Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Hicretin 3. yılı
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="müdavim" data-source="post: 184913" data-attributes="member: 5987"><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkGreen"><strong>Ebû Dücâne 'nin Peygamberimizden Kılıcı </strong></span>Alması</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Resûl-i Ekrem'in elinde bir kılıç vardı. Üzerinde, "Korkaklıkta ar, ilerlemekte şeref ve itibar var! İnsan korkaklıkla kaderden kurtulamaz!" mealindeki beyit yazılı idi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"Bu kılıcı benden kim alır?" diye sordu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Birçok sahabî birden atıldı. "Ben, ben yâ Resûlallah!.." diyerek ellerini uzattılar.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Bu sefer Peygamberimiz, "Bunu, hakkını vermek üzere kim alır?" diye sordu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Yine hararetle isteyenler çıktı. Aralarında Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer ve Hz. Zübeyr b. Avvam da vardı. Hz. Resûlullah vermek istemedi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Bu sırada korkusuz, gözünü daldan budaktan sakınmayan biri ortaya atıldı. Ebû Dücâne'ydi bu!.. Hz. Resûlullah'a, "Nedir onun hakkı yâ Resûlallah?.." diye sordu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Resûl-i Ekrem, "Hakkı, eğilip bükülünceye kadar onu düşmana sallamandır!" buyurdu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Bunun üzerine Ebû Dücâne, "Yâ Resûlallah!.. Ben onu, hakkını yerine getirmek üzere alıyorum!" dedi ve Hz. Resûlul-lah'tan kılıcı teslim aldı. Ebû Dücâne, elinde Resûl-i Ekrem'in şartlı teslim ettiği kılıcı, başında ise kırmızı sarığı olduğu hâlde müşriklere doğru çalımlı çalımlı yürümeye başladı. Bunun üzerine Fahr-i Alem Efendimiz, ashabına şu ölçüyü ders verdi:</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: Red">"Bu öyle bir yürüyüştür ki, Allah onu, şu yerin (harb hâlinin) dışında hiçbir zaman sevmez!'"</span>34</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Ebû Dücâne, şimşek sür'atinde düşman safları arasına girdi, kılıcını var kuvvetiyle hakkını vermek için sallamaya başladı. Önüne geleni bir iki darbede yere seriyor, durmadan ilerliyordu. Bir ara dağın eteğinde deflerle müşrikleri savaşa teşvik eden kadınların yanına kadar vardığını fark etti. Orada biri müşriklere hiddetli hiddetli bağırıyor, onları vuruşmaya teşvik ediyordu. Yanına yaklaştı, kılıcını kaldırıp vuracakken, hasmından bir çığlık koptu. Bu, Ebû Süfyan'ın karısı Hind'in çığlığı idi. Ebû Dücâne, ona kılıç sallamaktan geri durdu. Kendisini o sırada gören Hz. Zübeyr b. Avvam, sonradan, neden o kadına kılıç sallamadığını soracak, Ebû Dücâne ise şu cevabı verecektir:</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"Resûlullah'ın kılıcına hürmetimden, o kadının kanına bulaştırmak istemedim!"135</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Diğer taraftan, Hz. Hamza, elinde iki kılıç, "Ben, Allah'ın arslanıyım!" diye diye bir öne bir arkaya dönerek kılıcını sallıyor, müşriklerin üzerine cesaretle saldırıyordu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Mücâhidlerin hepsi de düşmanla cesurca dövüşüyor ve kıyasıya mücadele veriyorlardı!</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkGreen"><strong>DÜŞMANIN BOZGUNA UĞRAMASI</strong></span></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Şirk ordusu, mücâhidlerin bu kahramanca dövüş ve çarpışması karşısında fazla dayanamadı. Kendilerini bir korku ve</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">dehşet sardı. Gerisin geri kaçışmaya başladılar. Müşrik kadınlar defler çalıyor, şarkılar söylüyor ve paniğe kapılıp kaçan askerleri geri çağırıyorlardı. Ancak, cesaretin kaynağı îmandan mahrum kalbe deflerin çalınması, şarkıların söylenmesi ve şiirlerin okunması bir fayda veremiyor, müşrik askerleri gerisin geri her şeylerini, canlarını kurtarmak uğrunda terk ederek kaçıyorlardı.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Harbin ilk safhası, işte böylesine mücâhidlerin üstün çarpışmaları ve Allah'ın yardımıyla Müslümanlar lehine neticelendi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkGreen"><strong>Uhud 'un İlk Şehidi</strong></span></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">İslâm Ordusu henüz bozulmamıştı. Bu esnada bir müşrik tarafından Abdullah b. Amr b. Haram şehid edildi. Uhud'un ilk şehidi, bu mücâhid oldu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkRed">Oğlu Hz. Cabir der ki:</span></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkRed"></span></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkRed">"Babam Uhud Seferine çıkmak için hazırlandığı sırada, geceleyin beni yanına çağırdı ve, 'Yavrucuğum! Belli olmaz. Belki de yarın Uhud günü ilk şehid ben olurum! Kız kardeşlerine iyi davranmanı vasiyet ederim. Üzerimde borç var. Borcumu öde!' dedi. Gerçekten, dediği gibi, ilk şehid kendisi oldu."</span>136</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">--------------------------------------------------------------------------------</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">120 Ibn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 68; ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 2, s. 39.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">121 Âl-i İmrân, 122.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">122ÂI-İ Imrân, 166-167.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">123 İbn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 164-165. </span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">124 Ibn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 165.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">125 Ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 502-503.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">126 Ibn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 165.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">127 Ibn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 69; Ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 2, s. 39.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">128 Ibn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 70.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">129 Ibn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 70; ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 2, s. 40.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">130 Ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 2, s. 40.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">131 İbn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 70-71; İbn-i Sa'd, A.g.e., c. 2. s. 40.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">132 İbn-i Sa'd, A.g.e., c. 2, s. 41. Taberî, Tarih, c. 3, s. 17.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">134 ibn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 71.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">135 ibn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 73; Taberî, Tarih, c. 3, s. 15.</span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="müdavim, post: 184913, member: 5987"] [COLOR="DarkSlateGray"][SIZE="4"][COLOR="DarkGreen"][B]Ebû Dücâne 'nin Peygamberimizden Kılıcı [/B][/COLOR]Alması Resûl-i Ekrem'in elinde bir kılıç vardı. Üzerinde, "Korkaklıkta ar, ilerlemekte şeref ve itibar var! İnsan korkaklıkla kaderden kurtulamaz!" mealindeki beyit yazılı idi. "Bu kılıcı benden kim alır?" diye sordu. Birçok sahabî birden atıldı. "Ben, ben yâ Resûlallah!.." diyerek ellerini uzattılar. Bu sefer Peygamberimiz, "Bunu, hakkını vermek üzere kim alır?" diye sordu. Yine hararetle isteyenler çıktı. Aralarında Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer ve Hz. Zübeyr b. Avvam da vardı. Hz. Resûlullah vermek istemedi. Bu sırada korkusuz, gözünü daldan budaktan sakınmayan biri ortaya atıldı. Ebû Dücâne'ydi bu!.. Hz. Resûlullah'a, "Nedir onun hakkı yâ Resûlallah?.." diye sordu. Resûl-i Ekrem, "Hakkı, eğilip bükülünceye kadar onu düşmana sallamandır!" buyurdu. Bunun üzerine Ebû Dücâne, "Yâ Resûlallah!.. Ben onu, hakkını yerine getirmek üzere alıyorum!" dedi ve Hz. Resûlul-lah'tan kılıcı teslim aldı. Ebû Dücâne, elinde Resûl-i Ekrem'in şartlı teslim ettiği kılıcı, başında ise kırmızı sarığı olduğu hâlde müşriklere doğru çalımlı çalımlı yürümeye başladı. Bunun üzerine Fahr-i Alem Efendimiz, ashabına şu ölçüyü ders verdi: [COLOR="Red"]"Bu öyle bir yürüyüştür ki, Allah onu, şu yerin (harb hâlinin) dışında hiçbir zaman sevmez!'"[/COLOR]34 Ebû Dücâne, şimşek sür'atinde düşman safları arasına girdi, kılıcını var kuvvetiyle hakkını vermek için sallamaya başladı. Önüne geleni bir iki darbede yere seriyor, durmadan ilerliyordu. Bir ara dağın eteğinde deflerle müşrikleri savaşa teşvik eden kadınların yanına kadar vardığını fark etti. Orada biri müşriklere hiddetli hiddetli bağırıyor, onları vuruşmaya teşvik ediyordu. Yanına yaklaştı, kılıcını kaldırıp vuracakken, hasmından bir çığlık koptu. Bu, Ebû Süfyan'ın karısı Hind'in çığlığı idi. Ebû Dücâne, ona kılıç sallamaktan geri durdu. Kendisini o sırada gören Hz. Zübeyr b. Avvam, sonradan, neden o kadına kılıç sallamadığını soracak, Ebû Dücâne ise şu cevabı verecektir: "Resûlullah'ın kılıcına hürmetimden, o kadının kanına bulaştırmak istemedim!"135 Diğer taraftan, Hz. Hamza, elinde iki kılıç, "Ben, Allah'ın arslanıyım!" diye diye bir öne bir arkaya dönerek kılıcını sallıyor, müşriklerin üzerine cesaretle saldırıyordu. Mücâhidlerin hepsi de düşmanla cesurca dövüşüyor ve kıyasıya mücadele veriyorlardı! [COLOR="DarkGreen"][B]DÜŞMANIN BOZGUNA UĞRAMASI[/B][/COLOR] Şirk ordusu, mücâhidlerin bu kahramanca dövüş ve çarpışması karşısında fazla dayanamadı. Kendilerini bir korku ve dehşet sardı. Gerisin geri kaçışmaya başladılar. Müşrik kadınlar defler çalıyor, şarkılar söylüyor ve paniğe kapılıp kaçan askerleri geri çağırıyorlardı. Ancak, cesaretin kaynağı îmandan mahrum kalbe deflerin çalınması, şarkıların söylenmesi ve şiirlerin okunması bir fayda veremiyor, müşrik askerleri gerisin geri her şeylerini, canlarını kurtarmak uğrunda terk ederek kaçıyorlardı. Harbin ilk safhası, işte böylesine mücâhidlerin üstün çarpışmaları ve Allah'ın yardımıyla Müslümanlar lehine neticelendi. [COLOR="DarkGreen"][B]Uhud 'un İlk Şehidi[/B][/COLOR] İslâm Ordusu henüz bozulmamıştı. Bu esnada bir müşrik tarafından Abdullah b. Amr b. Haram şehid edildi. Uhud'un ilk şehidi, bu mücâhid oldu. [COLOR="DarkRed"]Oğlu Hz. Cabir der ki: "Babam Uhud Seferine çıkmak için hazırlandığı sırada, geceleyin beni yanına çağırdı ve, 'Yavrucuğum! Belli olmaz. Belki de yarın Uhud günü ilk şehid ben olurum! Kız kardeşlerine iyi davranmanı vasiyet ederim. Üzerimde borç var. Borcumu öde!' dedi. Gerçekten, dediği gibi, ilk şehid kendisi oldu."[/COLOR]136 -------------------------------------------------------------------------------- 120 Ibn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 68; ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 2, s. 39. 121 Âl-i İmrân, 122. 122ÂI-İ Imrân, 166-167. 123 İbn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 164-165. 124 Ibn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 165. 125 Ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 502-503. 126 Ibn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 165. 127 Ibn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 69; Ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 2, s. 39. 128 Ibn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 70. 129 Ibn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 70; ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 2, s. 40. 130 Ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 2, s. 40. 131 İbn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 70-71; İbn-i Sa'd, A.g.e., c. 2. s. 40. 132 İbn-i Sa'd, A.g.e., c. 2, s. 41. Taberî, Tarih, c. 3, s. 17. 134 ibn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 71. 135 ibn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 73; Taberî, Tarih, c. 3, s. 15.[/SIZE][/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Hicretin 3. yılı
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst