Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Ehlibeyti
Ezvâc-ı Tahîrât
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="mihrimah" data-source="post: 99952" data-attributes="member: 656"><p><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'arial unicode ms'"><span style="font-family: 'Verdana'"><strong>[SIZE=+1]İftira[/SIZE]</strong></span><strong>[SIZE=+1][/SIZE]</strong></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'arial unicode ms'">[SIZE=+1][/SIZE][SIZE=+1][/SIZE][SIZE=+1][/SIZE]</span></span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'arial unicode ms'"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Hz. Aişe (r.a) anlatıyor:</span></span></span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'arial unicode ms'"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Rasulullah (s.a.v) sefere çıkmak istediği zaman, kadınları arasında kura çeker, hangisinin ismi çıkarsa onunla giderdi. Benî Mustalik gazasından önce yaptığı gazada da aramızda kura çekti, benim ismim çıktı, bundan dolayı Rasulullah ile beraber çıktım ve bu, hicab (örtünme) âyetinin indirilmesinden sonra idi. Onun için bir hevdece (deve üzerine konulan kapalı taşıyıcıya) konuldum, dönüşte</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'arial unicode ms'"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Rasulullah Medine'ye yaklaşınca bir yerde konakladı, sonra da yola çıkmaya nida ettirdi. Yola çıkmaya seslendikleri sırada ben kalktım ve yürüyüp ordugahı geçtim, tuvalete gittim, yerime dönerken göğsümü yokladım, ne göreyim Zafâr boncuklarından bir dizim vardı, kopmuş düşmüş, bunun üzerine döndüm, kaybolan dizimi aradım, bunu aramak beni alıkoydu. </span></span></span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'arial unicode ms'"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Benim yol nakliyemi yapmakta olan grup varmışlar, hevdeci yüklenmişler ve beni içinde zannetmişler. Çünkü hafif idim, henüz küçük yaşta bir taze idim; beni hevdecte sanmışlar, deveyi çekmişler gitmişler. Döndüğüm zaman orada kimseyi bulamadım, bundan dolayı belki beni aramak için dönerler dedim, oturdum. Derken uyumuşum, Safvân b. Muattal ordunun arkasına kalır, insanların eşyalarını araştırır, bir şey kalmış ise kaybolmaması için diğer konak yerine götürürdü, beni görünce tanımış "Allah'tan geldik ve yine O'na döneceğiz" (Bakara, 2/156) demesiyle uyandım, hemen feracemle yüzümü örttüm, devesinden indi, ben bininceye kadar çekildi, bindim. Sonra deveyi çekti, yürüdü, öğle sıcağında orduya yetiştik; inmişler, bağrışıyorlardı. İndikleri zaman beni bulamadıklarından insanlar çalkalanmış, o sırada imiş ben üzerlerine varıverdim, artık herkes beni konuşmuş. Beni lakırdıya almış, helak olan helak olmuş. </span></span></span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'arial unicode ms'"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Rasulullah Medine'ye ayak bastı ve bana bir ağrı, sızı meydana geldi. Fakat rahatsız olduğum zamanlar Peygamber (s.a.v) den tanıyageldiğim alaka ve lütfu bu defa görmedim, ancak yanıma giriyor, "nasıl o?" diyordu. Bu beni işkillendirdi, henüz söylenen sözlerden haberim yoktu, nihayet nekahet dönemine geldim. Bir gece Mıstah'ın annesi ile hacetimiz için dışarı çıktım, işimiz biter bitmez yine Mıstah'ın annesi ile odama doğru döndük. Derken Mıstah'ın annesi mırtı, yani yün çarşafı içinde sürçtü dedi. Ben buna itiraz ettim. "Bedir'de</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'arial unicode ms'"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">bulunmuş bir zata sövüyor musun?" dedim, "Haberin yok mu" dedi, "ne var"</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'arial unicode ms'"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">dedim. "Ben dedi, şehadet ederim ki, sen hakikaten "Habersiz mümin hanımlar" dansın . Sonra ifk'çilerin dediklerini anlattı. Derhal hastalık üstüne hastalığım arttı, hemen ağlayarak döndüm. </span></span></span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'arial unicode ms'"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Sonra Rasulullah girdi ve "nasıl o?" dedi. "Bana izin ver ,ana babamın yanına gideyim" dedim. İzin verdi, ben de anama babama gittim. Anneme: "Ey anne, dedim, insanlar neler söylüyorlar?" "Kızcağızım! dedi, kendini üzme, vallahi bir erkeğin yanında sevgili parlak bir kadın olsun ve ortakları bulunsun da aleyhinde çok laf etmesinler, pek azdır. Daha dedi, bu ana kadar söylenilen sana malum olmadı mı?" Ben ağlamaya başladım ve bütün gece sabahı ettim, yine ağlıyordum. Ağlarken babam yanıma geldi, anneme, "bu niye ağlıyor" dedi.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'arial unicode ms'"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">"Bu ana kadar söylenilenden bilgisi yokmuş" dedi. Babam da ağladı. "sus kızım" dedi. O gün durdum, göz yaşım dinmiyordu, ana babama ağlamak</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'arial unicode ms'"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">ciğerimi parçalayacak gibi geliyordu. İkisi de yanımda oturmuş, ben ağlıyorken Rasulullah (s.a.v) üzerimize geliverdi, selam verdi, sonra oturdu. Hakkımda söylenilen söylenileliden beri yanımda oturmamıştı ve bir ay olmuş Allah Teâlâ ona benim bu işimle ilgili vahiy indirmemişti.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'arial unicode ms'"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'arial unicode ms'"><span style="font-size: 10px"></span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'arial unicode ms'"><p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Sonra dedi ki: "Ey Aişe! Hal önemli, senden bana şöyle şöyle söz yetişti, şimde sen bu durumdan temiz ve beri isen Allah,</span></span></p></span></p><p style="text-align: left"><span style="font-family: 'arial unicode ms'"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">muhakkak seni aklayacak ve eğer bir günaha düştünse Allah'a istiğfar ile</span></span></p></span></p><p style="text-align: left"><span style="font-family: 'arial unicode ms'"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">tevbe et. Çünkü kul tevbe edince Allah Teâlâ tevbeyi kabul eder." Ne</span></span></p></span></p><p style="text-align: left"><span style="font-family: 'arial unicode ms'"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">zaman ki Peygamber (s.a.v) konuşmasını bitirdi, göz yaşlarım boşandı,</span></span></p></span></p><p style="text-align: left"><span style="font-family: 'arial unicode ms'"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">sonra babama "Tarafımdan Rasulullah'a cevap ver" dedim. "Vallahi ne</span></span></p></span></p><p style="text-align: left"><span style="font-family: 'arial unicode ms'"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">diyeceğimi bilmiyorum." dedi. Bunun üzerine anneme, dedim, "Tarafımdan</span></span></p></span></p><p style="text-align: left"><span style="font-family: 'arial unicode ms'"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Rasulullah'a cevap ver." O da "Vallahi ne diyeyim, bilmiyorum, dedi. Ben</span></span></p></span></p><p style="text-align: left"><span style="font-family: 'arial unicode ms'"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">henüz küçük yaşta bir taze idim, Kur'ân'dan çok okuyamazdım. Yani çok</span></span></p></span></p><p style="text-align: left"><span style="font-family: 'arial unicode ms'"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">delil getirebilecek halde değildim. Dedim ki: "Vallahi ben anladım. Siz</span></span></p></span></p><p style="text-align: left"><span style="font-family: 'arial unicode ms'"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">bunu işitmişsiniz, hatta gönüllerinizde yer etmiş, inanmışsınız. Şimdi</span></span></p></span></p><p style="text-align: left"><span style="font-family: 'arial unicode ms'"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">ben size beriyim desem inanmayacaksınız ve eğer benim muhakkak tertemiz</span></span></p></span></p><p style="text-align: left"><span style="font-family: 'arial unicode ms'"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">olduğumu Allah bilip dururken size kötü bir itirafta bulunsam hemen</span></span></p></span></p><p style="text-align: left"><span style="font-family: 'arial unicode ms'"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">tasdik edeceksiniz .Vallahi benimle size başka bir mesel bulamıyorum,</span></span></p></span></p><p style="text-align: left"><span style="font-family: 'arial unicode ms'"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">ancak Yusuf'un babası o salih kulun ki ismini zikretmemiştim dediği gibi</span></span></p></span></p><p style="text-align: left"><span style="font-family: 'arial unicode ms'"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">"Artık (bana düşen) güzel bir sabırdır. Sizin anlattığınıza göre,</span></span></p></span></p><p style="text-align: left"><span style="font-family: 'arial unicode ms'"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">yardımına sığınılacak ancak Allah'tır" (Yusuf, 12/18) dedim, sonra dönüp</span></span></p></span></p><p style="text-align: left"><span style="font-family: 'arial unicode ms'"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">yatağıma yattım. </span></span></p><p></span><p style="text-align: left"></p> <p style="text-align: left"></p> <p style="text-align: left"></p><p><span style="font-family: 'arial unicode ms'"><p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">O halde ben vallahi biliyordum ki, Allah Teâlâ muhakkak beni temize çıkarır. Fakat vallahi, hakkımda vahy-i metlüvu (Kur'ân âyet) indireceğini zannetmiyordum. Benim işim nefsime göre, Allah Teâlâ'nın öyle okunup tilâvet olunacak bir emir ile tekellüm buyuracağı dereceden çok hakir idi. Ve fakat umuyordum ki, Rasulullah uykuda bir rüya görür de Allah, beni onunla temize çıkarır. Allah bilir ya, Rasulullah yerinden kalkmamıştı, ehl-i beyit'ten kimse de dışarı çıkmamıştı. Allah Teâlâ, Peygamberine vahyi indiriverdi, ona vahyedilirken olagelen hal hemen geliverdi ki, kış günüde bile vahyin ağırlığından dolu danesi gibi ter dökülürdü. Bunun üzerine, bir örtü örtüldü ve başının altına bir yastık konuldu. Vallahi ben telaş etmedim, aldırmadım, çünkü beraatimi, suçsuzluğumu biliyordum. Fakat Rasulullah açılıncaya kadar, insanların dediklerine hak verecek bir vahiy gelivermek korkusundan, anamın babamın canları çıkacak zannettim. </span></span></p></span></p><p style="text-align: left"><span style="font-family: 'arial unicode ms'"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p></span><p style="text-align: left"></p> <p style="text-align: left"></p><p><span style="font-family: 'arial unicode ms'"><p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Ne zaman ki Rasulullah açıldı, gülüyordu, ilk söylediği kelime şu oldu: "Müjde ey Aişe! Rahat ol, vallahi Allah, seni kat'î olarak akladı" dedi. "Hamd, Allah'a; ne sana, ne de ashabına" dedim. Annem, dedi "Kalk ona!" Ben, "Vallahi ne ona kalkarım, ne de beraetimi indiren Allah'dan başkasına hamd ederim" dedim. Burada Allah Teâlâ den itibaren on âyet indirmişti. Bunun üzerine Ebu Bekir "Vallahi bundan sonra artık Mıstah'a infak etmem" dedi. Çünkü ona yakınlığı ve fakirliği sebebiyle nafaka veriyordu. Bu sebeple de Allah Teâlâ şu âyeti indirdi.</span></span></p></span></p><p style="text-align: left"><span style="font-family: 'arial unicode ms'"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">"İçinizden faziletli olanlar (yakınlara...) vermemeye yemin etmesinler. Allah'ın sizi bağışlamasını arzulamaz mısınız?" (Nur, 24/22) , Bunun üzerine Ebu Bekir de "Evet, vallahi, Allah'ın beni mağfiret etmesini severim" dedi Mıstah'a yine nafakası verilmeye devam edildi. Netice olarak özrüm nazil olunca Rasulullah kalktı minbere çıktı, bunları anlattı ve Kur'ân'ı okudu ve minberden indiği vakitte Abdullah b.Ubeyy'e, Mıstah'a, Hamne'ye ve Hassan'a had cezası vurdu. </span></span></p><p></span><p style="text-align: left"></p> <p style="text-align: left"></p> <p style="text-align: left"></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="mihrimah, post: 99952, member: 656"] [COLOR=#000000][FONT=arial unicode ms][FONT=Verdana][B][SIZE=+1]İftira[/SIZE][/B][/FONT][B][SIZE=+1][/SIZE][/B] [SIZE=+1][/SIZE][SIZE=+1][/SIZE][SIZE=+1][/SIZE][/FONT][/COLOR] [FONT=Verdana][/FONT] [FONT=arial unicode ms][FONT=Verdana][SIZE=2]Hz. Aişe (r.a) anlatıyor:[/SIZE][/FONT][SIZE=2][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][/FONT] [FONT=arial unicode ms][FONT=Verdana][SIZE=2]Rasulullah (s.a.v) sefere çıkmak istediği zaman, kadınları arasında kura çeker, hangisinin ismi çıkarsa onunla giderdi. Benî Mustalik gazasından önce yaptığı gazada da aramızda kura çekti, benim ismim çıktı, bundan dolayı Rasulullah ile beraber çıktım ve bu, hicab (örtünme) âyetinin indirilmesinden sonra idi. Onun için bir hevdece (deve üzerine konulan kapalı taşıyıcıya) konuldum, dönüşte Rasulullah Medine'ye yaklaşınca bir yerde konakladı, sonra da yola çıkmaya nida ettirdi. Yola çıkmaya seslendikleri sırada ben kalktım ve yürüyüp ordugahı geçtim, tuvalete gittim, yerime dönerken göğsümü yokladım, ne göreyim Zafâr boncuklarından bir dizim vardı, kopmuş düşmüş, bunun üzerine döndüm, kaybolan dizimi aradım, bunu aramak beni alıkoydu. [/SIZE][/FONT][/FONT] [FONT=Verdana][/FONT] [FONT=arial unicode ms][FONT=Verdana][SIZE=2]Benim yol nakliyemi yapmakta olan grup varmışlar, hevdeci yüklenmişler ve beni içinde zannetmişler. Çünkü hafif idim, henüz küçük yaşta bir taze idim; beni hevdecte sanmışlar, deveyi çekmişler gitmişler. Döndüğüm zaman orada kimseyi bulamadım, bundan dolayı belki beni aramak için dönerler dedim, oturdum. Derken uyumuşum, Safvân b. Muattal ordunun arkasına kalır, insanların eşyalarını araştırır, bir şey kalmış ise kaybolmaması için diğer konak yerine götürürdü, beni görünce tanımış "Allah'tan geldik ve yine O'na döneceğiz" (Bakara, 2/156) demesiyle uyandım, hemen feracemle yüzümü örttüm, devesinden indi, ben bininceye kadar çekildi, bindim. Sonra deveyi çekti, yürüdü, öğle sıcağında orduya yetiştik; inmişler, bağrışıyorlardı. İndikleri zaman beni bulamadıklarından insanlar çalkalanmış, o sırada imiş ben üzerlerine varıverdim, artık herkes beni konuşmuş. Beni lakırdıya almış, helak olan helak olmuş. [/SIZE][/FONT][/FONT] [FONT=Verdana][/FONT] [FONT=arial unicode ms][FONT=Verdana][SIZE=2]Rasulullah Medine'ye ayak bastı ve bana bir ağrı, sızı meydana geldi. Fakat rahatsız olduğum zamanlar Peygamber (s.a.v) den tanıyageldiğim alaka ve lütfu bu defa görmedim, ancak yanıma giriyor, "nasıl o?" diyordu. Bu beni işkillendirdi, henüz söylenen sözlerden haberim yoktu, nihayet nekahet dönemine geldim. Bir gece Mıstah'ın annesi ile hacetimiz için dışarı çıktım, işimiz biter bitmez yine Mıstah'ın annesi ile odama doğru döndük. Derken Mıstah'ın annesi mırtı, yani yün çarşafı içinde sürçtü dedi. Ben buna itiraz ettim. "Bedir'de bulunmuş bir zata sövüyor musun?" dedim, "Haberin yok mu" dedi, "ne var" dedim. "Ben dedi, şehadet ederim ki, sen hakikaten "Habersiz mümin hanımlar" dansın . Sonra ifk'çilerin dediklerini anlattı. Derhal hastalık üstüne hastalığım arttı, hemen ağlayarak döndüm. [/SIZE][/FONT][/FONT] [FONT=Verdana][/FONT] [FONT=arial unicode ms][FONT=Verdana][SIZE=2]Sonra Rasulullah girdi ve "nasıl o?" dedi. "Bana izin ver ,ana babamın yanına gideyim" dedim. İzin verdi, ben de anama babama gittim. Anneme: "Ey anne, dedim, insanlar neler söylüyorlar?" "Kızcağızım! dedi, kendini üzme, vallahi bir erkeğin yanında sevgili parlak bir kadın olsun ve ortakları bulunsun da aleyhinde çok laf etmesinler, pek azdır. Daha dedi, bu ana kadar söylenilen sana malum olmadı mı?" Ben ağlamaya başladım ve bütün gece sabahı ettim, yine ağlıyordum. Ağlarken babam yanıma geldi, anneme, "bu niye ağlıyor" dedi. "Bu ana kadar söylenilenden bilgisi yokmuş" dedi. Babam da ağladı. "sus kızım" dedi. O gün durdum, göz yaşım dinmiyordu, ana babama ağlamak[/SIZE][/FONT][/FONT] [FONT=arial unicode ms][FONT=Verdana][SIZE=2]ciğerimi parçalayacak gibi geliyordu. İkisi de yanımda oturmuş, ben ağlıyorken Rasulullah (s.a.v) üzerimize geliverdi, selam verdi, sonra oturdu. Hakkımda söylenilen söylenileliden beri yanımda oturmamıştı ve bir ay olmuş Allah Teâlâ ona benim bu işimle ilgili vahiy indirmemişti. [/SIZE][/FONT][SIZE=2] [/SIZE][/FONT][FONT=Verdana][/FONT] [FONT=arial unicode ms][LEFT][FONT=Verdana][SIZE=2]Sonra dedi ki: "Ey Aişe! Hal önemli, senden bana şöyle şöyle söz yetişti, şimde sen bu durumdan temiz ve beri isen Allah, muhakkak seni aklayacak ve eğer bir günaha düştünse Allah'a istiğfar ile tevbe et. Çünkü kul tevbe edince Allah Teâlâ tevbeyi kabul eder." Ne zaman ki Peygamber (s.a.v) konuşmasını bitirdi, göz yaşlarım boşandı, sonra babama "Tarafımdan Rasulullah'a cevap ver" dedim. "Vallahi ne diyeceğimi bilmiyorum." dedi. Bunun üzerine anneme, dedim, "Tarafımdan Rasulullah'a cevap ver." O da "Vallahi ne diyeyim, bilmiyorum, dedi. Ben henüz küçük yaşta bir taze idim, Kur'ân'dan çok okuyamazdım. Yani çok delil getirebilecek halde değildim. Dedim ki: "Vallahi ben anladım. Siz bunu işitmişsiniz, hatta gönüllerinizde yer etmiş, inanmışsınız. Şimdi ben size beriyim desem inanmayacaksınız ve eğer benim muhakkak tertemiz olduğumu Allah bilip dururken size kötü bir itirafta bulunsam hemen tasdik edeceksiniz .Vallahi benimle size başka bir mesel bulamıyorum, ancak Yusuf'un babası o salih kulun ki ismini zikretmemiştim dediği gibi "Artık (bana düşen) güzel bir sabırdır. Sizin anlattığınıza göre, yardımına sığınılacak ancak Allah'tır" (Yusuf, 12/18) dedim, sonra dönüp yatağıma yattım. [/SIZE][/FONT][/LEFT][/FONT][LEFT][/LEFT] [FONT=Verdana][/FONT][LEFT] [/LEFT] [FONT=arial unicode ms][LEFT][FONT=Verdana][SIZE=2]O halde ben vallahi biliyordum ki, Allah Teâlâ muhakkak beni temize çıkarır. Fakat vallahi, hakkımda vahy-i metlüvu (Kur'ân âyet) indireceğini zannetmiyordum. Benim işim nefsime göre, Allah Teâlâ'nın öyle okunup tilâvet olunacak bir emir ile tekellüm buyuracağı dereceden çok hakir idi. Ve fakat umuyordum ki, Rasulullah uykuda bir rüya görür de Allah, beni onunla temize çıkarır. Allah bilir ya, Rasulullah yerinden kalkmamıştı, ehl-i beyit'ten kimse de dışarı çıkmamıştı. Allah Teâlâ, Peygamberine vahyi indiriverdi, ona vahyedilirken olagelen hal hemen geliverdi ki, kış günüde bile vahyin ağırlığından dolu danesi gibi ter dökülürdü. Bunun üzerine, bir örtü örtüldü ve başının altına bir yastık konuldu. Vallahi ben telaş etmedim, aldırmadım, çünkü beraatimi, suçsuzluğumu biliyordum. Fakat Rasulullah açılıncaya kadar, insanların dediklerine hak verecek bir vahiy gelivermek korkusundan, anamın babamın canları çıkacak zannettim. [/SIZE] [/FONT][/LEFT] [/FONT][FONT=Verdana][/FONT][LEFT] [/LEFT] [FONT=arial unicode ms][LEFT][FONT=Verdana][SIZE=2]Ne zaman ki Rasulullah açıldı, gülüyordu, ilk söylediği kelime şu oldu: "Müjde ey Aişe! Rahat ol, vallahi Allah, seni kat'î olarak akladı" dedi. "Hamd, Allah'a; ne sana, ne de ashabına" dedim. Annem, dedi "Kalk ona!" Ben, "Vallahi ne ona kalkarım, ne de beraetimi indiren Allah'dan başkasına hamd ederim" dedim. Burada Allah Teâlâ den itibaren on âyet indirmişti. Bunun üzerine Ebu Bekir "Vallahi bundan sonra artık Mıstah'a infak etmem" dedi. Çünkü ona yakınlığı ve fakirliği sebebiyle nafaka veriyordu. Bu sebeple de Allah Teâlâ şu âyeti indirdi. "İçinizden faziletli olanlar (yakınlara...) vermemeye yemin etmesinler. Allah'ın sizi bağışlamasını arzulamaz mısınız?" (Nur, 24/22) , Bunun üzerine Ebu Bekir de "Evet, vallahi, Allah'ın beni mağfiret etmesini severim" dedi Mıstah'a yine nafakası verilmeye devam edildi. Netice olarak özrüm nazil olunca Rasulullah kalktı minbere çıktı, bunları anlattı ve Kur'ân'ı okudu ve minberden indiği vakitte Abdullah b.Ubeyy'e, Mıstah'a, Hamne'ye ve Hassan'a had cezası vurdu. [/SIZE][/FONT][/LEFT][/FONT][LEFT][/LEFT] [FONT=Verdana][/FONT][LEFT] [/LEFT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Ehlibeyti
Ezvâc-ı Tahîrât
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst