Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Sünneti
EHL-İ SÜNNET İNANCI
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Eyvàh!" data-source="post: 36777" data-attributes="member: 12"><p>1.BEYT</p><p> </p><p>Hudâ Rabb'im Nebim hakka Muhammeddir Rasûlullah</p><p>Hem İslam dînidir dînim kitâbımdır Kelâmullah</p><p> </p><p>Hudâ Rabb'imdir, Peygamberin Muhammed Rasûlullahtır. (sallallahu aleyhi ve sellem)</p><p>Dînim, İslam dînidir. Kitabım Allah'ın kelâmıdır.</p><p> </p><p>2.BEYT</p><p> </p><p>Akâid içre Ehli Sünnet oldu mezhebim cem'â</p><p>Amelde bu Hanîfe mezhebidir mezhebim vallah</p><p> </p><p>İtikadlar içerisinde gittiğim yol, Ehli Sünnet velCemaat mezhebidir. Doğrusu o haktır.</p><p>Amelde ise Ebû Hanîfe rahimehullah'ın görüşleri mezhebimdir. Buna Allah'a andederim.</p><p> </p><p>3.BEYT</p><p> </p><p>Dahî zürriyetiyim Hazreti Âdem Nebî'nin hem</p><p>Halîlin milletiyim dahi kıblem Ka'be Beytullah</p><p> </p><p>Aynı zamanda Hazreti Âdem aleyhisselam'ın neslindenim.</p><p>Ve İbrahim aleyhisselam'ın milletindenim. İbadetlerde yöneleceğim yer, Ka'be Beytullahtır</p><p> </p><p>4.BEYT</p><p> </p><p>Bulunmaz Rabb'imin zıddı ve niddi misli alemde</p><p>Ve sûretten münezzehtir mukaddestir Teâlallah</p><p> </p><p>Âlemde Rabb'imin zıddı, benzeri, ortağı yoktur.</p><p>Rabb'im Teâlallah, sûretten münezzehtir, paktır, yücedir.</p><p> </p><p>5.BEYT</p><p> </p><p>Şeriki yok berîdir doğmadan dahi doğurmadan</p><p>Ehaddir küfvi yok İhlas içinde zikreder Allah</p><p> </p><p>(Rabb'imiz altı i'tibâriye ve sekiz subûtiye sıfatla vasıflandığı için) Şerîki, ortağı yoktur. Doğmaktan, doğurmaktan münezzehtir.</p><p>Bir tek'tir; dengi yoktur. İhlas sûresi içinde Allah Teâlâ sıfatlarını böylece bildirdi.</p><p> </p><p>6.BEYT</p><p> </p><p>Ne cismi ne arazdır ve mütehayyiz ne cevherdir</p><p>Yemez içmez zaman geçmez berîdir cümleden Allah</p><p> </p><p>Rabbimiz Teâlâ, cisim değil, araz değil; bir mekana ihtiyacı yoktur. Cevher de değildir.</p><p>Yemez, içmez, üzerinden zaman geçmez. Hâsılı, madde ve sıfatlarının hepsinden Allah Teâlâ münezzehtir.</p><p>Not.. </p><p>Araz : Süratle varlığını kaybeden ve cevhersiz olmayan, şekil, renk gibi nesneye ;</p><p>Cevher : Kendisiyle olup başkasına muhtac olmayan ve taksim kabul etmeyen küçük parçaya denilir.</p><p> </p><p>7.BEYT</p><p> </p><p>Tebeddülden teğayyürden dahi elvân u eşkalden</p><p>Muhakkak ol müberrâdır budur selb-i Sıfâtullah</p><p> </p><p>(Maddeden enerjiye, enerjiden maddeye) Dönüşmekten, renklerden, sûretlerden,</p><p>Gerçekten O berîdir. Allah Teâlâ'nın hakkında düşünülmez selbî sıfatlar bunlardır.</p><p> </p><p>8.BEYT</p><p> </p><p>Ne göklerde ne yerlerde ne sağ u sol ne ön ardda</p><p>Cihetlerden münezzehtir ki olmaz hiç mekânullah</p><p> </p><p>Gökler, yer; sağ, sol; ön ve arka gibi</p><p>Cihetlerden , Rabb'imiz Teâlâ münezzehtir. Zira Allah Teâlâ'nın mekanı asla olmaz</p><p> </p><p>9.BEYT</p><p> </p><p>Hudâ vardır varlığına yok evvel u âhir</p><p>Yine Ol varlığıdır Kendi'den ğayrı değil Vallah</p><p> </p><p>Allah Teâlâ vardır, lakin varlığına başlangıç ve sonuç yoktur.</p><p>O'nun varlığı, Kendi'nden başkası değildir.</p><p> </p><p>10.BEYT</p><p> </p><p>Bu âlem yoğiken ol var idi ferd u tek u tenha</p><p>Değildir kimseye muhtac ve hep muhtac ğayrullah</p><p> </p><p>Bu âlem yok iken dahi, O hakîkî mevcud var idi. Tek ve yalnız idi.</p><p>Artık, Allah Teâlâ gayrına muhtac değildir. Dâimâ ğayrı O'na muhtacdır.</p><p> </p><p>11.BEYT</p><p> </p><p>A'na hâdis hulûl etmez ve bir şey vâcib olmaz kim</p><p>Her şeyde hikmeti vardır abes fi'l işlemez Allah</p><p> </p><p>O'na hâdis hulûl etmez. Ve hiçbir şey O'na vacib olmaz. Çünkü</p><p>Her işte O'nun hikmeti vardır. Elbette Allah Teâlâ başıboş iş işlemez. (Binaenaleyh) </p><p> </p><p>12.BEYT </p><p> </p><p>Hulûl etmez O Zat abde ve hiçbir ferde zulmetmez</p><p>İbâdın aslahı lazım değil kim halk ede Allah </p><p> </p><p>O Zat bir kula hulûl etmez. Ve hiçbir ferde zulmetmez.</p><p>Kendisi'ne kulunun yararına sebebleri yaratmak gerekmez ki, onu yaratsın. </p><p> </p><p>13.BEYT </p><p> </p><p>A'na bir kimse cebrile bir iş işledemez asla </p><p>Ne kim Kendi murad eyler vücûda gelir Billah </p><p> </p><p>Hiçbir kimse O'na cebren iş yaptıramaz </p><p>Kendisi neyi dilerse, o nesne Allah Teâlâ'nın kudretiyle meydana gelir.. </p><p> </p><p>14.BEYT </p><p> </p><p>A'nın her bir kemâli bîteğayyür hâsıl olmuştur </p><p>Ki yoktur muntazır olunacak hiçbir Kemâlullah </p><p> </p><p>Allah Teâlâ'nın Zât-ı Şerîf'inin kemâlatı, Zât'ıyla birlikte ezelîdir; değişmeyi kabul etmez. </p><p>Çünkü Allah Teâlâ'nın hakkında sonradan meydana gelecek bir kemal söz konusu değildir. </p><p> </p><p>15.BEYT </p><p> </p><p>Sıfât-ı bâkemal ile O daim muttasıfdır kim </p><p>Kalu noksan sıfatlardan berîdir Zülcelâlullah </p><p> </p><p>Celal ve Azamet sahibi olan allah Teâlâ, kemal sıfatlarıyla daima vasıflanır. </p><p>(Mahluka isnadı mümkün olan) Bütün noksan sıfatlardan beridir. </p><p> </p><p>16.BEYT </p><p> </p><p>Sekizdir çün sıfât-ı zâtî İlm ile İrâdetdir </p><p>Hayât u Kudret u Halk-ı Basar Sem'u Kelâmullah </p><p> </p><p>Allah Teâlâ'nın Zâtî olan subûtî sıfatları; İlim, irade </p><p>Hayat, Kudret, Halk, Basar, Semi' ve Kelam olmak üzere sekizdir. </p><p> </p><p>17.BEYT </p><p> </p><p>Alîm Ol'dur ki erişmez ilmine kimsenin aklı </p><p>İhâta eylemişdir cümle bu eşyayı İlmullah </p><p> </p><p>Alîm O'dur ki ilmine kimsenin aklı erişmez. </p><p>Allah Teâlâ'nın İlmi her şeyi kuşatmıştır. ( Alîm, " bilici " demektir ki sıfatı, İlimdir. Böylece ) </p><p> </p><p>18.BEYT </p><p> </p><p>Mürid Ol'dur Dileyicidir ve her şey üzre kâdirdir. </p><p>Ne kim diler olur peydâ alâ vefki Murâdıllah </p><p> </p><p>Müriddir= Dileyicidir. Ve herşey üzere kâdirdir. </p><p>Artık kendisi neyi dilerse, O'nun muradına muvafık olarak peyda olur. </p><p> </p><p>19.BEYT </p><p> </p><p>Cemîi hayr u şerri Ol diler takdîr u halk eyler </p><p>Velî hayrı sever ancak ki sevmez şerleri Allah </p><p> </p><p>Bütün hayrları, şerleri Kendisi diler; tesbit eder; yaratır. </p><p>Allah Teâlâ, kulunun ancak hayrlı işlerini sever; şer işlerini sevmez. </p><p> </p><p>20.BEYT</p><p>Basîr Ol'dur hakîkatde ki hep eşyâya nâzırdır </p><p>Velî gözden münezzehtir Basardır min Sıfâtillah </p><p> </p><p>Basîr= Görücü O'dur ki gerçekte her şeyi kontrol altına alıp bakar. </p><p>Lâkin göz(gibi alet, edevat)den münezzehtir. Basar yani görmek, Allah'ın sıfatlarındandır. </p><p>21.BEYT</p><p> </p><p>Semîi' Ol'dur işidir her avazı sır ile cehri</p><p>Münezzehdir kulaktan Ol sıfattır A'nda Sem'ullah</p><p> </p><p>Semîi'=işitici O'dur, ki gizli ve âşikar her avazı işitir.</p><p>Kulaktan münezzehtir ancak Semi'=işitmek Allah Teâlâ'nın sıfatıdır.</p><p> </p><p>22.BEYT</p><p> </p><p>Mütekellimdir Ol ammâ berîdir dilden ağızdan</p><p>Hurûf u lafzı savt ile değil vasf-ı Kelâmullah</p><p> </p><p>Allah Teâlâ, Mütekellim=Konuşucudur. Amma dil ve ağızdan beridir.</p><p>Kelâmullah=Allah'ın konuşma sıfatı, ses, harf ve lafızla değildir.</p><p> </p><p>23.BEYT</p><p> </p><p>Subutiyye sıfâtı kim ne aynıdır ne ğayrıdır</p><p>Kadîm dâim ve Zât'ıyla kâimdir Sıfâtullah</p><p> </p><p>Allah Teâlâ'nın subûtiye sıfatları, ne Kendisi ne de başkasıdır;</p><p>Ezelîdir, dâimîdir, Zât'ıyla kâimdir.</p><p> </p><p>24.BEYT</p><p> </p><p>Hakk'ın mukrim ibâdıdır melekler yerde göklerde</p><p>Avâmından avâm-ı nâsı efdal eylemiş Allah</p><p> </p><p>Yerde ve göklerde melekler, Hakk Teâlâ Hazretleri'nin şerefli kullarıdır.</p><p>Allah Teâlâ, insanlardan avam mü'minleri, meleklerin avâmından üstün kılmıştır.</p><p> </p><p>25.BEYT</p><p></p><p>Yemek içmek hem erkeklik dişilik yokdur anlarda</p><p>Hakka hiç âsi olmazlar muti'dirler li Emrillah</p><p> </p><p>Meleklerde, yemek, içmek, erkeklik ve dişilik yoktur.</p><p>Allah Teâlâ'nın emrlerine tabiî olarak boyun eğerler. Asla Cenâb-ı Hakk'a âsî olmazlar.</p><p> </p><p>26.BEYT</p><p> </p><p>Ve Cebrâil u Mikâil u İsrâfil u Azrâilu</p><p>Mukarrebdir Peygamberdir bu dördü hep Emînullah</p><p> </p><p>Cebrâil, Mîkâil, İsrâfil ve Azrâil,</p><p>Allah'a en yakın elçilerdir. Bu dördü Allah Teâlâ'nın emin kullarıdırlar.</p><p> </p><p>27.BEYT</p><p> </p><p>Hakkın yüzdört kitâbı kim nebîler üzre inmiştir.</p><p>Kitabdır anların dördü suhuf yüzü Kelâmullah</p><p> </p><p>Allah Teâlâ tarafından nebîler üzerine yüzdört kitab inmiştir.</p><p>Dördüne kitab, yüzüne suhuf denilir. Hepsi Allah Teâlâ'nın kelâmıdır.</p><p> </p><p> </p><p> 28.BEYT</p><p> </p><p>Zebûr'u verdi Dâvud'a dahi Tevrât'ı Mûsâ'ya</p><p>Ve hem İncîl'i İsâ'ya getirmiş Cebrâil Billah</p><p> </p><p>Allah Teâlâ, dört kitabdan Zebûr'u Dâvûd'a, Tevrat'ı Mûsâ'ya,</p><p>İncil'i İsa'ya vermiştir. Cebrâil Allah Teâlâ'nın emriyle bunları, onlara getirmiştir.</p><p> </p><p>29.BEYT</p><p> </p><p>Habîbullah'a Kur'ân'ı getirdi hâcet oldukça</p><p>Yirmiüç yıl içre cümle kati' oldu o Vahyullah</p><p> </p><p>Cebrâil, yirmiüç yıl, ihtiyac oldukça, Allah Teâlâ'dan vahiyle ayet ayet Kur'an'ı Habîbullâh'a getirmiştir.</p><p>Bundan sonra vahiy kesilmiştir.</p><p> </p><p>30.BEYT</p><p> </p><p>Dahi ben enbiyâ hakkında bildim ismet u fitnet</p><p>Nezâfet hem emânet sıdk ile tebliğ-i Hükmullah</p><p> </p><p>Peygamberlerin, günahtan masum ve mahfuz, üstün akıl ve zeka sahibi,</p><p>Pak ve temiz; Allah'ın buyruklarını kullarına tebliğ etmede ve her hususta emîn; özlerinde ve sözlerinde doğru olduklarına ve Allah Teâlâ'nın hükümlerini bildirdiklerine inandım.</p><p> </p><p>31.BEYT</p><p> </p><p>Kazerle zenb u humk u kizb u ketbân u hıyânetle</p><p>Münezzehdir müberrâdır cemîi Enbiyâullah</p><p> </p><p>Bütün nebîler, kir ve pislikten, ahmaklıktan, yalandan, hakkı, doğruyu gizlemek ve hıyanetten,</p><p>münezzehtirler; berîdirler</p><p> </p><p>32.BEYT</p><p> </p><p>Nebîler ismini bilmek dediler ba'zılar vâcib</p><p>Yirmisekizin bildirdi Kur'an'da bize Allah</p><p> </p><p>Bazı alimler nebîlerin isimlerinin bilinmesi vacibdir dediler;</p><p>Kur'an-ı Kerim'de Allah Teâlâ nebilerden yirmisekizinin adını beyan etti; şöyleki...</p><p> </p><p>33.BEYT</p><p> </p><p>Biri Âdem biri İdris u Nuh Hûd ile Sâlih</p><p>Hem İbrâhîm u İshâk ile İsmâil Zebîhullah</p><p> </p><p>34.BEYT</p><p> </p><p>Dahi Ya'kub ile Şuayb u Lût ile Yahyâ</p><p>Zekeriyyâ ile Hârun ahi Mûsâ Kelîmullah</p><p> </p><p> 35.BEYT</p><p> </p><p>Ve Dâvud u Süleyman u dahi İlyâs u Eyyûbdur</p><p>Biri de Elyasa'dır dahi İsâ'dır o Rûhullah</p><p> </p><p>36.BEYT</p><p> </p><p>Birinin ismi Zülkifl u biri Yûnus nebidir hem</p><p>Hitâmı Ol Habîb-i Hakk Muhammed'dir Rasûlullah</p><p> </p><p>Bazı alimler, Kur'an-ı Hakîm'in bildirdiği yirmisekiz enbiyanın isimlerini bilmenin vacib olduğunu söylediler. Bunların isimleri şöyledir: Adem, İdris, Nuh, Hûd, Sâlih, İbrâhim, İshak, Allah yolunda boğazlanmayı cân-ı gönülden kabul eden İsmâil, Ya'kub, Yûsuf, Şuayb, Lût, Yahyâ, Zekeriyyâ, Mûsâ kelimullah ve kardeşi olan Hârun, Dâvud, Süleyman, İlyas, Eyyub, Elyasa', Ruhullah olan İsa, Zülkifl, Yûnus ve bunların sonuncusu Allah'ın sevmiş olduğu Muhammed Rasûlullah..</p><p> </p><p>37.BEYT</p><p> </p><p>Üzeyr, Lokman u Zülkarneyn üçünde ihtilaf oldu</p><p>Ki ba'zı enbiyâdır der ve ba'zı der Veliyyullah</p><p> </p><p>Üzeyr, Lokman ve Zülkarneyn'de ihtilaf edildi.</p><p>Bazıları bunların enbiyâ olduklarını, diğer bazısı Allah'ın dostları yani velî olduklarını söylediler.</p><p> </p><p>38.BEYT</p><p> </p><p>Cemîi enbiyâdan evvelidir Hazreti Adem</p><p>Kâmûdan efdal u âhir Muhammed'dir Habîbullah</p><p> </p><p>Bütün enbiyânın ilki Hazreti Adem;</p><p>Sonuncusu Habîbullah Muhammed'dir ve hepsinden üstündür.</p><p> </p><p>39.BEYT</p><p> </p><p>İkisinin arasında kati çok enbiyâ geldi</p><p>Hisâbın kimseler bilmez bilir anı hemen Allah</p><p> </p><p>İkisi arasında, birçok enbiyâ gelmiştir.</p><p>Onların hesabını Allah'tan başka kimse bilmez.</p><p> </p><p>40.BEYT</p><p> </p><p>Risâlât-ı rusul mevtiyle bâtıl olmaz ol kat'â</p><p>Ve efdaldir melekler cümlesinden Enbiyâullah</p><p> </p><p>Rasullerin ölümleriyle, risâletleri asla bâtıl olmaz.</p><p>Peygamberler, büyük meleklerden daha büyüktürler</p><p></p><p>41.BEYT</p><p> </p><p>Bizim Peygamber'in ahkâm-ı şer'î öyle bâkîdir</p><p>Ki ehli mahşeri bu şeri'le fasledecek Allah</p><p> </p><p>Bizim Peygamberimiz'in getirmiş olduğu şeriatin hükümleri bâkîdir.</p><p>Nitekim mahşerde de Allah Teâlâ bu şeriatle mahluku arasında hükmedecektir.</p><p> </p><p>42.BEYT</p><p> </p><p>Ve mi'râc-ı Nebî hakdır Ana şahsıyla muhtasdır</p><p>Çıkıb fevk-al-ulâya Hakk'ı görmüştür Habîbullah</p><p> </p><p>Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem'in mi'râcı hak ve doğrudur; Onun şahsına hastır.</p><p>Habîbullah en yüksek mevkiye çıkmış ve orada Hakk Teâlâ'yı görmüştür.</p><p> </p><p>43.BEYT</p><p> </p><p>Cihan cümle sıfâtıyla ve eczâu sıfâtıyla</p><p>Hem ef'ali ibâdın hayr u şerri cümle Halkullah</p><p> </p><p>Madde ve mana=mülk ve melekut âleminde ne varsa, tek tek ve toplu olarak;</p><p>Aynı zamanda kulların yapageldikleri hayr ve şerlerin hepsini Allah Teâlâ yaratmıştır.</p><p> </p><p>44.BEYT</p><p> </p><p>A'nın ilm u murâd u halk u takdîriyle hâdisdir</p><p>Ki yoktur hâlık u bârî iki âlemde ğayrullah</p><p> </p><p>(Mahluk) O'nun ilmiyle, iradesiyle, yaratmasıyla, hüküm ve kudretiyle yoktan var olurlar.</p><p>Madde ve manada, dünya ve ahirette, Allah Teâlâ'dan başka yaratıcı ve var edici yoktur. ( Şu kadar ki, )</p><p> </p><p>45.BEYT</p><p> </p><p>İbâdın ihtiyârı vardır ef'âlinde cüz'îce</p><p>Ol ef'âl üzre bulmuşlar sevab hem İkâbullah</p><p> </p><p>Kulda, akıl ve aklı kullanmaktan ibaret yapabilme gücü, cüz'î de olsa vardır.</p><p>Bunun için kullar, yaptıklarından dolayı sevab veyahud da azaba müstehak olurlar.</p><p> </p><p>46.BEYT</p><p> </p><p>Ol ef'âlin cümeylidir Hakk'ın hubb u rıdâsıyla</p><p>Kabîhinde bulunmaz ne mehabbet ne Rıdâullah</p><p> </p><p>Kulun iradesiyle meydana gelen fiilinin güzelinde, Allah Teâlâ'nın sevgi ve rızası vardır.</p><p>Çirkininde ise, ne sevgisi ne de rızası vardır.</p><p> </p><p>47.BEYT</p><p> </p><p>Sevâb efdalidir Hakk'ın ve adlidir ikab A'nın</p><p>Vücûb icabsız Hakk'a bî istihkak abdullah</p><p> </p><p>Allah Teâlâ üzerine hiçbir hak gerekli olmaksızın kuluna sevab vermesi, fazl u keremidir.</p><p>Kulu da hiçbir azaba müstehak olmaksızın, Allah Teâlâ'nın onu cezalandırması adaletidir.</p><p> </p><p>48.BEYT</p><p> </p><p>Mukârindir bu fi'le istitâat kim o kudretdir</p><p>Bulunsa istitâat olunur teklif Şer'ullah</p><p> </p><p>İstitâat=yapabilme gücü, kulun işlediği işle beraberdir.</p><p>İstitâat kulda olduğu müddetçe, Allah Teâlâ'nın şeriatini tatbik etmeye mükelleftir.</p><p> </p><p>49.BEYT</p><p> </p><p>Ki abdin kendi vus'ında ne kim olmaz anı asla</p><p>Ana din içre teklif etmemişdir Ol Halîmullah</p><p> </p><p>Kulun yapabilme veya terkedebilme gücü olmadığı yerlerde,</p><p>Allah Teâlâ, hilm sıfatıyla tecelli ederek, ona hükümlerini yüklemez.</p><p> </p><p>50.BEYT</p><p> </p><p>Haram erzakdır herkes yer içer kendi rızkın hep</p><p>Ve kimse kimsenin rızkın alıb ekil edemez Vallah</p><p> </p><p>insanın boğazından geçen, helal olsun haram olsun, rızktır. Herkes kendi rızkını yer içer.</p><p>Hiçbir kimse diğerinin rızkını alıp yiyemez Vallâhi.</p><p> </p><p>51.BEYT</p><p> </p><p>Ecel vaktinde meyyittir o maktûl ecel birdir</p><p>Ve hâl-i ye'sin îmânı değil makbûl İndallah</p><p> </p><p>Öldürülen, ecelinin vaktinde ölmüştür. Ve ecel birdir.</p><p>Ümidsizlik halinde iman etmek, Allah nezdinde makbul değildir.</p><p> </p><p>52.BEYT</p><p> </p><p>Heyûlâ yokdur ezhan içre bir cüzü olduğu hakdır</p><p>Ki ol vasf-ı tecezzîden birîdir der bu Ehlullah</p><p> </p><p>Heyûlâ ezelî değildir. Ancak, cevherler (elektron, nötron, proton gibi aslî cüzler ) vardır.</p><p>Ehli Sünnet velCemaat dediler ki: Kâbil-i taksim olmayan cüzlerden Allah Teâlâ münezzehtir.</p><p> </p><p>53.BEYT</p><p> </p><p>Kabirde meyyite Münker Nekir dört şey sual eyler</p><p>Ki Rabb'in kim nebin kim nedir dînin ve kıblengah.</p><p> </p><p>Ölene kabirde Nekir ve Münker adlı melekler gelip dört şey sorarlar:</p><p>Rabb'in kim, peygamber'in kim, dînin nedir, kıblen neresi?</p><p> </p><p>54.BEYT</p><p> </p><p>Cevâbın verenin canı ile cismi zevk eder anda</p><p>Şaşıb küffâr u âsiler çeker anda Azâbullah</p><p> </p><p>Cevabını veren, ruh ve cismiyle zevki tadar.</p><p>Kafir ve âsîler şaşırırlar ve Allah'ın azabını çekerler</p><p> </p><p>55.BEYT</p><p> </p><p>Bu dünyaya gelen gider ki kalmaz canlı hiç kimse</p><p>Dahi yevmi kıyâmetde eder emvâti ba's Allah</p><p> </p><p>Bu dünyaya gelen bütün canlılar, ölürler; canlı kalmaz.</p><p>Kıyamette dahi Allah Teâlâ ölenleri, beden ve ruhla haşre gönderecektir.</p><p> </p><p>56.BEYT</p><p> </p><p>Verirler defter-i a'mâlini her adamın anda</p><p>Kiminin sağ eline kimine soldan maâz Allah</p><p> </p><p>Her adamın, ameli içinde bulunan defterini verirler.</p><p>Kimine defteri sağdan, Allah korusun kimisine de soldan..</p><p> </p><p>57.BEYT</p><p> </p><p>Kitâbıyla hisâbı var Hudâ'nın rûz-i mahşerde</p><p>Sorarlar herkesin ef'âl u akvâlin Biemrillah</p><p> </p><p>Kıyamet gününde Allah Teâlâ'nın hükmü, hesabı vardır.</p><p>Melekler, Allah Teâlâ'nın emriyle herkesin işlediği işini, söylediği sözünü sorarlar.</p><p> </p><p>58.BEYT</p><p> </p><p>Kebâirle sağâir ehline ol gün şefâatler</p><p>Ederler enbiyâ u ehli ilm u Evliyâullah</p><p> </p><p>Kıyamet gününde, büyük ve küçük günah işleyenlere,</p><p>Enbiya, ulemâ ve Allah'ın dostları şefaat ederler</p><p> </p><p>59.BEYT</p><p> </p><p>Ameller vezn olundukda Sırâtı geçmemiz hakdır</p><p>Ve Kevserle sekiz cennet verir mü'minlere Allah</p><p> </p><p>Ameller terazide tartıldıktan sonra, Sırat Köprüsünden geçmemiz haktır.</p><p>Allah Teâlâ mü'minlere Havz-ı Kevser ve sekiz cenneti vermiştir.</p><p> </p><p>60.BEYT</p><p> </p><p>Girecek cennete mü'minler anda çok bulub ni'met</p><p>Görürler şübhesiz anda niteliksiz cemâlullah</p><p> </p><p>Mü'minler cennete girecekler; onda nice nimetler bulacaklar.</p><p>Şüphesiz mü'minler Allah Teâlâ'nın Cemâli'ni niteliksiz göreceklerdir</p><p></p><p>61.BEYT</p><p> </p><p>Ve cennetle cehennem şimdi var ehliyle bâkîdir</p><p>Cehennem yedidir ehlin yakar dâim o Nârullah</p><p> </p><p>Cennet ve cehennem şimdi de vardır; ehliyle ebedîdirler.</p><p>Cehennem yedi kattır. Allah'ın ateşi onda, cehennemlikleri ebediyen yakar.</p><p> </p><p>62.BEYT</p><p> </p><p>Kazâ ile gelir her hayr u şer Tanrı cenâbından</p><p>Bulur hayr ehlin dâim olur şer ehline hemrah</p><p> </p><p>Kulun lehinde olan nimet ve hayrlar, aleyhinde olan bela ve şerler, Allah Teâlâ'nın hükmü, takdiriyle gelir.</p><p>Vakti geldikçe, hayrlı sebeb hayrlılara, şerli sebeb belaya giriftâr olanlara yoldaş olur.</p><p> </p><p>63.BEYT</p><p> </p><p>Ve Peygamber ne kim eşrât-ı sâatden haber vermiş</p><p>İnandım cümlesin izhar eder vaktinde hem Allah</p><p> </p><p>Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem, kıyametin alâmetlerinden her ne haber vermişse,</p><p>Cümlesine inandım. Vakti geldikçe Allah Teâlâ onları izhar eder.</p><p> </p><p>64.BEYT</p><p> </p><p>Çıkar Yer Dâbbesi Deccâl u Ye'cûc ile Me'cûc</p><p>Doğar gün mağribden çün iner gökden o Rûhullah</p><p> </p><p>Dâbbet-ul-arz ( Sâlih Peygamberin devesinin yavrusu ), Deccal, Ye'cûc, Me'cûc çıkarlar.</p><p>Bir de mağribden güneş doğar; Rûhullah olan İsâ aleyhisselam da gökten iner.</p><p> </p><p>65.BEYT</p><p> </p><p>Kebîre mü'mini îmandan ihrâc eylemez dahi</p><p>Ne küfre dâhil ve ne tâatin habt ede İndallah</p><p> </p><p>Büyük günahı irtikab, mü'mini imanından çıkarmaz.</p><p>Onu küfre sokmaz. Yapmış olduğu taatini Allah nezdinde düşürmez.</p><p> </p><p>66.BEYT</p><p> </p><p>O isyan eylemez anı muhalled hem cehennemde</p><p>Meğer ki i'tikad ede anı maâz Allah</p><p> </p><p>İşlediği o büyük günah, mü'mini cehennemde ebedî bırakmaz.</p><p>Ancak kat'î delille haram olanı, helal saymak; yahud kat'î olan helali haram saymak, Allah korusun, küfre sokar.</p><p> </p><p>67.BEYT</p><p> </p><p>Hudâ afveylemez şirki ve illâ andan ednâyı</p><p>Dilediği kulundan her günahı afveder Allah</p><p> </p><p>Hudâ Teâlâ, küfür ve şirki afuv etmez, amma ondan aşağı dilediği kulunun günahını afuv eder.</p><p> </p><p>68.BEYT</p><p> </p><p>Kebâirden kaçan câiz ikab olmak sağâirle</p><p>Ve bîtevbe giden câiz kebâirden geçe Allah</p><p> </p><p>Allah Teâlâ'nın, büyük günahtan kaçan kimseyi küçük günahla cezalandırması,</p><p>Aynı zamanda büyük günah işleyip tevbesiz öleni afuv etmesi mümkündür.</p><p> </p><p>69.BEYT</p><p> </p><p>Kabul eyler duâyı Hakk Teâlâ Kendi fazlından</p><p>Ve hâcet-i ibâdı hem kabul eyler Raûf Allah</p><p> </p><p>Sonsuz esirgeyici merhamet sahibi olan Allah Teâlâ, kulunun yalvarışını fazlıyla kabul eyler.</p><p>Kullarının ihtiyacını da fazl u keremiyle giderir.</p><p> </p><p>70.BEYT</p><p> </p><p>Dahi îman ile islam ikisi şey'i vâhiddir</p><p>Cenâb-ı Hakk'dan ol her ne getirdiyse Rasûlullah</p><p> </p><p>Allah Teâlâ'ya, tasdikle gönül bağlayarak inanmak ve teslim olmak, yani iman ve islam birdir.</p><p>Hâsılı Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem'in Allah'tan bildirdiği din, iman ve islamdır.</p><p> </p><p>71.BEYT</p><p> </p><p>Kamûsun dil ile takrîr u tasdîk eyledim bilkalb</p><p>Birine yokdur inkârım inandım şüphesiz Vallah</p><p> </p><p>Binaenaleyh cümlesini ikrar ettim; kalbimle tasdik ettim.</p><p>Hiçbirine inkarım yoktur. Ve hepsinin gerçekten Allah'tan geldiğine inandım.</p><p> </p><p>72.BEYT</p><p> </p><p>Çu din a'mâli îmandan muhakkak başka hâricdir</p><p>Pes îman izdiyad nâkıs olmaz hıfzede Allah</p><p> </p><p>Zira din ile amel, imandan haric bir şeydir.</p><p>İş böyle olunca iman, zâtı itibariyle ziyade ve eksik olmaz. Allah Teâlâ onu hıfzeder.</p><p> </p><p>73.BEYT</p><p> </p><p>Demem ki inşâAllah mü'minim bel mü'minim hakkâ</p><p>Bu ma'nâ ile îmanı kesbî u mahlûkdurur Lillah</p><p> </p><p>Bunun için inşâAllah mü'minim demem. Bilakis hakîkaten mü'minim derim.</p><p>Bu itibarla iman, kesbî ve Allah Teâlâ'nın mahlukudur.</p><p> </p><p>74.BEYT</p><p> </p><p>Ve ammâ Tanrı'nın Kendi kuluna ma'rifet küncin</p><p>Hidayet kıldığı ma'nâ ile vehbîdir ol Tallah</p><p> </p><p>Fakat Tanrı Teâlâ'nın, Kendi fazl u kereminden ma'rifet hazinesini hediye ettiğine itibarla iman,</p><p>Vehbî ve mücerred ihsan ve tevfîk olur.</p><p> </p><p>75.BEYT</p><p> </p><p>Ve îman-ı mukallid hem sahîh olmuşdur ammâ ki</p><p>Ol istidlâl aklı terk ile âsim olur Billah</p><p> </p><p>Allah ve O'nun Rasûlü'ne, delilsiz ve başkalarına uyarak inanan kimsenin imanı sahihdir.</p><p>Fakat taklidci, aklî delilleri araştırmayı terketmekle, </p><p>Allah Teâlâ'ya karşı günahkar olur.</p><p> </p><p>76.BEYT</p><p></p><p>Kerâmet-ı velî hakdır nebîsi mu'cizâtîdir</p><p>Keser az müddet içre çok mesafe Evliyâullah</p><p></p><p>Allah Teâlâ'nın sevdiği kulunun kerametleri haktır. </p><p>Ve onun kerâmetleri nebîsinin mucizeleridir.</p><p>Az bir müddette çok mesafeyi evliyaullah geçer.</p><p></p><p>77.BEYT</p><p></p><p>Bulurlar vak-i hâcetde taâmı hem libâs anlar</p><p>Behâim hem cemâdâtile söylerler Biiznillah</p><p></p><p>İhtiyac oldukca onlar, yiyecek ve giyecekleri bulurlar</p><p>Hayvanlarla, cansız varlıklarla Allah Teâlâ'nın izniyle konuşurlar</p><p></p><p>78.BEYT</p><p></p><p>Gehi su üzerinde meşî ederler vecd-i hâletle</p><p>Havada hem uçarlar hark eder âdâtını Allah</p><p></p><p>Bazan vecd u hâletle, su üzerinde yürürler.</p><p>Havada uçarlar. Allah Teâlâ tabiî kanunları onlara iptal eder.</p><p></p><p>79.BEYT</p><p> </p><p>Erişmez bir velî hiçbir nebînin rütbesine hem</p><p>Ana ermez ki andan sâkıt ola emr u Nehyullah</p><p> </p><p> Hiçbir veli, hiçbir nebînin mertebesine ulaşamaz.</p><p>Ondan Allah'ın emr ve yasakları düşecek bir mertebeye de ulaşamaz.</p><p> </p><p>80.BEYT</p><p> </p><p>Ve efdal evliyâ Sıddîk-ı Ekber ba'dehu Fâruk</p><p>Ve Zinnûreyn'den sonra Alî'dir ol Veliyullâh</p><p> </p><p>Ve evliyânın en üstünü, Sıddîk-i Ekber Hazreti Ebû Bekr'dir. Sonra Hazreti Ömer-ul-Fâruk'tur.</p><p>Sonra iki nur sahibi Hazreti Osman'dır. Sonra Allah'ın dostu Hazreti Ali'dir.</p><p> </p><p>81.BEYT</p><p> </p><p>Bu dördü hem hilâfetde bu tertib üzre kâimdir</p><p>Bu çâr-ı yârdan sonra hem efdal Evliyâullah</p><p> </p><p>Dördünün hilâfeti de bu tertib üzeredir.</p><p>Bu çâr yâr güzin'den sonra, Evliyâullah'ın üstünleri</p><p></p><p>82.BEYT</p><p></p><p>Kalan ashabdır ki cümlesinin zikri hayrolsun</p><p>Cemîl âl u ashab-ı kirâmı sevmişem Billah</p><p></p><p>Dördünün hilâfeti de bu tertib üzeredir. Bu çâr-ı yâr-ı güzin'den sonra,</p><p>Evliyâullah'ın üstünleri, kalan ashâb-ı kiram'dır. Hepsinin zikri hayr olsun.</p><p>Hasıl, bütün ashâb-ı kirâmı Allah için severim.</p><p></p><p>83.BEYT</p><p></p><p>Aşere-i mübeşşere ve Fâtıma Hasen Hüseyn</p><p>Bu ümmetden bulâra cennetile neşhedu Billah</p><p></p><p>Bu ümmetten cennetle müjdelenen on nefer ve Fâtıma, Hasan, Heseyn Hazerâtına cennet müjdesi verilmiştir. </p><p>Biz dahi Allah için bunların cennetlik olduklarına şehadet ederiz.</p><p></p><p>84:BEYT</p><p></p><p>ve ğayrı kimseye aynıyla cennetlik denilmez ki</p><p>O ğayba hükmolur ğaybı ne bilsin kimse ğayrullah</p><p></p><p>Bunlardan başkasına bitta'yin cennetlik denilmez.</p><p>Zira o ğayba hüküm olur. Gaybı Allahtan başka kim bilebilir ki..</p><p></p><p>85.BEYT</p><p> </p><p>Ve ashâb-ı kirâmın cümlesinden sonra ümmetden</p><p>Cemîl tâbiîn olmuştur efdal-i Evliyâullah</p><p> </p><p>Ümmetten evliyânın en üstünleri, ashâb-ı kirâmın hepsinden sonra, tüm tâbiîndir.</p><p> </p><p>86.BEYT</p><p> </p><p>İmâm-ı müslimîn sultan müslim hür mükellef hem</p><p>Kureyşî zâhir olâlı edib tenfîz-i Hükmullah</p><p> </p><p>Müslümanlara imam olacak sultan; müslim, hür, mükellef</p><p>Kureyşî ve açıkta olmalıdır ki, Allah'ın ahkâmını infaz etsin.</p><p> </p><p>87.BEYT</p><p> </p><p>Velî Hâşimli hem ma'sum olmak şart değildir kim</p><p>O fısk u cevr için hiç mün'azil olmaz Bişer'illah</p><p> </p><p>Lakin Hâşimli ve masum olması şart değildir.</p><p>O fısk ve cefa vermekte, Allah'ın şeriatiyle asla azlolunmaz.</p><p></p><p>88.BEYT</p><p> </p><p>Ve berr u fâcire uyub namazım kılarım bile</p><p>Hem anların cenazesi namazın kılıram Lillah</p><p> </p><p>Salihe de fâsıka da uyup namazımı kılarım.</p><p>Salih olsun fâsık olsun, her müslümanın cenaze namazını Allah için kılarım.</p><p> </p><p>89.BEYT</p><p> </p><p>Adîn üzre hazarda hem seferde mesih câizdir</p><p>Ve müskir olmayan temr u anab suyu Mübâhullah</p><p> </p><p>Hazarda ve seferde mes üzerine meshetmek caizdir.</p><p>Sekir vermeyen hurma ve üzümden çıkan meşrubatlar Allah'ın helal ettiği şeylerdir.</p><p> </p><p>90.BEYT</p><p> </p><p>Tasaddukla duâmızdan bulur emvâtimiz ni'met</p><p>Ve fazl-ı emkine eşhas u ezmân hakdır ey Vallah</p><p> </p><p>Sadaka ve dualarımızdan ölülerimiz nimet bulurlar.</p><p>Bazı yerlerin, şahısların, zamanların üstünlüğü, hak ve gerçektir.</p><p> </p><p>91.BEYT</p><p></p><p>Bilinmez müşrikîn etfâli cennetle mi nârda mı</p><p>Ve küffâra kirâmen kâtibeyn vermiş Kerîm Allah</p><p></p><p>Müşriklerin ergenlik çağına gelmeyen çocukları, cennette mi, ateşte mi bilinmez.</p><p>Kerim olan Allah Teâlâ, kafirlere bile amelleri tesbit eden melekleri tayin etmiştir.</p><p></p><p>92.BEYT</p><p></p><p>Ne ki ma^dûmdurur o şey ve mer'î ad olunmaz ki</p><p>Mükevvin kâinata benzemez şeydir Teâlallah</p><p></p><p>Olmayan bir şey, yoktur ve görülmesi de yoktur.</p><p>Kainatı yaratan Allah Teâlâ kainata benzemez bir şey'dir; </p><p>Allah Teâlâ, kainatın sıfatından münezzehtir.</p><p></p><p>93.BEYT</p><p></p><p>İsâbet-i ayn câizdir ve sihir insana vâki'dir</p><p>Beşer aklından efdaldir ulûm-i Enbiyâullah</p><p></p><p>Nazar değmesi mümkündür. İnsana sihir yapmak vâki'dir.</p><p>Enbiyâullah'ın ilimleri, tüm beşerin aklından üstündür.</p><p> </p><p> 94.BEYT</p><p> </p><p>Delîle müctehid evvel bakıb eyler isâbet hak</p><p>Ve sonra muhkeme bakıb hatâsın afveder Allah</p><p> </p><p>Müctehidin bir önceki delile bakarak hüküm etmesinden sonra,</p><p>Muhkem bir delili görüp yeniden hüküm etmesi halinde Allah Teâlâ önceki hatasını afuv eder..</p><p> </p><p>95.BEYT</p><p> </p><p>Ve hak birdir muayyendir ve Kur'an ve hadîs ancak</p><p>Ne miktar olsa mümkün zâhirine hamlolur hergah</p><p> </p><p>Ve hak birdir; Allah nezdinde bellidir. Kur'an ve hadis lafızları,</p><p>mümkün oldukça zahirine hamlolunur daima</p><p> </p><p>96.BEYT</p><p> </p><p>Bu zâhirden ol ehli bâtının da'vası ma'naya</p><p>Udûli hem nusûs u istihfaf-i Şer'ullah</p><p> </p><p>Bâtınîlik iddiasına mebnî, Bâtınîlerin Kur'an ve hadis lafızlarını, bu zâhirî manasından başka bir manaya hamletmeleri,</p><p>açık manasını reddetmeleri, Allah Teâlâ'nın şeriatini hafife almaları...</p><p> </p><p>97.BEYT</p><p> </p><p>Hem istihlâl-i zenb u rahmet-i Hakk'dan ye'si hem de</p><p>Azâbından emîn olmak bu cümle küfürdür Billah</p><p> </p><p>Yahud günah işlemeyi helal inanmak, Allah Teâlâ'nın rahmetinden ümid kesmek, yahud azabından emin olmak..</p><p>Bunların hepsi dinden çıkmaktır. Ve Allah Teâlâ'yı inkardır.</p><p> </p><p>98.BEYT</p><p> </p><p>Ve lafz-ı küfrî tav'ile ve kâhin sözlerin tasdîk</p><p>Küfürdür lakin inkarı yeniden tevbedir Lillah</p><p> </p><p>Böylece ihtiyârî olarak inkara sirayet edecek söz sarfetmek, yahud kahinlerin sözlerini tasdik etmek küfürdür.</p><p>Bu küfürden dönüş, Allah'a yeni bir tevbeyledir.</p><p> </p><p>99.BEYT</p><p> </p><p>Hudâ otuziki farzı ibâdına buyurmuştur</p><p>Kamûsun farz bildim boynuma aldım Bitav'illah</p><p> </p><p>Hudâ Teâlâ, otuziki farzı kullarına yüklemiştir</p><p>Hepsinin farz olduğuna inandım; ve Allah Teâlâ'ya boyun eğerek boynuma aldım.</p><p> </p><p>100.BEYT</p><p> </p><p>Şurûtu beşdir İslâm'ın ki tevhîd u salât u savm</p><p>Zekat u hac ğanîler hakkında bu cümle Farzullah</p><p> </p><p>Allah'ın farzları ki, İslamın beş şartı; kelime-i şehadet, namaz, oruc,</p><p>Zenginlere zekat ve hac...</p><p> </p><p></p><p>101.BEYT</p><p> </p><p>Namazın farzı hâricde olanlar altı farz olmuş</p><p>Ve erkânı içinde oldular hem altı Farzullah</p><p> </p><p>Namazın haricinde altı şart, içinde de altı rükün;</p><p> </p><p>102.BEYT</p><p> </p><p>Dışındaki taharet setri avret vakti bilmekdir</p><p>Ve abdest almak ve niyet hem istikbâl-i Beytullah</p><p> </p><p>Haricindekiler; taharet, setri avret, vakti bilmek,</p><p>abdest almak, niyet etmek, Beytullah'a yönelmek;</p><p> </p><p>103.BEYT</p><p> </p><p>Namaz içinde tekbîr u kıyam ile kırâatdir</p><p>Rükû' u ka'de-i uhrâ ikişer secdedir Lillah</p><p> </p><p>İçindekiler ise; tekbir kıyam, kıraat, </p><p>Rüku', Allah için iki secde ve son oturuştur.</p><p> </p><p>104.BEYT</p><p> </p><p>Vudûnun farzı yüzün ellerin dirseklerile hem</p><p>Başa mesheyleyib ayakları gaslet dedi Allah</p><p> </p><p>Abdestin farzları; yüzü, dirseklere kadar yıkamak, </p><p>Başı meshetmek, bir de ayakları yıkamak üzere Allah'ın dört emridir.</p><p> </p><p>105.BEYT</p><p> </p><p>Ve guslün farzı üçdür mazmaza ile hem istinşak</p><p>Üçüncü cümle a'zâsın yumatdır tevbetn Lillah</p><p> </p><p>Guslün farzları, ağzı çalkalamak, burna su çekmek, </p><p>Tüm bedeni yıkamak üzere üçtür. Bu Allah'a tevbe için yapılır.</p><p> </p><p>106.BEYT</p><p> </p><p>Teyemmüm eylemek vâcibdir abdest ile gusl için</p><p>Su bulunmazsa ya kudret yoğisedir bu Şer'ullah</p><p> </p><p> Suyu kullanmaya güç yoksa, yahud su bulunmazsa, abdest ve gusül için teyemmüm vacib olur.</p><p>Bu dahi Allah'ın şeriatidir.</p><p> </p><p>107.BEYT</p><p> </p><p>Anın rüknü iki urmak şurûtu beş biri niyyet</p><p>Saîd u tâhir u mesh biri acz-i İbâdullah</p><p> </p><p>Teyemmümün rüknü, yüzü ve elleri meshetmek üzere iki vuruştur. Beş de şartları vardır:</p><p>Niyet, toprak (veya onun cinsi), toprağın da temiz olması, meshetmek, kulların suyu kullanmak da aciz kalmaları...</p><p> </p><p>108.BEYT</p><p> </p><p>Ve savmın farzı üç niyetle ekli nîki terk etmek</p><p>Fecir doğdukda gün batınca imsak oldu Emrullah</p><p> </p><p>Orucun farzı, fecrin doğuşundan gün batıncaya kadar,</p><p>Niyetle, yemek, içmek ve temastan sakınmaktır. Allah Teâlâ'nın emri budur.</p><p> </p><p>109.BEYT</p><p> </p><p>Dahi haccın fürûzu üç biri ihrama girmekdir</p><p>Biri vakfe cebel üzre ziyâret oldu Beytullah</p><p> </p><p>Haccın farzları, ihrama girmek, Arafat dağında durmak,</p><p>Beytullah'ı tavaf etmek üzere üçtür.</p><p></p><p>110.BEYT</p><p> </p><p>Harâmı i'tikad etmek haram andan sakınmakdır</p><p>Helâli hem helal bilib bu oldu cümle Farzullah</p><p> </p><p>Haramı haram inanmak ve ondan sakınmak;</p><p>Helali de helal inanmak dahi, Allah Teâlâ'nın bize emrettiği farzlardır.</p><p> </p><p>111.BEYT</p><p> </p><p>Hep ashâb-ı güzîn u tâbiîn u müctehidînin</p><p>Ne ki var Ehli Sünnet velCemâat cümle Ehlullah</p><p> </p><p>Tüm ashâb-ı güzîn, tabiîn, müctehidler, </p><p>Hepsi, Ehli Sünnet velCemaattir; Allah'ın dostlarıdırlar.</p><p> </p><p>112.BEYT</p><p> </p><p>Kamûnun i'tikadı bu yüzon beyt içre bil Hakkı!.</p><p>Budur hak mezheb ancak bunda sâbit eylesin Allah</p><p> </p><p>Ey Hakkı!.. Artık onların itikada dair ölçülerini, yukardaki yüzon beyt içerisinde bil.</p><p>Budur hak mezheb. Allah Teâlâ bizi bu itikad üzere sabit eylesin.</p><p> </p><p> 113.BEYT</p><p> </p><p>Eğer benden küfür amden hatâen sâdır olduysa</p><p>Ben ol küfrün cemîinden berî oldum Livechillah</p><p> </p><p>Eğer benden kasden veya hatâen küfür sâdır olmuşsa,</p><p>Hepsinden beri oldum; Allah Teâlâ'ya yöneldim.</p><p> </p><p> 114.BEYT</p><p> </p><p>Dahi şer'a muhalifse eğer akvâl u ef'âlim</p><p>Ben anlardan rücu' etdim ve tubtu kurbeten Lillah</p><p> </p><p>Sözüm, fiilim, şeriate muhalifse, ondan pişmanım; döndüm.</p><p>İbadet olarak Allah'a tevbe ederim. (Ve)</p><p> </p><p>115.BEYT</p><p> </p><p>Ne ki kılmış Habîbullah bize tebliğ-i ahkâmı</p><p>Kabul etdim âmentu Billah ve Hukmillah.</p><p> </p><p>Allah'ın sevgili kulu, Allah Teâlâ'nın ne gibi hükümlerini bize bildirdiyse, </p><p>Kabul ettim; ona razı oldum. Allah Teâlâ'ya ve hükümlerine ve Peygamber'in getirdiklerine inandım.</p><p> </p><p>116.BEYT</p><p> </p><p>Dilim ikrârımı kalbimle tasdîk eyledim candan</p><p>Sen'in hıfzında îmânım emânet olsun ey Allah</p><p> </p><p>Kalbimle candan tasdik ederek, dilimle söylerim.</p><p>Allah'ım, bu gönül bağlılığım, tasdik ve itirafım, dönüş ve ibadetlerim, hepsi, Sen'in hıfzında emanet olsun.</p><p> </p><p> </p><p>Allâhumme salli efdâle salâtin ve sellim ekmele selâmin alâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli Seyyidinâ Muhammedin adede ma'lûmâtike ve midâde kelimâtike kullemâ zekerek-ez-zâkirûne ve ğafele an zikrik-el-ğâfilûn</p><p> </p><p>Her şeyden yüce olan Cenâb-ı Hakk'a envâi hamd ve senâ ederiz. O'nun seçtiği kulu ve Rasûlü'ne salât ve selamlar olsun. Beytlerin Osmanlıca nazmı ve Türkçe tercümesi hitama ermiştir.</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Eyvàh!, post: 36777, member: 12"] 1.BEYT Hudâ Rabb'im Nebim hakka Muhammeddir Rasûlullah Hem İslam dînidir dînim kitâbımdır Kelâmullah Hudâ Rabb'imdir, Peygamberin Muhammed Rasûlullahtır. (sallallahu aleyhi ve sellem) Dînim, İslam dînidir. Kitabım Allah'ın kelâmıdır. 2.BEYT Akâid içre Ehli Sünnet oldu mezhebim cem'â Amelde bu Hanîfe mezhebidir mezhebim vallah İtikadlar içerisinde gittiğim yol, Ehli Sünnet velCemaat mezhebidir. Doğrusu o haktır. Amelde ise Ebû Hanîfe rahimehullah'ın görüşleri mezhebimdir. Buna Allah'a andederim. 3.BEYT Dahî zürriyetiyim Hazreti Âdem Nebî'nin hem Halîlin milletiyim dahi kıblem Ka'be Beytullah Aynı zamanda Hazreti Âdem aleyhisselam'ın neslindenim. Ve İbrahim aleyhisselam'ın milletindenim. İbadetlerde yöneleceğim yer, Ka'be Beytullahtır 4.BEYT Bulunmaz Rabb'imin zıddı ve niddi misli alemde Ve sûretten münezzehtir mukaddestir Teâlallah Âlemde Rabb'imin zıddı, benzeri, ortağı yoktur. Rabb'im Teâlallah, sûretten münezzehtir, paktır, yücedir. 5.BEYT Şeriki yok berîdir doğmadan dahi doğurmadan Ehaddir küfvi yok İhlas içinde zikreder Allah (Rabb'imiz altı i'tibâriye ve sekiz subûtiye sıfatla vasıflandığı için) Şerîki, ortağı yoktur. Doğmaktan, doğurmaktan münezzehtir. Bir tek'tir; dengi yoktur. İhlas sûresi içinde Allah Teâlâ sıfatlarını böylece bildirdi. 6.BEYT Ne cismi ne arazdır ve mütehayyiz ne cevherdir Yemez içmez zaman geçmez berîdir cümleden Allah Rabbimiz Teâlâ, cisim değil, araz değil; bir mekana ihtiyacı yoktur. Cevher de değildir. Yemez, içmez, üzerinden zaman geçmez. Hâsılı, madde ve sıfatlarının hepsinden Allah Teâlâ münezzehtir. Not.. Araz : Süratle varlığını kaybeden ve cevhersiz olmayan, şekil, renk gibi nesneye ; Cevher : Kendisiyle olup başkasına muhtac olmayan ve taksim kabul etmeyen küçük parçaya denilir. 7.BEYT Tebeddülden teğayyürden dahi elvân u eşkalden Muhakkak ol müberrâdır budur selb-i Sıfâtullah (Maddeden enerjiye, enerjiden maddeye) Dönüşmekten, renklerden, sûretlerden, Gerçekten O berîdir. Allah Teâlâ'nın hakkında düşünülmez selbî sıfatlar bunlardır. 8.BEYT Ne göklerde ne yerlerde ne sağ u sol ne ön ardda Cihetlerden münezzehtir ki olmaz hiç mekânullah Gökler, yer; sağ, sol; ön ve arka gibi Cihetlerden , Rabb'imiz Teâlâ münezzehtir. Zira Allah Teâlâ'nın mekanı asla olmaz 9.BEYT Hudâ vardır varlığına yok evvel u âhir Yine Ol varlığıdır Kendi'den ğayrı değil Vallah Allah Teâlâ vardır, lakin varlığına başlangıç ve sonuç yoktur. O'nun varlığı, Kendi'nden başkası değildir. 10.BEYT Bu âlem yoğiken ol var idi ferd u tek u tenha Değildir kimseye muhtac ve hep muhtac ğayrullah Bu âlem yok iken dahi, O hakîkî mevcud var idi. Tek ve yalnız idi. Artık, Allah Teâlâ gayrına muhtac değildir. Dâimâ ğayrı O'na muhtacdır. 11.BEYT A'na hâdis hulûl etmez ve bir şey vâcib olmaz kim Her şeyde hikmeti vardır abes fi'l işlemez Allah O'na hâdis hulûl etmez. Ve hiçbir şey O'na vacib olmaz. Çünkü Her işte O'nun hikmeti vardır. Elbette Allah Teâlâ başıboş iş işlemez. (Binaenaleyh) 12.BEYT Hulûl etmez O Zat abde ve hiçbir ferde zulmetmez İbâdın aslahı lazım değil kim halk ede Allah O Zat bir kula hulûl etmez. Ve hiçbir ferde zulmetmez. Kendisi'ne kulunun yararına sebebleri yaratmak gerekmez ki, onu yaratsın. 13.BEYT A'na bir kimse cebrile bir iş işledemez asla Ne kim Kendi murad eyler vücûda gelir Billah Hiçbir kimse O'na cebren iş yaptıramaz Kendisi neyi dilerse, o nesne Allah Teâlâ'nın kudretiyle meydana gelir.. 14.BEYT A'nın her bir kemâli bîteğayyür hâsıl olmuştur Ki yoktur muntazır olunacak hiçbir Kemâlullah Allah Teâlâ'nın Zât-ı Şerîf'inin kemâlatı, Zât'ıyla birlikte ezelîdir; değişmeyi kabul etmez. Çünkü Allah Teâlâ'nın hakkında sonradan meydana gelecek bir kemal söz konusu değildir. 15.BEYT Sıfât-ı bâkemal ile O daim muttasıfdır kim Kalu noksan sıfatlardan berîdir Zülcelâlullah Celal ve Azamet sahibi olan allah Teâlâ, kemal sıfatlarıyla daima vasıflanır. (Mahluka isnadı mümkün olan) Bütün noksan sıfatlardan beridir. 16.BEYT Sekizdir çün sıfât-ı zâtî İlm ile İrâdetdir Hayât u Kudret u Halk-ı Basar Sem'u Kelâmullah Allah Teâlâ'nın Zâtî olan subûtî sıfatları; İlim, irade Hayat, Kudret, Halk, Basar, Semi' ve Kelam olmak üzere sekizdir. 17.BEYT Alîm Ol'dur ki erişmez ilmine kimsenin aklı İhâta eylemişdir cümle bu eşyayı İlmullah Alîm O'dur ki ilmine kimsenin aklı erişmez. Allah Teâlâ'nın İlmi her şeyi kuşatmıştır. ( Alîm, " bilici " demektir ki sıfatı, İlimdir. Böylece ) 18.BEYT Mürid Ol'dur Dileyicidir ve her şey üzre kâdirdir. Ne kim diler olur peydâ alâ vefki Murâdıllah Müriddir= Dileyicidir. Ve herşey üzere kâdirdir. Artık kendisi neyi dilerse, O'nun muradına muvafık olarak peyda olur. 19.BEYT Cemîi hayr u şerri Ol diler takdîr u halk eyler Velî hayrı sever ancak ki sevmez şerleri Allah Bütün hayrları, şerleri Kendisi diler; tesbit eder; yaratır. Allah Teâlâ, kulunun ancak hayrlı işlerini sever; şer işlerini sevmez. 20.BEYT Basîr Ol'dur hakîkatde ki hep eşyâya nâzırdır Velî gözden münezzehtir Basardır min Sıfâtillah Basîr= Görücü O'dur ki gerçekte her şeyi kontrol altına alıp bakar. Lâkin göz(gibi alet, edevat)den münezzehtir. Basar yani görmek, Allah'ın sıfatlarındandır. 21.BEYT Semîi' Ol'dur işidir her avazı sır ile cehri Münezzehdir kulaktan Ol sıfattır A'nda Sem'ullah Semîi'=işitici O'dur, ki gizli ve âşikar her avazı işitir. Kulaktan münezzehtir ancak Semi'=işitmek Allah Teâlâ'nın sıfatıdır. 22.BEYT Mütekellimdir Ol ammâ berîdir dilden ağızdan Hurûf u lafzı savt ile değil vasf-ı Kelâmullah Allah Teâlâ, Mütekellim=Konuşucudur. Amma dil ve ağızdan beridir. Kelâmullah=Allah'ın konuşma sıfatı, ses, harf ve lafızla değildir. 23.BEYT Subutiyye sıfâtı kim ne aynıdır ne ğayrıdır Kadîm dâim ve Zât'ıyla kâimdir Sıfâtullah Allah Teâlâ'nın subûtiye sıfatları, ne Kendisi ne de başkasıdır; Ezelîdir, dâimîdir, Zât'ıyla kâimdir. 24.BEYT Hakk'ın mukrim ibâdıdır melekler yerde göklerde Avâmından avâm-ı nâsı efdal eylemiş Allah Yerde ve göklerde melekler, Hakk Teâlâ Hazretleri'nin şerefli kullarıdır. Allah Teâlâ, insanlardan avam mü'minleri, meleklerin avâmından üstün kılmıştır. 25.BEYT Yemek içmek hem erkeklik dişilik yokdur anlarda Hakka hiç âsi olmazlar muti'dirler li Emrillah Meleklerde, yemek, içmek, erkeklik ve dişilik yoktur. Allah Teâlâ'nın emrlerine tabiî olarak boyun eğerler. Asla Cenâb-ı Hakk'a âsî olmazlar. 26.BEYT Ve Cebrâil u Mikâil u İsrâfil u Azrâilu Mukarrebdir Peygamberdir bu dördü hep Emînullah Cebrâil, Mîkâil, İsrâfil ve Azrâil, Allah'a en yakın elçilerdir. Bu dördü Allah Teâlâ'nın emin kullarıdırlar. 27.BEYT Hakkın yüzdört kitâbı kim nebîler üzre inmiştir. Kitabdır anların dördü suhuf yüzü Kelâmullah Allah Teâlâ tarafından nebîler üzerine yüzdört kitab inmiştir. Dördüne kitab, yüzüne suhuf denilir. Hepsi Allah Teâlâ'nın kelâmıdır. 28.BEYT Zebûr'u verdi Dâvud'a dahi Tevrât'ı Mûsâ'ya Ve hem İncîl'i İsâ'ya getirmiş Cebrâil Billah Allah Teâlâ, dört kitabdan Zebûr'u Dâvûd'a, Tevrat'ı Mûsâ'ya, İncil'i İsa'ya vermiştir. Cebrâil Allah Teâlâ'nın emriyle bunları, onlara getirmiştir. 29.BEYT Habîbullah'a Kur'ân'ı getirdi hâcet oldukça Yirmiüç yıl içre cümle kati' oldu o Vahyullah Cebrâil, yirmiüç yıl, ihtiyac oldukça, Allah Teâlâ'dan vahiyle ayet ayet Kur'an'ı Habîbullâh'a getirmiştir. Bundan sonra vahiy kesilmiştir. 30.BEYT Dahi ben enbiyâ hakkında bildim ismet u fitnet Nezâfet hem emânet sıdk ile tebliğ-i Hükmullah Peygamberlerin, günahtan masum ve mahfuz, üstün akıl ve zeka sahibi, Pak ve temiz; Allah'ın buyruklarını kullarına tebliğ etmede ve her hususta emîn; özlerinde ve sözlerinde doğru olduklarına ve Allah Teâlâ'nın hükümlerini bildirdiklerine inandım. 31.BEYT Kazerle zenb u humk u kizb u ketbân u hıyânetle Münezzehdir müberrâdır cemîi Enbiyâullah Bütün nebîler, kir ve pislikten, ahmaklıktan, yalandan, hakkı, doğruyu gizlemek ve hıyanetten, münezzehtirler; berîdirler 32.BEYT Nebîler ismini bilmek dediler ba'zılar vâcib Yirmisekizin bildirdi Kur'an'da bize Allah Bazı alimler nebîlerin isimlerinin bilinmesi vacibdir dediler; Kur'an-ı Kerim'de Allah Teâlâ nebilerden yirmisekizinin adını beyan etti; şöyleki... 33.BEYT Biri Âdem biri İdris u Nuh Hûd ile Sâlih Hem İbrâhîm u İshâk ile İsmâil Zebîhullah 34.BEYT Dahi Ya'kub ile Şuayb u Lût ile Yahyâ Zekeriyyâ ile Hârun ahi Mûsâ Kelîmullah 35.BEYT Ve Dâvud u Süleyman u dahi İlyâs u Eyyûbdur Biri de Elyasa'dır dahi İsâ'dır o Rûhullah 36.BEYT Birinin ismi Zülkifl u biri Yûnus nebidir hem Hitâmı Ol Habîb-i Hakk Muhammed'dir Rasûlullah Bazı alimler, Kur'an-ı Hakîm'in bildirdiği yirmisekiz enbiyanın isimlerini bilmenin vacib olduğunu söylediler. Bunların isimleri şöyledir: Adem, İdris, Nuh, Hûd, Sâlih, İbrâhim, İshak, Allah yolunda boğazlanmayı cân-ı gönülden kabul eden İsmâil, Ya'kub, Yûsuf, Şuayb, Lût, Yahyâ, Zekeriyyâ, Mûsâ kelimullah ve kardeşi olan Hârun, Dâvud, Süleyman, İlyas, Eyyub, Elyasa', Ruhullah olan İsa, Zülkifl, Yûnus ve bunların sonuncusu Allah'ın sevmiş olduğu Muhammed Rasûlullah.. 37.BEYT Üzeyr, Lokman u Zülkarneyn üçünde ihtilaf oldu Ki ba'zı enbiyâdır der ve ba'zı der Veliyyullah Üzeyr, Lokman ve Zülkarneyn'de ihtilaf edildi. Bazıları bunların enbiyâ olduklarını, diğer bazısı Allah'ın dostları yani velî olduklarını söylediler. 38.BEYT Cemîi enbiyâdan evvelidir Hazreti Adem Kâmûdan efdal u âhir Muhammed'dir Habîbullah Bütün enbiyânın ilki Hazreti Adem; Sonuncusu Habîbullah Muhammed'dir ve hepsinden üstündür. 39.BEYT İkisinin arasında kati çok enbiyâ geldi Hisâbın kimseler bilmez bilir anı hemen Allah İkisi arasında, birçok enbiyâ gelmiştir. Onların hesabını Allah'tan başka kimse bilmez. 40.BEYT Risâlât-ı rusul mevtiyle bâtıl olmaz ol kat'â Ve efdaldir melekler cümlesinden Enbiyâullah Rasullerin ölümleriyle, risâletleri asla bâtıl olmaz. Peygamberler, büyük meleklerden daha büyüktürler 41.BEYT Bizim Peygamber'in ahkâm-ı şer'î öyle bâkîdir Ki ehli mahşeri bu şeri'le fasledecek Allah Bizim Peygamberimiz'in getirmiş olduğu şeriatin hükümleri bâkîdir. Nitekim mahşerde de Allah Teâlâ bu şeriatle mahluku arasında hükmedecektir. 42.BEYT Ve mi'râc-ı Nebî hakdır Ana şahsıyla muhtasdır Çıkıb fevk-al-ulâya Hakk'ı görmüştür Habîbullah Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem'in mi'râcı hak ve doğrudur; Onun şahsına hastır. Habîbullah en yüksek mevkiye çıkmış ve orada Hakk Teâlâ'yı görmüştür. 43.BEYT Cihan cümle sıfâtıyla ve eczâu sıfâtıyla Hem ef'ali ibâdın hayr u şerri cümle Halkullah Madde ve mana=mülk ve melekut âleminde ne varsa, tek tek ve toplu olarak; Aynı zamanda kulların yapageldikleri hayr ve şerlerin hepsini Allah Teâlâ yaratmıştır. 44.BEYT A'nın ilm u murâd u halk u takdîriyle hâdisdir Ki yoktur hâlık u bârî iki âlemde ğayrullah (Mahluk) O'nun ilmiyle, iradesiyle, yaratmasıyla, hüküm ve kudretiyle yoktan var olurlar. Madde ve manada, dünya ve ahirette, Allah Teâlâ'dan başka yaratıcı ve var edici yoktur. ( Şu kadar ki, ) 45.BEYT İbâdın ihtiyârı vardır ef'âlinde cüz'îce Ol ef'âl üzre bulmuşlar sevab hem İkâbullah Kulda, akıl ve aklı kullanmaktan ibaret yapabilme gücü, cüz'î de olsa vardır. Bunun için kullar, yaptıklarından dolayı sevab veyahud da azaba müstehak olurlar. 46.BEYT Ol ef'âlin cümeylidir Hakk'ın hubb u rıdâsıyla Kabîhinde bulunmaz ne mehabbet ne Rıdâullah Kulun iradesiyle meydana gelen fiilinin güzelinde, Allah Teâlâ'nın sevgi ve rızası vardır. Çirkininde ise, ne sevgisi ne de rızası vardır. 47.BEYT Sevâb efdalidir Hakk'ın ve adlidir ikab A'nın Vücûb icabsız Hakk'a bî istihkak abdullah Allah Teâlâ üzerine hiçbir hak gerekli olmaksızın kuluna sevab vermesi, fazl u keremidir. Kulu da hiçbir azaba müstehak olmaksızın, Allah Teâlâ'nın onu cezalandırması adaletidir. 48.BEYT Mukârindir bu fi'le istitâat kim o kudretdir Bulunsa istitâat olunur teklif Şer'ullah İstitâat=yapabilme gücü, kulun işlediği işle beraberdir. İstitâat kulda olduğu müddetçe, Allah Teâlâ'nın şeriatini tatbik etmeye mükelleftir. 49.BEYT Ki abdin kendi vus'ında ne kim olmaz anı asla Ana din içre teklif etmemişdir Ol Halîmullah Kulun yapabilme veya terkedebilme gücü olmadığı yerlerde, Allah Teâlâ, hilm sıfatıyla tecelli ederek, ona hükümlerini yüklemez. 50.BEYT Haram erzakdır herkes yer içer kendi rızkın hep Ve kimse kimsenin rızkın alıb ekil edemez Vallah insanın boğazından geçen, helal olsun haram olsun, rızktır. Herkes kendi rızkını yer içer. Hiçbir kimse diğerinin rızkını alıp yiyemez Vallâhi. 51.BEYT Ecel vaktinde meyyittir o maktûl ecel birdir Ve hâl-i ye'sin îmânı değil makbûl İndallah Öldürülen, ecelinin vaktinde ölmüştür. Ve ecel birdir. Ümidsizlik halinde iman etmek, Allah nezdinde makbul değildir. 52.BEYT Heyûlâ yokdur ezhan içre bir cüzü olduğu hakdır Ki ol vasf-ı tecezzîden birîdir der bu Ehlullah Heyûlâ ezelî değildir. Ancak, cevherler (elektron, nötron, proton gibi aslî cüzler ) vardır. Ehli Sünnet velCemaat dediler ki: Kâbil-i taksim olmayan cüzlerden Allah Teâlâ münezzehtir. 53.BEYT Kabirde meyyite Münker Nekir dört şey sual eyler Ki Rabb'in kim nebin kim nedir dînin ve kıblengah. Ölene kabirde Nekir ve Münker adlı melekler gelip dört şey sorarlar: Rabb'in kim, peygamber'in kim, dînin nedir, kıblen neresi? 54.BEYT Cevâbın verenin canı ile cismi zevk eder anda Şaşıb küffâr u âsiler çeker anda Azâbullah Cevabını veren, ruh ve cismiyle zevki tadar. Kafir ve âsîler şaşırırlar ve Allah'ın azabını çekerler 55.BEYT Bu dünyaya gelen gider ki kalmaz canlı hiç kimse Dahi yevmi kıyâmetde eder emvâti ba's Allah Bu dünyaya gelen bütün canlılar, ölürler; canlı kalmaz. Kıyamette dahi Allah Teâlâ ölenleri, beden ve ruhla haşre gönderecektir. 56.BEYT Verirler defter-i a'mâlini her adamın anda Kiminin sağ eline kimine soldan maâz Allah Her adamın, ameli içinde bulunan defterini verirler. Kimine defteri sağdan, Allah korusun kimisine de soldan.. 57.BEYT Kitâbıyla hisâbı var Hudâ'nın rûz-i mahşerde Sorarlar herkesin ef'âl u akvâlin Biemrillah Kıyamet gününde Allah Teâlâ'nın hükmü, hesabı vardır. Melekler, Allah Teâlâ'nın emriyle herkesin işlediği işini, söylediği sözünü sorarlar. 58.BEYT Kebâirle sağâir ehline ol gün şefâatler Ederler enbiyâ u ehli ilm u Evliyâullah Kıyamet gününde, büyük ve küçük günah işleyenlere, Enbiya, ulemâ ve Allah'ın dostları şefaat ederler 59.BEYT Ameller vezn olundukda Sırâtı geçmemiz hakdır Ve Kevserle sekiz cennet verir mü'minlere Allah Ameller terazide tartıldıktan sonra, Sırat Köprüsünden geçmemiz haktır. Allah Teâlâ mü'minlere Havz-ı Kevser ve sekiz cenneti vermiştir. 60.BEYT Girecek cennete mü'minler anda çok bulub ni'met Görürler şübhesiz anda niteliksiz cemâlullah Mü'minler cennete girecekler; onda nice nimetler bulacaklar. Şüphesiz mü'minler Allah Teâlâ'nın Cemâli'ni niteliksiz göreceklerdir 61.BEYT Ve cennetle cehennem şimdi var ehliyle bâkîdir Cehennem yedidir ehlin yakar dâim o Nârullah Cennet ve cehennem şimdi de vardır; ehliyle ebedîdirler. Cehennem yedi kattır. Allah'ın ateşi onda, cehennemlikleri ebediyen yakar. 62.BEYT Kazâ ile gelir her hayr u şer Tanrı cenâbından Bulur hayr ehlin dâim olur şer ehline hemrah Kulun lehinde olan nimet ve hayrlar, aleyhinde olan bela ve şerler, Allah Teâlâ'nın hükmü, takdiriyle gelir. Vakti geldikçe, hayrlı sebeb hayrlılara, şerli sebeb belaya giriftâr olanlara yoldaş olur. 63.BEYT Ve Peygamber ne kim eşrât-ı sâatden haber vermiş İnandım cümlesin izhar eder vaktinde hem Allah Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem, kıyametin alâmetlerinden her ne haber vermişse, Cümlesine inandım. Vakti geldikçe Allah Teâlâ onları izhar eder. 64.BEYT Çıkar Yer Dâbbesi Deccâl u Ye'cûc ile Me'cûc Doğar gün mağribden çün iner gökden o Rûhullah Dâbbet-ul-arz ( Sâlih Peygamberin devesinin yavrusu ), Deccal, Ye'cûc, Me'cûc çıkarlar. Bir de mağribden güneş doğar; Rûhullah olan İsâ aleyhisselam da gökten iner. 65.BEYT Kebîre mü'mini îmandan ihrâc eylemez dahi Ne küfre dâhil ve ne tâatin habt ede İndallah Büyük günahı irtikab, mü'mini imanından çıkarmaz. Onu küfre sokmaz. Yapmış olduğu taatini Allah nezdinde düşürmez. 66.BEYT O isyan eylemez anı muhalled hem cehennemde Meğer ki i'tikad ede anı maâz Allah İşlediği o büyük günah, mü'mini cehennemde ebedî bırakmaz. Ancak kat'î delille haram olanı, helal saymak; yahud kat'î olan helali haram saymak, Allah korusun, küfre sokar. 67.BEYT Hudâ afveylemez şirki ve illâ andan ednâyı Dilediği kulundan her günahı afveder Allah Hudâ Teâlâ, küfür ve şirki afuv etmez, amma ondan aşağı dilediği kulunun günahını afuv eder. 68.BEYT Kebâirden kaçan câiz ikab olmak sağâirle Ve bîtevbe giden câiz kebâirden geçe Allah Allah Teâlâ'nın, büyük günahtan kaçan kimseyi küçük günahla cezalandırması, Aynı zamanda büyük günah işleyip tevbesiz öleni afuv etmesi mümkündür. 69.BEYT Kabul eyler duâyı Hakk Teâlâ Kendi fazlından Ve hâcet-i ibâdı hem kabul eyler Raûf Allah Sonsuz esirgeyici merhamet sahibi olan Allah Teâlâ, kulunun yalvarışını fazlıyla kabul eyler. Kullarının ihtiyacını da fazl u keremiyle giderir. 70.BEYT Dahi îman ile islam ikisi şey'i vâhiddir Cenâb-ı Hakk'dan ol her ne getirdiyse Rasûlullah Allah Teâlâ'ya, tasdikle gönül bağlayarak inanmak ve teslim olmak, yani iman ve islam birdir. Hâsılı Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem'in Allah'tan bildirdiği din, iman ve islamdır. 71.BEYT Kamûsun dil ile takrîr u tasdîk eyledim bilkalb Birine yokdur inkârım inandım şüphesiz Vallah Binaenaleyh cümlesini ikrar ettim; kalbimle tasdik ettim. Hiçbirine inkarım yoktur. Ve hepsinin gerçekten Allah'tan geldiğine inandım. 72.BEYT Çu din a'mâli îmandan muhakkak başka hâricdir Pes îman izdiyad nâkıs olmaz hıfzede Allah Zira din ile amel, imandan haric bir şeydir. İş böyle olunca iman, zâtı itibariyle ziyade ve eksik olmaz. Allah Teâlâ onu hıfzeder. 73.BEYT Demem ki inşâAllah mü'minim bel mü'minim hakkâ Bu ma'nâ ile îmanı kesbî u mahlûkdurur Lillah Bunun için inşâAllah mü'minim demem. Bilakis hakîkaten mü'minim derim. Bu itibarla iman, kesbî ve Allah Teâlâ'nın mahlukudur. 74.BEYT Ve ammâ Tanrı'nın Kendi kuluna ma'rifet küncin Hidayet kıldığı ma'nâ ile vehbîdir ol Tallah Fakat Tanrı Teâlâ'nın, Kendi fazl u kereminden ma'rifet hazinesini hediye ettiğine itibarla iman, Vehbî ve mücerred ihsan ve tevfîk olur. 75.BEYT Ve îman-ı mukallid hem sahîh olmuşdur ammâ ki Ol istidlâl aklı terk ile âsim olur Billah Allah ve O'nun Rasûlü'ne, delilsiz ve başkalarına uyarak inanan kimsenin imanı sahihdir. Fakat taklidci, aklî delilleri araştırmayı terketmekle, Allah Teâlâ'ya karşı günahkar olur. 76.BEYT Kerâmet-ı velî hakdır nebîsi mu'cizâtîdir Keser az müddet içre çok mesafe Evliyâullah Allah Teâlâ'nın sevdiği kulunun kerametleri haktır. Ve onun kerâmetleri nebîsinin mucizeleridir. Az bir müddette çok mesafeyi evliyaullah geçer. 77.BEYT Bulurlar vak-i hâcetde taâmı hem libâs anlar Behâim hem cemâdâtile söylerler Biiznillah İhtiyac oldukca onlar, yiyecek ve giyecekleri bulurlar Hayvanlarla, cansız varlıklarla Allah Teâlâ'nın izniyle konuşurlar 78.BEYT Gehi su üzerinde meşî ederler vecd-i hâletle Havada hem uçarlar hark eder âdâtını Allah Bazan vecd u hâletle, su üzerinde yürürler. Havada uçarlar. Allah Teâlâ tabiî kanunları onlara iptal eder. 79.BEYT Erişmez bir velî hiçbir nebînin rütbesine hem Ana ermez ki andan sâkıt ola emr u Nehyullah Hiçbir veli, hiçbir nebînin mertebesine ulaşamaz. Ondan Allah'ın emr ve yasakları düşecek bir mertebeye de ulaşamaz. 80.BEYT Ve efdal evliyâ Sıddîk-ı Ekber ba'dehu Fâruk Ve Zinnûreyn'den sonra Alî'dir ol Veliyullâh Ve evliyânın en üstünü, Sıddîk-i Ekber Hazreti Ebû Bekr'dir. Sonra Hazreti Ömer-ul-Fâruk'tur. Sonra iki nur sahibi Hazreti Osman'dır. Sonra Allah'ın dostu Hazreti Ali'dir. 81.BEYT Bu dördü hem hilâfetde bu tertib üzre kâimdir Bu çâr-ı yârdan sonra hem efdal Evliyâullah Dördünün hilâfeti de bu tertib üzeredir. Bu çâr yâr güzin'den sonra, Evliyâullah'ın üstünleri 82.BEYT Kalan ashabdır ki cümlesinin zikri hayrolsun Cemîl âl u ashab-ı kirâmı sevmişem Billah Dördünün hilâfeti de bu tertib üzeredir. Bu çâr-ı yâr-ı güzin'den sonra, Evliyâullah'ın üstünleri, kalan ashâb-ı kiram'dır. Hepsinin zikri hayr olsun. Hasıl, bütün ashâb-ı kirâmı Allah için severim. 83.BEYT Aşere-i mübeşşere ve Fâtıma Hasen Hüseyn Bu ümmetden bulâra cennetile neşhedu Billah Bu ümmetten cennetle müjdelenen on nefer ve Fâtıma, Hasan, Heseyn Hazerâtına cennet müjdesi verilmiştir. Biz dahi Allah için bunların cennetlik olduklarına şehadet ederiz. 84:BEYT ve ğayrı kimseye aynıyla cennetlik denilmez ki O ğayba hükmolur ğaybı ne bilsin kimse ğayrullah Bunlardan başkasına bitta'yin cennetlik denilmez. Zira o ğayba hüküm olur. Gaybı Allahtan başka kim bilebilir ki.. 85.BEYT Ve ashâb-ı kirâmın cümlesinden sonra ümmetden Cemîl tâbiîn olmuştur efdal-i Evliyâullah Ümmetten evliyânın en üstünleri, ashâb-ı kirâmın hepsinden sonra, tüm tâbiîndir. 86.BEYT İmâm-ı müslimîn sultan müslim hür mükellef hem Kureyşî zâhir olâlı edib tenfîz-i Hükmullah Müslümanlara imam olacak sultan; müslim, hür, mükellef Kureyşî ve açıkta olmalıdır ki, Allah'ın ahkâmını infaz etsin. 87.BEYT Velî Hâşimli hem ma'sum olmak şart değildir kim O fısk u cevr için hiç mün'azil olmaz Bişer'illah Lakin Hâşimli ve masum olması şart değildir. O fısk ve cefa vermekte, Allah'ın şeriatiyle asla azlolunmaz. 88.BEYT Ve berr u fâcire uyub namazım kılarım bile Hem anların cenazesi namazın kılıram Lillah Salihe de fâsıka da uyup namazımı kılarım. Salih olsun fâsık olsun, her müslümanın cenaze namazını Allah için kılarım. 89.BEYT Adîn üzre hazarda hem seferde mesih câizdir Ve müskir olmayan temr u anab suyu Mübâhullah Hazarda ve seferde mes üzerine meshetmek caizdir. Sekir vermeyen hurma ve üzümden çıkan meşrubatlar Allah'ın helal ettiği şeylerdir. 90.BEYT Tasaddukla duâmızdan bulur emvâtimiz ni'met Ve fazl-ı emkine eşhas u ezmân hakdır ey Vallah Sadaka ve dualarımızdan ölülerimiz nimet bulurlar. Bazı yerlerin, şahısların, zamanların üstünlüğü, hak ve gerçektir. 91.BEYT Bilinmez müşrikîn etfâli cennetle mi nârda mı Ve küffâra kirâmen kâtibeyn vermiş Kerîm Allah Müşriklerin ergenlik çağına gelmeyen çocukları, cennette mi, ateşte mi bilinmez. Kerim olan Allah Teâlâ, kafirlere bile amelleri tesbit eden melekleri tayin etmiştir. 92.BEYT Ne ki ma^dûmdurur o şey ve mer'î ad olunmaz ki Mükevvin kâinata benzemez şeydir Teâlallah Olmayan bir şey, yoktur ve görülmesi de yoktur. Kainatı yaratan Allah Teâlâ kainata benzemez bir şey'dir; Allah Teâlâ, kainatın sıfatından münezzehtir. 93.BEYT İsâbet-i ayn câizdir ve sihir insana vâki'dir Beşer aklından efdaldir ulûm-i Enbiyâullah Nazar değmesi mümkündür. İnsana sihir yapmak vâki'dir. Enbiyâullah'ın ilimleri, tüm beşerin aklından üstündür. 94.BEYT Delîle müctehid evvel bakıb eyler isâbet hak Ve sonra muhkeme bakıb hatâsın afveder Allah Müctehidin bir önceki delile bakarak hüküm etmesinden sonra, Muhkem bir delili görüp yeniden hüküm etmesi halinde Allah Teâlâ önceki hatasını afuv eder.. 95.BEYT Ve hak birdir muayyendir ve Kur'an ve hadîs ancak Ne miktar olsa mümkün zâhirine hamlolur hergah Ve hak birdir; Allah nezdinde bellidir. Kur'an ve hadis lafızları, mümkün oldukça zahirine hamlolunur daima 96.BEYT Bu zâhirden ol ehli bâtının da'vası ma'naya Udûli hem nusûs u istihfaf-i Şer'ullah Bâtınîlik iddiasına mebnî, Bâtınîlerin Kur'an ve hadis lafızlarını, bu zâhirî manasından başka bir manaya hamletmeleri, açık manasını reddetmeleri, Allah Teâlâ'nın şeriatini hafife almaları... 97.BEYT Hem istihlâl-i zenb u rahmet-i Hakk'dan ye'si hem de Azâbından emîn olmak bu cümle küfürdür Billah Yahud günah işlemeyi helal inanmak, Allah Teâlâ'nın rahmetinden ümid kesmek, yahud azabından emin olmak.. Bunların hepsi dinden çıkmaktır. Ve Allah Teâlâ'yı inkardır. 98.BEYT Ve lafz-ı küfrî tav'ile ve kâhin sözlerin tasdîk Küfürdür lakin inkarı yeniden tevbedir Lillah Böylece ihtiyârî olarak inkara sirayet edecek söz sarfetmek, yahud kahinlerin sözlerini tasdik etmek küfürdür. Bu küfürden dönüş, Allah'a yeni bir tevbeyledir. 99.BEYT Hudâ otuziki farzı ibâdına buyurmuştur Kamûsun farz bildim boynuma aldım Bitav'illah Hudâ Teâlâ, otuziki farzı kullarına yüklemiştir Hepsinin farz olduğuna inandım; ve Allah Teâlâ'ya boyun eğerek boynuma aldım. 100.BEYT Şurûtu beşdir İslâm'ın ki tevhîd u salât u savm Zekat u hac ğanîler hakkında bu cümle Farzullah Allah'ın farzları ki, İslamın beş şartı; kelime-i şehadet, namaz, oruc, Zenginlere zekat ve hac... 101.BEYT Namazın farzı hâricde olanlar altı farz olmuş Ve erkânı içinde oldular hem altı Farzullah Namazın haricinde altı şart, içinde de altı rükün; 102.BEYT Dışındaki taharet setri avret vakti bilmekdir Ve abdest almak ve niyet hem istikbâl-i Beytullah Haricindekiler; taharet, setri avret, vakti bilmek, abdest almak, niyet etmek, Beytullah'a yönelmek; 103.BEYT Namaz içinde tekbîr u kıyam ile kırâatdir Rükû' u ka'de-i uhrâ ikişer secdedir Lillah İçindekiler ise; tekbir kıyam, kıraat, Rüku', Allah için iki secde ve son oturuştur. 104.BEYT Vudûnun farzı yüzün ellerin dirseklerile hem Başa mesheyleyib ayakları gaslet dedi Allah Abdestin farzları; yüzü, dirseklere kadar yıkamak, Başı meshetmek, bir de ayakları yıkamak üzere Allah'ın dört emridir. 105.BEYT Ve guslün farzı üçdür mazmaza ile hem istinşak Üçüncü cümle a'zâsın yumatdır tevbetn Lillah Guslün farzları, ağzı çalkalamak, burna su çekmek, Tüm bedeni yıkamak üzere üçtür. Bu Allah'a tevbe için yapılır. 106.BEYT Teyemmüm eylemek vâcibdir abdest ile gusl için Su bulunmazsa ya kudret yoğisedir bu Şer'ullah Suyu kullanmaya güç yoksa, yahud su bulunmazsa, abdest ve gusül için teyemmüm vacib olur. Bu dahi Allah'ın şeriatidir. 107.BEYT Anın rüknü iki urmak şurûtu beş biri niyyet Saîd u tâhir u mesh biri acz-i İbâdullah Teyemmümün rüknü, yüzü ve elleri meshetmek üzere iki vuruştur. Beş de şartları vardır: Niyet, toprak (veya onun cinsi), toprağın da temiz olması, meshetmek, kulların suyu kullanmak da aciz kalmaları... 108.BEYT Ve savmın farzı üç niyetle ekli nîki terk etmek Fecir doğdukda gün batınca imsak oldu Emrullah Orucun farzı, fecrin doğuşundan gün batıncaya kadar, Niyetle, yemek, içmek ve temastan sakınmaktır. Allah Teâlâ'nın emri budur. 109.BEYT Dahi haccın fürûzu üç biri ihrama girmekdir Biri vakfe cebel üzre ziyâret oldu Beytullah Haccın farzları, ihrama girmek, Arafat dağında durmak, Beytullah'ı tavaf etmek üzere üçtür. 110.BEYT Harâmı i'tikad etmek haram andan sakınmakdır Helâli hem helal bilib bu oldu cümle Farzullah Haramı haram inanmak ve ondan sakınmak; Helali de helal inanmak dahi, Allah Teâlâ'nın bize emrettiği farzlardır. 111.BEYT Hep ashâb-ı güzîn u tâbiîn u müctehidînin Ne ki var Ehli Sünnet velCemâat cümle Ehlullah Tüm ashâb-ı güzîn, tabiîn, müctehidler, Hepsi, Ehli Sünnet velCemaattir; Allah'ın dostlarıdırlar. 112.BEYT Kamûnun i'tikadı bu yüzon beyt içre bil Hakkı!. Budur hak mezheb ancak bunda sâbit eylesin Allah Ey Hakkı!.. Artık onların itikada dair ölçülerini, yukardaki yüzon beyt içerisinde bil. Budur hak mezheb. Allah Teâlâ bizi bu itikad üzere sabit eylesin. 113.BEYT Eğer benden küfür amden hatâen sâdır olduysa Ben ol küfrün cemîinden berî oldum Livechillah Eğer benden kasden veya hatâen küfür sâdır olmuşsa, Hepsinden beri oldum; Allah Teâlâ'ya yöneldim. 114.BEYT Dahi şer'a muhalifse eğer akvâl u ef'âlim Ben anlardan rücu' etdim ve tubtu kurbeten Lillah Sözüm, fiilim, şeriate muhalifse, ondan pişmanım; döndüm. İbadet olarak Allah'a tevbe ederim. (Ve) 115.BEYT Ne ki kılmış Habîbullah bize tebliğ-i ahkâmı Kabul etdim âmentu Billah ve Hukmillah. Allah'ın sevgili kulu, Allah Teâlâ'nın ne gibi hükümlerini bize bildirdiyse, Kabul ettim; ona razı oldum. Allah Teâlâ'ya ve hükümlerine ve Peygamber'in getirdiklerine inandım. 116.BEYT Dilim ikrârımı kalbimle tasdîk eyledim candan Sen'in hıfzında îmânım emânet olsun ey Allah Kalbimle candan tasdik ederek, dilimle söylerim. Allah'ım, bu gönül bağlılığım, tasdik ve itirafım, dönüş ve ibadetlerim, hepsi, Sen'in hıfzında emanet olsun. Allâhumme salli efdâle salâtin ve sellim ekmele selâmin alâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli Seyyidinâ Muhammedin adede ma'lûmâtike ve midâde kelimâtike kullemâ zekerek-ez-zâkirûne ve ğafele an zikrik-el-ğâfilûn Her şeyden yüce olan Cenâb-ı Hakk'a envâi hamd ve senâ ederiz. O'nun seçtiği kulu ve Rasûlü'ne salât ve selamlar olsun. Beytlerin Osmanlıca nazmı ve Türkçe tercümesi hitama ermiştir. [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Sünneti
EHL-İ SÜNNET İNANCI
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst