ZOR SINAVLA GELEN AŞK

kefenin-cebi

New member
Çok sevdiğim bir kardeşimin ağzından aktarıldığı gibidir;
Onun la tanışalı daha 3 ay olmamıştı ki, aramızdaki yakınlaşma çok ileri safhalara ulaşmıştı. Beni çok sevdiğini ve evlenmek istediğini söylüyordu. Bende ona karşı duyarsız değildim. Ve sözleri ile beni kendine bağladığının da farkına varamıyordum. Beni isteteceğini ve bunu aileme söyleme mi istedi.
Babamdan çekiniyor aynı zamanda böyle bir şeyi söyleyecek cesareti de kendimde bulamıyordum. Annem, benim kurtarıcı meleğim,canım anneme gittim. Durumumu ona anlattım. Şaşırmıştı ve sorularına cevap istiyordu. ‘’Kim bu seni isteyen kişi? Onu nerde tanıdın? Ne kadar zamandır tanıyorsun?’’ Aslına bakarsanız bu soruların cevabını öğrenmek istemesi en doğal hakkı idi. Ben ise ona sadece ‘’anne o çok iyi biri ve ben onunla mutlu olacağıma inanıyorum. Lütfen kabul edin de gelsin istesin’’ dedim.
Halbuki ben bile onu daha tanımıyorken onlara ne anlatacaktım. Tanışmamız şaibeli konuşmamız ise hep gizli gizli idi. Onu nasıl ve ne şekilde tanıyordum ki? Sanal alemimin sanal prensi mi diyecektim. Yoksa yalan mı söyleyecektim falanca yerde falanca zamanda tanıştık diye.
Babam. Canım benim, belli etmez ama beni çokça sever. İstemez ki elinden uçup gideyim yaban ellere. Duyunca ilk tepkisi ‘’olmaz asla olmaz. Benim tanımadığım adamlara verecek kızım yok’’olmuştu. Yıkılmıştım ve babam o an gözüme en azılı düşman gibi gelmişti. ‘’Şuna bak mutluluğumu nede çok kıskanıyor’’ demiştim.
Ama kararlıydım, evlenecek yuvamı kuracaktım. Ne pahasına olursa olsun bunu yapacaktım. Hatta evet hatta kaçacaktım onunla. Ona ‘’ailem razı değil, böyle bir şeyi kabul etmiyorlar’’deyince bana hemen ‘’seçimini yap’’ dedi. ‘’Ya ailen ya ben’’. ‘’Sen’’ dedim hiç düşünmeden. Beni doğuran, büyüten, koruyucu meleğim olan annem değil, beni doğduğum andan bu günüme gelinceye kadar maddi manevi sahiplenen babam değil, aynı kanı taşıdığım ve başlarını önlerine eğeceğim kardeşlerim değil, ‘’sen’’ dedim ona ‘’sen’’. Acaba annemden de mi merhametli idi o, babamdan daha mı çok sahiplenecekti beni, kardeşlerim kadar çok yanacak mı idi dertlerime. Seçimini yap. Halbuki ne kadar da zor bir seçimdi bu. Ben ise hiç düşünmeden ‘’sen’’ diyebilecek kadar düşüncesizce davranmıştım.
Tüm hazırlıklarım tamamdı. Ve gideceğim anı bekliyordum. Ama içimde hep bir acı, hep bir korku vardı. Gidersem ardıma bakamayacaktım, geriye dönüşümde olmayacaktı. Ellerimi açtım ve ‘’Ya Rabbi bana yardım et. Sen beni utandırma senden başka kimsem yok ne olur beni sahipsiz koyma ‘’diye dua ettim ve saatlerce ağladım.
Uyuya kalmışım. Rüyamda bir Salih yanıma yaklaştı. ‘’Korkma’’ dedi ‘’ben ancak Allah a sığınmış ve sana Hak söz ile gelmiş bir aracıyım. Kardeşim Allah dilemez ise şu alemde bir dal yaprağı dahi kımıldamaz. Ve o razı olmaz ise ne sen ne bel bağladığın asla murada eremezsiniz. Seni seven sana 100 defa gelsin, Allah ın emri desin. Bu senin ve onun için en hayırlısıdır. Sabretmek ise sınavınızdır.Rahman olan dilemiş ise sen ona o sana uzak değilsiniz. Ama O dilememiş ise kaçıp bir araya gelseniz bile muradınız uzaktadır mesut olamazsınız. Ana ve babanıza bir öf dahi demeyiniz diyen o peygamberin ümmeti olarak, sen onların rızasının dışında Hak olmayanı yapma. Sen onlara ancak seni sığındığın Rabbinden uzaklaştırmak isterler ise karşı dur. Selam ancak Allah a iman eden kulların üzerine olsun’’ dedi ve gitti.
Uyandığımda titriyordum. Elimin ayağımın sanki canı kesilmişti. Kendime geldiğimde telefonum çalıyordu. Arayan sevdiğimdi. Bana yarın için hazır olmamı ve biletleri ayırttığını söylüyordu. Bende ona gördüğüm rüyayı anlattım. ‘’Olmaz’’ dedi ‘’ailen beni istemiyor. Biz rıza ile olsun dedik ama onlar bunu kabul etmediler, sonuçlarına da katlanmalılar’’ dedi. ‘’Haklısın’’ dedim ve yarının olmasını beklemeye başladım.
Gece aynı rüyayı tekrar gördüm. Aynı kişi, aynı sözler. Ve bana birde ısrarla ‘’bu senin sınavındır sen sabredenlerden ol. Asla dünyalık hevesler için ahretinden vazgeçme’’ diyordu. Sabah ezan sesi ile kalktım. Namazımı kıldım ve seccademde ellerim semada dua ediyordum ve gözlerim dolmuştu.
Hayır gitmemeliydim. Eğer o beni gerçekten seviyorsa 100 defa da kovulsa bu kapıdan, gene de sevgisine sebep gelmesi gerekmez mi idi. Belki ailem istemese bile o ailesi ile bir defa gelse niyetini belli etse, ailem razı olmasa bile ikinci ve üçüncü defalar gelip azmini ve samimiyetini gösterse,her halukar da efendiliği muhafaza edip ailemi etkilese, acaba ailem hala vermemek de ısrar eder mi idi. Sanırım bu kadar samimiyet ve efendilik karşısında onlarda vermekten yana olurlardı.
Ya gerçekten de bu bizim sınavımız ise, sabredip Allah a sığınmalı ve hayırlısını istememiz gerekmez mi idi. Hayır gitmemeliyim. Aradım ve ona ‘’beni seviyorsan ne pahasına olursa olsun aileni al ve gel Allah’ın emri de , vermezlerse sen ısrarla yine gel azmini ve samimiyetini göster. Asla efendiliğini bozma ki; sana olan güvenleri artsın’’ dedim. Bana söylediği tek şey ‘’bunlarla kaybedecek zamanım yok ya gel, ya beni unut ‘’ oldu. Ne kadar çok sevdiğini ve ne kadar samimi olduğunu ortaya koymuştu. Ona bu kez cevaben ‘’ sende ya aileni alır gelir Allah’ın emri dersin, sabır sınavına razı olursun yada beni kaybedersin’’ dedim. Telefonu yüzüme kapattı ve bitirdi.
Allah’ım az kalsın gidiyordum ve hata yapıyordum. Sınavından kaçan ve rızasızda olsa kolayı seçen biri ile gidiyordum. Geri dönüşü olmayacak bir yola gidiyordum. Peki onun genç yaşta ölmemeye garantisi var mı idi. Eğer o ölürse yada evliliğin zorlukları karşısında yine kolayı seçer, sınavından kaçarda beni sokağa terk ederse, ben o zaman hangi yüzle aileme dönecektim. Hangi kapıya gidip bana sahip çıkın diyecektim.
Artık Allah’ın bana verdiği aklı kullanıp düşünebiliyor ve bu sayede doğruları görebiliyordum. Gerçekten de hangi baba olsa benim babamın verdiği tepkiyi verirdi. Gözünden sakındığı ve bu yaşa değin namusunu muhafaza etmeye çalıştığı kızını,kolay kolay tanımadığı birisine vermezdi. Artık babam düşmanım değil dostumdu. O beni sevmese zaten başından savmak için isteyen kişileri tanıma lüzumunu bile görmez, ‘’gelsinler verelimde gitsin’’ derdi.
Bunca yaşananlardan sonra görüyorum ki o sevgisinde asla samimi değildi. Ve ben çetin bir sınavdan kıl payı hata yapmadan kurtuldum. Eğer el açıp da ’Ya Rabbi bana yardım et. Sen beni utandırma senden başka kimsem yok ne olur beni sahipsiz koyma ‘’diye dua etmese idim ve O bana sahip çıkmasa idi ben bu sınavda bunca düşüncesizliğimle nasıl başarıya ulaşacaktım. Allah gerçekten de ona sığınanları yolda koymuyor.
Şimdi inanın belki sevdiğimi kaybettim ama gerçek bir aşk buldum. Bana hep merhamet edecek, beni asla yüz üstü bırakmayacak, her sıkıntıma derman olacak ve bana nimeti, şükrü, ve sevgiyi bahşedecek olan bir aşkı buldum. Allah ve resulüne olan aşkı.
Selam ve dua Allah’ın Resul’ünün ve bunlara aşıklarının üzerine olsun.



KEFENİN-CEBİ
 

bykarayel

New member
Ynt: ZOR SINAVLA GELEN AŞK

Okurken tuylerim ürperdi.Tebrik ediyorum o nisayi.Allah sana hayırlısını versin.Seni bulanlar elde tutsunlar.Allahım senin gibi temiz kalbli insanları sevgi nedir bilmeyenlerin elinden muhafaza eylesin.amin
 
Üst