Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Öyle muhtacım ki sevgine;
sırf Sen tövbe edenleri seversin diye,
sevesim gelir,
tövbe secdelerine vardırdığı için günahlarımı bile.
Sen ki tövbe edenleri seversin.
Bunu bildiğimden beri tövbe etmeyi severim.
Bunu bildiğimden beri tövbe edenleri de severim.
Lâkin tövbemi bozmak konusundan ötürü tövbe etmekten çekinirim.
Tövbemi bozmaktan tövbesizliğim de günahtır bilirim.
Lâkin, bu günah da tövbe vesilesidir, eminim.
İşte kapına geldim; edemediğim bütün tövbeler için Sana tövbe ediyorum.
İşte dergâhına vardım; dileyemediğim bütün özürler için Senden özür diliyorum.
Sana dönüyorum;
çünkü gidecek başka bir kapı bilmiyorum.
Beni nasıl kabul etmezsin ki kapına; çünkü söye dediğini bilirim;
''Allah'ın kabulünü vaad ettiği tövbe, o kimselerin tövbesidir ki,
cahillikle bir suç işlerler, sonra da çarçabuk tövbe ederler.''
Bunları söylemekle cahillik ettimse, işte çarçabuk töbe ettim.
Sen ki isyana ve inkâra pek şiddetli karşılık verirsin. İntikamın haktır Senin.
Sen ki mazlumların âhını işitir, ezilenlerin hâlini görürsün. Cehennemin haktır Senin.
Sen ki dilediğine rahmet eyler, dilediğine azap edersin. Adeletin haktır Senin.
Nefsimi isyandan uzak tut.
Nefsimin eline bırakma beni.
Kalbimi nisyandan uzak tut.
En güzel hâle kalbeyle kalbimi.
Zalimden ve zulümden uzak tut.
Adaletine razı eyle beni.
Rahmetini ver, gazabından uzak eyle beni.
Biliyorum ki üzerime titreyip şefkat edersin. Yokluğumda bile hatırımı sorup var eyleyensin.
Hatalı da olsam, isyan da etsem, rahmetini üzerimden esirgemezsin. Günahlara dalsam da, kusur etsem de, benden yüz çevirmezsin.
Yapıp ettiklerimin karşılığını bana gösterdiğin gün,
''Keşke bunlar benden uzak olsa!'' diyeceğim.
O gün bile bana pek çok merhamet edeceksin.
Sen ki bütün şefkatlilerden şefkatlisin. Yakınlığınla şefkat et bana.
Sen ki hiç sebebsiz iltifat edip sevindirirsin. Cemâlinle iltifat et bana.
Sen ki kalbimi ebede çevirirsin. Re'fetinle muamele et bana.
Bedenim Senin mülkündedir. Hücre hücre sahibim Sensin.
Kalbim Senin elindedir. İsyanda da itaatte de sahibim Sensin.
Yapıp ettiklerim Senin izninledir. İyiliğimde de kötülüğümde de sahibim Sensin.
Sözüm Senin verdiklerindendir. Sustuğumda da, konuştuğumda da sahibim Sensin.
Mülk Senindir; mülkünde dilediğini eylersin. Hastalığımda da afiyetimde de sahibim Sensin.
Senindir mülk; dilediğini mülküne dahil edersin.
Hayatımda da ölümümde de sahibim Sensin.
Yolda kalmış mektuplar da, kırılmış kanatlarda Senin.
Yalnızlığımda, hüznümde, kederimde yetimliğimde sahibim Sensin.
Ruhum Senin emrindedir.
Yokluğumda da, varlığımda da sahibim Sensin.
Mülkünün haricinde bir yer yok ki çıkayım. Yanına al beni.
Başka kapı yok ki çalayım. Dergâhına al beni.
Yapıp ettiklerimin de sahibi Sensin. Kabul et beni.
Kendime Senin dilediğinden başka bir faydam olmaz. İyiler arasına al beni.
Keremin öyle bol ki Senin, bir çiçeğin güzelliğinde baharın ihtişamını gizlersin.
Keremini celâlinle gösterirsin.
Lûtfun öyle çok ki Senin, bir damla suya bin hayat bahşedersin.
Lûtfunu ihtişamla açık edersin.
Yakınlığın öyle yakın ki Senin, bana benden yakın olduğunu söylersin.
Yakınlığını azametinle hissettirirsin.
Görünmen öyle açık ki Senin, zuhurun şiddetinden gözlerden gizlenirsin.
Celâlini kereminle gösterirsin.
Seni sevmek için,
Resûl-i Ekrem'i(asm) örnek eylersin.
Sen ki bir çiçekte bir baharı gizlersin. Baharlarımı biriktir, cennet eyle bana.
Sen ki bir damla suya bin hayat bahşedersin. Kemiklerimi topla, ihya eyle beni.
Sen ki yakınlığını izzetinle ifade edersin. Sevdiklerimi yanına al, yakın eyle bana.
Sen ki apaçık ayan beyan tecelli edersin. Karanlıklarımı dağıt, nûr eyle beni.
Sen ki En Sevgili'yi(asm) bana elçi eylersin.
En Sevgili'yi(asm) En Sevgili eyle bana.
Hak Senin yanındadır.
Âlemlere nizam veren Sensin. Hücreye ahenk veren Senin adaletindir.
Yıldızları yörüngesinde tutan Sensin. Denizleri taşırmayan Senin adaletindir.
Nefisleri elinde tutan Sensin. Dağları yerinde tutan Senin adaletindir.
Rızıkları bölüştürüp dağıtan Sensin. Her muhtaca payını veren Senin adaletindir.
Yokları unutulmuşluktan alıp varlığın kabında toplayan Sen değil misin?
Yaprakları toplayıp gül eyleyen Sen değil misin? Çiçekleri derleyip bahar eyleyen Sen değil misin? Baharları deste eyleyip cennet eyleyen Sen değil misin?
Sen değil misin İbrahim'in(asm) kuşlarını dağ başlarından geri toplayan?
Sen değil misin, dağılmış yaprakları, ölmüş kelebekleri, çürümüş tohumları
her bahar yeniden toplayıp ihya eyleyen?
Sen değil misin, kurumuş kemiklerimizi, yitirilmiş hatıralarımızı, dağılmış hücrelerimizi
haşirde yeniden toplayıp diriltmeye söz veren?
Sensin Câmî'; Sensin beni yeni baştan toparlayıp ihya eden.
Hayırların hepsi Senin katındadır.
Sevaplarımı topla ''Hesap Günü'' geldiğinde.
İyilikten yana ne varsa Senin katındadır.
İyiliklerimi topla ''Hesap Günü'' geldiğinde.
Güzellikten yana ne varsa hep Senin yanındadır.
Dağılmış gül yapraklarını topla ''Haşir Günü'' geldiğinde.
Her şeyi hayatıma hizmet için bir araya getiren Sensin.
Kurumuş kemiklerimi topla ''Haşir Günü'' geldiğinde.
Her çiçeğin göğsüne hoş kokuları,
güzel renkleri gerdanlık gibi dizen Sensin.
Kurumuş kemikler gibi çıplak kalmış ağaçları her bahar
yapraklarla, çiçeklerle, meyvelerle giydiren Sensin.
Ganî Sensin. Herkes Sana muhtaç.
Sen kimseye muhtaç değilsin. Ben fakirim. Muhtaçlığım Sanadır.
Başkasına muhtaç değilim. Elim istediklerime yetişmiyor. Kalbimin emelleri hiç bitmiyor. Hayallerime kâinat dar geliyor. Dilime sadece dua değiyor.
İstersem Senden isterim.
''İyyake nestaîn.
Dilediğine zenginlik verirsin Sen.
Bütün zenginlikler Senin ikramındır.
Elimizde olanlar değil sadece, elimizde Senin ihsanındır.
Sahip olduklarımız değil sadece, varlığımız da Senin ikramındır.
Her zenginin zenginliği Senden. Başkalarına el açtırma beni. Yalnız Sana karşı fakir olanlardan eyle beni. Fakirlik korkusundan azad eyle nefsimizi.
Neyimiz varsa, Senin katından verilmiştir bize. Senin verdiğini bilenlerden eyle beni. Senin nazlı bir misafirin olarak ağırla iki dünyada beni. Kâinata dilenci eyleme kalbimi. Yalnız Sana muhtaç olmakla zenginleştir beni.
Sana mânî yok; ne varsa vermek elinde. Sana engel yok; her işin anahtarı elinde.
Sen mânî olursan, kimse mânileri kaldırası değil. Sen engelleri kaldırırsan; hiçbir şey engel olası değil.
Ben bana gerekeni bilmem.
Hakim Sensin.
Men eyle, bana verme. Neler engelse, Sana gelmeme.
Zarar da fayda da Senin izninledir. Zarara izin vermen de bir hikmetledir.
Sen hakkımda zarar murad etmezsin. Sen nefesime kötülük etmemi istemezsin.
Belâ gelirse şikâyet etmemi istemezsin. Zora düşünce, sabır içinde şükür istersin.
Yarar da gelse, zarar da gelse Senin takdirindir. Zarardan koru, yararlandır beni.
Eksilsem de, çoğalsam da Senin işindir. Eksiltme, çoğalt beni.
İyilik Senden, kötülük nefsimdendir. İyiliğe mecâlim yok, Sen iyileştir beni.
Zarar da görünse, faydadır takdir ettiğin. Kendime faydam yok, zarardan kurtar beni.
Yokken var edişin bana öyle bir fayda ki, Kömürü elmasa çeviren simya gibi.
Vicdanıma sakladığın sır öyle bir cevher ki, Âdem'in pişmanlığını açık eden dua gibi.
Kalbime koyduğun muhabbet öyle değerli ki, İbrahim'e ateşi serin eyleyen sır gibi.
Bana bahşettiğin hayat öyle bir kevser ki, İsa'nın ölüleri dirilten dokunuşu gibi.
Tenime verdiğin afiyet öyle bir merhem ki, Eyyub'un yaralarını iyileştiren deva gibi.
Gözlerime değen nazarın öyle bir ışık ki, Yûnus'u üç karanlıktan çıkaran nûr gibi.
Bana vaad ettiğin cennet öyle bir müjde ki, Muhammed'in(asm) canlar okşuyan tebessümü gibi.
Her hayır Senin elindedir. Katında hayra eriştir beni.
Her menfaat Senin takdirinledir. Rahmetinden menfaatlendir beni.
Her fayda Senin izninle gelir. Lûtfunla faydalandır beni.
Sensiz benden bana çare yok. Bana iyiliğin gerek.
Sensin kimseden kimseye fayda yok. Bana kalb-i selîm gerek.
Sen ki yerin ve göklerin nûrusun. Sendendir her çehrede parlayan nûr. Sendendir göze bakış veren sır. Sendendir gönle neşe veren sürûr.
Senin nûrunla gamzelenir yüzleri yıldızların.
Senin nûrunla nûrlanır etekleri ufukların.
Senin nûrunla kamaşır gözleri ışıkların.
Senin nûrunu anlatırken yüzü kızarır güneşlerin.
Senin nazarın değince gözlerinin içi güler meleklerin.
Güneşi günümüze lamba, ayı gecemize kandil eyleyen Sensin. Senden bilirim göz aydınlığım. Seninle nûrlanır kalbim. Seninle aydınlanır aklım.
Senin nûrundan bir cilvedir yaz.
Senin nûrundan bir hecedir beyaz.
Senin nûruna penceredir her pervâz.
Sensin hidayeti kalplerimize bağışlayan. Sensin kalplerimize yol gösteren.
Sensin vicdanımıza hakkı aşina eyleyen. Sensin gözlerimize ışığı tanış eyleyen.
Senin hidayet etmenle yönlenir her zerre. Senin hidayet etmenle yörüngesinde akar ay ve güneş.
Ne zaman lezzet alsam, tükenince elem çekerim. Lezzetleri daim eyleyen Sensin.
Ne zaman kavuşsam, ardından ayrılığı beklerim. Kavuşmaları sahici eyleyen Sensin.
Tattıklarım beni doyurmuyor, fazlasını isterim. Hiç bitmez nimetler veren Sensin.
Sevdiklerim bana kalmıyor, hep kavuşmak dilerim. Aşkıma karşılık veren Sensin.
Ne kadar çok sevdam varsa, o kadar çok veda beslerim. Kalbime ebedî sevdalar düşüren Sensin.
Ömrüm kısa, elim yetişmiyor, kalbim kanmıyor. Bana beka veren Sensin.
Değil mi ki, sonsuzluk arzum Sana malûm; haşrinin sabahına eriştir beni.
Değil mi ki, kalbimde saklı ince sızıları bir Sen bilirsin; sonsuzluk arzumu gerçekleştirerek mutmain eyle kalbimi.
Sen ki incecik sırlarımı ve küçücük himmetlerimi bilirsin; sahipsiz bırakma ruhumu.
Senin vechine yönelmeyen her şey fena ve zevale uğrar; vechine yönelt kalbimi.
Yok bildiklerim Senin nazarındadır. Yitirdiklerim Senin katındadır. Bitirdiklerim Senin yanındadır.
Unuttuklarım Senin hatırındadır.
Unutulmuşları sonunda Sen anarsın.
Gidenlere vâris Sensin.
Sevaplarımın sahibi Sensin. Hesap Günü sahip çık bana.
Kurumuş kemiklerimi Sana bıraktım. Haşir Günü hayatımı ver bana.
Ayrılıkların kalbimde açtığı yaralar Sana emanetimdir. Ebedî kavuşmaklar ver bana.
Dağılmış yaprakların ince sızıları Senin ilmindedir. Bitmeyen baharlar ver bana