Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Efendimizin Medine'ye Hicreti
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="müdavim" data-source="post: 179891" data-attributes="member: 5987"><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkGreen"><strong>Süraka 'nın Başına Gelenler</strong></span></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Kureyş'in Peygamber Efendimizi ele geçirenlere 100 deve va'dettiği, Kinane Kabilesinden olup o havalide yaşayan Benî Müdlic Aşireti tarafından da duyulmuştu. Sahil yolundan iki deveyle dört kişinin geçip gittiğini de işitmişlerdi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Bunlardan gayet cesur ve aynı zamanda iyi iz takib eden Süraka b. Mâlik de, bu mükâfatın tatlılığına kanarak, Resûli Ekrem Efendimizi takibe koyulmuştu. Bir ihbar üzerine harekete geçen Süraka, kısa zamanda izlerini buldu. Dörtnala koşturduğu atıyla gittikçe Resûli Ekrem Efendimiz ve beraberindekilere yaklaşıyordu. Aralarında az bir mesafe kalmıştı. Hz. Ebû Bekir, Süraka'nın geldiğini görünce telâşlandı.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Peygamber Efendimiz, mağarada dediği gibi, "Üzülme, Allah bizimle beraberdir." dedi ve dönüp Süraka'ya baktı. Süraka'nın atının ayakları bir anda dizlerine kadar yere battı. Kurtulunca, tekrar takib etti. Fakat yine atının ayakları yere saplandı ve atının ayaklarının saplandığı yerden duman gibi bir şey çıktı. O vakit anladı ki, ne onun elinden ve ne de kimsenin elinden gelmez ki ona ilişsin!</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"Yâ Muhammedi.." dedi, "Dua et, kurtulayım! Sana hiç dokunmayacağım! Seni takib edecek kimselere de senden hiç bahsetmeyeceğim!"403</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Serveri Kâinat Efendimiz dua etti. Cenâbı Hakk, duasını kabul etti ve Süraka'yı o müşkîl durumdan kurtardı.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Süraka, Resûli ekrem Efendimizin yanına vardı. Kendisini tanıttı. İleride İslâmiyetin her tarafa hâkim olacğı mülahazasıyla bir emanname istedi. Resûli Kibriya Efendimiz, kendisine yazılı bir emanname verdi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Bir rivayete göre, bu emannameyi Hz. Ebû Bekir,404 diğer bir rivayete göre ise Âmir İbni Füheyre yazdı.405</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Emannameyi alan Süraka, "Ey Allah'ın peygamberi!.. Emret, istediğini yapayım!" dedi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Resûli Ekrem Efendimiz, "Git, öyle yap ki başkası gelmesin!" diye ferman etti.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Peygamber Efedimizden bu talimatı alan Süraka, derhâl geri döndü. Arkadan gelen Kureyş'in takibçilerine de, "Ben buraları arayıp taradım, kimseyi bulamadım. Başka tarafa bakalım." diyerek onları geri çevirdi.406</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Kaderin tecellîsine bakınız ki, günün başlangıcında Sevgili Peygamberimizi ele geçirmek veya öldürmek için atına atlayıp takibe çıkan Süraka, günün sonunda aynı zâtın bir muhafızı oluyor ve onu düşman takibçilerden korumaya çalışıyor!</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Sonraları, Ebû Cehil, Süraka'nın bu hâline vâkıf olunca, pek ziyade gadaba geldi ve onun gayretsizliğinden bahsederek, hakkında bir kıt'a hicviye söyledi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Mûcizei Ahmediyye'ye şâhid olan Süraka da ona, "Eğer atımın ayaklarının nasıl yere gömüldüğünü güreydin, sen de Muhammed'in peygamberliğine îman ederdin!" kıt'asıyla cevap verdi.407</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Aynı Süraka, Hicret'in 8. senesinde Resûli Ekrem Efendimizin Huneyn Gazasından dönüşü sırasında huzuru risâlete emannameyle gelecek ve İslâmiyetle müşerref olup, Peygamberimizin iltifatına mazhar olacaktır!</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkGreen"><strong>Bir Çoban</strong></span></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Süraka döndükten sonra Resûli Ekrem Efendimiz, beraberindekilerle yine kızgın çöller üzerinde yol almaya başladı. Sanki gökten alev yağıyor, yerden kızgın kıvılcımlar fışkırıyordu!</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Bu sırada onları bir çoban gördü. Kureyş'e haber vermek üzere son sür'at Mekke'ye geldi. Fakat şehre girer girmez ne için geldiğini birden unutuverdi! Ne kadar çalıştıysa bir türlü hatırlayamadı. Mecbur olup geri döndü. Sonra anladı ki, ona unutturulmuş!408</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkGreen"><strong>Hz. Zübeyr 'in Peygamberimizle Karşılaşması</strong></span></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Hz. Zübeyr b. Avvam, Şam ticaret kafilesiyle Medine'den Mekke'ye gitmekte idi. Yolda Resûli Kibriya Efendimizle karşılaştı. Peygamber Efendimiz ile Hz. Ebû Bekir'e birer beyaz Şam maşlahı giydirdi. Medineli Müslümanlardan birinin, "Resûlullah ve arkadaşları geciktiler." dediğini haber verdi. Bunun üzerine Resûli Kibriya Efendimiz, hareketini sür'atlendirdi.409</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Mekke'ye gelip işlerini yoluna koyan Hz. Zübeyr b. Avvam da Medine'ye hicret etmiştir.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkGreen"><strong>Büreyde 'nin Müslüman Olması</strong></span></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Deve sırtında sür'atle yol alan Resûli Kibriya Efendimiz, beraberindekilerle gelip Amim denilen mevkiye ulaştı.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Selim Oğullan yurdu buraya yakın idi. Reislerinden Büreyde b. Huseyb, Kureyş'inlOO deve va'dini işitmiş olduğundan yanına 80 kadar adamını da alarak gelip Peygamber Efendimize kavuştu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Resûli Ekrem, ona, "Sen kimsin?" diye sordu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"Ben, Büreyde'yim." deyince, Peygamber Efendimiz, Hz. Ebû Bekir'e, "Yâ Ebâ Bekir!.. İşimiz, serinledi ve düzeldi." dedi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Peygamberimiz tekrar Büreyde'ye, "Kimlerdensin?" diye sordu: "Eşlem Kabîlesindenim." cevabını verdi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Bunun üzerine Peygamber Efendimiz, yine Hz. Ebû Bekir'e dönerek, "Yâ Ebâ Bekir!.." dedi, "Selâmete erdik!"</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Peygamber Efendimiz, "Eslem'in hangi kolundansın?" diye sordu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Büreyde, "Sehm Oğullarındanım." dedi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Bunun üzerine Efendimiz, Hz, Ebû Bekir'e, "Yâ Ebû Bekir!.. Okun çıktı." buyurdu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Fahri Kâinat, kat'iyyen tatayyur etmezdi. Yalnız güzel şeylerde, hasenatta tefeül ederdi, yâni hayra yorardı. Onun için Büreyde'ye rastlamasını iyi bir hâl ve alâmet saydı.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Tatayyur: Eşya ve hâdiseler ile bilhassa kuşların uçuş tarzları ve ötüşleri ile teşeüm etmek, yâni uğursuz saymak demektir.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Bu sefer Fahri Kâinat'in akvâl ve etvarındaki metanet ve ağırbaşlılığa, lisanındaki düzgünlüğe mıısahhar ve hayran olan Büreyde, "Peki, ya sen kimsin?" diye sordu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Resûli Ekrem, "Ben, Abdûlmuttâlib'in oğlu Abdullah'ın oğlu Muhammed'im ve Allah'ın Resulüyüm." dedi ve onu İslâm'a davet etti.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Büreyde, davete derhâl icabet etti ve beraberindekilerle birlikte şehâdet kelimesi getirerek Müslüman oldu.410</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Peygamber Efendimiz geceyi burada geçirdi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Sabah olunca, Büreyde, "Yâ Resûlallah!.." dedi, "Yanında bir bayrak olmadan Medine'ye girmen doğru olmaz!"</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Sonra da sarığını çıkarıp mızrağının ucuna bağladı. Medine'ye girinceye kadar Peygamber Efendimizin önünde onu taşıyarak yürüdü.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Resûli Kibriya Efendimiz, Büreyde hakkında, "Ashabımdan bir zât, bir memlekette vefat edecektir. O, Kıyamet Gününde, o memleketin nuru ve o memleket halkının önderi olacaktır." buyurmuştur.4"</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Hakikaten, Büreyde Hazretleri, İslâm uğrunda büyük fedakârlıklarda bulundu, İslâm mücâhidleriyle Horasan'a kadar gitti ve Merv'de vefat etti.412</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">--------------------------------------------------------------------------------</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">388 ibni Hişam, Sîre, c. 2, s. 128129.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">390 Enfâl, 30.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">392Müslim, Sahih, c. 7, s. 106; Ahmed ibni Hanbel, Müsned, c. 1, s. 4.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">393 İsfahanı, Delâil, s. 278.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">394 Tevbe, 40.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">396 Ibni Hişam, A.g.e., c. 2, s. 131; ibni Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 229; Buharî, A.g.e., c. 2, s. 332; Taberî, Tarih, c. 2, s. 247.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">397 Ibni Seyyid, Uyûnû'lEser, c. 1, s. 181; Halebî, Insanû'lUyun, c. 2, s. 176.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">398 Kasas, 85.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">399 Müslim, Sahih, c. 8, s. 236; İsfahanî, Delâil, s. 279.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">400 isfahanî, A.g.e., s. 279.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">401 Ibni Sa'd, Tabakat, c. 1, s. 230231; Belâzurî, Ensab, c. 1, s. 259; Ibni Seyyid, A.g.e., c. 1, s. 188.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">402 Halebî, İnsanû'lUyun, c. 2, s. 220.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">403 ibni Hişam, Sîre, c. 2, s. 134; ibni Sa'd, Tabakat, c. 1, s. 232; Buharî, Sahih, c! 2, s. 332333; ibni Seyyid, Uyûnû'lEser, c. 1, s. 184185.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">404 İbni Hişam, A.g.e., c. 2, s. 135; Kaadı lyaz, A.g.e., c. 1, s. 687.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">405 Buharî, Sahih, c. 2, s. 333; İbni Seyyid, A.g.e., c. 1, s. 185.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">406 İbni Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 232; Halebî, Insanû'lUyun, c. 2, s. 21922; Kaadı lyaz, A.g.e., c. 1, s. 687.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">407 Halebî, A.g.e., c. 2, s. 220.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">408 Kaadı lyaz, A.g.e., c. 1, s. 688; Bediüzzaman Said Nursî, Mektûbat, s. 145.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">409 Buharî, Sahih, c. 2, s. 333.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">410 Ibni Sa'd, Tabakat, c. 4, s. 241242; İbni Abdi'lBerr, Istiab, c. 4, s. 471;ibni Esir, Üsdû'lGabe, c. 1, s. 176.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">411 İbni Esir, A.g.e., c. 1,s. 176.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">412 ibni Sa'd, A.g.e., c. 4, s. 242; ibni Esir, A.g.e., c. 1, s. 175.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="müdavim, post: 179891, member: 5987"] [COLOR="DarkSlateGray"][SIZE="4"][COLOR="DarkGreen"][B]Süraka 'nın Başına Gelenler[/B][/COLOR] Kureyş'in Peygamber Efendimizi ele geçirenlere 100 deve va'dettiği, Kinane Kabilesinden olup o havalide yaşayan Benî Müdlic Aşireti tarafından da duyulmuştu. Sahil yolundan iki deveyle dört kişinin geçip gittiğini de işitmişlerdi. Bunlardan gayet cesur ve aynı zamanda iyi iz takib eden Süraka b. Mâlik de, bu mükâfatın tatlılığına kanarak, Resûli Ekrem Efendimizi takibe koyulmuştu. Bir ihbar üzerine harekete geçen Süraka, kısa zamanda izlerini buldu. Dörtnala koşturduğu atıyla gittikçe Resûli Ekrem Efendimiz ve beraberindekilere yaklaşıyordu. Aralarında az bir mesafe kalmıştı. Hz. Ebû Bekir, Süraka'nın geldiğini görünce telâşlandı. Peygamber Efendimiz, mağarada dediği gibi, "Üzülme, Allah bizimle beraberdir." dedi ve dönüp Süraka'ya baktı. Süraka'nın atının ayakları bir anda dizlerine kadar yere battı. Kurtulunca, tekrar takib etti. Fakat yine atının ayakları yere saplandı ve atının ayaklarının saplandığı yerden duman gibi bir şey çıktı. O vakit anladı ki, ne onun elinden ve ne de kimsenin elinden gelmez ki ona ilişsin! "Yâ Muhammedi.." dedi, "Dua et, kurtulayım! Sana hiç dokunmayacağım! Seni takib edecek kimselere de senden hiç bahsetmeyeceğim!"403 Serveri Kâinat Efendimiz dua etti. Cenâbı Hakk, duasını kabul etti ve Süraka'yı o müşkîl durumdan kurtardı. Süraka, Resûli ekrem Efendimizin yanına vardı. Kendisini tanıttı. İleride İslâmiyetin her tarafa hâkim olacğı mülahazasıyla bir emanname istedi. Resûli Kibriya Efendimiz, kendisine yazılı bir emanname verdi. Bir rivayete göre, bu emannameyi Hz. Ebû Bekir,404 diğer bir rivayete göre ise Âmir İbni Füheyre yazdı.405 Emannameyi alan Süraka, "Ey Allah'ın peygamberi!.. Emret, istediğini yapayım!" dedi. Resûli Ekrem Efendimiz, "Git, öyle yap ki başkası gelmesin!" diye ferman etti. Peygamber Efedimizden bu talimatı alan Süraka, derhâl geri döndü. Arkadan gelen Kureyş'in takibçilerine de, "Ben buraları arayıp taradım, kimseyi bulamadım. Başka tarafa bakalım." diyerek onları geri çevirdi.406 Kaderin tecellîsine bakınız ki, günün başlangıcında Sevgili Peygamberimizi ele geçirmek veya öldürmek için atına atlayıp takibe çıkan Süraka, günün sonunda aynı zâtın bir muhafızı oluyor ve onu düşman takibçilerden korumaya çalışıyor! Sonraları, Ebû Cehil, Süraka'nın bu hâline vâkıf olunca, pek ziyade gadaba geldi ve onun gayretsizliğinden bahsederek, hakkında bir kıt'a hicviye söyledi. Mûcizei Ahmediyye'ye şâhid olan Süraka da ona, "Eğer atımın ayaklarının nasıl yere gömüldüğünü güreydin, sen de Muhammed'in peygamberliğine îman ederdin!" kıt'asıyla cevap verdi.407 Aynı Süraka, Hicret'in 8. senesinde Resûli Ekrem Efendimizin Huneyn Gazasından dönüşü sırasında huzuru risâlete emannameyle gelecek ve İslâmiyetle müşerref olup, Peygamberimizin iltifatına mazhar olacaktır! [COLOR="DarkGreen"][B]Bir Çoban[/B][/COLOR] Süraka döndükten sonra Resûli Ekrem Efendimiz, beraberindekilerle yine kızgın çöller üzerinde yol almaya başladı. Sanki gökten alev yağıyor, yerden kızgın kıvılcımlar fışkırıyordu! Bu sırada onları bir çoban gördü. Kureyş'e haber vermek üzere son sür'at Mekke'ye geldi. Fakat şehre girer girmez ne için geldiğini birden unutuverdi! Ne kadar çalıştıysa bir türlü hatırlayamadı. Mecbur olup geri döndü. Sonra anladı ki, ona unutturulmuş!408 [COLOR="DarkGreen"][B]Hz. Zübeyr 'in Peygamberimizle Karşılaşması[/B][/COLOR] Hz. Zübeyr b. Avvam, Şam ticaret kafilesiyle Medine'den Mekke'ye gitmekte idi. Yolda Resûli Kibriya Efendimizle karşılaştı. Peygamber Efendimiz ile Hz. Ebû Bekir'e birer beyaz Şam maşlahı giydirdi. Medineli Müslümanlardan birinin, "Resûlullah ve arkadaşları geciktiler." dediğini haber verdi. Bunun üzerine Resûli Kibriya Efendimiz, hareketini sür'atlendirdi.409 Mekke'ye gelip işlerini yoluna koyan Hz. Zübeyr b. Avvam da Medine'ye hicret etmiştir. [COLOR="DarkGreen"][B]Büreyde 'nin Müslüman Olması[/B][/COLOR] Deve sırtında sür'atle yol alan Resûli Kibriya Efendimiz, beraberindekilerle gelip Amim denilen mevkiye ulaştı. Selim Oğullan yurdu buraya yakın idi. Reislerinden Büreyde b. Huseyb, Kureyş'inlOO deve va'dini işitmiş olduğundan yanına 80 kadar adamını da alarak gelip Peygamber Efendimize kavuştu. Resûli Ekrem, ona, "Sen kimsin?" diye sordu. "Ben, Büreyde'yim." deyince, Peygamber Efendimiz, Hz. Ebû Bekir'e, "Yâ Ebâ Bekir!.. İşimiz, serinledi ve düzeldi." dedi. Peygamberimiz tekrar Büreyde'ye, "Kimlerdensin?" diye sordu: "Eşlem Kabîlesindenim." cevabını verdi. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz, yine Hz. Ebû Bekir'e dönerek, "Yâ Ebâ Bekir!.." dedi, "Selâmete erdik!" Peygamber Efendimiz, "Eslem'in hangi kolundansın?" diye sordu. Büreyde, "Sehm Oğullarındanım." dedi. Bunun üzerine Efendimiz, Hz, Ebû Bekir'e, "Yâ Ebû Bekir!.. Okun çıktı." buyurdu. Fahri Kâinat, kat'iyyen tatayyur etmezdi. Yalnız güzel şeylerde, hasenatta tefeül ederdi, yâni hayra yorardı. Onun için Büreyde'ye rastlamasını iyi bir hâl ve alâmet saydı. Tatayyur: Eşya ve hâdiseler ile bilhassa kuşların uçuş tarzları ve ötüşleri ile teşeüm etmek, yâni uğursuz saymak demektir. Bu sefer Fahri Kâinat'in akvâl ve etvarındaki metanet ve ağırbaşlılığa, lisanındaki düzgünlüğe mıısahhar ve hayran olan Büreyde, "Peki, ya sen kimsin?" diye sordu. Resûli Ekrem, "Ben, Abdûlmuttâlib'in oğlu Abdullah'ın oğlu Muhammed'im ve Allah'ın Resulüyüm." dedi ve onu İslâm'a davet etti. Büreyde, davete derhâl icabet etti ve beraberindekilerle birlikte şehâdet kelimesi getirerek Müslüman oldu.410 Peygamber Efendimiz geceyi burada geçirdi. Sabah olunca, Büreyde, "Yâ Resûlallah!.." dedi, "Yanında bir bayrak olmadan Medine'ye girmen doğru olmaz!" Sonra da sarığını çıkarıp mızrağının ucuna bağladı. Medine'ye girinceye kadar Peygamber Efendimizin önünde onu taşıyarak yürüdü. Resûli Kibriya Efendimiz, Büreyde hakkında, "Ashabımdan bir zât, bir memlekette vefat edecektir. O, Kıyamet Gününde, o memleketin nuru ve o memleket halkının önderi olacaktır." buyurmuştur.4" Hakikaten, Büreyde Hazretleri, İslâm uğrunda büyük fedakârlıklarda bulundu, İslâm mücâhidleriyle Horasan'a kadar gitti ve Merv'de vefat etti.412 -------------------------------------------------------------------------------- 388 ibni Hişam, Sîre, c. 2, s. 128129. 390 Enfâl, 30. 392Müslim, Sahih, c. 7, s. 106; Ahmed ibni Hanbel, Müsned, c. 1, s. 4. 393 İsfahanı, Delâil, s. 278. 394 Tevbe, 40. 396 Ibni Hişam, A.g.e., c. 2, s. 131; ibni Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 229; Buharî, A.g.e., c. 2, s. 332; Taberî, Tarih, c. 2, s. 247. 397 Ibni Seyyid, Uyûnû'lEser, c. 1, s. 181; Halebî, Insanû'lUyun, c. 2, s. 176. 398 Kasas, 85. 399 Müslim, Sahih, c. 8, s. 236; İsfahanî, Delâil, s. 279. 400 isfahanî, A.g.e., s. 279. 401 Ibni Sa'd, Tabakat, c. 1, s. 230231; Belâzurî, Ensab, c. 1, s. 259; Ibni Seyyid, A.g.e., c. 1, s. 188. 402 Halebî, İnsanû'lUyun, c. 2, s. 220. 403 ibni Hişam, Sîre, c. 2, s. 134; ibni Sa'd, Tabakat, c. 1, s. 232; Buharî, Sahih, c! 2, s. 332333; ibni Seyyid, Uyûnû'lEser, c. 1, s. 184185. 404 İbni Hişam, A.g.e., c. 2, s. 135; Kaadı lyaz, A.g.e., c. 1, s. 687. 405 Buharî, Sahih, c. 2, s. 333; İbni Seyyid, A.g.e., c. 1, s. 185. 406 İbni Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 232; Halebî, Insanû'lUyun, c. 2, s. 21922; Kaadı lyaz, A.g.e., c. 1, s. 687. 407 Halebî, A.g.e., c. 2, s. 220. 408 Kaadı lyaz, A.g.e., c. 1, s. 688; Bediüzzaman Said Nursî, Mektûbat, s. 145. 409 Buharî, Sahih, c. 2, s. 333. 410 Ibni Sa'd, Tabakat, c. 4, s. 241242; İbni Abdi'lBerr, Istiab, c. 4, s. 471;ibni Esir, Üsdû'lGabe, c. 1, s. 176. 411 İbni Esir, A.g.e., c. 1,s. 176. 412 ibni Sa'd, A.g.e., c. 4, s. 242; ibni Esir, A.g.e., c. 1, s. 175. [/SIZE][/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Efendimizin Medine'ye Hicreti
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst