Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Aleni Davet
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="müdavim" data-source="post: 178177" data-attributes="member: 5987"><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: Red"><span style="color: DarkGreen">RÜKÂNE'YE GÖSTERİLEN İKİ MUCİZE</span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Rükâne b. Abdi Yezid, müşriklerin sırtı yere getirilemeyen emsalsiz pehlivanlarından biri idi. Önüne geleni yere çalan Rükâne, ne yazık ki, Allah Resulüne karşı beslediği şiddetli kin ve düşmanlığını yenip, hakikî pehlivan olma şerefine ermeyi bir türlü istemiyordu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Bu meşhur pehlivan, günün birinde Hz. Resûlullah'la Mekke'nin bir vadisinde karşılaştı. Gözleri husumet kıvılcımları saçıyordu. Allah Resulü, "Ey Rükâne!.." dedi, "Sen, kendisine îmana davet ettiğim Allah'tan korkmaz mısın?"</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Rükâne, "Eğer sözünün gerçek olduğuna kanaat getirseydim sana tâbi olurdum!" cevabını verdi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Resûli Ekrem, "Eğer seni yere vurursam, söylediklerimin hak olduğuna inanır mısın?" diye sordu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Rükâne, "Yâ Muhammed!.." dedi, "Eğer beni yıkacak olursan, sana îman ederim!"</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Bunun üzerine Peygamber Efendimiz, "Kalk, haydi güreşelim!" dedi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Güreşmek için kalktılar. Mağrur Rükâne, daha ilk tutuşta kendini yerde buldu. Neye uğradığının farkına varamadı; şaşkındı. Derhâl ayağa kalktı ve Resûlullah Hazretlerine bir daha güreş teklif etti. Allah Resulü kabul etti ve Rükâne ikinci defa kendisini yerde buldu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Hayret ve şaşkınlığı biraz daha artan Rükâne, üçüncü defa Resûlullah'a güreş teklifinde bulundu. Efendimiz yine kabul etti ve onu tuttuğu gibi yere vurdu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Beni yıkarsan söylediğinin hak olduğuna inanırım." diye Resûlullah'a söz veren Rükâne, üç sefer sırtı yere geldiği hâlde yine şirkte inat etti ve, "Yâ Muhammedi.." dedi, "Şüphesiz, sen bir sihirbazsın! Benimle yaptığın bu güreşe, doğrusu, şaştım kaldım!"</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Böylece, Resûlullah'tan gördüğü mucizeyi, "sihir" ithamıyla perdelemeye çalıştı.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: Red"><span style="color: DarkGreen">Bir Başka Mucize...</span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Küfürde direnen Rükâne, bu sefer Allah Resulünün bir başka mucizesine şâhid oldu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Doğrusu ben, seninle yaptığım bu güreşe şaştım kaldım." deyince, Allah Resulü, "Bundan daha çok şaşılacak olanı da var; istersen sana onu da göstereyim de Allah'tan kork, davetime tâbi ol!" dedi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Rükâne, "Nedir, o şaşılacak şey?.." dedi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Allah Resulü, "Şu sernure ağacını çağırayım. Bana geldiğini gör." dedi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Rükâne, "Haydi, çağır da gelsin." dedi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Allah Resulü, azılı müşrikin gözü önünde semure ağacına emretti: <span style="color: Red">"Allah'ın izniyle bana gel!"</span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Ağaç emre uyarak, yeri yara yara gelip Fahri Kâinat'ın karşısında durdu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Gözleri faltaşı gibi açılan Rükâne'nin kalb gözü hâlâ kapalı duruyordu. Bu açık mucizeler karşısında yine küfürde inat etti ve, "Doğrusu, ben bugünkü gibi büyük bir sihir hayatımda görmedim!" dedi; sonra da, ağacın tekrar yerine gitmesi için emir vermesini, Peygamber Efendimizden istedi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Allah Resulü, ağaca,<span style="color: Red"> "Allah'ın izniyle yerine dön."</span> diye emretti. Ağaç, derhâl yerine döndü.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Bundan sonra Resûlullah Efendimiz, Rükâne'yi tekrar Müslüman olmaya davet etti. Ancak, o, küfürde inat etti ve davete icabet etmedi. Bunun üzerine Resûlullah'ın kendisine son sözleri şunlar oldu:</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: Red">"Yazıklar olsun sana!.."</span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Hayret ve şaşkınlık içinde kavminin yanına dönen Rükâne, başından geçenleri ve gördüklerini anlattıktan sonra, "Ey Abdi Menaf Oğulları!.." dedi, "Adamınızla bütün dünyayı sihirleyebilirsiniz! Vallahi, şimdiye kadar ondan daha maharetli bir sihirbaz görmedim!"323</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Hak ve hakikati kabul etmemekte her şeye rağmen inat edenler, bu inatlarında kendilerini tesellî edebilmek için her zaman çeşitli iftira ve ithamlarla İslâm dâvasını küçük düşürmek istemişlerdir; ama, her seferinde küçülenler yine kendileri olmuştur.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Bir rivayete göre, Rükâne, Mekke'nin fethine yakın Müslüman olmuştur.324</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Evet, misâlde görüldüğü gibi, ağaçlar da Resûli Kibriya'yı tanıyor, risâletini tasdik edip emirlerini dinliyorlar.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Acaba, buna karşılık, kendilerine "insan" adını veren bir kısım kimseler, o Resûlü Zîşan'ı tanımazsa, ona îman etmezse, kuru ağaçtan daha edna, odun parçasından daha ehemmiyetsiz ve kıymetsiz olarak Cehennem'in ateşine lâyık olmazlar mı?</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">--------------------------------------------------------------------------------</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">306 Müslim, Sahih, c. 8, s. 1032; Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 397; Ahmed Ibni Hanbel, Müsned, c. 1, s. 447.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">307 Ibni Kesir, Tefsir, c. 4, s. 262.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">308 Tirmizî, A.g.e., c. 5, s. 398; Kaadı lyaz, Şifa, c. 1, s. 238; Ibni Kesir, Tefsir,c. 4, s. 262.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">309 Kaadı iyaz, A.g.e., c. 1, s. 238.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">310 Kamer, 13.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">311 Rum, 16.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">312 Tirmizî, Sünen, c. 12, s. 6671; Taberî, Tarih, c. 2, s. 141142; M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'ân Dili, c. 5, s. 37953800.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">323 İbni Hişam, Sîre, c. 2, s. 31; Belâzurî, Ensab, c. 1, s. 155; Ibni Hacer, elisabe, c. 1, s. 506.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">324 ibni Abdi'lBerr, Istiab, c. 1, s. 515.</span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="müdavim, post: 178177, member: 5987"] [SIZE="4"][COLOR="DarkSlateGray"][COLOR="Red"][COLOR="DarkGreen"]RÜKÂNE'YE GÖSTERİLEN İKİ MUCİZE[/COLOR][/COLOR] Rükâne b. Abdi Yezid, müşriklerin sırtı yere getirilemeyen emsalsiz pehlivanlarından biri idi. Önüne geleni yere çalan Rükâne, ne yazık ki, Allah Resulüne karşı beslediği şiddetli kin ve düşmanlığını yenip, hakikî pehlivan olma şerefine ermeyi bir türlü istemiyordu. Bu meşhur pehlivan, günün birinde Hz. Resûlullah'la Mekke'nin bir vadisinde karşılaştı. Gözleri husumet kıvılcımları saçıyordu. Allah Resulü, "Ey Rükâne!.." dedi, "Sen, kendisine îmana davet ettiğim Allah'tan korkmaz mısın?" Rükâne, "Eğer sözünün gerçek olduğuna kanaat getirseydim sana tâbi olurdum!" cevabını verdi. Resûli Ekrem, "Eğer seni yere vurursam, söylediklerimin hak olduğuna inanır mısın?" diye sordu. Rükâne, "Yâ Muhammed!.." dedi, "Eğer beni yıkacak olursan, sana îman ederim!" Bunun üzerine Peygamber Efendimiz, "Kalk, haydi güreşelim!" dedi. Güreşmek için kalktılar. Mağrur Rükâne, daha ilk tutuşta kendini yerde buldu. Neye uğradığının farkına varamadı; şaşkındı. Derhâl ayağa kalktı ve Resûlullah Hazretlerine bir daha güreş teklif etti. Allah Resulü kabul etti ve Rükâne ikinci defa kendisini yerde buldu. Hayret ve şaşkınlığı biraz daha artan Rükâne, üçüncü defa Resûlullah'a güreş teklifinde bulundu. Efendimiz yine kabul etti ve onu tuttuğu gibi yere vurdu. "Beni yıkarsan söylediğinin hak olduğuna inanırım." diye Resûlullah'a söz veren Rükâne, üç sefer sırtı yere geldiği hâlde yine şirkte inat etti ve, "Yâ Muhammedi.." dedi, "Şüphesiz, sen bir sihirbazsın! Benimle yaptığın bu güreşe, doğrusu, şaştım kaldım!" Böylece, Resûlullah'tan gördüğü mucizeyi, "sihir" ithamıyla perdelemeye çalıştı. [COLOR="Red"][COLOR="DarkGreen"]Bir Başka Mucize...[/COLOR][/COLOR] Küfürde direnen Rükâne, bu sefer Allah Resulünün bir başka mucizesine şâhid oldu. "Doğrusu ben, seninle yaptığım bu güreşe şaştım kaldım." deyince, Allah Resulü, "Bundan daha çok şaşılacak olanı da var; istersen sana onu da göstereyim de Allah'tan kork, davetime tâbi ol!" dedi. Rükâne, "Nedir, o şaşılacak şey?.." dedi. Allah Resulü, "Şu sernure ağacını çağırayım. Bana geldiğini gör." dedi. Rükâne, "Haydi, çağır da gelsin." dedi. Allah Resulü, azılı müşrikin gözü önünde semure ağacına emretti: [COLOR="Red"]"Allah'ın izniyle bana gel!"[/COLOR] Ağaç emre uyarak, yeri yara yara gelip Fahri Kâinat'ın karşısında durdu. Gözleri faltaşı gibi açılan Rükâne'nin kalb gözü hâlâ kapalı duruyordu. Bu açık mucizeler karşısında yine küfürde inat etti ve, "Doğrusu, ben bugünkü gibi büyük bir sihir hayatımda görmedim!" dedi; sonra da, ağacın tekrar yerine gitmesi için emir vermesini, Peygamber Efendimizden istedi. Allah Resulü, ağaca,[COLOR="Red"] "Allah'ın izniyle yerine dön."[/COLOR] diye emretti. Ağaç, derhâl yerine döndü. Bundan sonra Resûlullah Efendimiz, Rükâne'yi tekrar Müslüman olmaya davet etti. Ancak, o, küfürde inat etti ve davete icabet etmedi. Bunun üzerine Resûlullah'ın kendisine son sözleri şunlar oldu: [COLOR="Red"]"Yazıklar olsun sana!.."[/COLOR] Hayret ve şaşkınlık içinde kavminin yanına dönen Rükâne, başından geçenleri ve gördüklerini anlattıktan sonra, "Ey Abdi Menaf Oğulları!.." dedi, "Adamınızla bütün dünyayı sihirleyebilirsiniz! Vallahi, şimdiye kadar ondan daha maharetli bir sihirbaz görmedim!"323 Hak ve hakikati kabul etmemekte her şeye rağmen inat edenler, bu inatlarında kendilerini tesellî edebilmek için her zaman çeşitli iftira ve ithamlarla İslâm dâvasını küçük düşürmek istemişlerdir; ama, her seferinde küçülenler yine kendileri olmuştur. Bir rivayete göre, Rükâne, Mekke'nin fethine yakın Müslüman olmuştur.324 Evet, misâlde görüldüğü gibi, ağaçlar da Resûli Kibriya'yı tanıyor, risâletini tasdik edip emirlerini dinliyorlar. Acaba, buna karşılık, kendilerine "insan" adını veren bir kısım kimseler, o Resûlü Zîşan'ı tanımazsa, ona îman etmezse, kuru ağaçtan daha edna, odun parçasından daha ehemmiyetsiz ve kıymetsiz olarak Cehennem'in ateşine lâyık olmazlar mı? -------------------------------------------------------------------------------- 306 Müslim, Sahih, c. 8, s. 1032; Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 397; Ahmed Ibni Hanbel, Müsned, c. 1, s. 447. 307 Ibni Kesir, Tefsir, c. 4, s. 262. 308 Tirmizî, A.g.e., c. 5, s. 398; Kaadı lyaz, Şifa, c. 1, s. 238; Ibni Kesir, Tefsir,c. 4, s. 262. 309 Kaadı iyaz, A.g.e., c. 1, s. 238. 310 Kamer, 13. 311 Rum, 16. 312 Tirmizî, Sünen, c. 12, s. 6671; Taberî, Tarih, c. 2, s. 141142; M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'ân Dili, c. 5, s. 37953800. 323 İbni Hişam, Sîre, c. 2, s. 31; Belâzurî, Ensab, c. 1, s. 155; Ibni Hacer, elisabe, c. 1, s. 506. 324 ibni Abdi'lBerr, Istiab, c. 1, s. 515.[/COLOR][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Aleni Davet
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst