Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Kuran-i Kerim
Meal ve Tefsir
Fatiha Suresine Bakış
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="genc_kalem" data-source="post: 183465" data-attributes="member: 15919"><p><strong><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="color: red"><span style="font-size: 15px"><span style="font-size: 18px">İKİNCİ BÖLÜM : SÖZ VERME BÖLÜMÜ</span> </span></span></span></strong></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="color: red"><span style="font-size: 15px">33. “İyyâke na’budu” ne demektir?</span></span></span></strong></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px">“ Ancak Sana kulluk ederiz.” demektir. </span></span></span></p><p> </p><p><span style="color: red"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial Narrow'">34. “iyya” ne anlama gelmektedir?</span></strong></span></span></p><p> </p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Arial Narrow'">Bir anlamı yoktur. Fiilinin önüne geçen ve tek başına ayakta duramayacak olan :<span style="color: red"> “ </span></span><span style="color: red"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Arial Narrow'">ك</span></span><span style="font-family: 'Arial Narrow'"> ”</span></span><span style="font-family: 'Arial Narrow'">harfine dayanaklık etmektedir. Esas mânâya vurguyu veren mef’ûlü bih’in burada fiil ve f</span><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-family: 'Times New Roman'">â</span></span><span style="font-family: 'Arial Narrow'">ilin önüne geçmesidir.</span></span></span></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="color: red"><span style="font-size: 15px">35. Bu bir söz veriş midir ? Bu neyi gerektirir ?</span></span></span></strong></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px">Bu elbette bir söz veriştir. Onun için bu cümleyi Yüce Allah’a bütün hayatımızı kuşatacak ciddi bir söz verdiğimizin farkında olarak söylememiz gerekir.</span></span></span></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="color: red"><span style="font-size: 15px">36. Biz bu sözü ilk defa ne zaman verdik? Daha sonra da verdiğimiz bu sözün anlamı nedir?</span></span></span></strong></p><p> </p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Arial Narrow'">Biz bu sözü ilk defa <span style="color: red">“</span></span><strong><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="color: red">Kâlû belâ</span></span></strong><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="color: red">”</span>da verdik</span><strong><span style="font-family: 'Arial Narrow'">. 7.172</span></strong><span style="font-family: 'Arial Narrow'"> . </span></span></span></p><p> </p><p> </p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Arial Narrow'">Daha sonra da bu önemli sözü aklımız başımıza gelip de şuurlu bir şekilde “ </span><strong><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="color: red">Lâ ilâhe illallah</span></span></strong><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="color: red"> “</span> diyerek bu dinin kapısından içeri girerken verdik. Söylediğimiz bu kısa ve özlü cümle ile şunu demek istedik : <span style="color: red"><strong>Ey Rabbim ! Benim hayatımda bundan böyle Senden başka hiçbir ilah olmayacak, benim hayatımda tek bir otorite olacak o da Sen olacaksın. Ne emretmişsen ne yasaklamışsan hepsini kabul ediyor ve yaşamaya da söz veriyorum. Ben bundan sonraki hayatımı ne kendi kafama göre, ne de benim gibi başka insanların kafalarına göre değil, sadece Senin istediğin şekilde ve sadece Senin hoşnutluğunu kazanmak için yaşayacağım. Bu konuda benim tek rehberim kitâbın Kur’ân ve Senin örnek olarak gösterdiğin Hz.Peygamber olacaktır.</strong></span></span></span></span></p><p> </p><p> </p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Arial Narrow'">Hz.Peygamber <span style="color: red">“ </span></span><strong><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="color: red">Lâ ilâhe illallah</span></span></strong><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="color: red"> “</span> diyen cennetliktir derken işte bu mânâda söz verebilen ve elbette başta verdiği bu söze sâdık kalanları kastetmiştir. Çünkü tutulmayan bir sözün hiçbir değeri yoktur. Bu sebeple iman ile amel Kur’ân’da : </span><span style="font-family: 'Traditional Arabic'"><span style="font-family: 'Times New Roman'">"<span style="color: red">الذين آمنوا وعملوا الصالحات"</span></span></span><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="color: red">52</span></span><span style="font-family: 'Arial Narrow'"> defa beraber zikredilmiştir. Kaldı ki inandığı gibi yaşamayan bir kişi zamanla yaşadığı gibi inanmaya başlayacaktır. Yani yaşantısını normal görmeye başlayacaktır. Çünkü vicdanı verdiği sözün altında ezilecek ve bu sızıyı dindirmek için böyle bir yola başvuracaktır. Eğer bu durum helali haram, haramı da helal gibi görme noktasına ulaşırsa iman da haber vermeden ortadan kalkacak demektir. Çünkü başta verilen o ciddi sözden sadece birisini bile geriye almak bütünlüğü bozacaktır. İman ise bir bütündür. Amellerimizde eksiğimiz fazlamız olabilir ama iman böyle değildir, o hiçbir defo kabul etmez. Bir âyeti bile kabul edemezseniz bütün Kur’ân’a ters düşmüş olursunuz.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="color: red"><span style="font-size: 15px"><strong><span style="font-family: 'Arial Narrow'">37. “İyyâke na’budu”</span></strong><strong><span style="font-family: 'Arial Narrow'"> yü tercüme ederken “ibâdet” kelimesini kullanmamızın sakıncası var mıdır?</span></strong></span></span></p><p> </p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Arial Narrow'">Sakıncası vardır. Çünkü <span style="color: red">“ </span></span><strong><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="color: red">ibâdet</span></span></strong><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="color: red"> “</span> kelimesi türkçemizde mânâ kaybına uğramış bir kelimedir. Çünkü bugün ibâdet deyince aklımıza sâdece, namaz, oruç, hac ve zekat gibi bazı sayılı ibâdetler gelmektedir. Halbuki biz burada bütün hayatımızla ilgili ciddi bir söz vermekteyiz. Zirâ Yüce Allah’a kulluğumuz hayatımızın tamamını kuşatmaktadır. Nitekim âhiretteki o büyük mahkemede de hayatımızın her ânının hesabını vereceğiz. Orada hesabını vermeyeceğimiz hiç bir sözümüz ve işimiz yoktur. O halde bütün hayatımızın Onun istediği şekilde yaşanması gerekmektedir. </span></span></span></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="color: red"><span style="font-size: 15px">38. Bu ifadeyle konuşma ağzı 3. şahıstan 1. sahsa geçmektedir. Bu sanatın belağattaki adı nedir?</span></span></span></strong></p><p> </p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Arial Narrow'">Hitap ağzının birdenbire değişmesi ( 3. şahıstan 1.şahısa veya 2.şahıstan 1. şahısa ) Arapça’da “İltifat” sanatı diye adlandırılır. Buradaki iltifat kelimesi ile Türkçemizdeki iltifat kelimesini birbirine karıştırmamak gerekir. İltifat kelimesi burada sözü bir ağızdan başka bir ağza döndürmek anlamında kullanılmıştır.</span></span></span></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="color: red"><span style="font-size: 15px">39. Burada 3. şahıstan 1. şahısa geçilmesinin hikmeti ve anlamı nedir?</span></span></span></strong></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px">Arapçada bu uygulama yerinde ve zamanında yapılınca bir sanat olmakta ve söze ayrı bir tat ve canlılık katmaktadır. Nitekim burada Yüce Allah’a hamdimizi sunduktan sonra birden bire Onu karşımızda bulmakta ve direk olarak kendisine hitâp edip iki ciddi söz vermekteyiz.</span></span></span></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="color: red"><span style="font-size: 15px">40. Böyle bir ifâdenin “vahdet-i vücut” felsefesi ile bağdaşması mümkün müdür?</span></span></span></strong></p><p> </p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Arial Narrow'">Vahdet-i vücûd, netice itibâriyle insanın kendi varlığını Allah’ın varlığı içinde eritip kaybetmesi demektir. Halbuki burada Yüce Allah, fiîlî bir durum meydana getirerek bizi karşısına almakta ey insan, sen kulsun, Ben ilâhım, senin kul olarak yapman gereken bir sürü iş ve görevlerin var diyerek bizden yapacağımız işlerle ilgili söz almaktadır. Esâsen Kur’ân’da bize Allah’ın varlığı içinde kendi varlığımızı eritmek gibi bir hedef de gösterilmemiştir. Bu bakımdan vahdet-i vücûdu büyük bir mertebe olarak görmek yanlıştır. Nitekim, güya kendi varlığını Yüce Allah’ın varlığı içinde eritip “</span><span style="font-family: 'Times New Roman'"><strong><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="color: red">انا الحق</span></span></strong></span><span style="font-family: 'Arial Narrow'"> ” “Ben Allah’ı” diyebilen birinin artık : “</span><span style="font-family: 'Times New Roman'"><strong><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="color: red">إياك نعبد</span></span></strong></span><span style="font-family: 'Arial Narrow'"> ”<span style="color: red"> “Ben ancak Sana kulluk ederim.”</span> demesi de imkansız hâle gelecektir. Çünkü, o kişi kendisini artık Allah’ın varlığında erittiği ve kendi varlığını kaybettiği için ancak : “</span><span style="font-family: 'Times New Roman'"><strong><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="color: red">إياى أعبد</span></span></strong></span><span style="font-family: 'Arial Narrow'"> ” <span style="color: red">“Ben ancak bana kulluk ederim.”</span> diyebilecek demektir. Fâtiha sûresinin bu cümlesinde ise, kul ve Allah ayrımı açık ve nettir. Kaldı ki, Yüce Allah’a kulluk mertebesi eğer yaşanabilirse insanın varabileceği mertebelerin en yücesidir. Nitekim, Yüce Allah, Peygamberimizi bile nitelendirirken önce Allah’ın kulu, sonra da Rasûlü olarak nitelendirmiştir. </span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="genc_kalem, post: 183465, member: 15919"] [B][FONT=Arial Narrow][COLOR=red][SIZE=4][SIZE=5]İKİNCİ BÖLÜM : SÖZ VERME BÖLÜMÜ[/SIZE] [/SIZE][/COLOR][/FONT][/B] [B][FONT=Arial Narrow][COLOR=red][SIZE=4]33. “İyyâke na’budu” ne demektir?[/SIZE][/COLOR][/FONT][/B] [FONT=Arial Narrow][COLOR=#000000][SIZE=4]“ Ancak Sana kulluk ederiz.” demektir. [/SIZE][/COLOR][/FONT] [COLOR=red][SIZE=4][B][FONT=Arial Narrow]34. “iyya” ne anlama gelmektedir?[/FONT][/B][/SIZE][/COLOR] [COLOR=#000000][SIZE=4][FONT=Arial Narrow]Bir anlamı yoktur. Fiilinin önüne geçen ve tek başına ayakta duramayacak olan :[COLOR=red] “ [/COLOR][/FONT][COLOR=red][FONT=Times New Roman][FONT=Arial Narrow]ك[/FONT][/FONT][FONT=Arial Narrow] ”[/FONT][/COLOR][FONT=Arial Narrow]harfine dayanaklık etmektedir. Esas mânâya vurguyu veren mef’ûlü bih’in burada fiil ve f[/FONT][FONT=Arial Narrow][FONT=Times New Roman]â[/FONT][/FONT][FONT=Arial Narrow]ilin önüne geçmesidir.[/FONT][/SIZE][/COLOR] [B][FONT=Arial Narrow][COLOR=red][SIZE=4]35. Bu bir söz veriş midir ? Bu neyi gerektirir ?[/SIZE][/COLOR][/FONT][/B] [FONT=Arial Narrow][COLOR=#000000][SIZE=4]Bu elbette bir söz veriştir. Onun için bu cümleyi Yüce Allah’a bütün hayatımızı kuşatacak ciddi bir söz verdiğimizin farkında olarak söylememiz gerekir.[/SIZE][/COLOR][/FONT] [B][FONT=Arial Narrow][COLOR=red][SIZE=4]36. Biz bu sözü ilk defa ne zaman verdik? Daha sonra da verdiğimiz bu sözün anlamı nedir?[/SIZE][/COLOR][/FONT][/B] [COLOR=#000000][SIZE=4][FONT=Arial Narrow]Biz bu sözü ilk defa [COLOR=red]“[/COLOR][/FONT][B][FONT=Arial Narrow][COLOR=red]Kâlû belâ[/COLOR][/FONT][/B][FONT=Arial Narrow][COLOR=red]”[/COLOR]da verdik[/FONT][B][FONT=Arial Narrow]. 7.172[/FONT][/B][FONT=Arial Narrow] . [/FONT][/SIZE][/COLOR] [COLOR=#000000][SIZE=4][FONT=Arial Narrow]Daha sonra da bu önemli sözü aklımız başımıza gelip de şuurlu bir şekilde “ [/FONT][B][FONT=Arial Narrow][COLOR=red]Lâ ilâhe illallah[/COLOR][/FONT][/B][FONT=Arial Narrow][COLOR=red] “[/COLOR] diyerek bu dinin kapısından içeri girerken verdik. Söylediğimiz bu kısa ve özlü cümle ile şunu demek istedik : [COLOR=red][B]Ey Rabbim ! Benim hayatımda bundan böyle Senden başka hiçbir ilah olmayacak, benim hayatımda tek bir otorite olacak o da Sen olacaksın. Ne emretmişsen ne yasaklamışsan hepsini kabul ediyor ve yaşamaya da söz veriyorum. Ben bundan sonraki hayatımı ne kendi kafama göre, ne de benim gibi başka insanların kafalarına göre değil, sadece Senin istediğin şekilde ve sadece Senin hoşnutluğunu kazanmak için yaşayacağım. Bu konuda benim tek rehberim kitâbın Kur’ân ve Senin örnek olarak gösterdiğin Hz.Peygamber olacaktır.[/B][/COLOR][/FONT][/SIZE][/COLOR] [COLOR=#000000][SIZE=4][FONT=Arial Narrow]Hz.Peygamber [COLOR=red]“ [/COLOR][/FONT][B][FONT=Arial Narrow][COLOR=red]Lâ ilâhe illallah[/COLOR][/FONT][/B][FONT=Arial Narrow][COLOR=red] “[/COLOR] diyen cennetliktir derken işte bu mânâda söz verebilen ve elbette başta verdiği bu söze sâdık kalanları kastetmiştir. Çünkü tutulmayan bir sözün hiçbir değeri yoktur. Bu sebeple iman ile amel Kur’ân’da : [/FONT][FONT=Traditional Arabic][FONT=Times New Roman]"[COLOR=red]الذين آمنوا وعملوا الصالحات"[/COLOR][/FONT][/FONT][FONT=Arial Narrow][COLOR=red]52[/COLOR][/FONT][FONT=Arial Narrow] defa beraber zikredilmiştir. Kaldı ki inandığı gibi yaşamayan bir kişi zamanla yaşadığı gibi inanmaya başlayacaktır. Yani yaşantısını normal görmeye başlayacaktır. Çünkü vicdanı verdiği sözün altında ezilecek ve bu sızıyı dindirmek için böyle bir yola başvuracaktır. Eğer bu durum helali haram, haramı da helal gibi görme noktasına ulaşırsa iman da haber vermeden ortadan kalkacak demektir. Çünkü başta verilen o ciddi sözden sadece birisini bile geriye almak bütünlüğü bozacaktır. İman ise bir bütündür. Amellerimizde eksiğimiz fazlamız olabilir ama iman böyle değildir, o hiçbir defo kabul etmez. Bir âyeti bile kabul edemezseniz bütün Kur’ân’a ters düşmüş olursunuz.[/FONT][/SIZE][/COLOR] [COLOR=red][SIZE=4][B][FONT=Arial Narrow]37. “İyyâke na’budu”[/FONT][/B][B][FONT=Arial Narrow] yü tercüme ederken “ibâdet” kelimesini kullanmamızın sakıncası var mıdır?[/FONT][/B][/SIZE][/COLOR] [COLOR=#000000][SIZE=4][FONT=Arial Narrow]Sakıncası vardır. Çünkü [COLOR=red]“ [/COLOR][/FONT][B][FONT=Arial Narrow][COLOR=red]ibâdet[/COLOR][/FONT][/B][FONT=Arial Narrow][COLOR=red] “[/COLOR] kelimesi türkçemizde mânâ kaybına uğramış bir kelimedir. Çünkü bugün ibâdet deyince aklımıza sâdece, namaz, oruç, hac ve zekat gibi bazı sayılı ibâdetler gelmektedir. Halbuki biz burada bütün hayatımızla ilgili ciddi bir söz vermekteyiz. Zirâ Yüce Allah’a kulluğumuz hayatımızın tamamını kuşatmaktadır. Nitekim âhiretteki o büyük mahkemede de hayatımızın her ânının hesabını vereceğiz. Orada hesabını vermeyeceğimiz hiç bir sözümüz ve işimiz yoktur. O halde bütün hayatımızın Onun istediği şekilde yaşanması gerekmektedir. [/FONT][/SIZE][/COLOR] [B][FONT=Arial Narrow][COLOR=red][SIZE=4]38. Bu ifadeyle konuşma ağzı 3. şahıstan 1. sahsa geçmektedir. Bu sanatın belağattaki adı nedir?[/SIZE][/COLOR][/FONT][/B] [COLOR=#000000][SIZE=4][FONT=Arial Narrow]Hitap ağzının birdenbire değişmesi ( 3. şahıstan 1.şahısa veya 2.şahıstan 1. şahısa ) Arapça’da “İltifat” sanatı diye adlandırılır. Buradaki iltifat kelimesi ile Türkçemizdeki iltifat kelimesini birbirine karıştırmamak gerekir. İltifat kelimesi burada sözü bir ağızdan başka bir ağza döndürmek anlamında kullanılmıştır.[/FONT][/SIZE][/COLOR] [B][FONT=Arial Narrow][COLOR=red][SIZE=4]39. Burada 3. şahıstan 1. şahısa geçilmesinin hikmeti ve anlamı nedir?[/SIZE][/COLOR][/FONT][/B] [FONT=Arial Narrow][COLOR=#000000][SIZE=4]Arapçada bu uygulama yerinde ve zamanında yapılınca bir sanat olmakta ve söze ayrı bir tat ve canlılık katmaktadır. Nitekim burada Yüce Allah’a hamdimizi sunduktan sonra birden bire Onu karşımızda bulmakta ve direk olarak kendisine hitâp edip iki ciddi söz vermekteyiz.[/SIZE][/COLOR][/FONT] [B][FONT=Arial Narrow][COLOR=red][SIZE=4]40. Böyle bir ifâdenin “vahdet-i vücut” felsefesi ile bağdaşması mümkün müdür?[/SIZE][/COLOR][/FONT][/B] [COLOR=#000000][SIZE=4][FONT=Arial Narrow]Vahdet-i vücûd, netice itibâriyle insanın kendi varlığını Allah’ın varlığı içinde eritip kaybetmesi demektir. Halbuki burada Yüce Allah, fiîlî bir durum meydana getirerek bizi karşısına almakta ey insan, sen kulsun, Ben ilâhım, senin kul olarak yapman gereken bir sürü iş ve görevlerin var diyerek bizden yapacağımız işlerle ilgili söz almaktadır. Esâsen Kur’ân’da bize Allah’ın varlığı içinde kendi varlığımızı eritmek gibi bir hedef de gösterilmemiştir. Bu bakımdan vahdet-i vücûdu büyük bir mertebe olarak görmek yanlıştır. Nitekim, güya kendi varlığını Yüce Allah’ın varlığı içinde eritip “[/FONT][FONT=Times New Roman][B][FONT=Arial Narrow][COLOR=red]انا الحق[/COLOR][/FONT][/B][/FONT][FONT=Arial Narrow] ” “Ben Allah’ı” diyebilen birinin artık : “[/FONT][FONT=Times New Roman][B][FONT=Arial Narrow][COLOR=red]إياك نعبد[/COLOR][/FONT][/B][/FONT][FONT=Arial Narrow] ”[COLOR=red] “Ben ancak Sana kulluk ederim.”[/COLOR] demesi de imkansız hâle gelecektir. Çünkü, o kişi kendisini artık Allah’ın varlığında erittiği ve kendi varlığını kaybettiği için ancak : “[/FONT][FONT=Times New Roman][B][FONT=Arial Narrow][COLOR=red]إياى أعبد[/COLOR][/FONT][/B][/FONT][FONT=Arial Narrow] ” [COLOR=red]“Ben ancak bana kulluk ederim.”[/COLOR] diyebilecek demektir. Fâtiha sûresinin bu cümlesinde ise, kul ve Allah ayrımı açık ve nettir. Kaldı ki, Yüce Allah’a kulluk mertebesi eğer yaşanabilirse insanın varabileceği mertebelerin en yücesidir. Nitekim, Yüce Allah, Peygamberimizi bile nitelendirirken önce Allah’ın kulu, sonra da Rasûlü olarak nitelendirmiştir. [/FONT][/SIZE][/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Kuran-i Kerim
Meal ve Tefsir
Fatiha Suresine Bakış
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst