Risale-i Nur sadeleştirilebilir mi ?

Merih

Well-known member
Risale-i Nur’un sadeleştirme iddiası daha çok Risale-i Nur ile ciddi meşgul olmayan ve kendi anlayışlarına ve gayelerine göre hareket eden çevrelerden çıkmaktadır. Ancak şu var ki; bu anlayışta olanlar iki kısım olarak görülüyor.

Bir kısmı iyi niyetlidirler fakat meselenin iç yüzünü ve inceliğini ve Risale-i Nur’un bu husustaki beyanlarını ve Hazret-i Üstadın sağlığında ortaya çıkan bu tarz fikirlere ve teşebbüslere Üstadımızın izin vermediğini bilememekten böyle fikirlere sahib oluyorlar.

İkinci kısım ise bilerek veya bilmeyerek bazı hissiyatın yani: «Bazen arzu fikir suretini giyer. Şahs-ı muhteris arzu-yu nefsaniyesini fikir zanneder.» (Hutbe-i Şamiye:143) ifadesiyle Hazret-i Üstadın tesbit ettiği bir temayülün veya harici telkinlerin ve daha başka sebeblerin tesirinde kalarak usul harici çıkış yapanlardır.

Gerçi bu tarz hareketler hakiki Nurculara bir zarar veremiyor ve veremez. Çünkü onlar, hareketlerinde Risale-i Nur’u merci görür, ona göre hareket ederler ve sadeleştirmeye Risale-i Nur’un izin vermediğini anlayınca harici tesirlere kapılmazlar. Ancak Risale-i Nur Külliyatına yeteri kadar vakıf olamayanlara bir tereddüt getirebilir.




Sadeleştirme iddiasının esası: Risale-i Nur eserlerini herkes anlayamıyor, ifade ve kelimelerini bu zamanın insanları bilhassa gençleri iyi ve rahatça anlayamıyorlar ilh. şeklindedir.
  • SUAL : Acaba bu sadeleştirme meselesine Risale-i Nur ne diyor, izni var mı, yok mu?
  • Bediüzzaman bu meseleye nasıl bakıyor?
CEVAP: Bediüzzaman Hazretleri Risale-i Nur’un meziyetlerini anlatırken diyor ki:

«Risale-i Nur eczaları, bütün mühim hakaik-i imaniye ve Kur'aniyeyi hattâ en muannide karşı dahi parlak bir surette isbatı, çok kuvvetli bir işaret-i gaybiye ve bir inayet-i İlahiyedir. Çünki hakaik-i imaniye ve Kur'aniye içinde öyleleri var ki; en büyük bir dâhî telakki edilen İbn-i Sina, fehminde aczini itiraf etmiş, “Akıl buna yol bulamaz!” demiş. Onuncu Söz Risalesi, o zâtın dehasıyla yetişemediği hakaiki; avamlara da, çocuklara da bildiriyor.» (Mektubat sh:372)

İşte Hazret-i Üstad te’vili mümkün olmayan bir sarahatle en zor meseleleri çocuklara da bildirdiğini ifade ediyor.

Yine Hazret-i Üstad diyor ki:

«Bütün bu risalelerde, bütün derin hakaik, temsilât vasıtasıyla, en âmi ve ümmi olanlara kadar ders veriliyor.
Halbuki o hakaikin çoğunu büyük âlimler "tefhim edilmez" deyip, değil avama, belki havassa da bildiremiyorlar.» (Mektubat sh:373)
 
Üst