ALLAH dostlarindan inciler..Hikmet esintileri..

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
.



"Nimetlerin en iyisi, çalışarak kazanılanıdır. Arkadaşların en iyisi, Allahü teâlâyı hatırlatandır. Kalblerin en nurlusu, içinde mal sevgisi olmayandır."

Ebü'l-Hasan-ı Harkani Hazretleri -rahmetullahi aleyh-
 

pendüender

Well-known member
Meymûn bin Mihran anlatıyor:
Ömer bin Abdülaziz ile bir mezarlığa doğru gittik. Mezarları görünce hüzünlendi. Sonra bana dönerek:
“–Ey Meymûn, bunlar atalarımın mezarlarıdır. Sanki dünyaya hiç karışmamışlar gibidir. Baksana, nasıl toprak altında kaldılar, mezarları eskidi, bedenlerini de toprak yedi bitirdi.” dedi. Ardından da nemli gözlerle bir mezara bakarak:
“–Vallâhi, şu mezara girip de azaptan emin olan kimseden daha büyük bir nîmete kavuşmuş bir kimse düşünemiyorum.” dedi. (İhyâ, IV, 868)
 

pendüender

Well-known member
Sahâbeden Ebû Hüreyre t da buyuruyor ki:

“Yer halkı gökte yıldızları parlak olarak gördükleri gibi, gök halkı da yeryüzünde zikrullah olan evleri öyle parlak olarak görürler.” (İhyâ, I, 852)
 

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
.


Abdullah bin Ömer radıyallahu anhümâ buyurur:

– Ömrüm boyunca oruç tutsam, hiç uyumadan geceyi ibâdetle geçirsem, malımı parça parça Allah yolunda infak etsem ve bul hal üzere ölsem, fakat gönlümde

Allah’a itâat edenlere karşı bir sevgi, isyan edenlere karşı da nefret duygusu olmasa, bütün bu yapdıklarımdan bir faide göremem.
 

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
.


Abdülkadir Geylanî kuddise sirruh sabrı şöyle tarif etmektedir.

Halinden kimseye şikayet etmemek.

Hiçbir suretle sebeblere güvenmemek, dayanmamak.

Bela ve musibetler karşısında hoşnudsuzluk göstermemek.

Bela ve musibetten kurtulunca sevinç duymamak.

Sabır, şikayet ve feryad etmeden, hoşnudsuzluk göstermeden, gelen belaya katlanmaktır.

Belalara sabretmek, kurtuluşa sebeb olan en güzel huylardandır
 

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
,



Ahmed-er-Rifaî- kuddise sırruh- der ki:

- Kalbin ve basiretin safa halini bulması, bu göz nurunun gerçekleri görmekteki keskinliği az yeyip, az içmekle elde edilir.

Çünkü açlık kibri, büyüklenmeyi, çevredekilere eziyet etmeyi önler ve nefes açlıkla tadlanır.

O kadar ki devamlı Hak'la meşgul olmağa başlar.

Denemelerimde gördüm ki açlık kadar nefsi kıran hiç bir şey yoktur.
 

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
.



Hacı Bayram Velî kuddise sirruh buyurmuştur ki:

' 'Ayıp ve kusurlarını gördüğünüz arkadaşlarınızın, komşularınızın sırlarını ifşa etmeyiniz.

Çünkü gördüğünüz bu sırlar size emanettir. Emanete hıyanet ise çirkin bir harekettir."
 

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
.


Eşref-i Rumî hazretleri devam ediyor:

- Ey aziz, bu dünyaya her kim gönül verip, biriktirmiş ise sonunda pişmanlık taşı ile başını çok döver. Ama son pişmanlık fayda vermez. Bu gün fırsat elde iken dünya maı esaretinden kurtulmağa bak.

Mezarları gez, ömrünü, haram-helal demeden dünya malı toplamak için geçirenlerin sonunu yakından gör. Onların haram-helal demeden biriktirdikleri bunca malların mirasçıları elinde kaldığını bil.
 

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
.



Muhterem Üstaz -kuddise sırruh- hazretleri de, orucun ve az yemenin on güzel hassasını şöylece okurlardı.

1. Açlıkta kalb safası olur, hafıza kuvvetli olur.

Toklukta ahmaklık unutkanlık olur.

2. Açlıkta kalb rikkati olur, dua ve ibadetten zevk alır.

Toklukta ise kalb katılaşır, ibadetten zevk alamaz.

3.Açlıkta kaibde züll-ü inkisar ve tevazu hasıl olur.

Toklukta tuğyan, tefahur, kibir olur.

4. Açlıkta fakir ve açlar düşünülür, toklukta unutulur, yalnız kendi nefsinin zevkini düşünür.

5. Açlıkta nefsanî, şehvanî istekler kırılır, toklukta nefs-i emmare küvvet bulur, azgınlık olur.

6. Açtıkta vücudta uyanıklık ve zindelik olur, toklukta uyku ve gaflet olur.

7. Açlıkta ibadet ve taata devam kolay olur, toklukta tenbellik ve gevşeklik olur.

8. Açlıkta beden sıhhatli olur, maraz defolur, toklukta vücud yıpranır, hastalık olur.

9. Açlıkta bedende hafiflik, ferahlık olur, toklukta ağırlık atalet olur.

10. Açlıkta sadaka vermeğe işar ve infaka şevk gelir, kıyamet gününde sadakasının gölgesinde gölgelenir.
 

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
.



İMAM ŞAFİİ'DEN BİR ÖĞÜT

Cüneyd Bağdadî -Kuddise sirruh- buyurur:

İmam Şafii dünyada hakkı konuşan bir zat idi.

Bir gün bir din kardeşine verdiği öğütde şunları söylemiştir:

Ey kardeşim! dünya hayatı kaygan bir yer gibidir.

Orada ayak sabit kalamaz.

Dünya ne kadar imar edilse sonu harab olmaktır.

Onda yaşayanların en son ziyaretgahları kabirdir.

Sonu sevdiklerinden ayrılmaktır.

Dünya zenginliğinin sonu fakirliktir. Mal servet toplamak güçtür.

Ey kardeşim Allah'dan kork. O'nun helalinden verdiği rızka razı ol.

Gayri meşru' kazanç yollarına sapma.

Yetişemeyeceğin, yetişeceğini bilmediğin günler için, önceden uzun emellere dalma.

Çünkü senin ömrün geçici bir gölge gibidir.

Yıkılmaya yüz tutmuş bir duvar gibidir.

Güzel amelleri çoğalt.

Uzun emelleri azalt.
 

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
.


Muhammed ibni Sîrîn şöyle der:

-Aman bir hayır işleyip de sonra onu terk etmekten sakın. Zira tevbe edib de sonra tevbesini bozan ve iflâh bulan bir kimse görülmemiştir.
 

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
.


Hasan Basrî kuddise sirruh :

- Dünya ve ahiretde kul için en faydali edeb, dine baglilik, dünyaya düskün olmamak ve Rabbini tanimakdir, buyurmusdur.

Beka bin Batû kuddise sirruh:
-
Bir kimse ki bidayet ehlinin edebi ile, bu yola girerken edeblenmez ise son haddi bulanlarin makamina nasil yükselir?

Ibn-i Atâ kuddise sirruh buyurdu ki;

- Her kim edebden mahrum kaldi, cümle hayirlardan mahrum kaldi.

Ebussûd b. Ebuasâir buyurdu ki:

-Allah'in sevgili kullari, yani veliler, vasil olduklarina ancak edeble vâsil oldular. Yoksa ne çok amel, ne de baska benzerleri ile degil.
 

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
Ebû Abdullah Nibbacî kuddise sirruh:

- Her seyin bir hizmet edicisi vardir, dinin hizmet edicisi de edebdir.


Abdülkadir Geylâni kuddise sirruh buyurur:

- Hizmet eden sonunda kendisi de hizmet edilen durumuna gelir. Itâat eden sonunda kendisi de itâat olunan kisi seviyesine yükselir. Ikram eden sonunda ikram olunan kisi durumuna gelir. Allah'a yaklasan yakinlasdirilir. Tevâzu gösteren yüceltilir. Kerem ve ihsan sahibi olmaga gayret eden sereflendirilir. Güzel edeb sahibi olan, Allah'a yakinlasir. Güzel edeb, seni Allah'a yakinlasdirir. Güzel edeb, Allah'a tâatdir. Çirkin davranislar ise ona karsi günahkârlikdir.
 

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
Abdullah bin Ömer radıyallahu anhümâ buyurur:

– Ömrüm boyunca oruç tutsam, hiç uyumadan geceyi ibâdetle geçirsem, malımı parça parça Allah yolunda infak etsem ve bul hal üzere ölsem, fakat gönlümde

Allah’a itâat edenlere karşı bir sevgi, isyan edenlere karşı da nefret duygusu olmasa, bütün bu yapdıklarımdan bir faide göremem.
 

pendüender

Well-known member
TEVAZU...
Selman-ı Fârisî t Medâin vâlisiyken, Şam’dan Teymoğulları Kabîlesi’ne mensup bir kimse gelmişti. Yanında bir yük de incir getirmişti. Hazret-i Selman’ın sırtında sâde bir elbise, bir de aba vardı. Şamlı, onu tanımıyordu. Onu bu hâlde görünce de:
“–Gel şunu taşı!” dedi.

Selman t gitti, yükü sırtlandı. Halk kendisini görünce tanıdı. Adama:
“–Yükünü taşıyan bu zât vâlidir!” dediler. Şamlı derhâl:
“–Özür dilerim, seni tanıyamadım.” dediyse de Selman t:
“–Zararı yok, yükü gideceğin yere götürünceye kadar bırakmayacağım.” dedi.
Yükü bırakınca da sahibine şu nasihatte bulundu:
“–Benden sonra artık hiç kimseyi kesinlikle hakir görme!”
Nitekim âyet-i kerîmede şöyle buyrulmuştur:

“İşte âhiret yurdu! Biz onu yeryüzünde böbürlenmeyi ve bozgunculuğu arzulamayan kimselere veririz. (En güzel) âkıbet, takvâ sahiplerinindir.” (el-Kasas, 83)
 

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
.



Bilesin ki zikir demek kalpten gafletin kovulması demektir.
Başta ve sonda bulunan salikin zahirinin gafletten kurtulması imkansız olunca ,zahirin zorunlu olarak bütün vakitlerde zikre ihtiyacı olur.

Şu kadar var ki bazı vakitlerde en faydalı olan Zat-ı Subhani'nin ismini (Allah Lafzını) zikretmektir.
Bir diğer vakitte de uygun olan ,nefyi ve ispatı zikretmektir.
Bir de batının özel ilişkisi kaldı ki ,burada da gaflet bütünü ile kalkana kadar ,zikre devam etmek gerekir.

Zikrin gerekliliği noktasında başlangıçtaki sâlik ile sondakinin farkı şudur; bu iki zikir başlangıçta mecburidir, ortada ve sonda ise ,gafleti Kuran okumak, namaz kılmakla kovmak mumkun oluyorla bununla yetinmek caizdir.
Şu kadar var ki yolun ortasındakilere Kur'an okumak uyar ,sonundakilere ise nafile namaz kılmak uygun düşer.

Az da olsa sevgiliden ayrılığı basit görme !
Yarım kıl bile olsa gözde zarar verir!


imam.i Rabbânî (242.mektub)
 

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi

.

Kaderin gelmesinden rahatsız olma, onu kimse döndüremez ve kimse engel olamaz. Takdir olunan şey mutlaka gerçekleşir...

Abdülkâdir Geylânî Hazretleri(RadiyallahuTealaAnh))
 

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
‎.


"Eğer çocuk iseniz mektebe,

deli iseniz tımarhaneye,

ölü iseniz kabristana gidin.

Ama müslüman iseniz

müslüman olmanın şartlarını yerine getiriniz!"

ŞAKiK-İ BELHÎ HAZRETLERİ (Radıyallahü teala Anh)
 

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
Abdullah Tüsterî kuddise sirruh buyurmuslardir ki:

" Güzel huylunun en asagi hali, baskalarinin yükünü çekmek, yapilan kötülügü afvedip onu yapani bagislamaktir. "
 
Üst