Nur talebesi olmakmı, tarikat ehli olmakmı, yada ilim ehli olmakmı efdal?

memluk

Hatim Sorumlusu
Devamlı Risale-i Nur ile meşgul olan, lakin küçük günahlar işleyen bir nur talabesi mi, yoksa ehl-i ilim olmayan kendini küçük günahlardan bile muhafaza eden, bir hak tarikata mensup bir mürid mi daha efdaldir?




Evvela, Risale-i Nurları okumak ile küçük günahları işlemek arasında sanki zaruri bir gereklilik bağı varmış gibi düşünmek ve öyle algılamak, nefis ve şeytanın adi bir numarasıdır.

Nefis ve şeytan burada bu zamanın en mühim hakikati olan Risale-i Nurlardan ayırmak ve koparmak için sağdan yanaşıyor. Yani şuraya gidersen daha takva olursun diyerek, bizi mühim bir fazilet ve esaslı bir kaleden çıkarmaya çalışıyor.

İkincisi, Risale-i Nurların iman hakikatlerinden sonra en önemli kaide ve esası takvadır.
Yani günahlardan sakınmaktır. Küçük günahlardan korunup, aynı zamanda da Risale-i Nur dairesinde pekala hizmet edilebilir. İkisinin beraber olması imkansız bir şey değildir ki bir tercih yapmak zorunda kalalım.

Üçüncüsü, küçük günahları devamlı işleyen birisinin sorunu meslek ve meşrep ile ilgili değil, kendi bir takım zaaf ve hataları ile ilgilidir. Meslek ve meşrep değiştirmek yerine o zaaf ve hataların tespit edilip üzerine gidilmesi gerekir. Yoksa hangi meslek ve meşrebe gitse, aynı vaziyet devam eder, fark eden bir şey olmaz.

Dördüncüsü ve son olarak Risale-i Nur dairesi her hususta Nur talebesine kafidir. Başka dairelerde nur aramaya ihtiyaç bırakmıyor. Üstad Hazretleri bu hususu şu şekilde ifade ediyor:
"Risale-i Nur talebeleri, Risale-i Nur'un dâiresi hâricinde nur aramamalı ve aramaz. Eğer ararsa, Risale-i Nur'un penceresinden ışık veren mânevî güneşe bedel bir lâmbayı bulur, belki güneşi kaybeder."(1)
(1) bk. Lem'alar, Yirmi Sekizinci Lem'a, On Birinci Nükte


Selam ve dua ile...
Sorularla Risale
 
Üst