Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Soru Cevap
Risale-i Nur Soru Cevap 25 : Yedinci Lema - Fetih Süresi
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="faris" data-source="post: 451905" data-attributes="member: 1006387"><p><strong><span style="color: #ff0000">Soru 4:</span></strong> Hudeybiye antlaşması kimler arasında ve neden imzalanmıştır. Bu antlaşma müslümanların aleyhinde görülen bu antlaşma neden fetih olarak nitelendiriliyor?</p><p></p><p>Hudeybiye Antlaşması Kureyşliler ile İslam Devleti arasında Hicretin altıncı senesinde zilkade ayında miladi 628 yılında imzalanmıştır. Hz. Peygamber efendimiz a.s.v. ashabı ile beraber Kabeyi tavaf etmek niyeti ile sadece yolcu kılıçları ve kurbanlık oldukları belli olacak develeri ile yola çıkmaları üzere kureyşlilerin bu ziyareti engellemek ve can güvenliklerini tesis etmek için üç kişilik bir heyet ile barış görüşmelerinde bulunmalarını istemiştir. Çünkü Kureyşliler, Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın ashabından Rıdvan Biatını almalarından ve üzerlerine yürümelerinden korkmuş ve üç kişilik barış görüşmelerinde bulunmaları için bir heyet göndermeye karar vermişlerdi.</p><p></p><p>İslam akaidinde hükümler hususan peygamber efendimiz a.s.v. ahval ve akval ve efalini iki şekilde değerlendiririz. Birincisi zahire göre ikincisi batına göre ve bu şekilde hakikati görmek mümkündür. Ustad Bediüzzaman r.a. bazı yerlerde aklın zahire mübtela olduğunu ifade etmektedir. İşte Ashab-ı Kiram antlaşmanın imzalandığı anlarda o antlaşmayı zahiren hüküm vererek Müslümanların aleyhinde bir antlaşma olarak değerlendirmişler. Şu Hadis-i Şerifde geçen bu meselenin hakikatini ifade etmektedir :</p><p></p><p>[BILGI]Resûl-i Ekrem Efendimiz, Medine`ye doğru Ashabıyla gelirken bir Sahabînin, </p><p></p><p>"Beytullahı tavaftan alıkonulmuşuz, kurbanlıklarımızın Haremde kurban edilmelerine de mani olunmuştur. Müslüman olarak da bize gelip sığınanları Resûlullah onlara geri çevirmiştir. Bu nasıl ve ne biçim fetihdir?" d</p><p></p><p>ediği kendisine haber verildi.</p><p></p><p>Bunun üzerine Peygamber Efendimiz, </p><p></p><p>"Bu, ne kötü bir sözdür"</p><p></p><p> buyurduktan sonra, Hudeybiye`nin büyük bir fetih olduğunu şöylece izah etti:</p><p></p><p>"Evet! Hudeybiye Sulhü en büyük fetihdir. Müşrikler, sizin kendi beldelerine gidip gelmenize ve işinizi görmenize râzı olmuş, gidip gelirken de emniyet içinde bulunmanızı istemişlerdir.</p><p></p><p>"Onlar şimdiye kadar hoşlanmadıkları İslâmiyeti de böylece sizlerden görecek, öğreneceklerdir. Allah, sizi, onlara galip getirecek, gittiğiniz yerden sağ salim ve kazançlı olarak geri döndürecektir! Bu ise, fetihlerin en büyüğüdür." ( İnsanü`l-Uyûn, 2:715.)</p><p></p><p>Hz. Resûlullahın böylesine kesin konuşmasından sonra Sahabîlerin de gönlüne bir ferahlık geldi. Sulhün bir fetih olduğunu şöyle itiraf ettiler:</p><p></p><p>"Vallahi, yâ Resûlallah, bizler, bunu senin düşündüğün gibi düşünmemiştik! Muhakkak ki sen, Allah`ın emirlerini bizden daha iyi bilirsin." (A.g.e., 2:715.)[/BILGI]</p><p></p><p>İşte bu meseleyi Ustadımı Bediüzzaman r.a. çok nezih bir ifade ile kılıç kınına girdi Kur'an hakikatleri ortaya çıktı ifadesiyle özetlemiştir. Çünkü bir davada dava sahibi davasını anlatmaktan çok muhatablarıyla kavga içinde olursa muhatabları onun davasının hak olduğunu anlayamacağı gibi dava sahibi davasında zahiren haksız durumada düşebilir. Nitekim dışarıdan birisi bu dava sahibini kavgacı göreceğinden davasına dahi bakmadan zahiren hüküm verecektir. Bir başka cihetlede yine bir savaş dâhisi olan Halid Bin Velid ile bir siyasi dehaya sahib Amr ibnül As gibi mağlubiyeti kabul etmeyen zatlar hudeybiye anlatşması ile manen Kuranın Kılıçı onları mağlub etmiş ve hakikatlerini tam kabul ederek Sahabe-i Kiramın kahramanlarından oldukları ve islamiyete çok büyük hizmet etmişlerdir.</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="faris, post: 451905, member: 1006387"] [B][COLOR=#ff0000]Soru 4:[/COLOR][/B] Hudeybiye antlaşması kimler arasında ve neden imzalanmıştır. Bu antlaşma müslümanların aleyhinde görülen bu antlaşma neden fetih olarak nitelendiriliyor? Hudeybiye Antlaşması Kureyşliler ile İslam Devleti arasında Hicretin altıncı senesinde zilkade ayında miladi 628 yılında imzalanmıştır. Hz. Peygamber efendimiz a.s.v. ashabı ile beraber Kabeyi tavaf etmek niyeti ile sadece yolcu kılıçları ve kurbanlık oldukları belli olacak develeri ile yola çıkmaları üzere kureyşlilerin bu ziyareti engellemek ve can güvenliklerini tesis etmek için üç kişilik bir heyet ile barış görüşmelerinde bulunmalarını istemiştir. Çünkü Kureyşliler, Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın ashabından Rıdvan Biatını almalarından ve üzerlerine yürümelerinden korkmuş ve üç kişilik barış görüşmelerinde bulunmaları için bir heyet göndermeye karar vermişlerdi. İslam akaidinde hükümler hususan peygamber efendimiz a.s.v. ahval ve akval ve efalini iki şekilde değerlendiririz. Birincisi zahire göre ikincisi batına göre ve bu şekilde hakikati görmek mümkündür. Ustad Bediüzzaman r.a. bazı yerlerde aklın zahire mübtela olduğunu ifade etmektedir. İşte Ashab-ı Kiram antlaşmanın imzalandığı anlarda o antlaşmayı zahiren hüküm vererek Müslümanların aleyhinde bir antlaşma olarak değerlendirmişler. Şu Hadis-i Şerifde geçen bu meselenin hakikatini ifade etmektedir : [BILGI]Resûl-i Ekrem Efendimiz, Medine`ye doğru Ashabıyla gelirken bir Sahabînin, "Beytullahı tavaftan alıkonulmuşuz, kurbanlıklarımızın Haremde kurban edilmelerine de mani olunmuştur. Müslüman olarak da bize gelip sığınanları Resûlullah onlara geri çevirmiştir. Bu nasıl ve ne biçim fetihdir?" d ediği kendisine haber verildi. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz, "Bu, ne kötü bir sözdür" buyurduktan sonra, Hudeybiye`nin büyük bir fetih olduğunu şöylece izah etti: "Evet! Hudeybiye Sulhü en büyük fetihdir. Müşrikler, sizin kendi beldelerine gidip gelmenize ve işinizi görmenize râzı olmuş, gidip gelirken de emniyet içinde bulunmanızı istemişlerdir. "Onlar şimdiye kadar hoşlanmadıkları İslâmiyeti de böylece sizlerden görecek, öğreneceklerdir. Allah, sizi, onlara galip getirecek, gittiğiniz yerden sağ salim ve kazançlı olarak geri döndürecektir! Bu ise, fetihlerin en büyüğüdür." ( İnsanü`l-Uyûn, 2:715.) Hz. Resûlullahın böylesine kesin konuşmasından sonra Sahabîlerin de gönlüne bir ferahlık geldi. Sulhün bir fetih olduğunu şöyle itiraf ettiler: "Vallahi, yâ Resûlallah, bizler, bunu senin düşündüğün gibi düşünmemiştik! Muhakkak ki sen, Allah`ın emirlerini bizden daha iyi bilirsin." (A.g.e., 2:715.)[/BILGI] İşte bu meseleyi Ustadımı Bediüzzaman r.a. çok nezih bir ifade ile kılıç kınına girdi Kur'an hakikatleri ortaya çıktı ifadesiyle özetlemiştir. Çünkü bir davada dava sahibi davasını anlatmaktan çok muhatablarıyla kavga içinde olursa muhatabları onun davasının hak olduğunu anlayamacağı gibi dava sahibi davasında zahiren haksız durumada düşebilir. Nitekim dışarıdan birisi bu dava sahibini kavgacı göreceğinden davasına dahi bakmadan zahiren hüküm verecektir. Bir başka cihetlede yine bir savaş dâhisi olan Halid Bin Velid ile bir siyasi dehaya sahib Amr ibnül As gibi mağlubiyeti kabul etmeyen zatlar hudeybiye anlatşması ile manen Kuranın Kılıçı onları mağlub etmiş ve hakikatlerini tam kabul ederek Sahabe-i Kiramın kahramanlarından oldukları ve islamiyete çok büyük hizmet etmişlerdir. [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Soru Cevap
Risale-i Nur Soru Cevap 25 : Yedinci Lema - Fetih Süresi
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst