yakuti kardeş;
Evvela bunca mesajdan sonra dilinizin altındaki baklayı çıkarmanız bizimde verdiğiniz bilginin doğruluğunu araştırmamızı gerektirmektedir.
Saniyen belirtmiş olduğunuz kaynak olan
Ahmed Şemseddin Sivasi'Hz.lerinin (k.s.) Menakıbı Cihar Yar-ı Güzin eserine piyasada olamamasından dolayı bakamadık ancak
"MENÂKIB-I ÇİHÂR YÂR-İ GÜZÎN (Dört Halîfenin Üstünlükleri) , Yazar: Seyyid Eyyûb bin Sıddîk, Hakikat Kitabevi" bakmış olduğumuzda yazılan mesaj ile eserdeki yazı arasında farklar var..
Bununla beraber Ruhu'l-Beyan'da yaptığım araştırmada tam olarak birşey bulamadım sadece Rûhü’l-Mesnevî'de gecen "Bir şeyde hastalıktan şifa varsa onun gereği kan aldırmak veya bal şerbeti içmektir." hadisindeki tefsirinde geçiyor olabilir ama ne şekilde geçiyor bilemicem sadece tahminim yinede kesin olarak birşey söylemek için esere bakılmalı...
Salisen görüldüğü gibi bal tefsiri diye adı konulan bir menakıp var ancak aktarılan ilen aktartılan arasında çok farklar var, ve netice olarak görüyoruz ki kıssa olarak geçmekte ve neden bu şekilde muhabbette bulunduğu açıktır ama faziletinden ve manevi değerinden bahsedilmemiştir.
Kırkbirinci Menâkıb
Hazret-i Alî “radıyallahü teâlâ anh” bir gün hastalandı. Ebû Bekr, Ömer ve Osmân “radıyallahü teâlâ anhüm” hazretleri iyâdetine [hasta ziyâretine] vardılar. Hazret-i Alînin yanında bir tas
bal
var idi. Bu tas ile balı bunların önüne götürdü. Tas ak, içindeki
bal
kızıl idi. O tasın içinde kara bir kıl vardı.
Hazret-i Ebû Bekr “radıyallahü teâlâ anh” buyurdu ki, biz baldan, her birimiz bu üçü için bir misâl getirmeyince yimeyiz. Kendisi buyurdu ki, (Dîn-i islâm tasdan münevverdir [nûrludur]. Îmân baldan tatlıdır. Dînin hükmü kıldan incedir.)
Hazret-i Ömer “radıyallahü teâlâ anh” buyurdu ki, (Cennet tasdan münevverdir. Cennetin ni’metleri baldan tatlıdır. Sırat köprüsü kıldan incedir.)
Osmân “radıyallahü teâlâ anh” buyurdu ki, (Kur’ân-ı azîm-üş-şân tasdan münevverdir. Kur’ân-ı kerîm okumak baldan tatlıdır. Kur’ân-ı kerîmin
tefsîri
kıldan incedir.)
Hazret-i Alî “radıyallahü teâlâ anh” buyurdu ki: (Müsâfirin nûru tasdan münevverdir [nûrludur]. Müsâfirin sözü baldan tatlıdır. Müsâfirin gönlüne ri’âyet etmek kıldan incedir.)
Her biri kendi hâllerine münâsib kelâm buyurdular.
Kaynak:MENÂKIB-I ÇİHÂR YÂR-İ GÜZÎN (Dört Halîfenin Üstünlükleri) , Yazar: Seyyid Eyyûb bin Sıddîk, Hakikat Kitabevi