Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Hicretin 3. yılı
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="müdavim" data-source="post: 184775" data-attributes="member: 5987"><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkGreen"><strong>KARAR</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Resûli Kibriya Efendimiz, ekseriyetin düşmanı Medine dışında karşılamak arzu ve görüşünde olduğunu anlayınca, şehirden çıkıp muharebeyi açık arazide yapmayı kabul etmeye karar verdi. Ashabına hitaben de şöyle buyurdu:"Sabır ve sebat ederseniz bu kere dahi Cenâbı Hakk size yardımını ihsan eder. Bize düşen, azm ve gayret göstermektir!"</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkGreen"><strong>Kesin Karardan Sonra</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Günlerden Cuma idi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Resûli Ekrem Efendimiz, Cuma namazını kıldırdıktan sonra, Müslümanlara cihadın faziletinden, cihada nasıl hazırlanılacağından bahsetti ve<span style="color: Red">, "Cihadda geri durmak, gecikmek acizliktir. Sabır ve sebat gösterildiği zaman Allah'ın yardımı gelir. Sabr ve sebat ediniz! Sabr ve sebat ettiğiniz takdirde, Allah'ın yardımı sizinledir." buyurdu.</span>109</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Resûli Ekrem Efendimiz, vakti giren ikindi namazını da cemaate kıldırdıktan sonra, Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer'le birlikte Hânei Saadetine girdi. Bu iki sahabî, Efendimizin hazırlanmasına yardımcı olacaklardı.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Resûli Ekrem, içeride zırhını giymek, kılıcını kuşanmakla meşgulken, dışarıda toplanmış bulunan Müslümanları, Sa'd b. Muaz ile Üseyyid b. Hudayr, "Medine'den çıkmak istemediği hâlde, siz, çıkmaları için Resûlullah'a ısrar edip durdunuz. Hâlbuki, ona emir gökten iner. Siz bu işi ona bırakınız, onun istediğini yapınız!" diyerek îkaz ettiler.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Bu sözler, Medine dışında düşmanı karşılamak fikrinde olanları bir derece de olsa yumuşattı; hattâ, pişmanlık bile duyar oldular. Resûli Ekrem'in zırhını giyinmiş, kılıcını kuşanmış hâlde evinden çıktığını görünce, "Yâ Resûlallah. Senin hoşlanmadığın şeyi biz istemeyiz. Eğer Medine'de kalmak istiyorsan kalalım! Sana aykırı hareket edemeyiz!" diye konuştular.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: Black">Hz. Resûlullah'ın cevabı şu oldu</span>:<span style="color: Red">"Bir peygambere, zırhını giydikten sonra, düşmanla çarpışmadan ve Allah, onunla düşmanları arasında hükmünü vermeden zırhını sırtından çıkarmak yakışmaz."</span>110</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Arkasından da şöyle buyurdu:</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Sür'atle, size emrettiğim şeyleri yapmaya bakınız. Allah'ın ismini anarak gidiniz. Sabır ve sebat gösterdiğiniz müddetçe, Allah size yardım edecektir.""1</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkGreen"><strong>İSLÂM ORDUSU</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Hazırlanan Müslümanlar bin kişi civarında idi."2 Sayıca Kureyş Ordusunun üçte biri kadar... İçlerinde sâdece 100 zırhlı vardı.113</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Orduda üç sancak bulunuyordu. Mus'ab b. Umeyr, Muhacirlerin; Üsseyid b. Hudayr, Evslilerin; Hubab b. Münzir ise, Hazreçlilerin sancağını taşıyordu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">İslâm Ordusu, harekete hazırlanmıştı.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Peygamber Efendimiz, atına binmiş, yayını omuzuna asmış ve mızrağını eline almıştı. Medine'de yerine, Abdullah b. Ümmî Mektum'u bırakmıştı. Zırhlı iki sahabî, Sa'd b. Muaz ile Sa'd b. Ubade önünde, mücâhidler ise sağ ve solunda yer alıyorlardı.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Cennet 'i Arzulayan Sahabî İslâm Ordusunun Uhud'a doğru hareket edeceği sıradaydı.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Topal bir zât olan Amr b. Cemuh da, sefere katılmak için gönlünde şiddetli bir arzu duydu. Her zaman Peygamber Efendimizle birlikte savaşa çıkan dört oğlu vardı. Onları çağırdı ve, "Beni de sefere çıkarınız!" dedi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Oğulları, "Resûlullah, senin sefere çıkmamana müsaade etti. Yüce Allah da seni mazeretli saymıştır." diye konuştular.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkRed">Gönlü Allah ve Resûlullah muhabbetiyle yanıp tutuşan Amr, oğullarının bu sözlerine aldırış etmedi ve, "Yazıklar olsun size!.. Siz, beni Bedir Seferinde Cennet'i kazanmaktan alıkoymuştunuz. Uhud Seferinde de mi alıkoyacaksınız? Herkes Cennet'e giderken, ben evde oturup kalamam!" dedi; sonra da, doğruca Peygamber Efendimizin huzuruna vardı. "Yâ Resûlallah!.. Bu oğullarım, şunu bunu bahane ederek beni sefere çıkmaktan alıkoymak istiyorlar! Vallahi, ben, seninle beraber sefere çıkmayı ve Cennet'te şu aksak hâlimle dolaşmayı arzu ediyorum!" dedi ve sordu: "Yâ Resûlallah!.. Sen, benim Allah yolunda çarpışmamı ve şehid düşüp şu aksak ayaklarımla Cennet'te gezip yürümemi uygun görmez misin?"</span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: Black">Resûli Kibriya Efendimiz, "Evet, uygun görürüm!" dedikten sonra ilâve etti</span>: <span style="color: Red">"Amma, Allah, seni mazeretli saymıştır. Sen cihadla mükellef değilsin!" Sonra, bu sahabînin oğullarına, "Siz, onu seferden alıkoymaya mecbur değilsiniz. Onu serbest bırakınız. Umulur ki Allah, ona şehidlik nasîb eder.</span>"114 buyurdu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Bunun üzerine Amr b. Cemuh, derhâl silâhlandı ve kıbleye dönerek, <span style="color: DarkRed">"Allah'ım, bana şehidlik nasîb et!"</span> diye dua etti.115</span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="müdavim, post: 184775, member: 5987"] [SIZE="4"][COLOR="DarkSlateGray"][COLOR="DarkGreen"][B]KARAR[/B][/COLOR] Resûli Kibriya Efendimiz, ekseriyetin düşmanı Medine dışında karşılamak arzu ve görüşünde olduğunu anlayınca, şehirden çıkıp muharebeyi açık arazide yapmayı kabul etmeye karar verdi. Ashabına hitaben de şöyle buyurdu:"Sabır ve sebat ederseniz bu kere dahi Cenâbı Hakk size yardımını ihsan eder. Bize düşen, azm ve gayret göstermektir!" [COLOR="DarkGreen"][B]Kesin Karardan Sonra[/B][/COLOR] Günlerden Cuma idi. Resûli Ekrem Efendimiz, Cuma namazını kıldırdıktan sonra, Müslümanlara cihadın faziletinden, cihada nasıl hazırlanılacağından bahsetti ve[COLOR="Red"], "Cihadda geri durmak, gecikmek acizliktir. Sabır ve sebat gösterildiği zaman Allah'ın yardımı gelir. Sabr ve sebat ediniz! Sabr ve sebat ettiğiniz takdirde, Allah'ın yardımı sizinledir." buyurdu.[/COLOR]109 Resûli Ekrem Efendimiz, vakti giren ikindi namazını da cemaate kıldırdıktan sonra, Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer'le birlikte Hânei Saadetine girdi. Bu iki sahabî, Efendimizin hazırlanmasına yardımcı olacaklardı. Resûli Ekrem, içeride zırhını giymek, kılıcını kuşanmakla meşgulken, dışarıda toplanmış bulunan Müslümanları, Sa'd b. Muaz ile Üseyyid b. Hudayr, "Medine'den çıkmak istemediği hâlde, siz, çıkmaları için Resûlullah'a ısrar edip durdunuz. Hâlbuki, ona emir gökten iner. Siz bu işi ona bırakınız, onun istediğini yapınız!" diyerek îkaz ettiler. Bu sözler, Medine dışında düşmanı karşılamak fikrinde olanları bir derece de olsa yumuşattı; hattâ, pişmanlık bile duyar oldular. Resûli Ekrem'in zırhını giyinmiş, kılıcını kuşanmış hâlde evinden çıktığını görünce, "Yâ Resûlallah. Senin hoşlanmadığın şeyi biz istemeyiz. Eğer Medine'de kalmak istiyorsan kalalım! Sana aykırı hareket edemeyiz!" diye konuştular. [COLOR="Black"]Hz. Resûlullah'ın cevabı şu oldu[/COLOR]:[COLOR="Red"]"Bir peygambere, zırhını giydikten sonra, düşmanla çarpışmadan ve Allah, onunla düşmanları arasında hükmünü vermeden zırhını sırtından çıkarmak yakışmaz."[/COLOR]110 Arkasından da şöyle buyurdu: "Sür'atle, size emrettiğim şeyleri yapmaya bakınız. Allah'ın ismini anarak gidiniz. Sabır ve sebat gösterdiğiniz müddetçe, Allah size yardım edecektir.""1 [COLOR="DarkGreen"][B]İSLÂM ORDUSU[/B][/COLOR] Hazırlanan Müslümanlar bin kişi civarında idi."2 Sayıca Kureyş Ordusunun üçte biri kadar... İçlerinde sâdece 100 zırhlı vardı.113 Orduda üç sancak bulunuyordu. Mus'ab b. Umeyr, Muhacirlerin; Üsseyid b. Hudayr, Evslilerin; Hubab b. Münzir ise, Hazreçlilerin sancağını taşıyordu. İslâm Ordusu, harekete hazırlanmıştı. Peygamber Efendimiz, atına binmiş, yayını omuzuna asmış ve mızrağını eline almıştı. Medine'de yerine, Abdullah b. Ümmî Mektum'u bırakmıştı. Zırhlı iki sahabî, Sa'd b. Muaz ile Sa'd b. Ubade önünde, mücâhidler ise sağ ve solunda yer alıyorlardı. Cennet 'i Arzulayan Sahabî İslâm Ordusunun Uhud'a doğru hareket edeceği sıradaydı. Topal bir zât olan Amr b. Cemuh da, sefere katılmak için gönlünde şiddetli bir arzu duydu. Her zaman Peygamber Efendimizle birlikte savaşa çıkan dört oğlu vardı. Onları çağırdı ve, "Beni de sefere çıkarınız!" dedi. Oğulları, "Resûlullah, senin sefere çıkmamana müsaade etti. Yüce Allah da seni mazeretli saymıştır." diye konuştular. [COLOR="DarkRed"]Gönlü Allah ve Resûlullah muhabbetiyle yanıp tutuşan Amr, oğullarının bu sözlerine aldırış etmedi ve, "Yazıklar olsun size!.. Siz, beni Bedir Seferinde Cennet'i kazanmaktan alıkoymuştunuz. Uhud Seferinde de mi alıkoyacaksınız? Herkes Cennet'e giderken, ben evde oturup kalamam!" dedi; sonra da, doğruca Peygamber Efendimizin huzuruna vardı. "Yâ Resûlallah!.. Bu oğullarım, şunu bunu bahane ederek beni sefere çıkmaktan alıkoymak istiyorlar! Vallahi, ben, seninle beraber sefere çıkmayı ve Cennet'te şu aksak hâlimle dolaşmayı arzu ediyorum!" dedi ve sordu: "Yâ Resûlallah!.. Sen, benim Allah yolunda çarpışmamı ve şehid düşüp şu aksak ayaklarımla Cennet'te gezip yürümemi uygun görmez misin?"[/COLOR] [COLOR="Black"]Resûli Kibriya Efendimiz, "Evet, uygun görürüm!" dedikten sonra ilâve etti[/COLOR]: [COLOR="Red"]"Amma, Allah, seni mazeretli saymıştır. Sen cihadla mükellef değilsin!" Sonra, bu sahabînin oğullarına, "Siz, onu seferden alıkoymaya mecbur değilsiniz. Onu serbest bırakınız. Umulur ki Allah, ona şehidlik nasîb eder.[/COLOR]"114 buyurdu. Bunun üzerine Amr b. Cemuh, derhâl silâhlandı ve kıbleye dönerek, [COLOR="DarkRed"]"Allah'ım, bana şehidlik nasîb et!"[/COLOR] diye dua etti.115[/COLOR][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Hicretin 3. yılı
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst