Namazsız ezan ezansız namaz

HAYA

Sevdam Davam
Bir dede ile torununun konuşmalarına kulak veriyoruz:
Torunu, pamuk gibi bembeyaz sakallı, nur yüzlü dedesine merakla soruyor: ' Dedeciğim! Bir insanın ömrü ne kadar olur?' Dede tatlı bir gülücükle:
Ezanla namaz arası kadar yavrucuğum.' deyince torun:
' Nasıl yani, ömür bu kadar kısa mı?' der. Dede: ' Evet yavrum. ömür, namazsız ezanla, ezansız namaz arası kadardır.' diye cevap verir. Torun yeniden sorar:

' Namazsız ezan ve ezansız namaz sözlerinden ne kastettiğini anlamadım dedeciğim. Bu ne demek açıklar mısın?' Dede şefkatle ellerinden tuttuğu torununa:
' Bak yavrum, geçenlerde komşumuzun çocuğu doğdu. O çocuğun kulağına ezan okundu değil mi? işte o ezanın namazı kılındı mı?Kılınmadı. O ezan ' Namazsız ezan' dı. insan öldüğü zaman kılınan cenaze namazının da ezanı yoktur. O da ' Ezansız namaz' dır. Aslında o namazın ezanı
insan doğunca okunmuştu kulağına. ' Bak ey insan! Doğdun, ama öleceksin, ömür çabuk biter, hayatını iyi değerlendir. Boşa vakit harcama!' ikazını yapıyordu o ezan.
İşte yavrum öMüR, EZANLA NAMAZ ARASI KADARDIR.
Sakın boşa geçirme. ömrünü dolu dolu yaşa, bir nefes bile boşluk bırakma!
 
Üst