Risaleler Cevami'ül Kelim midir?

memluk

Hatim Sorumlusu
Efendimizin (s.a.v.) bir sıfatı da cevami'ül kelim dir. Yani az sözle çok şey anlatmaktır. Yoksa az konuşmak demek değildir. Yani bir meseleyi ifade ederken, az kelime kullanır ancak verilmesi gereken manayı fazlasıyla verirdi. Bu hususiyet Allah kelamı olan, Kur'an-ı Kerim'de kamil manada mevcuttur. İkinci olarakta, Efendimiz (s.a.v.) da bulunmaktadır.


Fakat bu durumu az konuşmak şekinde anlamak doğru değildir. Belki, konuşması gereken her hususta konuşurdu, ancak kelime israfı yapmazdı. Az, öz konuşurdu şeklinde anlamak daha doğru olsa gerek.

Risalelerin hacmine bakıp ta, Üstad çok sözle konuşmuştur, tespiti doğru değildir. Yüz otuz risale değil, bin yüz otuz risalede yazılmış olsa yine böyle bir tespit yapmak doğru olamaz. Hadis-i şeriflerin sayısının azlığına veya çokluğuna bakıp bu teşhisi koyamadığımız gibi. Risalelerde, asrın ihtiyacına göre muhtelif ve çok mevzu ele almıştır. Alimler ve ediplerin ifadelerince, yüzlerce cilt kitapta ancak izah edilebilecek bu mevzuların, mevcut külliyatla izahı ve bu asırda binlerce kitabların risaleleri anlamak için yazılmaları, az kelimeyle çok mana ifade ettiğinin önemli delilidir.


" Hem meselâ, sırr-ı kader ve cüz-i ihtiyarînin hâlli için, koca Sa'd-ı Taftazanî gibi bir allâme, kırk elli sayfada, meşhur Mukaddemât-ı İsnâ Aşer namıyla telvih nam kitabında ancak hâllettiği ve ancak havassa bildirdiği aynı mesâili, kadere dair olan Yirmi Altıncı Sözde, İkinci Mebhasın iki sayfasında tamamıyla, hem herkese bildirecek bir tarzda beyanı, eser-i inâyet olmazsa nedir? " (1)


(1) bk. Mektubat, Yirmi Sekizinci Mektup Yedinci Mesele.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale-i Nur
 
Üst