Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Aleni Davet
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="müdavim" data-source="post: 177501" data-attributes="member: 5987"><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: Red"><span style="color: DarkGreen">Peygamberimiz, Sabır Tavsiye Ediyor!</span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Yine bir gün Yâsir Ailesi, işkence altında zâlim müşrikler tarafından inletilirken, Resûli Ekrem Efendimiz üzerlerine çıkageldi. Yürekler parçalayıcı bu durum karşısında, <span style="color: Red">"Sabredin ey Yâsir Ailesi!.. Sabredin ey Yâsir Ailesi!.. Sabredin ey Yâsir Ailesi!.. Sizin mükâfatınız Cennet'tir. Sabredin ey Yâsir Ailesi!.."</span> diyerek sabır tavsiyesinde bulundu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">İşkence altında kıvranan Yâsir, "Yâ Resûlallah!.." dedi, "Bu iş daha ne zamana kadar böyle sürüp gidecek?"</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Resûli Kibriya Efendimiz, bu suale, <span style="color: Red">"Allah'ım, Yâsir ailesinden rahmet ve mağfiretini esirgeme."</span> duasıyla karşılık verdi. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Bu hâdiseden bir müddet sonra <span style="color: DarkRed">Hz. Yâsir, dayanılmaz işkenceler altında izzetiyle ruhunu Rabbine teslim etti. Böylece, "Müslüman erkeklerden ilk şehid" şerefi kendisinin oldu.</span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Oldukça yaşlanmış, zaîf ve nahif bir kadın olan, Yâsir'in hanımı Sümeyye de, işkence etsin diye Ebû Cehil'e havale edilmişti.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Ebû Cehil, işkenceden işkenceye uğrattığı bu yaşlı, zaîf ve kimsesiz kadına küstahça ve âdice, "Sen, güzelliğine âşık olduğun için, Muhammed'e îman ettin!" diyordu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Bu âdice ithama, îman âbidesi kesilmiş Hz. Sümeyye, bir müşrike söylenebilecek en ağır lâflarla mukabele edince, Ebû Cehil hiddete geldi ve elindeki mızrağı saplayarak şehid etti<span style="color: DarkRed">. Hz. Sümeyye de böylece, "kadınlardan ilk şehid" oldu.</span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkGreen">AMMAR'IN BAŞINA GELENLER</span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">Ammar'ın çektikleri de yürekler parçalayıcı idi: Demir bir gömlek giydiriliyor, güneşin yeryüzünü bütün sıcaklığıyla kavurduğu sırada dışarı çıkartılıyor ve demir gömlek içinde ilikleri eritiliyordu.</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">Bu işkencelerden bir an olsun kurtulan Ammar, soluğu Nebîyyi Ekrem'in yanında alıyor ve kendisinden bir teselli bekliyordu. "Azabın her türlüsünü tattık yâ Resûlallah!.." diyerek hâlini arzediyordu. Resûli Ekrem, yine sabır tavsiye ediyor ve şöyle dua ediyordu:</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: Red">"Allah'ım, Ammar Ailesinden hiç kimseye Cehennem azabını tattırma!"</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">Hz. Ammar'a reva görülen işkence çeşitlerinden biri de ateşle dağlanması idi. Yine bir gün böyle bir işkence altında kıvranırken Peygamber Efendimiz rastgeldi. Mübarek elleriyle Ammar'ın başını sığayarak ateşe, "Ey ateş!.. İbrahim'e (a.s.) serin ve selâmet olduğun gibi Ammar'a da öyle ol!" diye dua etti. Sonra da Ammar'a, şu haberi verdi: </span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">"Ey Ammar!.. Sen (bu işkencelerle) ölmeyecek, uzun bir müddet yaşayacaksın. Senin ölümün, azgın bir topluluğun eliyle olacaktır."254</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">"<span style="color: DarkGreen">"Kalbimde îman Ferahlığı Var!"</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">Yine bir gün Ammar, uğradığı işkenceden dolayı ağlıyordu. Bu haliyle onu gören şefkat timsâli Peygamber Efendimiz, mübarek elleriyle gözyaşlarını sildi; sonra da, "Seni kâfirler tuttu da suya mı bastı? Onlar, seni bir daha tutar da sana şöyle şöyle derler ve işkencelerine devam ederlerse, sen de onlara istediklerini söyle ve kurtul." dedi.</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">Bu, hayatını zâlim müşriklerin elinden kurtarmak için Ammar'a bir müsaade idi!</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">Bu müsaadenin verilişinden bir müddet sonra, Ammar yine müşrikler tarafından yakalandı ve işkenceden işkenceye uğratıldı. İşkence edilirken de kendisine şu teklif yapılıyordu:</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">"Muhammed'e küfretmedikçe, Lat ve Uzza'ya tapmanın da onun dininden hayırlı olduğunu söylemedikçe, sana işkence etmekten asla vazgeçmeyeceğiz!"</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">Zavallı Ammar'in dilinden, çaresiz olarak müşriklerin söyledikleri döküldü. Muradlarına eren gaddarlar, Ammar'ı serbest bıraktılar.</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">İşkence ve azab yükü altında ezilmekten kurtulan Ammar, doğruca Resûli Ekrem'in huzuruna vardı. Efendimiz, kendisine, "Kurtulduğun, yüzünden belli!" deyince, cevabı şu oldu:</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkRed">"Hayır, vallahi kurtulmadım!"</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkOrange">"Hz. Ammar, daha sonra Sıffîn Harbinde katledildi. Hz. Ali, onu, Muaviye'nin taraftarlarının bâğî [azgın] olduklarına hüccet gösterdi. Fakat, Muaviye te'vil etti. Amr b. As dedi: Bâğî, yalnız onun katilleridir; umumumuz değiliz.'" (Bkz. Bediüzzaman Said Nursî, Mektûbat, s. 110). 254 Ibni Sa'd, Tabakat, c. 3, s. 248.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkRed">Peygamber Efendimiz, "Niçin?" diye sorunca da Ammar, "Ben, senden vazgeçirildim. Lat ve Uzza'nın da senin dininden hayırlı olduğunu bana söylettirdiler!" karşılığını verdi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">Ammar üzgündü, Ammar şaşkındı. Dünya başına yıkılacakmış gibi, heyecan ve korku içinde Resûli Kibriya'nın huzurunda dikilmiş, duruyordu. Müşriklerin işkence ve eziyetlerinden kurtulmuştu, ama şimdi başka bir tehlikeyle karşı karşıya gelmişti!</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">Resûli Ekrem, "Müşriklerin dediklerini söylerken kalbini nasıl buldun?" diye sordu.</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">Ammar'in kalbinden kopup gelen cevabı şu oldu:</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkRed">"Kalbimi îman ferahlığı ve rahatlığında, dinime bağlılığımı da demirden daha sağlam buldum!"</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">Bunun üzerine Resûli Ekrem Efendimiz, "Sana vebal yok ey Ammar!.. Eğer, onlar seni yine yakalar, bunu sana tekrarlatmak isterlerse, sen de söylediklerini tekrarlayıp kurtul!"255 diyerek Ammar'in hem gönlünü, hem yüzünü ferah ve sürura garketti.</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: Red"><span style="color: DarkSlateGray">Bu hâdise üzerine</span>,<span style="color: Black"> Yüce Allah, şu mealdeki âyetini inzal buyurdu</span>:</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: Red">"Kalbi îmanla karar bulmuş olduğu hâlde (küfür kelimesini söylemeye) zorlananlar (ve böylece yalnız dilleriyle söyleyenler) müstesna, kim Allah'a küfrederse, onlara şiddetli bir azab var; fakat, küfre bağrını açanlar üzerine, Allah'tan bir gazab ve kendilerine çok büyük bir azab vardır.</span>"256</span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></p><p><span style="font-size: 15px">Şu hâlde, kalbi îmanla karar bulmuş bir mü'mine burada bir ruhsat tanınmaktadır: O da, düşman tarafından canının veya herhangi bir azasının yok edilme tehlikesi bahis mevzu olduğu zaman, yalnız diliyle küfür kelimesini söylemesi caizdir. Ancak bunun, kalbin îmanla mutmain olması şartıyla bir ruhsat olduğu hatırdan çıkarılmamalıdır. Bunun yanında, hakkı söylemek ve dinin izzetini korumak için helak olmayı göze alıp küfür kelimesinin lisanla dahi olsa söylenmemesi azimettir. Bu hususta ruhsatla değil de, azimetle amel etmek ise, daha faziletli bir hareket sayılmıştır.257</span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="müdavim, post: 177501, member: 5987"] [SIZE="4"][COLOR="DarkSlateGray"][COLOR="Red"][COLOR="DarkGreen"]Peygamberimiz, Sabır Tavsiye Ediyor![/COLOR][/COLOR] Yine bir gün Yâsir Ailesi, işkence altında zâlim müşrikler tarafından inletilirken, Resûli Ekrem Efendimiz üzerlerine çıkageldi. Yürekler parçalayıcı bu durum karşısında, [COLOR="Red"]"Sabredin ey Yâsir Ailesi!.. Sabredin ey Yâsir Ailesi!.. Sabredin ey Yâsir Ailesi!.. Sizin mükâfatınız Cennet'tir. Sabredin ey Yâsir Ailesi!.."[/COLOR] diyerek sabır tavsiyesinde bulundu. İşkence altında kıvranan Yâsir, "Yâ Resûlallah!.." dedi, "Bu iş daha ne zamana kadar böyle sürüp gidecek?" Resûli Kibriya Efendimiz, bu suale, [COLOR="Red"]"Allah'ım, Yâsir ailesinden rahmet ve mağfiretini esirgeme."[/COLOR] duasıyla karşılık verdi. Bu hâdiseden bir müddet sonra [COLOR="DarkRed"]Hz. Yâsir, dayanılmaz işkenceler altında izzetiyle ruhunu Rabbine teslim etti. Böylece, "Müslüman erkeklerden ilk şehid" şerefi kendisinin oldu.[/COLOR] Oldukça yaşlanmış, zaîf ve nahif bir kadın olan, Yâsir'in hanımı Sümeyye de, işkence etsin diye Ebû Cehil'e havale edilmişti. Ebû Cehil, işkenceden işkenceye uğrattığı bu yaşlı, zaîf ve kimsesiz kadına küstahça ve âdice, "Sen, güzelliğine âşık olduğun için, Muhammed'e îman ettin!" diyordu. Bu âdice ithama, îman âbidesi kesilmiş Hz. Sümeyye, bir müşrike söylenebilecek en ağır lâflarla mukabele edince, Ebû Cehil hiddete geldi ve elindeki mızrağı saplayarak şehid etti[COLOR="DarkRed"]. Hz. Sümeyye de böylece, "kadınlardan ilk şehid" oldu.[/COLOR] [COLOR="DarkGreen"]AMMAR'IN BAŞINA GELENLER[/COLOR][/COLOR] Ammar'ın çektikleri de yürekler parçalayıcı idi: Demir bir gömlek giydiriliyor, güneşin yeryüzünü bütün sıcaklığıyla kavurduğu sırada dışarı çıkartılıyor ve demir gömlek içinde ilikleri eritiliyordu. Bu işkencelerden bir an olsun kurtulan Ammar, soluğu Nebîyyi Ekrem'in yanında alıyor ve kendisinden bir teselli bekliyordu. "Azabın her türlüsünü tattık yâ Resûlallah!.." diyerek hâlini arzediyordu. Resûli Ekrem, yine sabır tavsiye ediyor ve şöyle dua ediyordu: [COLOR="Red"]"Allah'ım, Ammar Ailesinden hiç kimseye Cehennem azabını tattırma!"[/COLOR] Hz. Ammar'a reva görülen işkence çeşitlerinden biri de ateşle dağlanması idi. Yine bir gün böyle bir işkence altında kıvranırken Peygamber Efendimiz rastgeldi. Mübarek elleriyle Ammar'ın başını sığayarak ateşe, "Ey ateş!.. İbrahim'e (a.s.) serin ve selâmet olduğun gibi Ammar'a da öyle ol!" diye dua etti. Sonra da Ammar'a, şu haberi verdi: "Ey Ammar!.. Sen (bu işkencelerle) ölmeyecek, uzun bir müddet yaşayacaksın. Senin ölümün, azgın bir topluluğun eliyle olacaktır."254 "[COLOR="DarkGreen"]"Kalbimde îman Ferahlığı Var!"[/COLOR] Yine bir gün Ammar, uğradığı işkenceden dolayı ağlıyordu. Bu haliyle onu gören şefkat timsâli Peygamber Efendimiz, mübarek elleriyle gözyaşlarını sildi; sonra da, "Seni kâfirler tuttu da suya mı bastı? Onlar, seni bir daha tutar da sana şöyle şöyle derler ve işkencelerine devam ederlerse, sen de onlara istediklerini söyle ve kurtul." dedi. Bu, hayatını zâlim müşriklerin elinden kurtarmak için Ammar'a bir müsaade idi! Bu müsaadenin verilişinden bir müddet sonra, Ammar yine müşrikler tarafından yakalandı ve işkenceden işkenceye uğratıldı. İşkence edilirken de kendisine şu teklif yapılıyordu: "Muhammed'e küfretmedikçe, Lat ve Uzza'ya tapmanın da onun dininden hayırlı olduğunu söylemedikçe, sana işkence etmekten asla vazgeçmeyeceğiz!" Zavallı Ammar'in dilinden, çaresiz olarak müşriklerin söyledikleri döküldü. Muradlarına eren gaddarlar, Ammar'ı serbest bıraktılar. İşkence ve azab yükü altında ezilmekten kurtulan Ammar, doğruca Resûli Ekrem'in huzuruna vardı. Efendimiz, kendisine, "Kurtulduğun, yüzünden belli!" deyince, cevabı şu oldu: [COLOR="DarkRed"]"Hayır, vallahi kurtulmadım!"[/COLOR] [COLOR="DarkOrange"]"Hz. Ammar, daha sonra Sıffîn Harbinde katledildi. Hz. Ali, onu, Muaviye'nin taraftarlarının bâğî [azgın] olduklarına hüccet gösterdi. Fakat, Muaviye te'vil etti. Amr b. As dedi: Bâğî, yalnız onun katilleridir; umumumuz değiliz.'" (Bkz. Bediüzzaman Said Nursî, Mektûbat, s. 110). 254 Ibni Sa'd, Tabakat, c. 3, s. 248.[/COLOR] [COLOR="DarkRed"]Peygamber Efendimiz, "Niçin?" diye sorunca da Ammar, "Ben, senden vazgeçirildim. Lat ve Uzza'nın da senin dininden hayırlı olduğunu bana söylettirdiler!" karşılığını verdi.[/COLOR] Ammar üzgündü, Ammar şaşkındı. Dünya başına yıkılacakmış gibi, heyecan ve korku içinde Resûli Kibriya'nın huzurunda dikilmiş, duruyordu. Müşriklerin işkence ve eziyetlerinden kurtulmuştu, ama şimdi başka bir tehlikeyle karşı karşıya gelmişti! Resûli Ekrem, "Müşriklerin dediklerini söylerken kalbini nasıl buldun?" diye sordu. Ammar'in kalbinden kopup gelen cevabı şu oldu: [COLOR="DarkRed"]"Kalbimi îman ferahlığı ve rahatlığında, dinime bağlılığımı da demirden daha sağlam buldum!"[/COLOR] Bunun üzerine Resûli Ekrem Efendimiz, "Sana vebal yok ey Ammar!.. Eğer, onlar seni yine yakalar, bunu sana tekrarlatmak isterlerse, sen de söylediklerini tekrarlayıp kurtul!"255 diyerek Ammar'in hem gönlünü, hem yüzünü ferah ve sürura garketti. [COLOR="Red"][COLOR="DarkSlateGray"]Bu hâdise üzerine[/COLOR],[COLOR="Black"] Yüce Allah, şu mealdeki âyetini inzal buyurdu[/COLOR]:[/COLOR] [COLOR="Red"]"Kalbi îmanla karar bulmuş olduğu hâlde (küfür kelimesini söylemeye) zorlananlar (ve böylece yalnız dilleriyle söyleyenler) müstesna, kim Allah'a küfrederse, onlara şiddetli bir azab var; fakat, küfre bağrını açanlar üzerine, Allah'tan bir gazab ve kendilerine çok büyük bir azab vardır.[/COLOR]"256 Şu hâlde, kalbi îmanla karar bulmuş bir mü'mine burada bir ruhsat tanınmaktadır: O da, düşman tarafından canının veya herhangi bir azasının yok edilme tehlikesi bahis mevzu olduğu zaman, yalnız diliyle küfür kelimesini söylemesi caizdir. Ancak bunun, kalbin îmanla mutmain olması şartıyla bir ruhsat olduğu hatırdan çıkarılmamalıdır. Bunun yanında, hakkı söylemek ve dinin izzetini korumak için helak olmayı göze alıp küfür kelimesinin lisanla dahi olsa söylenmemesi azimettir. Bu hususta ruhsatla değil de, azimetle amel etmek ise, daha faziletli bir hareket sayılmıştır.257[/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Aleni Davet
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst