Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Kütüphane
Makale - Menkıbe ve Denemeler
Menkıbeler ve Kıssadan Hisseler..
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="garp" data-source="post: 432743" data-attributes="member: 1024392"><p><span style="font-size: 12px">HAMALLIK YAPAN HALİFE</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"> Halife Hazret-i Ömer bir gece şehri dolaşırken, bir evden çocukları iki gündür aç olan annenin feryadını duyar.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">— Yavrularım, Allah sizin hakkınızı Ömer’den sorsun! Bu sözü işiten halife kapının Önünde titremeye başlar.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"> İçeriye seslenir:</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">— Ömer’den ne istiyorsun?</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">— Sen ne soruyorsun, dost musun, düşman mısın?</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">— Allah için, dost olarak soruyorum.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">— Ömer’den şunu istiyorum: Bu çocukların babasını askere gönderdi. İki gündür çocuklarım aç, ocağım üzerine tencere koydum, suyu karıştırıyorum. Yemek pişiriyorum diye onları avutuyorum. Dün uyutmuştum. Ama bugün açlıktan uyuyamıyorlar. Birbirlerine sarılmış halde sızlanıp duruyorlar.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">— Peki, Ömer’e haber verdin mi?</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">— Neyi haber vereyim? Adamlarımızı askere almayı biliyor da, gerideki çocukların durumunu hiç düşünmüyor mu? İnsanlara baş olmak, başa belâ olmak mıdır? Hazret-i Ömer ağlayarak evine koşar. Arkasına bir çuval un eline bir teneke yağ alıp kadının evine gelirken karşısına sahabelerden bir zat çıkar.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">— Ey mü’minlerin Emiri, bu ne hal, nereye koşuyorsun? Ver şu tenekeyi ben taşıyayım.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">— Yok vermem, bunlar Ömer’in günahlarıdır. Bugün yükümü alırsın ama, yarın Allah’ın huzurunda günahlarımı alamazsın. Bırak da ben taşıyayım.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">Eve girip çuvaldan biraz un çıkarır, tencereye koyar. Sönmek üzere olan ateşi üflerken sakalının bir tarafı hafifçe yanar. Un çorbası pişirip çocukların kamını güzelce doyurur. Çocukların annesine de:</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">— Yarın mutlaka Halife’yi göreceksin der.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"> Kadın tanımadığı bu yabancı adamın yaptığı iyiliklerden dolayı, son derece memnun olur. Evden çıkarken arkasından söyle konuşur:</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">— Allah Ömer’in yerine başımıza seni geçirsin.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px"> Halife Ömer hiç sesini çıkarmadan oradan ayrılır. Sabahleyin kadın halifenin yanına gider; bakar ki kendisine çorba pişiren zat, Halifelik makamında oturmaktadır. O zaman özür dilemeye başlar:</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">— Kusura bakma Ya Ömer, akşam canımın acısından size acı söyledim, sizi incittim.</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">— Hayır sen vazifeni yaptın. Ömer suçludur. Asıl siz hakkınızı helâl edin…</span></p><p><span style="font-size: 12px"></span></p><p><span style="font-size: 12px">İşte onlar böyleydi…</span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="garp, post: 432743, member: 1024392"] [SIZE=3]HAMALLIK YAPAN HALİFE Halife Hazret-i Ömer bir gece şehri dolaşırken, bir evden çocukları iki gündür aç olan annenin feryadını duyar. — Yavrularım, Allah sizin hakkınızı Ömer’den sorsun! Bu sözü işiten halife kapının Önünde titremeye başlar. İçeriye seslenir: — Ömer’den ne istiyorsun? — Sen ne soruyorsun, dost musun, düşman mısın? — Allah için, dost olarak soruyorum. — Ömer’den şunu istiyorum: Bu çocukların babasını askere gönderdi. İki gündür çocuklarım aç, ocağım üzerine tencere koydum, suyu karıştırıyorum. Yemek pişiriyorum diye onları avutuyorum. Dün uyutmuştum. Ama bugün açlıktan uyuyamıyorlar. Birbirlerine sarılmış halde sızlanıp duruyorlar. — Peki, Ömer’e haber verdin mi? — Neyi haber vereyim? Adamlarımızı askere almayı biliyor da, gerideki çocukların durumunu hiç düşünmüyor mu? İnsanlara baş olmak, başa belâ olmak mıdır? Hazret-i Ömer ağlayarak evine koşar. Arkasına bir çuval un eline bir teneke yağ alıp kadının evine gelirken karşısına sahabelerden bir zat çıkar. — Ey mü’minlerin Emiri, bu ne hal, nereye koşuyorsun? Ver şu tenekeyi ben taşıyayım. — Yok vermem, bunlar Ömer’in günahlarıdır. Bugün yükümü alırsın ama, yarın Allah’ın huzurunda günahlarımı alamazsın. Bırak da ben taşıyayım. Eve girip çuvaldan biraz un çıkarır, tencereye koyar. Sönmek üzere olan ateşi üflerken sakalının bir tarafı hafifçe yanar. Un çorbası pişirip çocukların kamını güzelce doyurur. Çocukların annesine de: — Yarın mutlaka Halife’yi göreceksin der. Kadın tanımadığı bu yabancı adamın yaptığı iyiliklerden dolayı, son derece memnun olur. Evden çıkarken arkasından söyle konuşur: — Allah Ömer’in yerine başımıza seni geçirsin. Halife Ömer hiç sesini çıkarmadan oradan ayrılır. Sabahleyin kadın halifenin yanına gider; bakar ki kendisine çorba pişiren zat, Halifelik makamında oturmaktadır. O zaman özür dilemeye başlar: — Kusura bakma Ya Ömer, akşam canımın acısından size acı söyledim, sizi incittim. — Hayır sen vazifeni yaptın. Ömer suçludur. Asıl siz hakkınızı helâl edin… İşte onlar böyleydi…[/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Kütüphane
Makale - Menkıbe ve Denemeler
Menkıbeler ve Kıssadan Hisseler..
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst