Yağmur Damlalarındaki Sır

Muvahhid1

Well-known member
Hiç yağmuru düşündük mü? Neyini mi? Birçok cihetini düşünebiliriz.

Biz şimdi sadece yağmurun yağışına bakalım;

Yağmur damlaları 6 mm. çapındadır. Bundan daha fazla büyümezler. Yağarken ise asla birbirlerine değmezler. Yukarıdan aşağıya doğru bırakılan bir cisim, yerçekimi tesiri altında hızı artarak yere düşer, minicik damlamız ise adeta yerçekimine meydan okuyarak, sabit bir hızla yere doğru düşer. Bu olayın hayati bir hikmeti vardır. Çünkü yer çekimi kanununa uygun olarak, bir kaç bin metre yukarıdan düşecek damla, yere kurşun hızıyla ulaşacaktı. Hızlı, delici ve tahripkar…
Yağmurun oluşumundaki yüzlerce hikmetli faaliyeti bir kenara bırakarak soruyoruz?

1- Bu yağmur damlalarının boyunu kim ayarlıyor? Ve daha fazla büyümesini kim önlüyor?

2- Milyonlarca damla aynı anda yere doğru inerken, rüzgarların da etkisine rağmen birbirlerine değmiyorlar. Bu damlaları birbirine değdirmeyen kudret sahibi kim?

3- Yağmur damlaları yerçekimi kanuna rağmen sabit bir hızla yere düşerler. Yağmur damlalarının kurşun gibi inmesine müsaade etmeyen merhamet sahibi kim?

4- Yağmurun bu şekilde yağma fiili bir failin varlığını gerekli kılmaktadır.

O halde gökten bu suyu hikmetle indiren ve onunla yeryüzüne hayat fail kim?

O halde gökten bu suyu hikmetle indiren ve onunla yeryüzüne hayat veren Allah’tan başka kim olabilir?

Tüm bu sorularımıza Kur'an-ı Kerim cevap versin:

Andolsun, eğer onlara, “Gökten yağmuru indirip de onunla yeryüzünü ölümünden sonra dirilten kim?” diye soracak olsan mutlaka, “Allah” diyeceklerdir. De ki: “Hamd Allah’a mahsustur.” Fakat onların çoğu akıllarını kullanmazlar. Ankebut: 63


Kaynak : Nurnet
 
Son düzenleme:

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Bizim üzerimizde öyle dehşetli oyunlar oynamışlar ki Kur'an-ı Azimüşşan bunu şiddetli tehdidi ile beyan ediyor :

EN'AM 70 - Dinlerini bir oyun ve bir eğlence edinen ve kendilerini dünya hayatının aldattığı kimseleri bırak! Ve hiçbir kimsenin kazandığı şey yüzünden kendisini helake atmamasını, kendisi için Allah'tan başka hiç bir dost ve hiçbir şefaatçi bulunmadığını Kur'ân ile hatırlat. O, azaptan kurtulmak için bütün varını feda etse, kendisinden alınmaz. Onlar kazandıkları şey yüzünden helake uğratılmışlardır. Onlar için, inkâr ettiklerinden dolayı kaynar bir içecek ve can yakıcı bir azab vardır.

İşte bundan dolayı ki yağmurun yağdırıldığını, güneşin doğdurulup ayın batırıldığını, dünyanın binlerce km hızla hareket halinde iken müthiş dengeyi, kainat dünyamızda milyarlarca daha büyükken ve ondan daha büyük milyarlarcası varken binlerce yıl hayatta tutulmasını ve daha bir çoğunu düşünmemekteyiz..

Muhabbetullah, ittiba-ı Sünnet-i Muhammediye Aleyhissalâtü Vesselâm'ı istilzam eder. Çünki Allah'ı sevmek, onun marziyatını yapmaktır. Marziyatı ise, en mükemmel bir surette Zât-ı Muhammediyede (A.S.M.) tezahür ediyor.
Lem'alar ( 58 )

Hakikati ortada iken O resulu zişan a.s.v.'ın sünnetini hiç düşünmemekteyiz..

Sosyal Medya, Sinema, Dizi, Müzik, Eğlence, Tv, Oyun ve daha birçoğu daha çok dünyevi meşgaleler ilgi odağımızda ..

Onun için Felanca Hocanın attığı tweet takip ediyor acaba ne diyecekler diye merak ediyoruz ama bu yağmuru ve daha binlerce hikmeti bırakın teellümü ve tefekkürü, zikrini dahi edemiyoruz..

Rabbim edenlerden eylesin ve daire-i nurdan ayırmasın. Çünkü gözümüze indirilen perdeleri atıp gönül ve akıl ve ruh ve diğer hissiyatlarımızın pencerelerini nurlandırarak kainatı temaşa ettiren odur..
 

Muvahhid1

Well-known member
Cenabı Hak etrafımızdakı bu kudret mucızelerını tefekkur edebılmeyı nasıp etsın , nazarlarımızı hıkmet nazarı eylesın .. amin .

İ’lem eyyühe’l-aziz! İnsanları fikren dalâlete atan sebeplerden biri,ülfeti ilim telâkki etmeleridir. Yani melûfları olan şeyleri kendilerince mâlum bilirler. Hattâ, ülfet dolayısıyla âdiyâta teemmül edip ehemmiyet vermezler. Halbuki, ülfetlerinden dolayı malûm zannettikleri o âdi şeyler, birer harika ve birer mu’cize-i kudret oldukları halde, ülfet sâikasıyla onları teemmüle, dikkate almıyorlar; ila ahir ...... Mesnevi-i Nuriye


[BILGI]17. (İnsanlar) devenin nasıl yaratıldığına, bakmazlar mı?
18. Göğe bakmıyorlar mı nasıl yükseltilmiş?
19. Dağların nasıl dikildiğine, bakmazlar mı?
20. Yeryüzünün nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı?
21. O halde (Resûlüm), öğüt ver. Çünkü sen ancak öğüt vericisin.

el-ĞÂŞİYE
[/BILGI]
 
Üst