden, az kalsın hayvanım korkusundan yere düşecekti!</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Sanki, yeryüzünde insan ve at seli akıyordu. Yanlarında mızrak ve kalkanları bulunmayan, silâhsız, bodur ve şanlı arslanlar koşuşuyorlardı sanki!..</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Ağırlıklarından yeryüzü çökecek sandım! "Acele yanlarından uzaklaştım.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Onlar, yalnız olmayan ve yardımsız kalmayan reisleriyle yükselmişler!</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Onlar, sizinle karşılaşınca, Betha Vadisi, sakinleriyle beraber sallanacak!</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"'Yazık oldu!' dedim, 'Ebû Süfyan b. Harb'a!..'</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Ben, güneşin altında kavrulan Mekkeliler ve onlardan her düşünen kimse için, neticenin dehşetli olacağını haber veren îkazcıyım!</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Anlatmaya çalıştığını ordu Ahmed'in ordusudur ki, o ordu bayağı insanlardan teşekkül etmemiştir!</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Tavsiflerim ve ikazlarım da boş lâflardan ibaret değildir."191</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Mabed'in şiirini beğenip öven Ebû Süfyan'la arkadaşlarının kalblerine korku düştü. Müslümanlar üzerine yürüme kararından vazgeçip Mekke'nin yolunu tuttular.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Müslümanlar lehine büyük bir hizmet îfa etmiş olan Mabed ise, kabilesinden biriyle durumu Peygamber Efendimize bildirdi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Resûli Ekrem Efendimiz, Hamraû'lEsed'de üç gece kaldı; düşmandan herhangi bir hareket görmeyince Medine'ye döndü.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Bu sefer, mevkiin adına nisbetle Hamraû'lEsed Seferi olarak da anılır.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Bu sefer münâsebetiyle inen âyeti kerîmelerin birkaçında meâlen şöyle buyuruldu:</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Yaralandıktan sonra yine Allah'ın ve Resulünün dâvetine icabet edenler ve hele onlardan iyilik edip fenalıktan sakınanlar için çok büyük mükâfat vardır.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Onlar öyle kimselerdir ki, halk, kendilerine 'Düşmanlarınız, size karşı ordu hazırladılar; o hâlde onlardan korkun.' dedi de, bu söz onların îmanlarını artırdı ve üstelik <span style="color: Red">'Allah bize kâfidir ve O ne güzel vekildir!'</span> dediler."192</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">--------------------------------------------------------------------------------</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">188 İbn-i Sa'd, A.g.e., c. 2, s. 49.</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">189 İbn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 107.</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">190 İbn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 110-111; ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 3, s. 43.</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">191ibn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s 108-109.</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">192 Âli İmrân, 172173.</span>[/COLOR][/COLOR][/SIZE][/COLOR]</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="müdavim, post: 185202, member: 5987"] [SIZE="4"][COLOR="DarkGreen"][B]Huzaalı Mabed'in Peygamberimizle Konuşması[/B][/COLOR] [COLOR="DarkSlateGray"]Resûli Ekrem Efendimiz henüz Hamraû'1Esed mevkiinden ayrılmış değildi. Bu sırada Tihame bölgesinde oturan Huzaalılardan Mabed b. Ebî Mabed huzuruna geldi. Huzaalıların Müslümanları kadar müşrik olanları da Peygamber Efendimize son derece bağlı idiler; olup bitenlerden hiçbir şeyi ondan gizlemezlerdi. Mabed, henüz Müslümanlığı kabul etmemişti, ama Resûli Ekrem Efendimize sâdık biri idi "Yâ Muhammed!.. Uhud musibeti bizim de gücümüze gitti. Allah'ın onlara karşı sana sıhhat ve afiyet vermesini dileriz!" diyerek Peygamber Efendimize bir nevi teselli vermeye çalıştı. Mabed, Peygamber Efendimizle bu konuşmasından sonra yoluna devam etti. Revha denilen mevkide müşriklerin toplantı hâlinde olduklarını gördü. Onlar, Müslümanların üzerine yürümek maksadıyla bu toplantıyı tertiplemişlerdi. Şöyle diyorlardı: "Muhammed'in sahabîlerini, en şerefli ve en cesur adamlarını öldürdük, fakat onların köklerini tamamıyla kazımadık. Bu durumda Mekke'ye nasıl gideceğiz? Onlardan geri kalanlarının da üzerine yürüyüp işlerini bitirmeliyiz!" Görüldüğü gibi, gelişmeler, Peygamber Efendimizin kanaatini doğruluyordu. Müşrikler dönüp Medine üzerine yürümeyi düşünüyorlardı.[/COLOR] [COLOR="DarkGreen"][B]Mabed"le Ebû Süfyan Arasında Geçen Konuşma[/B][/COLOR] [COLOR="DarkSlateGray"]Kureyş'in reisi Ebû Süfyan, Mabed'le karşılaşınca, "Ey Mabed!.. Geldiğin yerden ne haber?" diye sordu. Mabed, "Muhammed ve sahabîleri, şimdiye kadar bir benzeri daha görülmemiş sayıda askerle takibinize çıktılar!" diye cevap verdi. Ebû Süfyan hayretle, "Eyvah!.. Neler söylüyorsun sen?.." dedi. Mabed gayet sakin bir eda ile, "Vallahi, sen buradan ayrılmadan, atların alınlarını görürsün." diye konuştu. Ebû Süfyan, hiddetli hiddetli, "Vallahi, biz de onlara saldırmak için bir araya gelmişiz. Geri kalanlarının da köklerini kazıyacağız!" dedi. Mabed, Ebû Süfyan'ın hiddetine aldırmadan, "Ben," dedi, "sana, böyle tehlikeli bir işe girişmemeni tavsiye ederim! Vallahi, ben o kalabalığı görünce, haklarında bazı beyitler söylemekten kendimi alamadım." Ebû Süfyan'ın hiddeti meraka döndü. "Neler söyledin bakayım!" dedi. Mabed şiirine başladı: "Çokluklarından ve dehşetli gürültülerinden, az kalsın hayvanım korkusundan yere düşecekti! "Sanki, yeryüzünde insan ve at seli akıyordu. Yanlarında mızrak ve kalkanları bulunmayan, silâhsız, bodur ve şanlı arslanlar koşuşuyorlardı sanki!.. "Ağırlıklarından yeryüzü çökecek sandım! "Acele yanlarından uzaklaştım. "Onlar, yalnız olmayan ve yardımsız kalmayan reisleriyle yükselmişler! "Onlar, sizinle karşılaşınca, Betha Vadisi, sakinleriyle beraber sallanacak! "'Yazık oldu!' dedim, 'Ebû Süfyan b. Harb'a!..' "Ben, güneşin altında kavrulan Mekkeliler ve onlardan her düşünen kimse için, neticenin dehşetli olacağını haber veren îkazcıyım! "Anlatmaya çalıştığını ordu Ahmed'in ordusudur ki, o ordu bayağı insanlardan teşekkül etmemiştir! "Tavsiflerim ve ikazlarım da boş lâflardan ibaret değildir."191 Mabed'in şiirini beğenip öven Ebû Süfyan'la arkadaşlarının kalblerine korku düştü. Müslümanlar üzerine yürüme kararından vazgeçip Mekke'nin yolunu tuttular. Müslümanlar lehine büyük bir hizmet îfa etmiş olan Mabed ise, kabilesinden biriyle durumu Peygamber Efendimize bildirdi. Resûli Ekrem Efendimiz, Hamraû'lEsed'de üç gece kaldı; düşmandan herhangi bir hareket görmeyince Medine'ye döndü. Bu sefer, mevkiin adına nisbetle Hamraû'lEsed Seferi olarak da anılır. Bu sefer münâsebetiyle inen âyeti kerîmelerin birkaçında meâlen şöyle buyuruldu: "Yaralandıktan sonra yine Allah'ın ve Resulünün dâvetine icabet edenler ve hele onlardan iyilik edip fenalıktan sakınanlar için çok büyük mükâfat vardır. "Onlar öyle kimselerdir ki, halk, kendilerine 'Düşmanlarınız, size karşı ordu hazırladılar; o hâlde onlardan korkun.' dedi de, bu söz onların îmanlarını artırdı ve üstelik [COLOR="Red"]'Allah bize kâfidir ve O ne güzel vekildir!'[/COLOR] dediler."192[/COLOR] -------------------------------------------------------------------------------- 188 İbn-i Sa'd, A.g.e., c. 2, s. 49. 189 İbn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 107. 190 İbn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 110-111; ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 3, s. 43. 191ibn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s 108-109. 192 Âli İmrân, 172173.[/SIZE][/COLOR][/COLOR][/SIZE][/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Hicretin 3. yılı
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst