Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Aleni Davet
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="müdavim" data-source="post: 177694" data-attributes="member: 5987"><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkGreen">Müşriklerin Ebu Talib'e Şikayetleri ve Yeni İstekleri </span></span></span></p><p> <span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkGreen">MÜŞRİKLERİN EBÛ TÂLİB'E ŞİKÂYETLERİ</span></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Başvurulan tertip, eziyet ve işkencelerin hiçbiri, Resûli Ekrem Efendimizi İslâm'ı tebliğ etmekten alıkoyamıyordu. Üstelik, amcası Ebû Tâlib de, yaptıklarına ve söylediklerine karşı çıkmıyor, bilâkis onu koruyordu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Müşrikler, bu sefer başka bir yol denediler. İleri gelenlerinden 10 kişi, Ebû Tâlib'e gelerek, "Ey Ebû Tâlib!.." dediler, "Yeğenin putlarımıza sövdü, dinî inançlarımızı kötüledi; akılsız olduğumuzu, babalarımızın, dedelerimizin yanlış yolda gitmiş olduklarını söyleyip durdu. Şimdi sen, ya onu bunları yapmaktan ve söylemekten alıkoy veya aradan çekil"261</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Ebû Tâlib, bu teklif karşısında ne yapacaktı? Bir tarafta kavminin gelenek ve âdetleri, diğer tarafta yeğenine karşı olan samimî sevgisi!.. Hangisini tercih edecekti?</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Sonunda, yumuşak ve güzel sözlerle müşrik heyetini başından savdı.262</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkGreen">Ebû Tâlib 'e İkinci Şikâyet</span></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">İlk şikâyetlerinden hiçbir netice alamadıklarını gören müşrikler, Ebû Tâlib'e tekrar başvurdular: "Ey Ebû Tâlib!.. Sen, bizim yaşlı ve ileri gelenlerimizden birisin. Yeğenini yaptıklarından vazgeçirmek için sana müracaat ettik; fakat, sen istediğimizi yapmadın. Vallahi, artık bundan sonra onun babalarımızı, dedelerimizi kötülemesine, bizi akılsızlıkla itham etmesine, ilâhlarımıza hakaretlerde bulunmasına asla tahammül edemeyiz! Sen, ya onu bunları yapıp durmaktan vazgeçirirsin yahut da iki taraftan biri yok oluncaya kadar onunla da, seninle de çarpışırız!"263</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Ebû Tâlib, tehlikeli bir durumla karşı karşıya bulunduğunun farkındaydı: Kavmi tarafından terkedilmek istemezdi; ama, yeğeni Kâinatın Efendisinden de vazgeçemezdi! O hâlde ne yapabilirdi? Derin derin düşündükten sonra, Resûli Ekrem'i (s.a.v.) yanına çağırarak, yalvarırcasına, <span style="color: Navy">"Kardeşimin oğlu!.. Kavminin ileri gelenleri bana başvurarak, senin onlara dediklerini bana arzettiler. Ne olursun, bana ve kendine acı! İkimizin de altından kalkamayacağımız işleri üzerimize yükleme! Kavminin hoşuna gitmeyen sözleri söylemekten artık vazgeç!"</span>264 dedi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Durum, oldukça nâzikti. Bir bakıma, o güne kadar kavmi içinde kendisine yegâne hâmilik eden, Ebû Tâlib'ti. O da mı himayeden vazgeçecekti?</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Bu teklifle karşı karşıya kalan Nebîyyi Ekrem Efendimiz, bir müddet mahzun mahzun düşündü. Sonra, hakikî muhafızının Cenâbı Hakk olduğunu bilmenin gönül rahatlığı içinde, amcasına cevabı, kılıç kadar keskin, kayalar gibi sert ve kesin oldu:<span style="color: Red"> "Bunu bilesin ki, ey amca!.. Güneş'i sağ elime, Ay'ı da sol elime verseler, ben yine bu dinden, bu tebliğden vazgeçmem! Ya Allah bu dini hâkim kılar yahut ben bu uğurda canımı veririm!"265</span></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Öz amcasının kendisini terkedeceği endişesini duyan Peygamber Efendimiz, bu cevabını verirken gözyaşlarını tutamamıştı. Mübarek gözyaşları, sanki amcasının gönlüne damlıyordu! Bu hâlini gören amcası, onu nasıl yalnız başına bırakabilirdi? Zâtına karşı böylesine muhabbet beslediği yeğenini nasıl terkedebilirdi?</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Yıkılmayan bir iradeye sâhib Resûli Kibriya'nın dâvasını haykırmaktan asla vazgeçmeyeceğini anlayan <span style="color: DarkRed"><span style="color: DarkSlateBlue"><span style="color: Navy">Ebû Tâlib, "Yeğenim benim!.." diyerek boynuna sarıldı ve, "İşine devam et, istediğini yap! Vallahi, seni asla herhangi bir şeyden dolayı kimseye teslim etmeyeceğim!</span>"</span></span>266 diye konuştu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Bu söz verişten sonra, müşrikler de Ebû Tâlib'in yeğinini her şeye rağmen koruyacağını ve asla yalnız bırakmayacağını kesinlikle anladılar.</span></span></p><p> <span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="müdavim, post: 177694, member: 5987"] [COLOR="DarkSlateGray"][SIZE="4"][COLOR="DarkGreen"]Müşriklerin Ebu Talib'e Şikayetleri ve Yeni İstekleri [/COLOR] [COLOR="DarkGreen"]MÜŞRİKLERİN EBÛ TÂLİB'E ŞİKÂYETLERİ[/COLOR] Başvurulan tertip, eziyet ve işkencelerin hiçbiri, Resûli Ekrem Efendimizi İslâm'ı tebliğ etmekten alıkoyamıyordu. Üstelik, amcası Ebû Tâlib de, yaptıklarına ve söylediklerine karşı çıkmıyor, bilâkis onu koruyordu. Müşrikler, bu sefer başka bir yol denediler. İleri gelenlerinden 10 kişi, Ebû Tâlib'e gelerek, "Ey Ebû Tâlib!.." dediler, "Yeğenin putlarımıza sövdü, dinî inançlarımızı kötüledi; akılsız olduğumuzu, babalarımızın, dedelerimizin yanlış yolda gitmiş olduklarını söyleyip durdu. Şimdi sen, ya onu bunları yapmaktan ve söylemekten alıkoy veya aradan çekil"261 Ebû Tâlib, bu teklif karşısında ne yapacaktı? Bir tarafta kavminin gelenek ve âdetleri, diğer tarafta yeğenine karşı olan samimî sevgisi!.. Hangisini tercih edecekti? Sonunda, yumuşak ve güzel sözlerle müşrik heyetini başından savdı.262 [COLOR="DarkGreen"]Ebû Tâlib 'e İkinci Şikâyet[/COLOR] İlk şikâyetlerinden hiçbir netice alamadıklarını gören müşrikler, Ebû Tâlib'e tekrar başvurdular: "Ey Ebû Tâlib!.. Sen, bizim yaşlı ve ileri gelenlerimizden birisin. Yeğenini yaptıklarından vazgeçirmek için sana müracaat ettik; fakat, sen istediğimizi yapmadın. Vallahi, artık bundan sonra onun babalarımızı, dedelerimizi kötülemesine, bizi akılsızlıkla itham etmesine, ilâhlarımıza hakaretlerde bulunmasına asla tahammül edemeyiz! Sen, ya onu bunları yapıp durmaktan vazgeçirirsin yahut da iki taraftan biri yok oluncaya kadar onunla da, seninle de çarpışırız!"263 Ebû Tâlib, tehlikeli bir durumla karşı karşıya bulunduğunun farkındaydı: Kavmi tarafından terkedilmek istemezdi; ama, yeğeni Kâinatın Efendisinden de vazgeçemezdi! O hâlde ne yapabilirdi? Derin derin düşündükten sonra, Resûli Ekrem'i (s.a.v.) yanına çağırarak, yalvarırcasına, [COLOR="Navy"]"Kardeşimin oğlu!.. Kavminin ileri gelenleri bana başvurarak, senin onlara dediklerini bana arzettiler. Ne olursun, bana ve kendine acı! İkimizin de altından kalkamayacağımız işleri üzerimize yükleme! Kavminin hoşuna gitmeyen sözleri söylemekten artık vazgeç!"[/COLOR]264 dedi. Durum, oldukça nâzikti. Bir bakıma, o güne kadar kavmi içinde kendisine yegâne hâmilik eden, Ebû Tâlib'ti. O da mı himayeden vazgeçecekti? Bu teklifle karşı karşıya kalan Nebîyyi Ekrem Efendimiz, bir müddet mahzun mahzun düşündü. Sonra, hakikî muhafızının Cenâbı Hakk olduğunu bilmenin gönül rahatlığı içinde, amcasına cevabı, kılıç kadar keskin, kayalar gibi sert ve kesin oldu:[COLOR="Red"] "Bunu bilesin ki, ey amca!.. Güneş'i sağ elime, Ay'ı da sol elime verseler, ben yine bu dinden, bu tebliğden vazgeçmem! Ya Allah bu dini hâkim kılar yahut ben bu uğurda canımı veririm!"265[/COLOR] Öz amcasının kendisini terkedeceği endişesini duyan Peygamber Efendimiz, bu cevabını verirken gözyaşlarını tutamamıştı. Mübarek gözyaşları, sanki amcasının gönlüne damlıyordu! Bu hâlini gören amcası, onu nasıl yalnız başına bırakabilirdi? Zâtına karşı böylesine muhabbet beslediği yeğenini nasıl terkedebilirdi? Yıkılmayan bir iradeye sâhib Resûli Kibriya'nın dâvasını haykırmaktan asla vazgeçmeyeceğini anlayan [COLOR="DarkRed"][COLOR="DarkSlateBlue"][COLOR="Navy"]Ebû Tâlib, "Yeğenim benim!.." diyerek boynuna sarıldı ve, "İşine devam et, istediğini yap! Vallahi, seni asla herhangi bir şeyden dolayı kimseye teslim etmeyeceğim![/COLOR]"[/COLOR][/COLOR]266 diye konuştu. Bu söz verişten sonra, müşrikler de Ebû Tâlib'in yeğinini her şeye rağmen koruyacağını ve asla yalnız bırakmayacağını kesinlikle anladılar. [/SIZE][/COLOR][SIZE="4"][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Aleni Davet
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst