Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Sahabe-i Kiram
6. Bölüm - 2. FASIL: Hz. Peygamber'in Son Hastalıkları Sırasında Üsâme Kumandasında Bir Ordu...
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Huseyni" data-source="post: 254587" data-attributes="member: 27"><p><strong>Cevap: 6. Bölüm - 2. FASIL: Hz. Peygamber'in Son Hastalıkları Sırasında Üsâme Kumandasında Bir Ordu.</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><strong> </strong></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><strong>Ebubekir Sıddîk’ın Muhacir ve Ensar’ın, Üsâme Ordusunun Gönderilmemesi Şeklindeki Tekliflerine Karşı Çıkması</strong></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"> - Sahabiler Hz. Ebubekir’e biat edip ortalık sükûnete kavuştuktan sonra halife Hz. Ebubekir Üsâme’yi çağırtarak ona </span> <span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"> “Hz. Peygamber’in gitmeni istediği yere git!” dedi. Bunun üzerine Muhacir ve Ensar’dan bazı kimseler Hz. Ebubekir’e müracaat ederek </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"> “Üsâme ve ordusunu gönderme! Çünkü, Hz. Peygamber’in vefatını işiten Arapların bize saldırmalarından korkuyoruz!” dediler. Hepsinden daha doğru ve daha isabetli görüşlere sahip olan Hz. Ebubekir’se şunları söyledi: </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"> “Hz. Peygamber’in göndermek istediği bir orduyu ben alıkoyayım öyle mi? Bunu istemekle siz büyük bir emre karşı çıkmak cesaretini göstermiş oluyorsunuz. Nefsimi kudret elinde tutana yemin ederim ki Hz. Peygamber’in göndermek istediği bir orduyu alıkoymaktansa bütün Arapların üzerimize saldırması çok daha iyidir”. Sonra Üsâme’ye dönerek </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"> “Ey Üsâme! Ordunun başına geç ve Hz. Peygamber’in sana emrettiği yerlere git!” Hz. Peygamber’in sana emrettiği şekilde Filistin topraklarında savaş! Sonra Mûte halkına karşı da savaş aç! Bize gelince, sen bizim için meraklanma. Çünkü Allah Teâlâ senin yerini dolduracaktır. Ancak senden Ömer b. Hattab’ı bana bırakmanı rica ediyorum. Çünkü onunla iştişâre ediyor ve bazı konularda ondan yardım taleb ediyorum. Onun çok güzel görüşleri vardır ve o her zaman için İslâm’ın dostu olmuştur. Bunun üzerine Üsâme Hz. Ömer’in Medine’de kalmasına izin verdi. Bu arada Arapların çoğu da dinden dönmüştü. Tayy kabilesi hâriç Gatafan, Benî Esed ve Benî Eşca’ gibi, doğudaki kabilelerin hepsi irtidat etmişlerdi. Hz. Peygamber’in sahabileri halifeye gelerek </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"> “Üsâme ordusunu gönderme! Onu İslâm’dan dönen Gatafan ve diğer Arap kabilelerinin üzerine gönder!” dediler. Hz. Ebubekir, Üsâme ordusunu göndermekte ısrar etti ve şunları söyledi: </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"> “Biliyorsunuz ki Hz. Peygamber bizlerle, hakkında âyet ve kendi sünneti bulunmayan konularda iştişâre ederlerdi. Bunun içindir ki ben de sizinle iştişârede bulunmak istiyorum. Ben görüşümü söyleyeceğim, sizler de görüşlerinizi bildireceksiniz. Bundan sonra da hangisi daha kuvvetliyse onu seçeriz. Allah Teâlâ sizleri dalâlet üzerine biraraya getirmez. Nefsimi kudret elinde bulundurana yemin ederim ki benim nazarımda, Hz. Peygamber’e verdikleri bir deve yularını bana da vermedikleri takdirde onlarla cihad etmekten daha üstün birşey yoktur.</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"> Sonunda müslümanlar Hz. Ebubekir’in görüşünün daha isabetli ve daha doğru olduğuna karar verip ona tâbi oldular. Böylece Hz. Ebubekir Üsâme b. Zeyd ile ordusunu Hz. Peygamber’in emri doğrultusunda yola çıkardı. Onların gidişiyle kendisi büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kalmıştı. Üsâme ordusu ise düşmanı yenerek büyük ganimetlerle sağ-sâlim Medine’ye döndü. Ordunun dönüşünden sonra Hz. Ebubekir, Ensar ve Muhacirleri de yanına alıp ordunun başında dinden dönenlerin üzerine yürüdü. Onların gelişini haber alan mürtedler çoluk-çocuklarını da alarak kaçtılar. Bunun üzerine müslümanlar Hz. Ebubekir’e müracaat edip </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"> “Bizim başımıza birisini tayin et de sen Medine’ye, çoluk-çocuğun ve kadınların başına dön!” dediler. Hz. Ebubekir Medine’ye dönünceye kadar da bu fikirlerinde ısrar ettiler. O da Halid b. Velid’i onların başına geçirerek kendisine şunları söyledi: </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"> “Göçebelerden irtidat edip de zekatı vermek üzere dönüş yapmak isteyenlerden bunu kabul et ve onları serbest bırak”. Sonra da Medine’ye döndü.</span><span style="font-family: 'Verdana'">[1]</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"> - Muhacir ile Ensar arasında hilafet konusundaki ihtilaf giderilmiş, Hz. Ebubekir’e biat edilmişti. Hz. Ebubekir Üsâme’nin mutlaka gitmesi gerektiğini söyledi ve bunda da ısrar etti. Ancak o sırada büyük bir fitne çıktı ve Araplardan bazıları dinden döndüler. Yahudilik ve hristiyanlık boynunu uzattı; müslümanlar bir kış gecesinde sürüden ayrılmış ürkek koyunlara döndüler. Bu durum Hz. Peygamber’in yokluğundan ileri geliyordu. Müslümanlar az düşmanları ise çoktu. Halk Hz. Ebubekir’e başvurarak </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"> “Gördüğün gibi Araplar ve müslümanların çoğu sana karşı isyan bayrağı açtılar. Durum bu merkezdeyken senin müslümanları sağa-sola göndermek suretiyle kuvvetlerimizi bölmen doğru değildir” dediler. Bu sözler üzerine Hz. Ebubekir şöyle dedi: </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"> “Ebubekir’in nefsini kudret elinde tutana yemin ederim ki yırtıcı hayvanlar tarafından parçalanacağımı bilsem yine de Üsâme ordusunu Hz. Peygamber’in emrettiği yere gönderirdim. Köy ve kasabalarda benden başka hiç kimse kalmasa da bu emri yerine getirmekten vazgeçmeyeceğim”</span><span style="font-family: 'Verdana'">[2]</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"> - Hz. Âişe şöyle anlatıyor: Hz. Peygamber vefat ettiğinde Arapların tamamı dinden döndüler; ortalığı büyük bir fitne kapladı. Allah’a yemin ederim ki babamın başına gelen felaket eğer koskoca dağların başına gelmiş olsaydı onları paramparça ederdi. Hz. Peygamber’in sahabeleri yağışlı bir gecede yırtıcı hayvanların kol gezdiği bir arazide bulunan ve yağış alan bir ağıldaki keçilere dönmüşlerdi. Yemin ederim ki onlar herhangi bir konuda ayrılığa düştüklerinde babam hemen atılarak onu göğüslüyor ve hallediyordu.</span><span style="font-family: 'Verdana'">[3]</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"> - Ebu Hüreyre “Kendisinden başka ilah olmayan Allah’a yemin ederim ki eğer Ebubekir halife seçilmeseydi yeryüzünde Allah’a kulluk yapılmayacaktı” dedi ve bu sözünü üç defa tekrarladı. Ona </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"> “Ey Ebâ Hüreyre! Biraz yavaş ol! Mübalağa yapmıyor musun’?” denildi. Bunun üzerine Ebu Hüreyre şunları söyledi: </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"> “Hz. Peygamber, Üsâme b. Zeyd’i yediyüz kişilik bir orduyla Şam taraflarına gönderdi. Bu ordu Zîhuşub mevkiine vardığında Hz. Peygamber vefat etti. Medine civarındaki Araplar da dinden döndüler. Hz. Peygamber’in sahabileri Ebubekir’e koşarak </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"> “Ey Ebâbekir! Savaşa gitmekte olan Üsâme ordusunu geri çağır! Çünkü Medine’nin etrafındaki Araplar irtidat etti” dediler. O ise </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><em> “Kendisinden başka ilah olmayan Allah’a yemin ederim ki eğer köpekler Hz. Peygamber’in hanımlarının ayaklarından tutup çekseler yine de onun gönderdiği bir orduyu yolundan alıkoyup Hz. Peygamber’in bizzat elleriyle bağladığı bir sancağı çözemem”</em></span> <span style="font-family: 'Verdana'"> buyurdu. Böylece Üsâme yoluna devam etti. O ve ordusu dinden dönen veya dönmek isteyen kabilelerin yanlarından geçtikçe onlar kendi aralarında şöyle diyorlardı: </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"> “Eğer bunlar kuvvetli olmamış olsalardı bu kadar askerle Medine’den çıkarak Rumlara karşı savaşa gidemezlerdi. Öyleyse şu anda dinden dönmekten vazgeçelim de Rumlarla yapılan savaşın sonucunu bekleyelim”’. Üsâme ordusu istenilen yere vardı, Rumlarla karşılaştı. Onları kaçırdılar veya öldürdüler; sonra da sağ-sâlim Medine’ye döndüler. Bunun üzerine Medine civarındaki Araplar İslâm’da sebat kıldılar.”</span><span style="font-family: 'Verdana'">[4]</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="color: red">______________________________<span style="color: darkgreen"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="color: red"><span style="color: darkgreen"></span></span><span style="color: darkgreen"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="color: darkgreen"> </span></span> <span style="font-family: 'Verdana'"><span style="color: darkgreen">[1] İbn Asakir, Muhtasar I/118 (Urve’den); Kenz V/314.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="color: darkgreen"></span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="color: darkgreen">[2] Bidaye VI/30 (Seyf b. Ömer tarikiyle Hişam b. Urve’den, o da babasından).</span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="color: darkgreen"></span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="color: darkgreen">[3] Heysemi IX/50 (Kasım ve Amre’den; ayrıca Heysemi, Taberani’nin de bu hadisi bir çok tarikle rivayet ettiğini kaydeder).</span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="color: darkgreen"></span></span><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="color: darkgreen">[4] Bidaye VI/305; Kenz III/129 (Sabuni’nin Mieteyn’de rivayet ettiği kaydedilir); İbn Asakir; Muhtasar I/124 (Ebu Hüreyre’den bir benzeri).</span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="color: darkgreen"> Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 1/418-420</span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Huseyni, post: 254587, member: 27"] [b]Cevap: 6. Bölüm - 2. FASIL: Hz. Peygamber'in Son Hastalıkları Sırasında Üsâme Kumandasında Bir Ordu.[/b] [FONT=Verdana][B] Ebubekir Sıddîk’ın Muhacir ve Ensar’ın, Üsâme Ordusunun Gönderilmemesi Şeklindeki Tekliflerine Karşı Çıkması[/B] - Sahabiler Hz. Ebubekir’e biat edip ortalık sükûnete kavuştuktan sonra halife Hz. Ebubekir Üsâme’yi çağırtarak ona [/FONT] [FONT=Verdana] “Hz. Peygamber’in gitmeni istediği yere git!” dedi. Bunun üzerine Muhacir ve Ensar’dan bazı kimseler Hz. Ebubekir’e müracaat ederek “Üsâme ve ordusunu gönderme! Çünkü, Hz. Peygamber’in vefatını işiten Arapların bize saldırmalarından korkuyoruz!” dediler. Hepsinden daha doğru ve daha isabetli görüşlere sahip olan Hz. Ebubekir’se şunları söyledi: “Hz. Peygamber’in göndermek istediği bir orduyu ben alıkoyayım öyle mi? Bunu istemekle siz büyük bir emre karşı çıkmak cesaretini göstermiş oluyorsunuz. Nefsimi kudret elinde tutana yemin ederim ki Hz. Peygamber’in göndermek istediği bir orduyu alıkoymaktansa bütün Arapların üzerimize saldırması çok daha iyidir”. Sonra Üsâme’ye dönerek “Ey Üsâme! Ordunun başına geç ve Hz. Peygamber’in sana emrettiği yerlere git!” Hz. Peygamber’in sana emrettiği şekilde Filistin topraklarında savaş! Sonra Mûte halkına karşı da savaş aç! Bize gelince, sen bizim için meraklanma. Çünkü Allah Teâlâ senin yerini dolduracaktır. Ancak senden Ömer b. Hattab’ı bana bırakmanı rica ediyorum. Çünkü onunla iştişâre ediyor ve bazı konularda ondan yardım taleb ediyorum. Onun çok güzel görüşleri vardır ve o her zaman için İslâm’ın dostu olmuştur. Bunun üzerine Üsâme Hz. Ömer’in Medine’de kalmasına izin verdi. Bu arada Arapların çoğu da dinden dönmüştü. Tayy kabilesi hâriç Gatafan, Benî Esed ve Benî Eşca’ gibi, doğudaki kabilelerin hepsi irtidat etmişlerdi. Hz. Peygamber’in sahabileri halifeye gelerek “Üsâme ordusunu gönderme! Onu İslâm’dan dönen Gatafan ve diğer Arap kabilelerinin üzerine gönder!” dediler. Hz. Ebubekir, Üsâme ordusunu göndermekte ısrar etti ve şunları söyledi: “Biliyorsunuz ki Hz. Peygamber bizlerle, hakkında âyet ve kendi sünneti bulunmayan konularda iştişâre ederlerdi. Bunun içindir ki ben de sizinle iştişârede bulunmak istiyorum. Ben görüşümü söyleyeceğim, sizler de görüşlerinizi bildireceksiniz. Bundan sonra da hangisi daha kuvvetliyse onu seçeriz. Allah Teâlâ sizleri dalâlet üzerine biraraya getirmez. Nefsimi kudret elinde bulundurana yemin ederim ki benim nazarımda, Hz. Peygamber’e verdikleri bir deve yularını bana da vermedikleri takdirde onlarla cihad etmekten daha üstün birşey yoktur. Sonunda müslümanlar Hz. Ebubekir’in görüşünün daha isabetli ve daha doğru olduğuna karar verip ona tâbi oldular. Böylece Hz. Ebubekir Üsâme b. Zeyd ile ordusunu Hz. Peygamber’in emri doğrultusunda yola çıkardı. Onların gidişiyle kendisi büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kalmıştı. Üsâme ordusu ise düşmanı yenerek büyük ganimetlerle sağ-sâlim Medine’ye döndü. Ordunun dönüşünden sonra Hz. Ebubekir, Ensar ve Muhacirleri de yanına alıp ordunun başında dinden dönenlerin üzerine yürüdü. Onların gelişini haber alan mürtedler çoluk-çocuklarını da alarak kaçtılar. Bunun üzerine müslümanlar Hz. Ebubekir’e müracaat edip “Bizim başımıza birisini tayin et de sen Medine’ye, çoluk-çocuğun ve kadınların başına dön!” dediler. Hz. Ebubekir Medine’ye dönünceye kadar da bu fikirlerinde ısrar ettiler. O da Halid b. Velid’i onların başına geçirerek kendisine şunları söyledi: “Göçebelerden irtidat edip de zekatı vermek üzere dönüş yapmak isteyenlerden bunu kabul et ve onları serbest bırak”. Sonra da Medine’ye döndü.[/FONT][FONT=Verdana][1] - Muhacir ile Ensar arasında hilafet konusundaki ihtilaf giderilmiş, Hz. Ebubekir’e biat edilmişti. Hz. Ebubekir Üsâme’nin mutlaka gitmesi gerektiğini söyledi ve bunda da ısrar etti. Ancak o sırada büyük bir fitne çıktı ve Araplardan bazıları dinden döndüler. Yahudilik ve hristiyanlık boynunu uzattı; müslümanlar bir kış gecesinde sürüden ayrılmış ürkek koyunlara döndüler. Bu durum Hz. Peygamber’in yokluğundan ileri geliyordu. Müslümanlar az düşmanları ise çoktu. Halk Hz. Ebubekir’e başvurarak “Gördüğün gibi Araplar ve müslümanların çoğu sana karşı isyan bayrağı açtılar. Durum bu merkezdeyken senin müslümanları sağa-sola göndermek suretiyle kuvvetlerimizi bölmen doğru değildir” dediler. Bu sözler üzerine Hz. Ebubekir şöyle dedi: “Ebubekir’in nefsini kudret elinde tutana yemin ederim ki yırtıcı hayvanlar tarafından parçalanacağımı bilsem yine de Üsâme ordusunu Hz. Peygamber’in emrettiği yere gönderirdim. Köy ve kasabalarda benden başka hiç kimse kalmasa da bu emri yerine getirmekten vazgeçmeyeceğim”[/FONT][FONT=Verdana][2] - Hz. Âişe şöyle anlatıyor: Hz. Peygamber vefat ettiğinde Arapların tamamı dinden döndüler; ortalığı büyük bir fitne kapladı. Allah’a yemin ederim ki babamın başına gelen felaket eğer koskoca dağların başına gelmiş olsaydı onları paramparça ederdi. Hz. Peygamber’in sahabeleri yağışlı bir gecede yırtıcı hayvanların kol gezdiği bir arazide bulunan ve yağış alan bir ağıldaki keçilere dönmüşlerdi. Yemin ederim ki onlar herhangi bir konuda ayrılığa düştüklerinde babam hemen atılarak onu göğüslüyor ve hallediyordu.[/FONT][FONT=Verdana][3] - Ebu Hüreyre “Kendisinden başka ilah olmayan Allah’a yemin ederim ki eğer Ebubekir halife seçilmeseydi yeryüzünde Allah’a kulluk yapılmayacaktı” dedi ve bu sözünü üç defa tekrarladı. Ona “Ey Ebâ Hüreyre! Biraz yavaş ol! Mübalağa yapmıyor musun’?” denildi. Bunun üzerine Ebu Hüreyre şunları söyledi: “Hz. Peygamber, Üsâme b. Zeyd’i yediyüz kişilik bir orduyla Şam taraflarına gönderdi. Bu ordu Zîhuşub mevkiine vardığında Hz. Peygamber vefat etti. Medine civarındaki Araplar da dinden döndüler. Hz. Peygamber’in sahabileri Ebubekir’e koşarak “Ey Ebâbekir! Savaşa gitmekte olan Üsâme ordusunu geri çağır! Çünkü Medine’nin etrafındaki Araplar irtidat etti” dediler. O ise [I] “Kendisinden başka ilah olmayan Allah’a yemin ederim ki eğer köpekler Hz. Peygamber’in hanımlarının ayaklarından tutup çekseler yine de onun gönderdiği bir orduyu yolundan alıkoyup Hz. Peygamber’in bizzat elleriyle bağladığı bir sancağı çözemem”[/I][/FONT] [FONT=Verdana] buyurdu. Böylece Üsâme yoluna devam etti. O ve ordusu dinden dönen veya dönmek isteyen kabilelerin yanlarından geçtikçe onlar kendi aralarında şöyle diyorlardı: “Eğer bunlar kuvvetli olmamış olsalardı bu kadar askerle Medine’den çıkarak Rumlara karşı savaşa gidemezlerdi. Öyleyse şu anda dinden dönmekten vazgeçelim de Rumlarla yapılan savaşın sonucunu bekleyelim”’. Üsâme ordusu istenilen yere vardı, Rumlarla karşılaştı. Onları kaçırdılar veya öldürdüler; sonra da sağ-sâlim Medine’ye döndüler. Bunun üzerine Medine civarındaki Araplar İslâm’da sebat kıldılar.”[/FONT][FONT=Verdana][4] [COLOR=red]______________________________[COLOR=darkgreen] [/COLOR][/COLOR][COLOR=darkgreen] [/COLOR][/FONT] [FONT=Verdana][COLOR=darkgreen][1] İbn Asakir, Muhtasar I/118 (Urve’den); Kenz V/314. [/COLOR][/FONT][FONT=Verdana][COLOR=darkgreen][2] Bidaye VI/30 (Seyf b. Ömer tarikiyle Hişam b. Urve’den, o da babasından). [/COLOR][/FONT][FONT=Verdana][COLOR=darkgreen][3] Heysemi IX/50 (Kasım ve Amre’den; ayrıca Heysemi, Taberani’nin de bu hadisi bir çok tarikle rivayet ettiğini kaydeder). [/COLOR][/FONT][FONT=Verdana][COLOR=darkgreen][4] Bidaye VI/305; Kenz III/129 (Sabuni’nin Mieteyn’de rivayet ettiği kaydedilir); İbn Asakir; Muhtasar I/124 (Ebu Hüreyre’den bir benzeri). Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçağ Yayınları: 1/418-420[/COLOR][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Sahabe-i Kiram
6. Bölüm - 2. FASIL: Hz. Peygamber'in Son Hastalıkları Sırasında Üsâme Kumandasında Bir Ordu...
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst