Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Bir gün olsun, âh bir an olsun
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Nevzatt" data-source="post: 54826" data-attributes="member: 1580"><p><span style="color: #ff2700"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'comic sans ms'"><strong>Bildik ki, siz insanların en lütufkârısınız… Bir köleyi, bir çocuğu dahi geri çevirmezdiniz. Birinin elini tuttuğunuzda, elinizi tutan kimse bırakmadıkça elini bırakmazdınız. </strong></span></span></span></p><p><span style="color: #ff2700"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'comic sans ms'"><strong></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #ff2700"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'comic sans ms'"><strong>Çölün aziz misafiri. Suskunların kutlu sözcüsü. Hüzünlerin sabırlı bekçisi. Teselli yağmuru. Huzur pınarı. Efendimiz... </strong></span></span></span></p><p><span style="color: #ff2700"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'comic sans ms'"><strong></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #ff2700"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'comic sans ms'"><strong>Kokunuz duyuldu önce. Saçları rüzgârın yakasına tutuşmuş çocuklardan biri ellerini kumlardan çekip koştu. Gözlerini yukarı çevirdi. Yukarıların habercisinin, yücelerin gezgininin yüzüne bıraktı kalbini. Kanatlarını sessizliğin avucuna yayıveren kelebekler asılı kaldı havada. Rüzgâr nefesini tuttu. Kum tanecikleri gül yüzünüzün kıvrımlarına koşuştu. Billur elleri uzandı nur ellerinize. Eline avucuna yığdı çocuk sevinçlerinin hepsini. Bakışlarını akıttı yüzünüze. Gözlerinize, ta gözlerinizin bebeğine baktı Efendim. </strong></span></span></span></p><p><span style="color: #ff2700"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'comic sans ms'"><strong></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #ff2700"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'comic sans ms'"><strong>Varlığınızın çölü gül(l)e çevirdiğini, ölümü sonsuza bitiştirdiğini bilerek b/aktı gözlerinizin içine. Kendisinden önce kardeşlerini yutan çölün tozları/nı temizle/n/di ellerinizle yüzünden. Nefes aldı gözlerinizle buluşunca gözleri. </strong></span></span></span></p><p><span style="color: #ff2700"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'comic sans ms'"><strong></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #ff2700"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'comic sans ms'"><strong>Belki de delice seğirtti ardınızdan. </strong></span></span></span></p><p><span style="color: #ff2700"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'comic sans ms'"><strong></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #ff2700"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'comic sans ms'"><strong>Siz de onu beklediniz belki; hepimizi, her şeyimizi, bütün kızlarımızı kucaklayan, yitirdiklerimizi bize yeniden vaad eden tebessümünüzle beklediniz. Kız çocuğunun dudağında sonsuza goncalanan tebessüm gülleri açıldı. Sizin karanlıkları dağıtan, hüzünleri silen, korkuları boğan tebessümünüze dokundu bakışları. "Kal" dedi gözleri, "biraz kal, gitme…" Avucunuza bıraktı avuçlarının huzurunu… Belki birkaç adımı birlikte attınız Efendim. </strong></span></span></span></p><p><span style="color: #ff2700"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'comic sans ms'"><strong></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #ff2700"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'comic sans ms'"><strong>Yavaşladınız. Ki hiç acelenizin olmadığını bilirdik. Boyu hizasında eğiliverdiniz. Bize döndüğünüz gibi, yükseklerin en yükseği miracdan iner gibi. Bizim hatırımıza indiğiniz gibi el üstünde tutulduğunuz semâdan arzın çölüne. Gözümüzün yaşını silmek için alkışlandığınız göklerin cezbesinden sıyrılıp bulandığınız gibi dünyanın hüznüne. </strong></span></span></span></p><p><span style="color: #ff2700"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'comic sans ms'"><strong></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #ff2700"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'comic sans ms'"><strong>Sırf bizi sevindirmek için Yakınlık makamından uzak kalmaya razı olduğunuz gibi.. Eğildiniz Efendim, eğiliverdiniz. Yanımıza döndünüz. Yüzümüze baktınız. Hatırımızı saydınız. Nazladınız. </strong></span></span></span></p><p><span style="color: #ff2700"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'comic sans ms'"><strong></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #ff2700"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'comic sans ms'"><strong>Kız çocuklarımıza ebedî teselliler getirdiniz deste deste. Kucakladınız sımsıcak. Medineli kız çocuğunun elinden tuttunuz. Adı kâh Hacer, kâh Maria, kâh Samaneh belki Rojda ya da Lena oluverdi. Fıtratı İslam idi kız çocuğunun…Onun sevincini öncelediniz; sonraya bıraktınız başkalarını. Onu sevindirmeyi önemsediniz, bekleyenleri ötelediniz. </strong></span></span></span></p><p><span style="color: #ff2700"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'comic sans ms'"><strong></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #ff2700"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'comic sans ms'"><strong>An dondu. Mekân doğruldu. Çöl dirildi. Zaman yeniden kanatlandı bakışlarınızın göğünde. Tebessüm ettiniz. Küçük kız çocuklarının hatırını her şeyin önüne aldınız. Onlar için çektiğiniz sancıları sakladınız onun gözlerinden. Onlar için kanayan ayaklarınızı unuttunuz onun sevincinde. </strong></span></span></span></p><p><span style="color: #ff2700"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'comic sans ms'"><strong></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #ff2700"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'comic sans ms'"><strong>Dualarınızın göğünde bir güneş gibi yükselttiniz kız çocuğu mutluluklarını . Ellerinizin nuruyla ışıdı kızın yüzü. Ve kızın ışıyan yüzünden yansıyan ışığın aksi sevinç sevinç pencere önlerimize kadar taştı. Ve kızın gözlerine nakşolan gül yanağınızın kokusu döndü dolaştı kızlarımızın yanağına bulaştı. </strong></span></span></span></p><p><span style="color: #ff2700"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'comic sans ms'"><strong></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #ff2700"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'comic sans ms'"><strong>Şimdi, o kızın yanağından miras bir ışıltıyı ve kokuyu taşıyor kızlarımızın yanakları. Onların lüle saçlarında, ceylan titrekliğindeki iri gözlerinde, beyaz gülüşlerinde, yarım kalmış, acemi ve masum dualarında sizin tesellinizi içiyoruz her gün. Küçük kızlarımızı seviyoruz Efendim sayenizde. Onlar için umutlanıyorsak, sizin müjdenizle. Onları sevindirebiliyorsak , sizin hatırınıza Efendim… </strong></span></span></span></p><p><span style="color: #ff2700"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'comic sans ms'"><strong></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #ff2700"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'comic sans ms'"><strong>Ne varsa sevgiden yana elimizde avucumuzda, mayasını sizin tebessümünüzden devşirdik Efendim. </strong></span></span></span></p><p><span style="color: #ff2700"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'comic sans ms'"><strong></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #ff2700"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'comic sans ms'"><strong>Efendimiz, Neden hâlâ elini tutmaktan uzak düştüğümüz kızlarımız var bizim. Elimize tutunan yetimleri, öksüzleri ötelere öylece düşüncesizce itiverdik biz. Kızlarımızın sımsıcak tebessümlerini soluğumuzdan buz tutmuş dipsiz kuyulara savuran buzdan heykelleriz biz. O masum dudakların "Baba!" deyişlerini huzursuz ve telaşlı saatlerin yüzünde par(ç)alayan babalarız biz… </strong></span></span></span></p><p><span style="color: #ff2700"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'comic sans ms'"><strong></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #ff2700"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'comic sans ms'"><strong>Şimdi, kapı arkalarında baba yolu bekleyen nazenin kız çocuklarını babasız bırakanlarla aynı şehirleri paylaşıyoruz biz. </strong></span></span></span></p><p><span style="color: #ff2700"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'comic sans ms'"><strong></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #ff2700"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'comic sans ms'"><strong>Bir gün olsun, âh bir an olsun, kızımız tutunca elimizden, hiç bırakmamaya ahdederken biz, o bırakmadıkça onun elini bırakmamaya niyetlenirken biz, hatıranı ete kemiğe bürüyüp giyinebilir miyiz? Nasıl olur da o billur elleri salıveririz ellerimizden nâr görüp çözülüvermiş buz gibi biz? Niçin gözlerinizin içine büyüdüğümüz zaman da o ışıltıyla bakamayız o kız gibi biz? Acaba biz kimlerdeniz? Sizin tuttuğunuz eli tutamayıp itenlerden miyiz? </strong></span></span></span></p><p><span style="color: #ff2700"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'comic sans ms'"><strong></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #ff2700"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'comic sans ms'"><strong>Ellerinizden kızlarımızın gül kokladığı Efendimiz… Özür dileriz. </strong></span></span></span></p><p><span style="color: #ff2700"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'comic sans ms'"><strong></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #ff2700"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'comic sans ms'"><strong>Menbaı siz olan, kızlarımızın yüzünden bize yansıyacak bir sadakalık ışıltı dileniriz. Affımızı isteriz</strong></span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Nevzatt, post: 54826, member: 1580"] [color=#ff2700][size=3][font=comic sans ms][b]Bildik ki, siz insanların en lütufkârısınız… Bir köleyi, bir çocuğu dahi geri çevirmezdiniz. Birinin elini tuttuğunuzda, elinizi tutan kimse bırakmadıkça elini bırakmazdınız. Çölün aziz misafiri. Suskunların kutlu sözcüsü. Hüzünlerin sabırlı bekçisi. Teselli yağmuru. Huzur pınarı. Efendimiz... Kokunuz duyuldu önce. Saçları rüzgârın yakasına tutuşmuş çocuklardan biri ellerini kumlardan çekip koştu. Gözlerini yukarı çevirdi. Yukarıların habercisinin, yücelerin gezgininin yüzüne bıraktı kalbini. Kanatlarını sessizliğin avucuna yayıveren kelebekler asılı kaldı havada. Rüzgâr nefesini tuttu. Kum tanecikleri gül yüzünüzün kıvrımlarına koşuştu. Billur elleri uzandı nur ellerinize. Eline avucuna yığdı çocuk sevinçlerinin hepsini. Bakışlarını akıttı yüzünüze. Gözlerinize, ta gözlerinizin bebeğine baktı Efendim. Varlığınızın çölü gül(l)e çevirdiğini, ölümü sonsuza bitiştirdiğini bilerek b/aktı gözlerinizin içine. Kendisinden önce kardeşlerini yutan çölün tozları/nı temizle/n/di ellerinizle yüzünden. Nefes aldı gözlerinizle buluşunca gözleri. Belki de delice seğirtti ardınızdan. Siz de onu beklediniz belki; hepimizi, her şeyimizi, bütün kızlarımızı kucaklayan, yitirdiklerimizi bize yeniden vaad eden tebessümünüzle beklediniz. Kız çocuğunun dudağında sonsuza goncalanan tebessüm gülleri açıldı. Sizin karanlıkları dağıtan, hüzünleri silen, korkuları boğan tebessümünüze dokundu bakışları. "Kal" dedi gözleri, "biraz kal, gitme…" Avucunuza bıraktı avuçlarının huzurunu… Belki birkaç adımı birlikte attınız Efendim. Yavaşladınız. Ki hiç acelenizin olmadığını bilirdik. Boyu hizasında eğiliverdiniz. Bize döndüğünüz gibi, yükseklerin en yükseği miracdan iner gibi. Bizim hatırımıza indiğiniz gibi el üstünde tutulduğunuz semâdan arzın çölüne. Gözümüzün yaşını silmek için alkışlandığınız göklerin cezbesinden sıyrılıp bulandığınız gibi dünyanın hüznüne. Sırf bizi sevindirmek için Yakınlık makamından uzak kalmaya razı olduğunuz gibi.. Eğildiniz Efendim, eğiliverdiniz. Yanımıza döndünüz. Yüzümüze baktınız. Hatırımızı saydınız. Nazladınız. Kız çocuklarımıza ebedî teselliler getirdiniz deste deste. Kucakladınız sımsıcak. Medineli kız çocuğunun elinden tuttunuz. Adı kâh Hacer, kâh Maria, kâh Samaneh belki Rojda ya da Lena oluverdi. Fıtratı İslam idi kız çocuğunun…Onun sevincini öncelediniz; sonraya bıraktınız başkalarını. Onu sevindirmeyi önemsediniz, bekleyenleri ötelediniz. An dondu. Mekân doğruldu. Çöl dirildi. Zaman yeniden kanatlandı bakışlarınızın göğünde. Tebessüm ettiniz. Küçük kız çocuklarının hatırını her şeyin önüne aldınız. Onlar için çektiğiniz sancıları sakladınız onun gözlerinden. Onlar için kanayan ayaklarınızı unuttunuz onun sevincinde. Dualarınızın göğünde bir güneş gibi yükselttiniz kız çocuğu mutluluklarını . Ellerinizin nuruyla ışıdı kızın yüzü. Ve kızın ışıyan yüzünden yansıyan ışığın aksi sevinç sevinç pencere önlerimize kadar taştı. Ve kızın gözlerine nakşolan gül yanağınızın kokusu döndü dolaştı kızlarımızın yanağına bulaştı. Şimdi, o kızın yanağından miras bir ışıltıyı ve kokuyu taşıyor kızlarımızın yanakları. Onların lüle saçlarında, ceylan titrekliğindeki iri gözlerinde, beyaz gülüşlerinde, yarım kalmış, acemi ve masum dualarında sizin tesellinizi içiyoruz her gün. Küçük kızlarımızı seviyoruz Efendim sayenizde. Onlar için umutlanıyorsak, sizin müjdenizle. Onları sevindirebiliyorsak , sizin hatırınıza Efendim… Ne varsa sevgiden yana elimizde avucumuzda, mayasını sizin tebessümünüzden devşirdik Efendim. Efendimiz, Neden hâlâ elini tutmaktan uzak düştüğümüz kızlarımız var bizim. Elimize tutunan yetimleri, öksüzleri ötelere öylece düşüncesizce itiverdik biz. Kızlarımızın sımsıcak tebessümlerini soluğumuzdan buz tutmuş dipsiz kuyulara savuran buzdan heykelleriz biz. O masum dudakların "Baba!" deyişlerini huzursuz ve telaşlı saatlerin yüzünde par(ç)alayan babalarız biz… Şimdi, kapı arkalarında baba yolu bekleyen nazenin kız çocuklarını babasız bırakanlarla aynı şehirleri paylaşıyoruz biz. Bir gün olsun, âh bir an olsun, kızımız tutunca elimizden, hiç bırakmamaya ahdederken biz, o bırakmadıkça onun elini bırakmamaya niyetlenirken biz, hatıranı ete kemiğe bürüyüp giyinebilir miyiz? Nasıl olur da o billur elleri salıveririz ellerimizden nâr görüp çözülüvermiş buz gibi biz? Niçin gözlerinizin içine büyüdüğümüz zaman da o ışıltıyla bakamayız o kız gibi biz? Acaba biz kimlerdeniz? Sizin tuttuğunuz eli tutamayıp itenlerden miyiz? Ellerinizden kızlarımızın gül kokladığı Efendimiz… Özür dileriz. Menbaı siz olan, kızlarımızın yüzünden bize yansıyacak bir sadakalık ışıltı dileniriz. Affımızı isteriz[/b][/font][/size][/color] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Bir gün olsun, âh bir an olsun
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst