Ölüm; son nokta değil üç noktadır

mihrimah

Well-known member
Ölüm; son nokta değil üç noktadır

Ölüm bir sırdır Var olmanın sırrı da; ölümdür Ölüm muammasını çözmek mi? Onu geçiyoruz, o malum gerçek Mukadderat, mutlaka gerçekleşecektirÖlümün üzerindeki esrar perdesi vahyin ışığı ile kaldırabiliyoruzGörüyoruz ki; kimi için zeval olan ölüm, kimi için de zirvedir Bazılarının felah ve ferahı olurken çoğununda helakı olabiliyor

Özetle ölüm; hasret yurdundan, vuslat yurduna intikaldirALLAH;ın çağrısına icabettir; Kefen, hayat sahnesinde inen son perdedir

Ölüm; yeniden dirilmek için toprağa düşmektirÖlüm bir oluşturBir geçiştirBir dönüştür Yaşarken ALLAH ile beraberliği yakalayanlar için, ruhun ten kafesinden kurtuluşudur;

Ölüm; son uyanıştır Düşlerden, hayallerden, uyuşmuşluktan, uyutulmuşluktan uyanmaktırYeni bir hayata doğrulmaktırÖnemli olan ise Azrail kabzı, İsrafilin Sur ile değil, Cebrailin soluğu ile uyanmaktır

Ölüm; son nokta değil üç noktadır


Ölümü düşünmek, kendini fark etmektir İlahi adaletin tecellisi için ölüm gereklidirGündemlerinde ölüm olanların hayatında zulüm olmaz Günahlar yaşamda yer bulamazlarÇünkü günahlara karşı önemli bir dezenfektedir Hırslarımızı yenmek, öfkelerimizi frenlemek, şehvetlerimizi dizginlemek, arzularımızı kontrol için ölüme müracaat edeceğiz


Ölüm; dünyanın kasvet ve gafletlerine direnen ruhlar için bir özgürlüktür Ölümle aramızdaki mesafeyi kısa tutabilirsek; hayatın bağ ve bağlantıları özgürlüğümüzü kısıtlamayacaktır Ecele soğuk durulan tul-i emele teslim olmaktan kurtulamadılar Yaşarken ölü, ölü iken yaşayanlar vardırYaşarken ölenler, kalbi mühürlenenler ve ruhlarını satanlardır Ölü iken yaşayanlar ise vahye şahitlik edenler ve şehadet şerbetini içenlerdir Önemli olan öldükten sonra yaşayabilmektirÖlümsüz eserler bırakmaktır;


Yaşarken ölenlerden olmamaktır

Selam ve dua ile..
 

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
ÖLÜM
Ölüm güzel şey budur perde arkasından haber
Hiç güzel olmasaydı ölürmüydü peygamber
N.F.K


ÖLÜM NEDİR?

Ölüm yokluk değil, hiçlik değil, bitiş değil, bir ebedi uyku değil; bilakis bir var oluştur. Aynen bir tohum gibi; yerin altına girer fakat vakt-i merhunu gelince, bir sünbül olarak arz-ı didar eder.Yine o, bir hiç hükmünde olan dünyadan her şey olan Allah’a yürüyüştür. O, bir başlangıçtır. Esas ve ebedi hayatın başlangıcı. Ve o bir uyanıştır. Hazreti Ali Efendimiz’in ifadesiyle, bu dünya bir rüyadır. İnsanlar ölünce uyanırlar.

O bir vuslattır; aşığın Maşuk’a, dostun Dost’a vuslatı. Sahabeden Huzeyfe el Yemanî, son demlerini yaşarken şöyle diyordu: “Dost aniden geldi, dostun gelişine pişman olan asla iflah olmaz.”

Ölüm yıllardır süren vatan hasretinin bitişidir. Zira, inanan bir insanın ana vatanı cennettir. Oraya göre bu dünya ise bir zindandan ibarettir. Hadiste, dünyanın mü’min için bir zindan olduğu ifade edilir.

Ölüm, bir istirahate çekiliştir. Zira insan yıllarca bu dünyanın yükünü çekmekle yorulmuştur. Ölümle o yükü sırtından atar ve rahatlar.

Hadisin ifadesiyle; “Mü’minin armağanı ölümdür.” Zira, bu dünya cennete kıyasla bir zindan gibidir. Ölen bu zindandan kurtularak en büyük hediyeyi kazanmış olur. Ölüm bize bayram sevinci, Yolda bulunmuş inci.

Ölüm, bu dünyadan öbür dünyaya atılan bir adımdır. Niceleri vardır ki, “ah ne olur, bir adım atsam ve sanki şu evin bir odasından diğer odasına geçer gibi öbür tarafa geçiversem” diyerek ölümü çok rahat karşılamışlardır. Fakat nice çok okumuş, çok görmüş insanlar da vardır ki, ölüm karşısındaki ürpertilerini yenememişlerdir.Ölüm, hadisin ifadesiyle bir nasihatçidir. İmam Gazali, iki vaiz vardır der. Biri vicdan, diğeri ölüm.

ÖLÜMÜ HATIRLAMAK:

“Her nefis ölümü tatmaktadır, tadacaktır. Sonra hepiniz O’na döndürüleceksiniz.” (Ayet)

“Uyku ölümün küçük kardeşidir.”(Hadis) Uykuyla insan ölümü tadar. Sonbahar bir ölüm gösterisidir. Vücudundaki hücrelerin her altı ayda bir değişmesiyle insan, senede iki defa ölümü tatmış olur.

“İnsanların hesap günleri yaklaştı. Böyleyken onlar hala gaflet içindeler. Ölümü düşünmekten nasıl da yüz çeviriyorlar!”(Enbiya, 1)

“De ki, kendisinden kaçtığınız ölüm bir gün mutlaka karşınıza çıkacaktır. Sonra görülen görülmeyen her şeyi bilen Allah’a döndürüleceksiniz. O siz yaptığınız her şeyi teker teker haber verecektir.” (Cuma,

Hadis:Eksirû zikra hâdimil lezzât: “Bütün lezzetleri acılaştıran ölümü çok zikredin.”

Hadis: “Ölümü çokca anın. Eğer benim bildiklerimi bilseydiniz, çok ağlar az gülerdiniz.”

Rivayete göre Hazreti Ömer, kendisine ölümü hatırlatacak bir adam tutmuştu. Sonra saçları ağarmaya başlayınca adama gerek kalmadığını söyledi ve bıraktı.

Bir kadın Hazreti Aişe Validemiz’e gelerek kalbim çok katı, ne yapayım der. Validemiz de ona ölümü hatırlamasını tavsiye eder. Kadın denileni yapar ve gelir Validemiz’e teşekkür eder.

İbrahim et Teymi der ki; “İki şey var ki benim için dünyada zevk lezzet bırakmadı: Ölüm ve Allah’ın huzuruna çıkma endişesi.

Ömer b. Abdülaziz, her gece bir sohbet grubu toplar, onların ölümden bahsetmelerini sağlardı.Ölümden bahsedilince hepsi de hüngür hüngür ağlardı.

Ömer b. Abdülaziz der ki; “Sıkıntılı bir hayat yaşayan ölümü hatırlasa teselli bulur, rahat bir hayata sahipse, dünya sevgisinden kurtulur.”

Eş’as diyor ki, “Ben ne zaman Hasan Basri Hazretlerinin yanına girsem, devamlı cehennemden, ölümden bahsederdi.”

Hadis: El Keyyisü men dâne nefsehû ve amile lima ba’del mevt: “akıllı kimse kendini Allah karşısında küçük gören ve ölümden sonrası için çalışandır.” Hasan Basri Hazretleri der ki; “Ne kadar büyük ve akıllı insan tanıdıysam, hepsini de ölümle içli dışlı gördüm.”

Hadis: “Allah’a kavuşmak istemeyene Allah da kavuşmak istemez.”

O’nunla büyük randevu, yani O’na kavuşma vesilesi ölümdür. Ölümü hatırlamayanı Allah da hatırlamaz. Ölüm istenmez ama hatırlanmalıdır.

Abdullah b. Salebe şöyle diyordu: “Kefeniniz kefencinin elinden çıkmış, siz hâlâ gülüyorsunuz.!”

Demir fırınında kalan bir işçinin yaşanmış hikayesi: Bir işçi yanlışlıkla demirin bilmem kaçbin derecede eritildiği fırında kalır. Fırının çalışma saati yaklaştıkça adam erir. Her saniyesi bir yıllık cehennem azabı olur. Nihayet adam, çalışma saatine az bir zaman kala arkadaşı vesilesiyle kurtulur; kurtulur ama simsiyah saçları o bir iki saat içinde bembeyaz olmuştur.
 

EyNefis!

Member
Sizlere Müjde!
Ölüm İdam DeğiL,Hiçlik değiL,
Fena DeğiL, İnkiraz DeğiL,
Sönmek DeğiL, Firak-ı ebedi değiL,
Adem DeğiL, Tesadüf DeğiL,
Failsiz Bir inidam değiL,
Belki bir Fail-i Hakim-i Rahim Tarafından Bir Terhistir.
Tebdil-i Mekandir, Saadeti ebediye Tarafına,
Vatan-ı aslilerine bir sevkiyattır.
Yüzde Doksan Dokuz Ahbabın Mecmaı olan
Alem-i Berzaha bir VisaL Kapisidir..!


(Bediüzzaman)
 

NuruAhsen

Sonsuz Temâþâ
Sizlere Müjde!
Ölüm İdam DeğiL,Hiçlik değiL,
Fena DeğiL, İnkiraz DeğiL,
Sönmek DeğiL, Firak-ı ebedi değiL,
Adem DeğiL, Tesadüf DeğiL,
Failsiz Bir inidam değiL,
Belki bir Fail-i Hakim-i Rahim Tarafından Bir Terhistir.
Tebdil-i Mekandir, Saadeti ebediye Tarafına,
Vatan-ı aslilerine bir sevkiyattır.
Yüzde Doksan Dokuz Ahbabın Mecmaı olan
Alem-i Berzaha bir VisaL Kapisidir..!


(Bediüzzaman)

Allah razi olsun....
 

Yeltegiyan

Elfidam
bugün bişeyler oluyor bakalım sonu hayır olsun da....sabah aklımda ölüm vardı.....okuldan gelirken dolmuşun tekeri patladı çok fena ses vs....malum oldu herhalde diye bir daha korktum....şimdi bu konuya baktım okudum ve bi baktım benim doğum günümde açılmış.....:023::001: hakkınızı helal edin de siz...ölüm var.....:013:
 

mihrimah

Well-known member
Nurum kenardaki kosedeki konulari buluyorsun yine masAllah
:) Göz önünde olmayan çok güzel konular var gerek sizin gerekse diğer kullanıcıların, fırsat buldukça bende tek nokta koymadan:) yeni gelen arkadaşlarla paylaşmak istedim;)
bugün bişeyler oluyor bakalım sonu hayır olsun da....sabah aklımda ölüm vardı.....okuldan gelirken dolmuşun tekeri patladı çok fena ses vs....malum oldu herhalde diye bir daha korktum....şimdi bu konuya baktım okudum ve bi baktım benim doğum günümde açılmış.....:023::001: hakkınızı helal edin de siz...ölüm var.....:013:
Yeltegiyan kardeş siz daha iyi bilirsiniz Kişi hüsnü zanla mükelleftir, böyle bir olay yaşadıysanız daha farklı sonuçlar çıkarabiliriz ;) Bu arada geçmiş olsun.
 

kayýp_gül

Well-known member
Ölüm Noktürnü

seninle karşılaşıp solduğum andı ölüm
yüzüne baktığında tutuşup yandı ölüm

çoğaldıkça çoğalan bir sevda ülkesinde
ellerine dokundun; sana inandı ölüm

o efsunlu, yağmurlu, hercai gözlerinden
uçan kelebekleri mutluluk sandı ölüm

akkor dudaklarından ağı düştü içime
yollarında yürürken sanki insandı ölüm

viran eylediğin gün yorgun hayallerini
ayrılıkla, hüzünle, aşkla sınandı ölüm

bir ömür vuslatını bekledi boynu bükük
bilmem ki aşk uğrunda neden kınandı ölüm

süründü yıllar yılı karanlık köşelerde
benim gibi kıvrandı, kahra dayandı ölüm

her akşam tufanında harap oldu güneşim
gece baygın bir rüya, gündüz hülyandı ölüm

sensizliğin en ağır fermanıydı içimde
dudaklarımdan sızan bir damla kandı ölüm

ölüm seni sevmektir bir celladın elinde
bilmem hangi yürekte böyle sultandı ölüm
Nurullah Genç
 
Üst