Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Hicretin 3. yılı
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="müdavim" data-source="post: 184962" data-attributes="member: 5987"><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkGreen"><strong>SA'D B. EBÎ VAKKAS'IN MÜŞRİKLERE OK YAĞDIRMASI</strong></span></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Mücâhidlerin, Resûl-i Ekrem Efendimizin etrafından dağıldıkları esnada, Hz. Sa'd b. Ebî Vakkas da bir köşeye çekilmiş, kararsız duruyordu. Kendi kendine, "İçimden ne şehidlik arzusunu, ne de kurtulma arzusunu atabiliyorum!" diyordu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">O sırada mücâhidin biri ona, "Yâ Sa'd!.. Resûlullah seni çağırıyor." dedi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Hz. Sa'd, derhâl Hz. Resûlullah'm yanına vardı. Sonrasını Hz. Sa'd şöyle anlatır:</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"Resûlullah, beni önüne oturttu. Ok atmaya başladım. Her atışta, 'Allah'ım! Bu, Senin okundur. Onunla düşmanını vur!' diyordum. Resûlullah da (s.a.v.), 'Allah'ım, Sa'd'm duasını kabul et! Allah'ım, Sa'd'ın atışını, okunu doğrult! Devam, devam Sa'd!.. Babam, annem sana feda olsun!' buyuruyordu. Her ok atışımda Resûlullah (s.a.v.) aynı duayı tekrarlıyordu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"Ok çantam boşalınca, Resûlullah (s.a.v.), kendi çantasında bulunan okları da birer birer yayıma yarleştirip attırdı. Okları yaya yerleştirmekte, o, herkesten daha çabuk ve sür'atli idi."</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkGreen"><strong>Hz. Ali derki:</strong></span></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"Resûlullah (s.a.v.), anne ve babasını, Sa'd'dan başka hiç kimse hakkında birleştirerek 'feda olsun' dememiştir. Uhud günü, ona, 'At, ey Sa'd!.. Annem babam sana feda olsun! At, ey kısa boylu, kuvvetli delikanlı!..' buyurdu. Nebî'nin (s.a.v.) ondan başkasına böyle söylediğini bilmiyorum."142</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkGreen"><strong>HZ. TALHA B. UBEYDULLAH'IN KAHRAMANLIĞI</strong></span></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Harbin en nâzik ve dehşetli ânı idi. Müslümanlar, önden ve arkadan hücuma geçen müşrik kuvvetlerinden kendilerini kurtarmak için tepelere doğru çıkıyorlardı. Hz. Resûlullah'ın etrafında kala kala 15 kadar mücâhid kalmıştı. Bunlar, Peygamber Efendimizle birlikte sabır ve sebat göstererek müşriklere karşı kahramanca savaşıyorlardı. Bunlardan biri de Hz. Talha b. Ubeydullah idi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Müşriklerin Resûlullah'ın dört tarafını sardıkları sırada, Hz. Talha sağa sola dönerek kılıcıyla onları uzaklaştırmaya çalışıyordu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Bir ara, müşriklerin keskin nişancı okçularından Mâlik b. Züheyr, Efendimize nişan alıp bir ok attı. Hz. Talha, bu okun Kâinatın Efendisine isabet edeceğini anlayınca, buna mâni olmak için, elini oka hedef tuttu. Son sür'atle gelen ok, parmağını delip, elini çolak yaptı.143</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Peygamber Efendimiz, "Yeryüzünde gezen Cennetlik bir kimseye bakmak isteyen, Talha b. Ubeydullah'a baksın!" buyurdu.144</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Hz. Resûlullah'ı korumak uğrunda müşriklerden gelen kılıç darbelerine ve oklara vücudunu siper eden Hz. Talha'nın baş ve gövde damarlarından biri kesildi. Gövdesi yaralar içinde kaldı. Fazla kan kaybından bayılıp yere düştü. O sırada Hz. Ebû Bekir, Peygamberimizin yanına geldi. Resûl-i Ekrem, ona, "Amcanın oğluyla ilgilen." dedi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Hz. Ebû Bekir yüzüne su serpince, Hz. Talha kendine geldi. Yaralarının acısı sızısı umurunda değildi. Şahsını düşünmüyordu; uğrunda bunca fedakârlığa katlandığı zâtın durumunu merak ediyordu. Başucunda duran Hz. Ebû Bekir'e, "Resûlullah ne yapıyor?" diye sordu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Hz. Ebû Bekir, "İyidir. Beni sana o gönderdi." diye cevap verince, bu kahraman ve fedakâr sahabî, "Allah'a şükürler olsun! Resûlullah sağ olduktan sonra her musibet bizim için hiçtir!" diye konuştu.145</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">İ'lây-ı Kelimetullah uğrunda gösterdiği bunca kahramanlık ve fedakârlıktan dolayı, Hz. Resûlullah tarafından bu harbte "Talhatü'1-Hayr (Hayırlı Talha)" olarak adlandırılan Hz. Tal-ha'nın, Uhud'dan döndüğü zaman vücudunda tam 75 yarası vardı. Başı dört köşeli yarılmış, uyluk damarı baştan aşağı kesilmişti. Eli ise çolak olmuştu.146</span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="müdavim, post: 184962, member: 5987"] [COLOR="DarkSlateGray"][SIZE="4"][COLOR="DarkGreen"][B]SA'D B. EBÎ VAKKAS'IN MÜŞRİKLERE OK YAĞDIRMASI[/B][/COLOR] Mücâhidlerin, Resûl-i Ekrem Efendimizin etrafından dağıldıkları esnada, Hz. Sa'd b. Ebî Vakkas da bir köşeye çekilmiş, kararsız duruyordu. Kendi kendine, "İçimden ne şehidlik arzusunu, ne de kurtulma arzusunu atabiliyorum!" diyordu. O sırada mücâhidin biri ona, "Yâ Sa'd!.. Resûlullah seni çağırıyor." dedi. Hz. Sa'd, derhâl Hz. Resûlullah'm yanına vardı. Sonrasını Hz. Sa'd şöyle anlatır: "Resûlullah, beni önüne oturttu. Ok atmaya başladım. Her atışta, 'Allah'ım! Bu, Senin okundur. Onunla düşmanını vur!' diyordum. Resûlullah da (s.a.v.), 'Allah'ım, Sa'd'm duasını kabul et! Allah'ım, Sa'd'ın atışını, okunu doğrult! Devam, devam Sa'd!.. Babam, annem sana feda olsun!' buyuruyordu. Her ok atışımda Resûlullah (s.a.v.) aynı duayı tekrarlıyordu. "Ok çantam boşalınca, Resûlullah (s.a.v.), kendi çantasında bulunan okları da birer birer yayıma yarleştirip attırdı. Okları yaya yerleştirmekte, o, herkesten daha çabuk ve sür'atli idi." [COLOR="DarkGreen"][B]Hz. Ali derki:[/B][/COLOR] "Resûlullah (s.a.v.), anne ve babasını, Sa'd'dan başka hiç kimse hakkında birleştirerek 'feda olsun' dememiştir. Uhud günü, ona, 'At, ey Sa'd!.. Annem babam sana feda olsun! At, ey kısa boylu, kuvvetli delikanlı!..' buyurdu. Nebî'nin (s.a.v.) ondan başkasına böyle söylediğini bilmiyorum."142 [COLOR="DarkGreen"][B]HZ. TALHA B. UBEYDULLAH'IN KAHRAMANLIĞI[/B][/COLOR] Harbin en nâzik ve dehşetli ânı idi. Müslümanlar, önden ve arkadan hücuma geçen müşrik kuvvetlerinden kendilerini kurtarmak için tepelere doğru çıkıyorlardı. Hz. Resûlullah'ın etrafında kala kala 15 kadar mücâhid kalmıştı. Bunlar, Peygamber Efendimizle birlikte sabır ve sebat göstererek müşriklere karşı kahramanca savaşıyorlardı. Bunlardan biri de Hz. Talha b. Ubeydullah idi. Müşriklerin Resûlullah'ın dört tarafını sardıkları sırada, Hz. Talha sağa sola dönerek kılıcıyla onları uzaklaştırmaya çalışıyordu. Bir ara, müşriklerin keskin nişancı okçularından Mâlik b. Züheyr, Efendimize nişan alıp bir ok attı. Hz. Talha, bu okun Kâinatın Efendisine isabet edeceğini anlayınca, buna mâni olmak için, elini oka hedef tuttu. Son sür'atle gelen ok, parmağını delip, elini çolak yaptı.143 Peygamber Efendimiz, "Yeryüzünde gezen Cennetlik bir kimseye bakmak isteyen, Talha b. Ubeydullah'a baksın!" buyurdu.144 Hz. Resûlullah'ı korumak uğrunda müşriklerden gelen kılıç darbelerine ve oklara vücudunu siper eden Hz. Talha'nın baş ve gövde damarlarından biri kesildi. Gövdesi yaralar içinde kaldı. Fazla kan kaybından bayılıp yere düştü. O sırada Hz. Ebû Bekir, Peygamberimizin yanına geldi. Resûl-i Ekrem, ona, "Amcanın oğluyla ilgilen." dedi. Hz. Ebû Bekir yüzüne su serpince, Hz. Talha kendine geldi. Yaralarının acısı sızısı umurunda değildi. Şahsını düşünmüyordu; uğrunda bunca fedakârlığa katlandığı zâtın durumunu merak ediyordu. Başucunda duran Hz. Ebû Bekir'e, "Resûlullah ne yapıyor?" diye sordu. Hz. Ebû Bekir, "İyidir. Beni sana o gönderdi." diye cevap verince, bu kahraman ve fedakâr sahabî, "Allah'a şükürler olsun! Resûlullah sağ olduktan sonra her musibet bizim için hiçtir!" diye konuştu.145 İ'lây-ı Kelimetullah uğrunda gösterdiği bunca kahramanlık ve fedakârlıktan dolayı, Hz. Resûlullah tarafından bu harbte "Talhatü'1-Hayr (Hayırlı Talha)" olarak adlandırılan Hz. Tal-ha'nın, Uhud'dan döndüğü zaman vücudunda tam 75 yarası vardı. Başı dört köşeli yarılmış, uyluk damarı baştan aşağı kesilmişti. Eli ise çolak olmuştu.146[/SIZE][/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Hicretin 3. yılı
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst