bal tefsiri

yakuti

New member
Bize göre büyük zatların kitaplarında geçen menkıbeler doğrudur. Size göre doğru değilse , doğru olmadığına dair delili sizin göstermeniz gerekir. Yani, bu menkıbenin doğru olmadığını hangi islâm Alimi veya ulemadan kim belirtmiş ? Hiç kimse !...Sokaktaki üç beş kişi kendi zavallı akıllarıyla bir "uydurmadır" şayiası ortaya atmış siz de bunu seslendiriyorsunuz !
Vah size !
 

mihrimah

Well-known member
İşte soru burada...Hangi alimin büyük zatın kitabında olduğunu soruyorum. Yani sizin iddianızın kaynağını merak ettim. Benim iddiamın kaynağı olmadığı için sizecevap veremiyorum ki:)Görmedim hiç biryerde...
Madem ki vah halimize aydınlatın bizde içinde bulunduğumuz vahlık durumdan kurtulalım değil mi?
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Sahih olmadığı hangi muteber kitapta geçiyor ? Sahab,ilerin bütün konuşmaları kayıt altına mı alındı ve yayınalndı da bizim haberinmiz olmadı ?
Uydurms tesbit etme entitüsünün hayali kabullerini baş tacı etmiş görünüyorsunuz !

yakuti kardeş ilk mesajımı okumuş olsaydınız bu soruları ısrarla sormazdınız; birinci mesajı tekrar yazmaya gerek yok sanırım. Şunuda belirtmek isterimki Allaha iman sadece kalp veya sadece akılla olmaz ehli iman hem aklını hemde kalbini kullanmalıdır, Rabbimizin bizden istediği Rabbimizi hakkıyla tanımak ve bilmek ve ona göre hareket etmektir, yoksa her elimize tutuşturulan ile Allahı ve dinini tanımak Rabbimizin istediği değildir, bu nedenle bizler ehli iman olarak önce kuran ve sünnetten geçirmeli akıl mihenginde süzmeli kalbimizde yoğurarak hazmetmeliyiz..

Bir diğer husus ise Sahabi efendilerimizin bugün bildiğimiz konuşmaları tasdik edilmiş kuran ve sünnet ve hadis çercevesinde değerlendirilmiş aktaranları bellidir. Kaynağı yok dediğiniz isle ama ait bir ilim ve fıkıh söz konusu olamaz eğer olsa ehli dünya ve Allaha inanmayanlar bu açık kapıdan içeri girip diğer ilahi dinlerdeki tahribatı islam dini içinde yaparlardı..

Bal Tefsiri hoşunuza gitmiş olabilir ancak bu kadar alakasız bir tefsiri ben ne kainatın efedisine (s.a.v) ne Alimler alimi Hz. Ali (r.a)'ye ne edebliler edebi Hz. Osman (r.a) a nede adaletliler adaletlisi Hz. Ömer (r.a.) in ilmi ile bağdaştıramıyorum bunu ilk okuduğumda anlayamadığım için araştırıp hakkaniyetine baktım ve Rabbimin bana doğruyu gösterdiğine şükrettim, Rabbim bize doğruyu emrederken siz niye bu kadar ısrarla kalbimizi tatmin ediyor diye doğru kabul edip amel etmeye çalışıyorsunuz ?
 

yakuti

New member
yakuti kardeş ilk mesajımı okumuş olsaydınız bu soruları ısrarla sormazdınız; birinci mesajı tekrar yazmaya gerek yok sanırım. Şunuda belirtmek isterimki Allaha iman sadece kalp veya sadece akılla olmaz ehli iman hem aklını hemde kalbini kullanmalıdır, Rabbimizin bizden istediği Rabbimizi hakkıyla tanımak ve bilmek ve ona göre hareket etmektir, yoksa her elimize tutuşturulan ile Allahı ve dinini tanımak Rabbimizin istediği değildir, bu nedenle bizler ehli iman olarak önce kuran ve sünnetten geçirmeli akıl mihenginde süzmeli kalbimizde yoğurarak hazmetmeliyiz..
Bir diğer husus ise Sahabi efendilerimizin bugün bildiğimiz konuşmaları tasdik edilmiş kuran ve sünnet ve hadis çercevesinde değerlendirilmiş aktaranları bellidir. Kaynağı yok dediğiniz isle ama ait bir ilim ve fıkıh söz konusu olamaz eğer olsa ehli dünya ve Allaha inanmayanlar bu açık kapıdan içeri girip diğer ilahi dinlerdeki tahribatı islam dini içinde yaparlardı..

Bal Tefsiri hoşunuza gitmiş olabilir ancak bu kadar alakasız bir tefsiri ben ne kainatın efedisine (s.a.v) ne Alimler alimi Hz. Ali (r.a)'ye ne edebliler edebi Hz. Osman (r.a) a nede adaletliler adaletlisi Hz. Ömer (r.a.) in ilmi ile bağdaştıramıyorum bunu ilk okuduğumda anlayamadığım için araştırıp hakkaniyetine baktım ve Rabbimin bana doğruyu gösterdiğine şükrettim, Rabbim bize doğruyu emrederken siz niye bu kadar ısrarla kalbimizi tatmin ediyor diye doğru kabul edip amel etmeye çalışıyorsunuz ?


Talha Kardeş,
Bu menkıbedeki hangi ifadeyi kime yakıştırmadınız ? Doğrusu çok merak ettim ! Bir çirkin söz mü sarfedilmiş ? Yoksa, bazılarının dediği gibi İslâmın temelleri mi yıkılmış ? Hangisi ? Siz hiç Hz. Ebubekir (r.a.) nın "sıddık" unmvanına ve lakabına nasıl ve neden sahip olduğunu tefekkür edip düşündünüz mü ? Sıddkıyet mertebesine hiç sorgulayarak ve delil araştırarak çıkılabilir mi ? Siz müslümanın teslim olmuş kişi olduğunu ne zaman öğreneceksiniz ? Ecdadımızı bu teslimiyete o kadar değer vermişelr ki, "Ah ! teslimiyet" ibaresini en güzel hat yazılarına dönüştürmüşler.
Bu müslümanlara ne oldu böyle ? Yoksai müslümanlık mı değişti ?
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Talha Kardeş,
Bu menkıbedeki hangi ifadeyi kime yakıştırmadınız ? Doğrusu çok merak ettim ! Bir çirkin söz mü sarfedilmiş ? Yoksa, bazılarının dediği gibi İslâmın temelleri mi yıkılmış ? Hangisi ? Siz hiç Hz. Ebubekir (r.a.) nın "sıddık" unmvanına ve lakabına nasıl ve neden sahip olduğunu tefekkür edip düşündünüz mü ? Sıddkıyet mertebesine hiç sorgulayarak ve delil araştırarak çıkılabilir mi ? Siz müslümanın teslim olmuş kişi olduğunu ne zaman öğreneceksiniz ? Ecdadımızı bu teslimiyete o kadar değer vermişelr ki, "Ah ! teslimiyet" ibaresini en güzel hat yazılarına dönüştürmüşler.
Bu müslümanlara ne oldu böyle ? Yoksai müslümanlık mı değişti ?

Kardeş öncelikle yakıştırma sözünü açıkladığım halde sanırım eksik anlatmışım ki yeniden sormuşsunuz her talebe hocasının ilmini bilir ve o ilimle neler öğreteceğini ve meseleleri çözüm yollarını bilir bizler de halifei ekberlerin talebeleri olmalıyız.. diğer husus ise birincisi Hz.Ebu Bekir r.a. ın sıddıkıyeti ayeti kerimede mevcuttur. İkincisi teslimiyet hurafelere körü körüne inanmak değil Allahın emirlerini islam akaidlerini sorgulamadan kabul etmektir..

Bir başka mesele ise yapmaya çalıştığım açıklamalarda sizinle alakalı bir husus söz konusu değil siz bal tefsirini doğru kabul edebilirsiniz ama doğrunuzu isbat edemezsiniz ben ise doğru bulmadığımı beyan ettim ve bulmadığım noktaları butun mesajlarımda açıklamaya çalıştım. Münazarada esas olan münazara yapanlar değil münazara edilen konudur, münazara edenler Allah rızasını gözeterek münazaralarını yaparlarsa her iki tarafından sevabı olur ama yok münazara edilen konu farklı mecralara kaydırılarak inandırılmaya çalışılırsa burada dini duyguları istismar olur siz iyi niyetinizle bal tefsirine yapılan muhalefeti doğru bulmamış olabilirsiniz hatta bal tefsirine inanmışda olabilirsiniz bizim sizin bu konudaki tutumunuza bir sözümüz olamaz ancak mesele hakikati konuşmak olduğundan acizliğimden bir kaç kelime sölemekte bulundum sizi inciltmişsem beni mazur görün..

selam ve dua ile
 

yakuti

New member
Bu tefsire ait bilgiler, Ahmed Şemseddin Sivasi'Hz.lerinin (k.s.) Menakıbı Cihar Yar-ı Güzin adlı kitabında ; son devrin büyüklerinden ve ulemasından Ramazzanoğlu Mahmud Sami Hz.lerinin (k.s.) Hazret-i Ebubejir adlı kitabında geçmektedir. Bu zatların her ikisi de büyük mürşidlerdendir. Şu halde, bunlar size göre -haşa- akıllarını kullanamamış ve uydurma bir rivayeti kitaplarına almışlar, siz de bunlardan daha büyük ulema (!) olarak yanlışlarını bulmuş oluyorsunuz ! Allah cümlemize akıl-fikir ve izan versin ! Haddini ve seviyesini bilenlerden eylesin !


Not : Bir başka sitede bu konunun Ruhu'l-Beyan adlı fevkalâde ve önemli bir tefsir olan tefsirde de geçtiğini bir kardeşimiz hatırlattı. Bu durumda artık kaynak probleminin halli gerçekleşmiş olamsı gerekiyor. Bakalım, kaynak-kaynak diye tutturanların hallerinde ve düşüncelerinde bir değişiklik olacak mı ?
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
yakuti kardeş;

Evvela bunca mesajdan sonra dilinizin altındaki baklayı çıkarmanız bizimde verdiğiniz bilginin doğruluğunu araştırmamızı gerektirmektedir.

Saniyen belirtmiş olduğunuz kaynak olan Ahmed Şemseddin Sivasi'Hz.lerinin (k.s.) Menakıbı Cihar Yar-ı Güzin eserine piyasada olamamasından dolayı bakamadık ancak "MENÂKIB-I ÇİHÂR YÂR-İ GÜZÎN (Dört Halîfenin Üstünlükleri) , Yazar: Seyyid Eyyûb bin Sıddîk, Hakikat Kitabevi" bakmış olduğumuzda yazılan mesaj ile eserdeki yazı arasında farklar var..

Bununla beraber Ruhu'l-Beyan'da yaptığım araştırmada tam olarak birşey bulamadım sadece Rûhü’l-Mesnevî'de gecen "Bir şeyde hastalıktan şifa varsa onun gereği kan aldırmak veya bal şerbeti içmektir." hadisindeki tefsirinde geçiyor olabilir ama ne şekilde geçiyor bilemicem sadece tahminim yinede kesin olarak birşey söylemek için esere bakılmalı...

Salisen görüldüğü gibi bal tefsiri diye adı konulan bir menakıp var ancak aktarılan ilen aktartılan arasında çok farklar var, ve netice olarak görüyoruz ki kıssa olarak geçmekte ve neden bu şekilde muhabbette bulunduğu açıktır ama faziletinden ve manevi değerinden bahsedilmemiştir.

Kırkbirinci Menâkıb

Hazret-i Alî “radıyallahü teâlâ anh” bir gün hastalandı. Ebû Bekr, Ömer ve Osmân “radıyallahü teâlâ anhüm” hazretleri iyâdetine [hasta ziyâretine] vardılar. Hazret-i Alînin yanında bir tas
hitleft.gif
bal
hitright.gif
var idi. Bu tas ile balı bunların önüne götürdü. Tas ak, içindeki
hitleft.gif
bal
hitright.gif
kızıl idi. O tasın içinde kara bir kıl vardı.

Hazret-i Ebû Bekr “radıyallahü teâlâ anh” buyurdu ki, biz baldan, her birimiz bu üçü için bir misâl getirmeyince yimeyiz. Kendisi buyurdu ki, (Dîn-i islâm tasdan münevverdir [nûrludur]. Îmân baldan tatlıdır. Dînin hükmü kıldan incedir.)

Hazret-i Ömer “radıyallahü teâlâ anh” buyurdu ki, (Cennet tasdan münevverdir. Cennetin ni’metleri baldan tatlıdır. Sırat köprüsü kıldan incedir.)

Osmân “radıyallahü teâlâ anh” buyurdu ki, (Kur’ân-ı azîm-üş-şân tasdan münevverdir. Kur’ân-ı kerîm okumak baldan tatlıdır. Kur’ân-ı kerîmin
hitleft.gif
tefsîri
hitright.gif
kıldan incedir.)

Hazret-i Alî “radıyallahü teâlâ anh” buyurdu ki: (Müsâfirin nûru tasdan münevverdir [nûrludur]. Müsâfirin sözü baldan tatlıdır. Müsâfirin gönlüne ri’âyet etmek kıldan incedir.)

Her biri kendi hâllerine münâsib kelâm buyurdular.


Kaynak:MENÂKIB-I ÇİHÂR YÂR-İ GÜZÎN (Dört Halîfenin Üstünlükleri) , Yazar: Seyyid Eyyûb bin Sıddîk, Hakikat Kitabevi
 
Üst