Said Nursi’nin İki Mühim Tercihi
İslam YAŞAR
Türkiye ve Türkçe…
Bediüzzaman Said Nursi’nin, hayatının Yeni Said safhasında yaptığı
iki mühim tercihti bunlar.
Pek çok hayatî tehlikeyi göze alıp
Türkiye’yi vatan, Türkçe’yi de lisân olarak seçerken niyeti,
münhasıran yaşayacak yer ve konuşacak dil bulmak değildi.
Zîra vatanı, misak-ı millîde çizdikleri hudutlarla sınırlandıran devlet adamları
vehmî korkuya kapılarak onu Van’dan sürgün etmek istediklerinde,
şehir eşrafının götürmeyi teklif ettiği Hicaz tarafları da
kaybedilen vatan topraklarının bir parçası idi.
Kendisini çok seven o insanların tekliflerini kabul ederek
oraya veya bir başka Müslüman beldesine gittiği takdirde
aynı dine inandığı, hâllerine âşina olduğu ve dillerini konuştuğu insanların arasında
huzur içinde yaşayabilirdi.
Onların, hayatları pahasına da olsa söylediklerini yapacaklarını bildiği hâlde,
“Ben Hicaz’da olsaydım buraya gelirdim” diyerek
vatan tercihini Anadolu’dan yana kullandı
ve Türk milleti içinde yaşamaya karar verdi.