Şia ve sahabe

Sadr

New member
BİSMİLLAHİR RAHMANİR RAHİM
HAMD OLSUN ALEMLERİN RABBİNE
VE SELAM OLSUN MEVLAMIZ MUHAMMEDE VE TERTEMİZ EHLİ BEYTİNE


bilindiği gibi nasibilerin Şia aleyhindeki iftira çalışmalarının bir bölümü sahabe konusu üzerinedir. Hemen hemen her nasibi konuşmaya başladığda Şia’nın sahabeyi tekfir ettiğini, Şia inancının tüm sahabelerin kafir olduğu yönünde olduğunu söylemektedir. Bu artık öyle bir seviyeye ulaşmıştır ki, sünni halkın avam kesimi ve hatta bazı alimleri bile bunu söylemektedirler. Elbette bunların tümü yalan ve asılsızdır. Biz Şia’nın sahabe hakkındaki inancını ve bu konuda Şia’ya isnad edilen yalanları cevaplamak için bir çalışma yaptık. Bu çalışmamızda inşaAllah öncelikle Şia’nın genel olarak sahabe hakkındaki inancını, daha sonra ise Şia kaynaklarından sahabelerin her birisi hakkında hadisler ve Şia ulemasının onlar hakkındaki beyanlarını aktaracağız. Allah’a tevekkül ediyor ve yanlızca Ondan yardım diliyoruz.

Şia ve Ehli sünnetin ittifak ile güvenilirliğini beyan ettiği İslamın güvenci ve Şia’nın büyük muhaddisi Kuleyni r.a Ehli Beyt a.s mektebinin ilim hazinesi olan “el-Kafi”de şöyle rivayet etmektedir:



  • عدة من أصحابنا، عن أحمد بن محمد بن خالد، عن الحسن بن محبوب، عن عبدالله بن سنان، عن معروف بن خربوذ، عن أبي جعفر (عليه السلام) قال: صلى أمير المؤمنين (عليه السلام) بالناس الصبح بالعراق، فلما انصرف وعظهم فبكى وأبكاهم من خوف الله، ثم قال: أما والله لقد عهدت أقواما على عهد خليلي رسول الله (صلى الله عليه وآله) وإنهم ليصبحون ويمسون شعثا غبرا خمصا، بين أعينهم كركب المعزى، يبيتون لربهم سجدا وقياما يراوحون بين أقدامهم وجباهم، يناجون ربهم ويسألونه فكاك رقابهم من النار، والله لقدرأيتهم مع هذا وهم خائفون، مشفقون
    ...Maruf b. Harrebuz Ebu Cafer (imam Bakır a.s)’dan dedi ki: bir gün Emirelmüminin (imam Ali a.s) Irakta halka sabah namazı kıldırdı. sonra ağladı ve onları da Allah korkusundan ağlattı, daha sonra şöyle dedi: “Allah’a yemin ederim ki, halilim Rasulullah s.a.a zamanında bazı topluluklarla yaşadım ki, bunlar sabah akşam permujde dolaşırlardı, üzerleri toz toprak olurdu ve aç dolaşırlardı. gözleri keçi dizi gibi açıklıktan öne fırlamıştı. Gecelerini Rablerine secde ederek, kıyamda durarak geçirirlerdi. Ayaklarını büküp secdeye kapanarak bedenlerini dinlendirirlerdi. Rablerine yakarır, kendilerini ateşten kurtarmak için dua ederlerdi. Allah’a yemin ederim ki, buna rağmen onların akıbetlerinden korktuklarını, derin bir endişe duyduklarını görürdüm.

    Kuleyni r.a, "el-Kafi", 2/236, hadis 21

hadisin tüm ravileri sika (güvenilir) ve isnadı muttasıldır. Allame II Meclisi r.a “el-Kafi” şerhi olan “Miratul Ukul”da hadis hakkında diyor ki:



sahabe hakkındaki bu beyanlar sadece imam Ali a.s has değildir, diğer imamlarımız a.s da sahabelerin üstünlüklerini, faziletlerini anlatmış, dile getirmişlerdir. Şia’nın gururlarından olan Şeyh Saduk r.a ise sahabe ve onların fazileti hakkında imam Cafer Sadık a.s’dan şöyle rivayet etmektedir:


  • حدثنا أحمد بن زياد بن جعفر الهمداني رضي الله عنه قال: حدثنا علي ابن إبراهيم بن هاشم، عن أبيه، عن محمد بن أبي عمير، عن هشام بن سالم، عن أبي عبد الله عليه السلام قال: كان أصحاب رسول الله صلى الله عليه وآله اثني عشر ألفا ثمانية آلاف من المدينة، و ألفان من مكة، وألفان من الطلقاء، ولم ير فيهم قدري ولا مرجي ولا حروري ولا معتزلي، ولا صحاب رأي، كانوا يبكون الليل والنهار ويقولون: اقبض أرواحنا من قبل أن نأكل خبز الخمير
    …Hişam b. Salim dedi ki: Ebu Abdullah (imam Sadık a.s) buyurdu ki: “Rasulullah s.a.a’in ashabı on iki bin kişidir, sekiz bini Medine’den, iki bini Mekke’den ve iki bini diğer insanlardan. ve onlar Kaderi, Mürci, Haruri (harici), Mutezili ve ashabı rey (kıyas taraftarların)’dan değillerdi, gece ve gündüz ağlar ve “mayalı ekmeği yemeden önce ruhlarımızı al” derlerdi.”

    Şeyh Saduk r.a, “Hisal”, sayfa 639-640

bu hadisin de önceki hadis gibi tüm ravileri güvenilir ve isnadı muttasıldır, Şeyh Ali eş-Şehrudi r.a hadisi “Müstedreki Sefinetul Bihar” adlı kitabında rivayet ederken diyor ki:



sahabe hakkındaki imamlarımız a.s’ın bu beyanlarını aynen büyük Şia ulemaları da beyan etmiş, her zaman dile getirmiştirler. büyük Şia alimlerinden Şehid Seyyid Muhammed Hüseyni Şirazi r.a de kendisine sahabe hakkında sorulan soruya cevaben diyor ki:


  • حل سحيح انحم يكفرون الصحابة و يلعنونحم
    soru: sizlerin sahabe’yi tekfir ettiğiniz ve lanetlediğiniz doğru mudur?

    هذا كزب و الفتراء و دس , و لأ يقولح ا لأ من ير يد التفرقة
    cevap: bu yalan, iftira ve dessdir ve bunu söyleyenler sadece tefrika amaçlıyorlar.

    Seyyid Şirazi r.a, “eş-Şia vet Teşeyyü”, sayfa 185

işte Şia’nın sahabe hakkındaki sahip olduğu inanç budur ki, bu inanç masumlar a.s’ın beyanlarında, Şia’nın en güvenilir kaynaklarında ve büyük ulemalarının sözleri ile ortadadır.
 

Sadr

New member
Sahabe Ebu Said el-Hudri r.a’ın Şia nezdindeki makamı:

önceki yazımızda Şia’nın sahabe hakkındaki genel görüşünü Şia kaynaklarından sahih senedlerle ve belgeli bir şekilde ortaya koymuştuk. Bugünkü çalışmamız ise sahabede Ebu Said el-Hudri üzerine olacaktır. çalışmamızda inşaAllah ilk önce bu şahsın kimliği hakkında genel bilgi verecek, daha sonra ise imamlar a.s’ın ve Şia ulemasının onlar hakkındaki beyanlarını aktaracak, bundan sonra ise onun hadislerinin geçtiği Şia kaynaklarından bazılarını ortaya koyacağız. İşimizde Allaha tevekkül eder ve yanlız Ondan yardım dileriz.

1. hakkında genel bilgi: Berki ve Tusi onu Nebi s.a.a ve imam Ali a.s’ın ashabı arasında zikr ederek diyorlar ki:




2. imamlar a.s’ın onun hakkındaki sözleri: imamlar a.s onun faziletli ve doğru bir şahıs olduğunu söylemiştirler. Kuleyni r.a şöyle rivayet etmektedir:


  • علي بن إبراهيم، عن أبيه، عن ابن أبي عمير، عن الحسين بن عثمان، عن ذريح قال: سمعت أبا عبدالله (عليه السلام) يقول: قال علي بن الحسين (عليه السلام): إن أبا سعيد الخدري كان من أصحاب رسول الله (صلى الله عليه وآله) وكان مستقيما فنزع ثلاثة أيام فغسله
    ...Zerih dedi ki: Ebu Abdullah (imam Sadık a.s)’ın şöyle dediğini duydum: Ali b. Hüseyin (imam Seccad a.s) dedi ki: "Ebu Said el-Hudri Rasulullah s.a.a’ın ashabındandır ve o doğru yoldaydı"

    Kuleyni r.a, "el-Kafi", 3/125, hadis 1

bu hadisin senedi sahihtir, Keşşi r.a "İhtiyaru Marifet er-Rical", 1/40’da bu hadisi farklı 2 sahih sened ile ve Tusi r.a da "Tehzib el-Ahkam", 1/465’de yine farklı bir sahih sened ile rivayet etmiştirler.

Kuleyni r.a yine şöyle rivayet etmektedir:



  • الحسين بن محمد، عن معلى بن محمد، عن الوشاء، عن أبان، عن ليث المرادي عن أبي عبدالله (عليه السلام): قال: قال: إن أبا سعيد الخدري قد رزقه الله هذا الرأي وإنه قد اشتد نزعه فقال: احملوني إلي مصلاي فحملوه فلم يلبث أن هلك
    ...Leys Muradi dedi ki: Ebu Abdullah (imam Sadık a.s) dedi ki: "Allah Ebu Said el-Hudri’yi bu görüşle rızıklandırmıştı"

    Kuleyni r.a, "el-Kafi", 3/126, hadis 3

bu hadisin isnadı hasen’dir, Keşşi r.a "İhtiyaru Marifet er-Rical" 1/40’da bu hadisi farklı bir sened ile rivayet etmiştir ve onun hadisinin senedi muvassaktır. Muhakkik Damad r.a "İhtiyaru Marifet er-Rical"in talikinde imam Sadık a.s’ın Ebu Said el-Hudri hakkındaki sözünü şöyle açıklıyor:


  • قوله عليه السلام: كان قد رزق هذا الامر أي دين التشيع والولاية لاهل البيت عليهما السلام
    imam a.s’ın "bu görüşle rızıklandırmıştı" sözünün anlamı yani Şialık ve Ehli Beyt a.s’ın velayeti.

    "Talik ala Rical el-Keşşi li muhakkik Damad", sayfa 203

Şeyh Saduk r.a’da imam Rıza a.s’ın Abbasi kralı Memun’a yazdığı mektubunda şöyle dediğini haber vermektedir:


  • حدثنا عبد الواحد بن محمد بن عبدوس النيسابوري العطار رضي الله عنه بنيسابور في شعبان سنة اثنتين و خمسين و ثلاثمائة قال حدثنا علي بن محمد بن قتيبة النيسابوري عن الفضل بن شاذان قال
    والولاية لأمير المؤمنين (عليه السلام) ،والذين مضوا على منهاج نبيهم (صلى الله عليه و آله و سلم) ،ولم يغيروا ولم يبدلوا. مثل سلمان الفارسي، وأبي ذر الغفاري، والمقداد بن الأسود، وعمار بن ياسر، وحذيفة اليماني، وأبي الهيثم بن التيهان، وسهل بن حنيف، وعبادة بن الصامت، وأبي أيوب الأنصاري، وخزيمة بن ثابت ذي الشهادتين، [size=12pt]وأبي سعيد الخدري، وأمثالهم (رضي الله عنهم، ورحمة الله عليهم)، والولاية لأتباعهم وأشياعهم، والمهتدين بهداهم، والسالكين منهاجهم رضوان الله عليهم[/size]
    ...Fazl b. Şazan dedi ki: (imam Rıza a.s Memun’a yazdığı mektubunda dedi ki): Emirelmüminin (imam Ali a.s)’ı ve Nebi s.a.a’in sünnetine uyarak onu (sünneti) değiştirip tahrif etmeden ona amel eden Selman-ı Farisi, Ebuzer-i Gifari, Mikdad b. Esved, Ammar b. Yasir, Huzeyfe Yemani, Ebu Heysem b. Teyyihan, Sehl b. Huneyf, Ubade b. Samit, Ebu Eyyub el-Ensarî, Züşşehadeteyn Huzeyme b. Sabit, Ebu Said el-Hudri (Allah’ın rahmeti onlara olsun ve Allah onlardan razı olsun) gibi kişileri sevmek vaciptir. Aynı şekilde onları takip eden, onların taraftarlığını yapan, onlar vesilesiyle hidayete kavuşan ve onların gittikleri yolu gidenleri (Allah onlardan razı olsun) sevmek vaciptir.

    "Uyunu Ahbarir Rıza a.s", 2/126, bab 35, hadis 1

3. ulemanın onun hakkındaki sözleri: Berki r.a onun hakkında diyor ki:


  • من الأصفياء من أصحاب أمير المؤمنين عليه السلام
    Emirelmüminin (imam Ali a.s)’ın esiya ashabından(dır).

    Berki r.a, "Rical", sayfa 3

ve Fazl b. Şazan r.a diyor ki:


  • إن من السابقين الذين رجعوا إلى أمير المؤمنين (عليه السلام) أبو سعيد الخدري
    Müminleri Emiri (imam Ali a.s)’a rücu edenlerin öncülerindendir.

    Keşşi r.a, "İhtiyaru Marifet er-Rical", 1/38

4. rivayetlerinin geçtiği kaynaklar: Ebu Said el-Hudri r.a’ın imamların sayı, Tathir (Ahzab 33), kitap ilminin sahibi (Rad 43) ve İsra 26-cı ayetlerinin tefsiri hakkında rivayet etmiş olduğu hadisler "el-Kafi" 1/533’de; "Emali Tusi" sayfa 249’da; "Emali Saduk" sayfa 565’de; "Tefsiri ibni Hecam" sayfa 246’da geçmektedir.
 

Sadr

New member
Sahabe Cabir b. Abdullah el-Ensari r.a’ın Şia nezdindeki makamı:

1. hakkında genel bilgi: Cabir b. Abdullah el-Ensari r.a altı masum a.s’ın ashabındandır. bunlar Rasulullah s.a.a, imam Ali, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin, Hz. Seccad ve Hz. Bakır a.s’dır. Berki ve Tusi onu bu altı masum a.s’ın ashabı arasında zikr ederek hakkında şu bilgileri veriyorlar.




2. imamlar a.s’ın onun hakkındaki sözleri: imamlar a.s onun faziletli, sadık ve sahih itikada sahip birisi olduğunu söylemiştirler. onun medhi hakkında bir çok hadis rivayet edilmiştir. Kuleyni r.a imam Bakır a.s’dan şöyle rivayet etmektedir:


  • علي بن إبراهيم، عن أبيه، عن ابن أبي نجران، عن عاصم بن حميد، عن محمد بن مسلم، عن أبي جعفر عليه السلام قال: حدثني جابر، عن رسول الله صلى الله عليه وآله ولم يكذب[جابر] أن ابن الاخ يقاسم الجد
    Ali b. İbrahim bana babasından, o ibni Ebi Necran’dan, o Asım b. Humeyd’den, o Muhammed b. Müslim’den, o da Ebu Cafer (imam Muhammed el-Bakır a.s)'dan anlattı, dedi ki: "Cabir bana Rasulullah s.a.a’in "kardeş oğlu dede gibi taksim edilir." dediğini anlattı ve Cabir yalan söylememiştir."

    Kuleyni r.a, "el-Kafi", 7/74, Varisler kitabı, hadis 3

bu hadisin isnadı sahih’tir, Seyyid Ebul Kasım el-Hoi r.a bu hadis hakkında diyor ki:



hadisi Şeyh Tusi r.a "Tehzib", 9/309, hadis 27’de Kuleyni r.a’dan naklen rivayet etmiştir. hadis Cabir b. Abdullah el-Ensari r.a’ın sadık ve doğru birisi olduğuna, imamlar a.s’ın ona itimad ettiğine dalalet etmektedir.

Keşşi de Cabir b. Abdullah el-Ensari r.a’nın medhi hakkında imamlar a.s’dan bir çok hadis rivayet etmiştir. şimdi onlardan bir kaçını aktarıyoruz:



  • محمد بن مسعود، قال حدثني علي بن محمد بن يزيد القمي، قال حدثني أحمد بن محمد بن عيسى القمي، عن ابن فضال، عن عبد الله بن بكير، عن زرارة، عن أبي جعفر (عليه السلام) قال : كان عبد الله أبو جابر بن عبد الله من السبعين و من الاثني عشر و جابر من السبعين و ليس من الاثني عشر
    bana Muhammed b. Mesud anlattı, dedi ki: bana Ali b. Muhammed b. Yezid el-Kummi anlattı, dedi ki: Ahmed b. Muhammed b. İsa el-Kummi bana ibni Faddal’dan, o Abdullah b. Bukeyr’den, o Zürare’den, o da Ebu Cafer (imam Muhammed el-Bakır a.s)‘dan anlattı, dedi ki: "Cabir’in babası Abdullah yetmiş kişiden (2-ci Akabe biatine katılanlardan) ve on iki kişidendi (1-ci Akabe Biatine katılanlardan). Cabir ise yetmiş kişiden birisi olmasına rağmen on iki kişiden değildi."

    حدثني أبو محمد جعفر بن معروف، قال حدثنا الحسن بن علي بن النعمان، عن أبيه، عن عاصم الحناط، عن محمد بن مسلم، قال : قال لي أبو عبد الله (عليه السلام) إن لأبي مناقب ما هن لآبائي إن رسول الله (صلى الله عليه وآله وسلم) قال لجابر بن عبد الله الأنصاري إنك تدرك محمد بن علي فاقرأه مني السلام قال فأتى جابر منزل علي بن الحسين (عليهما السلام) فطلب محمد بن علي، فقال له علي (عليه السلام) هو في الكتاب أرسل لك إليه، قال لا و لكني أذهب إليه، فذهب في طلبه فقال للمعلم أين محمد بن علي قال هو في تلك الرفقة أرسل لك إليه، قال لا و لكني أذهب إليه، قال فجاءه فالتزمه و قبل رأسه، و قال إن رسول الله (صلى الله عليه وآله وسلم) أرسلني إليك برسالة أن أقرئك السلام قال عليه و عليك السلام، ثم قال له جابر بأبي أنت و أمي اضمن لي أنت الشفاعة يوم القيامة قال فقد فعلت ذلك يا جابر
    bana Ebu Muhammed Cafer b. Maruf anlattı, dedi ki: Hasan b. Ali b. Numan bana babasından, o Asım el-Hannat’tan, o da Muhammed b. Müslim’den anlattı, dedi ki: Ebu Abdullah (imam Cafer es-Sadık a.s) bana dedi ki: Babamın öyle hasletleri vardır ki bunlar ancak ona aittir. Bir gün Rasulullah s.a.a Cabir b. Abdullah el-Ensari’ye dedi ki: "ey Cabir! Sen Muhammed b. Ali el-Bakır’ı göreceksin, gördüğünde benim selamımı ona iletirsin." daha sonraları Cabir, Ali b. Hüseyin es-Seccad a.s’ın evine varıp Muhammed b. Ali el-Bakır’ı sordu. imam Seccad a.s ona "o çocuklarla birliktedir, sana gelmesi için onu göndereyim." deyince Cabir "Hayır, Ben ona gideceğim" karşılığını verdi ve el-Bakır a.s’ı aramak için yola çıktı. imam a.s’ın huzuruna vardı, ahdini yerine getirdi, imam’ın başını öptü ve şöyle buyurdu: "Rasulullah s.a.a beni sana Onun selamını size iletmem mesajını bildirmekle gönderdi." imam a.s dedi ki: "Rasulullah s.a.a’e de, sana da selam olsun." sonra Cabir dedi ki: "Annem babam sana feda olsun, Kıyamet gününde bana şefaat edeceğine dair bir güvence verebilir misin?" imam a.s dedi ki: "Bunu yerine getireceğim ey Cabir!"

    Keşşi r.a, "Rical", 1/41-43

bu hadislerin her ikisinin senedinde yer alan raviler sika (güvenilir) ve isnadlar muttasıldır. ilk hadis Cabir ve babası Abdullah r.a’ın Rasulullah s.a.a’e zor günlerinde yardımcı olarak onu s.a.a Medine’ye davet eden Yesirblilerden olduğunu göstermektedir. ikinci hadis ise açık bir şekilde Cabir r.a’ın doğru akideli ve faziletli bir kişi olduğuna dalalet etmektedir. imam Bakır a.s’ın şefaat edeceğine söz verdiği birisinin fazileti hakkında şüphe olur mu?

3. ulemanın onun hakkındaki sözleri: ulema r.a da onun büyüklüğünü ve faziletini dile getirmiş, değerli bir kimse olduğunu söylemiştirler. Şeyh ibni Davud el-Hilli r.a onun hakkında diyor ki:




Seyyid Tefşiri r.a da onun hakkında diyor ki:


  • وأورد الكشي في مدحه روايات كثيرة تدل على علو مرتبته وحسن عقيدته وانقطاعه إلى أهل البيت عليهم السلام
    ve Keşşi onun medhi hakkında bir çok hadis rivayet etmiştir, bu rivayetler onun yüce değerli, doğru akideleri ve Ehli Beyt a.s’a bağlı olduğunu göstermektedir.

    Seyyid Tefşiri r.a, "Nakdur Rical", 1/323, 884-cü ravi

4. rivayetlerinin geçtiği kaynaklardan bazıları: onun imamların sayısı hakkındaki hadisi, "el-Kafi", 1/532, Hüccet kitabı, hadis 9'da; "Kemaliddin", sayfa 269, hadis 13'de; "İrşadı Müfid", 2/346'da rivayet edilmiştir. imam Bakır a.s bazı sebeplerden dolayı bazen hadisleri ona dayandırarak rivayet etmiştir. Şeyhul İslam Allame II Meclisi r.a "Bihar el-Envar"da bu hadisleri bir başlıkta toplamıştır. bkz: II Meclisi r.a, "Bihar el-Envar", 46/223-224, bab 3
 

Sadr

New member
Bera b. Marur el-Ensari r.a'ın Şia nezdindeki makamı:

1. hakkında genel bilgi: Bera b. Marur r.a Rasulullah s.a.a’in ashabındandır ve Rasulullah s.a.a henüz hicret etmeden vefat etmiştir. rical alimlerinden Şeyh Tusi r.a onu Rasulullah s.a.a’in ashabı içerisinde zikrederek diyor ki:



  • البراء بن معرور الأنصاري الخزرجي، توفي على عهد رسول الله صلى الله عليه وآله، وهو من النقباء ليلة العقبة
    Bera b. Marur el-Ensari el-Hazreci, Rasulullah s.a.a’in döneminde vefat etmiştir ve o akabe gecesi seçkinlerindendir.

    Şeyh Tusi r.a, "Rical", sayfa 27, 78-ci ravi

2. imamlar a.s’ın onun hakkındaki sözleri: imamlarımız a.s’dan onun hakkında bir hadis rivayet edilmiştir ki, bu hadis onun yüce ve faziletli bir kişi olduğuna, yaptığı bir vasiyetin sünnette yer almış olduğuna ve o günden bu güne tüm müslümanların bu vasiyete uygun hareket ettiğini göstermektedir. bu hadisi Sikatul İslam (İslam’ın güvenci) Kuleyni r.a "el-Kafi" kitabında şöyle rivayet eder:


  • علي بن إبراهيم ، عن أبيه ، ومحمد بن إسماعيل ، عن الفضل بن شاذان جميعا ، عن ابن أبي عمير ، عن معاوية بن عمار ، عن أبي عبد الله عليه السلام قال : كان البراء بن معرور الأنصاري بالمدينة وكان رسول الله صلى الله عليه وآله بمكة وأنه حضره الموت وكان رسول الله صلى الله عليه وآله بمكة وأصحابه والمسلمون يصلون إلى بيت المقدس وأوصى البراء إذا دفن أن يجعل وجهه إلى تلقاء النبي صلى الله عليه وآله إلى القبلة وأوصى بثلث ماله فجرت به السنة
    Ali b. İbrahim bana babasından ve Muhammed b. İsmail bana Fazl b. Şazan’dan bunların hepsi ibni Ebi Umeyr’den, o Muaviye b. Ammar’dan, o da Ebu Abdullah (imam Cafer es-Sadık a.s)’dan şöyle rivayet etti: "Bera b. Marur el-Ensari Medine’de, Rasulullah s.a.a ise Mekke’de idi. Ölüm döşeğine düştüğünde Rasulullah s.a.a, ashabı ve müslümanlar Mekke’de Beytü’l-Mukaddes’e doğru namaz kılıyorlardı. Bera vefat ettiğinde yüzünün Rasulullah s.a.a’e yani kıbleye doğru çevrilmesini malının üçte birisinin dağıtılmak üzere Rasulullah s.a.a’e verilmesini vasiyet etti. Sünnet de bu şekilde cereyan etti."

    Kuleyni r.a, "el-Kafi", 7/10, Vasiyet kitabı, 6-cı bab, hadis 1

hadisi Şeyh Saduk r.a "İleluş Şerayi", 1/294'de değişik bir sened ile Muaviye b. Ammar’dan, o da imam Sadık a.s’dan; yine Şeyh Tusi r.a, "Tehzibul Ahkam", 9/192, hadis 771'de Kuleyni r.a’ın senedi ile rivayet etmiştir.

senedlerin her birisinde yer alan raviler sika (güvenilir) ve isnadlar muttasıldır. Seyyid Hoi r.a bu senedler hakkında diyor ki:



  • وذكر بسند آخر قوي، أيضا في الجزء 7، كتاب الوصايا 1، باب ما للانسان أن يوصى به بعد موته 6، الحديث 1. وروى الشيخ بسند قوي، وصيته بالثلث، وبتوجيه وجهه إلى تلقاء النبي صلى الله عليه وآله إلى القلبة. التهذيب: الجزء 9، باب الوصية بالثلث، الحديث 771
    (Kuleyni) "el-Kafi", 7-ci cild, Vasiyet kitabı, 6-cı bab, hadis 1'de kavi (güçlü) sened ile bu rivayeti zikretmiştir. ve Şeyh (Tusi) kavi isnad ile bunu "Tehzibul Ahkam", 9-cu cild, 3-cü vasiyet babı, hadis 771'de rivayet etmiştir.

    Seyyid Hoi r.a, "Mucem ricalil hadis", 4/188-189, 1663-cü ravi

bu sahih hadis’ten gördüğümüz gibi müslümanları uyguladıkları ölüleri yüzü kıbleye defn etme işini ilk defa Bera b. Marur r.a ölüm döşeğinde iken kendisi hakkında vasiyet etmiştir. Rasulullah s.a.a de bunu takrir etmiş (doğrulamış) ve bu bir sünnet haline gelmiştir. yaptığı fiilin sünnet haline gelmesi ise onun için büyük fazilet ve bu fiilin ne kadar güzel olduğuna delildir. o günden bugüne tüm müslümanlar bu sünnete uygun hareket etmektedirler.

3. ulemanın onun hakkındaki sözleri: alimlerimizden k.s Şeyh Tusi’nin onun Akabe biati gecesi seçkinleriden olduğuna dair sözünü yukarıda aktarmıştık. diğer alimlerimizin ise onun hakkında bir beyaına rastlayamadım.

4. rivayetlerinin geçtiği kaynaklardan bazıları: Rasulullah s.a.a döneminde, daha hicret gerçekleşmeden vefat ettiği için kendisinin rivayet ettiği bir hadis bulunmamaktadır.
 

Sadr

New member
Haris b. Malik el-Ensari r.a’ın Şia nezdindeki makamı:

1. hakkında genel bilgi: rical kitaplarımızda bu şahsın Rasulullah s.a.a veya diğer masumların ashabından olduğu zikredilmemiştir. Fakat imamlarımız a.s’dan onun fazileti hakkında rivayet edilen hadis onun Rasulullah s.a.a’in ashabından olduğunu ve Rasulullah s.a.a döneminde şehid olduğunu bildirmektedir.

2. imamlar a.s’ın onun hakkındaki sözleri: imamlarımız a.s’dan onun hakkında rivayet edilen bir hadis vardır ki, bu hadis tek başına onun yüceliğini göstermek için yeterlidir. bu hadisi Kuleyni r.a "el-Kafi"de şöyle rivayet etmiştir:



  • محمد بن يحيى : عن أحمد بن محمد ، عن محمد بن سنان ، عن عبد الله بن مسكان ، عن أبي بصير ، عن أبي عبد الله عليه السلام قال : استقبل رسول الله صلى الله عليه وآله حارثة بن مالك بن النعمان الأنصاري فقال له : كيف أنت يا حارثة بن مالك ؟ فقال : يا رسول الله مؤمن حقا ، فقال له رسول الله صلى الله عليه وآله : لكل شئ حقيقة فما حقيقة قولك ؟ فقال : يا رسول الله عزفت نفسي عن الدنيا فأسهرت ليلي وأظمأت هواجري وكأني أنظر إلى عرش ربي وقد وضع للحساب وكأني أنظر إلى أهل الجنة يتزاورون في الجنة وكأني أسمع عواء أهل النار في النار ، فقال له رسول الله صلى الله عليه وآله : عبد نور الله قلبه ، أبصرت فأثبت ، فقال : يا رسول الله ادع الله لي أن يرزقني الشهادة معك ، فقال : اللهم ارزق حارثة الشهادة ، فلم يلبث إلا أياما حتى بعث رسول الله صلى الله عليه وآله سرية فبعثه فيها ، فقاتل فقتل تسعة أو ثمانية ثم قتل
    Muhammed b. Yahya bana Ahmed b. Muhammed’den, o Muhammed b. Sinan’dan, o Abdullah b. Muskan’dan, o Ebu Basir’den, o da Ebu Abdullah (imam Cafer es-Sadık a.s)’dan şöyle rivayet etti: Rasulullah s.a.a Haris b. Malik b. Numan el-Ensari ile karşılaştı, ona dedi ki: "nasılsın ey Haris?" dedi ki: "ya Rasulullah s.a.a! gerçekten müminim." Rasulullah s.a.a dedi ki: "her şeyin bir hakikati vardır, senin sözünün hakikati nedir?" dedi ki: "ya Rasulullah s.a.a! dünyadan sıkılıyorum, geceleri uykusuz, sıcak gündüzleri susuz geçiriyorum. Rabbimin hesap için kurulmuş arşına bakıyor gibiyim, sanki cehennemliklerin ateşte inlemelerini seyrediyorum." Rasulullah s.a.a dedi ki: "işte ALLAH’ın kalbini aydınlatdığı bir kul. Basiret saibi olmuşsun, bu halinde sebat et." dedi ki: "ya Rasulullah s.a.a! ALLAH’a dua et ki, seninle birlikte şehit olmayı bana nasip etsin." Rasulullah s.a.a şöyle dua etti: "ALLAH’ım! Haris’e şehitlik nasip et." bir kaç gün geçmemişti ki, Rasulullah s.a.a bir seriye gönderdi, onu da bu seriye ile birlikte gönderdi, yaman bir savaş tutuştu, dokuz veya sekiz kişi öldürdükten sonra kendisi de öldürüldü."

    Kuleyni r.a, "el-Kafi", 2/54, İman ve Küfür kitabı, bab 27, hadis 3

bu hadisi Şeyh Saduk r.a "Meanil Ahbar", sayfa 187, hadis 5'de değişik bir sened ile Hişam b. Salim’den, o da imam Sadık a.s’dan rivayet etmiştir.

Kuleyni r.a’ın senedinde zayıf bir ravi ola Muhammed b. Sinan vardır fakat Şeyh Saduk r.a’ın senedinde yer alan tüm raviler sika (güvenilir) ve isnadı muttasıldır. dolayısı ile hadis sahihdir, elhamdulillah.

hadisin metnine gelince, acaba Rasulullah s.a.a’in müminliğine ve basiret sahibi olduğuna şehadet ettiği, Rasulullah s.a.a’in duası ile şehid olan bir mücahidden daha faziletli ve daha üstün birisi ola bilir mi? ALLAH c.c bizi Haris b. Malik el-Ensari r.a gibi şehadet nasip etsin.

3. ulemanın onun hakkındaki sözleri: alimlerimiz onu rical kitaplarında zikretmedikleri gibi onun hakkında da her hangi bir beyanda bulunmamıştırlar.

4. rivayetlerinin geçtiği kaynaklardan bazıları: Rasulullah s.a.a döneminde, seriyelerin birinde şehid olduğu için kendisinin rivayet ettiği bir hadis bulunmamaktadır.
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Nasibiler yerine Ehli Sünnet demenizi tercih ederdim. Bununla beraber; Ehli Sünnet vel Cemaat mabeyninde böyle bir kin ve nefret söz konusu değil lakin şia alimlerinin zaman zaman ve memleketimizde bulunan caferilerin hulafei raşidine ve hz. ayşe r.a. hakkında sarf ettikleri ileri geri sözler elbette hiç olmasa bir önyargıya bir kayıd neden olmaktadır. Binaaleyh ehli sünnet vel cemaate ait hiçbir kaynağına şialar hakkında eksik fazla tasarruflar bulunmaz ama şia kaynaklarında bu mümkündür. Bununla beraber ehli sünnet vel cemaat şiaları kardeş telakki ederler ancak siyaset ve garaz bulaşan şiayı hilafeti Allah'a sevkeder. Onun için sizler gibi araştırmayı seven kardeşlerimizin öncelikle bu meseleleri ehli sünnet vel cemaatten ziyade şialara anlatmanız gerekmektedir. Çünkü bu gibi söylentiler oradan doğmakta burada kafirin eliyle büyümekte..
 
Üst